Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 19 Temmnz 193? Radyodaki ses Gece yaklaşıyor, atölyenin camlan lâciverdleşiyordu. Fakat Nazım elektriği yakmağı bile düşünmedi. Tahayyülü güc "bir sessizlik küçük sokakta hüküm sürüyordu.. Avlunun yegâne ağacının tepesi pencereye kadar uzanıyor, böylece fena • kesilmiş otlu bir çayıra benziyordu. Bu, Neclânın evine ilk defa geldiği bir gün değildi. Fakat genc adam, hiçbir zaman, genc varlıklarının birbirini çekişini bugünkü kadar kuvvetle duymamıştı. Her zamanki uzun konuşmalan ekseriyetle sanki söylemek istedikleri kelimelerin dudaklanna kadar inmesini bile düşünmek gücmüş gibi, uzun sükutlarla kesiliyordu. Neclâ, halılan, küçük divanlarile o kadar sıcak gözüken bu odanın garib caribesinden hoşlanıyor, macerasınm gayrihakikiliğini biraz daha artıran loşluğu seviyordu. Kaçmak! Kendi kendine böyle dü * fünmüştü Her günün monoton hayatından uzaklaşmak, nihayet gönlünüzde siri yapmağa iteliyen bir his olmadan varife karşısında boyun eğmek mecburiyeti duymadan yaşamak... Kocası!.. Onun, kansınm bu kaçamagmın farkına varacağını, hatta büsbütün çekilip gittiği takdirde üzüleceğini bile bir dakika düşünmemişti. O işile o kadar meşgul, san'atı tara fından o kadar hapsedilmişti ki ufak bir , protesto işareti bile yapamıyacağından emin olarak korkmadan onu terkedebilirğı, güzelleştirdiği, methettiği seyahate razı oldu.. Peki, kabul ediyorum. Hareket edelim, dedi... O zaman erkek sesindeki kendine mahsus nüfuz eden ahengi bıraktı. Onu elde etmek, yalnız kendine hasretmek sevincile, varlığında erkek tahakkümünü duy du, tahammülün arzularını duydu.. Bavullarınız? Fakat yanımda birşey yok... Para cezasma çarpılanlar Belediye, ciddî ve esaslı bir faaliyete geçti Zabıtai Belediye talimatnamesine muhalif hareket edenleri tecziye etmek üzere Belediye tarafından tramvay yollarına, vapur iskelelerine ve tren istasyonlarına müteaddid polis memurlan ikame edil miştir. Son 24 saat içinde muhtelif mıntakalarda tramvaydan atlıyan 95 kişiye para cezası kesilmiştir. Bunlardan 90 kişinin para cezası derhal tahsil edilmiş, 5 kişi hakkında da zabıt varakası tanzim edilmiştir. Muhtelif iskelelerde vapurlar yanaşmadan ve yahud hareket etmek ü zereyken atlıyan 12 kişi yakalanmış, para cezasma çarptırılmışlardır. Sokağa tüküren 14 kişi, dükkânlarının ve evlerinin önündeki caddeye çöp atan 53 kişi, füzulî olarak caddeyi işgal eden 29 kişi yakalanmış, bunlara da para cezası kesilmiştir. Muhtelif semtlerde çocuk bahçeleri olmasına rağmen bu bahçelere gitmeyip de sokaklarda serseriyane dolaşan ve tramvaylara asılan 16 çocuk yakalanmış, tekerrürü vukuunda para cezasma çarptırılmak üzere velilerine teslim edilmişlerdir. Çalışabilecek bir vaziyette ol malanna rağmen sokaklarda dilendikleri görülen 6 kişi de yakalanarak Darülâcezeye sevkedilmişlerdir. Lüks ve ihtişam nümunesi bir kadm Bugünün modası herseyde biraz ihmalkârlığa müsaade ettiği halde Dolores del Rio ona bir türlü alışamamıştır Oturduğu evi görseniz.. Duvarlan camdan, kapılan krom madeninden, yerin döşeme tahtaları siyah laktan, şömi • neler kırmızı somakiden.. Salonlar na • dir halılar, bahçe kıymettar çiçekler, camekânlar paha biçilmez brblolarla dolu.. Bütün bunların arasında Dolores del Rio krepsatenden ve yahud Briiksel dante linden upuzun etekli akşam elbiselerile dolaşır.. Halbuki diğer artistlerin resimlerine bakınız.. Nerede o cicili bicili elbiseler, muhteşem mantolar ve kürkler.. Eller cebde, saçlar rüzgârın istikametine ser • bestçe terkolurunuş, sade bir tayör, yahud triko bir etek caket, hasır bir şapka en büyük süslerini teşkil ediyor. Esmerler Kraliçesi Meksikalı, bunlann arasında bir istisnadır. Daima saçları Dolores dei Kıo muntazam, yüzü makiyajh, ürnakları dünyanın en ince bilekli ve topuklu, en manikürlü, elbiseleri itina ile seçilmiştir. küçük elli ve ayaklı kaduılanndandır. En yakın dostlan, hatta kocası bile onu Buna rağmen hiçbir tarafında tek bir dağınık bir vaziyette, ihmal edilmiş bir kemik ve adale çıkıntısı görünmez. kıyafette görmemiştir. Bütün bu hassalarmı ve meziyetlerini Plâjlarda bile herkes kumlarda ve kendisi de bildiği için Holivud'un en dedenizde yuvarlanırken o kemali itina ile uzanrr ve kulaç atar. Kabinenin önüne corative kaduıı olmak istemiş ve sinema geldiği vakit de cins kediler gibi üzerin âleminin büyük decorateur'ü Cedric Gibde tek bir kum ve tek su damlası bırak bonne'la evlenmiştir. Onun için evinin ve kıyafetinin îhtişamında erkeğinin de bümamak için mükemmel silkinir. yük bir san'at ve zevk hissesi vardır. Boş Teninin rengi, altm kızıllığile, bal sansı, güneş pembeliği ve bulut esmerliği zamanlarında kansınm patlıcan rengi kabir araya karıştınlıp vücude getirilmiş difeden akşam tuvaletlerinin modelini zannedersiniz. Onun için bilhassa beyaz çizen, eski kırmızı krepdöşinden divan ve açık renk kumaşlan tercih eder: Li örtüsünün örtülme tarzım tayin eden hep odur. mon, krem, ananas renkleri. Bu hazırlıklar ikmal olununca Dolores Fakat koyu kadife akşam elbiseleri ve del Rio birçok davetiyeler imzalar, Mekmuhteşem kürkler içinde de bir başka güzellik, bir başka cazibe kazanır. Vü sika yemekleri pişirtir, altm tabaklar ve cudü yüksek cinsten bir bisküvi hamu kristal takımlarla süslü sofrada sevgili rundan, en asil fillerin dişlerinin tozun dostlarını toplamaktan büyük bir zevk dan yuğurulmuş gibidir. Denilebilir ki, duyar.. Mes'ud kadın! UJ1İ RADYO (^ Bu aksamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 SON 18.30 plâkla dans musikisi 19,30 Afrika av hatıralan: S. Salâhaddln Cihan « oğlu tarafından 20,00 Rlfat ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Safıye ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları (Saat ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberlerl ve ertesl günun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VİYANA: 18,05 karışık yayın 18,45 YENİ OPERA PARÇALARI 19 KEMAN KONSERİ19,15 karışık yayın 20,40 TUNA HASTASI: BÜYUK KONSER 22,45 DANS MUSİKİSİ, istlrahat zamanlarında haberler ve saire. BERLİN: 18,05 MUSİKİ 18,35 kıraat, radyo ser gisi 19,05 SEÇME MELODILER 20,05 karışık yayın, gramofon 22,05 DANS MUSİKİSİ 23,05 haberler, spor ye gra mofon 23,55 EĞLENCEU MUSİKİ VE DANS HAVALARI. PEŞTE: 18,35 CAZBAND TAKIMI 19,35 konfe rans 20 ÇINGENE ORKESTRASI 21,05 konferanslar 21,45 OPERA ORKESTRASI 23,05 haberler, gramofon ve saire 24,35 Macar şarkıları, son haberler. BÜKREŞ: 19,05 EĞLENCELİ MUSİKİ 21,30 kitablar ve mecmualar 21,40 PİYANO KONSERİ 22,15 Iskocya şarkıları 22,35 spor, haberler, hava 22,50 GECE KONSERİ 23,50 haberler. BELGRAD: 18,25 HALK ŞARKILARI, MUHTELİF ŞARKILAR 20,35 ulusal yayın, halk melodileri. haberler 22,05 KONSER 23,05 haberler 23,25 PİYANO KONSERİ 23,55 DANS MUSİKİSİ. LONDRA: 19,05 ASKERİ BANDO 20,05 karışık yayın 21,05 plyes 22,15 ORKESTRA KONSERİ 23,05 karışık yayın 23,30 DANS ORKESTRASI 24,35 haberler, hava, gramofon ve saire. PARİS [P.T.T.]: 18,20 şlirler, gramofon 19,05 şarküar, plyano. keman konseri 19,50 konuşma, haberler, spor, gramofon 21.35 komedi • 23,35 haberler, gramofon, hava. ROMA: 18,20 KARIŞIK MUSİKİ 19 karışık yayın 21,45 KARIŞIK MUSİKİ 22,05 SENFONİK KONSER 22,20 ORKESTRA KONSERİ 23,50 DANS MUSİKİSİ, lsti rahat zamanlarında haberler ve saire. Ehemmiyeti yok.. Yolda size giv' dirilecek bazı şeyler bulabiliriz.. Zira bu akşam hareket edeceğiz. Otomobilim kapıda. Kaybedecek zamanımız yok.. Nereye gideceğiz, cenubî Fransaya mı, îtalyaya mı? ».. Neclâ: Nasıl, bu akşam mı? diye mml dandı. Sonra kendine geldi.. Evet bu akşam olması daha iyi, dedi. Erkek acele ile birkaç elbisesini valize yerleştirdi. Bir çekmecede bulunan ev rakını intizama koydu. Sevgilisinin şapkasını, mantosunu giymesine, kürkünü koymasına yardım ederek kapıya doğru çekti... Bu esnada Neclâ: Radyoyu unuttunuz, dedi. Hakikaten şimdi karanlık salonda radyonun ışıklı kadranı parlıyor, uzak bir musiki işitiliyordu. Nazım gitmek, commutadeur'u kapatmak istiyordu... Siz pardesünüzü alırken ben gidip kapatayım, diye Neclâ yeniden salona girdi, cihaza yaklaştı. Beceriksiz bir çevirme ile sesi alçaltacağı yerde yükselt • ti. Kesafet fazlalaştı.. Bir erkek seöi yükselmişti... Neclâ birdenbire dondu. Bu ses Hautparleur'ün değiştirmesine rağmen tanımıştı.. Vaktile bu ses onu çekmiş, ifadesine gayrihakikî bir genişlik veren bu olgun ahenk Süheyle karşı temayülünün sebebi olmuş, onunla evlenmek arzusunu vermişti. Zira, genc Nazımm atölye smde yükselen bu ses kocasının sesiydi. Hakikaten o akşam kocasının bir hayır konseri için söyliyeceğini hatırladı. îşte şimdi birdenbire bu ses tesadüfen Nazım ile kendi arasına dikiliyor. Saadet yoluna açmak istedikleri kapının eşiğini geçmelerine mâni oluyordu... Gayrimtiyarî dinledi. Sonra yavaşça yakuı bir yastığm kenanna ilişti. Karanlıktı. Küçük bir aya benziyen bir çocuk resmi gibi san radyonun ışıklı kadranı ziya dağıtıyordu. Sesi yükseliyor, pürüz süz odayı istilâ ediyordu? Durdu. Sonra Neclânm ayaklan ucunda yavaşça sön " mek üzere yeniden yükseldi. Şimdi ko casının san'atındaki meharetini tahayyül etmiyordu. Ne de geniş bir insan kütlesi tarafından sevilen çok tanmmış bir ar tistin karısı olamamağı değil, vaktile pek çok haz duyduğu, fakat bugün geçicili ğine inandığı bu sarhoşluktan da birşey bekleroiyordu.. Sadece gece kocasının, kendini dinliyenlerin alkış tufanı kulaklarında, eve dönünce kendi kapısını aralıyarak biraz çocukça bir sesle, uyuyor musun? diye soracağını düşünüyordu.. Ve o, orada olmıyacaktı. a.., îzmirde çocuklar için açılan kamplar îzmir (Hususî) Vılâyet, biri Bozdağında, diğeri de Foça sahillerinde veya daha müsaid bir deniz kıyısında ol mak üzere iki çocuk kampı açmağa karar vermiş ve fakir ailelerin bakımsız, sıska kalmış veya hastalık geçirmiş çocuklarını toplamağa başlamıştır. Çocuklar burada doktor ve mual limlerin nezaretleri altında 1,5 2 ay geçireceklerdir. Obalara lâzım olan bütün vasıtalar ve çocukların gıdalan ve diğer ihtiyacları kâmilen Vilâyetçe temin edilecektir. Diğer taraftan öksüz Çocuklara Yardım cemiyeti, şehir dahilinde beş kreşte besleyip büyüttüğü küçük yavruların hava değiştirme ihtiyaclarını düşünerek Bocada, çok müsaid bir mevkide bulu nan ilkmektebi bir ay için temine mu vaffak olmuş ve buraya kreşlerden iki yüz çocuk göndermiştir. Yavruların başında mürebbiyeleri de vardır. Sıhhat işlerini, Boca Belediye hekimi deruhde. etmiştir. Çocuklar, sıhhî ve terbiyevî bir program altında yaşamaktadırla*. Bu meyanda pek yakm olan geniş çamlıktan da istifade etmektedirler. Nazım yanmdaydı.. Sıcak sesi beklediği sözleri tekrarlıyordu. Oh! Muhakkak daha birçokları gibi... Fakat bunlar zamanmda, sırasında söyleniyor, matlub tesiri yaratıyorlardı. Sonra Nazım daha gencdi, hemen hemen ayni yaşta gibiy diler. Bir gün Neclâya: Geliniz, buradan çok uzakta de gil.. Gürültüsüz romantik bir kaçırma hâdisesi olmadan... Sonra, hiç acıtma dan, şehrin üzerine inen, sizi de kalbinize kadar donduran soğuktan kaçmdığım köşeye geliniz. Size yalnız aşkımı takdim etmiyorum. Fakat daha başka birşey... Isıtan, tatlı bir şefkat, birbirinin yanında olmak zevki, hatta konuşmadan, yalnız birbîrimizi görmek, varlığımızı sezmek için..« demişti. Kadm şimdiye kadar birkaç kere gelmîşti.. Nasıl, çok hafif esen bir rüzgâr yapraklara dokuna, dokuna, otlan dü şürürse onun da kocası için olan duygulan farkına varmadan böylece ruhundan silinmişti. Aşkın iriyadla kaybolacağından korkulur. Fazla temas aşkı öldürür, derler.. Halbuki sevgi, yolunuza çıkan bir insanda itiyadlar yaratmak teşebbüsünden başka birşey midir?... Şimdi Neclâ, eve girerken kapının eşiğinde biraz durmasını «eviyordu. Çünkü daha ilk geldiği günde Nazım ona, daha kapının eşiğinden geçmeden: Aman kımıldamıyınız. Işıklar arasında, koyu elbiseniz üzerinde açık bir leke gibi duran kollannızdaki çiçeklerle o kadar güzelsiniz ki..* demişti. NÖBETCİ ECZANELER Bu akşam şehrin muhtelif semtlerindp r Dünya flimlerine bakış Maça kızı Fransız filmidir. Pariste gösteriliyor. Mevzuu Puşkin'in bir eserinden ve musikisi Çaykovski'nin ayni isimdeki ope rasından ahnmıştır. Fransızlar son za manlarda Rus edebiyatından fazla iktibasta bulunuyorlar. Bu hikâyede Her mann isminde kumarbaz, sefih bir zabitin evvelâ gönül eğlendirmek için bir kıza kur yaparken ona âşık olduğu gösteiliyor. Halbuki Liza en iyi arkadaşı Irdezki'nin nişanhsıdır. Ne olacak.. O zamanın âdetine göre düello.. Neticede rdezki nişanlısından vazgeçer, Her • mann'la Liza evlenirler. Başrolleri Pi erre Blancher, Andre Luguet, Made aine Ozeray ve Marguerite Moreno oynuyorlar. Münekkidler, orta bir filim lduğunu söylüyorlar. Bizde de göste rilmesi şayanı temennidir. eczaneler şunlardır; . • ' j J nöbetçi olanclhetindekiler: İstanbul ~ **'* • * Eminönünde (A. Minasyan), Beyazıdda (Cemil), Kuçukpazarda (Yorgi), Eyübsultanda (Hlkmet Atlamaz), Şehremlnlndo (Nâzım Sadık), Karagumrükte (Kemal), Samatyada (Erofllos), Şehzadebaşında (İsmail Hakkı), Aksarayda (Sarım), Fenerda (Vitali), Alemdarda (Esad), Bakırkoyde (Hilâl). « Beyoğlu cihetindekiler: İstlklâl caddesinde (Matkoviç), Yüksekkaldırımda (Vingopulo), Galatada (Merkez), Taksimde (Kemal Rebul), Şişll Os manbeyde (Şark Merkez), Kasımpaşada (Müeyyed), Hasköyde (Barbut), Beşiktasta (Nal! Halid), Sarıyerde (Asaf). Üsküdar. Kadıköy ve Adalardakiler: Usküdarda (Selimlye), Kadıköyünde Altıyol ağzmda (Merkez), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş). Anadoluda tarihî bir define aranıyor Bursa (Hususî) Armudluda bir hafriyat yapılmaktadır. Yunanistandan gelen iki Yunanlı ile Konyadan bir mübadilin müsaade alarak yaptırmakta oldukları bu hafriyat Armudludan iki saat uzakta Kaledağı mevkiindedir. Bu rada bir define aranmaktadır. Bu define, Sultan Aziz devrinde Serdar Ali aşa ordusundan eşkiya Manolun gasbettiği hazine ile Sultan Mahmud devrinde diğer eşkiyalarm gömdükleri vurgunlar imiş. Taharriyatın kuvvetli de la.il ve haritalara istinad ettirildiği söylenmektedir. Hafriyata Müze muhafızı Avni nezaret etmekte bulunuyor. Şehrin en şık kızı Sonra Nâzımın, onu o vaziyette biraz Neclâyı üzen bu hisse aşk denemez • Haha fazla görmek, ve kollan arasına aldi. Daha ziyade bir anne şefkati ki her mak arzusu arasında mütereddid kendikadın bunu benliğinde taşır, ve gayriihsine kadar yürümesini bekliyordu. riyarî sarfeder.. Ses susmuştu. Birdenbire Nâzım onu atölyenin ortasına kadar atölyedeki elektrik yan<L Kapının yagötürüyor, orada büyük bir çiçeğin tü nında Nazım paltosunu giymiş, şapkası eveyçlerini ayınr gibi şapkasmı, kürkleri linde, valizi yanında bekliyordu.. ni, mantosunu çıkanyordu.. Bu hiç deNeclâ yavaşça kalktı. Küçük adım ğişmiyen bir hareketti. Ikisi tarafından ilarla odayı geçti. Nazımm önünde bir cad edilmiş, her ikisi de bundan ayrı bir dakika durdu. Nazım kımıldamadı, bir zevk duyuyorlardı. hareket bile yapmadı.. Sevgisi, yapaca Neclâ! Kokunuzdan, bakışlannız ğı bir şikâyetin veya bir serzenişin boş dan, varlığınızdan asla vazgeçemiyeceği luğunu ona hissettiriyordu. Genc kadm mi hiç düşündünüz mü? Beni dinleyiniz! merdivenlere doğru atıldı. Kapıda bir odedi. Belki yüzüncü defa onun yanında tomobil çağırdı. yaşamağı, nekadar kuvvetle arzuladığını Safiyetle: tekrarladı. Onun artık tekrarlamağı iti Inşallah benden evvel eve gelmeyad edİHdiği bu sözleri mütemadiyen işite miştir, diye düşünüyordu.. işite kadının kafasmda yer etmişti. NihaNakleden: yet Nâzımın bu kadar kuvvetle inandı YENİ ESERLER Osmanlı Rus ve Rumen savaşı ) Emekli General İ. Halil Sedes tarafından neşredilmekte olan «1875 1878 Osmanlı ordusu savaşları» serisinden «1877 1878 Osmanlı Rus ve Rumen savaşı 4 üncü :ild» Askerî Mecmuanın 105 lnci sayısına âhlka olarak intişar etmiştir. Rusçuk ve Dobruca cephelerindeki harekâttan Nlybolu muharebelerlle Blrinci Pllevne muharebelerlnden ve Rumenler tarafında cereyan eden hadlselerden bahseden bu clldl, bütün harb tarihl meraklılarına tavslye ederlz. ASKFRLİK İSLERİ Tütün ikramiyesi ") BEDRtYE YEĞİNSOY Izmirden Selâniğe karpuz gönderiliyor İzmir (Hususî) İktısad Vekâleti Standardizasyon mütehassısı doktor Bade, Selâniğe gitmiş, orada, Izmirden 8evkedilen bir vapur karpuzun tahliyesuıe ^ıezaret edecek, sevkiyat ve satışı matlub şekilde geçerse, yeniden mühim miktarda ihracat yapılacaktır. Liman idaresi karpuz ve kavun ihracatını teşvik için, yüklemede alınan ton başma 100 kuruşu 50 ye indirmiştir. dedi ve bu iş de bu suretle bitti. Bu garib davanın önümüzde daha nice halledilecek zorluklan vardı. Bu Vahidettin meselesi bizler için hem eğlendirici, hem üzücü bir mudhike idi ki her yerde açıldıkça yeni yeni sahneler irae ederdi. Bunlardan biri Seyidler geçid resmi ve onu takib eden Edirne seyahati oldu. Bakırköy Askerlik Şubesinden: Şubemizde kayidli bulunan malul subay, erat ve şehid yetlmlerinln 937 senesine aid tütün ikramiyesi verileceğlnden alâka daranm 19 temmuz 937 gunünden Itibaren şubeye muracaat etmeleri llân olunur. Amerikan filmidir. Nevyork'ta gösterilmektedir. Mevzuu birçok Amerikan komedileri gibi hayattan alınmış olmakla beraber kordelâ hareketli ve hoşa gide cek şekildedir. Rejisörün güldürmeği temin için bayağılığa düşmediği bütün münekkidler tarafından kabul edılmektedır. Cookie güzel bir kızdır. Fazla şatafat düşkünüdür. Bu hırsını ancak zengin bir adamla evlenerek tatmin edebileceğine kanidir. Bir fotoğrafçıya modellik edi yor. Ağır elbiseler giyerek, kıymettar mücevherler takarak resimler çıkarıyor. Tabiî bütün bu eşyada resimler alındık tan sonra mağaza sahiblerine geri veri liyor. Fakat zengin koca ararken fakir zannettiği bir delikanh ile sevişiyor.. Halbuki neticede delikanh bir milyarderin oğlu çıkmıyor mu? Bütün gazeteler filmi beğeniyorlar, Baltık meb'usu başrolü oynıyan Ann Sthern'in gittikçe Rus filmidir. Paris sergisindeki Rus yükselmekte olduğunu yazıyorlar. Filim paviyonunda gösteriliyor. Sovyet rejisör bizde de gösterilmelidir. İeri şimdiye kadar daima gencliği mevzu Son model ittihaz ettikleri halde bunda ihtiyarları Avusturya filmidir. Viyanada göste ele almışlardır. Vak'a, 1917 senesindeki tiliyor. Musikisi boldur. Jönprömiyenin ihtilâlde hizmet etmiş emektar bir adam, çok fazla şarkı söylemesine mukabil, baş doktor Poleyayefin etrafmda cereyan kadın rolünü oynıyan Camilla Horn hiç ediyor. Tabiî kordelâda bugünkü Rus terennüm etmemekte<lir. Mevzuu tabiî rejimi hakkında bolca propaganda var bir aşk macerasıdır. Sevgililer binbir dır. Münekkidler, filmin fazla kıymetli müşkülâta uğradıktan sonra nihayet yekMünekkidler lmamakla beraber, insanı alâkadar ede diğerlerine kavuşuyorlar. jönprömiye Alexander Sved'in çok gücek ve eğlendirecek tarzda olduğu fik rindedirler. Bizde duble edilirse belki zel sesli bir aktör olduğunu, Camilla österilir. Yoksa rusçaya diğer diller ka Horn'un da rolünü mükemmel oynadığıdar alışık olmadığımız için zevk alama nı yazıyorlar. Bizde de gösterilmesi muhtemeldir. yız. Gaib aranıyor Edirnede Gazi mihalde kahveci berber îsmail vasıasile Mustafapa }a muhacirlerinden Müveddet imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: Fotoğrafını gönderdiğim kızım on edi yaşındaki Fikriye bundan iki sene evvel kayboldu. Gaib Fıkriye Kendisinin halen Ayvalıkta bulunduğunu duydum. Gören ve tanıyanların yukarıki adresime bildirmelerini insaniyet namma rica ederim.> ÖLÜM Kadıköyünde Osmanağa mahalle sinde Nailbey so:ağında 34 numa alı hanede oturan sabık polis komi serlerinden Bay Fak Altınlıoğlunun kızı 19 yaşmda Melâhat duçar olduğu hastalıktan kurtu amıvarak temmu zun 17 nci cumartesi günü saat 11 de vefat etmiş ve cenazesi Edirnekapı kab•istamna defnedilmiştir. Mevlâ rah met evlive. HALK OPERETt 20/7/937 salı akşamı Anadoluhisan Idman Yurdu bahçesinde Eski Hamam Eski tas Operet 3 perde 21/7/937 Çarşamba akşamı Büvükada Iskele tiyatrosunda 22/7/937 perşembe akşamı Beşiktaş Aile bahçesinde P İ P İ Ç A Operet 3 perde Bergamanın mühim bir derdi hallediliyor Bergama (Hususî) Bergamamn belhbaşlı derdi halinde, el'an ayakta durmakta olan Bakır çayı da yakında ıslah edilerek kazayı çevreliyen mün bıt araziden eskiden olduğu gibi her yıl iki mahsul almağa başlanacaktır. Kırkağac ve Soma kazalarından Kınık nahiyesine giden ve Bergamadan geçerek Çandarhda denize dökülen bu su sürüklediği taşlarla mecralar doldurup yatak değiştirmekle ün salmıştır. Su mühendisi Cevadın idaresindeki bir teknik heyet Çandarhya gelerek çay yatağınm temizlenmesi ve ıslahı için projeleri hazırlamağa başlamıştır. Bergama için büyük faydalar temin edecek olan bu hâdiseden dolayı halk çok sevinmiş ve bunun meydana gel mesi hususunda gösterdiği yüksek alâkadan dolayı Başvekilimiz İsmet İnö nüne karşı minnet ve şükran hislerini izhar etmiştir. SON Paris Sergisi SEYAHATİ 10 eylul cuma Hindistanda futbol maçları nasıl seyredilir? ÇELYO vapuri'e Venedik yolundan Venedik, Prag, Viyana, Peşte, Bükreşte Otel ve yemekler Ayrıca Şimdiden 17 yer kapatıldı NATTA Te'efon: 44914 Acele kaydolunuz. Beyoğlunda Halid Ziya UŞAKLIGtL Son zamanlarda Hindistanda da futbol oyunlarına icarşı büyük bir alâka ve rağbet başgöstermiştir. Yukarıki resim bunun bir delilidir. Kalküta şehrinde, dühuliyeyi verip maçı trıbünlerden seyredemivenler, sahanın bir tarafını tahdid eden suya girmekte ve yaptıkları bir nevi periskoflarla saatlerce suyun içinde kalmağa katlanıp maçı bedava seyretmektedirler.