Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURtYET Korku «Beyaz yuva», Büyükadada, Nizanı tarafındaki yüksek çamlar ortasında açılmış ve iki sene işlemiş olan hakikaten lâtif ve şık bir lokantanm ismidir. Iki sene esnasında gayet güzel işledi. Sonra neden kapandığı na hâlâ mütehayyirim. Bu lokantaya aid cn canlı hatıralanmdan biri de, bir gün birkaç arkadaş ve iki kadmla beraber orada öğle yemegi yerken kadınlardan bi rinın kendisini hayratı hayran tetkik eden küçük bir çiçekçi kızma karşı duyduğu hiddettir. Kadm, Necmeddinin metresi olan meşhur Lâylâ idi. Hakkında, bildiginiz veçhile türlü efsaneler uydurulmuş bulunan, bilmem hangi paşanın kızı olup kırk odalı bir konakta doğduğuna dair hikâyeler deveran eden Leylâ. Vakıâ genc kadm bu lıikâyelerin membaı değildi. Fakat yanında bu şeylere temas e dildıkçe esrarlı bir sükut muhafaza eder ve bahis uzayıp giderse: Canım, bırakm şimdi bunu. Daha ne«'eli bir mevzuunuz yok mu? Dedikçe Tİvayetlerin doğruluğunda hakikaten hiç şüphe bırakmazdı. Kendisinin büyük bir aıleye mensub iken düşmüş bir kız olduğundan, öyle her şeye kolay inanmak âdetim değilken benim bile şüphem yoktu. O gün ikisi kadın olmak üzere sekiz kişiydik. Neş'eli ve mükellef bir öğle yetneğinin sonlarına varmış bulunuyorduk. Ve üç senedenberi Necmeddinin metresi olan Leylâ, lüksünü temin için bu üç sene zarfında pek çok fedakârlık etmiş olan Necmeddinden ayrılmak ihtiyacını zahir hissettiği için mütemadiyen meclisin en zengini olan Halil ile meşgul görünüyor, hep onunla alâkadar olup onunla konuşuyordu. Bu esnada birdenbire yanımızda bir küçük kız peyda oldu. Ayaklan çıplak, üstü başı yırtık ve yüzü gözü tırmık icinde olan bir rum kıjı. Güzel bir çocuk. Elinde çiçekler tutuyordu ve bunları satmak için masamıza yaklaşmış,tı. Fakat masanm önüne kadar geldikten sonra da niçin geldiğini unutuverdi. O gün hakikaten güzelliğinia bütün ihtişamı içinde her zamandan fazla parlıyan Leylâyı ağzı yarı açık seyre koyuldu. Süslü ve güzel kadınlara küçük kızların nasıl hayran olduklannı tabiî bilirsiniz. Ve birden başım çevirerek Leylâ bu manzarayı gördü. Dediğim gibi kız çok güzel ve sevimli olduğu için, biz kendisinin çocuğu okşıyacağım ve hepjmizi ona para vermeğe davet edecegini sanmıştık. Fakat o. kızı bir diişman gıbi seyrettikten sonra büyük bir hiddet içinde ve âdeta boğuk bir sesle Neaneddine hitab etti: Kov, şu arsız kızı kov, dedi. Hatta hıddelini bununla da alamıyarak, etrafımızda pervane gibi dönen metrdoteli cağırıp tekdır etti: Bu nasıl lokanta? Adeta bir kır kahvesi. Masaların etrafına pis dilenci leri neye yaklaştınyorsunuz? diye söy lendL İtiraf ederira ki, genc kadının bu sertliği ve kalbsizliği, bana biçare Necmeddmin yerine daha paralısını geçirmek için yaptığı manevralardan ziyade tesir etti. Cidden fena bir tesir yaptı. Ve o cidden zeki bir kadındı. Bunu derhal anladı. Benden bir çıkan olmamakla beraber hiç kimse tarafından fena bir mahluk addedilmemeğe bilhassa itina ettiği için, o günün gecesi tesadüfen bir an yalnız kaldığımız zaman bahsi kendisi açarak izahat vermeğe lüzum gördü. Yemek yemiş, kulüb taraçasmda oturuyorduk. Zaten orada kalıyorduk da. Bir yere telefon etmek üzere Necmeddin masadan gitmiş ve bizi Leylâ ile beni yalnız bırakmıştı. Leylâ dedi ki: Gündüz o küçük rum kızını hiddetle kovduruşuma hayTet ettiniz. Hatta benden biraz da nefret ettiniz değil mi> Nezaketen: Estağfurullah, dedim. Yok, eminim ki nefret ettiniz. Fakat o kücük kız bende öyle acı hatıralar Nahid Sırrı NOTLARI l 12 Ağustos 1938 wA uyandırdı ki! Bakışı bana öyle şeyler hatırlattı, hatta b'rden öyle bir korku verdi ki! Hâlâ, duyduğum o heyecanm tesiri altındayım. Size anlatmak ihtiyacını duyuyorum, Siz fark etmediniz. Küçük kızın gözlerinde hayranhk ve takdir değilrkin, hased vardı. Bu kini, bü hasedi ben de vaktile onun gibi bir başkasına karşı duymuştum. Siz tabiî fark edemezsiniz amma ben öyle güzel anladım küBir zaman ben de tıpkı onun gibi sokaklarda şunu bunu satan ve sürüden koğulan bir küçük kızdım. Evet, benim bir paşa kızı olduğum, yüksek bir aileye mensubiyetim, bütün bunlar hep birer hikâyedir. Bilâkis çok fakir bir ailenin kızıydım. Bütün çocukluğum feci bir sefalet içinde geçti. Altı yedi yaşımdan itibaren sokaklarda böyle şunu bunu satmakla yiyeceğim ekmeği kazanmağa başladım. Insanın zekâsı kaldırımlarda çok çabuk inkişaf ediyor. Bir iki sene geçti geçmedi, büyüyünce çok güzel olacağımı ve güzelliğim sayesinde hayatı mağlub edeceğimi anlamakta gecikmedim. Tasavvur edemezsiniz, ayların ve senelerin geçmesini nasıl bir hırs içinde bekliyordum. Ve bir gün, tıpkı bu gün küçük kızın başına geldiği gibi ben de bir masa başında kendimden geçtim. Bu masaya çiçek satmak için yaklaşmıştım. Bu masada da birçok erkekler, zengin er kekler, ve ipeklere, elmaslara gark olmuş bir genc kadın vardı. Tıpkı benim vaziyetimde olan bir kadın. Ben kendimden geçecek kadar ona baktım. Kinle, garazla baktım. Ve: «Ben senden daha güzel olacağım. Senin taktığın elmasların daha irilerini takacağım. Etrafımda daha fazla erkek dolaşacak, derdimden yana yana, öle öle dolaşacak!» diye yemin eder«k baktım. O kadın ne beni fark etti, ne de bu düşündüklerimi hissetti. Ve aradan seneler geçtikten sonra da, yaşlı ve fakir bir mahluk halinde gelip benden yardım istedi. Şirodi bir hastanededir. Bir türlü iyi olamıyor! Elindeki sigarayı birden söndürerek yere attı ve ayağa kalkarak, sanki birden uşümüş gibi, çıplak omuzlarım ince tüıle örttü. Bu gün bu küçük kızın, ayni temennilerde bulunduğunu hissettim. Bana da adetâ ayni istikbali gösteriyor sandım. «Ben senden güzel olacağım. Yarın senin çağın g€çirıc« sen de bana gekcek, Hana yalvaracaksın» dediğini adetâ kulaklarımla duydum! Ne tehlikelerle dojy bir hayatımız var. Ne yapsak mazuruz. Genc kadm ayakta, hep tülle omuz larını kapıyor, bu sıcak yaz gecesinde adetâ üşüyojdu. Necmi gelince, uyku bastırdığı ıçin benim odama çekildiğimi lutfen söyleyiniz, dedi O eski paşa kızı tavnnı yeniden almıştı. Nazikâne el vererek uzaklaştı. ,.. Vakıâ henüz Leylâda senelerin hiç bir tahribi görülmüyordu. Bu hayata daha senelerce devam edebilirdi. Hesabmı pek iyi bildiği ıçin de, şimdiden epey parası var dendiğine göre o vakte kadar zengin olacağı tnuhakkaktı. Yani korkusunda bir bakıma hiç mâna yoktu. Amma bu çesid kadınların âkıbetleri belli ol muyor ki! Zavallılar günün birinde birine tutuluveriyor, ellerindekini avuclanndakini yedirıyo*lar... Yeni makinenin derdleri Bazı amatörler, hatta fotoğrafm esaslarını iyice kavramış oldukları halde, bir müddettenberi ahştıklan herhangi bir makineyi hasbel'icab değiştirdikleri takdirde, yeniden ellerine geçen bir diğeıi üzerinde uzun müddet acemilik çekerler.. Ya obtüratörün mandalı evvelki makinede sağ elin baş parmağına yakındı, şimdi ise makine üzerinde mukabıl tarafa konmuştur; yahud da evvelce objektif bileziği üzerinden takib etmeğe alıştığmız mesafe rakamlan şimdi belki de daha pratik olarak büsbütün başka bir tarafa sıralanmışhr. Bazı kimseler de tepeden bakılan reflektörlü küçük kristal vizör üzerinden görmeğe alıştığını ileri sürerek yeni makinesindeki çıplak madenî vizörden şikâyet eder. Bilhassa objektif derecelerinin değişmesi, pek çok kimseleri en ziyade şaşırtan amillerden biri olagelmiştir. Meselâ (1 :6,8) kudretinde bir objektif taşıyan makinesine ötedenberi alışmış olduğu için bu defa eline geçen (1 :2) hatta (1:3,5) dereceli objektiflerden birile mücehhez, çok güzel ve çok yeni sistem makinesinden şikâyet eden birçok zevata tesadüf edersiniz.. SiNEMA Warner Oland öldü Artist aslen Isveçli olmasına rağmen Amerikan filimlerinde mütemadiyen Çinli rolü oynadı Oldukça garib bir tesadüf.. Sessiz olarak yapılmış en büyük filimlerden biri olan «Nevyork esran» nın iki kahramanı birbirinden üç gün ara ile bu dünyaya veda ettiler. Pearl Wıhte geçen hafta pazar günü, Wamer Oland da çarşamba günü cihana ebediyen gözlerini yumdu lar. İki üç gün evvel Pear Wıhte'e aid satırları yazarken diğer bir san'at arkadaşınm can çekişmekte olduğunu hiç aklımıza getirmemiştik. Warner Oland babasile birlikte kal kıp Amerikaya gittiği vakit henüz on üç yasında idi. Aılesile birlikte çiftlikte çalısacağı yerde tahsilini ilerletmeği tercih etti ve bu maksadla kalkıp Roston'a kadar uzandı. Bir müddet konservaruarda okuduktan sonra sahne hayatına atıldı. Fakat ilk zamanlar, artıstlikten hiçbir para kazanmıyor, hayatını yaptığı diğer işlerle temin ediyor ve bu arada lbsen, Strinberg gibi facia muharrirlerinin eserlerini ingılizceye tercüme ve neşrediyordu. Nihayet küçük bir tiyatro salonu tesis etmeğe muvaffak oldu ve orada Ib sen'in «Bebekler yuvası» ile diğer birçok İsveç ve Norveç piyeslerini oynadı. Fakat çehresindeki Uzakşarklı ifadesi onun bilhassa Çinli rollerinde muvaffak olmasını temin etmişti. Bu meziyet kendisinin sade sahneye merbut kalmasına mâni oldu ve onu sinema merkezine çekti. O zamanlar Holivud henüz petrol kuyularile dolu bir yerdi. Orada hiçbir stüdyo tesis edilmemişti. Nevyork stüdyolarmda ilk olarak «Çin geceleri» ni çevirdi. Bu suretle dünkü meçhul aktör birdenbire bütün dünyanın tanıyıverdiği bir şöhret haline geldi. Hep Çinli rolleri deruhde etmeyi itiyad edindi. Hatta bir aralık «Caz mugannisi» nde başhaham vazifesini ifa ederek oyununa bir başka çeşni vermek istedi ise de seyircilerin umumî protestosu onu eski yolunda devam ettirmeğe sebeb oldu. RADYO akşamki program j ANKARA: 14,30 karışık plâk neşriyatı 14,50 plâkla Turk musikısı ve halk şarkıları 15,15 a üaiLs haberlen 18,30 plâkla dans musıkisi 19,15 Turk mosıkısi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza) 20 saat ayarı ve arabca neşrıyat 20,15 Turk musıkısı ve halk şarkıları (Salâhaddin) 21 konferans: (Şevket Sureyya Aydemir) 21,15 studyo saion. oriestrası 22 ajans haberleri ve hava raporu 22 15 yarınki program ve son. ISTANBUL; 14,30 plâkla Turk musiklsl 14,50 havadis 15,05 plâkla Turk musikısi 15,30 muhtelif plâk neşrıyatı 16 son 18,30 plâkla dans musikısi 19,15 konîerans: Doktor Salım Ahmed Çalıskan (Hayat nedır) 19 55 borsa haberleri 20 saat ayarı: Grenvıç rasadanesmden naklen, Belma ve arkadaşları tarafından Türk musikısi ve halk şarkıları 20,40 hava raporu 20,43 Omer Rıza Doğrul tarafından arabca soylev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 Tahsin Karakuş ve arkadaşları tarafından Türk musiklsl ve halk şarkıları 22 Çekoslovak san'atkârlari: Viyolonist Jan VilatlslavLsky ve arkadaşları Kuvartet ve Çek mılli havaları, gayda 22,50 son haberler ve ertesı günıın programı 23 saat ayarı, son. Warner Oland «Charlie Chan» rolünde demiç olduğunu diğer birçok meşhur adamlarla birlikte Warner'in de son deminde göstermiş olduğu bu temayül pek güzel ispat ediyor. Artist Stokholm'e vâsıl olduğu zaman hemen hemen ihtizar devresine girmiş sayılabilirdi. Annesinin yanında olması ona büyük bir teselli membaı teşkil ediyordu. Karısı da aralarında talâka hükmedilmiş olmasına rağmen ta Amerikadan hasta yatağınm başucuna koştu ve Warner son nefesini onun kollan arasında verdi. Vasiyeti mucibince cesedi tahnit edildi ve Bijurhold Tcöyündeki küçük kilisenin bahçesine gümüldü. 1880 senesinde doğduğuna göre tam 58 yaşında idi. Biçare san'atkânn mezarının toprağının bile henüz kurumadığı şu sırada Holivud'da kendisinin halefi seçilmiş bile.. Charlie Chan filimlerinde oğlu rolünü oynıyan hakikî Çinli Key Luke'nin «Charlie Chan'm oğlunun maceralar.» ismindeki beş on seriden mürekkeb büyük filmin ilk kısımlarını çevirmeğe başladığı sinema payitahtmdan son havadis olarak bildirilmektedir. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar ve operetler 20,05 21,05 21,35 23,10 19,05 19,25 21 21,05 21,15 21 35 22 15 22,15 22,35 23 Büvük Paris: Rosenkavalier. Droltvlch: Bagdad berberi. Strassburg. Kırık testı. Luksenburg: Cornevılle'in çanları, konserler Kır balosu İstanbul ilk okul çocuklan yardım birliği Beşiktaş idare kurulu adma 13 ağustos 1938 cumartesi günü akşamı saat 20 den sabaha kadar devam etmek üzere Bebek bahçesinde bir yaz balosu tertib edikniştir. Teşekkür Zevcimiz, kardeşimiz, babamız Memduh Ezinenin zıyaı ebedisi münasebe tile cenaze merasiminde bulunmak, şifahen ve tahriren taziyet etmek suretile bizi teselliye koşan dostlarırruza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Merhumun zevcesi, kardeşi, oğulları Bütün bu size yabancı gelen değişikliklere bir an evvel hâkim olarak yeni makinenizle de eskisi gibi güzel resimler çekmeğe bir türlü muvaffak olamadığınıza hiç telâs, etmeyiniz. Her fotograf makinesini teçhiz eden esas aletler bir obtüratör, bir diyafram, bir mesafe cetveli ve saire gibi muayyen iki, üç formülden ibaret olduğuna göre; herhangi bir fotograf makinesi üzerinde bu esas tertibatın işleme tarzlarını birer defa güzelce tetkik ediniz. Makineyi boş olarak alıp resim çeker vaziyete getirerek bir iki defa işletiniz. Meselâ, yan tarafa tesbit edilmiş olan vizör telini açıp gözünüzü iyice tatbik ederek görüş tarzını da bir tecrübe ettikten sonra yeni makinenizle pek güzel tanışmış olacağınıza şüphe yoktur. Birkaç defa bu tecrübeyi tekrarladıktan sonra da el ve parmaklannız makine üzerindeki bütün müş'ir ve düğmelere, bütün tertibata tamamen ünsiyet etmiş olaGene seyircilerin bu kat'î ısrarı üzerinedir ki Warner Oland Çinli polis ha caktın. fiyesi Charlie Chan tipini yarattı ve o Hele en fazla şikâyet ettiğiniz objektipin her sene birkaç muhtelif macerasmı tif meselesi, hep&iaden daha kolaylıkla beyaz perdeye aksettirdi: «Charlie Chan halledilebilir. Objektifler üzerindeki raPariste», «Charlie Chan Londrada», kam serileri tamamen birbirinin aynidlr. «Charlie Chan operada», «Charlie Chan Her objektif (1 :4,5) rakamı üzerinde boks maçında..» ilâh.. ayni kudreti haizdir ve gene her objektif Charlie Chan o kadar k^vvetli bir (1:12,5) üzerinde ayni derecede netlik şahsiyet haline geldi ki Warner Oland'm temin eder. Yalnız muhtelif marka ob asıl ismi unutuldu. Bazı filimlerin tevzijektiflerin incelık hususunda muhtelif me at listesinde artistin ismi Charlie Chan oziyet ve tefevvukları inkâr edilemez. larak yazılmağa başlandı. Charlie Chan Bu itibarla, pratik olarak, bir objek kendi filimlerinden maada «FuMançutifın kudretini tecrübe ve tesbit etmek, nun maskesi» nde başrolü oynadığı gibi, yani yeni aldığınız kuvvetli bir objektifle Marlene Dietrich'in çevirdiği «Şanghay fılimlerinizi yakmış olmamak için tavsiye ekspresi» nde de Çinli kumandanı temsil edılecek en amelî çare, evvelce kullan etti. dığmız objektife nazaran bu defa takdir San'at sahasında bu türlü muvaffakiedeceginiz poz müddetlerini birkaç kere yetlerle yükselen Warner bir aralık hiskaydedip kendinizce bir mukayese yap sen de inceldi ve Edith Shean isminde maktan ibarettir; yoksa makine yabancı bir artiste âşık oldu. Bir müddet mes'ud lığı hiç de şikâyeti mucib bir dava değil yaşıyan çift, \Varner'in çok çalışmak yüzünden usradığı asabî rahatsızlık yüdir. N.C. zünden birbirinden ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Kadın mahkemeye müracaat ederek talâk taleb etti. Zihin ve âsab yorgunluğunun üzerine bir de bu ayrıhk inzımam edınce Warner'in büsbütün muvazenesi bozuldu. Zavallı adam artık çahşamaz bir hale gelmişti. Çevirmekte olduğu son filmini, uğradıgı bir delilık buhranı neticesi yarıda bırakarak Kaliforniya'daki asabiye klinıklerinden birinde üç dört ay tedavi olunduktan sonra 45 senedenberi görmediği memleketine ROMAN dönmek arzusunu izhar etti. Londra (Regional): B. B. C. or kestrasınuı koaseri. Munlh Müntehab parçalar. Hilversum I I : Büyük konser. Prag I I : Konser. Kolonya: M ü n t e h a b parçalar. Paris <P. T. T . ) : Büyük konser. Berlın: Franz Llszt'in eserleri. Beromunster: Senıonik konser. Mılâno: Senfoıük konser. Varşova: Büyük konser. Solistlerin 18,35 18,45 19,15 19,25 konserleri Şarkt konaerleı i Bruksel: Pıyano konseri. Brüno: Piyano konseri. Varşova: Piyano konseri. Laypzig: Piyanoda muhtelif parçalar. 21 05 Monte Ceneri: Slav musiklsi. 19,20 Kolonya: Schumann'ın sarkıları. 20,05 Hamburg Muhtelif şarkılar. >•»• > Festîval şenlikleri BUGÜN Yeni çıkti: SONEN ALEV Yazan: Peride Celâl J f Çorum güreşçilerinin çalışmaları J Gündüz, Taksimde Dağcılık kulübunde Tenis seçme musabakalan. Gece, Cadde Bostanında temsil. •^ Fransada «Siyah uçurumlar» isv • , minde bir film çevrilmektedir. Bu kordelânın mevzuu maden amelesinin hayatından alınmıştır. Bu eserde Fransanın meşBu gece şehrimizin muhteüf semtlerin hur madenciler şairi Jules Mousseron'un deki nöbetçi eczaneler şunlardır; da fıkirlerinden istifade olunmuştur. istanbul ciheti: Eminonunde (Salıh Necati), Alemdarda ^C Pariste yeni bir film şirketi kurul(Esad), Kuçukpazarda (Yorgi), Kumkapı* muş ve «Kırmızı Allahlar» ismindeki ro da cCemil), Şehzadebasmda (Hamdl), Kamanın film haline getirilmesi hakkını sa ragumrukte (Fuad), Aksarayda (Sarim), tın almıştır. Filmin yapılmasına eylul ayı Fenerde (Vıtalı), Samatyada (Teofilos), Bakırköyde (Merkez\ Şehremininde (Ham^ zarfında başlanacaktır. di), Eyübde (Hikmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: ' *Jf Birinciteşrin ayı zarfında Leon Maİstiklâl caddesinde CGalatasaray), Tü * thot, Alfred Savoir'ın meşhur piyesi «Kanelde (Matkoviç), Şlsli Gazi caddeslndö dınm istediği» ni filme çekecektir. (Asım), Taksim Cumhuriyet caddesinde ^ Geçende maruz kaldığı otomobil (Kürkçiyan), Kalj'oncukullukta (Zafiro kazası neticesi «Zaza» da baş rolü oyna pulus), Firuzağada (Ertuğrul), Galata Okçumusada (YeniyoD, Fındıklıda (Mustafa' maktan mahrum olan İtalyan artisti İsa Nail), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcıoğlunda Miranda, Amerikada isminin güç okun (Barbud), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek eczaneleri. ması ve telâffuz edilmesi dolayısile admı Kadıköy EskiLskelede (Sadık), Yeldeğirdeğiştirmeğe karar vermiştir. meninde ''Ucler'i, Büyükadada (Halk)', Heybelide (Tanas), Üsküdarda (İmrahor), ^ Fransada «Üç Harbiyeli» isminde Besilctaşta (Vidin), Beykoz, Paşabahçe, A. bir fılim çevrilmektedir. Bu kordelâmn Hı.sar eczaneleri. vücude gelmesine Fransız Harbiye mektebi talebeleri de yardım ve birçok geneHer akşam raller nezaret etmektedirler. Başrolleri zengin prog Roland Toutain, Jean Mercanton ve ramla varyeJean Chevrier oynamaktadırlar. te, ilâveten ts panyol Mari•JC Fransız sinema artistlerinden Jo na Palmero. sette Day «Lido» da bir deniz kazası geZuğlanın çirmiştir. Sandalcının ihtarlarına rağmen Tarzanı yelkenli bir sandalda yalnız başına açılve akrobaf makta ısrar eden san'atkâr kuvvetli bir numaralan. rüzgâr neticesi yelkeni idare edemiyerek EGE TÎYATROSU sandalın devrilmesine mâni olamamıştır. Nuri Genc ve Hani halk arasında insan öleceği za Bereket versin kaza sahile yakm bir yerarkadaşları man ana vatanmın toprağını aTarmış, de vukua gelmiş ve Josette yüze yüze 12 ağustos cuma derler, bunda büyük bir hakikatin mün kenara erişmeğe muvaffak olmuştur. akşamı Yenişehir Aile bahçesinde Arşm Mal Alan Sabriye Tokses konseri Azerî sazı Bir iki satırla NÖBETÇİ ECZANELER Filim artistlerinin güzel pozları Yüksek iktısad ve ticaret me*tebi mezunlarının akşam yemeği Yüksek İktısad ve Ticaret mektebi mezunları cemiyeti İstanbul şubesi bu akşam saat 21 de Suadiye Plâj kazmo sunda memleketin malî, iktısadî sahasına mensub zevatın iştirakile senelik jremekleTİni yiyeceklerdir. Davetiyelerini alamıyanlar yemekten evvel kazinodaki heyeti tertıbiyeden tedarik edebileceklerdir. Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu Bu gece Bebek Belediye bahçesinde Süt Kardeşler Hususî ve münferid dans derslerî Beyoğlu Karlman karşısında Nuxzlya sokak No. 3. Müracaat saatleri, pazardan maada hergün (1214), (1721). tedris edilîyor Nikâh Kars Askerhk şube başkanı yarbay Cemal Tokun kızı Bayan Necdet Yıldıralla Posta ve Telgraf memurluğundan emekli Bay Nurullahın oğlu piyade teğmeni Ahmed Lâtif Yıldıralm nikâhlan, dün Kadıköy Evlenme memurluğunda aile ve güzide aşinaları huzu rile yapılmıştır. Genc evlileri tebrik eder ve k«ndilerine saadetler dileriz. Profesör Panosyan Çorum (Hususî) Mmtaka reisliğıni üzerir.e alalıdanberi sporun her şubesine hız vermeğe çalışan Valimiz, nihayet teşkil edilen güreş kısmma da Ankaradan bir antrenör getirtmeğe muvaffak olarak bu şubede çalışmaları daha teknik ve müsmir bir hale sokmuştur. Gönderdığim resim, Çorum güreşçilerini, Vali, antrenör ve alâkadarlarla birlikte^ göstermektedir. Amerikanın en güzel sesli opera artistlerinden ve Paramount sinema şirketinin meydana attığı son beyaz perde kahramanlanndan Florenze Georee bir tenis maçından sonra dinlenirken 10 12 metre boyunda ve 12 16 mil süratinde denize dayanıklı bir motöre ihtiyacımız vardır. Müracaat: Telefon 21432 Denîz motörü aranıyor