23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İS tkinciteşrin 1938 CUMHURİYET Tetfin merasimi için 500 Merasim programı bin Iiralık tahsisat verildi Dört saat süren Meclisin dünkü celsesinde hatibler milletin hissiyatma tercüman oldular İBastarafı 1 Inci $ahttede\ Rasih Kaplan (Antalya), Muzaffer Gökerden sonra kürsüye geldi. Büyiik bir heyecan içinde: « Atatürk, büyük insan, ne mutlu sana, mutlu olarak doğdun. Mutlu olarak tahsil hayatını arkadaşlannın arasında mümtaz olarak bitirdin. Hayatını millete hizmetle geçirdin. Bütün günlerin daima şerefle, altın yazılarla tarihe nakşedilmiş olarak kalacaktır.» Rasih Kaplan, büyük Atatürkün yaptığı inkılâblara ve kurduğu müesseselere emniyet ve itimad ederek aramızdan çekildiğini tebarüz ettirdi. Muhiddin Pars: «Aziz kardeşlerim» hitabile sözlerine başladı ve bugün üç yaşındaki çocukla 80 yaşındaki ihtiyarın kaybettiğimiz ayni baba için gözyaş,ı döktüğünü kaydettikten sonra: « Dünyada ilk defa olarak 3 yaşındaki çocukla 80 yaşındaki ihtiyar, kardeş oluyor.» dedi. Hiçbir ölümün dünya yüzünde hiçbir zaman bu kadar umumî bir teessür uyandırmadığını kay detti ve 17 milyon kişinin gözyaşlarını tavsif ederek: « O kadar büyük adama bu kadar büyük milletin mersiyesi ancak bu kadar azametli olabilirdi.» Muhiddin Pars, hitabesini şöyle bitirdi: « Biz Türk olduğu için iftihar ediyoruz. însan olduğu için de dünya iftihar etti. Matemini müştereken tutuyoruz. Biz, Babamızı, Ş«ftmizi, Atatürkü kaybettik. Dünya, en büyük adamını kay betti.» Emin Sazak ( Eskişehir ) de Ata türkün yüksek huzuru karşısında eğildiğini ifad« etti. Müteakıben Hikmet Bayur büyük Atatürkün hayatını ve hiz metlerini telhis eden beyanatta bulundu ve Hikmet Bayur da bu sözlerini bütün diğer hatibler gibi gözyaşlan arasında tamamladı. Müteakıben, Benal Nevzad (îzmir), Fuad Gökbudak (Urfa), Selim Sırrı Tarcan ve Ruşeni Barkın sırasile söz alarak heyecanlarını, teessürlerini,. bağU lık ve saygılarını büyük kürsüden ifade ettiler. Selim Sırn Tarcan, Atatürkün nasıl konuştuğunu, onda kendisini dinliyenleri mıknatıslıyan bir kuvvet olduğunu, Onun insanlıgmm dogrudan doğruya vicdanına hitab ettiğini, en duygusuz olanları, en hissizleri bile imana getirdiğini, konuşurken sözlerin ağzında billur sular gibi çağladığını tasvir etti. Ruşeni Barkın, hayatımızın kaynağını, yaşayışımızın en büyük kudret membaı olan Atatürkün ölümünden sonraki va kan, tesanüdü bir misal olarak zikretti: « Atatürkün en büyük mucizesi kendi ölümünden »onra başlıyor. Onun bu günkü varlığı, ebedî varlığı olacaktır» dedi. Süleyman Sırn îçöz (Yozgad), söz leri sırasında Ebedî Şefin naaşına ebedî makam olarak Ankara kalesini teklif edenler olduğunu söyledi. Bu fikre iştirakle bir de takrir vereceğinden bahsetti. Naşid Uluğ (Kütahya), Berc Türker (Afyon) un heyecanlı sözlerinden sonra köylü meb'us Mehmed Uğur ağlıyarak kürsüye geldi ve şu sözleri söyledi: «. Asırlardanberi karanlık içinde bı••ak'mış biz köylüleri elimizden tuttun; Sağrına bastm. Bizi yetimlikten, gariblikf °n. sahibsizlikten kurtardın. Ah Atatürk, ''ümünle biz köylülerin de benzimizi saı Ce naze merasimi Şefimizin cenazesi cumartesi günü Ankaraya naklediliyor (Baştarafı l tncı sahtfede) Tabutu hâmil bulunan denizaltı ge 5 Sarayda girilecek, çıkılacak ka misi veya destroyer Selimiyc veya Haypılar ve takib edilecek yollarla geçiş şekl darpaşa açıklarında akıntısız bir mahdlmahallindeki memurlar tarafından tanzim le demirlemiş bulunan Yavuza yanaşmak ve işaret olunacağmdan izdihama ve in üzere ağır ağır yol alacaktır. tizamsızlığa mahal verilmemek için vazifeTabut Yavuza nakledilerek Yavuzun rimiztfe bizi himayeniz altına alarak [Bastarafı 1 ina iahıtede< dar memurların bu husustaki tavsiyelerine arka taret toplan önüne kanulacak ve bir Atamıza olan son borcumuzu Ankarada riayet olunması ve geçid esnasında mutlak müfreze ihtiram vaziyetinde bekliyecek Hemşireleri Bayan Makbule de yarın ve sizin göğsünüze ya^lanıp ağlıyarak rarttın. Fakat Büyük Atam, canım AtaAnkaraya gidecektir. ödemek istiyor ve bin küsur gencin bu bir sükutun muhafazası ve geçişin hiçbir tir. türk, seni unutmıyacağız, milyonlarla dileğine versceğiniz tek cevabı büyük bir Tarihî salon suretle inkıtaa uğratılmaması ve sıranın Cenezenin Dolmabahçeden hareketi köylü kadmları beşiklerindeki çocukları heyecanla bekliyoruz.> Programda sözü geçen salon, Ata bozulmaması bilhassa rica olunur. anında Galata kulesindeki «vardaban Atatürk yavrusu diye büyütecekler...» Orman fakültesi îstanbul kısmı da, türkün İstanbula ilk gelişinde şehir müİstanbuldan hareket dıra» tarafından verilecek işaret üzerine Esma Nayman, milletin büyük mate messillerini kabul ettıği salondur. Şımdi Ulu Atanın Ankarada yapılacak olan 19 sonteşrin 1938 cumartesi günü: Yavuz her beş dakikada bir top atacakmile vakar ve jerefinin elele vermiş oldugenc subaylar tarafından beklenilmekte matem töreninde bulunmağı istemiştir. Tabut, sabah saat 8,30 da 12 general tır. ğunu tebarüz ettirdikten sonra: olan naaş, yarından itibaren büyük uni Y. Z . E. Rektörlüğü ve Ziraat Vekâleti, tarafından kaldırılacak ve Dolmabahçe Cenazenin gemiye irkâbını müteakıb ganclerin bu dileklerinin yerine getirilme« înanalım ki, akıttığımız yaşlar, sarayınm dış kapısı önünde bulundurulan Yavuz top endahtı suretile selâm resmini formalı yüksek rütbeü subaylar tarafınsine çalışmaktadırlar. gözlerimizde hazır olanlardan çok fazladan münavebe ile bcklenecektir. top arabasına vazedilecektir. ifa ederek hareket eyliyecektir. Limanda İneiliz askeri kıt'aaı yoldct dır» dedi. Naaş, tamamile kapalı olacak ve bir 1 Tören alayının ilerisinde, yolu bulunan ecnebi harb gemileri bu selâm Büyük cenaze merasimine Ingiltere hüCavid Ural (Niğde) nin heyecanlı sanduka içinde bulunacak, sanduka baytörene açık bulundurmak üzere, geniş safsözlerini Ziya Karamürsel (Istanbul) un ta olarak, atlı polis kıt'ası ilerliyecektir. resmine ayni suretle iştirak eyledıkten rağımızla örtülecek ve etrafına çiçek kumeti de bahriye efradından mürekkeb sonra Yavuzu Ada açıklarına kadar taaskerî bir kıt'a ile iştirake karar vermişsözleri takib etti ve hitabesi arasında: lerden bir çerçeve yapılacaktır. 2 Tören alayının başında atlı ola kib edeceklerdir. « Fani hayattan çekilen Onun mad rak tören komutanı, Atatürkün muazzcz naaşları cumarte tir. Merasime iştirak edecek olan kıt'a Gerek karada yürüyüş halinde iken si günü sabahı bir top arabasına bindiril mem'eketimize gelmek üzere yola çık dî varhgidır. O, bir milletti. Kurtardığı 3 Mızraklı bir süvari alayı, ve gerek denizde seyir esnasında ha\a mıştır. 17 milyon Türkün varlığında yaşıyor» 4 Bir piyade taburu, (bandosu ön filolarımız da cenaze türenine refakat mek suretile Ankaraya nakledilecektir. Alman heyeti dedi. Cenaze merasimi Dolmabahçede başde olarak) edeceklerdir. Berlin Sefirımiz Hamdi Arpağ şehrilıyacak, yüz binlerce halk cenazeyi taBundan sonra Refik Ince söz aldı. 5 Bir topçu taburu, Seyir esnasında îzmite kadar on beşer kib edecek, cenaze Sarayburnundan bir mize gelmiş ve dün akşam Ankaraya gitHitabesi arasında Büyük Atatürkü Türk 6 Bir deniz taburu, (bandosu ön dakika fasıla ile top atılarak rasimei se motörle Yavuza nakledilerek oradan De miştir. Alman hükumeti, Ulu Onderin milletine ve onu temsil eden Büyük Mil de olarak) lâm ifasına devam olunacaktır. rinceye eötürülecek ve Derincede hazır cenaze merasiminde hazır bulunmak üzere let Meclisine karşı sonsuz bağlılık ve sev7 Çelenkler, Yavuz zırhlı kruvazörüne, Deniz ko bulunacak olan Riyaseticumhur trenine Alman Devlet Nazırı Waysmer ile Vargisini izah ederken «O, ne düşman karşı8 Cenazenin mevzu bulunduğu top mutanı ve amirallerin iştirakile, îzmite konularak Ankaraya nakledilecektir. şova Büyük Elçisi Fon Moltke'yi ve sında eğilir, ne hiçbir zaman kendisinin arabası, kadar donanmamıza mensub denizaltı ve Tren istasyonlarda durdukça civardan memleketimizdeki Alman Elçisi Fon fevkine çıkmıyan muhtelif zekâlar kar9 Arabanın sağ ve sol taraflarında destroyerler refakat edecektir. <?e!ecek halk resmi tazimi ifa edecekler Keller'le diğer bir elçiyi memur etmiştir. şısında eğilirdi; O yalnız bir yerde, bir altışardan on ikı general, Atatürkün aileleri efradile cenazeye dir. noktada hürmet gösterir; Büyük Millet Ankarada hazırlık 10 Atatürkün harb ve İstiklâl ma refakat edecek zevatın aileleri için Ada Meclisi huzurunda eğilirdi; millet huzu dalvalarım tasıyan general, Genclerin arzuları Ankara, 14 (Telefonla) Atatürkiin hattına tahsis edilmek üzere Denizbank runda eğilmenin hazzını duyardı.» Üniversite gencliğinden sonra şehrimiz cenaze merasiminde bulunmak üzere bu11 Atatürkün ailesi efradı, tarafından bu kere celbedilen yeni vapurdeki lise, ortaokul idareleri de Maarif raya gelecek olan ecnebi misafirlerin ikaMüteakıben lbrahkn Necmi Dilmen, 12 Başvekil, lardan biri Sarayburnunda bulundurula müdürlüğüne müracaat ederek, Ankara met ve istirahatlerinin temini için tedbirler Alâeddin Tridoğlu (Maraş), îlyas Sami, 13 Büyük Millet Meclisini temsi caktır. da yapılacak büyük cenaze merasiminde alınmakta devam olunuyor. SehrimizdeK. Besim Atalay, Doktor Taptas, sırasile len Ankaradan gelen heyet, Diğer taraftan cenaze alayına refakat bulunmak arzusunu izhar etmişlerdir. söz sövlediler. Doktor Taptas, bugün birçok müesseselerden maada Ankara Pa14 îstanbul Vali ve Belediye re eden memurlarla halkın da Atatürke yamatem içinde olan Rum vatandaşların da isile Mevki ve Deniz komutanları. Bu arada Yüksek îktısad ve Ticaret las da kâmilen heyetlerin ikametine tah" pılacak olan bahrî merasime iştirakini mektebi talebeleri, dün sabah saat dokuzbüyük küçük ayni şekilde ağlamakta olsis edilecektir. Yalova Palas da, gelecek 15 îstanbulda bulunan ecnebi mümkün kılmak üzere saat 13 te Saray da mekteblerinde toplanmışlar, Atatür duğunu, Atatürkün daima şükran ve hür konsoloslar, ecnebi gazetecilerine tahsis edilecektir. burnundan ve köprünün Şirket ve Akay kün son matem merasiminde bulunmayı, metle kalblerde yaşıyacağını ifade etti. Ecnebi acentaların taziyeleri 16 Îstanbul vilâyetinin teşrifata iskelelerinden ikişer vapur hareket ettiri candan arzu ettiklerini Başvekil Celâl BaReşid Tankut, Uray Evren, Kâmil dahil askerî ve mülkî erkânı, Şehrimizdeki bütün ecnebi acentalar, lecektir. Bu vapurlarla Istanbula gelmiş yara su telgrafla bildirmislerdir: «Izmir», Istemat özdamar, Hamdi Un17 Rektör, dekanlar ve profesörDeniz Ticaret Müdürlüğüne müracaat bulunan ecnebi harb gemileri Büyükada Sayın Başvekil Celâl Bayar kun, Fazıl Ahmed Aykaç, doktor Ab ler başta olmak üzere Üniversite ve yükederek Büyük Atatürkün ölümünden «Muhterem büyüğümüz, açıklarına kadar filoya refakat ve bilâharavaya ve Remzi Çiner d« sırasile söz a sek okul talebeleri, Müdürümüz, Büyük Atamızın aramız duydukları ıstırabı bildirmişler ve tazire avdet eyliyeceklerdir. dan ayrılmakla, gönlümüzde ve kalbi yelerinin yüksek makamlara iblâğına talarak büyük Atarürke karşı duyulan u18 Kumandanları, öğretmenleri ve Îzmite muvatalat mizde açtığı sonauz kederln çiddetlni ve mumî teessüre ve ayni derece kuvvetli subayları başta olmak üzere Harb Akaona Ankarada yapılacak son matem tö vassut edilmesini rica etmişlerdir. Yavuz zırhlı kruvazörü îzmit önlerinde bağhlığa tercüman oldular. Hatiblerin demisi, renlne iştirak araumuzu bildiren bir telDeniz Ticaret Müdürlüğü kendilerine demirliyecek ve cenaze bir denizaltı gegrafla Kültür Bakanlığından bu düeği teşekkür ederek, keyfiyeti lâzım gelenlegözyaşlan içinde »öyledikleri sözlerden 19 Halk Partisi erkânı. mizin yerine getirilmesini istedi. Biz de misine veya bir destroyere naklen Mayin sonra maddelere geçildi. Llyiha ittifak20 Halkevleri idare heyetleri, gösterdiğiniz alâka ve re iblâğ etmiştir. iskelesine çıkarılacak ve orada bulundu mekteblmize la kabul olundu. Ruznamedeki iki diğer 21 Malî, ticarî ve idarî heyetleri «Yüksek İktısad ve Ticaret mektebi be Halk sandığının küşadı geri kaldı rulacak olan bir top arabasına vazedile nim mektebimdir. Oradan yetlçenler ve madde de konufulduktan tonra celseye mümessilleri, Halk Bankası îstanbul Halk sandığıcektir. orada okuyanlar ne zaman ve ne için o22 İstanbulda mevcud izci teşeknihayet verildi. lursa olsun bana baçvurabilirler.> sözü nın küşadı, Büyük matem dolayısile tehir Cenaze bu suretle tzmit istasyonuna nüzün verdiği cesaretle bu derdll günk edilmiştir. Meclis çarşamba günü saat 15 te top külleri, götürülerek Atatürkün zatî kompozisyon23 Yedek Subay okulu talebeleri, lanacaktır. Hükumetin bu içtimarda prog24 Bir piyade taburu, «bandosu larına takılacak olan hususî vagona irkâb ramını okuyacağı anlaşılmaktadır. edilecektjr. önde olarak», NÖBETÇİ ECZANELER tzmitte yapılacak törene vilâyet er 25 Halk. Bu gece çehrimlzln muhtelif semtlerlnMuhakkak bir ölümden deki nobetçi eczaneler şunlardır; Hava filomuz törene havadan iştirak kânı, kara ve deniz kuvvetlerine mensub tstanbul ciheti: Marsilya, 14 (a.a.) «Yeni Galöriler» kurtuldu edecektir. Bu tarzda teşekkül edecek o kıtaatla mektebliler ve halk iştirak edeEminönünde (Salih Necatl), Küçükpa cektir. Bu vagon iki büyük Türk sancağı mağazalannın yangını esnasında ölenleDün sabah Sirkeci civannda bir genc lan cenaze alayı saat 9 da haraketle zarda (Yorgi), Alemdarda (Abdülkadir), ve gayet zengin bir surette defne dallarile rin cenaze merasimi bu sabah yapılmış Kumkapıda (Asador), Bakırköyde (Hilâl), kız, muhakkak bir ölümden kurtulmuş tramvay yolunu takiben Tophane, Katır. Şehir matem içindedir. Bütün ma Fatiht« (Hamdi), Eyübde (Arif Beşer) ectur. Samatyadan Sirkeciye gelen trenin raköy, Köprü yolile Eminönü meydanı, tezyin edilmiş olacaktır. Cenazeye refakat edecek olan zevat bu ğazalar, bankalar, barlar, pazarlar, mek zaneleri. fazla kalabahk olması yüzünden sahan Bahçekapı, Sirkeci ve Salkımsöğüd üzeBeyoğlu ciheti: tebler vesaire kapanmıştır. Merasim, lıkta duran 15 yaşlarında Valantin is rinden Gülhane parkına ve park içindeki trene bineceklerdir. İstiklâl caddesinde (Dellasuda), Kara minde genc bir kız, Sarayburnu köprü yolu takiben Sarayburnuna varacaktır. îzmitten Ankaraya nakli esnasında altı müze kütübhanesinin önünde Carli mey köyde (Hüseyin Hiisnü). Taksimde (Limonsü civannda birden bire muvazenesini danında yapılmıştır. 48 tabut askerî ara ciyan), Pangaltıda (Narglleciyan). HasköyCenaze alayının Dolmabahçeden Sa çubay cenazeyi bekliyecektir. de (Sadık Akduman), Kasımpasada (Vakaybederek düşmüştür. Tren derhal durCenazeyi nakledecek olan katann gece balara konmuştur. Diğer bir arabaya da sıf), Beşiktaşta (Süleyman Receb) eczanerayburnuna kadar olan güzergâhm iki durulmuş ve kazazede kız, yalnız dizlegeçeceği istasyonlarda meş'aleler yakıla yangın yerinden alınan külleri havi bu leri. rile kollarından aldığı birkaç ufak yara tarafına asker, jandarma kıt'alarile mekKadıköyde Eskliskelede (Sadık), Yeldecak, katar kasaba ve köylere yakın olan kutu konulmuştur. Bu kutu kaybolan fatebler ve halk dizileceklerdir. ile kurtulmuştur. ğirmeninde (Üçler), Sarıyerde (Osman), Cenaze alayının kolbaşısı Sarayburnu istasyonlardan geçerken, mahallin en bü cia kurbanlarının cesedini sembolik b r Büyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide yük mülkiye mecnuru bulunduğu halde, şekilde temsil etmekte idi. Merasime sa (Halk). Üsküdarda (Ahmediye) eczaneleri. Anbara düşerek yaralandı rıhtımına geldiği vakit alay duracak, kasaba ve köy halkı tarafından selâmla at 9,30 da başlanmıştır. kıt'alar yolun sağ kenarına çekilecekler Limanda bulunan îngiliz bandırah ve cenazeyi taşıyan top arabası geçerken nacaktır. Iranda tuğyan felâketi Sarraut, şehrin dinî ve sivil makamlaTakşiber vapunınun lostromosu Yankof, resmi tazimi ifa edeceklerdir. nnın mümesslleri, konsoloslar heyeti, Cenazeyi hâmil trenin Eskişehire muTahran, 14 (a.a.) Hemavend civadün sabah vapurun güvertesinde dolaşırAlaya iştirak eden zevat ve izciler top vasalatında a?kerî merasim yapılacak ve ölenlerin aileleri, sayısız murahhas he nnda vukua gelip 200 kişinin telef olmaken kazaen anbara düşerek yaralanmışarabasmı takiben rıhtima kadar tabutu bir ihtiram kıt'ası selâm resmini ifa eder yetler ve büyük bir kalabahk merasime sına sebebiyet vermiş olan tuğyanlardan tır. sonra yeniden yağan çok şiddetli yağken bando da matem havalarını çala iştirak etmiştir. Yankof, berayi tedavi İtalyan hastane hâmil olan top arabasmı takib edecekumrlar bir felâket daha doğurmuştur. lerdir. Alayın sonundaki tabur da bu caktır. Bu törene vilâyet a«kerî ve mülkî Habeş büyükleri Habeşistana sine kaldırılmıştır. Şimdiye kadar 150 kadar ev harab olerkânı iştirak eyliyecektir. İstasyon perolunduğu yerde kalacaktır. dönebilecekler muştur. Ölenlerin mikdarı henüz malum nunun münasib Izmirde tütün piyasası açıldı Tabutu taşıyan top arabası rıhtima bulundunı'acaktır.mahallerinde meş'aleler Roma, 14 (a.a.) Habeşistan Hidivi değıldir. yakla?acak ve tabut generaller tarafın Dük d'Aoste Habeşistan muharebesı es Yafada ateş söndürme saati îzmir, 14 (Hususî) Tütün piyasas: Tren Polatlı ile Ankara arasmdaki isdan top arabasından kaldırılarak nh bugün mıntakanın muhtelif mahallerinnasında memleketi terketmek mecburitasvonlardan gündüz pecece&inden ma Yafa, 14 (a.a.) Yafada yeni hadiscde açılmış ve kumpanya eksperlerı mu tımdaki dubaya yanaşacak olan Gür vehallî köv ve kasaba mektebleri talebesi de yetinde kalmış olan birçok Habeş bü ler cereyan etmesi üzerine ateş söndürbayaata başlamışlardır. Fiatlar normal ya Dumlupınar dcnizaltı gemilerinden ve yüklerine ve ailelerine memleketlerine me saatinin daha erken olarak tatbikı dir ve geçen seneye nispetle biraz yük yahud Zafer veya Tınaztepe destroyer istasvonlarda treni selâmhyacaTclard'r. dönmek için mezuniyet vermiştir. kararlaştırılmıştır. Ankara nro<»ramı varm verilpcktir. lerinden birisine bindirilecektir. sekcedir. Marsilya yangınında ölen lerin cenaze merasimi T e f r i k a : 27 • ^ • • • r « «• • ^ "• ^»•^"w^^^^•»• • ATEŞTEN DAMLA1 Yazan: MÜKERREM KÂMlL SU Gazi büyük taarruza başladığı zaman 'ıeyecandan köpüren bir deniz gibi çok 'iassas bir hal alan memleket haleti ruhiyesi şimdi zafer şenükleri içinde çalkanıyordu. Serab nereye gideceğini, ne yapacağmı, kime başvuracağını bilememekten gelen bir perişanlık içinde bocalarken birdenbire doktor Nafizi haürladı. Ona koşacaktı. Sevdiği adam hakkında mu hakkak ki en doğru bilgiyi ondan alabilecekti. Açlık, uykusuzluk, bitip tükehmiyen yollar üstünde durmadan ileriye doğru ya bir tren, ya da yaylı bir araba ile yolculuk yapmak genc kızı harab etmişti. Bir akşam doktorun çalıştığı seyyar hastanede onun karşısına çıkıverince artık daha fazla bir dakika bile ayakta duramıyacak halde idi. Doktor Nafiz, o kadar sevdiği, düşündüğü genc kızı bu perişanlık içinde görünce ölü gibi sarardı. Uzüntülü bir sesle : Serab Hanım diye haykırdı. Nereden çıktınız? Neniz var? Bu haliniz nedir? Görüyorsunuz ki ölüyorum. Ne olduğumun farkında değilim. Herşey bitti artık.. bitti, bitti herşey., Tutunacak tek dalım kalmadı. Doktor genc kızın ıstırabının nereden geldiğini anlamakta gecikmedi. Yumuşak ve gözyaşlı bir sesle: Zavalh yavrum diye genc kızın saçlarını okşadı. Zavalh yavrum. Sakin o! bir az. Öldü değil mi? Lâkin nereye gömdüler onu? Söyleyin bana ondan bir mezar bile kalmadı mı yoksa?. O da babam gibi taşsız ve mezarsız gönlümde mi gömülü kalacak? Doktor Nafiz parçalanan içinin sızısını ona belli etmemek için dişlerini sıkıyordu. Sevdiği kızın itirafı, bir başkasma duyduğu aşkı pervasızca dile düşürmesi onu yık mıştı. Simdiye kadar hep zayıf bir ümidin ışığı ile yaşayanlara, inleyenlere, acı çekenlere, ateş içinde kavrulanlara şifa sunmağa çalışan genc doktcr, yeniden büyük bir savaşın kendi gönlünde başgösterdiğini hissetti. Sevgi ve sevginin peşini bırakmıyan ıstırab, ruhunun boşluklarında uğulduyordu. Sevdiğini kaybetmekten gelen ümidsizlik içinde bunalırken, Serabın, hıçkırıklar arasında bir tüy yastık gibi dizlerinin dibine yıkılıverdiğini farketti. Serab, ağlama, rica ederim, biraz metin ol. Çünkü o yaşıyor. Yalan söylüyorsunuz diye inledi genc kız. Bana yalan söylüyorsunuz. Vurulduğunu duydum onun. İzmir yolunda kanlara bulandığını, Akdeniz rüyası içinde sönüp gittiğini biliyorum. Saklamayınız bu feci hakikati benden. Yemin ederim Serab, o, ölmedi. Bir türlü arakdaşının ismini söyliyemiyordu. Heyecan içindeydi. Genc kız başı bir sandalyeye dayah durmadan hıçkırıyordu. Doktorun inandıran sesile biraz kendini topladı. Bakışlarında nihayetsiz bir sevinc pırıldadı: Sahi mi »öylüyorsunuz doktor. O nun yaşadığı doğru öyle mi? Evet yemin ederim. Nerede? İzmir hastanesinde... Yarası ağır mı? Oldukça. Genc kız dizleri üstünde doğrulldu. Büyük bir inanışla doktorun ellerine sarılarak tekrar ağlamağa basladı. Sonra yü rek parçalayan bir yalvarışla: Doktor, beni onun yanma götür. Olmeden bir kerecik görmek istiyorum onu. Onu bir kere bana göster doktor.. Nafizin ellerini öpmek istiyor, çırpınıyor, titriyor, ağlıyordu. Doktor Nafiz dudaklarının ucuna kadar gelen bir sitemi geri çekmeğe muvaffak olamadı: Onu bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum Serab. O benim herşeyimdir doktor. Bahıtsız çocukluğumun karanlık günlerinde beni seven ilk kalb odur. Artık herşeyi, hepsini biliyorum. Onu görür görmez niçin sarsıldığımın farkına vardım. Beni anlamazsınız. Ne demek istediğimi anlatamam size. Çünkü siz birşey bilmiyorsunuz. Mazimi, anamı, babamı, kim olduğumu, hangi feci hatıralan hayatımda sakladığımı bilmiyorsunuz doktor. Bilseniz, başımdan geçen büyük felâketleri bilseniz bana böyle uzak durmazdınız. Son teselli olarak istediğim şeyi vermek için kalbiniz bu kadar müstağni davranraazdı. Serab Hanım. Belki haksızlık ediyorum. Belki yalancı bir kız diye benden nefret ediyorsunuz. Fakat hayatımıza hükmeden tesadüflerin elinden kaçamayız. Herşeye, herşeye ragmen şimdi ben ondan başka hiç birşey düsünemiyecek bir haleti ruhiye icindeyim. Genc kız tekrar katila katıla ağlamağa başladı. Avuclarını büyük bir çaresizlikle acarak: Elimde değil diye inliyordu. Beni ayıplamayınız. Elimde değil. Onsuz yaşayamıyacağımı anhyorum. Bu acıya dayanamıyorum Nafiz Bey! Doktor Nafiz bir kelime söyleyecek olursa dayanamıyacağını, boğazında toplanan hıçkırıkların boşanıvereceğini hissederek genc kızı kollarından yakaladı: Serab, kendini topla. Elimden gelen herşeyi yapacağım. Onu sana göstereceğim. Bu vaîd, genc kızin cehennem ateşîni andıran bir yanıklıkla yanan içini serinletti. O gece için bir yer bulup Serabı yerleştirdikten sonra izin almak için baş hekimin yanma koştu. Ertesi sabah erkenden yola çıkma imkânını hazırlaymca içi rahat ederek odasına çekildi. Masasının başına çöker gibi oturdu. Başı avuclarının arasında idi. Ruhunun derinlerinden, kalbinin bin bir köşesinden genc kızın hatıralan eski eşyalarla dolu odalardan yüze çarpan bir koku halinde yayılıyor, acı ile ürperiyordu. Hstalığı sıralarındaki iniltileri, köşedeki koltukta askere dikiş diker, çorap örer* ken makine gürültüsü, yün örerken birbirine çarpan şişlerin ince sesi birer birer canlanıyor, gözleri yaşlarla doluyordu. Şimdiye kadar bakışları her yerde onu görmüştü. Onu düsünerek, onunla mes'ud olacağını hayal ederek yıllar geçirmişti. Ve sjmdi, birkaç saat içinde onu ölünceye kadar kaybettiğini anlamaktan gelen bir ıstırab içinde eriyordu. Ayrılacakları gece, genc kızın arkadaşına gösterdiği hayranlığı kısa bir anın sarsıntısı diye kabul etmişti. İArkan var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear