Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 Birincikânun 1938 Bugün Türk harflerinin Onuncu yıldönümüdür (Ba?tarafı 1 inci sahıîede) Birkaç saat sonra, Türk okuyucuları, parmakları arasında yepyeni bir gazete bulacaklarcjı. Sahife tertibatı, bir kere baştanaşağı değişiyor, serlevhalar, lâkonik bir şekil alarak mümkün olduğu kadar kısaltıhyordu. Kanşık arabca terkibler, zaten bir müddettenberi, yerlerini açıkça anlaşılan türkçe kelimelere terketmeğe başlamışlardı. Sekreter, o gece için gazetenin kıyafeti üzerinde herkese açıkça münakaşa hakkı verraiş, salâhiyetler kendiliğinden lâğvedilmişti! Hakikî Türk harflerile çıkacak bu ilk gazete, yalnız onun değil hepimizin müşterek eseri olacaklı. O devirde, ben gazetenin gece servisindeydim. Bu hizmetten başka, mü rettibler alışıncıya kadar son tashih provalarmı gözden geçirmek gibi o günler için ağır vc mes'uliyetli bir işi de omuzlarıma yüklctmişlerdi. Bilmem, kaçıncı defa, Ankara telefonunun mikrofonunu elimden bırakıp tashih masası başına oturduğum zaman, gözlerime inanamıyacağHn gelmişti: Onümde duran yığın yığm provalardan yalnız bir tanesinde ve bu bir tek prova kâğıdmın bir tek satırında belki on beş yanlrç vardı. Anladım ki o gecelik vazifem, yanlışları değil, doğru dizilmiş olan kelimeleri arayıp bulmaktı. Hele «olduğundan», «buldugundan», «bulunduğundan» gibi kelimeler, (ı) lar (i), (a) lar, (e) yapılarak ibareler, içinden çıkılmaz bir hale gelmişti. Başmürettibi çağırıp biraz dikkatli davranılmasını hatırlatmak aklımdan geçmemiş değildi. Fakat, buna ne hakktm, ne de vaktim vardı. Mürettiblerden, düzgün yazı dizmelerini, nasıl istiyebilirdim ki, yeni harf kasalarının başına ilk defa o gece geçiyorlardı. Prova kâğıdları karşısında, kısa bir tereddüd geçirdikten sonra, bütün tahammül kabiliyetimi beynimin ve bütün dikkat hassamı, gözlerimin içinde teksif ederek iğne ile kuyu kazmaktan dah güç olan bu işle sabaha kadar uğraştım. Bir an bile dinlenmeğe, hatta bir nefes sigara içmeğe vakit bulamamıştım. Tashih işlerine bakan arkadaşlar da en az benim kadar yorulmuşlardı. Fa kat, makine dönmeğe başlayıp da, bü tün bir gece, bütün bir (ekip) in uğraşıp didinmesi mahsulü olan mürekkeb kokusuna bürünmüş ilk gazeteyi elimize verdikleri zaman, hiçbirimizde yorgunluk tan eser kalmadı. ^ Kendi payımıza, içînde biraz da kendi tuzumuz olan bu çorba ( ¥ ) yı beğen miştik. Şimdi, yalnız bir endişemiz vardı: Okuyucular, gazeteyi nasıl bulacaklardı? Traanvayda, vapurda, rasladığımız meçhul kariler üzerinde etüdler yapa rak, hareketlerinden çıkardığımız mana şu idi: Halkımızın elifbadan alfabeye inti kali, ümidimizden çok daha kolay ola cakfa. Vakıâ, eski göreneklere mutlak surette saplanip kalanlar arasında yıllardanberi sağdan baçlıyarak okumağa alıştığı yazıyı, soldan okumak mecburiyeti karşısında, sendeliyenler olacaktı. Bu gibilerin agzından, çektikleri güçlüklere dair, şurada burada bazı hikâyeler de dinliyorduk. Fakat, gitgide, okuyana, ilkin, birşey ifşa etmez gibi gb'rünen siyah ve çetin satırlar arasında, şafak renkli bir nur doğmaSa basladı. Bu nurun yardımile. görmiyen gözler, görmeğe başladılar. Yeni harfler, irfan hayatımıza, yeşilliğini ve serinleticiliğini, hiç belli etmiyen bir küçük tohum olarak girdi. Bu tohumun çatlayıp, feyizli kudretini, meydana vurması için üzerinden birkaç sene geçmesi lâzım geldi. Bugün artık, ne yeni, ne de eski harf: Elimizde, bütün memleketin, yedisinden yetmişine kadar, okuduğu Türk harfleri var. Artık, ne yadırgayanlar, ne de alışamıyanlar kaldı: On yedi milyon Türk, bir dilden konuşuyor ve ayru harfleri kullanarak ayni dilden yazıyor. Dört türlü okunan kelimeyi, kütübhanelerin tozlu raflarını karıştırmadan bulamıyo ruz. Fransız hükumetinin aldığı tedbirler sayesinde umumî servisler her tarafta muntazam bir surette işledi Grev nasıl akim kaldı? (Baştarafı 1 tnci sahtfede) Grev akim kaldı ^ Romada yeni bir dörtler konferansı hazırlanacak IBastarati 1 inci sanueae) Paris 30 (a.a.) Bu sabah yediden sonra caddeler ve büyük sokaklar can lanmağa başlamıştır. Grevin umumî olmadıgı intıbaı gitgide artmaktadır. Ma ğazalar açılmıştır. Amele işleri başma gitmektedir. Müvezziler mektubları dağıtmakta ve sokaklarda temizlik işleri muntazaman devam etmektedir. Mezbahalar askerileştirilmiştir. Lyon garından trenler muntazam surette hareket etmişlerdir. Montparnasse istasyonu askerî işgal altma alınmış ve trenler hareket ettirilmiştir. Posta ve telgraf merkezi bir bölük piyade ve bir bölük seyyar jandarmanın muhafazası altında açılmıştır. Memurlar ve işçiler vazifeleri başındadır. Telgraf ve telefon santrallerinde vazifelerine gelmiyenler pek azdır. Atatürk, milletine hediye ettiği yeni yurdun binbir nimetleri arasına, yeni harfleri de katmakla bize irfan ufkunda, istediğimiz mesafeleri aşabilecek bir kanad taktı. Arkada bıraktığımız on beş yılın en kuvvetli mucizelerinden biri; padişahlar devrinde yeryüzünün sayılı ümmileri a Postahane önünde hâdiseler rasında sayılan Türk milletini, mekteb ClermontFerrand 30 (a.a.) Bülere sığamıyacak derecede taşkın bir o tün daireler muntazam işlemektedir. kuma ve öğrenme aşbna yakalatmış olTramvaylar grev yapmış ve müstahdemmasıdır. ler depolan işgal etmişlerdir. Polis, grevAtatürkün, karatahta başına geçip, öğcileri depolardan çıkarmaktadır. retmenliğini yaptığı bir inkılâbın, yürüPosta ve telgraf bürosunda grevciler, memesine zaten imkân var mıydı?.. memurları içeri girmekten menetmek isteŞimdi aradan on sene geçti. mişlerse de polis müdahale etmiştir. Artık hiçbir gazete musahhihi, bizim Fransa bankası matbaasında da yeni hâçektiğimiz üzüntünün binde birini çekmidise olmuş, gazeteler çıkmamıştır. Trenyor. Hergün yeni yazı döken makineler, ler işlemektedir. yirmi sütun yazıyı, bir saatin içinde diziHükumetin tetbirleri veriyor Paris, 30 ( a . a , ) Amele sendikalaNe yazan, ne dizen, ne de okuyan için rı tarafından grev hususunda verilen kagüçlük var: ıarla hükumetin millî hayatın normal bir Ata hediyesi, Türk harflerinin onunşekilde yürüyebilmesi için aldığı tedbirler cu yıldönümü, Türk milktine kutlu ol malumdur. Bir taraf grev emrinde ısrar sun! SALÂHADD1N GÜNGÖR etmiş, hükumet de umumî hizmetlerle alâkadar memurlan askerî mecburiyet altma (*) Itiraf etmeli ki, yeni harflerle çıkan koyarak yürütmege karar vermiştir. ilk gazeteler, karışıklıktan yana bir çorbaDün yapıloıası derpiş edilen tavassutdan farksızdılar. Bu ilk sayılan, bugiinkü lar ak'm kalmıştır. Bugün umumî mesai olgun ve özlü gazetelerimizle hiçbir ba konfederasyonuna mensub bütün scnddkakımdan mukayeseye imkân yoktur. ların iştirak edecekleri umumî grev sabahı, Saint Denis ve Saint Ouen mıntakalarınd,a kuvvetli seyyar jan<larma müirezeleri görülüyordu. Pariste bütün küşcbaşları polis ve jandarma müfrezeleri tara(.Baştarafı 1 inci sahifede) fından tutulmuştu. rek, Cumhur Reisi sarayına gitmiş ve kaGrevin bilfril başlatnası ancak yediden binenin istifasını Cumhur Reisine ver sonra mümkün olduğundan nasıl bir vamiştir. Doktor Haşa, yeni kabineyi kurmak vazifesini köylü fırkası şefi Berar'a Ispanya harbi tevdi etmiştir. Madrid, 30 (a.a.) Franklstlere a Çekoslovakyanın yeni Cumhur Reisi seçildi mamış olsaydı 28 eylulde çıkan beyneî milel buhran Avrupayı her cephede ihtilâl halinde bulacaktı ve bu takdirde bir ziyet hâdis olacağı henür belli değildir. harbin ö'nüne geçilemiyecekti. Şimdiye kadar bütün umumî h'zmetler Münih sulhunun mukaddemesini Romuntazaman işlemiştir. Sokaklarda da ma itilâfı teşkil etmiştir. mutad üzere temizlik işcileri arazczlerle Yeni bir dörtler konferansı dola^maktadır. Hal'de de faaliyet göze toplanacak çarpıyor. Roma (Hususî) Gelecek ayın niVilâyetlerde vaziyet hayetine doğru Romaya gelecekleri kat'i Paris 30 (a.a.) Montpeiîlier mü surette anlaşılan îngiliz Başvekili Çem rettibleri bugün ancak kısmen greve işti berlayn ile Hariciye Nazırı Lord Hali rak etmişlerdir. lki gazeteden yalnız birisi faks, Münih karşılaşmasında prensip iti intişar edebilmiştir. Diğer taraftan vilâyet barile halli kabul edilen beynelmilel bü lerde vaziyet şudur: tün meseleleri konuşacakları gibi, yeni Lille'de bütün belediye memurlan bir dörtler toplantısı yapılması için Musgrev yapmağa karar vermişlerdir. Yalnız solini'nin tavassutunu istiyeceklerdir. nüfus dairesile itfaiye ve cenaze memur Böyle bir tavassutun Mussolini tarafm lan vazifelerine devam edeceklerdir. dan kabul edileceği, çünkü, Münih'te imRoubaix'de şimendifer sendikası ken zalanan îngiliz Alman müşterek be di mensublarına çalışma emri vermiştir. yannamesinde, münazaalı bütün meselelerin bilâvasıta halledileceği de yazılı olDunkerque'de tramvay ve otobıis işciduğu sö'yleniyor. leri ç,ahşmak istiyorlarsa da gaz ve elekLondradan gelen haberlere göre Ak trik işcileri greve karar vermiş bu'unuyordeniz ve Afrika meseleleri Roma konuşlar. Bununla beraber sokak tenviratı demasında birinci plânda geliyor. Deyli vam edecektir. Meyl gazetesi, ttalyan Fransız müna Hazebrouck'da hiçbir grev hazırlığı sebatının düzeltilmesi için Çemberlayn'in yoktur. gayret sarfedeceğini yazıyor. Grenoble demiryolu işcileri de sendi«.ümidsizliğe mahal yoktur» kadan çalışmak emrini almıştır. Roma 30 (3.a.) Bazan MussoliniBordeaux'da tramvay ve otobds ame nin fikirlerine tercüman olduğu iddia edilesi greve karar vermişlerdir. Halbuki len ve bir zatnanlar Ingiltereyi şiddetle mürettibler greve mütemayil oîmayıp tenkid etmiş olan Virginio Gayda, Îngigrev yapmamak hususundaki evvelki ka liz Başvekilinin Roma seyahati hakkın rarlarım teyid etmiş gözüküyorlar. Bele da tefsirlerde bulunarak şöyle yazmaktadiye memurlannın vaziyeti henüz belli dır: değildir. «Çemberlayn'in seyahati, Başvekilin kat'î kontrolü altma geçtikten sonra Gazetelerin vaziyeti Paris, 30 Caa.) Bu sabah dcrt açık ve realist bir şekil alan Ingiltere hasayfa üzerine çıkan Matin, bir sayfa o ricî siyasetinin bir neticesidir. Bu hareket larak çıkan Jour ve altışar sayfa olarak sulh lehinde İtalya ile Ingiltere arasında çıkan Petit Parisien ve Action Française bir teşriki mesai vücude getirilmesi imkânını verecek ve Avrupa münasebetlerinin gazeteleri müstesna olmak üzere hiçbir daimî surette dürüst olmasına yardım egazete çıkmamıştır. decektir.» Bu çıkan gazeteler, umumî meîai konGayda, şu sözleri ilâve eylemektedir: federasyonu tarafından emrolunan umu«Münih'te doğan ümicllerin bir kısmımî grevin münasebetsiz olduğunu ve hiç nın suya düşmüş olmasına rağmen ümidbirşeye yaramıyacağını tebarüz ettıriyorlar. sizliğe mahal yoktur. Fakat anlaşma yolu ile çabuk davranmağa gayret etmeli dir.» Berlin Roma mihveri sağlamdtr Berlin 30 (a.a.) Çemberlayn ta rafından yakında, Mussolini'ye yapıla cak olan ziyaret hakkında tefsirlerde bulunan Angriff gazetesi, İngiliz Başveki lile Duçe arasında yapılacak görüşmele rin programını tetkik ederek Fransız îngiliz itilâfile Roma Berlin mihverinin bu görüşmelerin mevzuunu teşkil edeceğini yazmaktadır. Angriff, şöyle demektedir: «Bu iki zümrenin mevcudiyeti uzun müddet devam edecek olan siyasî bir hakikattir. Romada yapılacak görüşme ler esnasında bu sahada yer değiştirilmesi mevzuu bahsolamaz. Ancak bugün bu iki kuvvetli grupları ayıran hendeğin üzerine bir köprü inşası imkânlan tetkik edilebilir. Çemberlayn'in Roma seyahati için en iyi temennilerde bulunuyor. Umumî bir anlaşma tetnini için müzakereler Berlinde, Romada, nerede yapılırsa yapılsm bunun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Halihazırdaki meselelerin cevabı daima aynidir.» ttalyan Mısır münatebatı Londra 30 (a.a.) Kahireden bildiriliyor: Zannedildigine göre îngiliz îtalyan itilâfının Mısın alâkadar eden kısımlan hakkında yakında Mısırla îtalya arasında müzakereler cereyan edecektir. Mısır matbuatı muhtemel bir Mısır İtalya ademi tecavüz paktmın imkânlan ve faydaları hakkında tefsirlerde bulun maktadır. Deyli Telgraf gazetesinin Kahire muhabiri gelecek Mısır îtalyan görüşmeleri esnasında bilhassa böyle bir pakt akdedilmesinin mevzuu bahsolacağını tahmin etmektedir. Bu gazete diğer cihetten kıpti mahfillerinin îtalyanm Iskenderiye patriğinin Habeşistan kıpti kilisesi üzerindeki oto ritesini tanıyacağını ümid ettiklerini kaydetmektedir. Paritte tevkif edilenler Paris 30 (a.a.) Bu sabah saat 10,45 e kadar Pariste toplanma cürmünden dolayı 290 ve iş hürriyetine tecavüz cürmü dolayısile de 80 kişi tevkif olun muştur. Romanya hâdiseleri birbirini takib ediyor (BOitarafı 1 inci sahUe&e) Namık Kemal lBa$taran 1 tnci aahiiede] lanan programa nazaran, mekteblerde, muallimler ve talebeler tarafından konferanslar verilecek, büyük hamaset ve kahramanlık şairinin eserleri, hayatı, mücadeleleri, ve teceddüd edebiyatımızdaki mevkii tebarüz ettirilecekrir. Tayyarelerin faaliyeti Bu cümleden olmak üzere, zulme ve Salamanka, 30 (a.a.) Evvelki geistibdada karşı sarsılmaz bir iman ve irace neşredilen umumî karargâhın bir tebde ile göğüs geren bu büyük ve idealist liğinde şöyle denilmektedir: sair, ayni zamanda bugünkü gencliğe bir «Muhtelif cephelerde kayda değer bir örnek olarak gösterilecek ve vatan için şey yoktur. yazdığı kıymetli şiirlerinden parçalar oHava kuvvetlerinin faaliyeti: kunacaktır. Dün Barselon limanının askerî hedefUniversitede Ieri bombardıman edilmiştir. Mendırekte Universite gencliği de kıymetli vatan yangmlar çıkt'ğı ve infilâklar vuku bulduşairi içm büyük bir ihtifal program' hazır ğu görülmüştür. Bu akın esnasmda düşlamıştır. Bu programa nazaran bütün tnanın bir avcı tayyaresi düşürü!nrj«tür. yüksek tahsil talebesi, profesörler, dekan Frankist tayyareleri ayni zamanda Vave doçentler konferans salonunda topla lans limanını da bombardıman etmiştir. nacak ve büyük şair için bazı gencler Bombalar istasyona ve arttrepolara isabet konferans vereceklerdir. etmiştir. Serab, çocuk olma rica ederim. Gözlerıni kaybetmek ihtimalile kıvranan bir adamın her hareketi mazur görülür. Bugünlerde o ne yapsa, ne söylese hoş karşılamak gerektir. Çünkü hislerine hâkım değildir. Sozüne biraz daha kuvvet vermek ister gibi tekrar etti: Elbette hâkim değildir ve olamaz da... Şimdi bize düşen vazife, onu yalnız ve tesellisiz bırakmamaktır. Arada soğuk bir rüzgâr esmemiş gibi hislerimizi çekip çevirerek hareket edeceğiz. Herşeyden önce onu ümidleri kırık bir hasta diye kabul edeceğiz. Bir gün iyileşirse, bu yataktan sapa sağlam, hiç bir ârızasız çıkabilirse herkes hissesine düşen işi başarmış sayılır. Ve ondan sonra da dikd'ği şekilde hayatım değiştirir. Yok kör kalırsa... Tabiî o zaman da ne yapmai lâzım geldiğini düşünecekler vardır. Serab derin derb düşünüyordu. Ürkek bir sesle: Siz niçin bu kadar fedakârlık yapıyorsunuz? diye sordu. Çünkü benim en yakın arkadaşımdır. Arkadaşhk duygusu aşktan üstün müdür? id tayyareler evvelki gece Jean civarında bir yolcu trenine karşı mitralyöz at^$i açmışlardır. 8 kişi ölmüş ve on dokuzu kadm ve çocuk olnvak üzere 50 kişi yaralanmıştır. Yolcular arasında bir panik hasıl olarak bazı kimseler Frankist tayyarelerinin ateşinden korunmak için kendilerini vagon kapılarınd,an dışarı atmışlardır. \nkara Borsası30 /11/38 K A P A N 1 Ş I Açılış Kapanış 5.83 5.83 100 üolar 125.0250 125.0250 lüü Pransız frangı 3.2675 3.2675 100 Ltret 6.5775 6.5775 100 tsviçre frangı 28.4175 28.4175 100 Holanda 68.0175 68.0175 florini 100 Rayhişmark 50.0850 50.0850 21.1425 100 Belçika fraogı 21.1425 J00 Drahmi 1.0650 1.0650 1.5350 100 Leva 1.5350 4.2825 4.2825 100 Cekoslovak ledilirken, Bükreş civarında firar teşebbüsünde bulunduklanndan, kendilerine refakat etmekte olan muhafız jandarmalar tarafından öldürülmüşlerdir. Kornelius Kadreanu geçenlerde askerî mahkeme tarafından on sene hidematı şakkaya mahkum edilmişti. Demirmuhafızlar şefi, ecnebi memleketlerle münase bat tesis ederek, Romanyada ihtilâl ;ı karmakla itham edilmişti. ko'nun onar sene hapse mahkum edilen iki katili.» Cluj Universite Rektörüne ameliyat yapıldt 1 tngiiiz lirası 5.83 5.83 23.5275 23.5275 24.6825 24.6825 0.8975 0.8975 2.7675 2.7675 34.035 34.035 30.04 30.04 100 tsvec kronu 23.6325 100 Etuhle 23.6325 E S H A M ve T A H V t LA 1 İkratniyeli Ergani 19.30 19.30 19.10 19. 1938 % 5 ikra. 100 100 100 100 100 Zloti PenRo Lev Oinar Yen kronıı 100 Pezeta Bükreş 30 (a.a.) Bir suikasd ne ticesinde ağır surette yaralanmış olan Cluj Üniversitesi Rektörüne ameliyat yapılmış ve kur§unlar çıkanlmıştır. Vazi yeti bu ameliyat neticesinde biraz iyıleş miştir. Cluj'daki bazı rüesaya tehdid mektubMahkumlar natıl öldürüldü? ları geldiği ve kendilerinin de ayni akı Bükreş 30 (Hususî) Demirmuha bete uğrıyacaklarının yazılı olduğu ha fızlann eski şefi Kadreanu ile on üç ar ber verilmektedir. kadaşının sureti katli hakkında ikinci koSuikasdciler idam edilecek lordu kumandanlığı tarafından aşağıdaki Bükreş 30 (a.a.) Cluj Üniversitesi resmî tebliğ neşredilmiştir: Rektörü Stefanesco Gonga'ya karşı ya«Mefsuh Demirmuhafızlar teşkilâtı pılan suikasd Rumen efkârı umumiyesinreisi Kornelius Kadreanu ile 13 arkadaşı de büyük bir infial tevlid etmiştir. Hü Rılava hapısanesıne nakledılmek üzere kumet makamları faaliyetle katilleri araikinciteşrinin 2930 gecesi otomobillerle maktadır. Elde edilen delillere nazaran yola çıkanlmıştır. Mahkumlan nakleden bunlar «Demirmuhafızlar» cemiyetine otomobiller Bükreşin 35 küometre mesamensubdur. Dahıliye Nezareti mücrim fesindeki ormanhkta meçhul adamların lerin yakalanmasına medar olacak maluhücumuna uğramıştır. Müteamzlar jan mat verenlere 50,000 ley mükâfat vadetdarmalann «dur» emrini dinlemediklerinmiştir. den katledilmişlerdir. Cluj Üniveriitesinde dersler tatil edilMaktuller şunlardır: miş ve Üniversiteye aid bütün binalar Demirmuhafızlar teşkilâtı e?ki şefi on tahliye ettirilmiştir. sene hizmeti şakkaya mahkum Kornilius Yeni kanuna göre, suikasdin faili naKadreanu, eski Başvekil Duka'nm katili zırlar meclisinin tasdikına iktiran etmek Nikola Kostantinesku ile müebbed hapse şartile ölüme mahkum edilecektir. mahkum sekiz şeriki cürmü, Mişel TelesOn b'lü, otuz yaralı daha Bükreş (Hususî) Kluj Üniversiteşını biraz yana eğmiş, korka korka ellerni si Rektörü Stefanesku Guanda'yı silâhla uzatmiştı: ağır yarahyan iki kişi, suikasde mâni ol Ya siz, siz beni dünkü yaptıklarım mak istiyen bir polis memurunu da öl için affedecek misiniz? Ben ne kadar kö dürmüştür. Bu suikasdden başka Tam tü huylu bir kızım. Amma, amma eski şıvar'da büyük bir toplantıda kadın kıyaden hiç de böyle değildirn. fetine girdıği zannedılen iki kişinin attığı O da: «Dün kıskanclık beni çıldırtt.» bombalarla on kişi öldürülerek 32 kişi diyecekti, vaz geçti. de ağır yaralanmıştır. Doktor Nafiz, herşeyi unutarak ve afHıristiyan papazı Slobedan Kosti ö feden bakışlarla genc kızın yüzüne bak lenler arasındadır. Akşam üzeri saat setı: kizde büyük salonun sahnesindeki perde Senî bir kardeş olarak kalbime al açıldığı anda, bütün mahalle ile birlikte ' dıktan sonra bu gibi şeylerin üstünde dur salonun ışıklan da sönmüştür. Bu esrrla mak caiz değildir. Insan sevdiklerini bü patlıyan iki bomba, tıklım tıklım dolu tün meziyet ve eksikliklerile kabul etme olan salonun içinde müthiş bir panik hulidir. sule getirmiştir. Bu kanşıklık arasında Sonra yanyana Ahmedin odasına doğ ateş alan bina yanmağa başlamış ve panik bütün mahalleyi sarmıştır. îtfaiye ru yürüdüler. yangını söndürmeğe çahşırken yaralılar * * * hastanelere taşınmıştır. On kişinin cesedi Aralannda garib bir hayat başlamıştı. Şimdilik fırtına dinmiş görünüyordu. Dr. meydanlıkta kalmış ve ölenler arasmda Nafiz, hastanede kendisine aid işleri bi Romanya siyonist teşkilâtının genel sek tirdikten sonra arkadaşının yanına geli reterinin karısı Hirş de vardır. Tamşıva yordu. Serab gene eskiden olduğu gibi rın meşhur tüccarlarından Extayn da ödaha ziyade Ahmede aid işlerle meşgul lenler arasındadır. Gizli bir teşkılâta dü. Üçü bir araya gelince memleket ij mensub olan suikasdcilerin kalabalık ol lerini konuşuyorlardı. Ahmed savaş hâ duğu ve bazıları salon içinde bomba atarken, diğerlerinin dışarıda ışıklan söndürtıralannı anlatıyor; düğü anlaşılmıştır. (Arkan var) Tefrika s 36 m ATEŞTEN DAMLA Yazan: MÜKERREM KÂMlL SU Serab, nasılsın, diye sordu; daha kalkmadın mı? Genc kız titredi. Bu seste, herşeyi u nutmuş ve affetmiş bir büyük kardeş alâkası vardı. Beş dakika sonra geliyorum, diye karşılık verdi. Hastane bahçesinde buluştular. Genc doktor, gündelik işlere aid birkaç şey söyledikten sonra, esas mevzua geçti: Serab, şimdi seninle, Ahmedi yoklamağa gideceğiz. Genc kızın yüzünde tekrar bir fırtına işareti belirdi. Rengi solmuştu. Gözka paklannı sık sık açıp kapıyordu. Bakışlannda öfkeli titreyişler çakıp sönüyordu. Evet Serab. Onu, seninle beraber tekrar göreceğiz. Beklediği muhterem misafirleri gelmediği için teselliye mi gideceğiz? Şimdi, rica ederim, tarizi, kjnayeyi bırakalım. Düşün ki, bu hasta ve mustarib a^am, yabancımız değildir. Hayatımı kurtaran biridir. Bunu unutmıyacağım. Şimdi bu minnettarlık hikâyesine de dokunmıyahm. Onu ikimiz de severız. Dürüst bir erkek olduğundan şüphelenmiyorsun sanırım. Elbet. Hastaların hırçın, sinirli olduklarım da kabul etmek lâzımdır değil mi? Amma herkese karşı mı? Bilhassa yakınlarına karşı ne kadar nazlanırlar? Acı çekenlere, büyük bir korku içinde buhran geçirenlere acımak lâzımdır. Kalbimizin kapisını bu en nazik anda ona kapayamayız, Serab. Niçin acı çekiyormuş? Sevgilisi gelmedi, görünmedi diye mi? Amma sen nelerden bahsediyor sun? Niçin böyle olmıyacak birşeye saplanip kalıyorsun? Doğru, artık bütün bunlardan bana ne? Amma korkusunun ne olduğunu da anlamıyorum. Aşkı unutturacak, hâdiseler, mecburiyetler vardır Serab. Çocukluk günlerinde başlıyan bir dostluğu, gönülden söküp almak pek kolay birşey değildir. Hecn ben ona yardım etmekle bir fedakârlık yapmıyorum ki... Bu vazifemdir benim. Kuvvetli aşkı tanımadığım, şimdiye kadar kalbimde böyle bir hisse yer vermedi5ım için böylî bir ölçü yapıyorum. Belki de doğru değildir Serab. Kuvvetli dostluklan da ezip ciğnetecek asklar vardır belki. Lâkin ben böyle şeylerden pek anlamıyorum. Genc kız biraz daha içinin rahatladıgım anladı. Demek hakikaten doktor kendisini ciddî bir şekilde sevmemişti. Arkadaşının hatırası için kendi sevgisinden feragat etmiyor, gönül acılarını varlığmda kördüğüm ederek ortaya çıkmıyordu. Tekrar sordu: Peki. Ya benim için, herşeye rağmen onun bası ucunda kalmak mecburiyeti nereden geliyor? Bunu kalbin benden daha iyi tayin edebilir. «Çünkü onu seviyorsun. Ondan aynlmak senin için de elîmdir» diyecekti. Fakat söylememeği daha doğnı buldu. Serab önüne bakıyordu. Kirpiklerinde yaşlar titriyordu. Nazlı bir çocuk gibi ba