Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 19S8 Dr. Karel, gayesinin Kadınsız bir mem leket tasavvur et hayatı uzatmak mek, kapısız ev, baYazan: Prof. SALİH MURAD samaksız merdiven olduğunu söylüyor Uzun senelerdenberi fennî makaleleri rübeler yapıyordu. Burada da başka ta Bugün 100 110 mania 400 800 5000 metre susuz deniz ve ko «Cumhuriyet» sütunlarında severek oku lihsizlik göründü. Telgraf ve telefon işleRokfeller enstitüsü direktörü olup taykusuz sarmısak ta koşularile 4 X 400 yarışı ve atlamalar yapılacaktır yareci Lindberg'le biılikte icad ettikler nan değerli âlimimiz profesör Salih Mu rinde büyük liderlerden biri olan Hug hayyül etmek kadar rad, birkaç senedir memlekette umumî hes pek hassas mikrofonik alıcı cihazıle abestir. Daha doğ sun'î kalb dolayısile söhreti bütün dün Diinyanın dört tarafmda bütün sporyayı tutan doktor Karol, Amerikadan bir radyo bilgisi yaratmak ve yaymakla telsiz telefon muhaberesini temin etmiş ve ların anası iken, bizde, ağzında emzikle rusu, şimdiye kadar Fransaya avdet etmiş ve mesaisine de meşguldür. Medenî âlemin su ve hava tecrübelerini büyük bir ilim heyeti huzu beşiğinde uyuyan ve bu derin uykusunbiz böyle bilirdık. vam etnıek üzere Saint Gıldas adasmdak kadar tabiî bir ihtiyac unsuru haline gelen runda muvaffakiyetle yapmışsa da bu dan ancak Olimpiyad tenezzühlerinden Meğer, asıl abes, bu malikânesine çekilmiştir. radyo şüphesiz herşeyden evvel; mahiyemuhafazakâr âlimler haberlerin telsiz birkaç hafta evvel uyanan atletizm, bu kanaatin ta kendisi Kendisini vapurda karşılıyan gazeteci ti, faaliyet esasları bilinerek kullanılırsa dalgalarile gönderildiğine bir türlü inanasene canlanır gibi oldu. imiş. Kadınsız memleket varmış. Iere mesaisi hakkında çok mühim beyanat faydalı olabilir. madılar. Yalnız inanmamakla kalmayıp Filhakika, mıntaka ve Türkiye birin Diyorlar ki, İrlandanın şimali gar Profesör Salih Murad bu maksadla ta bulunan doktor Karel, bilhassa sun î ciliklerini takib eden ve yüzü mütecaviz Hughes'e bir takım müşkülât çıkardılar. bisindeki birkaç köyde kadından eser kalb meselesinın bütün dünya matbuatına «Cumhuriyet» karilerine bir seri makale atletin iştirakile yapılan «Göl kupası» nBunlardan cesareti kınlan Hughes de bu yokmuş. Yoksulluk, açhk ve sefalet, bu baştan başa yanlıs aksettiğini söyliyerek hazırlamıştır. Bugün ilkini neşretmekte dan sonra, Türk atletleri bugün ve yarın, köylerin kızlarını, şehirlere akm etmek bu hususta şu izahatı vermiştir: olduğumuz bu sıra yazılarda şu mevzular işten vazgeçmişti. şehrimize gelen Mısır atletlerile karşılâmecburiyetinde bırakmış. Yaşlı kadınlar, Hertz tecrübesinin amelî sahaya çıka« Sun'î kalb gayet basit bir şeydlr tetkik ve izah olunacaktır. jacaklardır. birer birer ahirete göçmüş ve erkekler, rılabilmesi için gayet hassas bir dedüktör ve gazetelerin hayale boğarak yaptıkları Radyo nedir? Telsiz telgraf ve radyoİntizam dairesinde ve antrenörle he günün birinde tek başına kalmışlar. Bu tasvirlere değer tarafı yoktur. Evvelâ, nun kısa bir tarihi. Su, ses ve radyo dal (kâşifeye) lüzum vardı. Bu da 1891 de nüz üç sene evvel çalısmağa başlamış oköylerde, otuz beş senedenberi doğum sun'î kalb, yüzlerce defa yazıldığı gibi, gaları. Dalga enerjisinin intişarı. Ses ne Fransız fizikçilerinden Branly tarafm lan Mısır atletizm ekipi, çok kuvvetli olvak'ası görülmüyormuş. hakikî kalbin yerine kaim olacak bir uzuv dir? Verici, vasat ve alıcı (seste, ziyada dan keşfedilmişti. İşte telsizdeki terak mamakla beraber, gayet iyi ve müsteid Otuz beş sene az zaman değil. Bu değildir. Pre^rsip, icad ettiğim âlete, kalb ve radyoda) maddenin bünyesi! Mole kiyat bundan sonra evvelâ yavaş yavaş elemanlara mahktır. nıüddet zarfında, bu İrlanda köylerinin ve ciğerle?în vazifesini görerek bu uzuvkül, atom ve elektron. Elektrik cereyanı, ve sonradan dev adımlarile meydana gelMemleketimize gelmeden evvel Yu erkekleri aralarına kadın almak lüzumu ları bakterilere ve taaffünata karşı koruvolt, amper, om ve vatın tarifi. Frekans miştir. Bundan sonra telsiz kahramanları Atlet Faik nanlılarla karşılaşan ve Balkanların en nu hissetmediklerine göre, yalnız kalmak maktır. Bu ihtiraın teferrüatından biri de, ve periyod. kuvvetli atletleri olan bu rakiblerine an larda, bu mesafeyi 2 4/10 ve 2 de ya tan memnun olduklan anlaşıhyor. Ye kendilerini gösterdi. Ingilterede O Lodge, kan serumu yerine kaim olacak ve ondan cak 51 puvana karşı 45 puvanla mağlub pan Yunanlı Strefakos'u geçememişlerdi. mek pişirmesini, çamaşır yıkamasmı, dikiş Verici merkezle (stüdyolar, ampilifi Fransada Branly, Almanyada Slaby, daha ucuza elde Pdilecek bir mayi keşolan Mısırhlar 100, 200, 400 metre koFaik, 110 metre mânialı koşuda, yal dikip yırtık yamamasını da azar azar öğkatörler, spiker, musiki aletleri ve orkes İtalyada Righi ve Rusyada Popoff bu iş fedilmiş olmasıdır. Keşif tamamen olgunşularla 4 X 100 ve 4 X 400 bayrak ya nız Türkiyenin değil, Balkanların da en renmişler. Patırdısız, gürültüsüz ve bil üzerinde mühim tecrübelere başladılar. laşmış olmamakla beraber prensip niha :ra). nşlarını kazanmışlar ve muhtelif müsa iyi elemanlanndan biridir. Bu müsabaka hassa masrafsız yasayıp duruyorlarmış. Alıcı cihazlar (selektivite «seçmek kaNihayet Markoni 1896 da almış olduyet bulunmuştur.» bakalarda da ikincilik ve üçüncülük da her zaman aldığı dereceler, galibiyeti biliyeti», hassasiyet, istikrariyet, kolay ğu ihtira beratile bunları bastırdı ve telBu kadınsız memleket erkeklerinin haDoktor Karel, şimdi kendini tamamen mışlardır. Bu neticeler, Mısırlıların sür hakkında peşin bir garanti addedilebilir. yatını okuyunca, Adem Babanın haline idare edilebilmesi, fiat meselesi). Anten siz dalgalarile işaretlerin gönderilebile fennî tetkikata vermiş olan Lindberg'in, at kosularında muvaffak olduklarını gös5000 metreye Artan, Hüseyin, Beh büsbütün acıdım. Yeryüzünde kadınsız ve toprak telinin rolü. Lâmbalar ve rolle ceğini meydana koydu. İngilterenin bümesaisini ne dereceye kadar ilerlettiğini termektedir. zad, Hakkı gireceklerdir. Artanın bu yaşanabildikten sonra, «hırka» ya bile ri; radyo makinesinin devreleri; radyo 1 Vakıâ evvelce de yazdığımız gibi mevsim zarfında yaptığı en iyi derece lüzum görülmiyen «bir lokma» diyarı örmek maksadile ve ancak iki ay kalmak frekans, vasat frekans, odyo veya bas yük telgraf mühendislerinden Sir William Preece'in dediği gibi «bu ilim adamları Yunanistanda 100, 200 ve 400 metreük 16,34,6 dır ki, Mısırhlar bu mesafeyi, cennette, o, tek başına haydi haydi yaşar, üzere Fransaya gelmiştir. Eylulde tekrar frekans... Tarifleri. Amerikaya gidecektir. yumurtanın ne oîduğunu biliyorlardı; fakoşuları kazanmış olan Mısırın meşhur hemen her zaman, 16 dakikadan aşağı bir parça aklı olsaydı, acısı fitil fitil burRadyo dalgalannın vasatî (havada kat yumurtayı oturtan Markoni olmuştur». atleti Fahum, vazifesi başına dönmek zamanda katetmişlerdir. Binaenaleyh bu nundan gelen meyvayı Havva ile kardeş Doktor Karel, bu münasebetle, LindHeaviside, appleton ve sair tabakalar). mecburiyetinde kaldığı için, şehrimize ge müsabakanın misafirlerimiz tarafından payı yapıp başına koskoca bir gaile aç berg'in zekâsını ve kabiliyetini son dereBu sırada Markoni yirmi yedi yaşında iKısa dalgalar, uzun dalgalar, oparlörler, lememıstir. Fakat, Istanbulda, onu istih kazanılması cok muhtemeldir. ce sena etmiş ve mesaisinde ondan gördüdi. Kendisinden on yaş büyük ve mühim mazdı. radyobları, radyonun tatbikatı ve saire. lâf edecek olan atletler de, gayet ıyi değü yardımları çok değerli clduğunu söyletecrübecilerden biri olan mühendis Kemp4 X 400 bayrak yarısında, Yunan at*** receler yapan genclerdir. Gevezeliğe çare miştir. Filhakika, Amerikalı tayyareci, n Markoniye yapmış olduğu yardımlan letlerini geçerek 3,33,4/10 la Mısır reîskoçyanın yetiştirdiği büyük âlim unutmamahyız. Yukarıda ismi geçen Predoktorun en kıymetli asistanıdır. Meselâ sür'at kosucularından Mo korunu kıran Mısırlıların, bu mesafede Varşova telefon Lindberg, doktor Karel'in çoktanberi erden James Clerk Maksvel 1873 te neş ece, Markoni ile Kemp'i birbirine tanifhrhammed Halavani, Edmon İşkenazi bizim için çok ciddî rakib oldukları muidaresi, umumî televe Jorj Andreadis bu mevsim zar hakkaktır. fonlarda bir yenilik aramakta olduğu, kanın sun'î surette de retmiş olduğu Treatise on Electricity and tnış ve bu iki arkadaş telsizin meydana fmda, bu mesafede kolaylıkla 11 1/5 vücude getirmiş. Ka veranını temin çaresini bulmak suretile o Magnetism adlı klâsik eserinde muayyen gelmesini temin etmişlerdi. Gülle atma, uzun atlama, sırıkla at ve 1 1 2/5 lık dereceler elde etmişler, lama müsabakalarına girmiyen Mısırlı zino, lokanta, istas na ilk yardımım getirdikten sonra bu iki lektrik dalgalannın hassalarından bahseMarkoninin ortaya çıkmasına kadar 200 metreyi de hemen her defasında 23 lar, ciridi kolaylıkla 60 metre civarına yon gibi kalabalık fen adamının müşterek mesaisi başlamış derek bunların mahiyet itibarile ziya dal pek yavaş giden Amerikahlar da birdensaniyeden asağı zamanda koşmuşlardır. savuran atletlerile bu müsabakanın birinyerlerdeki kulübe tır. Ilk zamanlarda gizli tutulan bu teş alarının ayni olduğunu meydana koy bire harekete geçtiler. Tesla, De Forest, Diğer taraftan, Jan Moskusis'le Jorj ciliğini bize bırakmıyacaklardır. lerinı camdan yap riki mesai, müşterek imzalarile neşrettik muştu. Fessenden hemen ön safa geçtiler. 1900 Sir Oliwer Lodge'un dediği gibi Acdreadis, bu sene, müteaddid defalar, tırıyor. Sebebi, ca eri eserlerle meydana çıkmıştır. Bugün Mısırlı misafirlerle yapılacak senesinde Markoni en mühim ihtira beŞimdi, doktor Karel ve Lindberg, id Maksvel bu eserile (telsiz muhaberenin 400 metreyi 52 den daha az zamanda bu müsabakalardan başka, bu sene kenmın gayrinakil olu dia edildiği gibi ölume çare bulmak de imkânını ilk evvel düşünenlerden biri ol ratlarından birini îngiltere hükumetinden ve hatta 50 küsurda katetmişlerdir. Bi dilerine büyük ehemmiyet verilen küçükşu. Kulübeye girip naenaleyh, Mısırhlar, Fahum'un boşlu ler arasmda <htf~i%fhve 400 metre mü" kapısını kapayan bir il, beser hayatını uzatmak yollarını araş muştur.) Gerçi bu eser büyük bir nazari^ almıştı. 7777 numarayı taşıyan bu ihtira ğunu doldurabilecek elemanlara malik sabakaları da icra edilecektir. kım?e, dısarının gürültüsile rahatsız olma tırıyorlar. Sun'î kalbden ve ciğerden son eyi ortaya koymuşsa da bunun tecrübe beratında telsiz verici ve alıcı merkezlerinde kapalı bir ayar devresinin açık bir bulunuyorlar. " Digtr müsabakalara da yafın devam dan ve konuştuğu şeylerin yabancı kulak ra, kam daimî surette tasfiye edecek olan ile tahakkuku icab ediyordu. Bu işi de bir sun'î böbrek yapacaklardır. Bu su başaran Alman Musevî fizikçilerinden devreye tezvic (kuple) edilebileceğini Müsabakaların ne netice vereceğini edilecektir. lara gitmesinden korkmadan, rahat rahat e ortaya koymuştu. Bugün de kullandığımız kestirmek bir hayli güçtür. Mısırhlar, atelefon edecek; gizli veya açık her istedi etle, hastahğın kendisine değil müessirine ıstanbulspor Beykoz spor ğini, hattın öte ucundaki muhatabının ku karşı bir mücadele sçmak esası takib edi Heinrich Hertz olmuştur. Maksvel'in bir bu tertibatın ihtira beratı Amerikada da lamalarla disk ve gülle atışları için atlet eri evvelâ kolayca kavranmamış ve bayramı getirmediklerinden, umumî tasnifin eğer çok münakaşalara sebeb olmuştu. Bu e alındı. Bu yüzden Markoni kumpanyaağma söyliyebilecek. ıyor. bütün müsabakalar tasnife tâbi tutulurİstanbubpor kulübü başkanlığından: erin neşri üzerinden on sene geçtikten sı uzun müddet telsiz inhisarını elinde tutDoğrusu çok güzel bir fikir, diyeceksiBu pazar 3 temmuz 938 Beykozda İs niz. Ben böyle düsünmüyorum. Varşova Sümer Bankta bir tayin onra îrlanda fizikçilerinden Fitz Gerald mağa muvaffak olmuştu. İhtiralar tarihinsa puvan vaziyetini bizim lehimize çerâmesi çok muhtemeldir. Fakat Mısırlı tanbulspor Beykoz spor günü tes'id e telefon idaresinin bu kararında, gevezeTarlabaşı Mali *~ **mm~ ""* bu dalgaların elektrikle şarje edilmiş olan de (dört yedi numaralı) diye anlıan bu futbol *in girecekleri müsabakalar, hiç şüphe edileceğinden orada yapılacak f ^W bir Lâyd şişesinin de şarjile hasıl edilebi htira kadar mühim ihtiralar pek azdır. maçına iştirak etmek üzere isimleri ya ere ve bilhassa kadınlara müteveccih bir ye şubesi tahsil çok çetin mücadele halinde gececekmemuru Yüksek / J eceğini bulmuştu. Ayni sene Lâyd şişesizıh emekli futbol üstadlarımızın 3 tem tedbir çesnisi seziyorum. Camdan ku'.üProf. Salih Murad . Biz şimdılik, sadece, bugün yapılamektebi | ^% **^ 1 e tecrübelerine başhyan Hertz, bulmuş muz günü saat 9.30 vapurunda bulun belerin mutlaka şeffaf camdan oluşu bu Ticaret 936 senesi mezun.k olan müsabakalara göz gezdirelim. mak üzere Köprüde kendilerine mah kanaatimi kuvvetlendiriyor. olduğu harikulâde nericeleri 1887 ile değerli 100 metrede bizi İrfan, Haluk ve Kâ sus levazımlarile hazır bulunmaları eTelefon idaresi, umumî yerlerde tele larından 1889 senesinde neşretmişti. Hertz'in bul Müfid Necdet Limanlar genclerimizden Feîim temsil edeceklerdir. «Göl kupası» hemmiyetle rica olunur. fon kulübesine kapanan kadınların, hususî muş olduğu bu dalgalar telsiz telgrafta ridun Işılın Sümer nüsabakalarında Haluku rahat rahat Umum Miidürü oldu Yavuz, Avni Kolen, Muvaffak Ben buduarlarına girmiş gibi dakikalarca çık Bankta yeni bir kullanılan dalgaların ayni olup bugün îeçerek 1 1 1 / 5 lik bir derece yapan İr derli, Şükrü Halil Aksu, Kâmran, Meh madıklarını gözönüne getirip, bu yüzden vazifeye tayin or elsiz dalgalarına kâşifinin ismine hürme Deniz Ticaret mü an, bu dereceyi daha da indirebileceği med Tanyeri, Zeki Akalın.Sakir Pınar, :elefondan ıstıfade edemıyenlerin sıkâyedürü Müfid Nec lunduğu ve işe ten Hertz dalgaları denir, Hertz'in bu Fazıl Say, İhsan Ağabey, Gani, Samih tini de nazarı dikkate almış, bu işe cam başlamak det Deniz, ayni vaçm bize birinciliği kazandırabilir. üzere Sören, Mehmed, İbrahim ve Halid Nafiz Tansu, Naci, Pehlivan Kemal, kulübe ile nihayet vermeği düşünmüş o Ankaraya gittiği memnuniyetle haber keşfini görenler işaretlerin bu dalgalarla zifeyi de İstanbuluzaklara gönderilebileceğini tavsiye et da ifa kaydile Li•00 metreye gireceklerdir. Bu müsaba Salâhaddin Beliren, İhsan, Emin, Fu acak. almmıştır. Yedi aylık tahsil memuri mişlerse de alıcı cihazların hassas olma manlar Umum müad Yayla, Emin Arif, Tahir Tuğ, Münci canın bir hayli cetin olacağı anlaşıhyor. Cam kulübenin îçinde, bütün bir kala yeti esnasında müstesna kabiliyet ve Sören, son müsabakada, bu mesafeyi Tangören, Lutfi Kaleci, Mühendis Ke balığın gözü önünde, uzun uzadıya çene nezaketile kendisini çok iyi tanıtmış ve ması yüzünden Hertz bu işte muvaffak o dürlüğüne tayin emal. Ali Sohterik, Fahri Aykut, Kemal değerli bir eleman olarak yetişmeğe lamamış ve bu işi bırakıp başka meselele dilmiştir. )2,4 te katetmis ve birinciliği çok rahat calmak değme gevezenin harcı değildir. Halim. Hamdi. Müfid Necdet müstaid bulünduğunu bilfiil ispat ey re geçmişti. Asıl garibi Hertz'in karşılaşcazanmıştı. Daha fazla enerji sarfettiği lemiş olan mumaileyhe yeni vazifesin ığı yeni mesele ziyanm dalga nazariyesi Deniz, denizciliği takdirde, bu dereceyi indirip indiremiyeMutlu doğum de de muvaffakivetler dileriz. ni cerheden foto elektrisite hâdisesi olmuş mize uzun seneler:eğini ve 51 lik Mısırlı koşucuları geçip Bugünkü spor İstanbul İnhisarlar idaresi değerli denberi emek vertu. Yani ziyanın bir elektro manyetik dalseçemiyeceğini kestirmek güçtür. kimyagerlerinden Bay Nureddin Tay miş, deniz tihareketleri Yüzme teşvik müsabakalarî ga olduğunu ispata çalışırken tamamıle caretibu işte ihtisas yapmış veidaresinde 800 metrede bizi Receb, Galib, Ahlamn dün sabah bir kız çocuğu dünyaişlerimizin tanzim ve Saat 16,30 da. Fener stadında Dün de haber verdiğimiz gibi, dör zıd bir hâdise ile karşılaşmıştı. ned, Kemal, Mehmed temsil edeceklerbüyük bir liyakat göstermiş kıymetli ya gelmiştir. Babasını, annesi Bayan Türkiye Mısır ( Atletizm ) Hertz bu tecrübeleri yaparken îngil bir idare rüknümüzdür. Yeni umum ÜT. Receb son defa bu mesafede 2 3/10 düncü yüzme teşvik müsabakası, bugün Saat 16 da Modada : Şehrıban Taylanla büyük babası Ali Yüzme teşvik müsabakalan »ibi, çok iyi bir derece yapmıştı. Mısır Rıza îlkönü candan tebrik eder, yav saat 16 da gene Moda havuzunda yapı erede Hughes adlı bir mühendis telsiz müdürlük vazifesinde kendisine mu dalgalar ile işaretlerin nakli üzerinde lec vaffakiyetler dileriz. ruya uzun ömürler dileriz. lılar, Yunanistanda yaptıkları müsabakalacaktır. Dıye tutuştu. Ne yaptığını bilmiyordu. Sonu ne olacak, onu da düşünecek gıbı değıldı. Önündeki bardağı yakaladı. îçinde yandan çok şarab vardı, kolunun olanca ku\vetıle kocasının yüzüne doğru serptı.. Feridun birdenbire silkindi. İlkönce şöyle kendi üstüne başına baktı. Yüzünden gözünden şarablar akıyordu. Gömleği, caketi baştan başa kıpkırmızı leke olmuştu. Sonra yavaş yavaşa başmı kaldırdı. Karısınm yüzüne baktı. Bu kadar kalabalığm ortasmda, böyle bir deliliği nasıl yaptı, bunu bir türlü aklı almıyormuş gibi, brikaç saniye durdu. Daha sonra da cebinden mendilini çıkardı. İlkönce yüzünü, saçlarını kuruladı. Yemek havlusunu aldı. Onunla da gömleğini, caketini sildi. Bir kere daha karısının yüzüne baktı. Bambaşka bir bakış, Perihanın hiç alışmadığı, hiç görmediği bir bakış... Gene kadın, birdenbire pişman olmuştu. Yanlarındaki masalarda oturanlar hep birden başlarını çevirmiş, onlara bakıyor du. Hem utandı, hem korktu. Ya şimdi Feridun da kendini tutamaz, o da bir delilik yapmağa kalkarsa diye titredi. Annesinden dayak yememek için ne yapacağını bilmiyen yaramaz, suçlu bir çocuk gibi gülümsedi, gülüyormuş gibi görünmek istedi. İşi şakaya getirmek, barışmak için içi titriyordu. Kocasının bakışını görünce o zoraki gülüş yavaş yavaş dondu, silindi... İş işten geçtiğini anladı. Şimdi de sonu ne olacak diye bekliyordu. Feridun üstünü, başını kuruladıktan sonra, hiç sesini çıkarmadı, yavaş yavaş ayağa kalktı. Bitişik masada kendisine doğru çevrilen gözlere de aldırmıyormuş gibiydi. Kalabahğm arasından geçti, görünmez oldu... çok, etrafındakilerden utandı. Görenler: Yaptı etti, şimdi de yalvarıyor, arkası sıra koşuyor!.. Diyeceklerdi. Başmı çevirip de kimsenin yüzüne bakamıyordu. Bereket versin ki, salon çok kalabahktı da daha uzak masada oturanlar, bu gürültüyü görnıemişlerdi. Birkaç dakika sonra, yanıbaşındaki fısıltılar, gülüşmeler kesildi. Herkes gene kendi işine daldı. Hiç olmazsa şimdi kalksa, Feriduna yetişse, belki deminki kadar göze çarpmıyacaktı. Öyle iken gene kalkmadı. Hatta biraz da inadına oturuyordu. Önündeki yemeği bırakıp, otele dönmek ona sanki küçüklük gibi görünüyordu. O zaman kocası büsbütün şımaracaktı. Bir yandan da içi içine sığmıyordu. Feridunun bakışı, yüzündeki gerginlik bir türlü gözünün önünden gitmi yordu. Kırılan, hem de bir daha eklen miyecek, düzeltilmiyecek kadar parça lanan bir şey vardı. Bunu artık Perihan da anlıyordu. Fakat kendi kendini avutmağa, aldatmağa çalıştı: leğini değiştirir, üstünü başmı düzeltir, beş on dakika sonra gene buraya gelır. Herkesin yanına çıkmağa utanacak olsa bile otelde oturur, bekler!.. Durup dururken, hiç yoktan kavga çıkarıp da kendi rahatım kendi elile mi bozacak?.. Yoksa aydan aya aldığı beş yüz liradan mı vaz geçecek?.. Önüne gelen yemeklerden birer lokma aldı; onu da herkese karşı sanki yemek yiyormuş gibi görünmek için zoraki alıyordu. Böylelikle belki yarım saat geçti. Feridun gelmedi. Demek ki gelmiye cekti. Herkesin yanına çıkmaktan sıkılıyordu. Perihan da artık yemeğini bitir mişti; kalkıp gidebilirdi. Gene inadına orurdu. Artık hiç kimse onun arkasından gülemezdi: Kocasını kaçırdı, sonra da pişman oldu!.. Diyemezdi. Yavaş yavaş kalktı. Sanki hiçbir şey olmamış gibi, salondaki bütün bu kala^alığa meydan okuyan bir bakışla, dimdık bir yürüyüşle geçip gitti. Şimdi de yeni baştan Feriduna öfkelenmişti: lArkast var] TürkMısır atletizm müsabakaları başlıyor ©m Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Havvasız Adem Sun'î kalb mucidi Fransaya geldi Telsizin doğuşu Tefrikar No. 54 Şimdi Perihan, bu zengin otelin, kalabahk, süslü lokantasında, gene her zamanki gibi hırçm bir sesle söylenir dururken Feridun da hep bunları düşünüyordu. Gözleri karşıda bir yere, olacak bu ya, demin Perihanın söylediği o kesik saçlı kadının olduğu yere doğru da'.nıij, oraya takılmış kalmıştı. Görenler, hâlâ ona bakıyor sanırdı.... Gene bir aralık kendi kendine düşünüyordu: Günün birinde dayanamıyacağım: Küçük hanım, paran da senin olsun, böyle otel köşelerinde sürünmek de eksik olsun, diyivereceğim. Ben anhyacağımı anladım, artık gidiyorum. Sen paşa babandan kalan sarı liralarla otur, günün birinde elbet bir başka dangalak bulursun, diyip çıkacağım. Bakalım ne yapacak?.. Nakleden: Kemal Ragıb Bunu düşünürken gözünün önüne Perihanın nasıl öfkeleneceği de geldi. Bu şımank kız, o zaman nekadar şaşıracak, belki de yeniden pazarlığa kalkacak, kim bilir ayhğını mı artıracak, yoksa Avukat Necible yeni bir çek filân mı gf'idercekti?.. Bunlar hep birer birer gözünün önünden geçiyordu. Kendini tuta madı, gülümsedi... Aksilik bu ya, kendi kendine gülerken, gözleri de hâlâ o karşıdaki kadından ayrılmıyordu. Kim bilir, o aralık, o kadın da mı gülümsüyordu, nedir, Perihan birdenbire sapsarı oldu. Onun yerinde kim olsa onların uzaktan uzağa birbirlerine bakıp gülüştüklerini zannederdi. O da: Ben lâf söylüyorum, o hâlâ elin aşiftelerine bakıp bakıp eğleniyor. . Olur şey değil!.. Artık bu kadarına dayanılmaz!.. Perihan, her zamanki gibi: Nereye gidiyorsun?.. Diye seslenmek, onu ahkoymak istedi; dili varmadı. Öylece kaldı. Yanındaki masalardan fısıltılar geliyordu. Birkaç kişi de kendini tutamamış, gene kadını gösterip gülüşüyorlardı. Perihan bunların hiçbirini duymamağa geldi. Başmı çevirip de bakmadı, bakmağa vakit bulamadı. Bir saniye: Ne olacak, diyordu. Ne yapacak Ne yapayım şimdi?.. sanki?.. Kızacak, belki bir iki saat suDiye düşündü. Kocasının arkasından gitmek, onun gönlünü almak, tatlıya bağ rat edecek!.. İşte o kadar... Büsbütün lamak?. Bunu da kendine yediremedi. En kaçıp gidecek değil ya... Belki de göm