Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Birincikânun 1938 CUMHUR1YET Sanata daîr Tesadüfün ve ilhamın san'atta büyük rolü ıı On beş Boedromyom bizim eylul ay:na tesadiif eder. O gün, Atinada, Elöz ilâhınm mezhebiain sırlarını öğrenmek isUyenler mabedin karjısında toplanıp haiirhk yaparlarmış. Bu esrarengiz tö ren hakkmda pek az bir şey bili yoruz. akat şurası bizce malumdur ki, mabede girtnek için yalnız ruh temizHği kâfi değil, ayni zamanda maddcten de t«niz olmak lâzımmış. Onun için halk toplantıdan evvel papazlarla beraber denize gider, yıkanırlarmış. • * * Bir gün uzak yerlerden gelmiş Yunanlılar yıkanıp denizden çıkacaklan zaman, sabah güneşinin altm parlakhğı içinde köpükler arasından birdenbire gözleri kamaştıran, ruhları kaynajtıran. gönülleri lutuşturan bir güzel peyda oluyor. Her kes, köpüklerden doğan Venüs'ü hatır . yarak heyecanlanıyor; yeni bir güzellik . âhesinin doğması zehabile }as,myor. Hcrkcs ilâhlarm bahşettiği bu yera lut .uıı ürpertilerile tamamen dikkat kesilmiş, ona bakıyor. •Fakat yüreklerin bu hoplayışı çok devaın etmiyor. Çünkü, anlaşılıyor ki bu luz, kendileri gibi fani, Tespı'li Frin'dir. . Hakikat heyecanları durduruyor, bir anlık büyük zevkin tesirbi unutturuyor. Fakat bu güneşlere rakib çıkan parlaklığile bir an için bütün bakışları ken('inde birleştiren büyük tesir yalnız bir himsede devam ediyor. Bu, orada tesa c üfen bulunan heykeltraş, Prasitel'dir. Büyük san'atkâr, anî tesirle kendinden geçerek miknatıslaşmıştır. *** Prasitel, Scopa, Lisip sayesinde bu devirde, heykeltraş san'atı en yüksek derecesini bulmuştu. Heykeltraş san'atı en yüksek derecesini bulmuştu. Kind şehri için Prasitel'in yaptığı mermerden mt\ • nur Afrodit sitatüsü şaheserlerden raaduddu. Tarihçi Pipinius, Kind şehrini ziyaret ettiği zaman Afrodit heykelind bir ma bedde görüyor. Ve onun hakkmda şöyle diyor: «Afrodit hakkile bir jaheserdir. Dünyanın en güzel heykeli budur. Kind'liler onu o kadar «evijçır.lardı ki mukaddes bir varlık sayesinde onu muhafazaya çalışıyorlardı. Hatta Bitinya Kralı Nikodem jehirlilerde olan büyük alacağına karşı bu heykeli istediği zaman, halk zaruret çekiyor, pek büyük feda kârlıklar gösteriyor ve borclannı ödemeğe muvaffak olarak heykeli muhafaza ediyorlar.» * * * ((Aynaroz Kadısı» Vali Lutfi Kırdarla mülâkat adlı filim nıünaIBaştarafı 1 inci sahifede] kın dileklerinden bugün için neticelendisebetile [Başmakaleden devam'] Tarihî şeriat ve kadı cemiyetinin müdafaa olunabilir yeri yoktur. Yeni Türkiye o hayatı silip süpürerek yerine modern müesseselerin yepyeni bir cemiyetini kurdu. Hakikat olarak Türkiyeden harice verebileceğimiz eserler ancak bu inkılâb ve tekâmülün hatta mukayeseli safhalarından ibaret olabilir. Her yabancı memleket yalnız (Aynaroz Kadısı) ile bugünü dünden ayırd edemiyen sathî bir görüş içinde Türkiyeye ve Türklere dair yalnız çok fena ve hatta feci fikirler edinmiş olacaktır. Filmi yapanlardan bunun memleket haricine gitmemesini rica etsek bile olur amma bu ehemmiyetli işi kazanc peşinde koşan ferdlerin keyiflerine bırakmak caiz olamıyacağından meseleye hükumetin el koymasını ve bu filmin memleket dışına gitmemesi için en katî tedbirleri almış olmasmı temenni edeceğiz. Bu vesile ile hükumetten millî Hlimciliğe vücud ve istikamet verecek bir alâka da rica edebiliriz. Türkiyede ikisi de iyi çalışamıyan iki tane stüdyo kurulmuştur. Niçin çalışamıyorlar? Tahkike muhtac bir madde: Eeleman yok, diyorlar. Şunu diyorlar, bunu diyorlar. Bizce olmıyan şey elemandan ziyade kafadır, ve memleketin millî iyi filimlere ihtiyacı ise yerden göke kadardır. Muvakkaten Avrupadan belki bir iki rejisör istiare edebiliriz. Bizce mevcud iki stüdyodan büyük bir tek tnüessese çıkararak buna çalışabileceği sahaları göstermeli. Maddî fedakârlık etmeksizin böyle böyle yapacağımız manevî yardımlarla bile bu müesseseyi işten taşmış bir halde yaşatabiliriz. Memleket filimcilik bakımından balta değmemiş bakir orman halindedir. Hâlâ çocuklarımızm bile filimleri yok. Böylelikle memleketi seve seve, faydalana faydalana temaşa edeceği eserlere kavuşturacağımız gibi gene bu sayede memleket dışına da yılda üç dört iyi filim göndermekliğimiz mümkün olur. Bu türlü şuurlu ve himmetli bir çalışmanm en iyi ve en emin bir neticesi de (Aynaroz Kadısı) gibi sürprizlere uğramaktan masun kalmaklıgımızdır. Hele ilk iş olarak şu (Aynaroz Kadısı) nm bir çaresine bakılsıru ve. b ü fikpin ne bugün, ne yarın, hiçbir vakit Türkiye hududlan d^na çıkmaHiası 4 H £ J fyt. emniyet altına alınmış olsun. rilmesi mümkün olanları, ya kendim not ederek takib ediyor veyahud arkadaşlanma not ettirerek yaptırmaya çahşıyorum. Herhalde bunlar benim için kıymetli şeylerdir.» « Öyle ümid ediyorum ki, İstanbulda icab eden tetkiklerde bulundunuz. Yapılacak işler hakkında bir fikir edindiniz. Ne düşündüğünüzü anlamak kabil mi?» dedim. 5u cevabı verdi: « Geldiğim günden beri tetkikatîa meşgulüm. Manisaya gitmeden evvel dört gün gezebildirn. Araya hastahk girdi. Ancak bugün biraz dolaşabildim. Demek ki, bu işle temasım ancak beş güne münhasır kalmıştır. Bununla berab«r şunu da söyliyeyim ki, herhangi bir işe başlamadan veyahud başlamaya karar vermeden onu ilân etmeğe mahal yoktur. Yapmak istediğim işleri mevzuu bahs«derek bunlar hakkmda bilhassa sizlerin daima kıymet verdiğim mütalea ve yardımlarınızdan kendimi müstağni görmüyorum. Plânsız imar faaliyetine girişmek de yarım bir iş olur. S^hirde yapılacak büyük imar hareketleri, biliyorsunuz ki, mütchassıs Prost tarafından yapılmış olan imar plânımn en lüzumlusundan başlamak suretile olacaktır. Halen bu plân Nafıa Vekâletindedir. Vekâletin de noktai nazan vardır. Bu noktai nazarlar birleştirildikten sonra burada kendi bütçemizi de gözden geçirecek , imar işlerine tahsis edebileceğimiz parayı tespit edeceğim. Bundan sonra hükumet merkezinc giderek elimizde bu işlere tahsis olunan para mikdannı arzedeceğim. Geldiğim zaman da söylediğim gibi, hükumetimiz, bu güzel şehrin imanna karar vermiştir ve vaadde bulunmuştur. Yapacağım işleri arzederek lâzımgelen yardunı temin edecek ve işe başlıyacağım. Baronun içtimaı Avukatlar, dün hararetli bir toplantı yaptılar, Baro meclisinin intihabı çok gürültülü oldu [Baştarafı 1 inci sahifede] kaşalı geçen dünkü Baro içtimamda, Şefika ve îsmail Agâh zatıb kâtibliklerine seçildiler. Celse, reis Hasan Hayrinin şu nutkile açıldı: « Saym arkadaşlar, yeni kanunu muz mucibince ilk teşekkül eden yüksek umumî heyetinizi açmak şerefi bana te veccüh ettiğinden dolayı, bugün meslek hayatımm en mes'ud bir gününü yaşamış oluyorum. Yeni kanunumuzun meriyete girdiği gün, avukatlığm bir dönüm noktası telâkki olunmalıdır. Avukatlığı mesleki mahsus tanıtan, bu kanundur. Avukatlığın tam hürriyet ve haysiyetini koruyan bu ka nundur. Avukatı hakkın müdafii yapan bu kanundur. Avukatı adaletin yardim cısı olarak tanıtan ve nihayet avukatlığı âmme hizmeti olarak kabul eden bu kanundur. Avukat, adalet cihazınm rüknü, adaletin muhafız ve müdafii ve adlü hakkın korkmaz ve yılmaz müdafiidir. Bilirsiniz, ki, arkadaşlar, bu kanuna nail oluncıya kadar çok çetin mücadeleler geç mi§tir. Bu mücadele, pek eski zamanlardan başlamıştır. Mesleğimiz, Cumhuriyetin ilk feyzinden 1340 tarihli kanunla istifade etmiş, ve gene Cumhuriyetimiz, rüşdünü ve fazlını ispat eden Türk avukatlığına bu kanunu vermekte tereddüd etmemiştir. Her sahadaki geniş inkılâbı mız ve terakkiyatımız gibi bu kanun da Ebedî Şefimiz Atatürkün yüksek ilha mından nur alarak Meclise sevkolunmuş ve hayatlarında kanuniyet kesbetmiş ol duğu halde tatbik zamanmdan evvel hepimizi çok büyük teessürlere garkeden vefatları vukubulmuştur. Yüksek hatıralarını taziz için sizleri beş dakika ayakta sükuta davet eylerim.» bunlardan hiçbirinde kadm namzed ismi, yazıh bulunmadığını söyliyerek, memle ^ ketteki yeni hayatta kadmla erkeğin müsavi hakka sahib, meslek sahasmda yanyana yürüdüklerinden bahisle, Baro için bunun bir eksik olduğu şeklindeki itirazın da ısrar etti. Bu aralık listelerden birinde, Süreyya Ağaoğlunun ismi yazıh olduğu öğrenildi ve: «İşte, kadın avukat namzed de var ya'» denildi. Yan lâtife, yan ciddî münakaşalar aldı, yürüdü.' Fakat içtimada hazır bulunan kadm aj vukatlar, bu hususta fikirlerini bildirmediler. Bu sırada avukat Ahmed Sabri, Suac Ziya ve Haydar taraflanndan müzakerenin kifayeti hususunda verilen takrirler kabul olunarak, secime geçildi. Atılan reylerin tasnifi neticesinde, reis.; Hasan Hayrinin üçüncü defa riyasetej seçildiği anlaşıldı, alkışlanan reis, şoyU teşekkür etti: Üçüncü defadır ki, bana, yüksei teveccüh ve itimadınızı gösteriyorsunuz. Benim için bu çok büyük şereftir ve gayem, sizin itimadınıza lâyık olmaktır. Buj na, bütün mevcudiyetimle çalışacağıra.î Hepinize te?ekkürle itimadınıza hak ka| bandığımı filî asar ile ispata çalışaca^ kaydederim. Yazan: ZEYNEL AKKOÇ Frin milâddan 400 sene evvel Tespi şehrinde doğmuştur. Orada ilk defalar babasının koyunlarını güderek çobanlık yaparmış. Ayni zamanda ve o kadar güzel ney çalarmı; ki çobanlar arasında onun bu meharetine rakib yokmuş, Gü nün birinde bu istidadı sayesinde para kazanmak için Atinaya gitmeği düşünüyor; gidiyor, fakat orada neyile değil, güzelliğile meşhur oluyor. Frin'in Atinada görünüşü san'atkâr ZEYNEL AKKOÇ lar arasında büyük bir alâka uyandın yor. Hepsi onu model almak için sava şıyorlar. İşte bu zamanlardadır ki Pra Almanyada bir hırsızın sitel, Frin'le tanışıyor ve onun modelliğikafası kesildi le Delfi mabedi için altından bir sitatü Nurembergl7 (a.a.) Meşhur haydud yapıyor. Ayni zamanda büyük san'atkâr ve otomobil hırsızı, 24 yaşmda Villy ilâhî bir güzelliği olan modeline delice Haller, geçen gece satırla kafası kesil âşık oluyor. Fakat güzel kız bu büyük mek suretile idam edilmıştir. aşka lâkayd gibidir. Bir gün heykeltraş tan, heykellerinden birisini kendisine hediye etmesini istiyor, O da hangisi beğenıyorsa onu alabileceğini söylüyor. Fa kat genc kız heykellerin hangisinin daha kıymetli ve daha güzel olduğunu bir rurlü ayırd edemiyor. Ve bu tereddüd biraz devam ediyor. Bir gün Akropol'da bü yük san'atkârla Frin gezerken, heykel traşın kölesi soluksoluğa onlara yaklaşıyor: »JC'^.. Yunus Nadi, Falih Rıfkı, Üstad atölyede yangm çrktı. Hasan Âli, Abidin Daver, Prasitel telâşla kölesine bağınyor: Peyami Safa. M. Turhan ' Koş, hiç olmazsa Eros ve Satir'i Tan, Fazıl Ahmed, Nadir kurtar. Nadi, Mithat Cemal, İbFakat bırdenbire genc kızın çılgmca rahim Alâeddin, Behçet attığı bir kahkaha bu telâşı şaşkınlığa Kemal ve daha birço1: Hlbediyor. Güzel model gülerek anlatı muharrir ve sairlerin en güzel, en müessir yazıları yor: ve siirleri. Yangm filân yok. Bunu ben uydurdum. Bana vereceğin heykelin en iyisi Ebedî Şefin öldüğü günden defr'^asmı istiyordum. Onun için bu ko nedildiği güne kadar tarih sırasile r dyaya başvurdum. Şu halde bana şimyazılmış olan bu vazılar ve ş irler, di Eros'u verir misin? gene tarih sırasile ve bu matem Zaten sevdiği kadından hiç birşey günlerine aid birçok resimlerle kir":rgemiyeceğini bilen üstad, onun arzutab halinde neşredilmiştir. r unu yerine »etiriyor. Frin de bu kıymetli Nesilden nesle intikal edecek ofvkeli kendi şehrine hediye ediyor. Teslan bir matemin canlı destanı olan ri'liler de onu mabedlerinm avlularına bu eser 75 kuruş fiatla bütün kita'o• 'rleştiriyorlar. Sonra Neron'un emrile cılarda satılmaktadır. Tos Romava götürülüyor. Orada bir f.aylice kaldıktan sonra Portico di Ot tavia büyük yangmında bu heykel harab oluyor ve bize yalnız ismi ve tasviri ka hyor. * * * Frin Atinada çok meşhur ve zengin oluyor. Şöhreti o kadar yayıhyor ki bir çok kimseler onun bu fevkalâdeliğini çekecniyorlar. Bir gün bu düşkünlerin iftirasile Alsibiad gibi Frin'in Elöz ilâhına hakaret suçile mahkemeye veriliyor. Güzel kız çok korkuyor, hâkimlerin ellerini öpüyor. Müddeiumumî Eutia onun cezalandırılmasmı istiyor. Frin'i Eflâ tun'un talebelerinden meşhur Atinalı Iperid müdafaa ediyor. Zavalh avukat ne söylediyse hâkimlere tesir edemediğini görünce bağınyor: Onu nasıl olur da cezalandırırsınız. Onda ilâhlarm bütün lutfu toplanmıştır. Onun güzelliği ilâhî lutuflarm mahsulü dür. Hangi vicdan bu güzel varlığm mahvını istiyebilir? Bunun üzerine müddeiumumî kızm idamını istiyor. Avukat heyecan içinde güzel kıza yaklaşıyor. Birdenbire onun üzerindeki örtüyü çekiyor ve elbiselerini yere indiriyor. Ve haytnjroTî*?*??»***'' Bu güzelliği öldürmek cinayettir. Frin'in ilâhî güzelliği bütün çıplaklığile meydana çıkıyor. İnsan muhayyilesinin tahlil edebileceğinden de fevkalâde gü zel olan bu mermer sütuna hâkimlerin cezalandırma temayülleri çarparak kırılı yor. Ona o zamana kadar istikrahla bakan nazarlar, o anda bu güzelliğin bütün bediiyatını içtikten ve bu sitatünün en ince güzelliklerini hazla seyrettikten sonra merhamete inkılâb ediyor. Biran evvel onu ezmek istiyakile feveranlanan başlar utancla öne düsüyor. Ona iftirada bulunanlar sanki ilâhlarm vurduğu tekme ile rükua varıyorlar. Ve neticede heyeti hâkimeden, onu cezalandırmamış olmaktan mütevellid sevinc ve onu itham ettiklerinden dolayı utancla beraber beraet karan çıkıyor. YUNUS NADİ Filistinde çarpışmalar devam edip duruyor [Baştarafı 1 inci sahifede] layı bir Ingiliz askeri ölmüş, diğer 4 asker de yaralanmıştır. Bugün bir nümayi? tertib ediliyor Kudüs, 17 (a.a.) Reuter Ajansınm muhabiri bildiriyor: îngiliz taraftarı binlerce Arab Hebron çehrinin cenubunda 18 ilkkânunda büyük bir nümayiş tertib edeceklerdir. Bu nümayiş esnasında Arablar Krala ve hükumete sadakatlerini bildirecekler ve Filistini kanun harici adamlardan kurtardı^ı için İngiliz ordusuna teşekkür edeceklerdir. Nümayişi tertib etmekle meşgul bulunan Arab Müdafaa partisinin lideri Fahri Bey, Nashasbibi, demiştir ki: « İngiliz işgalinin bidayetindenberi görmediğimiz şekilde İngiltere lehinde bir sadakat nümayişine şahid olacaksmız.» Yakudilerin şartları En Büyük Kaybımız Atatürkün ölümü karşısnda milletin duyduğu ıstırabın destanı Kudüs 1 7 ( a . a . ) Yahudi gazetesi Ha aretz, Yahudi Merkez Partisi Mişraşi'nin esas Yahudi şartları tatmin edilmedikçe, Yahudi ajansile dünya Siyonist teşkiiâtının Londra konferansına iştirak etmesine muhalefet etmekte olduğunu bildiriyor. Bu s^artlar, Balfor deklarasyonunun ipka ve Yahudi muhaceretine devam edilmesidir. • Şoförlere askeri vesika veriliyor Kudüs, 17 (a.a.) 1 ikinciteşrinde vuku bulan nakil vasıtaian grevinden sonra otobüs ve taksi şoförleri için askeri vesikalar itası dolayısile bugün ilk defa büvük mikdarda otomobil ve otobüs işleme^e ba«lanrstır. TedM<ciligin tamamen denilecek derecede ortadan kalkmış olmasından dolayı 'TUSUSÎ otomobil sahiblerinin birçoğunun da bu vc'kalardan isteyecekleri tahmin edilmektedir. îzmirde Ti'rkkmu mektebi İzmir (Hususî) Türk Hava Kurumu, İzmirde bir Türkkuşu mektebi açmak ta^avvurunu kat'ilestirmiştir. Kurumun İzmir şubesi reisi avukat Nuri Esen, bu hususta merkezle temaslar yanarak dönmü^tür. Mekteb, Kültürparkta çocuk hasta nesi civarında inşa edilecektir. Bele d ve, mekteb için ucuz bir arsa bula caktır. Baro meclisine kimlerin seçildiği, sonda tespit edildi; seçilenler, Mekl Hikmet, Muharrem Nail, Rifat Ahmec Abdülkadir, îsmail îsa, Ömer Farui Ali Galib, Suad Hayri. Bununla beraber, meclis azası intihabı tamamile bitmedi. On namzed arasıı da dağılan reylerde, bir azalık için en çok Ali Haydarla Kıbrıslı Celâl kazanmışlardı. Bu vaziyeti telif ve halletmel üzere, dünkü içtimaın devamı olarak nümüzdeki cumartesi günü bir içtima daEvvelki bütçeye nazaran sarfedilecek Bunun üzerine ayakta beş dakika su ha yapılacaktır. tahsisat muayyendir. Şi m diki halde sulmuş, reis, ondan sonra nutkuna devam elde mevcud para ve elemanla günü gü etmiştir: nüne yapılması lâzım gelen âmme ve şe« Sayın arkadaşlar, adalet cihazını hir işlerinin görülmesine çalışıyorum. Bu tekemmüle sevkeden bu kanun, mesle işlerin bilhassa vukufla ve sıhhî şartlara ğimizi tahsil ve ili madamlarına ve Türktamamen uygun olarak gördürülmesine e lere hasretmek suretile tesadüfî avukat hemmiyet veriyorum. lığa nihayt vererek, meslekî türediden ve Birinci derecede meşgul olduğum iş, temellükü matlub ve mümessillik gibi baLondra 17 (Hususî) Deyli Tel . şehrin temizliğidir. Neticelerini elde etmt zı kanunî akidleri avukatlığı icraya vesile graf gazetesine göre, İtalyanlar önümür ğe başladığımız bu iş üzerinde ısrarla meş tutan ve Boroya kayda lâyık olmadıkları gulüm. Bu sabah ilk ış olarak Beyoğlu halde, bazı avukatlann yerinde olmı * deki sene içinde silâhlanmaya 100 mil Belediyesine gittim. Beyoğlu Kaymaka yan merhamet ve menfaatlerine dayana yon İngiliz lirası sarfedecektir. Geçen semı, Fen Heyeti Reisi ve Beyoğlu Bele rak tufeylî avukatlık yapanlan da me neye nazaran bir misli fazlalık vardır. diye mühendisile birlikte sokkları dolaş netmiştir. Ve bu suretle mesleğimiz, türe İngilterenin ayni sene içinde ayni mak sadla sarfedeceği para 500 milyon İngitık. Diyebilirim ki, Istanbulun en mühim di ve tufeyliden de kurtulmuştur. liz lirasıdır. Fransızlar 224 milyon sarfederdi yolsuzluktur. Hemen, hemen iç maKanun, avukatlann istikbalile alâkadar decek, Japonlar ise, yalnız Çin topraklahallelerde yol namına bir şey kalmamıştır. Elde mevcud tahsisattan bir mikdar para olarak mecburî sigorta usulü kabul etmiş rmdaki harb için 223 milyon, Mısır hüverilmek suretile bunların mihmaemken olduğuna göre, yakın bir atide avukat kumeti millî müdafaasını kuvvetlendir yapılması için emir verdim. Yol meselesini ların istikballeri emin bir şekle girecek mek için 19 milyon İngiliz lirası harcıyabelli başlı bir iş olarak ele alacağız ve tir. Türk avukatlığının bu yüksek kanuna caktır. lâyık olduğu hakkında benim tam kana bu, bir zaruret olmuştur.» Geçen yıl içinde harcanan para « İstanbul pahalı bir çehir olduğu atim vardır. Türk avukatlığı, bu yüksek 2,400,000,000 İngiliz lirası olup 1913 kanuna ve bu büyük kanun da Türk avuiddia ediliyor? Mütaleamz nedir?.» senesine nisbetle üç mısli fazladır. « Evet doğnıdur, Istanbulda birçok katlığına lâyıktır. Millî ve meslekî ahlâkFransada müdafaa tedbirleri şeyler ve bilhassa havayici zaruriye ve ta bu liyakati haiz olmıyanlar, bu liyakati Paris 17 (a.a.) Millî Müdafaa meyva fiatlan Ankaradan pahalıdır. Şim I kaybedenler, bu liyakate münafi hareket edenler, bittabi bu kanunun verdiği hak Nezareti, millî müdafaa için yeni bir di Iktısad Müdürünü bu iş için davet ettim. Bunun sebeblerini, bilhassa meyva tan asla istifade edememek ve bu cami fennî araştırmalar enstitüsü ihdasına karar vermiştir. Erkânıharbiye reisi Game. halinin bu pahalılıktaki tesirini anlayarak ada yer almamak lâzımdır. icab eden tedbirleri alacağım. PahalılıAziz arkadaşlanm, büyük kanun mu lin'in riyaseti altında faaliyette bulunacak, ğın önüne geçmek için ne yapmak lâzımsa cibinnce teşekkül eden birinci umumî he olan bu enstitü Harbiye, Bahriye ve Hayapacağım. Geçen gün gazetenizde bu yetimizi, cümlenizi sevgi ve saygı ile se va Nezaretinin en yüksek şahsiyetlerin na dair Trakyadan yapılan bir müracaat lâmlıyarak celseyi açıyor ve ruznamemize den mürekkeb olacaktır. da nazarı dikkatimi celbetti. Derd, her geçiyorum.» Amerika da silâhlanıyor halde izale edilecektir.» Alkışlanan bu nutku müteakıb, 1938 Roma 17 (a.a.) Messagero gaze« Belediye gelirinin arttırılmasına yılı idarî ve malî raporile hesab müfet tesi, Amerikanın muazzam hava silâh tişlerinin raporu okundu ve bu sırada ay ları programmdan bahsederek bu proimkân var mıdır?» « Esaslı bir tetkikte bulunmadım. ni devrede ölen avukatların hatıralarmı gram mucibince 1940 senesine kadar Fakat kadronun fazla dağılmış olduğunu taziz için de, müzakere bir dakika kesile 12,000 tayyare yapılacağım ve bunlann ve imara tahsis edilen paradan fazla ge rek ayakta duruldu. 3000 inin deniz ordusuna ve 9000 inin Raporların okunması, birkaç defa in de kara ordusuna tahsis edileceğini yaz niş bir halde bulunduğunu görüyorum. Bunun üzerinde de tetkikler yapacağım.» kıtaa uğradı. Çünkü ağırceza salonu, bu makta ve şunları ilâve eylemektedir: Sayın Valiye Beyoğlu caddesindeki içtimaa gelenlerden hepsinin sığamıyaca «Hiçbir memleketin Amerikayı tehdid binaların alt katlarınm yıkılrp yıkılmıya ğı ka^^r dar olduğundan, içerisi tıklım etmediğine göre bu silâhlanmanın Lâtin tıklım dolduğu halde, avukatlardan bir Amerika Cumhuriyetleri tarafından takib cağım da sordum. Bana dedi ki: kısmı dışarıda kalmıştı. Bu noktadan edilen siyaset üzerinde tazyik icra etmek« Geçenlerde bir gazetede bazı Avrupa şehirlerinde tratuvarların üstün'an Vedad, Celâl ve daha bazı avukatlar iti ten başka gayesi olmadığı muhakkaktır.» kapalı yapılarak halkın kışın yağmurdan, razlarda bulundular. Sıhhî mahzur ve Bu gazete, Amerikanın demokrasilerle yazm güneşten muhafaza edilmekte ol bütün avukatlann içtima salonunda hazır tesanüdü dolayısile silâhlandığına da ihduğu yazıh idi. Bir arkadasınız, bunu sor Sulunamamalan ortaya atılarak, irtımam, timal vermektedir. du.. Meselâ bunun Beyo?lu caddesi icin daha geniş bir salonda yapılmak üzere Belçikadaki teslihat de kabili tatbik o'^uğunu sövledim. Yok '^ska bir eüne bırakılması teklif olundu. Brüksel 17 (a.a.) Bir hava müdaBurada devam edilmesini söyliyenler de sa karar verilmis bir şev yolchır.» 1; faa teşkilâtı vücude getirmek üzere hü vardı. T. k teküfi reye konularak, redF. Duya.r dolundu. Bunun^a beraber, bu sekilde ic kumete lâzım gelen tedbirleri ittihaz et mek veren Romanyanın Ankara el visi timaın devpm ederr.iyececi yolunda mü bine salâhiyetini tasdik kanun lâyihası katarafından edilmıştir. lâhazalar, bundan sonraki safhalarda da değisiyor Lâyihada hava müdafaa topların =ık sık ileri sürü'dü, lâkin reis, talik tekBükreş 17 (Hususî) Eski (Rumen lif;ni reye koyduğunu, reddedildiğini söy dört buçuk milyon İngiliz lirasının tahs cephesi) parti lideri ve eski Başvekil derpiş edilmektedir. ledi. Vayda Voyvod, Romanyanın Berlin seOkunan raporlar kabul edilince, reis firliğine tayin olunmuştur. Romanyanm Belçika ziraati hakkında ve meclis azaları intihabatına geçiliyordu şimdiki Berlin sef ri Cuvara ise Ankarakonferans ki, gene bazı itırazlarla karşılaşıldı. Bu ya nakledilmektedir. Ankara 17 (a.a.) Ziraat Veklâet içtimada, yeni kanunla tahaddüs eden Tataresko Pariste meslekî vaziyetlerin de konuşulup konu tarafından celbedilmiş olan Belçikalı Paris 17 (a.a.) Romanyanın yeni şulmıyacağı soruldu, Buna karşı, ruzna raat profesörü Van der Vaeren bugüı Paris sefiri, sabık Başvekil TataresKO. mede bundan sonra intihab yapılması ya Halkevinde Belçika ziraati hakkmdal bu sabah Parise gelmiştir. zıh olduğu cevabı verildi. projeksiyonlu konferansını tekrar etmiş YURDDAŞ: İntihab safhası başlangıcmda, bazı a tir. Bugünkü konferansın dinleyicileri aYerli malını daima sev ve kullan. vukatlar münakasalarda bulundular. A rasında Basvekilimiz Celâl Bayarla Ve Ekonomi ve Arttırma kurumu vukat Celâl, ortada dört liste dolaştığını, killerimiz de bulunmakta idi. Teslihat yarışı Her tarafta büyük programlar hazırlanıyor