14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURlYET 30 Nisan 1938 ( Tetrihi roman: 79 Yann: M. TURHAN TAN Şehlr ve Memleket HaberlerlH Felâketzedelere yardım için makul teklîf Dün, Hayrullah Korgan adlı okuyucumuzdan bir mektub aldık. Mektubda Kırşehirdeki zelzele felâketzedelerine yapılacak yardım için ileri sürülen formülü, makul ve yerinde bulduk. Aynen neşrediyoruz: «Memleket içinde büyük bir fe lâkete sebeb olan yer sarsmtısı, bugün hepimize, o bedbaht hardeşlerimize yardım etmek vazifesini yüklemiş bulunuyor. Bu yardıma hız vermek ve birşey yapılmış olmak için münasib görülecek bir müddet için meselâ üç dört gün bütün nakil vasjtalannda, eğlence yerlerinde ve müskirat satışlannda Kızılay pullan satışa çıkarılsın. Bu suıetle yurddaşlann hiç hissetmeden birkaç gün için verecekleri günde yirmi veya kırk para ile mühim yekunlar elde edilebilir. Yaptığım tahminî bir hesabda, meselâ bu satış bir hafta devam ettiği takdirde yüz, yüz elli bin lira temin edilebilecektir.» Siyasî icmal Şarkî Akdeniz ve Filîstin ngiltere ile Italya arasında Romada kararlaştırılan anlaşma, daha ziyade, Yunan denizile Bingazi arasındaki mefruz hatla hududu tayin edilen Akdenizb şark havzasma mücavir yerlere aiddir. Gene Romada Fransa ile îtalya arasında müzakere edilecek anlaşma ise bu denizin garb havzasına aid olacaktır. Çünkü Akdenizde îngiliz menafiinin sıklet merkezi şark havzasında ve Fransanınki ise garb havzasındadır. îngiliz Italyan anlaşması şarta talik edildiğinden henüz tatbik mevkiine konulmamıştır. Bununla beraber şimdiden iyi bir hava yaratmış ve zıddiyetin önünü almıştır. Meselâ Italya artık Yakınşarkta ve bahusus Ingilizlerle mücadele halinde bulu nan Filistin Arablan üzerinde telsiz neşriyatını ve Taymis gibi büyük îngiliz gazetelerinin iddia ettikleri para yardımlarını ve alelumum propagandalannı durdurmuştur. îtalya ile Fransa arasında müzakeresi devam edecek anlaşmadan da Fransanm beklediği başlıca müspet fayda, kendi himayesi altında bulunan Tunus Beyliğinde istiklâl namı altında yapılan hareketlere komşusu îtalyanm herhangi surette teşvik ve yardımdan vazgeçmesidir. îngiliz îtalyan anlaşmasının meydana gelmesi Filistindeki hareketin başında bulunanları, halkm cesaretini ve mane viyatını kıracağı korkusile hayli endişeye düşürmüştür. Bunun için bu anlaşmanın imzası akabinde Filistindeki tethiş hareketi, şiddetini bir kat daha artırmış ve Ingilizlerin müsellâh kuvvetlerine karşı faaliyetini teksif etmiştir. îngiltere hükumeti ise Roma anlaşmasını Filistin meselesinin halli için hiç olmazsa beynelmilel noktadan müsaid bir hâdise olarak karşılamıştır. Filistinde mütemadiyen îngilizler aleyhine fena tesir yapan şarkî Akdenizdeki gerginliğin zail olması üzerine îngiltere hükumeti, Filistine göndermeği çoktanberi karar laştırmış olduğu teknik komisyonu Mısır yolile derhal izam etmiştir. Bu komisyonun resmî vazifesi, Filistinin Arab ve Yahudi devletleri ve daimî îngiliz müstemlekesi olarak üçe ayrılması karannm teferruatını halletmek ola cakhr. Lâkin, hakikatte îngiliz heyeti nin vazifesi çok geeniştir. Taksim esasmi kararlaştırmış olan Lord Peel'in riyasetindeki Krallık komisyonunun gösterdiğî taksimatı ve hududları büsbütün değiştirmek salâhiyetini haizdir. Bunun için îngiliz gazeteleri, Yahudi hükumeti mmtakasınm smırlan müdafaaya elverişli olmadığmdan Filistin üçe taksim edildikten sonra da, mütemadiyen îngilterenin büyük askerî kuvvetlerle bu hududu müdafaa mecburiyetinde kala cagından bahisle eski hududlann askerî ihtiyaclara göre komisyon tarafından değiştirilmesini istiyorlar. îngiliz matbuatı, Filistindekî tethişçî kuvvetlerin, hududlann öte tarafından ve bahusus Kudüs müfu'sinin ilticagâhı olan Suriye ve Lübnandan mütemadiyen yardım aldığmdan ve Suriye hükumetinin de buna mâni olamadığından şikâyet ediyorlar. Hatta îngiltere hükumeti Fransa nezdinde bazı teşebbüslerde bulunmuş, lâkin matlub neticeyi alamamıştır. Yeni îngiliz komisyonu Filistinde ay • larca meşgul olacaktır. Fakat vazifesî gayet müşküldür. Gerek Arablar, gerek Yahudiler bu küçücük memleketin bir • kaç parçaya taksim edilmesine muhalif * tirler. Binaenaleyh komisyon hiçbir ta raftan yardım göremiyecektir. Şu kadar var ki Roma anlaşmasile hiç olmazsa haricî tesirlerin doğurduğu müşkülâttan komisyon ve îngiltere hükumeti kurtulmuş bulunuyor. 3 II Nakilci gülerek dedi ki* Ocak bizim Kâbemizdir. Ona kir getirilmesine göz yumamayız. Onun şerefi konuşulurken her hangi bir yoldaşın dalga geçmesine de dayanamayız Darbe ağırdı. Çünkü elinden ekmek aldıkları bir adamı öldünnekle itham olunan iki kabadayı gerçekten bu sefil cinayeti işlemişlerdi. Nakilcinin Sadnazam kâhyası dediği zat, Rusçuk yaranı diye meşhur olan inkılâbcılardan Refik Efendi olup Alemdann Sadrıazamlığı sırasında sadaret kethüdası bulunuyordu. Turnacı Ömerle Kafesçi Ahmedin evleri onun konağına bitişik olduğundan kendisile sık sık temas ediyorlardı, hemen her gün sofrasında bulunup ekmeğini yiyorlardı, muhtelif vesilelerle ihsanmı alıyorlardı. Yeniçeriler Alemdar aleyhine ayakla narak kendisini intihara mecbur ettikleri ve bütün inkılâbcılar parçalandığı sırada Turnacı Ömerle Kafesçi Ahmed, kendi hisselerine Refik Efendiyi almışlar ve zavalhyı palayla parçahya parçalıya öldürmüşlerdi. O vakit, hüner, marifet, şecaat ve hamiyyet (!) sayılan bu iş şimdi Nakilcinin ağzında hücum vesilesi oluyordu. Çünkü herif, Ocağın şerefi namına da olsa dosta silâh çekmenin, dost parçalamanm ve iyiliğe kemlikle muka belede bulunmaklığm erlik iddia edenler arasmda çirkin görüleceğini biliyordu. Tumacı Ömerle Kafesçi Ahmed hiç ummadıkları bu hücumun sikleti altmda sersemleşirlerken Nilüfer hâdisesini bir fitne vesilesi yapmakta tereddüd göste renler de için için telâş ediyorlardı. Çünkü kendilerinin de «koltuk altmda haç salhyan» hacılardan farklan yoktu ve ve merdlik maskesi altında işliyegeldikleri namerdlikler tümen tümendi. Güler yüz göstermedikleri takdirde Nakilcinin o sırları da açığa vuracağına şüphe edile mezdi. Onun için eski durumlannı hemen bırakmışlardı, pervasız zorbaya yardak çıhk etmeğe hazırlanmışlardı. Bu değişikliğe o medisteki çokluğun Nakilciye yan çıkmaları da âmil oluyordu. Ona karşı koymak suretile münakaşaya, sövüşmeğe ve dövüşmeğe meydan verilirse galebenin Nakilci tarafında kalacağı apaçık görülüyordu. Böyle de olmasa onunla bozuşmak (yağma Hasanın böreği) firmasına sarsıntı getirmek demekti ve bunun zararı pek büyük olmak muhakkaktı. Onun için kimse o zeki ve cesur zorba ile dalaşmayı göze alamadı. Hatta Turnacı ile Kafesçi de işi şakaya çevirmek ıstırannda kaldı ve iki sefil dost kısa bir sersemlik sonunda dil birli^i yaparak Nakilciye kavuk sallamağa başladı: Aman ağa, diyorlardı; biz sana hoş görünmek için vaktile o kân işledik. Bugün de ugruna bir değil, bin kethüda feda ederiz. Boş yere celâllâmp da kendini üzmel Nakilci, tek bir hamle ile her türlü mukavemet ihtimallerini ortadan kaldırdığını görünce biraz gülümsedi: Ocak, dedi, bizim Kâbemizdir. Ona kir gelmesine, kir getirilmesine göz yumamayız. Onun şerefi konuşulurken herhangi bir yoldaşın dalga geçmesine de dayanamayız. Ömerle Ahmedi biraz kayidsiz görünce üzüldüm, sert konuşmak zorunda kaldım. Madam ki onlar suçlarını anladılar. Benim de titizlikte ayak diretnemin gereği yoktur. Yoldaşça, kardeşçe sözümüzü bitirelim. Ve gene Ömerle Ahmede sordu: Ne yapalım şimdi? Mustafayı topçu ocağından isteyip de sorguya çekelim mi? Yoksa katırın işini bitirip topçulan hiç hesaba katmıyahm mı? Onların cevabı kısa ve kölece oldu: Sen bilirsin ağa. Bizim bir diyeceğimiz yok. Neyi doğru bulup da emir verirsen biz ona göre davranınz. Yulanmız senin elinde! Karakulak Bekir, iki ünlü zorbanın kadar küçülüşünü hoş bulmadı, söze Kaziyye, salt Mustafa işi değildir. Onu öldürürsek kıyamet kopar, kanlar dökülür. Saray da fırsat bulup bize çullanır. Bayraktar Memiş palasma dayanarak böbürlene böbürlene mülâhazasını söyledi: Saray bize nasıl çullanır?... Hele bir kıpırdasm da bak. Temelini tavan, tavanmı temel yaparız. Nakilci müdahaleye lüzum gördü ve maksadını bir daha izah etti: Sevketlu Hünkânn bizden hoşlanmadığını biliriz. Elinden gelse bizi bir kaşık suda boğar. Lâkin onu bizden soğutan şudur, budur. Kendisi masumdur, mazlumdur. Biz de Hakka saygı gÖsterip Hünkârı bir yana bırakalım. Düşmanlarımızla uçrasalım. 5imdilik benim ortada gördüğüm düşman şu topçu Mustafadan ibarettir. Ilkin onu giderelim, sonra padişahm etrafını alan Ocak düşmanlannı giderelim. Sevketlu Hünkâr ummatn ki biz kullannın sözünden dışan çıksın! Bu suretle başlıyan müzakere dalbudak saldı, herkes bir çeşid düşünce ortaya attı, nihayet topçu Mustafanm Kürd Yusuf tarafından pusuya düşürülüp bir iki gün içinde öldürülmesi kararlaştınldı. Topçu ocağı bu cinayetin öcünü almağa yeltendiği takdirde Mustafanın suçu o Ocak ağalanna anlablacak ve heyecanlan tatlılıkla giderilemezse davanın silâhla halli kabul olunacaktı. Nakilci bu neticeden memnundu. Çünkü Mustafanın ölümünü temin ederek gayzmı hoşnud etmiş ve ortaya yeni bir fitne tohumu atmak suretile de kendine büyük kazanclar getirecek bir kanşıkhk hazırlamış oluyordu. Ondan ötürü zorbalarla ayn ayn öpüşmek tenezzülünde bulundu ve handan çıkarken de son öğüdü verdi: Topçu Ocağma Sultan Selknin (Üçüncü Selim) bed'atleri sinmiştir. Sarayın o ocağa bel bağlaması da bundandır. Biz bari bu fırsatı kaçırmıyalım. Topçulan yeni baştan Müslüman edelim! Bununla beraber plânmı tamamile açığa vunnuş değildi. Topçu Mustafanm attıgı şamarın izmi yüreğinden silip çıkarabilmek için daha yapacagı işler vardı ve evine dogru yürürken dalgın dalgın bunlan düşünüyordu. Uşaklannm teşkil ettikleri alacalı dizi arasmdan, o renk renk elbiselerin vücude getirdiği zarif kehkeşan içinden geçerek odasına girince de ayni düşünceye daldı, ve gün batımına yakm Gülhaneli Hüseyni çagırttı. Dem tablası hazırdı. Perdeler stmsıkı kapatılarak bütün mumlar yakılmıştı. O evde kurulu âdet hilâfına olarak hiçbir misafir yoktu. Gelenlerden hatırlı olanlar Ağanın evde bulummadığı bahanesile geri çevrilmiş, kann doyurmak için gelmif bulunanlar da kahve ocaklarına, ahır dairelerine ve şuraya buraya serpiştirilmiş bulunuyordu. Nakilci neş'esiz olduğundan o gece yalnız kalmak istiyordu. Hatta Hüseyni çağırtırken hareme de haber göndererek «hanımın beklemeyip uyumasını» sÖyletmişti. Gerçekten buhran içindeydi. Şerefine vurulduğunu sandığı silleyi kendince pek yüksek olan o şerefe yakışır surette iade edeceğine emindi. Hatta bu yolda ilk adımı attığını da görerek biraz müsterih oluyordu. Fakat Seheri nikâhlamakla adını kirletmiş olduğuna sabahtanberi kanaat getirdiğinden topçu Mustafa işine verdiği düzen dolayısile duyduğu sevinç gene hafif kalıyordu, içindeki elem sönmüyordu. Nilüferi Kocamustafapaşadaki eve kapatmak ve gecelerini onun yanında geçirerek Seherden uzak kalmak kararını vermişti. Fakat Kocamustafapaşaya değil, dünyanm en ücra köşesine de gitse Seherin yüzünden kendi yüzüne bulaştığına artık şüphe etmediği kiri geride bırakmış olmıyacağını anlıyordu. Onun için kat'î ve cezrî tedbirler almak istiyordu. Boşamak, ilk lâhzada, düşündüğü çarelerden biriydi. Beynini rahatsız eden o kadını boğuvermek de aklına gelmiyor değildi. Lâkin bu iki çareye başvurmakla nikâh hatırasmı herkesin zihninden çıkaramıyacağmı düşününce eli ayağı gevşiyordu. (Arkası var) Gelinine hakaret eden kaynana Suçu varid görülen ihtiyar mahkum oldu Kalyopi adında ihtiyar bir kadının iki kızı iki oğlu vardır. Bunlardan büyük oğlu Kostantin evlenmiş ve anasmdan aynlmıştır. Fakat her ay annesine yedi buçuk lira nafaka vermektedir. Günün birinde Kumkapıda Kalyopi isminde bir kadın ölmüş, Kostantin de ölen Kalyopinin kendi annesi olduğunu iddia ederek nafakayı kesmiştir. Bu va ziyet karşısında Kalyopi oğlu aleyhine bir dava açmıştır. Bu dava bir müddettenberi altıncı hukukta devam etmektedir. Fakat Kalyopi, bu vak'aya gelini Anestinin sebeb olduğunu zannetmektedir ve bir gün yolda Anestiye tesadüf edince dayanamamış ve ağzma geleni söyliyerek hakaret etmiştir. Bu sefer de gelini Anesti, mahkemeye müracaat ederek kaynanası aleyhinde bir hakaret davası açmışhr. Bir müddettenberi asliye ikinci cezada devam etmekte olan bu hakaret da vası dün sona ermiş ve müteaddid şahidlerin ifadelerile gelini Anestiye hakaret ettiği sabit görüldüğünden ihtiyar Kal yopi 3 gün hapse ve bir lira para cezasına mahkum olmuştur. Mahkumiyet, tecil edilmiştir. Elektrik Şirketinin son vaziyeti Yakmda umum müdürün geleceği anlasılıyor Ankarada Nafıa Vekâletile Elektrik Şirketi arasında cereyan eden müzakerenin Şirket murahhaslannın son dakikada müzakere zabıtlannı imzadan istin kâf etmeleri üzerine inkıtaa uğradığım yazmıştık. Sehrimize dönen iki murahhastan biri teknik işler mütehassısı burada kalmış, diğeri Belçikaya hareket etmiştir. Şirketin hesabat ve muamelâtmı tet kike memur edilmiş olan Nafıa Vekâleti başmüfettişi Şefik ile arkadaşlan, tetkiklerine devam ediyorlar. Şirketin bundan sonra ne gibi bir hath hareket takib edeceği hakkında alman malumata göre, Müdiri Umumî M. Spesiyal, bugünlerde şehrimize gelecektir. Bu zatın gelmesinden sonra müzakere tekrar açılacak, umumî müdürle yapıla cak temaslar sonunda kat'î bir karar verilecekrir. Nafıa Vekâleti ecnebi tabiiyetinde bulunan mühendislerin vazifelerine niha yet verilmesini istemişti. Bidayette buna itiraz eden şirket, sonradan bu talebi kabul etmek mecburiyetinde kalmıştır. 1 i Yeni şilepler Zonguldak Marsilya kömür nakliyatında çalışacak ADUYEDE Bir kazan hikâyesi Beyazıdda Tosya isminde bir kadının evinde kiracı olan Armenak, bir gece mutfağa inerek ev sahibine aid büyük bir kazanı çalmış, ve Ohannes isminde birine satmıştır. Ohannes de bir müddet sonra ufak bir kârla mahud kazanı Hüseyin isminde birine devretmiştir. Ev sahibi Tosya, kazanın yok olduğunu görünce Armenaktan şüphejenerek polise başvurmuştur. Muhakemede, Armenak kazanı çalmadığını, Ohannes ise onu Armenaktan aldığını söylemiştir. Suçu sabit görülen Armenak iki ay hapse mahkum edilmiştir. Iş Bankasîle Eti ve Denizbanklann iştirakile teşekkül eden şilepçilik şirketinin lngiltereden satın aldığı üç yeni şilepten ilki olan «Bakır» isimli şilepin pazartesi Havalann açılması üzerine tstanbul sabahı limanımıza gelmesi bekleniyor. Ankara tayyare seferleri muntazaman üç şilepten «Bakır» 7300, «Demir» yapılmağa başlamıştır. Devlet Havayollarının tstanbul müdurü Abdullah, dün 6,300 ve «Krom» da 5,700 safi tondur. sabahki tayyare ile Ankaraya gitmiş ve Bu sileplerin en büyük hususiyetleri gitakşam da şehrimize dönmüştür. Ayni tikçe ehemmiyet kesbeden Tuna sulanntayyare ile Ankaradan üç Alman pro da dahi sefer yapabilecek kabiliyette olfesörü ile ecnebi sefaret kuryelerinden malarıdır. Tuna suları su kesiminden aşabir zat da gelmiştir. ğısı 23 kadem olan vapurlann seyrüse Türkkuşu kampı ferine müsaiddir. Halbuki yeni sileplerin Türkkuşu kampı. bu sene, münhası su kesiminden aşağı olan kısmı 22 ka ran İnönünde açılacaktır. Kamplar 1 demdir. temmuzda başlayıp üç ay devam ede Yeni sileplerin mübayaası dolayısile cektir. Avrupada bulunan şirket müdürii Tahir Bir Yunan tayyaresi geliyor de şehrimize gelmek üzeredir. Atinadan gelen bir telgraf haberine Bakır Şilepi, ttalyadan limanımıza mütegöre, Atina Selânik hattmda Lşliyen veccihen hareket etmiş bulunmaktadır. Yunan nakliye tayyaresinin ilk olarak Yeni sileplerin ilk seferlerini kömür seferini Yeşilköye kadar temdid etmeei nakifyatf için Zonguldak ile Marsilya muhtemeldir. arasında yapmalan muhtemel görülüyor. MÜTEFERRIK tstanbul Ankara tayyare seferleri Bir doktor aleyhine açılan dava İki sene evvel bahçivan Hasanm bahçesine giren 10 yaşlannda Ahmed, Hasanm fırlattığı kazma ile başından yaralanarak duvardan düşmüş, fakat küçük çocuk, vak'adan 24 saat sonra tetanostan öknüştü. Cerrahpaşa hastanesile Morg rapor lannda Ahmedin tetanostan öldüğü bildirilmiş olduğundan, Ahmedin annesi Fatma, oğlunun Belediye doktorunun ihmali neticesinde öldüğünü iddia ederek asliye birinci cezada Belediye doktoru aleyhine bir dava açmıştır. Dünkü celsede, muayeneye getirildiği zaman, çocuğa tetanos aşısı yapılıp yapılamıyacağı hakkında Adliye taba betinden malumat istenmesi kararlaş tırılmış. muhakeme başka bir güne talik edilmiştir. Avrupaya gridecek gencler Bursa hükumet konağının temellerinden su çıkıyor Bursa (Hususî) Yenişehirde geçen sene yapılan yeni hükumet konağının temellerinden su çıkmış ve binanın alt katıru 30 santim su kaplamıştır. Burası su ile dolunca küçük mikyasta bir Yerebatan sarayını andırmıya başlamıştır. Suların istilâ ettiği bu kat 10 bin liraya mal olmuş ve hükumet konağının esaslı şekilde yapılmış bir katıdır. Sular, temellerden sızarak yukarı çıkmıştır. Jandarma dairesini ve hapisaneyi ihtiva edecek olan bu kat şimdi kullanıla mamaktadır. Suları sık sık tanzifat a melesi boşalttığı halde gene bunun ö nüne geçilememektedır. Bu vaziyete sebeb olarak bu katın toprak altmda yapılarak temellerin derin kazılmış ol ması gösterilmektedir. Adliye Vekâleti, 17 gene hukukçuyu Bursaya gitmiş olan Denizyollan MüAvrupaya tahsile göndermeğe karar vermiştir. Vekâlet bunlan gene hukuk dürii Raufi Manyaslı, bugün şehrimize donecektir. Denizyollannm Mudanya semezunları arasından seçecektir. Amsterdamda toplanacak ferleri, 15 mayıstan sonra değişecektir. Bu postaları yapacak olan «Trak» va ginokoloji kongresi puru, cumartesi saat 14 te olmak üzere Amsterdamda toplanacak olan «do diğer günler saat 15,30 da kalkacaktır. ğum ve kadm hastalıklan» kongresin Pazar günleri, biri sabah saat 8 de, dide Üniversiteyi temsil etmek üzere proğeri de akşam 22 de iki posta birden hafesör doktor Tevfik Remzinin evvelki reket edecektir. Bu suretle Bursalılar Isgün Holandaya gittiğini yazmıştık. Kardeş kavgası Mezkur kongrede hazır bulunmak ü tanbulu ve îstanbullular da Bursayı ayni Sıtkı ismindeki kardeşini ekmek bı zere profesör doktor Ali Esadla doktor günde ziyaret edip dönebileceklerdir. çağile yaralıyan Rasim, dünkü sorguda Osman Dündar da dün akşam şehrimizekmek bıçağının kardeşine kazaen sapden hareket etmislerdir. UNtVERSÎTEDE landığını söylemiştir. Muhakeme, Ra Nizamname hükümlerine aysimle Sıtkmm dayısı olan Cemalin müP. C. N. talebelerinin dafaa şahidi olarak celbi için başka bir kırı kadm çorabları gezintisi güne talik edilmiştir. Koton makinelerinde yapılıp da bu Üniversite Fen Fakültesi P. C. N. taDEMÎRYOLLARINDA gün standard nizamnamesinin hüküm lebelerinin yann yapacakları vapur gelerine aykırı vaziyette bulunan kadın zintisinin ayni fakültenin kimya tale Edirneye tenezzüb seferleri çorabları için çorab fabrikatorlan îk beleri gezintisile birleştirilmesi karar Devlet Demiryolları Avrupa hattmda tısad Vekâletine bir müracaatte bu laştırılmıştır. mayısın sekizinden itibaren Edirneye lunmuştur. Her iki talebe grupunun gezintisi 8 tenezzüh seferleri tertibine karar ver Bu nevi makinelerle yapılan ve ni mayısta yapılacaktır. Bu gezintiye Rek mistir. Pazar günleri yapılacak olan bu zamname hükümlerine girmediği gibi törle profesör, doçent ve talebeler da seferlere ayrılacak katarlar, o sabahlar Ticaret Odasınca da dam^alanmıyan 15 vet edilmiştir. O gün. şirketin 74 nu saat 6.10 da kalkacak, Edirneye 13.25 te bin çift kadar çorab vardır. Bunlar kâmaralı vapuru, sabahleyin saat 8.30 da vâsıl olacak ve akşam da 16,55 te Edirmilen Anadoluda kullamlan kadm ço Köprüden kalkacak, Çınarcığa gidecek neden hareketle gece 1,25 te Sırkeciye rablandır. donecektir. tir. Erkek çorabları için hazırlanmış olan standardizasyon nizamnamesinin bir kısrmnda bu nevi koton makinelerile yapılmış çorablar hakkında da bazı hükümler vardır. Fakat o zamana kadar bu çorablann satılamaması fabrikalan müskül bir vazivete düsürecegi için bir defaya mahsus olmak üzere bu çorab larm satılması istenilmektedir. «Trak» tn hareket tariferi Eminönünde ilk kazma dün vuruldu Muharrem Feyzi TOGAY îki ölüm vak'ası Dün, kalb durması yüzünden iki 5vak'ası tesbit edilmiştir. 1 Fenerde Tahtaminarede Yıldırım caddesi 124 numarada oturan Kocamustafapaşa Vakıflar memuru 35 yaşlannda Hüsnü, saat dokuzda Nişanca cad desinden geçerken yere yıkılmış, öl müştür. lüm 2 Manisanın Demirci kazasmda Kasım mahallesinden Yusuf, Karesi otelinde ölü olarak bulunmuş, yapılan tahkikat ve muayene sonunda ölümün sektei kalbden ileri geldiği anlaşılmış tır. GÜMRÜKLERDE Eski evrakın tasfiyesi Gümrüklerde birikmiş olan eski evrakı tasfiye etmek üzere dün bir heyet şehrimize gelmiştir. Bu heyet, bundan evvel de İzmir gümrüklerindeki eski evrakın tasfiyesile meşgul olmuştur. Yeni posta nizamnamesi Paket gümrüklerindeki muamelâtm süratle yapılması için hazırlanan yeni nizamname, pazartesi gününden itiba ren tecrübe mahiyetinde olarak Istan bul Paket Posta gümrüğünde tatbik oSiverekte bir cinayet lunacaktır. Siverek (Hususi) Sivereğin Munut köyü sığırtmaçı Emin, kırda bulunduğu tNHtSARLARDA bir sırada arkadaşlan Eyüble kardeşi Ahmedin hücumlanna maruz kaknış, Eksperler imtihan komisyonu tnhisarlar idaresinde eksperleri im birçok yerlerinden bıçaklanmak sure tile öldürülmüştür. Cinayet haber alı tihan komisyonu dün de bir toplantı nınca failleri meydana çıkanlarak ya yapmıştır. İçtimada imtihansız eksperkalanmış ve Adliyeye teslim edilmiş lik hakkını kazanabilecek olanların evrakı tetkik edilmiştir. lerdır. Dün sabah yıktınlmasına başlanan tarihi Valde hanı sinin etrafımn açılması için müteaddid defalar teşebbüslerde bulunulmuş, fakat bunların hepsi de muhtelif sebeblerle akim kalmıştır. Artık Eminönündeki salaşlara ilk kazma vurulmuştur. Bu, çirkinlikle, zevksizlikle mücadelenin başladı gına fiilî bir işarettir. Eminönünde Valde hanının yıkbrılmasına dün sabah başlanmıştır. Bugünden itibaren hanın Önündeki tramvay tevakkuf mahalli, başka bir yere nakledilecektir. Hanın içindeki bir müstecirin söylediğine göre otuz, kırk sene içinde hanın yıktınlması, bu suretle Yenicami abide Cumhuriyet Abone şeraitl { Nflshan 5 kunısrnr Türldye Haric icin için Senellk 1400 Kr. 2700 Kr. Alb ayhk 750 > 1450 » Üc aylık 400 > 800 • Blt ayhk 150 » Yokrur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear