Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 28 Nisan 1938 Tarihi roman: 77 Yazan: M. TURHAN TAN Zorba böğüren bir sesle: Ağzı süt kokan bir oğlanı getiremediğin yetmiyormuş gibi bir de söylenip duruyorsun. Göziime görünme. Bevnini avuçlarma akıtırım Hüseyin, içi yana yana, sustu. Hiç yoktan heder olacağını bilmese, daha doğrusu Nakılcinin yıkıldığını görmeden ölmek, idrakine ağır gelmese ycrinden fırlıyacaktı, as*ız dolusu bir tükürük savurduktan sonra: «İlkin kendini öldür herif. Nikâhladığın kan, benim kokumu senin kokuna karıştıra karıştıra koynunda yatıyor!» diye bağıracaktı. Fakat ömrünün biricik emeline ermeden, mukaddes öciinün alındığını görmeden öl« mek istemedi, sustu. Nakilci ise bu sessizlikten kendi hükmünün adil olarak telâkki edildigine zahib oldu, bıyıklarını sıvazhya sıvazlıya düşünceye daldı. Lâkin Hüseynin patavatsızca sözleri onun kendini avutmak için sabahtanberi buldugu istinad noktalarını enikonu sarsmıştı. ıTopçu Mustafa ile kolay kolay uyuşaıruyacağı endişesini kafasına sokmuştu. O 3cbeble artık konuşmuyordu, dalgın îdalgın hesablar yürütüyordu. Uzun, hayli uzun bir zaman böyle geçti ve Nilüferi boşayıp kovan delikanlıyı çalırmaga memur «dilen uşak nihayet geldi. Alı âl, moru mor bir biçimdeydi. Hem ter döküyor, hem titriyor gibiydi. lAyrri zamanda yalnızdı ve omzuna yükIetilen vazifeyi bafaramadığmdan dolayı azab içinde kaldığı halinden belliydi. Nakilci onun morarıp kızarmasına, terliye terliye n'tremesine ilgi göstermedi. Ancak yalnız gelisine alâkalandı. Boğürür gibi bir sesle sordu: Bulamadın rnl onu? Uşak, boğazmda dügümlenen helecan îdizisi arasmdan kelimeleri güçlükle vc adeta bogula boğula çıkardı, anlaşılmaz bir sjve ile cevab verdi: Bulmasına buldum sultanıttı. Gelgelelim ki fermanını dinletemedim. Nuh deyip peygamber demıyen bir yığıt. Ayak diredi, benimle bile gelmedi. Yalnız gelmemezlikle kalsa gene iyi. Agzından çıkanı kulağı isitmiyor. Sultanım için Cök kötü lâflar söylüyor. Deli desem değil, akıllı desem değij. Türkçesi kendini bilmezin birü... mümkündür. Biz Yeniçeriliğin tereddî etmis bir müessese olduğunu ve ondan dolayı batmağa mahkum kaldığını göstermek istiyoruz. O tereddî ancak Nakilci gibi mütereddî kimselerin yüzünden vukua gelmiştir. İnsanların tereddisi ise düşüncede kararsızlık, duyguda kararsızlık, kanaatte kararsızlık suretinde başlar ve iyiden kaçıp kötüye bağlanmakla tekemmül eder. Sadede geçelim: Nakilci sef il bir dalâletin ilhamile bu düşünceyi geçirdikten ve serefli bir iş tasarlamış gibi kararını Hüseyne de bildirdikten sonra ayağa kalktı: Oğul, dedi, ben Kerpiç hanma gidiyorum: Orada yoldaşlarla buluşup şu topçu Mustafanm işini bitirmek isterim. Sen uykusuzsun, bitkinsin. Yerine çekil, dinlen. Aksam gene görüşürüz. Ünlü zorbanın linsi bir siyaset ola * rak itiyad edindiği hareketlerden biri de pek mühim gördüğü işlerde yoldaşlannı ayağma getirtmemek ve zahmet edip onların ayağma gitmekti. Çünkü bu zahmet o mağrur kaldırım babayiğitlerince büyük bir cemile gibi telâkki olunur ve kendisi de bu sayede fikrini kolay yürütmek imkânmı bulurdu. O gün de ayni siya«eti güdüyordu. Feveran halinde bulunan hıncını mahzuz etmek için yapılacak hamlelerde kullanacagı adamların ayagına gidiyordu. Lâkin mutad olan debdebesini bırakmıs. değildi. Gene »olaklarile, çıplaklarile, acemi oğlanlarile beraber yoIa çıkmıstı. Gene bir topçudan hakaret görmüş bir adam olduğunu, için için köpürdüğünü sezdirmeden o korkunç vekarını selâmlattıra selâmlattıra yÜrüyordu. { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Bu sene açılacak Diin Silivri dispanserinin Altı çocuğun Dünya politikasmda değişiklik talebe kampları temeli merasimİG atıldı tehlikeli marifeti Heybeliadada da bir mu Kazanın içinden geçen Karpit dolu kutuyu D ° allim kampı kurulacak yol asfalta çevrilecek ateşliyerek patlattılar Her yıl olduğu gibi, bu yıl da ilkmekteb talebesi için kamplar açılmasına karar verilmiş ve bu maksadla yapılan hazırlıklar bitirilmiştir. Kamplar, 5 temmuzda açılacak, bir buçuk ay sürecek tir. Açılacak kursların yer ve kadrolarını bildiriyoruz: Erenköy 38 inci ilk okul (120 kişi) Kızıltoprak ilk okulu (120 kişi). Pendik birinci okulu (120 kişi). Yeşilköy ilk okulu (120 kişi). Florya plâjı yanında (70 kişi). Sarıyer ilk okulunda (100 kişi) Şile merkez okulunda (50 kişi). Bunlardan başka Heybeliadada ilk mekteb muallimleri için de bir (öğretmenler kampı) kurulacaktır. Talebe kamplannda çalışacak mual limlerin yetiştirilmeleri mukarrerdir. Bunun için (hazırlık kursları) tesis edilecektir. Bu kurslar, 11 mayıstan iti baren faaliyete geçecek, haziran ayı içinde ayrıca bir (hazırlık kampı) açı lacaktır. Kamplara kendi paraslle Iştirak eden talebeden başka yoksul çoeuklar da almacaktır. Geçen sene kampa iştirak eden talebenin miktan 422 kişi idi. Bu nun 221 ini ilkmekteb hlmaye heyetleri tarafından gönderilen çoeuklar teşkil ediyordu. Bu miktann bu yıl 400 e çık ması muhtemeldir. Umum kamp kad rosu 700 klşllik olacaktır. Dün Îstanbul Valisi Muhiddin Üs tündağ yanında Belediye Reis muavini Rauf, Maarif müdürü Tevfik ve Daimî encümen azasmdan bazı zevat olduğu halde Silivriye giderek orada yapılmasına karar verilen dispanserin temel atma merasimînî yapmıştır. Çocuk bahçeleri Bu îatll devresinde ilkmekteb talebe«i içln öçılacak ycni çocuk bahçeleri nin sayısı 16 dır. Çocukları sokakta oy • namaktan kurtaracak olan bu bahçelerln yerleri şunlardır: îstanbul 3 üncü, 5 ind, 25 incl, 27 nd, 34 üncü ve 38 inci mektebler, Beşiktaş 20 nci, 23 Üncü ve 38 inci ınektebler, Beyoğlu 1 ind, 9 uncu. Kadıköy 12 nci, 35 inci mekteblerle Üsküdar 10 uncu, 30 uncu ve 48 ind mektebler. Kaçakçı çocuk Balatta Karabaş mahallesinde Simidciveli sokağında 17 numaralı evde OtUran 14 yaşlanndaki Mordohay oğlu îsak, evvelki gün saat 18 da gazete idnde sânlmış 7 gram esran bir düvara saklarken bekçi Hüaeyin tarafından yakalanmıştır. ' *•* ' ' ' ^ . [ ^ ^r";™ •"< Kerpiç hanı Uzunçarşıdaydı ve o sırada Yeniçeri kodamanlarıhın bellibaşh fitne karargâhlarından biriydi. Hemen her zorba sabah veya akşam oraya ba$ Vürurdu. Gene her zorbanın orada bekliyen adamları vardı ve bunlar bir toplantıya ihtiyaç hâsıl olursa efendilerini bulup haber verirlerdi. Bunünla beraber Nakilcînin oraya gelmesi daima bir hâdise teşkil Belki kendi muvaffakiyetsizliğini ederdi. Çünkü onun her gelişinin sonunmazur göstermek için topçu Mustafadan da mutlaka bir fitne çıkardı. duyduklarını birer birer soyliyecekti. FaO gün de ayni tesir huîüle geldi. Han kat sözün o mecraya dökülebıleceğini kapısında oturanlar daha uzaktan kensezen Nakilci, yüzüne karşı hem de udisini görür görmez telâşa düştü, içeride jağının ağzile küfür edilmesine rıza gösbulunanlara ve bulunmıyanlara haberler teremedi, haykırdı: uçuruldu, merdivenlere üşüşülerek selâ Yıkıl musibet. Yedigin ekmek gö mına çıkıldı, şahsına mahsus odanm kaplzüne, dizine dursun. Ağzı lüt kokan bir sı açıldı ve bir çok kişi ardına düfüp karoğlanı çalyaka edip geliremedigin yetmi şısmda derecelerine göre yer aldı. yormuş gibi bir de onun abuksabuk sözTesadüf onun görmek ve görüşmek lerini bana dinletmejçe kalkışıyorsun. Yıkıl, gözüme görünme. Beynini avüçlarma istedikleri zorbaların çoğunu handa haZır bulundurmuştu. Kethüda Mustafa, akıtırım. Kürd Yusuf, Sarhoş Mustafa, Cebeci Uşak süklüm püklüm çıkarken yüzünü Mehmed, ustalardan Hacı Süleyman, Hüseyne verdi, kararını bildirdi: Nilüfer bugün kovulduguna aglı Bayraktar Memis;, Karakulak Bekir, Kâyor, yarın kendini kovan edebsizin ölü fesçi Ahmed, Turnacı, hep orada idL Büyük zorbanın zifaf gecesi sabahmda müne gülecektir. hana gelişini manah bülarak bariz bir meVe ansızın zihninde beliren bir düşüfırakla kulaklannı onun ağzına çevirmişce ile o gazabll haline rağmen gülümlerdi. sedi, fısıldar gibi davranarak ilâve etti: Nakilci, o mecliste kalmâlarmı mtıva Nilüferi şimdiden de güldürmek isfık görrnediği kimselerle üçer beşer kelime terim. Benim Kocamustafapaşada döşeli idayalı bir evim var. Kızcağızı oraya ka konustuktan sonra kendilerini tatlılıkla patayım, arasıra yanma gidip gönlünü dışarı çıkardı, hakikî omuzdaşlarile yalnız kalınca kapıyı kapattı. hoş edeyîm! Canlar, dedi, saray bize oyun haHüseyin, bu fikrîn ona ne yüzden geldiğini kavrıyamadı. Yalnız iğrendi ve zırlıyor. Ve dinliyenlerîn rnerakmi heyecan sustu. Namuslu bir gence devredemedigi çamuru gene kendi alnına sürmek istiyen haline sokmak için agır agır tekrar etti: Saray bize oyun hazırlıyor. Hem zorbayı şimdi bir kat daha igrenç gorüyordu. Halbuki Nakilci, birden tasarla de kancıkça davranarak, kancikları kulyıverdiği bu işten dolayı âdeta memnun lanarak! du. Çünkü nikâhta var olduğu rivayet olCaşlar unf ile çâtılırken, eller pala lunan keramet kendi hayatında aksine kabzâlarına yapışıp dudaklar küçük miktecelli etmiş ve Sehere karşı beslediği coş yasta birer vanardağ ağzı gibi lavımsı nekun sevgi zifaf gecesinin uğursuz saba fesler püskürmeğe başlarken yaman bir hında hayli eksilmisti. Nilüferi baska tahlil yaptı: bir eve kapatmakla Seherden uzaklaşma Deli Şerife var ya. O, jevketlu yı ve biraz sonra da onu boşayıp bir yeHünkârın casusudur. lki gün önce bize re âtmayı düsünüyordu. geldi. Kendisini siz de gördünüz. Deli deAziz okuyucular icinde bu çeşid duy li söylendi. Bir ara benim halayıklarımgu deSUikliklerini tabiate aykın görecek dan birini dile aldı. Onu everirsem $evaba ler belki bulunacaktır. Fakat onlar zor gireceğimi söyledi. O sırada topçu Mus« bahğın tabiate uygun olmadığını ve her tafa da boy gösterdi. Bu sefer Deli Şezorbanm bu takdirde gayritabiî bir mah rife kulağıma eğilip onu damad yapmakluk sayılabileceaini düsünürlerse bu gibi lığımı fısıldadı. Uğursuz kadının Hünkâlerden ancak böyle işler bekleneceğini de ra casusluk ettiğini biliyordum amma kabul ederler sanırım. Herhangi bir in kendi evime gelip, kendi halayıklarımdan san, nefsinde beserden üstün bir kudret birini âlet vapıp dolab çevirmek istiyece» bulunduâunu tevehhüm ederse akıl mü ğini aklıma getiremezdim. Hele topçu vazenesini kaybetmis demektir. Müvaze Mustafanm onunla dil birliği, gönül birnesiz akıllar ise müvazenesiz duvgular liği vâpacağını asla ummazdmı, Onun iyaratır. Bir devrin Ve bir müessesenin ne çin aldandım. O halayığı sizin de yanısekilde ve ne kertede tefessüh etmis oldu nızda Mustafaya nikâhladım. Fakat sunu tebarüz ettirmek icin ele aldığımiz bu Rece kız geri geldi. Nakilcinin »ahsında maksadımızıft vücud Zorbaların gözleri acıldı. Ağızlarında bulabilmesi ondaki ruhî dalâletlerin, rü müsterek bir sual gürledi: hî müvazenesizliklerin, ruhî kararsızlık Geri mi geldi? larln d& teZahür etme»i Ve ettirilmesile tAfkatt varl K&ıuer mücadele»iv>. îstanbul Üniverıitesi Rektörliiğünde toplanan Kanaerte Mücadele cemiyeti, altı aylık mesaisini müzakere ettikten «onra Türkiyede badema bir (Kanser Haftası) tertibine karar vermiştir. Haftanın tarihi ve programı, yakında tes bit edüecektir. Londra îstanbul asfalt yolunun inşasından sonra Silivri ehemmiyet kesbetmiştir. Bu itibarla bu yol üzerindeki bu üfak kasabamızda bir dispanser inşası, yalnız mahallî ihtiyaclann karşılanmasi noktasından değil, ayni zamanda yaz mevsiminde bu yol üzerinde vukua gel tnesi muhtemel hertürlü kazalara karşı âcil tedbirleri ittihaz edecek bir tedavi ADUYEDE evi olması itibarile de ehemmiyeti haizdir. Üçü de beraet etti Dün temeli atılan bu dispanser, 6 yaUyuşturucu madde kaçakçıhğından taklı olacak ve 14,000 liraya inşa edile suçlu Muiz ve Kemale işkence etmek ve onları dövmekten maznün Hakkı Şicektir. nasi, Neşet ve Hilminin muhakemeleri Asfalt yol dün neticelenmiş, sudar sabit görülmeLondra îstanbul asfalt yolunun Si miş, ücünün de beraetlerine karar ve livri fehri içinden geçen kısmı, buradaki rilmiştir. yolun inşasının Muhasebei Hususiyeye Paylaşılamıyan çocuk aid olduğu mütaleasile evvelce yapılmaBir çocuğu bir türlü paylaşamıyan Emış., her iki ucu asfalt olan bu kasabanın içindeki ufak bir kıstm eski kaldırımlarile milya ve Plomi adlarındaki iki kızkar bırakılmıştı. Bu vaziyet muvafık göriil deain muhakemesine dün asliye üçüncü memiş, icab eden kısımlar istimlâk edile hukuk mahkemesinde devam edilmiştir. Dava mevzuu olan vak'a şudur: rek kaldınmm da asfalt olarak inşası için Emilya evlidir ve bir çocuğu vardır. tstanbul vilâyeti emrine 35,000 lira gönKızkardeşi Plomi bekârdır. Fakat E derilmi^tir. Dün Silivriye gklen îstanbul Valisi Muhiddin Üstündağ yapılacak bu milyanm yanındaki çocuğun kendi ço cuğu olduğunu iddia etmektedir. yeni inşaat etrafında da tetkikatta bulunEvvelce asliye ikinci cczada devam muştur. etmekte olan bu muhakeme, bilâhare Silivri kasabasmm plânının da yapıl aidiyeti dolayisile üçüncü hukuk mah ması kararlastırılmıştır. kemesine verilmişti. Plomi, asliye ikind cezada, dava mevzuu olan çocuğun kendi çocuğu olduğuna dair bir doğum kâğıdı göstermişti. Emilya da, paylaşılamıyan çocuğun Dün, Çocuk haftasmın beşinci günü kendi çocuğu olduğunu ve doğduğu günidi. Fevkalâde neş'eli ve istifadeli geçen denberi yanında bulunduğunu iddia esaatler içlnde muhtelif mekteblerde derek bu hususta müteaddid şahidler müsamereler verllmiş, eğlenceler tertib dinletmiştir. olunmuştur. Aynca küçükler için mecDün üçüncü hukukta devam eden bu «aaî sinema seanslan yapılmiştır. garib dava, dosyamn asliye ikinci Ce1 zadan celbi için başka bir güne talik eBursada bir resim sergisi dilmlştir. •••'•" ,....., ^. „,, ...u Evvelki gün Kadıköyde Yeldeğirme ninde Celâl Muhtar apartımanmm üçüncü katında oturan Hüseyin kızı Ferda ile ayni mahalleden 14 yaşında Bülend, Halid, İsmail, Seyfeddin ve 13 yasınd Ekrem Haydarpaşa çayınnda oynarlar ken tren yolunu tamir etmekte bulunan bir amelenin bıraktığı karpitleri alarak bir koruerve kutusuna doldurmuşlar ve kutuyu toprağa ?Ömdükten sonra ateşle miflerdir. Birdenbire top gibi patlıyan karpitli kutu, çocuklan cilyavrusu gibi dağıtmış, havava fırlıyan küçük kumbara tesadüfen Ferdanın alnma çarpmış, ço cu^ıı aâırra varalamistır. ngilterenİn ltalya ile anlaşmiş olması Avrupanın huzurunu ve bütün dünyanm sükununu temin edecek büyük bir harekete başlangıç noktası olmuçtur. Bu hareket, yalnız Avrupanın değil, bütün dünya devletlerinin birbirine düşman iki ordugâha ayrılmalan tehlikesinin oniine geçmiştir. Almanya, ltalya ve Japonya cephesine karşı İngiltere, Fransa ve Amerika cephesinin kat'î surette teşekkül ederek geçen Umumî Harbe rahmet okutacak daha büyük bir felâketin hazırlanması ih timali, şimdi çok azalmışhr. Şöyle ki tn~ gilteren'n ltalya ile anlaşması, Fransanin da İtalya ile anlaşmaği tasmim eyle mesine saik olmuştur. İngiltere ile Fransanın bu uzlaşıcı politikası da, Ameri kayı muahedelere riayeti temin için, daha ziyade prensip ve manevi düşünce ve içtihada müstenid bulunan politikasını tadıle sevketmiştır. İngilterenin ltalya ile anlaşmasını geciktiren engel, eski îngiliz Hariciye Nazın Eden'in daha ziyade nazarî ve manevî prensiplere dayanan içtihad ve fikri idi. Bunun gibi Amerikanin da bu yoldaki politikasını ayni düjünceleri ve dava • lan güden Amerikan Hariciye Nazırl Hull tutuyordu. Çocuk haftasmın beşinci günü açıldı 6 sene hapse mahkum oldu Çoban Ibrahimi hayvan otlatma yü zünden çıkan bir kavga sonunda tabanca ile vurarak öldürmekten suçlu 17 yaşlannda Arnavud Medhinin Agırcezada devam etmekte olan muhakernesi, dün netlcelenmiştir. Maznun Medhi, muhakeme esnasmda maktulün teCavüzüne uğradığı için onu öîdürdüğünü iddia etmişse de ilk tah kikatta verdi^l ifadede bundan hiç bahsetmemiştl. Bu itibarla bu iddiası ka • bul olunamamış ve maznunun suçu, şahidlerin ifadelerl ve sair delâille de sabit görülerek Medhl 6 sene ağır hapse mahkum olmuştur. Burta, meviim »eyyahlanm karfilamağa hazırlanıyor Bur»a (Hususî) Bursanin banyo mevsimi yaklajtığmdan belediyerniz, buraya gelecek olan ziyaretçflerin her türlü istirahatlerinin teminine çalışmaktadır. Son günlerde de otomobil ve otobüs şo förlerile arabacılan toplıyarak kendile rine, ziyaretçilere karşı gb'sterecekîeri tâvır ve hareket hakkmda direktifler ve nasihatler vermiftir. Bizzat belediye reisi Neşet Kiper bütün arabacılarla otomo bilcileri belediye saîonunda toplamış, kendilerîni bu medenî ve îçrimaî vazifeleri hususunda tenvır etmiştir. Bilhassa belediyenin tesbît ettigi tarife haricinde müşteriden para aldıkları takdirde kendilerini şiddetle tecziye edeceğini bîld»rmi|tir, Bursa (Hususî) Halkevimizin açtığı resim kursu mückvimleri tarafından burada C. H. Partisi binasmda bir resim lergi«i açıl'mıştır, Sergiyi Vali muavini miz Edib Kutay açmış ve bir çok davetli zevat tarafından ziyaret edilmiştir. Bu * rada yağlıboya, karakalem, pastel ve suu boya resirtılerden ve karikatürlerden 200 parça teshir edilmiştir. Kursa müdavim 60 amatörden 40 gene lergiye resim vermiştir. Büyük tablolar arasında orak bafinda (Cumhuriyet) gazetesini oku yan, lUe onuncu sınıftan Zeki Alayın bir tablo»u çok beğenilmiştir. Bu tergiye reıim verenler ekseriyetle CEMÎYETLERDE ise ve orta mekteb talebeleridir. Halkevi resim kursuna devam ederek güzel »an Mutiki »an'atkârlarının idare atlara karşı derin bir alâka gösteren bu heyeti •eçimi gene istidadlar arasında çok değerlileri Musikl San'atkârlan cemiyetl heyeti vardır. idare seçimi, bugün cemlyetln Beyoğ • lundaki merkezinde yapılacaktır. Deniz Ticaret mektebinin idare fekli Kamgarn ipliğinin tevzii ifi Yünlü mensucat sanayiine, geçen temmuzda verilmiş olan 650,000 kilo kamgarn ipliğinin sureti tevziini tesbit etmekte olan İktısad Vekâleti Başmüsa viri Vonder Porten'in riyasetindeki heyet, evvtlâ İzmire gitmiftir. îzmirde yünlü mensucatla uğraşan iki fabrika vardır. Heyet, İzmirden sonra şehrimize gelecektir. Yükgek Denlz Ticaret mektebinin de ktııad Vekâletinden almarak Deniz banka raptı üzerinde meş.gul olunmak • adır. Bütün deniz işlerini eline almış Mudanya Belediyesinin bulunan Denizbakın bu müesseselere açtığı dava lâzım olan elemanlan yetiştirecek olan Bursa (Hu«uJÎ) • Geçen iene fır mekt«bin de idareıini deruhde etmeai tlnalı bir günde iki vapur tarafından bir muvafık ve yerinde bir hareket görü den tahrib edilen Müdanya iskelesinin lüyor. bu zarannı tazrnin ettirmek üzere Mu danya belediyesi vapur kumpanyalan aleyhine bir dava açmıştı. Bu dava son günlerde yeni bir sâfhaya girmiştir. Doyçe Eevantina kumpanyasma aid Moreâ vapurunun yaptığı hasâr 6500 lira olarak tesbit edilmiş ve mahkemeye bu luretle verilmittir. Vapur kumpanyası, bu dava nın sulh yolile halli içîn Mudanya belediyesine bir teklifte bulunmuş ve 3500 lira azminatı defaten vermeğe razı olduğunu bildirmiftir. Teklifi tetkik eden Mudanya belediye meclisi, kumpanyanin bu tâİebini tervice karar vermiştir. Gene ayni gün iskelenin diger tarafım tahrib eden Yekta vapumndan da 5000 lira tazmi nat istenmektedir. Yekta vapuru Kara denizde battıgı için Mudanya belediyesi alacağı para için haciz muamelesi yaptırmıştır. Mumaileyhin son zamanlarda Vaşingtonda bulunmayışı ve kendisine vekâlet eden muavini Nells'in şimdiki îngiliz Hariciye Nazırı Lord Halifaks gibi ötedenjeri ortadaki varlık ve kuvvetleri nazan t'bara alan realist düşünce sahibi bulunması Amerikamn da haricî politikaya aid nazarmı değiftirmiştir. Bunun için Amerika Cumhurreiıi Ruzvelt geçenlerde Şikago'da söylediği nu • ukta siyasetierini tecavüzî mahiyette ıayd;ğı Alman îtalyan Japon cephesine karşı karantine konulmasım Amerikan milletine tavsiye ederken «on nutkunda, Îngiliz îtalyan anlaşmasına kar|i, tevec» cühkârane alâkadar olduğunu kabul ve tasdik etmiştir. Fransa, Habeşistanın Italyaya ilhak edildiğini tanımak için, yalnız İngilterenin önayak olmasını kâfi bulmayıp Amerikanın da buna itiraz edip etmiyeceğini Öğrenmeğe lüzum görmüş ve bu maksadla son günlerde Amerikan hükumetinin fikrini istimzac etmişti. Ruzveltin »on nutku Fransanm irtimiacma karşı alenî bir cevabdır. Bu nutuk bütün dünya ahvalinin salâha doğru ciddî bir adım atmı? olduğunu gösteriyor. Demokrat devletler için İtalyadan K>n« a anlaşma sırasi Almanyaya geliyor. Ortada Avusturya meselesinin kalmaımf lma»ı demokra»ilerin Almanya ile anlajmalannı kolaylaştıracaktır. Fakat Çekoılovakya meselesinin çok karifik olması ve gündeng'ine daha ziyade kanfması, Almanya ile anlajmağı hayli geciktire cektir. Bu mesele, İtalya ile yapılan anla» • mayı da tehlikeye düşürebilir. Filvaki İngiliz îtalyan anlas.ması zâhirde Ispanyadaki ecnebi gönüllülerin geri alınma ve Habe«,istanın İtalyanm mülkü olduğu keyfiyetinin tanınması »artlanna bağlanmıştır. Fakat hakikî jart Çekoslovakya meselesinin hallidir. Çünkü bu meseleden ltalya, kendisinin müttefiki Almanyayı iltizam ve müda aaya mecburdur. Nasılki Akdeniz ve Habeş meselelerinde Almanya bütün kuvvetile İtalyanm davasmı iltizam ve te* yid etmişti. Binaenaleyh Südet Alman larmın hududları tayin edilecek bir mın takada kendilerine idarî muhtariyet verilmesi için son kongrelerinde verdikleri karar, gerek Londrada îngiliz ve Fransız Başvekilleri gerek Romada Almanya ve talyanın mukadderatınl ellerinde bu unduranlar arasında Cereyan edecek lüzakereler de baçlıca mevzuu teşkil edecektir. Yurdsever temiz yürekli çoeuklar Muharrtm F«vzi TOCAY Eftki papaz seyahate mi çıkıyor? Bundan bir müddet ewe\ Balatta 'urisina manastırmda Dositeos isimli ir papazla Eleni isminde evli bir ka ın, günah çıkarma höceresinde yaka anmışlar ve muhakeme sonunda mahum olmuşlardı. Mahkumiyet müddetlerirtl ikmal e;erek hapisten çıkan Dositeos ve Eleni ün bir seyahate çıkmak üzere alâka • ar makamlara mtiracaat etmişlerdir. ıforoz edilmiş bulunan eski papaz, saalını kestlrmiştir. Dün yaptıklan müacaatler esnasmda mümkün olduğu adar tanmmamağa calışıyorlar ve çeinöen davranıvorlardı. Elînî kaynar suya sokan çocuk Cumhuriyet Üsküdar 19 uncu mekteb ikinci sınıf B $ube*i talebelerl hep bir arada danberi sınıf kumbarasmda biriken 11,5 lirayı Kırşehir felâketzedelerine verilmek üzere Kızılay cemiyetine teberru etmişlerdir. Bu temiz yürekli yavruları yurda ve yurddaşlara karşı gösterdikleri alâka ve levgiden dolayı alkıslarız. Nüshası 5 kurtıstur Meşrutiyet mahallesinde 27 numaralı Üaküdar 19 uncu ilkmekteb ikinci sıevde oturan Hasanm karm Kevserin nıf B. şubesi talebeleri, bütün ilkmek bir yaşmdaki çocuğu Hidayet, tencere teb talebelerine örnek olacak bir hare de kaynamakta olan sıcak »uya elini ;ette bulunmuşlardır. Kırşehirdeki büsokmuştur. Eli haşlanan cocuk, hastane ük zelzele felâketinden büyük bir tere kaldırılmıştır. essür duyan mlnlmlniler, sene başm bone şeraiti BLr aylık Seneilk Aİtı aylık Üc avlık Türkiye İcin 1400 Kr. 7.M) 400 » 150 • Haric «cln 2700 Kr. I4S0 • 800 • îfoktOt