Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 Ikincikânun 1940 CUMHURİYET SON HABER Hâdlseler arasında Son söx kimin ? Bir İtalyan gazetesi, «Son söz topun değil, muharib milletlerin manevî mukavemetinindir» diyor (Baştarafı 1 tncı sahtlede) Londra 10 (a.a.) Dün akşam ha va kuvvetleri başkumandanl~ının ihda sına müteallik resmî bir tebliğ neşredil miştir. Bu kuvvetler arasında Fransada bulunan bütün hava cüzütamlannın mü messilleri bulunacaktır. Mehmed Akif ve Midhad Cemal debiyatçılarımız arasında 3 4 sene sürmüş bir dostluk var nudır? Varsa bfle bunu sorduracak kadar az olsa gerek; varsa bile arasız ve arızam değildir; varsa bile Mehmed Akifle Mithat Cemalin edebiyat ve hayat arkadaskğuıdan doğan harikulâde neticeyi vermemiştîr. Harikulâde netice »u: Mithat Cemalin Mehmed Akif için yazdığı kitab. Harikulâde, çiinkü edebiyat tarihimizde bir şairin, hatta Abdiilhak Hâmid gibi bir şairin bile gölgesi üstüne bu kadar titreye titreye kapanmış, ona aid her batıra zerresini lup altındaki elmas kmntısı halinde büyüten hiçbir monografiye raslamayoruz. Mithat CemaUnki yanında Siileyman Nazifin Akif için yazdığı kitab nihayet bir broşür azmanı, Eşref Edibiıı yazdığı kitab da edebiyat tarihimize bol aydınlıklar getiren, yüklü ve değerii bir vesika tomandır. Mithat Cemalin (Seınilı Lutfi Kitabevi tarafından birinci cüdi yeni çıkanlan) kitabı, safahat şairini, mazinin boşluğunda kaybolup gitmiş sanılan, fakat «Üç lstanbul» muharririnin haftzasındaki raflarda, 34 senedenberi, vefalı bir dost itinasile saklanan karakleristik hatıra anlannın incecik çizgilerile diriltiyor. Akif bu kitabda edebî otopsi mevzuu olmus bir ölü değil, yakınlanndan başka hiç kimsenin bibnediği, hatta onlann bile, kendilerine böyle bir eser delâlet etmedıkçe umıtmaga mahkurn olduklan hayat anlan içinde, sağlığındakinden fazla diridir. Bu kita"b Akifin sesini bir gramofon plâkından fazla, duruşlarını, susuşlannı ve kımıldanıjlarını bir sinema filminden fazla, ruhunu da, jiirlerine aksetmeyen mahrem taraflarile bütün kendi yazılanndan fazla canlandırıyor. Bu kitabı okurken, «ne hafıza!» diyeceksiniz, otuz sene evvelki ev, sokak, otuz sene evvelki füphe, ima, otuz sene evvel tek bir kelime üstünde peyda olmuf hassasiyetin çizgileri hatırlanmıstır. «Ne dostluk» diyeceksiniz, edebiyat âlemi denilen nifak âleminde görülmemiş bir bağhkkla muharrir, mevzuuna kaışı sevgisini ve hayranlığuu, bir kaside yalancılığından en uzak samimiyetile, her satırda belli eder. «Ne sade nesir!» diyeceksiniz, muharririnin konuşma diiini çok andıran otomatik bir tabülikle akıp giden üslubunun en güzel örneklerini vermiftir. «Ne hayırhah utihza!» diyeceksiniz, çiinkü bu istihzanın mevzuu, bütün eserde, müellifin kenduinden başka hiç kimse değildir. Mithat Cemal, Akifi büyütmek için kendisini fazla küçültmek gibi araiarındaki nispeti haksız yere tahrif etmek yolile, belki eserde kendi portresine ayırdığı büyük miktann güzel mazeretini de elde etmiş oluyor. Çünkü biz onun kitabmda Mehmed Akif kadar kendisinin de yaşadığını ve bunun içinde hayli mubalâgalı bir tevazuun hakir örtüsüne sığındığmı görüyoruz. Fakat bu tevazu, bizden, mevzuun eanlı ikiliğjni gizleyebüse bile, eserin Mehmed Akife ve Mithat Cemale lâyık büyüklüğünü ve güzelliğini örtemiyor. GÜNÜN MEVZULARI Bir deniz Daima, Inönündeki gibi... muharebesi olursa.. Alman donanmasının mağlubiyeti mukadderdir, çünkü, bu kuvvetler, deniz hâkimiyetini İngilizlerden cebren istihsal edecek kudrette değildirler Yazan; AB1DİN DAVER Geçen gün Cumhuriyette Londradan alınmış şöyle bir haber vardı: Alman filosunun başkumandanı Amiral Reader, Admiral Graf von Spee ceb zırhhsının intikamını almak için, Ingiltereye karşı büyük mikyasta bir deniz taarruzu hazırlamıştır. Hitler, Alman filosunu, Kiel'den çıkararak iki istikamette bir taarruza geçmek üzere Şimal denizine sevkedecektir. Bu iki kanadlı taarruzun hedefleri şu r caktır: 1 îngiliz filosunu muharebeyi kabule icbar ederek onu, denizlerdeki hakimiyetine zarar verecek derecede hasara uğratmak, 2 İngiliz şehirlerini, sahillerini ve limanlarını bombardıman ederek müm kün olduğu kadar çok ticaret germsi batırmak. Bu haber, bir Alman kaynağmdan çıkmış değildir; bir ingiliz gazetesinin istihbarıdır. Bu haberi veren tngiliz muharriri, böyle bir harekete karşı, İngiliz gemilerinin sayıca çok olduğunu kaydettikten sonra, İngiliz sahillerini. ukoçyadan Douvres' (Duvr) e kadar mayin tarla larının himaye etmekte olduğunu yazıyor. Vukuuna ihtimal vermemekle beraber böyle çifte bir taarruzun muvaffakiyetle neticelenip neticelenmiyeceğini bir defa da, biz daha esaelı surette, tetkik edelım: ağır topçu düellosunda, şu toplar karşılaşacaktır: Cap lngilizler Almanlar 406 milimetrelik 18 0 381 » 76 0 280 » 0 30 203 » 115 16 152 lik vasat toplarla daha küçük topları saymağa lüzum görmüyoruz. Çünkü zırhlılar arasındaki muharebelerde onların rolü büyük değildir. Bununla beraber, vasat ve küçük toplar bakımından da lngilizler çok üstündür. Ingilizlerin 203 lük toplarının bir kısmı, bazı ağır kruvazörler Okyanuslarda olduklan için, muharebeye iştirak edemiyeceklerdir. Öyle de olsa, 30 tanesi 280 lik ve 16 tanesi de 203 lük 46 Alman ağır topuna mukabil, yalnız İngiliz zırhlılarının 94 tane 40Ö lik ve 381 lik çok ağır topu vardır. tngiliz sulannda bulunan tngiliz ağır kruvazörlerinin 203 lükleri de caba. Ingilizlerin topçu üstünlüğü çok ezicidir ve böyle bir top düellosunda Almanların mağlub olması mukadderdir. NALINA MIHINA Resmî tebliğ Londra 10 (a.a.) Bahriye Birincî Lordu Winston Churchill, tngiliz heyeti seferiyesini teftiş etmek üzere gitmiş olduğu Fransadan dün öğleden sonra Londraya dönmüştür. Çurçil Londrada üyük Millî Şef Ismet tnönü, Birinci İnönü zaferini, 19 sene evvel, 1 0 1 1 ikincikânun 1921 gecesi kazanmıştı. Bu muharebenin yıldönümlerinde, Cumhuriyette çıkan müteaddid yazılanmızda, zaferin ne müşkül şartlar içinde, kazanıldığını bütün tafsilâtile izah etmiştik. İkinci İnönü zaferinden sonra, Ebedî Şefin, kendisine çektiği tebrik telgrafında büyük bir belâgatle ifade ettiği gibi, Ismet İnönü, İnönünde «yalnız ditşmanı değil; milletin makus talihini de yenrnişti». O, Birinci İnönünde, ikincisinden daha müşkül şartlar içinde harbetmiş ve muzaffer olmuştur. Sayıca üç misli üstün, malzeme ve cephanece hesaba gelmez derecede faik bir düşman ordusu yetişmiyormuş gibi, Çerkes Etem kuvvetleri de ihanet ederek hasım tarafına geçmişti. Vaziyet ümidsiz denilecek bir halde idi; buna rağmen, Millî Şefimiz, sonra kendisine hakikaten lâyık soyadı olan inönünde, ilk zaferi kazandı. lnonünün kudretli kumandam ve kahraman galibi, şimdi bütün Türk milletinin başındadır. Aradan 19 yıl geçmiş olmasına rağmen, Ismet İnönü, hâlâ tnönündeki gibi millet yolunda her fedakârhğa katlanmağa hazır, sarsılmaz iradeü Şef olduğunu göstermektedir. Son seyahatinde, Cumhur Reisimize refakat etmek şerefini kazanmış olan arkadaşımız Mekki Saidin dünkü Cumhuriyette çıkan mektubundan aldığım şu satırları bir daha okuyunuz: tNksara ulaşmak için kar tipisinden ve çamurlara saplanmaktan kurtulmak ve uçurumlardan korunarak sis aşmak lâzım. Tokadm henüz 30 kilometre uzağmda, kafile durakladı. Cumhur Reisinin otomobili saplanmiftı. Bu araba en önde idi. Felâketzede kasabaya bir an evvel varmak için Millî Şefimiz, yolgösterici olomobili dahi, geride bırakmıştı. Heyelânlarla yer yer kapantnif olan şosenin anzalı kısımları pek güç açıtabildi. *Akşam karanhğı ortahğı büsbülün kdpladıktan sonra, tâ uzaklarda yer yer alevlerin yükseldiğini KÖrdiik. Tanıyanlar €İşte Nik~ sar!» dediler. «Kelkit kenarındayız. 750 metre uzunlufcundaki talıta kö'prü, üzerinden neçilmesi çok lehlikeli bir halde idi. Muhtelif yerlerinden çökmüşlü; yamn uymru idi. inönü, yolculuğun bundan sonraki kısmına yaya olarak devam etti.» Millî Şef gece karanlığında, karlara ve çamurlara saplanarak zelzelenin harcJ>eye çevirdiği Niksara giriyor; orada çad.ırlar ve barakalarda oturan Niksarlıların derdlerini dinledikten sonra, buradan ayrılıyor? «Kelkit köpru'sii gene yaya olarak s;eçı7« di. tleride kar tipisi fiddetlenmişti, yamaclarda sis, yolu tıkayacak kadar kuvvetli idi. Derekse dağlannı şimdi daha giiçlükle aşıyoruz. Ceride Niksar, alevleri çok uzaktan f^örülebilen iki üç meşale halinde. «.Millî Şefi u^urlayan sesler, kafileyi hâlâ takib ediyor: « Sen sağol, babamız!» Bu göz yaşartıcı manzarayı kavnyorsunuz değil mi? Türk devletinin şefî, karakış ortasında, soğuk, sis, tipi, çamur, kar dinlemiyerek zelzelenin yıkılarak bir hale soktuğu uzun bir köprüden yay» geçiyor, bir harabenin ortasında çadırlara ve bir iki barakaya yerleşmiş, eteşler yakarak ısınmağa çalışan felâketzede yurddaşların derdlerini dinliyor. Onun ruhunu yakan halk ve memleket sevgisi o kadar büyük, o kadar ateşlidir ki zelzele, tipi, uçurum hiç birşey onu felâkete uğrıyan kardeşlerin yanına koşmak azminden alıkoyamıyor. Bu manzara, Türk şairlerinin ve bilhassa Türk ressamlarının ebedileştirmeîeri lâzım gelen çok müheyyic bir levhadır. 1921 de Ismet İnönü, İnönü muharebesinde de böyle yağmurlar, tipiler, çamurlar ve ölüm tehlikeleri içinde dış ve iç düşmanlarla harbederek muzaffer olmuştu. O, 1940 ta da, hiç değişmemiştir; gene tıpkı Inönündeki gibidir, devletir. başında, fakat milletin emrindedir; mil* letin Şefi; ffkat halkın hizmetindedir. 19 sene sonra da yağmurlar, tipiler, çamurlar, zelzeleler, harabeler ve ölüm tehlikeleri içinde, adı değişen bir düşmanla, tabiatla mücadele ediyor. O, harbde muzaffer olmuştu; harabelere karşı da muzaffer olacaktır. İnönünde milletin makus talihini yenmişti; şimdi de tabiatin zulmü ile gene aksileşen talihi tekrar yenecektir. Çünkü, 19 senede saçları aklaşmış olmasına rağmen, çelik iradesi hiç değişmemiştir. O, hâlâ Inönündeki gibidir. Vaşington 10 (a.a.) Müttefik hüLondra 10 (a.a.) Avrupadakı Kanada ordulan kumandam General Mac kumetlerin memurlan, Amerikan sanayi naogton'un Fransız cephesine geldiği bil fabrikalarına 18 ay içinde şimdiye ka dar ısmarlanmış olanlann haricinde 1 0 dirilmektedir. bin tayyare daha ısmarlamak istedikleriFransız tebliğleri ni bildirmişlerdir. Paris 10 (a.a.) 9 kânunusani ak Batırılan gemiler şam tebliği: Bugün keş.if kollarımız büyük bir faaLondra 10 (a.a.) tngiliz Amiralhk liyet göstermişlerdir. dairesinin bir tebliğine göre, Şimal deriParis 10 (a.a.) Büyük umumî ka zinde Alman tayyareleri üç gemi batırrargâhtan bugün tebliğ edilmiştir: mıştır: Voges mıntakasında temas halinde bu689 tonilâtoluk lngiliz GowTİe gemisi, lunan elemanlar arasında mevziî faaliyet 955 tonilâtoluk Danimarka Ivan Kongöriilmüştür. drup gemisi, 369 tonilâtoluk Danimarka Feddy geİtalyan gazetelerinin mütaleast misi. Roma 10 (a.a.) Giornale d'ltalia, Yalnız Feddy gemisi mürettebatından muhtelif muhariblerin muvaffakiyetleri ihtimalini tetkik eden bir yazısında garb iki kişi ölmüştür. Diğer gemilerin bütün cephesindeki mevzi harbinin Almanya ta mürettebatı kurtanlarak sahile çıkarıl • rafından şiddetli bir taarruz yapılmasını mıştır. bekleyen askerî münekkidleri şaşırtmıj Karaya oturan vapur olduğunu beyan etmektedir. Paris 10 (a.a.) Barsak devriye geBu gazete, bu atalet dolayısile ihtilâfın misi, denizaltıları tarassud vazifesini gösonu ne olacağı hakkındaki tahminlerin güçleşmiş olduğunu yazmakta ve Fran rürken İspanya sahillerinde karaya otursız Alman cephesinde karşı karşıya bu muştur. Gemiye zayi olmuş nazarile balunan kuvvetlerin pek yakında yekdiğeri kılıyor. İki lspanyol vapuru mürettebatın ne muadil bir hale geleceği mutaleasında büyük bir kısmını kurtarmıştır. 20 kadar tayfa kaybolmuştur. Barsak muavin Franbulunmaktadır. Bu gazeteye göre bu şerait altında son sız gemisinin mürettebatından ölenlerin söz, topun değil, muharib milletlerin ma cenaze merasimi djjn yapılmıştır. Dün, deniz bir cesedi daha sahile at • nevî mukavemetlerinindir. Ve zafer «daha iyiler» in yani en sağlam fikrî ve ah mıştır. lâkî meziyetler gösterenlerin nasibi olaGeminin mürettebatından kurtulan 45 caktır. kişi Tenerçffe gemisine nakledilmiştir. Kanadaldartn kumandam Amerikadan altnacak yeni tayyareler Torpito hücumları Almanlar, lngilizleri gaşırtmak ve yıldırmak için muhriblerin ve torpidobotların torpido silâhına da müracaat edecekler ve sık sık torpido hücumları yapacaklardır. İngiliz hafif kruvazörlerile filotillâ liderleri bu hücumları önleyecekleri gibi kruvazörlerle liderlerin himayesinde hücum edecek olan İngiliz muhribleri de. Alman zırhhlannı daha fena vaziyete düşürecekleıdir. İki tarafın hafif kruvazörleri 56 ile 5, muhribleri ve torpidobotları ise 176 ile 52 dir. Gerçi tngiliz hafif kruvazörlerinin ve muhriblerinin hepsi Şimal denizinde değildir amma, bunların yalnız yarısınm burada bulunduğunu kabul etsek gene 28 ile 5 ve 86 ile 52 rakamları karşısında kalırız. Şurasını da unutmamak lâzımdır ki Almanların 600 ve 800 tonluk 30 tane torpidobotları, 2400 tonluk İngiliz filotillâ liderlerine ve 1400 1690 tonluk İngiliz muhriblerine nazaran çok zayıf kalırlar. Taarruzun hedefi Böyle bir deniz taarruzunun asıl hedefi, yukarıda I rakamile gösterilen İngiliz donanmasım deniz hakimiyetinden mahrum etmek olabilir. 2 rakamile işaıet edilen, fazla miktarda İngiliz ticaret gemisi batırmak tâli bir hedeftir. Buna kuvvet ayrılması, ilk mühim hedefe karşı yapılan taarruzu zayıflatır; bu itibarla asıl tetkik edilecek nokta, birinci hedeftir. Evvelâ şunu kaydedelim ki burada «İngiliz donanmasım muharebeyi kabule icbar ederek» sözü hayli manasızdır. Çünkü Alman donanması, açık denize çıkar ve muharebe etmek isterse, lngiiiz donanmasım hemen karşısında bulacaktır. Acaba Alman donanması, İngiliz donanmasile muharebe ettiği takdirde, Ingilizlerin deniz hâkimiyetini izale edebilecek kadar kat"î bir mağlubiyete uğratabilir mi? Meselenin bütün ruhu buradadır Bunu anlamak için kuvvetleri mukayese etmek gerektir. Fransız meclisi dün açıldı Menemencioğlu Paristen ayrıldı Meclise giren komünist Anlaşma hakkında Fran meb'uslar salondan. sız resmî ajansı tarafından bir not neşredildi çıkarıldılar Paris 10 (a.a.) Fransa parlamentosu bu içtima devresinin ilk celsesini ak detmiştir. Meb'usan meclisinde, en yaşlı meb'usun nutkundan evvel, sağ cenah meb'uslan «işçi ve köylü» grupuna iltihak etmemiş olmakla beraber Alman Sovyet paktını da takbih etmemiş olan yedi asker komünist meb'usu mecliste bulunuşunu protesto etmişlerdir. Meb'usan meclisinde en yaşlı meb'us nutkunu söylerken ordu hakkındaki takdiratını beyan etmiş ve meclis bu takdi rata ayağa kalkarak istirak eylemiştir. Yalnız dört asker komünist meb'us ayağa kalkmamıştır. Bunun üzerine reisin teklifile bu dört meb'us salondan ihrac olunmuştur. Bunlar başkaca bir hâdise olmaksızın kas ketlerini ve kaputlarım giymisler ve meclisi terketmişlerdir. Diğer iki komünist meb'us ayağa kalktıklarından haklarında hiçbir muamele yapılmamıştır. Hükumetin peTşembe günü eski ko münist partisile tesanüdde ısrar eden meb'usların teşriî vekâletlerinin kaldırılmasma dair bir kanun lâyihası tevdi edeceği ha^^r verilmektedir. Paris 10 (a.a.) Hariciye Vekâleti Umumî kâtibi Menemencioğlunun riya •etinde Türk heyeti mahgusası Ankaraya dönmek üzere Paristen hareket etmiştir. Hava muharebeleri Hava hücumlarına gelince, bunda da üstünlük ingilizlerdedir. Çünkü muharebe sahası, ağlebi ihtimal, Ingilîz kıyılanna ve üslerine yakın olacaktır. İki taraf sahillerine ayni mesafede muharebe edildiğini kabul etsek dahi, Ingilizlerin tayyare gemileri vardır. Bu gemilerde 225 tayyare bulunmaktadır. Ayrıca büyük Alman gemilerindeki 26 tayyareye mukabil İngiliz gemilerinde 100 den fazla tayyare mevcuddur. İngiliz tayyare gemilerile zırhlılannda ve kmvazörlerindeki tayyareler sayesinde hava üstünlüğü de Ingilizlerin tarafında bulunacaktır. Sonra tngilizler, birçok eski kruvazörlerini yalnız hava defi silâhlarile teçhiz etmişlerdir ki bunların vazifesi donanmayı münhasıran hava hücumlarmdan korumaktır. Demek ki lngilizler, havada taarruz silâhı yani tayyare bakımından olduğu gibi müdafaa vasıtası, yani hava deti topu bakımından da üstündürler. Alman tayyareleri, ta Alman kıyılarındaki üslerinden kalkıp gelecekleri halde büyük bir tayyare kütlesi, muharebe sahasmda lngiliz gemilerinden havalanacaktır. Resmî Frantız ajansımn verdiği not Paris 10 (a.a.) Havas ajansı bildiriyor: Geçen 24 tesrinisantde Türkiye Hariciye Vekâleti Umumî Kâtibi büyük elçi Numan Menemencioğlu mühim bir murahhas heyetinin başında Parise gelmişti. O zamandanberi bu heyet faaliyetini Londra ve Paris arasında taksim eylemiştir. Bu faaliyet üç memleket arasında iktısadî ve malî mahiyette bir takım anlaşmaların imzasına müncer olmuştur. Mezkur anlaşmalar Türkiyenin aldığı yeni vaziyete tekabül eylemektedir ve Ankarayı Paris ve Londraya bağlayan siyasî bağlann yarattığı karşılıklı itimad havası içinde büyük itina ile hazırlanmiş ve etrafile tetkik olunmuştur. Almanya, yakm şarktaki siyasî nüfuzunu kuvvetlendirmek için iktısadi sahada muazzam gayretler sarfeylemişti. Türkiyenin başlıca alıcısı ve başlıca da vericisi olmuştu. lhracatı ve ithalâtı Büyük Britanya ve lngiltereninkileri geçiyordu. Yeni anlaşmalar, Almanya lehtne oldrak bozulmuş olan müvazeneyi yeniden tesis yani dost memlekete vaktile Almanyadan aldıklarını temin ve Almanyaya sattıklannı mübayaa eylemeyi istihdaf eylemektedir. Esasen yakın şark memleketleri Ankara ile olan muahedelerini artırmışlar ve manda altındaki memleketlerin malî müesseseleri müşterilerine daha büyük kolaylıklar göstermişler ve munzam krediler açmışlardır. Üyleki, bu memleketlerin Türkiye ile olan ticaret münasebetleri Almanyanın gayretlerine rağmen hissedilir derecede iyileşmiştir. Nihayet şunu da kaydetmek lâzımdır ki, şimdiki anlaşmalar, Balkanlann ve Akdeniz havasının en kuvvetli sulh ve emniyet unsuru olan 19 teşrinievvel 1939 tarihli üçiizlü plânın yeni bir inkişafınl teşkil etmektedir. Mezkur siyasî vesikanın tasdikı aırasında Türk Hariciye Nazırı Saracoğlu, bunu memleketi için mes'ud ve feyizli bir devre nin başlangıcı olarak arzetmişti. Türkiye, ılmile, kültürile, ordusile dünyanm medenî milletleri gözünde insan terakkisinin zarurî bir unsuru olarak tebeyyün ediyordu. Bugün de dün olduğu gibi, Parise ve Londra, Türkiye ile tam bir müsavat dahilinde muamelede bulunmuşlardır. Ve mütekabil menfaatlerini derpiş eylemişlerdir. Bu müsavat harbsonu tarihinin muhtelif safhalarında tebarüz eylemiştir: Milletler Cemiyeti toplantılan, Montreux muahedesi, Boğazlar mukavelesi ve Nyon konferanslan hep bunun delilidir. Saracoğlu, Fransız ve İngiliz milletlerinin adalet hisleri apaçık tezahür etmiştir, diyordu. Türkiye iki büyük milletle olan bağlarını sıklaştırmakla garb medeniyetine bağlı bulunan devletlerin ön safma geçmiştir ve şunu hatırlatmak muvafık olur ki, 9 teşrinisani 1939 da Türkiye Hariciye Vekili, henüz şüphe edenlere tekrar ediyorum ki, haklarımıza çok kıskanc ve vazifelerimizi çok müdrikiz.» diyordu. , PEYAMÎ SAFA Kuvvetlerin mukayesesi İki tarafın muharebeye iştirak ettirebileceği kuvvetler şunlardır: Gemi cinsi Ingilizler Almanlar Zırhh: 12 2 Tayyare gemisi: 6 0 Ağır kruvazör: 15 4 Hafif kruvazör: 56 5 Muhrib torpidobot: 176 52 Denizaltı: 62 30 > İngiliz zırhlılarından batan Royal Oak ile tamirde bulunan iki zırhh ve batan bir tayyare gemisi hesaba katılmamış; 1939 da bitmesi mukarrer bütün gemiler hesaba dahil edilmiştir. Alman gemilerinden de batan ceb zırhhsı ile bir kruvazör yekuna ithal edilmemiş, 1939 da bitmesi mukarrer gemiler hesaba katılmıştır. Alman denizaltı gemilerinin yarıdan fazlası batmış olduğu için bunlar yalnız 30 gemi olarak hesab edilmişlerdir. Fransız gemilerininden bir kısmının ingiliz donanmasile bearber harbe iştirak etmesi ihtimali varsa da, bu hususta kat'î malumat mevcud olmadığından onları hesaba dahil etmedik. Aradaki kuvvet farkı, pek büyüktür. Bu itibarla Alman filosile îngiliz donanması arasında vukubulacak bir deniz muharebesinde, Almanların lngilizleıi mağlub etmelerine imkân yoktur. Her Alman gemisinin bir İngiliz gemisini batırdığım kabul etsek dahi, gene Almanlar, îngilizleri deniz hakimiyetinden mahrum edemezler. Hakikatte ise Alman donanması, kat'î. neticeli bir meydan muharebesine giriştiği takdirde, imhadan kendisini kurtaramaz. felâketi Kırk bin hektardan fazla arazi su altında... Bursa, 10 (Telefonla) Seylâb mıntakasından dönen Vali, tehlikede bulunan köyler halkınm Balıkesir köylerine nakli için mahallinde tedbirler aldırmıştır. Halkla birlikte 15 bin koyunla 8000 sığır da nakledilmiştir. Seylâb mıntakasında 40 bin hektardan fazla arazi su altındadır. Köylerde yıkılan evler yüzden fazladır. M. Kemalpaşada 469 koyun boğulmuş, yeniden 5 cesed bulunmuştur. Açıkta kalan 3000 kişiden bir kısmı akrabalarının yanına yerleştirilmiştir. 2200 kişi Kızılay tarafından iaşe edilmektedir. Yalnız Kemalpaşadaki zarar 750 bin lira tahmin edilmektedir. Köylerle birlikte zarar, bir milyon lirayı aşrr'stır. Muharebe nasıl olacak? Şimdi muharebeyi tasavvur edelim: İngiliz topçusu, Alman topçusunu ezerek Alman gemilerini ağır yaralıyacak veya batıracaktır. Bu arada, tabiî lngilizler de hasara uğrayacaklardır. Alman torpidobotlarının torpido hücumları, İngiliz hafif kruvazörlerile liderleri ve muhribleri tarafından karşılanacaktır. lngilizler düşman torpido hücumlarını defeıtikleri gibi kendileri de torpido hücumları yapacaklardır. Havada, tngiliz zırhhlarına hücum etmek istiyen ve Almanyadan gelen Alman tayyareleri, Büyük Britanya adasından gelen, tayyare gemileıinden ve zırhlılardan havalanan İngiliz tayyareleri # ve İngiliz donanmasındaki fazla miktarda hava defi topları tarafından karşılanacaktır. Muharebe kızıştıktan sonra, Ingilizlerin Hood gibi 3 I mil giden ve 8 tane 381 lik ağır top taşıyan, yahud da Repulse gibi 31,5 mil sürati olan ve 6 tane 381 lik topu bulunan büyük muharebe kruvazörleri Alman filosunu T ye alacaklar ve ağır yaralanıp da muharebe sahasından kaçmak istiyenîeri, gerek bu muharebe kruvazörleri, gerekse 203 lük toplar «aşıyan ve 32 mil giden tngiliz ağır kruvazörleri, kovalıyacaklardır. Işte asıl o zamandır ki üst kısımları hasara uğrıyarak topçu atış idare kuleleri harab olmuş, hava defi bataryalan kısmen veya kâmilen sukut etmiş bulunan Alman gemilerini İngiliz tayyareleri pike hücumlarile bombalıyacaklardır. Mütekabilen Almanlar da ayni şeyi yapacaklarsa da topçu üstünlüğü lngilizlerde olduğu için batmamış ve hasara uğramış Alman gemileri hava hücumlarına daha az dayanabileceklerdir. Denizaltı gemileri, böyle bir açık denîz cengine iştirak edemezler. En az 23, azamî 32 mil sür'atle seyreden zırhlılar arasında, onlar iş göremezler. Denizaîtı gemileri, fırsat bulurlarsa, yaralı olarak üslerine dönen gemilere hücum edebilirler. Neticede büyük Alman harb gemileri ya Heriyo tekrar kazandı Paris 10 (a.a.) Herriot, 424 mebuetan 350 sinin reyile tekrar meb'usan mecl'^i reisliğine intihab oh>nnrvısti"\ Yugoslavvada şiddetli soğuklar Musa Ataş Belgrad 10 (a.a.) Yugoslavyanın bazı noktalannda sıfır altında 30 a inmiş olan fevkalâde soğuk, nehirleri dondurmuş ve münakalâtı inkıtaa uğratmıştır. Beş senedenberi Yugoslavvada bu derece bir soğuk kay<Jedilmemi<=tir. Riga 10 (a.a.) Sıfır altında 40 dereceye düsmüş olan fevkalâde soğuklar dolayısile Letonyamn bütün mektebleri kapatılmıştır. Moskova 10 (a.a.) Havada şim diye kadar görülmedik bir hararet ta havvülü kaydedilmektedir. Buz denizinin şimali garbisinde bir sıcak dal<?ası esmektedir. Hararet sıfırın üstüne çıkmaştır ve yükselmektedir. Buna mukabil Ukrayna ve Karadeniz, Oc'esa sahilleri de donmuştur. Merkezî Asyada ise bu mevsimlerde hararet sıfırın altında 35 40 derceve inerken dün sıfırn üstünde 20 kaydedilmi«tir. Moskovada ise hararet sıfırın altında 32 dereceyi muhafaza evleme1't=dir. f KUÇUK HABERLER^) Letonyada Rusyada Kahire 10 (a.a.) Almanyada tutulmakta olan Mısırlılar hakkında meb'usan meclisinde yapılan bir istizaha cevaben Başvekil, Almanyanın Alman memurlan Mısın terkederek emniyet ve selâmetle memleketlerine dönmüş oldukları halde Mısır memurlannın kendi memlek«tlerine dönmelerini menetmek suretile beynelmilel şeref ve vezaif hilâfına hareekt etrniş olduğunu söylemiştir. { Almanyadaki Mısırlıların tevkifi * Brüksel 10 Bu sabah Mons civarmda yeniden bir zelzele olmuştur. Hasar yoktur. * Roma 10 Stefani ajansına Kahireden bildirildiğine göre, Irakın bazı mıntakalarında petrol araştırmak üzere bir Ingillz mühenıdis heyeti Bağdada muvasalat etmiştir. Alman plânı ne olabilir? * Londra 10 Hore Belisha, dün, grip hastalığını geçirerek işine ba§lamış olan Böyle bir mücadelede Alman plânı yeni Harbiye Nazırı Stanley'i ziyaret et şu olabilir: miştir. Alman'ar, denizaltı gemilerinin bir * Brüksel 10 Hükumet, Eupen'de çıfe kısmını, İngiliz filosunun bulunduğunu makta olan mevkut bir nazi mecmuas;nın tahmin ettikleri Skapa Flov deniz üssü öintişarını menetmiştir. nüne göndereceklerdir; İngiliz gemileri * Madrid 10 Hükumet nafıa işlsri çıktıkları zaman onlara taarruz etsinler programının ikinci kısmını tasvlb etmiştir. diye. program on senede tahakkuk etmek üzere lngilizler, bunu bildikleri için, üslerin4 milyar 200 milyon peçeta masrafı istil zam edecektir. Bu paranın bir buçuk miî den çıkarken denizaltı gemilerine karşı yarı yollara, bir buçuk milyarı su tesisatı tatbik edilen bütün müdafaa tedbirlerini na, bir milyar 200 milyonu limanlara sar alacaklardır. Mayin tehlikesine karşı ise, fedilecektir. İngiliz denizcileri, şimdiden lâzım gelen * Kopenhag ıo Hariciye Nazırı Munch, tedbirleri almışlardır. Alman donanmasıecnebi gazetecilere beyanatta buionarak nın zırhh gemileri, kendi denizaltı gemileDanimarkanın harbden evvelki şerait da rinin teşkil ettikleri perde hattmın arkahilinde bütün muharib memleketlerle ti sında Ingilz Anavatan filosile temasa gecaret yapmak arzusunda olduğunu ve muleceklerdir. Almanlar, sayıca pek zayıf haribîer arasındaki hertürlü münakaşaıar haricinde kalmak niyetinde bulunduğuuu olduklan için, kruvazörlerini, muhriblerini ve tayyarelerini de kullanacaklardır. söylemiştir. Muharebe başlayınca, Alman Hlosu, * Kaunas 10 Almanya ile Lltvanya arasındaki ticarî müzakerelere bugün Ber kendi üslerine doğru kaçarak döğüşeceklinde başlanacaktır. Bir sene içinde iki tir; böylece Ingilizleri başka denizaltı gememleket arasındaki mübadelelerin 20 milerinin bulunduğu mıntakaya, belki de milyon litasa baliğ olacağı tahmin edil mayin tarlalarına doğru çekmeğe çalışacaktır. mektedir. * Paris 10 Sıhhî vaziyeti mümkün j Ağır topların mukayesesi mertebe iyi olan Daladye bugün nazırlarj Muharebenin en mühim unsuru olan dan birçoğile görüşmüstir. ' Rumanyada şüpheli bir yangın daha Bükreş 10 (a.a.) Ploesti Valeni elektrikli şimendifer fabrikalarının antrepolarının birinde dün akşam bir yangın çıktığı Ploesti'den bildirilmektedir. Antrepoda çalışmakta olan 100 işçi kaçarak kurtulmak imkânını bulmuşlar dır. Motrisler kâmilen harab olmuştur. Hasarat 3 milyon leyi bulmaktadır. Yangının sebebi meçhullür. kâmilen imha edilecek, yahud da ancak bir ikisi limanlarına kaçabilecektir. Hulâsa, Alman donanması, muharebe ile cebren Ingilizlerin elinden deriz hâkimiyetini alabilecek kudrette değildir ve bunu yapmağa teşebbüs ettiği takdirde, İngilizlere zayiat verdirmekle beraber kendisinin de mahvolması mukadder ve muhakkaktır. Onun için biz Almanların böyle birgey yapacaklarına inanmıyoruz. ABİDİN DAVER