Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET II Ağustos 1937 «Zavalh Mitzi!» Belgrad mağlubiyetlerinin içyüzü Hırsızlık mı? Bir tahsildar parasmm çalındığmı söylüyor Tuzla Muhasebei Hususiye tahsildan Bürhan, evvelki gün Beyoğlu Emniyet memurluğuna müracaat ederek devlete aid 200 lirasmın çalındığmı söylemiştir. Derhal tahkikata başlıyan polisler Bür hanın bundan üç gün ewel Istanbula geldiğini, daha ilk geceden itibaren Sirkeci, Tepebaşı ve Taksimdeki birahanelerde içki içerek mühim miktarda para sarfettiğini tesbit etmişlerdir. Tahsildar Bürhansa 200 liranın Galata civarında geceleyin çalındığmı iddia etmektedir. Emniyet ikinci şube müdürlüğü tara • fından yapılan tahkikat sonunda herhangi bir şahsın veya sabıkalının emniyet tertibatı çok sıkı olan şehirde böyle bir hırsızlık yapmasına imkân olmadığı ve devriye polislerin her zamanki gibi o gece de vazifeleri başında bulunduklan anlaşılmıştır. Tahkikata devam edilmektedir. Sedad Rıza, lâfla millî takımın manevî kuvvetini | arttırmağa çalışacağına, işle maddî kuvvetini yükseltseydi, ağlebi ihtimal, bu maglubiyet olmazdı Futbol Federasyonu reisi Sedad Rıza, kulübcülük zihniyetile fena teşkıl edilen, üstelik hiç de iyi çahştırılamıyan millî takımın Belgradda uğradığı çifte mağlu • biyeti gazetelerin tenkid değil; methet mesini bekliyormuş ki, bu haklı tenkidler karşısında asabileşerek gazetelere çatıyor. Bir akşam gazetesinde vermeğe üzendiği 22 satırlık zavallı cevabı okuduktan sonra insan, bu cevaba ağlamak mı, gülmek mi lâzım geldığini tayin edemiyor ve memleketin en miihim bir spor şubesi olan futbolun idaresini eline almış, büyük bir mes'uliyet altma girmiş olan bu zata acımaktan kendini alamıyor. Federasyon reisi, yapılan tenkidlerde hüsnüniyet olmadığını kaydettikten son ra; buna iki de misal getiriyor: Hüsnü iyi oynamış da gazeteler methetme mrş. Gazeteler, Ajansm ve muhabirlerinin verdiklerini aynen yazdılar. Hatta Yugoslav gazetelerinin maçlar ve fut bolcular hakkındaki mütalealannı koy dular. Bu arada Hüsnü hakkında verilen malumatı da neşrettiler. Mağlubiyetle neticelenen bu maçlarda, Hüsnüyü göklere çıkaramazlardı ya. Futbolcular arasın da bilâmazeret gelmiyenler varmış da, gazeteler onlan tenkid etmiyorlarmış. Bilâmazeret gelmiyenler varsa onlan cezalandiimak Federasyonun vazifesidir. Kendisi vazifesini yapmıyor da garib degil mi? gazeteleri tenkid ediyor. Biz, çağırılan futbolculann mazeretleri olup olmadığını nereden bilelim? Hem, kendisi futbolculan çağırdığı zaman, çağır madıklarım seciyesizdir; manasına geleoek sözler söylemiştir. Arkadaşlan hakkında bılâsebeb sarfedilen bu ağır söz lerden sonra, bazı futbolcular, kendile rinin de daha ağır hakaretlere maruz kalacaklarından korkup kampa gitmemişlerse pek de hata etmemişlerdir. Federasyon reisi, Belgrad mağlubiyetlerinden evvelki ve sonraki açık tezadları gösteren gazetecilere de cevab vermğe kalkısmış, «Belgrada giderken yenileceğiz diyemezdim ya. Herhangi bir federasyon reisi, futbolculannm manevî kuvoelmi sarsabilccek sözler sarfelmcz. Sonra yetımek bir ihtimal ve bir ümiddir. Bu ihiimal ve ümidin mutlaka iahakkuku hiçbir sureile çaranti edilemez» dıyor. Federasyon reisinin galibiyeti garanti etmek, hiç olmazsa bunu yüzde seksen nisbetinde temin edebilmek için elinde vasıtalar vardı. Bunlardan istifade etmeq\ bilmiş olsaydı, takımı, Belgraddan çifte bir maglubiyet hamulesile memlekete getirmezdi. Bu işin çıkar yolu kendisine göstenldiği ve alınması lâzım gelen tedbirler tavsiye olunduğu vakit, büyük bir gururla «bu isi yapacak insanların, üzerlerine aldıkları mes'uliyeti müdrik olduklarını» söylüyordu. Bu mes'uliyetin ne dereceye kadar idrak edildiğini yapılan işler ve alınan neticeler gösterdi. Bu vaziyette Federasyon reisinin susması icab ederken hâlâ gazetelere beyanatlar vermesi, gazetecilerde hüsnüniyet yokluğundan bahsetmesi «yavuz hırsız ev sabıhini bastırır» sözünü hatırlatıyor. Gazetecilerde, eğer hakikaten hüsnüniyet olmasaydı, ağızlanndaki baklaları çıkarırlar ve millî takımın yenilmesindeki sebeblerin bir kısmını daha ortaya atar lardı. Federasyon reisi, Sirkeci garının büfesinde yüksekten attığı lâflarla millî takımın sözde kuvvei maneviyesini yükseltmek istiyeceğine, vaktile yapılacak işleri yapıp da takımın maddî kuvvetini yük seltseydi daha faydalı bir iş görmüş olurdu. Lâfla bir takımın galib gelemiyeceğini Bay Sedad Rızanın bu vesile ile de anlıyamadığını görüyor ve futbolumuzun akıbetindn bihakkin endişe ediyoruz. Federasyon reisi kendini Eski Başvekil muavinine müdafaaya çalışıyor âşık olan kadın tımarhaneye götürüldü Viyanada çok tuhaf bir hâdise oldu SEFALİN BASDİS NE2LE ve bütün ağnları derhal geçirir. Eczanelerdea 1 Mitzi Bınbaşı Fey Reinerstrasse ismindeki cadde Viyananın en kıbar mahallelerinden biridir. Bu caddede 47 numaralı konakta birçok mühim şahsıyetler oturur ve bu meyan da, Avusturyanın büyük kumaş fabrika larından birinin müdürü M. Karl Wolf ve eski Avusturya Başvekil muavini binbaşı Emile Fey vardır. Fabrika direktörü Wolf*un iki çocugu, bu çocukların da, Marie Walner adında bir südninesi vardır. Viyanada âdet ol duğu üzere sütninenin ismi kısaltılarak kulanılmakta ve kendisi Mitzi adıle çağınlmaktadır. Birkaç gün evvel, Wolf ailesi efradı tabah kahvaltısı için yemek odasına toplandıkları sırada, saatin 9 olmasına rağ men Mitzi meydanda görünmemiştir. Bu hali gayritabiî bulan Madam Wolf, doğruca sütninenin odasına gitmiş. kilidli bulduğu kapıyı vurup Mitzi'yi çağırınca içeriden şu cevabı almıştır: lükre 12 lik ambalâjlarını ar&yınız. Niçin ıstırap çekiyorsunuz S E F A L i N ' i unuttunuz galiba ! Bir çocuk kayboldu Fatıhte manavlık eden Kâmilin 12 yar şındaki çocuğu Hamdi ev\ elki gün es rarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuş» tur. Emniyet ikinci şube müdürlüğü tarafından küçük Hamdinin süratle bulunması için lâzım gelen tedbirler alın mıştır. Pire muhteliti şehrimize çağırıldı Çektiği ıstırabların mes'ulü kendisidir. İŞTE BİR GÜL İŞTE BİR GELİNCİK İŞTE BİR LÂLE Festival münasebetile Istanbu] mıntakası tarafından iki maç yapmak üzere şehrimize davet edilen Atina muhteliti, mevsimin çok gecikmiş olmasmı ileri sürerek gelemiyeceğini t>ildirmiştir. îstanbul mıntakası, ağustos sonunda yapılacak bu maçlar için Pire muhtelitile muhabe reye girişmiştir. Bir iki güne kadar müsbet bir cevab Affedersiniz, Madam, kapıyı açageldiği takdirde Istanbul muhteliti tesbit mıyacağım. Gecelık gömleğıle pencere edilerek hazırlığa başlıyacaktır. nin kenarında oturuyorum. Halkevinin tertîb ettiği Bir müddet sustuktan sonra, sütnine sözüne şöyle devam etmiştir: su sporları Madam, bu sabah hava o kadar Istanbul Halkevi spor şubesi önümüzgüzel ki, bana, heba olan hayatımı dü deki pazar günü Bakırköyünde su topu, îündürdü. Artık bıktım. Başvekil M. yüzme, yelken ve kürek müsabakalan Emile Fey, benimle beraber derhal Bayapmak üzere büyük bir program hazırdene gitmeği kabul etmediği takdirde, lamıştır. kendimi pencereden aşağı atacağım. Bütün kulüblere açık olan bu müsabaBu sözler üzerine fena halde şaşıran kalar için îstanbul Halkevi alâkadar kuve telâşa düşen Madam Wolf, kocasına lüblere de ayrıca müracaat etmiştir. Müseslenmiş ve bu defa da, Mitzi, M. sabakalan İstanbul su sporları ajanlığı Wolf'a şu sözleri söylemiştir: idare edecektir. Sizin yanınızda çalışmağa başla Slâvya Belgradda 31 yenildi dığımdanberi M. Fey'i seviyorum. Be nimle beraber Badene gelmesini istiyo Belgrad (Hususî) Belgradm Yurum. Beş dakika bekliyeceğim, sonra goslavya isimli Futbol takımı, burada kendimi pencereden aşağı atacağım. yedi bin seyirci önünde Çekoslovakya M. Wolf, dizleri titriyerek telefona şampiyonu Slâvya ile bir maç yapmış ve koşmuş, fakat, maalesef sabık Başvekil 3 I galib gelmiştir. İlk devre 3 0 Yugoslav takımının lehine bitmiştir. Slâv muavinini bulamamıştır. Bunun üzerine yahlar ikincı devrede Svoboda'nın ayağile bir polis çağırılmıssa da, o da, kapı kırancak bir gol yapabilmişlerdir. Slâvya mağa salâhiyeti olmadığını söyliyerek, ittakımında kaleci Planiçka, Svoboda, faiyeye haber vermiştir. Sokakta büyük Puç gibi en maruf oyuncular da oyna bir kalabalık birikmiş, polis memurları, itfaiye neferleri ve ahali arasmda müzamışlardır. kere baslamış ve tam bu esnada binbaşı Atletleri davet Fey'in mükellef otomobili sokağın ba tstanbul.bölgesi atletizm ajanlığın şında görünmüştür. dan: Sabık Başvekil muavini kalabalığı gö 8 inci Balkan oyunlan için seçme ma rünce merak ederek hâdisenin mahiyetihiyetınde yapılacak olan İstanbul at ni anîamak istemiştir. Vaziyet kendisine letızm birincilikleri bu yıl açık müsa anlatıhnca M. Fey derhal sütninenin oda baka halmde 14/8/937 cumartesi ve kapısına gitmiş, ve Mitzi'ye seslenerek: 15/8/937 pazar günleri Kadıköy Fener Mıtzi'ciğim, demiştir, seni bu ka bahçe stadmda yapılacaktır. Bu müsadar fazla beklettiğimden dolayı beni mabakalara başka bölgelerden gelecek olan sporcular da katılabilecektir. Bırin zur gör. İşte geldim, hazırlan, beraber cilere ve günün en iyi derecesini yapan Badene gideceğiz. Mitzi, kapıdan seslenen erkeğin, Featletlere Atletizm Federasyonunun koyy'in kendisi oldugıma inanmamış ve eviduğu mükâfatlar verilecektir. Müsabaka programı ayrıca ilân edi nin mutfak penceresinden görünürse inalecektir. Müsabakalara iştirak edecek nacağını söylemistir. olanların isimlerini cuma 13/8/937 akBunun üzerine, sabık Başvekil muavişamına kadar bölgeye kaydettirmeleri ni kendi evine giderek mutfak penceresilâzımdır. nin önünde durmuş, sonra tekrar Mılzi atılmış bulunuyordu. iki taraf da ancak tahminle ve en küçük bir hareketi gözetliyerek elindeki silâhı tevcih edecek bir hedef arıyordu. sergüzest romant • 70,,,, ' • Ancak Samoilof'la İrfan arasmda bir fark vardı: retti. Onun silâhını ..endisine karşı kul Samoilof bu odanın içindeki iki kişiden lanarak esrarına vâkıf olduk. ikisini de öldürmege can atıyordu. FaHem de düşün ki şu odada ve şu hakat îrfan için mesele öyle değildi. Melâyal içınde. ^l'alnız bir kere seni görmeğe geldim. Bir kere de bir dılenci olarak hati öldürmek İrfan için hiç de istenen Fıtnat Hanımın kapısını çaldım. Bir de birsey değildi. Hastanede öldii Bursa (Hususî) Uludağ yolunia hususî otomobilile bir virajı dönemiyerek uçuruma yuvarlanan müteahhid Ferid hastanede ölmüştür. Feridin 61ümü Bursada hemen herkesi müteessir etmiştir. Genc ve müteşebbis bir müteahhid olan bu arkarîaşın başına gelen kazaya sebeb, otomobil kullanmak için henüz üç gün evvel ehliyet almış ol ması ve bunu müteakib hemen ilk defa Uludağ yolu gibi en çok virajlı bir yola çıkışıdır. Feridin cenazesi çok bü yük bir kalabalıkla kaldırılmıştır. Ankara Karadeniz havuzunda su sporlari Ankara (Hususî) Karadeniz Havuzu için Almanyadan sureti mahsusada getırilen küçük modelde iki şarpi An karanın küçük sporcularma yeni bir saha açmış bulunmaktadır. Federasyonun Salacıktakî kayıkha nesinde ve muattal bir vaziyette duran bu şarpilerin Ankaraya nakledilmesine âmil olan Şakir Gürsoy küçük sporcu lara muntazaman yelken dersleri ver mektedir. Ankara sporculan, yelken sporunun taammümünü temin ettikten sonra çocuk barajının sularından istifadeyi düşünmektedirler. NEVROZiN Kaşelerinl tecrübe etmiş olsaydı ona cehennem hayatı yaşatan bu muannid baş ağrısmdan eser kalmıyacaktı. NEVROZİN Bütün ıstırabları dindirlr, baş ve diş ağrılarile üşütmekten müte vellid ağrı, sızı ve sancılara karşı bilhassa müessirdir. Bu renkleri anacak VENÜa ruju temin eder. Yeni icad ve Amerikan formülü VENÜS RUJLARI harikulâde cazip ve çok »abittir. Sıhhî VENÜS RUJLARI dudakları yakmaz ve yayılmaz. Kullananlan hayrete düşürür. Zayi şehadetname Feriköy Rum ilkmektebınden 1934 • 1935 ders yılında aldığım 483 kayıd nu« maralı şehadetnamem zayi olmuştur. Yenısini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Despina Mateo İpidu Çatalcada Gladina ve Ermeniköy çiftlikleri tahliye edılecektir. Eylul 937 den itibaren kiralıktır. Çemberhtaş Fuadpaşa turbesi Dızdarıye yokuşu No. 4 hanede Mehmed Ali Özçelebiye mü racaat. NEVROZİN Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz Yanlış bir ölüm haberi Bir spor gazetesi genc sporculardan Vedad Etenselin vefat ettiğini yazmıştı. Bu gencin kardeşi dün matbaamıza gelerek vefat haberinin doğru olmadığını bildirdi. Biz de bunu memnuniyetle yazıyoruz. nin yanına gelmiştir. Artık şüphesi kalmıyan Mitzi, odasının kapısını açmış vc gecelık gömleğile kapmın eşiğine gelerek Fey'in koluna yaslanmıştır. Fakat zavalh âşık kızın bu saadeti pek az sürmüştür. Çünkü tam o esnada bir hastabakıcı Mitzi'yi yakalayınca, Başvekil muavininin otomobihne değıl, hastane arabasma bindirmiş, şifahaneye gö türmüştür. Binbaşı Fey, âşık Mitzi'yi gotüren hasta arabasının arkasından uzun uzun baktıktan sonra «zavalh kız!» diye iç geçirmis ve uzaklasmıştır. KİRALIK ÇIFTLIKLER Malatya İlbaylığmdan: 20 900 lira keşif bedelini muhtevi olup 21/7/937 tarihinden itibaren bir ay zarfmda pazarhkla isteklisine verileceği ilân olunan ve Malatya Vilâyet merkezinde vapılacak olan sinema binası inşaatına aid keşifname muhteviyatı Yük^ek Nafıa Vekâletince 21939 lira 39 kurus olarak tadilen tesbit edilmiştir. Bu nibarla evvelki ilânın hükümsÜ2 oldugu ve işbu yeni keşif bedelile ve gene pazarlıkla vaptırılacak bu işe talib olanların hergün Vilâyet Daimî Encümenine müracaat evlemeleri lâzım geldiği ilân olunur. (4984) Hıddet, merak ve korkudan bayılanlar, siniri, hafakanı, çarplntîSl tutanlar 20 damla tNevrol Cemal» alınca hemen açılırlar. Evinizde buluH" durunuz, onsuz yolculuğa çıkmayınız. Bu meşhur cNevrol Cemal» i alırken m^^^^mmm^mmm^ <Cemal»ismine dikkat edinız. cudünü gördü. Onun hareket edip etmediğini dıkkatle takibe lüzum görmeden karşı tarafa baktı. Tam kapmın yanında baska bir yığıntı vardı. Bunun Samoilof'a aid olduğunda bir hayli tereddüd etti. Bu daha ziyade bir çuvala benziyordu. Başı, ayakları belli değildi. Fakat kısa bir zaman zarfında onun kıvranarak kapıya dönmüş, başı bükülmüş, ayakları büzülmüş bir halde yatan Samoilof olduğunu anladı. Silâhını doğrultarak İki adım attl. hemen fırladı. NEVROL CEMAL SiNiR, ÇARPINTI ve BAYGINLIGA HACI RAŞİD «Cumhuriyetv in mîlltt Belki ilâcın yavaş yavaş ölümü de temin edecegıni bılen Samoılof, kadının vaşadığmı anlayınca onu kontrol etmiş, vaziyeti tehlikeli görerek Ayşe kadının :alışıtığı evde, bir ziyafet akşamı kadınağızı zehirleyip öldürmüştür. Babam da ayni şüpheyi kaç defa 'jyledı bana... Nihayet babanın nasıl öldürüldüünü de pek iyi biliyorsun. Fakat Münevver hakkındaki iddi la inanamıyorum. Tahkıki gayet kolay. Münevver, ciıyet günü Fıtnat Hanımın evinde miy'i? Onu anla, Hacı Rasidle beraber çıkıamış mıydı? Çıkmışsa bıl ki Hacer ve îünevver, ikisi ayni kadınlardır. Hacı Raşıdın Samoilof olduğuna 'a yarım saat evveline gelinciye kadar inhem vardı. Ihtiyar kadın acı acı güldü. Bu mel'un bana iblislık yolunda 1 ' ütün h'\^"v, kötü volları, \a r ıtalan ö" fa da...Melâhat birdenbire sözünü kesti. O danın havası içinde bir kımıldanış olmuştu. Kadın etrafını araştırırken İrfan gözlerini cesede dıkmiş, ayırmıyordu. îkisi de sebebini izah edemedıkleri bir korku ve dehset içinde kaldılar. Bu bir saniyt ya sürdü, ya sürmedi. Birdenbire odanın ve köhne evin içi müthiş bir tarraka ile sarsıldı. Yerdeki cesed, canlandı. Ayağa fırladı, elindeki silâhm namlusu bir şim şek gibi parladı. Fakat o kadar..* Melâhat, bir hareketle yanındaki lâmbayı devirdi. Oda derin bir karanlığa boğuldu. Bundan sonra sessiz bir hareket basladı ve İrfan zaten hazır olduğu, bekledıği bu mücadeleye bir saniye içinde Bu tehlikeyi gördüğü için îrfan lâmba devrilıp oda karanlık olur olmaz: Melâhat, yere yart ve kımıldama... Dedi ve kendisi de hemen yere yata ^k yerini değiştirdi. Bu suretle biraz da yerini ve istikametini belli ederek düşmanm harekete geçmesini, hatta ateş etmesini istiyordu. Hedefine isabet etmemiş bir ateş Samoi O zaman birbirlerine çarpabilirlerdi ve lof'un yerini belli edecekti. Nasıl ki öyle oldu. eğer Samoilof kendmden evvel kapıya varırsa ya kaçacak, yahud kapıyı siper Samoilof'un yerden sıktığı üç kurşunu Irfanm dört kurşunu takib etti ve yaparak ceb fenerile kendisini gorebilekaranlık, harab odada birbirini müteakib cekti. Böyle bir siper olmadan ceb fenebirkaç inilti işitildi. İrfan, bu iniltilerden rinden istifade edebilir mi? Kendisinde mevcud olmıyan bu fenebirinin Melâhatten geldiğini farkettiği haMe diğer!eri"in de Melâhate aid olup rin düşmanında muhakkak bulunduğunu düşünerek: olmadığını anhyamadı. Odanın ve köhne evin içinde gene de Fakat, dedi, bir küçük «lektrik rin bir sükun hüküm sürmeğe basladı. Ve lâmbasını odanın bir tarafında ve yerde bu sükun İrfan için asırlar kadar uzun yakıp bırakarak hedef olmamak için a bir zaman devam etti. çılabilir ya... O zaman o beni mükemArada bir vücudünü yerde bir par melen görecek ve ben boş yere lâmba ismak kadar sürüyerek kapı istıkametıne tikametine silâh atacağım... Bunu yapgitmek isterken saatler geçiyor ve odanm madığına göre acaba öldii mü? içinde hiçbir hareket, hiçbir ses, bir nefes Küçük bir hareketle artık kapıya varduyulmuyordu. İrfan Melâhatin öldüğüdıgını sanırken bir duvara çarptı. Bu ne kanaat getirdi. Ya Samoilof? çarpmanın sesi odada muhakkak bir ihAcaba o da mı ölmüştü? tizaz vücude getirmişti. Korku ile etrafını İrfan, dıkkatini toplıyamamak ve aradinledi. Gene ne bir ses ve ne bir kımılsıra bir kolunun ve karnının üstüne yatdanış, ne de bir hücum tehlıkesi vardı. Bu maktan mütevellid yorgunlukla etrafını iyice kolhyamamak endişesi karşısında sükun İrfanı hem korkutuyor, hem de sağından soluna dönmek isterken aklına ümide düşürüyordu. Zaten artık kirli, ödüşmanınm iki muhtemel hareketi geldi: rümcekli, tozlu topraklı pencerelerin çerYa o da kapı istikametinde sürünüyor ve çeveleri belli olmağa başlamıştı. Biraz sonra sabah olacaktı. kapıya yaklaşıyorsa?.. îrfan, dayandığı duvara arkasınl döDuvar kadar soğuk bir cisrn* temas nerek ve yerde uzanmış, hareketsiz, göz* etti: Samoilof nihayet tam kalbinden vuleri karanlıkta bir noktaya dikili, sağ elinde silâh, sol eline dayanmış olarak bek rularak ölmüştü. İrfan sevinc ve heye canla: ledi. Kurtulduk! Odanın eşyası birer karartı gibi belirDedi.., meğe başlayınca evvelâ yanıbaşında Melâhatin kıvranmış bir torba halinde vü SON Samoilof'ta hareket yoktu. Başı öbür tarafa çevrilmiş olduğu için cesaretle yanına kadar gitti. Yerde gördüğü kanlar ona herşeyi anlattı. Silâhını elinden bı rakmıyarak ve daima tetik durarak eğiîdi, haydudun yüzüne baktı. Gözü yerinden fırlamıştı. Elini uzattı: