Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET 28 Mayıs 1938 Kurtarılan kedi :Andre ThĞrive'deıv Lucie soğukkanhlıkla: Kendimi pencereden atacağım! dedi. Annesi omuzlarını sallıyarak cevab verdi: Rahatsız olma; dördüncü katta olduğunu unutma. Yüzünün bozulacağını, gene tırnaklarının kırılacağını, buklelerinin dağılacağını filân düşünme. Hem bu bizim için de büyük bir kayıb sayılmaz. Senin hareketierin babanı utandınyor artık.. Seninle münakaşa edecek de ğilim. İster at, ister atma! Şu var ki bu akşam o kopuk herifle buluşmağa gidemiyeceksin! Anne!. Beni rahat bırak, yoksa süpürge sopasmı sırtmda parçalarım. Lucie ağlamağı denedi. Küçük hıçkırıklarla ağlamağa ve gözucile annesine bakmağa başladı. Annesi önündeki kol tuğu ayağile itti ve büyük bir gürültü ile etekliğinin cebinden bir anahtar tomarı çıkardı; ve: Seni kilidliyorum; anahtarı da ce bime koyuyorum. Gezmeğe çıkacağım. Bunaldım. Bak, beni ne hallere soktun! Alçak, ahlâksız, terbiyesiz, huysuz, pis.. Kapıyı hızla çarptı. Lucie yatağmm üstüne düştü. Ve daha ziyade ağlamağa başladı. Rolünü bitirmeliydi. İhtimal koca domuz onu delikten seryrederdi.. Fakat hayır.. Ayak seslerinin uzaklaştığını duydu. Lucie doğruldu ve aynanın karşısma geçerek kendisini seyretti. Bu halile gü zel değildi. Biraz gülümsedi; eh şimdi bir parça bir şeye benziyordu. Yanaklarına pudra sürdü, kaşlanm düzeltti ve odarıın ortasında bir sıçradı. Sonra eski bir çekmeceyi açtı; bir sürü anahtarlar çı kardı. Küçük bir anahtar hem dolabı, hem de odasının kilidini açıyordu. Evvelki kiracılar bu anahtarı unutmuşlar ve altı ay sonra getirip kapıcı kadma verroişlerdi. Lucie bu anahtarı her ihtimale karşı lâ zım olur diye kapıcıdan almış ve annesine vermemişti. Onu saklamakta ne kadar haklıydı.. İşte tam sırası gelmişti. Annesine dil çıkardı. Saat altıda çıkmağa karar verdi. Annesi dörtte çıkar ve ancak yedide dönerdi. O zaman kuşun uçtuğunu görerek kimbilir ne kızacaktı? Gustave'le saat altı buçukta buluşa caktı. Delikanh onu köşebaşındaki gazi noda bekliyecekti.. Her şeyi ona anlatacaktı.. Kavga o nun yüzünden çıkmışh. Nihayet annesi büsbütün hiddetlenerek şunları söyle mişti: Boyuna şaka, palavra atıyor. Gu ya mühendismiş, elektrik mühendisi.. Lâf.. Onu bütün mahalleli tanıyor. Ma ğazaların vitrinlerinde mankenlik yapıyor. Bulunduğu mağazadan da koğulmuş. Çünkü mal sahibinin yeğenine fena tekliflerde bulunmuş.. Şimdi nasıl yaşıyor? Allah bilir.. Onu bazı ipsiz sapsız adamlarla görüşürken görmüşler.. Pis bir o telde oturuyor.. Hem öyle pis ki insan oraya kirli çamaşırlanm bile atmağa tenezzül etmez. Bütün mahalleli onun ne mal olduğunu biliyor da, koca kaz sen bilmiyorsun! Onun sözlcrine inanıyorsun. Ahmak!.. Onu polise yakalattıracağım. Sinni rüşte vâsıl olmamış bir kızı baştan çı karmağa uğraştığmı söyliyeceğim. Sana seyahat teklif etti değil mi? Evet, ne olmuş. Bordeaux'ya sekiz, gün kalmak üzere gidecektik. Ailesi orada oturuyor.. Martaval.. Oradan Amerikaya gidilebileceğini bilmiyorsun galiba. Benim ışin nereye varacağına aklım erer. Sana söylüyorum. Bir daha onunla konuşursan onu zabıtaya yakalattıracağım.. Lucie bunlan hatırlıyarak tekrar dilini çıkardı.. Annesi hâlâ dısan çıkmamışb. Gus tave, beklemesini hiç de sevmezdi! Şu saatte, beş parmağ.r.da beş yüzük bulunan esmer arkadaşı Gozalez'le birkaç kadeh atıştırıyordu. Onu bu esmer arkadasına: «Karım» diye takdim etmişti. (Halbuki hiç de araîarmda böyle birşey yoktu.) Hava güzeldi ve s«ma masmaviydi. Saat 3 olmalıydı.. Lucie'nin saati kırılmıştı. Gustave ona: «Sana pırlantalı bir saat alacağım demişti. Bordeaux'daki saatçilerle iş yaparım...» Annesi, evin içinde boyuna dolaşmaktaydı. Nefes sesleri bile duyuluyordu. Çünkü asthme'dan rahatsızdı. Lucie bütün bu sıkıntılara sırf istikbalin güzel hulyası için katlanıyordu. Bir gün annesi ona: Bütün bunlan senin iyiliğin için yapıyorum, demişti. Ah bu insanîar. Madem ki iyilik yapıyorlardı. Böyle bağınp çağırmağa ne lüzum vardı? Ne de «eski kafah adamlar!» Gustave bile onlan takib ediyor du. Sevgilisi, «geniş, çok geniş düşün meli!» diyordu.. Lucie beyaz elbisesini çıkarıp hazır ladı ve 20 dakika belki odanm içinde bir aşağı bir yukarı döndü. Neredeyse pat lıyacaktı. Saat 4 buçuğu geçmiş olmalıydı.. . Odasi, caddenin üstünde olsaydı bari, yoldan gelip geçenleri seyredebilirdi. Nerede? Karşısında kupkuru, upuzun bir ağaç ve pis bir avlu vardı. Ah! Sinemalardaki gibi olsa... Şimdi bu ağacın üzerine atlasa ve sevgilisi Gustave tayyare ile peçip onu alsa.. Sonra yirmi zencinin hizmet ettiği bir saraya inseler.. ilâh. Karşıya baktı.. Kuru ağac melul melul onu seyrediyordu. Bu sırada bir ses duydu. Bir kedinin bağınşı.. Baktı.. Ağacın tepesinde asılı kalmış olan bir kedi.. Dantelâcı Mösyö Dupuy'un kedisi.. Hayvancağız ne aşağı inebiliyor, ne kımıldıyabiliyordu. Mi yavlamasını duyanlar toplandı.. Kapıcı nın uzun oğlu sandalya masalar bulup getirdi. Sonra sahibine haber saldılar. Şimdi avlu kalabalıklaşmıştı. Dantelâcı Mösyö Dupuy, ağaca tırmanmağa başladı.. Ustalıkla çıkıyordu. Yavaş yavaş tepeye tırmandı. Ha!.. İşte!.. El uzath ve kediyi sıkijtığı yerden tutarak indirdi. Çok şükür kurtulmuştu! Şimdi kediyi kucağına çocuğu gibi almış okşuyordu. Herkes onu alkışlamışh.. En ziyade al kışlıyansa Lucie olmuştu. Kediye gelince, memnun olmamışa benziyordu. Mösyö Dupuy kedisinin bu haline bakarak: îşte bu hayvanlar böyle! diye homurdandı. Ne kendilerini kurtarmasmı bilirler, ve ne de kurtanîdıklannı isterler. Hayvan! Ne olacak.. Maamafih böyleyken ger|: onlan seviyoruz.. Lucie, bu sözleri işitince bir tuhaf oldu. O da içinden şu kediyi okşamak ih tiyacını duydu. Tam bu sırada arkasmı dönünce annesini kapının eşiğinde buldu. Annesinin gözleri masanm üstündeki a nahtarlara ilişince ağzını açtı.. Fakat Lucie onun bağırmasına meydan vermeden garib bir kuvvetin tesirile: Al, al, dedi. Anahtarlarm bana lüzumu kalmadı, artık... Çeviren: FAİK BERCMEN Afyon ziraatini tahdit konferansı Cenevrede Türk tezine uygun formül bulunacak Cenevre (Hususî muhabirimizden) Afvon ziraatini tahdid konferansını hazırlamak üzere toplanan <İhzarî Afyon komitesi> 23 mavıs pazartesi günündenberi içtimalarma devam ediyor. Milletler Cemivetine dahil olmadık ları halde bu (beynelmilel konferansa) iştirak eden Amerika ve Japonva ile beraber 28 devlet komitede temsil edilmektedir. Vazifesi mutasavver ve müstakbel büyük ve umumî bir afyon ziraatini tahdid konferansına bir mukavele projesi hazırlamaktan ibaret bulunan bu komisyonda Türkiyevi daimî deleçemiz Necmeddin Sadak, Uvusturueu Maddeler İnhisarı Umum müdürü Hamza Osman Erkan ve İktısad Vekâleti İhracat Teskilât müdürü Servet Berkin temsil etmektedirler. Mukavele projesine esas olmak üzere hazırlanmış bir plân üzerinde cere yan eden müzakereler ilk günden itibaren mevzuubahs menfaatlerin ehemmiyeti derecesinde çetin bir manzara almıştır. Hevetimizin reisi daimî delegemiz N. Sadak, her hangi şekilde bir tahdid mevzuu bahsolunca şimdiye kadar afon istihsal etmiyen memleketlerin mukavele ile tayin edilecek bir tarihten sonra yeni baştan afyon elde etmeğe başlamamalarının esaslı bir şart olarak şimdiden tesbit edilmesini istemiştir. Diğer bir celsede, müstakbel beynelmilel mukaveleye gerek müstahsil ve gerek müstehlik bütün devletlerin iş tiraki etrafmda münakaşa cereyan ederken heyetimiz, böyle bir mukavele umumî olmadıkça ve alâkadar bütün devletler tarafmdan imza ve tasdik edilmedikçe filen hükümsüz kalacağım ve binaenaleyh mer'iyete giremiyece ğini sövlemiştir. Buna itiraz eden mu rahhaslar olmuşsa da heyetimiz, Tür kiye için hayatî ehemmiyeti haiz olan bu noktada musır olduğunu ve bütün müstahsil devletlerce kabul ve tatbik edilmiyecek bir mukavele ile hükumetinin alâkadar olamıvacağım şimdiden bevana mecbur olduklarmı söylemiş lerdir. Komite. bu beyanat üzerine Türkive noktai nazarına göre, bir formül bulunarak projeye ilâve edilmesini kabul etmiştir. RADVO Şanzelize'de Maılene ile karşılaştım! «Yıldızın gözlerinde daima muzaffer olmaktan bıkmış bir şampiyonun isteksizliğini sezdim» Aylardanberi Pariste değildim. Tu nusta, Cezayirde, Fasta, Belçikada, Is veçte, Norveçte, Danimarkada dolaştım. Vatanıma döneli ancak bir hafta oluyor. Şöyle bir hava alayım, diye sokağa çıktım. Bir ayağım Etual'de, bir ayağım Sanzelize'de salınıp duruyordum. Büyük kahvelerden birinin muazzam taraçasında şık, amma, son derece şık bir kadın hayalı gözüme çarptı. Kırmızı fötr şapkasmı sağ kaşının üstüne yıkmış, lâtif iki omzun arasında tatlı ve yumuşak bir boyun.. Oh.. Oh.. Oh!.. Bu kadımn yüzünü bana döndürme sini, bir lâhza benim tarafıma bakmasını o kadar istiyorum ki.. Ekseriya, insan böyle bir temennide bulunduğuna pişman olur, inkisarı hayallere uğrar amma, bu tehlikeye rağmen ben gene onun çehresini görmek için sabırsızlanıyorum.. Ya, güzel değilse.. Güzel değilse halt eder, bu kadar şıklaşıp herkesi kandırmağa çaIışmakta mana var mı? aksamki program j ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâfc: Turk musikisi ve halk şarkıları 13,15 dahilî ve haricî haberler 18,30 çocuklara Karagoz (Kuçuk Ali) 19,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arkadasları) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Türk musikifii ve halk şarkıları (Salâhaddin ve arkadaşları) 21 Ankara ilkbahar at yarıslarınm ikinci haftasında Yazan: MAURtCE CHEVALİER koşuya iştirak edecek atlar ve kazanma ihtimalleri hakkında konuşma: (Abdur rahman Atçı) 21,15 studyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 yarınkl program ve Istıklâl marşı. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musıkisi 12,50 havadis 13 05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 konferans: Universıte namına: Tıb Fakültesi profe sorlermden doktor Akif Şakir Şakar (Deniz kıyılarınm insan vücudunde fizyolojik tesirleri) 19,55 borsa haberleri 20 Necmeddin Rıza ve arkadaşları tarafmdan Turk musikisi ve halk şarkıları 20,45 hava raporu 20 48 Omer Rıza tarafmdan arabca soylev 21 Belma ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 33 son. Hazin bir öliim Denizbank, Istanbul Liman işletmesi antrepo memurîarından Mehmed Kahramanın müptelâ oldu&u hastalıktan kur tulamıyarak Heybeliada sanatoryomunda vefat ettiğini teessürle haber aldık. Kırımm asil ve necib bir ailesine mensub olan Mehmed Kahraman, ciddiyet ve hüsnü niyetile kendisini sevdirmiş haluk ve temiz kalbli bir gencdi. Genc bir çağda hayattan aynlması aile ef radmı ve arkadaşlarmı derin bir matem icinde bırakmıştır. Aile efradına ve birsderi Üsküdar Tramvav şirketi mii hendislerinden Osmana beyani taziyet eyleriz. Teşekkür Tedavi edilmek üzere yattığım Cerrahpaşa hastanesinde hazikane görüşü sayesinde ameliyatsız hayatımı kurtaran kıymetli dahiliye mütehassısı doktor Bav Nureddin Kâmile ve hastanede gördüğüm mükemmeliyete alenen te şekkür ederim. Hasan Âli Birsen Teşekkür Büyikada Çocuk Esirgeme kurumundan: 19 mayıs bayramında Büyükada ilk mekteb talebesine bir kuzu ziyafeti veren Muhiddin Kanzuka alenî teşek kür ve minnettarlıklarımızı sunarız. Mudanyada yapılan köy bayramı Askerlik işlerT") Üsküdar Askerlik şubesinden: Şubemizde kayıdlı bulunan yedek subay ve askerî memurlarla maaş yoklama ılmuhaberleri yapılırken yoklamaları yapılmamış olan emekli subay ve askerî memur ların 1076 sayılı kanun mucibince 1/6, 938 tarihinden ıtibaren 30/6/938 aksamına kadar yoklamaları yapılacağından burada bulunanlar askerî vesaik ve nufus huviyet cüzdanı ve bir kıt'a fotoğrafile birlikte bızzat ve taşrada bulunan askeri kayıd numaralarını, sınıflarını, doğum tarihle rini, ısmıni, babasının Lsmini ve soy adlarını ve halen bulundukları mahallerle vazifelerini ve tekaüd maası almakta iseler aldıkları maaş miktarmı taahhudlu mektubla bu muddet içinde behemehal bildirmeleri lâzımdır. Müracaat etmiyenler hakkında kanun ahkâmı tatbik edilecektir. marque'dan başka birisi değilmiş meğer!.. Yabancı merkezlerden Adamla uzunboylu konuşamadım. müntehab parçalar Çünkü mubarek ne fransızca, ne de in gijizce biliyor. Bereket versin Marlene'e Operalar gene.. Ona almanca, bana fransızca 21 Beromünster: Ressam Mathyas derd anlatarak ikimizin arasını buluyor. (Hınderruthin). 21,35 Liyon: Faust un surulmesl (BerKitablarındaki hakikati tasvir kuvvetine Allahtan başka şey istiyeymişim.. Kalloz'un). hayran olduğumu söyledim. 21,35 Srassburg: Sihlrli flötten parça dın birden başını çevirdi.. A... Marle lar (Mozart'm). Marlene kendine aid bazı haberler de ne!.. 22,05 Roma: Bir maskeli balo (Verdi verdi. Yakında tekrar Holivud'a döne nin). Birdenbire kendimi kaybederek, ira cek, hem George Sand'ı temsil edecek, deme sahib olamıyarak: Büyük konserler hem de radyoda bazı numaralar yapa Marlene, Mar21,05 Breslau: Şlezvig filârmonik orkescakmış! lene! trasmın konseri. Hemen her pazar jrününü Isviçrede 22,05 Mllâno: Beethoven'in eserleri. Diye bağırmağa, Lausanne'da geçiriyormuş. ^ Malum ya Oda musikileri ayni zamanda da bir kızı Maria orada bir pansiyonda.. çocuk gibi sevine 19,20 Saarbrücken; Muhtelif parçalar. Cumartcsi akşamı, diyor, buradan rek ve etrafıma baktrene biniyorum. Pazar sabahı orada Operetler mayı unutarak koş20,50 Viyana: Çingene baron (Stra yım.. Pazar akşamı oradan trene biniyomağa başladım. Bir uss'un). rum, pazartesi sabahı gene buradayım. sanive sarmaşdolaş. 21,05 Saarbrücken: Hafenschenke. olduk. Peki, bu mütemadi seyahatler sizi Askerî bandolar yormuyor mu? Ey.. Kolay sey 20,15 Frankfurt: Muhtelif parçalar. mi bu.. Holivud'da Gayet mantıksız bir söz söylemişim Şarkı konserleri tam beş sene aynı gibi yüzüme dik dik baktı: 22,05 Roma: Gina Cigna, Galüans Mastüdyoda çalıştık.. Bilâkis!.. sini, Gilda Alfano «Bir maskeli Çok iyi zamanlar geçirdik! Hatta bir vaDiye cevab verdi. Holivud'a dair de balo» operasında. kitler ona âsık olur gibi bir buhran bile biraz dedikodu kaynattık. Orada herşey s;ecirdim.. MarleneV âs.ık olmıyan var gene eski tas, eski hamammış! mı? desenize.. Ne vapayım? Ben de beYedi senedenberi orada muvaffaki Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerindeyaz, siyah, san, kırmızı o milyonlarca yetten muvaffakiyete erişen Marlene'in ki nobetçı eczaneler şunlardır: âsık kafilesinin içine katılmış olurum. gözlerinde daima muzaffer olmaktan bıkIstanbul cıheti: Eminonünde (.Minasyan), Alemdarda (Amış bir şampiyonun isteksizliğini sezdim. Yalnız ne var ki.. O zaman evliydim.. li Rıza), Kumkapıda (Cemıl;, KuçukpazarO da evliydı. Birbirimize kalbimizi açaBöyle hüzne, kedere kapılma aziz dos da (Necati Ahmed), Şehzadebaşmda mamaSa mahkumduk. tum.. Haydi yürü, git Amerikada güzel (Hamdi), Fenerde (Husameddin), Kara (Hamdi), Marlene beni h«men arkadaşına tak boyunu, manalı yüzünü bütün dünyaya gumrükte (Fuad), Şehremininde (Erofılos), Aksarayda (.Sarim), Samatyada dim etti. Bu zat, «Garb cephesinde yeni tekrar göster.. T^kdir ve alkış toplamak Bakırköyde (Hılâl), Eyubde IHikmet At lamaz) eczaneleri. birşey yoktur!» ve «Üç arkadaş!» ro ta devam et! Yolun açık olsun! Bejoğlu cıheti: Maurice Chevalier manlarının muharriri Eric Maria Re Şışli Halâskârgazl caddesinde (Nargile ciyan), Taksım Istıklâl caddesinde (Li monciyan), İstiklâl caddesinde (Dellasu da), Asmalımesçidde (Kinyoli), Galata Karaköyde (Huseym Husnu), Kasımpaşada jf Almanyada çevrilmekte olan yeni (Vasıf), Halıcıoğlunda (Barbud), Beşıktaş•İt «Beyaz gölgeler», «Trader Horn», Eskimo», «Bulunmıyan adam» filim filimler $unlardır: «Bir mayıs gecesi» ta (Nail Halid), Ortaköy, Arnavudköy, Belerinin yaratıcısı rejisör Van Dyck çok rejisör, George Jacoby. Başrollerde Ma bek eczaneleri. Kadıköy Eskiiskelede (Sadık), Yeldeğirorijinal ve acayib bir adamdır. Çalışma rika Rökk, Victor Staal, Karl Schön meninde (Üçler), Usküdarda (Merkez), hususunda iş bölümüne fevkalâde riayet böck, İngeborg von Kusserov, Oskar Si Büjükadada (Halk). Heybelide (Tanaş), etmekle beraber onlara kendi noktai na ma. «Bir genc kız köye gidiyor!» rejisör, Beykoz, Paşabahçe, A. Hisar eczaneleri. zarını kabul ettirmek için ağız kavga Verner Hochbaum. Başrollerde Maria sından tutun da boks yapmağa kadar gi Paudlcı, Hans Brause, Lotte Lang, ÖLÜM rişir. Dünyada korku nedir bilmez, öyle Hanni Veisse. «Kabahat NepolyonunKonya Jandarma müfettişliğinden olmasaydı, Afrika çöllerinde, Avustral dur!» rejisör, Hans Steinhoff. Başroller mütekaid Hasan Tahsin Eğilmez tedavi ya adalarında, Kutbun bozlu sahraların de Gustave Gründgens, Sybille Schmitz, edilmekte olduğu Gülhane hastanesinda nasıl gezer dolaşırdı. Fakat geçenler Theo Lingen. «Siyah Orşide» rejisör, de dün vefat etmiştir. Cenazesi bugün de San Fransisko köprüsünden geçerken Nunzio Malasomma. Başrollerde Olga saat 11 de Beşiktaş Serencebey Şair üzerine doğru atılan bir güveden ödü pat Çekova, Camilla Horn, Hans Nielsen, Nahifi sokağı 12 numaralı hanesinden Albrecht Schönhals, Anton Pointner, kaldırılarak namazı Beşiktaş Sinanpaşa lamıştır. Onu bırakın! camiinde kılındıktan sonra YahyaefenVan Dyck, açık hava filmini, mace Valter Janssen. «Liyakat nişanı» rejisör, di dergâhmdaki makberesine defnedi ralı seyahat filmini icad etmis olan a Karl Ritter. Başrollerde Paul Hart lecektir. damdır, denilebilir. Beş senedenberi o mann, Jutta Freybe. «İki kadın» rejisör, nun muhtelif mıntakalarda vücude ge Hans. H. Zerlett. Başrollerde Olga Çetirdiği filimlerin hemen hepsi dekor ve kova. «Kuklalar» rejisör Germine Gal SON AY LARIN EN artist masrafı olmadığı için pek aza mal lone, basrolde Benjamino Gigli. «Hay BÜYÜK ALÂKA olmuş ve gayet pahalıya satılmıstır. Bir vanlar, insanîar ve heyecan» sirk filmi, UYANDIRAN ESERİ sinema kumpanyası için bundan daha el basrolde Harry Piel. «13 numaralı koltuk» rejisör, E. V. Emo. Başrollerde verisli bir rejisör bulunur mu? ^f Amerikada «Kerey annenin ta Heinz Rühmann, Hans Moser. «Kapri vukları» isminde bir filim çevrilecektir. adasındaki kücük macera» basrolde Li Atatürk Mussolini Ruzvelt Bu kordelâda ba«rolü Joan Bennett'in lian Harvey. İtalyada almanca ve ital yanca olarak çevrilecektir. oynıyacazı evvelce söylenmişse de kat'î NÖBETÇİ ECZANELER Bir iki satırla UÇ ADAM olarak verilen karara göre Rubi Keeler'in temsil etmesi takarrür etmiştir. "Jc Holivud'da resimle mesgul olan sinema artistlerinden bir grup yaptıkları karikatür ve tabloları teshir için bir sergi tertib etmislerdir. Muvaffakiyetle çizil miş resimleri yapanlar arasında Vallace Beery, Jean Hersholt ve Janaes Cagney vardır. Her •^ Meşhur polis hafiyesi Gharlie Chan Avrupaya gelmiş ve Napoli'ye çıkmıştır. Oradan vatanı olan İsveçe gidecektir. •Jc Güzel sesli artistlerden Rudy Valle «Paristeki altın arayıcı kızlar» filmini bitirmiştir. Bundan sonraki kordelâsını bizzat idare edecek olan artist rejisörlük ve direktörlük hakkında tetkikat yapmağa başlamıştır. Muharriri asrın üç büyük adamını çok yakından tanımış olan Amerîkanın eski Ankara sefiri G. Sherrill'dir. HER KÎTABCIDA ARAYINIZ f Köy bayramında bulunan köylüler Bursa (Hususî) Mudanya Halkevi tarafmdan tertib edilen köy bayramı bu hafta Yürükali istasyonunda yapılmıştır. Bu bayrama Mudanya ve Bursadan muhtelif hususî katarlarla binlerce şehirli ile Mudanya ve havalisi köylerinden on bine yakın halk iştirak etmiştir. Bayramda muhtelif güreşler ve yarışlar yapılmış, Halkevi mensubları tarafmdan köylüyü aydın latan nutuklar söylenmiştir. Yörükali istasyonu civarmda o gün yüzlerce çardak kurulmuş, muhtelif eğlencelerle bayram, akşam geç vakte kadar devam etmiştir. Mudanya Kaymakamı Salâhadcün de bu bayramda bulunmuştur. İlk Yeni Eserler Çocuk Gazetesi J Feyziye Mektebleri Cemiyeti Tarafmdan Istanbul Vali ve Belediye reisi muhteremi himayelerinde {evkalâde bir müsamere verilecektir. Münir Nurettin, Orhan Borar, Ferdi Tayfur, varyete numaraları, konser, sinema vesair zengin program. Fiatler 200 100 ve 50 kuruştur. Biletler sinema gişesinde M E L E K sinemasında sene olduğu gibi bu sene de 31 Mayıs Salı akşamı defa Türkiyede Türk çocukları nın haklarını korumak ve varlığını ta nıtmak üzere bir (Çocuk Gazetesi) çıkmağa başlamıştır. Gazetenin birinci basılışı bitmiş, ikinci tabı yapılmıştır. Salilık Kârgîr Ev Kızıltoprak ile Feneryolu arasında tramvay caddesi üzerinde 147 numaralı yeni kârgir ev satılıktır. 12 odası. 2 banyosu, bir buçuk dönüm bahçesi vardır. Bir katı ayrı kiraya verilebilir. Pazar ve çarşamba günleri içindekilere müracaat olunur. Türk Tütünü Türk Tütünü ismile yeni bir mecmua intişara başlamıştır. Muvaffakiyetler temenni ederiz. Pangalh K U R T U L U Ş A R Y O K A sinemasında Mevsimin en güzel programı Matinelarde ve geceleri 9 da iki iiJim birden ICANAVARLAR VADiSi