22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 11 A&ustos 1938 Tarihî roman : 3 f Şehir ve Memleket Haberleri ) Yazan: M. TURHAN TAN Siyasî îcmal Generallerin faaliyeti Amcasını öldüren genc mahkum oldu Cinayetin sebebi, bir tek koyun meselesimiş! Yedi, sekiz ay evvel Silivriye bağlı Bekirli kövünde bir cinayet olmuş, Rahim oğlu Sezai adında 16 yaşmda bir genc. amcası Naim oğlu Fehimi tabanca ile başından vurarak öldürmüştü. Cinavete sebeb, bir koyun meselesi dir. Vak'a günü atını sulamaktan dö nen Sezai, Fehimin evi cıvarmda amcasının cobanı Yunusa tesadüf etmiştir. Sezai, kDyıb bir koyununu Yunusun alarak amcasmın sürüsüne kattığı zeha bma düşmüş, cobanla münakaşaya başlamış, bu sırada gürültiiyü işiten amcası Fehim dışan çıkarak Sezaiye: c Yunusa ne bağırıyorsun? İstediğin şeyi bana sövle! Kavbolduğunu iddia ettiğin ko\undan bahsetmek istiyorsun. Sürüde çördüŞün koyun benimdir. BuraHa fazla gürültü etme » demiştir. Bu söze içerliyen Sezai, amcasma cevab vermiş ve aralarmda kavga başlamıstır. Bu sırada Fehim eline geçirdiği sopa ile Sezainin başına vurmak iste miş, fakat Sezai at üstünde olduğundan sopa yetismemiştir. Fehim vere düsen sopavı tekrar alarak ikinci defa saldı rınca. Sezai üstünde taşıdığı tabanca vı cekmis. bir el ateş ederek Fehimi öldürmüştür. Bir müddettenberi Ağırcezada devam eden bu vak'amn muhakemesi dün nihayetlenmiştir. Sezainin suçu sabit görülmüş ve suçlu 18 sene ağır hapse, fakat tahrik gözönünde tutularak bu cezanm 12 seneye tenziline ve suçu işlediği zaman on sekiz yaşım bitirmemiş olduğu da nazarı dikkate alınarak 3 sene ağır hapse mahkum edilmiştir. Halkın şikâystleri Malullerin tütün bey'iyeleri Adapazannın Kayalar köyünde mdlul Şevket Sarpkayadan şöyle bir şikâyet mektubu aldık: «Her sene malullere verilen tütün bey'iyesi, şimdıye kadar, ol dukça iyi bir sekilde tediye edil mekte idi. Fakat bu sene haklarımızı almak için müşkülâta maruz kalmaktayız. Para tevziatı, haftanın iki gü nünde ve yalnız öğleye kadar yapılmaktadır. Civar kövlerden yüzlerce kolsuz, bacaksız ve gözleri görmez malul Adapazarma gelerek burada beklemektedirler. Çünkü haftada iki gün ve valnız sabah ları yapılan tevziat esnasında günde ancak 20 kişiye para verilebilmektedir. Gözleri görmiyen zavallılar, kendilerini kasabaya götürap getirmek için para ile adam tut tuklarından geldıkleri gün, haklarını almadan dönmek mecburiye tinde kalıyorlar Tekrar kövlerne gidip gelmemek için, bunlar ara smda malmüdürlerinin ayağına kapanıp yalvaranlar vardır. Çekilen müşkülât alâkadar maluller kadar, bu hazin manzaranın şahidi olanları da üzmektedir. Gazetenizden. malul bey'iyelerinin cnlara ıstıraıb çektirmiyecek bir şekilde, süratle verilmesi için. alâkadarların dikkatini celbetme sini rica ederiz.» ' «Yoluna yürü!» ihtarı, Aydos fatihi büyük Abdurrahmanın merd ve necib oğlunun ağzından ne kadar tabiî çıkıyordu! Ufukta leke, denizde karaltı ve hiçbir tarafta ses yok. Sanki muhıt, denizin bu yaya yolcularım nurlu bir sükun içinde teşyie hazırianmıştı. Yahud gözlerini, gelecek günlerin ta ruhuna dikmiş gibi enginlere bakan bu üç kahramana saygı göstermek icin herşey ve herşey boyun kırıp sükut ediyordu. Delikanhlar uzunca bir müddet bu va2İyette kaldıktan sonra Kara Abdurrahman dalçınlıktan sıyrıldı: Haydi bismillâh, dedi, atılahm! Simdi acele acele soyunuyorlar, elbiselerini dağarcıklarına dolduruyorlardı. Iki dakika icinde sade bir donla kalmışlar ve dağarcıklarını sırtlarına, yatağanlarını enselerine bağlamıslardı. Kara Abdurrahman: Su, dedi, küçüğün, ekmek büyü gündür. Deniz de bir su olduğu için önce Balaban girsin! İncekıyım delikanlı ellerini açtı: Allah, Allah. illâllah. Baş uryan, göğiis püryan, ktlıc al kan. Bu denizde nice balıklar bulunur, soran olmaz. Eyyallah, eyvallah. Kıhcımız düşmana ziyan. Üçlcr, yediler, kırklar. Aygudlar, Abdurrahmanlar, Balabanlar!.. Su yüzgeçlerin ruhuna, devranına hu diyelim: dayağını da yemiş olan Boğaz, derinlikerinde tasıdıâı bütıin hatıralarm başına elbette ve elbette bu yüzgeclerin menkıbesini geçirmistir. Enselerinde yatağan, sırtlarında dağarcık, şanlı bir ülküyü canlandırmağa koşan bu kahramanlarm hikâvesini Canakkale Boğazma baktık ca okumak her duygulu Türk gözü için ler zaman kabildir. Zaman, azmin oyuncağıdır. Mesafe, radenin kölesidir. Bizim kahraman yüzgecler de zaman mefhumunu dileklerine rametmişler, geniş bir mesafeyi topuklarına çienetmişler ve denize girdikleri za1 man erişilmez gibi görünen karşı yakay elle tutulacak hale getirmislerdi. Evet, Rumeli kıyıları artık bütün şe killerile görülüyordu. Ay, saatlerdenberi seyrettiği bu hamaset 'levhasını başka ufuklara hikâye etmeğe gidiyor, son yıldızlar, açıp kapanarak yüzgcçleri alkışlıyor, açığa çıkan sahıl, musafaha için açılan bir kucak gibi kahramanlan bekliyordu. İnce Balaban, hedefin bu kadar yaklaşması üzerine dayanamadı, kuvvetli bir nara attı: Açık ulu toprak, biz geliyoruz! Bu şcn naraya denizin yüreğindcn kopar gibi akseden gür ve tannan bir ses cevab verdi: Biraz yavaş Balaban, ardmda yoldaş var! Aygudun karşı sahili yakalamak için ileri uzanmış sanılan uzun kollan birden geri çekildi. Kara Abdurrahman, yüzmeği bırakarak başını geri çevirdi. İnce Balaban homurdandı: Vay canma. Bu kıyınm balıklan komışuyor. Fakat adımı nereden öğren misler? Sesin kaynağını anlamak için ellerinden gelse ayağa kalkıp etrafı gözden geçireceklerdi, yahud denizin dibine inip araştırmalar yapacaklardı. Üçü de şaşırmıştı. Bulundukları yerde muvazenele rini muhafaza ederek bön bön duçuyorlardı. Brraz sonra kuvvetli kollaım denize çarpmasından doğma bir sada kulaklanna ve üç büyük gölge gözlerine çarptı. Artık Boğazda yüzenlerin kendilerinden ibaret olmadığı ve arkalannda üç Türkün daha geldiği anlaşılmıştı. İnce Balaban, yüz kulaç kadar geride bulunan gölgelere bakar bakmaz haykırdı: vrupanın ve bütün dünyanın siyasî vaziyeti her tarafta fenalaşmış ve sulhun muhafazası güçleşmiştir. Bunun bariz bir delili muhtelif deviet adamlarının mekik dokurcasına birbirini müteakıb seyahat ve ziyaret Muhtelıf zamanlarda ihtilâs suretile yaparak gösterdikleri faaliyettir. 1018 lirayı zimmetine geçirmekten Bu faaliyetlerin iki türlü manası varmaznun Bakırköy Av vergileri memuru dır. Yekdiğerile müttefik bulunan dev Feyzinin muhakemesi, dün Ağırcezada letlerin generalleri ve ricali vaziyetin vaneticelenmiştir. hamet bulması karşısında işbirliğini kuvFeyzi, bu miktardan 304 lirayı ihtilâs, 713 lirayı da adiyen zimmetine geçir vetlendrmeğe ve müşterek müdafaa ve taarruz tedbirlerini karaşlatırmağa çalışr mekten suçludur. yorlar. Dlin verilen karar mucibince, Feyzi, ihtilâstan 5 sene on ay ağır hapse. 3 seBirbirile dost geçinen devletlerin as ne 6 ay memuriyetten mahrumiyete ve kerleri ve siyasileri ise şahsî temas ve te304 lirayı da ödemeye. adiven zimmet sirde bulunarak sulhun muhafazasım ten bir sene 2 ay hapse, 713 liranın tazkuvvetlendirmek için gayret sarfediyorminine ve suçlarm içtimaı hasebile tekrar zam yapılarak 6 sene 2 ay 20 gün lar. İtalyan ve Alman generallerinin karhapse ve müebbeden âmme hizmetle şılıkh yaptıkları ziyaretler birinci gayeyi rinden mahrumiyete mahkum edilmiş gütmektedir. İngiliz ve Fransız generaltir. lerinin birbirini ziyaret etmeleri de ayni maksadı takib etmektedir. İhtilâs yapan bir vergi memuru Suçlu, dün altı sene hapse mahkum edildi ŞEHİR tSLERl Hapisane binası hakkında son karar Hu!... Balaban, Yeniçerilerin gülbankini îaklid ediyordu. O sırada ilk teşekkül idevrini geçirmekte olan bu devşirme asker öz Türk muhariblerce o kadar sevilmiyordu. Hele bu delikanlılar gibi Alp oğlu Alplar, devşirme kışlalarına adım bile atmazlardı. Şimdi de onlann marş gibi kullandıkları gülbank ile eğleniyorlardı. Fakat Aygud Alp, arkadaşınm daha fazla gevezelik etmesinc meydan yermedi: Gir, dedi, vakit geçiyor. Ve elile delikanhyı belinden yakalıyarak denize bıraktı. Artık yü züyorlardı. Yüzgeclik meharetten zi yade kuvvet işidir. Mahir olup da havî olmıyan yüzgeclerin • az za ' manda nefesi kesilir, kollan gevşer, a yaklan ağırlaşır. Bizim deniz yolcuları hem mahir, hem kavî insanlardı. Yüzüşlerinde birnevi koşu şekli vardı. Her kulâc. kendilerine geniş bir adım kazandıTiyor ve arkalanndaki mesafe, saniye başına uzunlasıyordu. İnce Balabanın takılmaları olmasa bu kudretli yürüyüşün verimi daha enginleşecek. Fakat o, ikidebir geride kalarak 'Aygudun ayaklarına asıhyor, aradasırada da öne geçerek heybetli adamın boynuna sarılıyordu. Aygud, yürüyüşünü bozmuyor, ayağına yapışıldıkça iki demir küsküye boş bir zembil asılmış gibizahmetsizce delikanhyı sürüklüyor ve boynuna el atıldığı zaman da sırtındaki dağarcık gerdanından düşmüşçesine kayıdsız görünüyordu. Lâkin Abdurrah man, înce Balaban Beyin ardı arası kcsilmiyen sarkıntılıklarını hoş görmedi ve nihayet çıkıştı: Eminönü meydanı Belediye emrine yeniden 800 bin lira verildi Eminönü meydanmm açılması etrafındaki faaliyet de\ram etmektedir. İstimlâk bedeli karşılığı olarak yeniden Nafıa Vekâleti tarafından Belediye emrine sekiz yüz bin lira daha verilmiştir. Yıkılan Valide hanının arka kısmma tesadüf eden dükkânlardan bir kısmı nm daha yıkılması kararlaşmış ve yıktırılma işi üç bin liraya bir müteahhi de ihale olunmuştur. Birkaç güne ka dar bunlar da yıkılmağa başlanacaktır. Yenicamiin ön tarafmdaki adanm da bir an evvel kaldırılması için tertibat alınmaktadır. Ada üzerinde kemere kadar olan sahadaki dükkâncılara bura ları tahliye etmeleri için resmen tebligat yapılmıştır. Umumî Hapisane binasımn mimarî vaziyetini tesbit etmek üzere mimar lardan müteşekkil bulunan komisyon, bugün ikinci ve son toplantısmı yapa rak bu husustaki kat'î kararını verecek ve ona göre de raporunu tanzim ede cektir. Önümüzdeki pazartesi günü Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağm riyasetindeki komisyon toplanarak bu rapor üzerinde görüşülecektir. Bayram günlerinde tenvirat Millî bayram ve merasim günlerinde yapılacak daimî tenvirat için Belediye ile Elektrik şirketi arasında bundan evvel temaslar yapılmakta idi. Şirketin hükumete geçmesi üzerine Belediye, bu hususta Nafıa Vekâletin müracaat etmiş ve Nafıa Vekâleti de buna aid tesisatın derhal yapılması için müsaade vermiştir. Bu arada Şemsipaşa ile Sa rayburnunda renkli su veren havuzlar yapılacaktır. Bu havuzlar otuz beş metre yüksekliğe kadar su çıkaracak ter tibatta olacaktır. Galata kulesile Topkapı sarayında da renkli tenvirat ya pılacağı gibi Bevazıd kulesine de beyaz kaftan geçirilmiş şekilde beyaz eİektrik tertibatı yapılacaktır. MÜTEFERRİK Boğaz köyde yeni hafriyat Boğaz köyde asarı atika hafriyatı yapmak üzere rıhsat alan Alman asari atika enstitüsü müdürü M. Bittal hafriyata başlamak üzere Boğaz köye gitmistir. M. Bittal bu seneki hafriyatını daha genis bir sahava teşmil edecektir. Lâkin İngiliz generallerle devlet a damlarının Almanyaya, Lehistana ve Çekoslovakyaya yaptıkları ziyaretlerden maksad ikinci gayeye matuf bulunuyor. Fransız ve Amerikan general ve devlet adamlarının da İngilızleri taklid eden seyahat ve hareketleri dahi ayni gayeyi gütmektedir. Generallerin ve büyük devlet adamlarının bir iki hafta içinde yaptıkları ziyaret ve seyahatler şu suretle hulâsa olunabi lir: Evvelâ îtalya umumî erkâmharbiye reisi General Pariani Almanyaya gitti. Alman crdusu erkânıharbiyesi tarafın dan fevkalâde hararetle karşılandı. M. Hitler'le görüştü. Bu mühim müzakere " ler şüphesiz Alman ve İtalyan umumî erkânıharbiyeleri arasında bir harb vu kuunda birlikte alacakları tedbirlere aid lmuştur. Nasıl ki îngiliz Kralının Parisi ziyareti münasebetile iki taraf umumî erkânıharbiyeleri arasında yapılan yeni müzakeıelerde son vaziyete göre tedbirer kararlaştırılmıştı. General Pariani'nin arkasından karada faşist milis teşkilâtının umumî erkânıharbiyesi reisi General Russo da Almanyaya gitti. Almanyanın da ordudan sonra karada ikinci büyük müsellâh kuvveti bulunan hücum kıt'aları ve hücum kademeleri teşkilâtı erkânıharbiyesile mühim temas ve müzakerelerde bulunmuş ve bu suretle iki memleketin karadaki iki büyük müsellâh teşkilâtının fevkalâde ahvalde birlikte hareket etmeleri esbabı hazırlanmıştır. Louvre müdürü de Malatyaya gidiyor Paris Lou\Te müzesi müdürlerinderi M. Delaport, Malatyada Hitit devrine aid hafriyat yapmak üaere dün şei»i'* mize gelmiştir. M. Delaport, Malatyaya gidecektir. Refakatine İstanbul Müzeler idaresinden bir memur verilecektir. Çocuk bahçeleri için proje hazırlanıyor tç Ticaret müdürü şehrimizde Kitab meselesi Tab'ı ikmal edilen eserlerin uzak yerlere sevkine başlandı Ay, Oyvad da var. Hem palazile beraber! Doğru söylüyordu. Bizim yüzgeclerin izinde yüzen üç yeni yolcudan birinin sırtında bir tümsek görünüyordu. Yarı karanlıkta büyücek bir kamburu andıran bu çıkmtı, İnce Balabanın keşfettiği gibi meşhur Sipahi Oyvadın beş yaşmdaki oğlu idi. Oyvad, yürümeğe başladığı sündenberi çocuğunu yanmdan ayırmazdı, muharebelere bile beraber götürürdü. Arkadaslan bu halinden dolayı kendisile şakalaşırlar, çocuk hakkında birçok teşbihler yaparlar ve yavrucaga birçok Gün doğmadan d«nizi aşmazsak isimler takarlardı. Palaz tabiri o teşbihemeğimiz boşa gider. Çocukluğu koy da lerin, o isimlerin en nezaketlisiydi. yoluna yürü! Delikanlılar, Oyvadın oglunu da sırYoluna yürü!.. Bu söz, bu ihtar, Ay tına alarak kendi izlerinde yürüdüğünü <Jos fatihi büyük Abdurrahmanın merd gördükten sonra yanında bulunanları tave necib oğlunun agzından nekadar tabiî nımakta güçlük çekmediler. Kcndileri çıkıyordu?.. O, denizde yüzmüyorlar da nasıl bir saçayağı teşkil ediyorlarsa Oykarada yürüyorlarmış gibi arkadaşını düz vadın da gölge gibi kendisinden ayrıladım atmağa sevkediyordu. Bu, tama mıyan iki arkadaşı vardı: Kara Boğa, mile güsterişsiz ve çok samimî bir sözdü. Yaralı Doğan!.. Onlann da bu deniz aşCesur delikanlı, gerçekten tabiî bir vazima işinde Oyvada yoldaşhk ettiklerine yette bulunduklan kanaatindeydi. Ince şüphe yoktu. Balaban da ayni kanaati taşıdıgı için heBu anlayış üzerine Kara Aygud ti men cevabı yapıştırdı: tizlendi: Hakkın var arkadaş. Artık oyun Çocuklar, dedi, koşalım, önümüzü yetişir. Hızlı gidelim, yol alalım. Şimdi sakacı delikanlı, çelik kollarını aldırmıyalım! Şimdi hızla yürüyorlar, denizi hırpaaça aça ve sulan yara yara ilerliyor, bir lıya hırpalıya ilerliyorlardı. Arkadan getaraftan da kafiyeli sözler uydurup telenlerden önce karaya varmak için aderennüm ediyordu: Gönül kerestesiîe bir yenişehir yap, pa.ar ta kanadlanmışlardı, dalgaları imrendi yap recek bir akışla yol alıyorlardı. Geride İncitme balıklan da her ne istersen va bulunanlar onlann kısa bir duruştan yap! sonra hızlı hızlı yüzmeğe başladıkiarını, Biraz sonra bu çapkın terane dt kearalarındaki açıklığın gittikçe çoğaldığını sildi. Delikanlılar gittikçe çogalan bir görünce maksadı kavramışlar ve bağır şevk içinde yüzüyorlardı. Ne başlan üsmısîardı: tünde pırıldıyan ay, ne vücudlerini okşt Kosma Aygud, düşersin! yan kücük dalgalar onlan ilgilendlnni İnce Balaban yürüyüşünü kesmeden yordu. Gözleri hep ileriye dikili olarak cevab verdi: ilerlivorlardı. Siz bizi boşlaym, kendinize bakm. Boğaz, şüphe yok ki, birçok hatıralaÇünkü yol dikenlidir, karısmam. ra maliktir. Kimbilir, hangi zelzelenin (Arkası var) açtığı bu yarık, iki büyük kıt'a arasındaki bu hicran gediği, onbinlerce yıldanberı sayısız hâdıselere şahid olmuijtur. Hatta Iran Sahinşahı Dâranın oğlundan dayak da yemistir. O büyük hükümdar, milyonluk ordusunu Boğazdan geçirmek üzere kurdurmuş olduğu köprünün yıkılmasından gazaba gelerek denize bin de£nek vurdnrmuştu. Insanlarm §u suretle Fındıklarımızm standardı nizamna mesinin değiştirilmesi için Giresunda apılan toplantılarda hazır bulunan İç Ticaret Umum müdürü Mümtaz Rek ve Umum müdür muavini Cahid dün Giresundan şehrimize gelmişlerdir. Önümüzdeki ders yılı için ilk ve orta Umum müdür muavini birkaç güne mekteblerle liselerdeki kitab ihtiyacmı kadar İzmirdeki toplantılarda bulun karşılıyabilmek için icab eden hazır mak üzere îzmire gidecektir. hklar ilerilemiştir. Kitab meselesi, eyGarbî Avrupada bir ticaret lul bidayeline kadar tamamen halledilmis olacaktır. delegeliği ihdas ediliyor Devlet matbaasma basılmaları için eHükumet, garbî Avrupada bir tica mir verilen ilk ve ortamekteblerle liseret delegeliği ihdasma karar vermiştir. Bu delegeliğin merkezi Paris olacaktır. lerin tadilâta uğramıyan ders kitabiarının tab'ı işi, bugünlerde sona erecektir. Anafarta zaferi münasebe Ancak yeni terimlere ve metodlara göre tadilâta tâbi tutulan ilkmekteblerin jetile radyoda verilen ometri, ortamekteblerin fen bilgisi ve konferans biyoloji kitablannın tab'ı işi Devlet mat Gazetemiz Yazı İşleri müdürü Abidin baasınm fazla meşgul olması dolavısile Daver dün gece saat 7,15 ten 7,50 ye ka hususî matbaalara verilmiştir. Devlet dar İstanbul Radyosunda Anafarta zamatbaasmın elinde bulunan yüksek tiferinin yirmi üçüncü yıldönümü münarajlı ilkmekteb alfabe ve okuma kitabsebetile bir konferans vermiş ve Büyük lannın da tab'ı birkaç güne kadar biteŞefin 9 ve 10 ağustos günlerinde Ana cektir. fartalar ve Conk bayırı zaferlerini nasıl Maarif Vekâleti Neşrivat müdürlüğü, kazandığını anlatmıştır. tabedilmiş olan bazı mekteb kitablarını ADÜYEDE uzak vilâvetlerde yeni ihdas ettiği Müddeiumumiliğe yapılan «mekteb kitablan satış merkezlerine» sevketmeğe baslamıştır. garib bir müracaat Bu sabah Müddeiumumiliğe Zeliha admda bir kadm garib bir müracaatte bulunmuştur. Zeliha. Sirkecide oturan ve aşagı yukarı bir sene evvel Bandırmadan İstanbul agelen sarraf Hüseynin karısıdır Kocası. kısa bir müddet sonra kalb sektesinden vefat etmiştir. Zeliha, kocasımn vefat etmeden evvel İstanbuldaki bankalardan birine yüz bin lira yatırdığmı, fakat kocasımn anî ölümü dolayısile paranın yattığı bankanın ismini bilmediğini söŞ'liverek Müddeiumumilikten bu yüz bin liralık servetin hangi bankada bulundupunun me^'daan çıkarılmasını istemektedir. Müddeiumumilikce, Zelihanm mü racaati nazarı dikkate alınmış ve bir istida ile vapacağı resmî müracaati müteak?b süratle tahkikata başlanacağı kendisine tebliğ edilmiştir. KÜLTÜR tSLERÎ Maarif müdürü olacak müfettişler Maarif Vekâleti, yeni maarif müdürlükleri talimatnamesinde bazı tadilât yapmıştır. Bu tadilâta göre, Maarif müdürü olmak şartları arasına bazı kayıdlar daha ilâve olunmuştur. Yeniden açık bulunan Maarif mü dürlüklerine tayinler yapılacaktır. Tavinler ekseriyetle İstanbul ilk müfettişleri arasmdan olacaktır. Sıhhiye müfettişinin teftişi Maarif Vekâleti Sıhhat umumî mü fettişi Celâl dün İstanbul Maarif müdürü Tevfık Kutla birlikte Erenköy Kız Enstitüsünü ve Pendikteki Ankara Opera mektebi kampını teftiş etmiştir. Başvekilimiz, döndü Donanmamızm Marmaradaki atış tat bikatında hazır bulunan Başvekil Ce lâl Baj^ar, tatbikatın hitammda motöi' Denizyolları Karaköy acentalık binası le Silivriye çıkmış ve Belediye bah tamir edilmekte olduğundan acenta çesinde bir müddet istirahatten sonra Denizbank merkez binasına nakledil miştir. İstanbula dönmüştür. DENtZ tSLERl Kamp talebelerinin şenlikleri Birlik halinde çalışan ilkmekteb hiDenizyolları Karaköy maye heyetlerile cemiyetlerinin talebe kamplarına gönderdikleri çocuklar, acentalığı birlik namma 16 ağustos salı günü Kadıköy Fener stadmda bir şenlık yapa caklardır. Şenlığe 17,30 da başlanacaktır. Belediye tarafından şehrin muhtelif mmtakalarında tesis olunacak çocuk bahçeleri hakkında Fen tşleri tmar bürosu tarafından tetkikat yapılmağa başlanmıştır Bu arada Avrupa şe Şimdi de İtalyanın en büyük hava hirlerindeki çocuk bahçelerinde ne gikumandanı Mareşal Balbo Almanyaya bi tesisat bulunduğu da gözönünde tu gelmektedir. Mumaileyh de Almanya tularak şehrimizde yapılacak bahçeler için ona göre bir proje hazırlanacaktır. ve İtalya hava kuvvetleri arasındaki iş birliğini temin edecektir. Almanyada 800 seyyah Bursada Versay muahedesinin askerî ahkâmı ilga Dün, Köstenceden hareket eden Vik edılerek askerî mükellefiyet yeniden kotorya vapurile sekiz yüz sevvah gelmiş, nulduğundanberi bu sene ilk defa muallimanımızdan geçerek Mudanyava git lem ihtiyat kuvvetleri seferber edilerek miştir. Bunlar, Bursada birkaç gün ka manevralar yapılacaktır. Mükemmel talacaklardır. lim ve terbiye görmüş Alman ihtiyatlarıÜNÎVERStTEDE nın şımdilik miktarı bir buçuk mılyon tahmin edilmektedir. İtalya dahi bu seneki Eser tercüme ettirilecek manevralannı ihtiyatlarını iyice harb haÜniversite tercüme bürosu. Üniversi line alıştırmak üzere Tiber havzasında' te kütübhanesini zenginleştirmek ve yaptıracaktır. talebenin ders kitablan harıcinde muhtac olduğu ilmî eserleri keyfiyet ve keBu görüşmeler ve hazırlıklann netîcesi miyet itibarile çoğaltmak için. Üniver olarak Almanya ile İtaLyanın tam ma " site talebeleri arasında francızca, ingi nasile ve daimî olarak askerî ittifak vülizce ve almanca dillerine bihakkm vâ cude getirmeleri bekleniyor. kıf olanlara muayyen bir ücret vermek Diğer türlü ziyaretlere gelince îngiltesuretile eser tercüme ettirecektir. Bunun icin bazı talebeler, Üniversite re Bahriye Nazırı gayriresmî olarak AlYabancı Diller mektebinde garb dille manyanın muhtelif harb limanlannı zi rinden her hangi birine vâkıf oldukla yaret ederek Almanyanın büyük bahrî rını ispat etmek suretile elde ettikleri erkânile görüşmüş ve oradan da Lehistan vesikalarla Üniversite tercüme bürosu sahiline giderek bu memleketin haricî na müracaat ederek tercüme etmek is mukadderatını idare eden kolonel Becktedikleri eserleri almaktadırlar. le mülâkat yapmıştır. Umumî Harbde HALKEVLERINDE Çanakkalede İtilâf devletleri ku\Tetleri 10 yıllık gazeteler sergisi başkumandanı bulunan General Jan Hamilton dahi M. Hitler'in nezdinde misaFatih Halkevi, çok ha>irlı bir teşebbüse giri?miştir. Ev. 10 vıl içinde yur fir olmuş ve uzun mülâkatlar yapmıştır. dun her tarafmda Türk harflerile çı Amerikanm Berlin sefiri Vilson Praga kan gazetelerden mürekkeb bir sergi giderek Lord Runciman'ın teşebbüsleri " açacaktır. Grafik ve istatistik esasına ne yardım etmektedir. Fransa hava kuvdayanan teknik bir şekil ve güzel deko vetleri umumî erkânıharbiyesi reisi Ge rasyonla hazırlanmakta olan 10 yıllık neral Nuilemin dahi şimdi Berline geligazeteler sergisi, Türk gazeteciliğinin yor. Bütün bu ziyaretler sulhu kurtarmak 10 yıhlk tarihini gösterecektir. Bunun icin aynca bir broşür de neşredilecek için âdilâne tedbirlerle ihtilâfları bertaraf tir. etmek maksadile yapılmaktadır. Sulhu kurtarmağa yalnız devlet adamları deBabasınî ziyarete gitti, fakat. ğil, generaller dahi çalışıyor, demektir. Kasımpaşada Hacıhüsrevt sokağmda Muharrem Feyzi TOGAY 95 numaralı evde oturan 12 yaşmda Müyesser, evvelki gün saat 16 da, Kuru çeşmedeki Boya fabrikasmda çalışan babası Harunu ziyarete gitmistir. Ha Nüsbası 5 kuruştur. vuzun kenarmda oynarken havuz du ye Haric van yıkılarak çocuk, sol bacağı ile vü için için cudünün muhtelif yerlerinden yaralan2700 Kr. 1400 Kr. Senelik mıştır. Yaralı çocuğun ilk müdavatı ya 1450 » 750 » Alb aylık 800 • pılmış, bilâhare imdadı sıhhî otomobi 400 > Üç aylık Yoktur 150 * lile Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır Biı aylık C u m h u r iy et Abone şeraiti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear