24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYEl 27 Ağustos 1937 Küçük hikâye Itiraf Kadın, akrabasından bir genc zabitle sevişmişti. îtirafı esnasmda, bu zabiti bana tarif ederken, onun kumral bıyıklarından birkaç defa bahsettiği için, bu noktayı unutmadım. Evet, hastam, bir sabah, bir bahar sabahı, kumral bıyıklı zabitle birlikte, ormanda bir at gezintisine çıkmıştı. Orman, ulu ağaclann gölgelendirdiği loş köşeler, kuytu bucaklar, çapraşık yollarla dolu, sık ve tenha bir ormandı. Kumral zabit, bu ıssız, gölgeli ormanın mahremiyeti içinde, kuzininin kulağına, uzunuzadıya, aşk nağmeleri fısıldamış; bu fısıltılarda ileri gittiği nisbette, sık ağaclar arasmda kıvrıla kıvnla loşluklara dalan orman yolunda da, atını o nisbette kuytu köşelere sürmüş ve kuzini ile büs bütün başbaşa kalmıştı. Bibliyoğrafya Olü Ruhlar Hilmî Kitabevi îstanbul 1937 Fiatı 100 kuruş Bundan bir müddet evvel burada Gogol'un gene Hilmi Kitabevi neşriyatından olan iki eserinden Müfettiş ve Taras Bulba, bahsetmiş, Rus klâsiklerinin en ehemmiyetlilerinden biri sayı lan Ukranyalı müellifi kısaca karileri mize tanıtmıştık. Hayatını, muhtelif işleri tecrübe et tikten sonra, kalemile kazanmak az mile neşriyat vadisine atılan Gogol'u bütün münakkidler daima metetmiş, hayalinin vüs'atini, yarattığı insan tiplerinin canlılığım anlatmakla bitirememişlerdir. «Müfettiş> adh eserinde Gogol mut lâkiyet idaresinin tereddiye sürüklediği memurlarm yaptığı bütün fenalık lan teşrih etmiştir. <Taras Bulba» da Kazaklann hayatını tasvir etmiş ve onların Rus tarihindeki hususî mevkiini canlandırmıştır. <Ölü Ruhlar> da ise Rus vilâyet halkının âdet ve ahlâki tasvir edilmiştir. Burada <öyle tipler yaratılmış, bunların hayat ve ruhlan öyle ince ve derin bir tahlil süzgecinden geçirilmiştir ki bunlar bugün bile yaşıyormuş gibi gözümüzün önüne dikiliyorlar. «Ölü Ruhlar» Gogol'un düşünce ve hayalinin vüs'atine, mizahtaki inceliğine, vak'ayı tasvirdeki kudretine parlak bir nümunedir.> Kitab tam 453 sahife olduğundan konulan yüz kuruş kıymeti çok görme meliyiz. Eser, Ragıb Rıfkınm kalemile türkçeye çevriLmiş ve başına tâbi İbrahim Hilminin bir mukaddemesi ilâve olun muştur. «ölü Ruhlar» ı türkçeye çeviren Ragıb Rıfkı bize bundan evvel de «Atala Rene» tercümesini vermiştL Yaptığı tercümelerde itina gösteren Ragıb Rıfkıyı irfan âlemimize böyle bir eser kazandırdığı için tebrik eder ve kendisinden daha yeni yeni eserler bekleriz. RADYO Anna May Wong Amerikada tekrar işe başladı Çinli yıldız, Akim Tamirofla birlikte «Fu Mançu» filmini çeviriyor Gerek sessiz ve gerekse sesli filimle rinde bütün sinema seyircilerinin takdi rini kazanmış olan Çınli artist Anna May Wong, iki sene evvel terkettiği Amerikaya tekrar döndü. Anna bu müddet esnasında memleketini ziyaret etti; Avrupanın birçok şehirlerini dolaştı. Bu seyahat onun dinlenerek yeni bir enerji hamlesi göstermesine sebebiyet verdi. Nitekim, Holivud'a varır varmaz, he men faaliyete girişti. Vaktile baş erkek rolü Warner Oland tarafından oynanarak beynelmilel bir şöhret kazanmış o • lan sessiz «FuMançu» kordelâsı yeni den sesli olarak yapılırken Anna'yı u nutmak mümkün müydü? Oradaki Çinîi kızı onun temsil etmesini istediler, Anna da memnuniyetle muvafakat etti. Anna May Wong beyaz perdede ve san'at sahasında Çini temsil etmek ve Çinli ana ve babadan dünyaya gelmiş olmakla beraber Çinde doğmamış, 1907 senesinde Los Angeles'de cihana ayak basmıştır. Anna henüz bir mekteb ço cuğu iken filim artisti olmağa karar vermiş ve kapı kapı stüdyoları gezerek Çinli bir çocuk artiste ihtiyac olup olmadığını sormuş, nihayet bir tanesinden muvafa kat cevabı almış ve «Çinin Acayib Çocuklan!» ismindeki filimde rol almıştır. Büyüyünce ayni hulya ve rüyada devam etmiş, fakat annesi babası buna mâni olmak istemişler, kendisini artist yap mak için değil evlenip, çoluk çocuga karışarak bir Çinli kadının şanma yakışa cak bir insan meydana getirmek için büyüttüklerini söylemişlerdir. \ Doktor, tren vaktini geçirmcmek için göziinü saatten ayırmadan, anlattı: Ekseriya düşünürüm de, kadınla im, sırlarını, papazdan ziyade doktora açhklanna hükmederim. Günah çıkartan papazdan gizlenmesinde mahzur göriil miyen öyle jeyler vardır ki, hayat kurtarmağa memur olan doktordan saklanamaz. Size, yirmi sene evvelki bir hatıramı anlatacağnn. Bir gün, pek küçüklüğünü bildiğim bir genc kadını tedaviye çağınldım. Kadın 40 derece ateşle yatakta yatıyordu. Muayene ettim, teşhisimi koydum. Zatürrieye yakalanmıştı. Ertesi gün, hararet derecesi gene 40 n; 'daha ertesi gün kırk bire yaklaştı. Kadınm kocası telâş içinde, bir elimi bırakıp ötekine sarılıyor; ihtiyar annesi, yaşlı gözlerile kızını kurtarmam için durmadan yalvanyordu. Hasta, öteki odada geçen bu yalvarma sahnelerini işitmiş gibi, kendini, nöbetin tevlid edebileceğinden daha îderin bir bitabiye kapıp koyuvermişti. O gün, hastalığın üçüncü günü, oda sında onunla yalnız kaldığım zaman, birdenbire bana şu suali sordu: Ben öleceğim değil mi, doktor? Kendisini temin etmeğe çalıştan; ha fraretinin yükselmesinden ibaret anzî bir halin ölümü intac edemiyeceğini söyle dim, hiçbir tehlike mevcud olmadığını anîattım. Fakat o, bunları dinlcmiyor, mütenıadiyen: Bu aksamki program Bu gece öleceğim... Bu gecc ölecegim... Diyordu. Bir aralık, sustu; sonra biriîenbire, ellerini bitiştirerek, yalvanr bir yaziyette bana doğru uzattı; o zaman 'danberi hâlâ kulaklarunda çmlıyan iniltili bir sesle: Doktor, dedi, bırakm size itiraf eHeyim... Bu gece öleceğim... Ölmeden evvel, günahımı, o büyük günahımı size itiraf etmek istiyorum... Vicdannn, bu yükü, ahırete kadar taşıyamıyacak... İtiraf edersem biraz içim rahat edecek sanıyorum... Hasta tedavisine gelmişken günah çıkartan bir papaz vaziyetine girmiştim. İçimde, muhtelif hisler çarpışıyordu. Ölüme mahkum bir hasta da olsa, bu kadınm mahremiyetine girmeğe, onun ölüm korkusu, ahıret ve cehennem korkusile itiraf etmek istediği bir günahı öğrenmeğe hakkun yoktu. Burada günah çıkartan bir rahib vazifesi görmek, itirafın aldatıcı himayesine sığınarak teselli anyan bu kadının, o andaki zâfmdan istifade etmek demekti. Halbuki, bu itirafı dinlemeğe, insan sıfatile ve doktor sıfatile mecburdum. Dinlemek, günahını bana anlatmaktaîi, yicdanma şifa bekliyen hastaya karşı bir yazife idi. Sakin olunuz, dedim. Size çok büyük gibi görünen günahm, izam ettiğiniz kadar mühkn olmadığına eminim. Anlatmız, sizi dinliyeceğim; fakat yavaş yayaş, kendinizi yormadan... Ve kadın anlattı. Aradan, demin de GÖylediğim gibi, yirmi sene gibi uzun bir zaman geçtiği için hastamn itirafını, onun âğzından aynen anlatacak kadar hatırlıyamıyorum. Sesi hâlâ kulaklarımda, fakat sözlerini unuttum. Yalnız, bu itirafın pıahiyetini anlatacağım. Hastam, ilk söz olarak, kocasmı aldatbğını söyledi. Hayatında bir tek defaya iminhasır kalan bu ihaneti, hayatınm bu biricik günahmı, çok müşfik, çok iyi bir fcdam olan kocasma karşı işlemiş olduğunu düşündükçe, kendisini, kocalannı mütemadiyen aldatan kadmlann hepsinden Kan koca, benî, teşekkürlerle kapıya 'daha günahkâr görüyordu. Zevcine ihanetle biten macera, macera kadar teşyi ettiler... Fakat, o günden sonbile denemiyecek kadar kısa süren, gelip ra bir daha yüzlerini görmek kumet ol geçici bîr vak'adan, bir gafletten ibaret madı... Başka bir aile doktoru tutmuşlardır... ti. Hastamm duyduğu vicdan azabı, işleÇeviren: diği günahm ehemmiyetini çok geride bır ~ HAMDİ VAROGLV rakryordu. Genc kadm ve kumral zabit macerası, o gütı başlıyan ve o gün biten, çok kısa bir macera idi. Fakat, hastayı, ölüm döşeğinde, vicdan azabile kıvrandıracak ka dar kuvvetli bir nedamet hissi uyandırmıştı. İtirafı dinleyip hastayı elimden geldiği kadar teselli ettikten sonra odadan çıkarken, bitişik odada, bu romanm üçüncü kahramanile karşılaştım; yani kadının kocasile. Ve o zaman, akhma, birdenbire başka birşey geldi. Bu adam, bu aldanlmış koca, benim çıktığım odaya, karısmm yanına girmek üzere idi. Onun. sıcağı sıcağına hastamn yanına girmesi, hâlâ vicdan azabı içinde kıvranan kansınm, günahmı, insiyakî bir hareketle ona da itirafa kalkışmasına sebeb olacaktı. Kadm, o anda içinde bu lunduğu ruhî haletin tesirile, hiç jüphesiz ondan af dilemek istiyecekti. Sahne, bütün fecaatile gözümün önünde canlandı. Düşündüm; hastamn, günahını kocasına itiraf etmesi, ö'ldüğü takdirde tamamen beyhude bir hareket olacaktı. Ölmez de sağ kalırsa, o zaman vaziyet büsbütün kötü bir şekle girecekti. Hastanm oda kapısmı örtüp öteki odaya girinciye kadar, bir iki saniye zarfında, akhmdan geçen bu düşünce üzerine derhal kararımı verdim. Beni, ayakta, endişe ve heyecan içinde bekliyen erkeğe: Hastanm yanına hiçbiriniz girmiyeceksiniz, dedim; hatta, çağırsa bile girmeyiniz. Harareti biraz fazladır. Bu gece mutlak bir istirahate muhtacdır. Hiç Paris sergistnin Cüceler mahallesin konuşmaması, yorulmaması lâzım. Bu de oturan cücelerden iki erkek ve iki geceyi kendi kendine geçirsin, yarın sakadm cüce arasmda bir aşk macerası bah odasına girebilirsiniz. başlamış ve bu macera, evlenme karaSekiz gün sonra, hasta nekahet halin rile neticelenmiştir. Bunlardan biri deydi. Tamamen iyileşinciye kadar ya Rusyadan, öteki Lehistandan, üçüncüsü nından aynlmadım. Hergün gidiyor, o İtalyadan gelmiştir. Döndüncüsü de nun yanmda birkaç saat vakit geçiriyor, Fransızdır. Sergide, Cüceler mahallesi bir yandan vücudünü tedaviye çahşırken, nin, bezden ve salaştan yapılmış, kendi bir yandan da ruhî azabına deva olacak boylarma uygun sarayında tanışan bu ufacık adamların, yakında nikâhları sözlerle onu teskine, vicdanını tatmine yapüacaktır. uğraşıyordum. Cücelerden Ania ismindeki genc kız, Fakat, bütün bu müddet zarfında, ara 17 yaşındadır. Sıkleti 20 libre, boyu 70 mızda, o geceki itiraf lâfı bir daha geç santimdir. Francesco admı taşıyan İtalmemişti. Bahar sabahındaki at gezintisi, yan yavuklusile nasıl tanıştığını şöyle sık ağaclı ormanın gölgeli yollan, kum anlatmıştır: ral bıyıklı genc zabit, bir günlük aşk ma« Onunla burada tanıştım ve buracerası, o humma gecesinin harareti altın da evleneceğiz. Kardeşim, ebeveynimida erimiş, silinmiş, unutulmuştu. Büyük ze mektub yazdı, kararımı bildirdL Angünahm itirafı, hastamın vicdanını tatmi nemle babamm boyları normaldir. Be ne mahsustu; vazifesini görmüş, bitirmiş, nim gibi kısa boylu değildirler. Mektubun cevabı da geldL Evlenmeme mu hatırdan silinmişti. vafakat ediyorlar.> Hastam iyileşti, sıhhati, eskisinden daFrancesco ise, Ania'dan ancak iki ha iyi oldu. Tedavi ve ihtimama ihtiyaa santimetro daha boyludur. kalmadığı gün, elimde büyümüş bir çoSevişen ve evlenmeğe karar veren cuk olan hastama, eskisi gibi, aile doktonı öteki çiftin isimleri de Lucien ve sıfatile, haftadan haftaya misafir şeklinClara'dır. de ziyaretine geleceğimi söyledim, yeda ettim. Çubukluda bir yangm Anna May Wong Nevyork'a döndüğü vapunın güvertesinde Âşık cüceler Paris sergisinde tanışıp seviştiler, şimdi de evleniyorlar c Amerika ve Avrupada gösterilen yeni filimler Uzakşark insanları Ölümü istihkar eden cambaz Ç L Amerikada Atlajıtic City sirkinde çalışan Elso Rahr isimli cesur. bir binici kız, hergün atile beraber 20 metre yüksekliğinde bir kuleden havuza atlamaktadır. Fotoğraf, ölümü istihkar eden bu savani hayret kadın kuleden boşluğa Brlarken alınmıştır, Bütün münekkidler bir ağızdan bu filmi metediyorlar. Tayfun, ihtilâl, çekirge istilâsı sahnelerinin çok canlı ve hareketli olduklarını, baş rolleri oynryan Paul Kısa hizmetlileri davet Muni ile Louise Reiner'in mümkün ola nm fevkinde bir gayret sarfederek büyük Beyoğlu Askerlik Şubesinden: 333 doğumlularla muameleye tâbi kısa bir muvaffakiyet gösterdiklerini söylüyorhizmetlilerden tam ehliyetnameyi haiz ve lar. tahsillerini bitirmlş olan yerli ve yaban cı okurların 1 eylul 1937 gunünde Yedek Subay okulunda bulunmak üzere sevkedlÎRTÎHAL leceklerinden 27 ağustos 1937 gününde şubeye müracaatleri tebliğ olunur. Merhum Ahmed Refet Bey zevcesi Roma büyük elçiliği müsteşarı Ahmed Yedek »übayları davet Bedi Arbelle Hariciye Vekâleti şube Üsküdar Askerlik şubesinden: 1 Şubede kayidli olan ve haric şube müdürlerinden Salâhaddin Arbelin valerde kayidli olup da vaziîeten Üsküdar lideleri Bayan Behiyye, Kızıltopraktaki mmtakasmda bulunan piyade sınıfma mensub 313 ilâ 326 dofumlular dahil olmak köşkünde irtihal eylemiştir. Cenazesi üzere 5/9/937 de kıt'alarma iltihak etmek dün köşkünden kaldınlarak Karacaahsuretile sevkedileceklerinden muameleleri meddeki aile makberesine defnedilmişni yaptırmak üzere iltihak tarifılerinden tir. üçer gün evvel şubeye müracaatleri. 2 Bunlardan birinci maddede yazılı doğumlulardan gümrük muhafaza teşkilVANDA lerinin kıt'alarında ünıformah olarak çaCumhuriyet Mektebliler Pazan lışanlarla Hariciye memurlarmdan olup da memleket hududu dışındakiler ve tahsilde Lutfi İlyas kardeşler bulunan ve memleket içinde serbest olarak Cumhuriyet Gazetesinin ve bütün ticaret ve sair maksadlarla yabancı 11lerde mekteb kitablan, kırtasiye, gazete çalışanlar ve stajını bitirip de terhis edilmiş olanlardan iki seneyi geçmemiş olanve mecmualann tevzi yeridir. lar bu davete gelmiyeceklerdir. Evvelki akşam saat 17 de Çubukluda Neft Sendikat petrol depolarında yan gm olduğu Üsküdar İtfaiyesine haber verilmiştir. Süratle hareket eden îtfaiye grupu az bir zaman zarfında Çubukluya gitmiş, fakat o vakte kadar deponun itfaiyesi tarafından ateş söndürülmüştür. Tahkikata Beykoz merkezi tarafın dan devam edilmektedir. Bu filmin ingilizce ismi «The Good Eartb», fransızca ismi ise «Visages d'Orienb> dır. Biz mevzuunu nazarı dikkate alarak «Uzakşark insanları» dedik. Bir Amerikan filmidir, bellibaşlı bütün Amerika ve Avrupa şehirlerinin büyük sinemalannda gösterilmektedir. Kordelâdaki hâdise şu şekilde cereyan etmektedir: Wang ve karısı O Lan vak'anın başlıca kahramanlandırlar. Wang çalışkan bir Çin köylüsüdür. O Lan ismindeki hiz metçi ile evlenmişn'r. Birlikte ekip biçi yorlar. Aradan birkaç sene geçince Wang biriktirdiği para ile yeni tarlalar satm alıyor. O Lan üç çocuk doğuruyor. iki erkek bir kız.. Aile son derece mes ud.. Fakat bir tayfun tarlalan harab ediyor, bunu takib eden kuraklık tayfun artakalan mahsulâtı bitiriyor. Aile daha cenuba hicret ediyor, Wang ancak dilencilikle ailesini geçindirebiliyor. Derken bir ihtilâl kopuyor, kanşıklık arasmda O Lan ezilerek bayılıyor. Kendine geldiği vakit yanmda küçük bir torba içinde mücevherler buluyor. Aile tekrar eski yerine donüyor, iyi bir hayat geçirmeğe başlı yor.. Fakat servet Wang'ı azdınyor. Bir dansöze âşık oluyor, onu kendisine ikinci zevce olarak alıyor. Bu kadmla Wang'ın oğullanndan biri arasmda bir samimiyet başlıyor, Wang dansözle birlikte çocuğunu da evden kovuyor. Derken felâketler gene başgösteriyor, çekirge istilâsı. Wang oğlumı affediyor, onunla birlikte bu istilâya karşı mücadele ediyor.. Lâkin O Lan bu aralık yorgunluk neticesi hasta düşüyor ve gayet emin, müsterih ölüyor, çünkü Wang tıpkı ilk seviştikleri zamanki haline gelmiştir. ASKERIİ8C İSLERİ Lâkin Anna onları dinlememiş, stüd yolarda dolaşmakta devam etmiş ve ilk mühim rolünü Douglas Fairbanks'ın «Bağdad Hırsızı» nda oynamıştır. Bu nu «Dağ Leylâklan», «Peter Pan», «Picadilly», «Alaskalı Kadm», «Ha yattan parçalan>, «Namus lekesi» ve saire takib etmiştir. Anna'nın ilk sözlü filmi îs« «Aşk AIevleri» dir. 1928 den itibaren Avrupada çalışan Çinli kız bir müddet sonra Holivud'a dönmüş ve Sessu Hayakava ile birlikte «Ejderhanın Kızı» nı çevir miştir. Seyahate çıkmadan yapuğı son eseri ise «TigerBay» dı. Anna May Wong fransızca, îngilizce ve almanca konuşur, sporlardan motörle gezmeyi, ata binmeyi, golf ve tenis oy Bu akşam şehrin muhtelif semtlerinc namayı sever, güzel piyano çalar ve bes nöbetçl olan eczaneler şunlardır; tekârlardan bilhassa Grig'le Puccini'ye îstanbul cihetindekiler: Eminönünde (Beşir Kemal), Beyazıdd bayıhr, entelektüel bir kadındır. (Asador), Küçükpazarda (Necati Ahmed Eyübde (Hikmet Atlamaz), Şehremininc (Hamdi), Karagümrükte (Arif), Samatyf da (Rıdvan), Şehzadebaşında (Hamdı (Şeref), Alemdarda (Ali Rıza Nevyorkun damları üstünde. Aksarayda Bakırköyde (Hılâl), Fenerde (Vitali). Bu da bir Amerikan filmidir. Keza Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddeslnde (Galatasaray), Tü 1 Amerika ve Avrupanın büyük sinemalannda gösterilmektedir. Mevzuu şu şekil nelbaşında (Matkoviç), Galata Okçumu. caddesinde (Yeniyol), Fmdıklı tramvf de cereyan etmektedir: Diana dört beş caddesinde (Mustafa Nail), Taksim Cun zengin amca ve dayının yeğenî şımarık huriyet caddesinde (Kürkçiyan), Kalyoı bir genc kızdır. Şimdiye kadar istedikle cukullukta (Zafiropulos), Firuzağada (E Şişli Halâskâr Gazi caddesinv rinin hepsini yapmışbr. Amerikadan Av tuğrul), fAsım), Kasımpaşada (Müeyyed), Haskö: rupaya geliyor.. Ora<k bazı kültürlü in de (Nesim Aseo), Beşiktaşta (Nail Halid sanlann muhitine düşüyor ve kendisinde Sarıyerde (Asaf). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakilerf bir sabit fikir hasıl oluyor. Yeni dünya Üsküdarda (İttihad), Kadıköyde Modi tiyatro âlemdnde bir inkılâb yapmak.. Ada (Nejad Sezer), Altıyolağzında (Merkez merikaya döndüğü zaman bu düşüncesi Büyukadada (Şinasi Rıza), Heybeli( ni tatbik etmek istiyor. Tanıdığı bir caz (Halk). band orkestrası şefi Ted Lane'ın nasihatlerine rağmen bir takım manasız işler yaAçık teşekkür pıyor. Açtığı bir gece eğlence yerinde Eşim, sevgili dayım ve eniştem Hası Shakespeare'in piyeslerini temsile kalkıki hastanesi dahilî hastalıklar şefi D şıyor. Netice tabiî iflâs.. Bereket versin Muhlis Manerin (had safra kesesi ilt Ted Lane imdadma yetişiyor. Adı «Ay habı ve ihtilâtatmdan) yirmi gün sür€ Işığı» olan eğlence yerini bir müzik hol hastahğında sayın hocalan ve hastar haline sokuyor ve dekolte numaralarla arkadaşlarının göstermiş oldukları iht ziyanı çıkanyor. mam ve bakımdan dolayı kendilerir Münekkidler, filmin orta bir lor teşekkürü bir borc bilir ve acıklı ölüm delâ olduğu mütaleasındadırlar. Di dolayısile cenazesine iştirak eden ve t ziyette bulunan arkadaşlarma, akrat ana'yı oynıyan Dovis Nolan ile Ted ve dostlarımıza derin acı ve ıstırablar Lane'ı temsil eden George Muphy'yi» mız, mâni olduğundan sayın gazeteni diğer artistlerden Gregory Ratolf, Hu le teşekkürlerimizin kabul buyurulma gues Herbert'i beğeniyorlar. sını dileriz. Beyaz izler üzerinde Troyka Eşi, Nasfet M. Maner, yeğeni Patir Enson, kayınbiraderi Dr. Bakteriy Fransız filmidir. Avrupanın nruhtelif log Razi H. Maner şehirlermde gösterilmektedir. Senaryosu orta bir kıymettedir. Fakat Polonya arazisinde çevrilmiş olan dış sahneleri çok güzeldir. Esas vak'a şundan ibarettir: Ankarada her dilden kitab, mecPolonyalı bir miralaym kasasmdan Çinli mua, gazete ve kırtasiyenizi ucuz bir silâh kaçakçısı şebekesi bir vesika çalolarak Akbadan tedarik edebilirsidınyorlar. Bu işi idare eden miralayın niz. Cumhuriyet ve diger gazete ve damadıdır. Kansını bir tayyareye bindimecmualann Ankarada sancısıdır. rip vesikayı istenilen yere göndermek teGazete ve mecmualar için ilân kabul şebbüsüne girişiyor. Tayyareci yakışıklı eder. Abone kaydeder. Her dilden bir delikanlıdır. Kadmm casus olduğunu kitab, gazete ve mecmua siparişi kakeşfediyor. Neticede adam ölüyor, kadın bul eder. Yazı ve hesab makineleridul kalıyor ve tayyareci ile evleniyor. nin Ankara acentasıdır. Parker kaMünekkidler, Charles Vanel Jean lemlerinin Ankarada sauş yeridir. Murat, Jeny Holt'un re bilhassa iki ÇinTelefon: 3377. linin FunSen ile MiLinMan'ı çok güzel oynadıklan, kar üzerinde Troyka taTerzi CEMAL BÜRÜN kiblerinin heyecanlı olduğu fikrindedirler. 24 ağustos salı gününden itibare yazlık modellerini ehven fiatla eld« çıkarttığını müşterilerine bildirir. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 muhtelil plâk neşriyatı 14 son18,30 plâkla dans musikisi 19 radyolonil komedi: Diken 20 fasıl saz heyeti 20,3( Omer Rıza tarafından arabca söylev • 20.45 fasıl saz heyeti, saat ayarı 21,15 orkestra 22,15 ajans ve borsa haberleri vı ertesi günun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23 son. VİYANA: 18,05 gramofon 18,35 KONSER 19,1i karışık yayın 20,30 ŞAN V£» BAR MUSI KISİ 21,15 konuşma 21,45 piyes 23,1 muhtelil haberler 23,25 gramofon, ha • berler. BEBIİN: 18,05 OPERA PARÇALARI 18,35 fco nuşma 19,05 gramofon, günün akisleri 20,20 KONSER 21,05 haberler 21,1 ŞAN KONSERI 23,05 hava haberler spor 23,35 karışık yayın. PEŞTE: 18,35 PİYANO KONSERİ 19,05 konfe rans 19,35 KONSER 21,05 edebî yayın 21,40 ÇİKGENE ORKESTRASI 22,55 ha berler, hava 23,20 gramofon 24,15 or kestra konseri 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 19,05 KONSER 20,35 konferans 20,5 gramofon 23,50 haberler. BELGRAD: 19,05 halk şarkıları 19.50 KEMA1 KONSERI 20,35 ulusal yayın, haberler 21,05 MUHTELİF OPERA PARÇALARI 21,35 VTYOLONSEL KONSERİ 22,0 Zagreb'den nakil, haberler 23,20 KON SER. LONDRA: 19,05 ORG KONSERİ 19,30 ORKES TRA KONSERİ 20,25 haberler ve karışı yayın 21,05 musiki ve kitab reklâmı 22,55 KONSER 23,40 DANS ORKESTRS SI 24,35 karışık yayın. PARİS [P.T.T.]: 18.15 gramofon, konuşma, gramofon 19,05 düetto, gramofon, haberler, eğlence yayın 21,35 REVUE OPERETTE 23,C gramofon, haberler, hava. ROMA: 18,20 ŞAN KONSERİ 18,55 karışık ya yın 22,05 macera, sonra DANS MUSIK] Sİ, istirahat zamanmda haberler, hava. v NOBETCI ECZANELEF AKBA müessesesî Ç YENİ ESERLER ) Enternasyonal İzmir fuarı İzmir fuarınm devamı müddetince «Enternasyonal İzmir Fuarı> ismile haltalık bir gazete neşrine başlanmıştır. İlk nüs hası, Türk matbuatının tanmmış simalatmm yazılarını ihtiva etmekte olup güzel resimlerle süslüdür. ERTUĞRUL SADİ PEK Yeni Adam 191 inci sayısında (Charles Bu gece (Büyükada) Gide"in Kooperatifcilik) hakkındakl derslerini ilâve veriyor. İsmail Hakkınm Pe Yarm gece (Beylerb yami Safaya cevabı var. Hakkı Toklu, Hüsameddin Bozok, Huseyin Avrü, Dr. Izzedyi), pazartesi (Bebek din Şadanın yazılarından başka Rem salı (Suadiye Plâj) brandt hakkında bir etüd. İç ve dış sosyete, kültür tetkikleri, haftanm düşünceleri çarşamba (Heybeliada) tiyatrosunds ve hulâsalan var. Ayrıca (Espiyon) adlı eserin tefrikasına başlanmıştır. temsil verir. Yeni Adam HALK OPERETİ Bu akşam Bebek Belediye bahçesinde Zozo Dalmas'ın iştirakile ÇARDAŞ FÜRSTEN (son temsil)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear