26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 7 Haziran 1937 { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tarihî tefrika : 142 Yazanı : M.Turhan Terrüme ve iktibas edilemez) Ecnebi doktorların Bir Türk kızı fen doktoru oldu kazanc vergisi Bergama ovasını sulamak için Japonyada millî kabine iiyük ve uzun harbe ve fevkalâde teşebbüslere Japonyayı hazırlamak hususunda ilk defa bu memlekette her türlü parti ve unsurlar ordu ile birleştiler. Imparatorun emrile yeni kabincyi teşkile memur edilen Ayan Meclisi Reisi Prens Konnoe ile beraber çahşmak üzere ordu ve donanma General Hayaşi kabinesindeki Harbiye Nazırile Bahriye Nazmnı yerlerinde bıraktılar. Memleketin ötedenberi iki büyük partisi muhafazakârlarla liberaller ve müfrit sağlar yani milliyetperver olup parlamentoda kahir ekseriyete malik bulunan bütün partiler yeni kabin«ye iştirak etmişlerdir. Müfrit sollar haric olarak umum partilerin ve Japonyada memleketin iç ve dış politikalan üzerinde nüfuz sahibi ordu ile donanmanın elele vererek çalışmağa karar vermiş olmaları Japonyanm hakikaten çok büyük ve tehlikeli teşebbüslere girişmek üzere bulunduğuna delâlet etmektedir. Bu teşebbüs dahi Sovyetlerin birkaç defa teklif ettiği ademi tecavüz misakını reddederek herhangi suretle anlaşmak istemediği bu büyük devletle aradaki hesablan silâhla tesviye etmekten başka birşey değildir. Sovyetler Birliği dahi Japonyanın aldığı hasmane vaziyetten dolayı karada ve havada zaten hazırlanıyordu. Şimdi denizde dahi büyük hazırlık yapıyor. Son gelen telgraflarda bildirildiği veçhile Sovyetlerin müdafaa komiseri Mareşal Voroşilof büyük Okyanus donanması için yeni bir askerî meclis teşkil etmiştir. Bu meclise donanma kumandanı Viktorof'la ikinci derecedeki ordu komiseri Okunef dahildir. Sovyetlerin her türlü bahrî hazırlığı ve hatta Siberyanın şimalindeki buzlu Okyanusta gemiler için bir seyrüsefer yolu açılması ve şimal kutbunda bir tetkik istasyonu tesis edilmesi garbî Siberya'yı Japonya denizine raptedecek yeni demiryolu inşası kadar Japonlar tarafmdan sırf kendi aleyhlerine tevcih edilmiş tedbir ve hazırlıklar sayılmaktadır. Japonyanın meşhur diplomatlarından Hiroto'nun riyaset ettiği kabine ordunun dilediği fevkalâde harb tahsisatı ve cezrî ıslahatı parlamentoya kabulde zorluk görmesi üzerine ordu tarafmdan istifaya sevkedılmişti. Yerine gelen General Hayaşi kabinesi dahi parlamentoyu ordunun dileklerini yerine getirecek kanunlan müzakere ve kabulde gösterdiği betaetten dolayı dağıtmış ve yeni intihabat yaptırmıştı. Yeni parlamento ancak ağustosta toplanacağından Hayaşi kabmesi kararna melerle ordunun dilediği kanunlan tatbik etmişti. Yeni parlamentonun müfrit sol lar müstesna olarak bütün meb'uslan Japonyanın harb hazırlığmı elbirliğile yapmak arzusunu göstermiş olduklanndan ordu fevkalâde ahvalde memleketin mukadderatı bütün milleti temsil eden bir kabine tarafmdan idare edilmesini mu vafık bulmuş ve Hayaşi kabinesinin çe kilmesini istemişti. Yeni kabineye bundan evvelki kabi » nede mühim mevki sahibi bulunan ma • ruf devlet adamlarının çoğu iştirak et miştir. Bunlardan sabık Başvekil Hirota Hariciye Nezaretini deruhde etmiştir. Yeni Başvekil Japonyanın en eski prens hanedanlarından birine mensubdur. Bu hanedanın azaları Imparatorun en yakın muhafız kıt'asmı teşkil ederler. Prens Konnoe Imparatorun has müşaviri Prens Saionji'den sonra Japonyanın en mühim ve mutemed devlet adamıdır. Ancak fevkalâde ahvalde iş başına getirilir. Geçen sene de Başvekâlete davet edilmişti. Fakat o zaman orduya itimad edemediğin den bu daveti kabul etmemişti. O za mandanberi ordu erkâm Japonyanın kendisi için hayatî ehemmiyeti haiz bu mü esseseyi son derece ıslah etmiş oldukla nndan ve Japonyanın uzun ve büyük bir harbe hazırlanmakta bulunduğundan Prens Konnoe devletin idaresi başma geçmekte artık tereddüd etmemiştir. Bundan sonra Uzakşarkta fevkalâde hâdiselerin vukuuna intizar edilmelidir. Ecnebi profesör ve dok Ortaya attığı yeni bir Mütehassıs bir heyet matorlar da verçi verecekler iddia profesörler tara hallinde tetkikat yapıyor Imparatorluğu batıran rüşvetçiliğin müessisi, Bergama (Hususî) Başvekilimiz Üniversitede çalışan ecnebi profesör ve fından kabul edildi General İsmet înönünün geçen sene bu doktorlann Defterdarlıkça kazanc ver Üniversite kurulKanuninin damadı Hırvat Rüstemdir mıntakada yaptığı tetkiklerin hayırlı Nikrisli Hünkâr, bu herşey olan zeki, hassas ve civelek kadının yanmda cinayetlerini unutmakla kalmaz, yeni yeni cinayetler yapmaktan çekinmiyecek derecede dalâletli bir şevk duyardı, hatta gencleşir, dincleşir, enikunu bahadırlaşırdı. Hurrem, îradesini kendi hüsnüne bağlıyan âşık adamın bu esir durumunu kuvvetlendirmek için gözlerini yorar, dudaklannı yorar, kollannı yorar, fakat zekâsını küçük bir yorgunluğa düşürmeden emellerini tatmin ctmekte kullanırdı. Damadını sadnazam yaptınr yaptırmaz mahud meramini yürütmek için onu sıkıştırmağa, küçük oğlunu veliahd yapacak tedbirlerin ahrunasında sabırsızhk gös termeğe başlamıştı. Çünkü kocasının ansızın ölmesinden ve Selimin büyük şeh zade sıfatile tahta geçmesinden korku yordu. Gerçi o da kendinin yavrusuydu. Lâkin değersiz bir erkek olduğu için padişah olması halinde hükmün, nüfuzun başka ellere geçmesi, hükümdarlık şere finin küçülmesi muhtemeldi ve Hurrem böyle bir ihtimalden sinirleniyordu. Lâkin Rüstem, hiç acele etmiyordu, «yavaş, yavaş» düsturuna uymuş görü nüyordu. Zeki vezir, kaynanasile ayni kanaatte bulunmasına rağmen Beyazıdı açıkça iltizam etmekten son derece çekiniyordu. Zira bu işte küçük bir falso yaptığı takdirde ocaklının elinden kurtulamıyacağını ve ikinci bir suçu onlara kolay kolay affettiremiyeceğini biliyordu. Ay ni zamanda karısı Mihrimah Sultan, bü yük kardesi Selimin veliahd ilân olunmasmı istiyordu. Hurremle Rüstem, Beya zıd lehinde yapılacak teşebbüsleri bu haris kadından saklamak mecburiyetınde bulunuyorlardı. göre âdilâne (!) tarhetmişti. Meslâ Mı sır valisi olanlardan on bin, Erzurum vilâyetine gideceklerden üç bin altın alı yordu. Erzuruma tayin olunan bir vali, Sadnazama cemile göstermiş olmak için kendiliğinden tarife haricine çıkmak istemiş ve Sadnazama beş bin altınla güzel bir at göndermişti. O, atı nefsine tahsis, beş bin liradan üç binini hazineye teslim, iki binini sahibine iade etti ve tarıfenin bozulamıyacağmı anlattı. Osmanlı Imparatorluğunu batıran rüşvetçiliğin temeli işte bu suretle kurulmuştur. Rüstem bu işi hazineye hizmet ola • rak yapıyordu. Kendinden sonra gelen ler ayni işi kendilerine kazanc olsun diye yaptılar, memuriyeHeri müzayedeye koyup sattılar, devletin temelini tamir edilemez şekilde sarstılar. Ondan dolayı Rüstem, kötü bir bid'atin gafil müessısi sıfatile tarihten sitem görmeğe hak kazanmıştır. Onun, dediğimiz gibi, tatmin olunacak kinleri de vardı. Aköyük cinayeti üzerine sadnazamlıktan atılmasına sebeb o lanlan ve bunlar içinde en büyük rol oynıyan şair Yahyayı unutmuyordu. Yeniden iktidar mevkiine geçtikten, para iş lerinde büyük yararhklar gösterip Hün • kârm teveccühünü kuvvetlendirdikten sonra yüreğindeki sönmez hmcı mahzuz etmek yolunu tuttu, cesur şairi ele aldı, öldürtmeğe çalıştı. Hem siyasî, hem edebî bakımdan Osmanlı tarihinde dikkate değer bir sahife teşkil ettiği için vakıayı şairin kendi ağzından dinlemeği faydalı gisine tâbi tutuldukları ve bu hususta Üniversite ile Defterdarlık arasında muhabere cereyan ettiği yazılmıştı. Dün kendisini gördüğümüz Etıbba Odası reisi, bu hususta şunlan söylemiştir: « Ecnebi doktor ve profesörlerin dışarıda icrayi tababet etmeleri yasak tır. Fakat kanunen konsültasyon yapabi lırler. Kazanc vergisi kanununda «mü şavirler» için de bir fasıl vardır. Konsül tasyon bu kelımenin şümulüne girdiği cihetle Defterdarlık, Üniversite profesör lerinin de sınıflara tefrikini bizden istedi. Biz de tefrik ettik. Bildiğım bundan ibarettir.» duktan sonra Fen Fakültemizden ilk defa fen doktoru unvanını kazan mak şerefi Nüzhet Toydemir isminde bir kızımıza nasib olmuş tur. Nüzhet, Paris ve Liyonda tahsilini ikmal et tikten sonra üç yıldanberi Fen FakülDoçent Nüzhet tesinde astronomi doçentliği etmekte idi. Doçent Nüzhet, doktora tezi olmak üzere «güneş etrafmdaki fezada ziyayı beleden kütlelerin mevcudiyeti» mevzuunu seçmiş ve ortaya yepyeni bir id dıa atmıştır. Genc doçentimizin tezi halen Üniversite astronomi ordinaryüsü bulunan ve maruf âlim Aynştayn'in mesai arkadaşı olan profesör Fröndlih tarafmdan kabul edılmiş ve takdire mazhar olarak usulüne tevfikan Nüzhet Toydemire doktorluk payesi verilmiştir. Haber verildiğme göre, Almanyada da başka bir doçent vukarıki mevzuu tez olarak almış, fakat Nüzhetin iddiasının tam aksini müdafaa etmiştir. O tezin Almanyadaki astronomlar tara fından kabul edilmiş olması ve bu tezin de burada beynelmilel profesörler ta rafından tasvib edilmiş bulunması or taya münakaşayı mucib yepyeni bir ümî mesele çıkarmıştır. Temmuzun beşinde Leipzig'de topla nacak olan beynelmilel astronomi kongresinde Alman doktorunun iddiasile Türk kızının iddiasmm mevzuu bahso lacağı ve astronomlar arasında bu me selenin münakaşa edileceği haber verilmekrtedir. Genc doçent ve fen doktorumuzun hükumet tarafmdan diğer profesörlerle beraber Leibzige'deki kongreye gönderi leceği haber alınmıştır. Fen Fakültesinde ilk defa olarak <fen doktoru> unvanını almak şerefini ka zanan ve bu suretle Türk kadınlığının diğer sahalarda olduğu gibi fen saha sında da yükseldiğini ve yükseleceğini gösteren bu güzide gencimizi takdir ederiz. neticeleri, adım başındaki faaliyetlerle kendisini göstermeğe başlamış bulunuyor. Bunlarm en ileri gelenlerinden biri de, sular, bataklıklar, barajlar, kanallar, meselesidir. 31 milyon lira gıbi büyük bir tahsisatla başarılacak olan bu işi, şimdi memleketin muhtelif mahallerinde çalışan mühendis ve mütehassıs grup ların hazırlıyacaklan projeleri bekle mektedir. Bunu, ihaleler ve onu da bittabi ameliyeler takib edecektir. Nafıa Vekâleti Su İşleri Umum müdürü Sa lâhaddin, Bursa ovasında yaptığı tetkiklerden sonra şehrimize gelmiş ve bu mmtakadaki mühendis postalarının faaliyetini gözden geçirmiştir. Kendisine, tsviçreden celbedilen mütehassıs doktor Grumer de refakat etmektedir. Umum müdürle refakatindeki zevat, Bergamanın Akropol harabelermden ovanın ve Bakırçayın vaziyetini tetkik etmişlerdir. Bugün de otomobille Menemene doğru inmiş, Gediz çaymı gözden geçirmişlerdir. İlk kısma aid raporlarım İzmirde hazırladıktan sonra derhal Küçük ve Bü yük Mendires vadilerine hareket ede ceklerdir. Manisa ovasımn sulanması için bir taraftan Gediz nehri mecrası temizlen mekle beraber diğer taraftan Salihli kazasının arkasına düşen Marmara göiü, bir su hazinesi olarak kullanılacaktır. Kış vakti suyun fazlası bu barajda toplanacaktır. Bu suretle hem tuğyanın önüne geçilecek, hem de yaz vakti suyun kifayetsizliği görülünce, barajdan su verilerek toprağın ihtiyacı karşılana caktır. Ayni ameliye, Manisa ovasından başka Menemen ovasının hayat kabiliyetini, bilhassa yeni ele aldığı pamukçuluğu inkişaf ettirecektir. Küçük Mendires nehri üzerindeki temizleme ameliyesi. bu yaz sonunda bitmiş olacaktır. Cellâd gölünün kurutul ması keyfiyeti de bir mevsim işi haline gelmiştir. Fen heyetleri, feyezan mevsiminin geçmesine mtizaren, açılmış olan kanalları, Cellâd ve Belevi göllerine bağlamamışlardı. Habluki bu mevsim de geçmiş bulunuyor. Binaenaleyh bugünlerde kanallar göllere bağlanacak ve sular, derhal bu kanaldan Kuşadası civannda denıze akıtılacaktır. Bu su retle elde edilecek münbit toprak, çok geniştir. Bilhassa pamuk zer'iyatında çok faydalı olacaktır. Söke ovasının sulanmasma gelince, bunun için de Çine çayı üzerinde büyük bir baraj inşası kararlaştırılmıştır. Bu baraj, Aydından Çineye giden yol üzerinde ve çaym geçtiği bir boğazda kurulacak ve bu suretle çay, yaz ve kış için, gerek Çine, gerekse geçtiği Söke ovasmı tamamile sulayacaktır. Sarayköy ve Nazilli ovalarının sulanması da, Büyük Mendires mecrasmın temizlenmesi ve Akçaym da ihtiyaca göre tanzimi suretile tahakkuk ettirile cektir. Bu nehirlerde tuğyan tehlikesi pek yoktur. Fakat sulanma ihtiyacmı karşılamak için bazı tedbirler alına caktır. Şimdiki halde. Gediz, Bakırçay ve Mendires nehirleri mıntakalanndaki heyetler, projeleri hazırlamaktadırlar. Umum müdürle refakatindeki zevat buradan Adana cihetine hareket edecek lerdir. Rüstemin açtığı fena çığır! MÜTEFERRİK Avrupaya giden Türkler Romanya yolunu tercih ediyorlar Yapılan bir istatistiğe nazaran memleketımizden Avrupaya giden Türk tebaasımn yüzde doksammn Romanya yolunu tercih etmekte olduğu anlaşılmıştır. Yaptığımız tahkikata göre, Bulgarlar, kendi topraklanndan geçen bütün Türklerin yüzünde birer casus damgası gördükleri için kendilerini bazan yarı yolda trenden aşağı indirip hapsetmekte ve buna benzer türlü türlü eza ve cefa yapmaktadırlar. Bunun içindir ki Avrupaya giden Türkler Romanya tariküıi tercih etmektedir. Romanya yolu, Bulgaristan yolundan daha ucuz olmakla beraber Romanya hükumeti Romanyadan geçen bütün Türklere büyük kolaylıklar göstermekte, gümrük ve sair makamlarda da çok iyi ve dostane muameleler yapmaktadır. Bulgarların Türk tebaasma karşı yaptıkları bu muamelelerden dolayı bu sene memleketimizden hiç kimse ne Varna ve ne de diğer Bulgar sayfiyelerine gitmiyecektir. Sultan Süleyman gibi kudretli bir şahsiyeti evlâd katıli olarak ve onun damadı, Sadrıazamı Rüstemi de o cinayete mürettıb dıye göstererek açıkça ıtham etmekten çekınmiyen Yahya Bey, hâdiseYeni ve kudretli Sadrıazamm zaten yi şöyle anlatıyor: «Şehzadenın firakı beni mecnun ve şahsî emelleri, kinleri de vardı. Bir kere bazineyi yenibaştan tıkabasa doldurmak mecbur etmişti. Biıhtiyar lâyih olanı nazve paraya çok kıymet veren Hünkârın mettim. Amma maksudum asnmda işaa gözünü doyurmak istiyordu. Bu işi ya etmeyip ölümüme talik etmekti. Itti parken kendi milyonlarına da milyonlar fak (*), bir yâri kadimim çadınma gelilâve etmeği unutmıyacaktı. Nitekim az miş ve beni uyur bulmuş. Teklifimiz ol bir zaman içinde bu emeline erdi. Yalnız mamakla cüzdanımı karıştırıp müsveddedevlet hazinelerini değil, Hünkânn hu yi görmüş ve filhal suretini alıp gitmiş. susî para sandıklarını, Yedikuledeki ih Ertesi orduyu hümayun seyrine var tiyat hazineyi de bir altın tufanma boğ dım. Köşe köşe okunur, kimi ağlar, kimi du. Hünkâr, kısa denilecek bir zaman «Yahya Beyin mağfiretine sebebdir, içinde ve küçük bir haksızlık vukuunu deyu ah eder gördüm, her çend inkâr etsezdirmeden yapılan bu işten son derece tim, müfid olmadı. Rüstem Paşa ki memnun olmuş, kasa dairelerinden biri . mücerred şair olduğuma binaen bana nin üstüne: «Rüstemin himmetile topla adaveti vardı o sırada azlolunduğundan nan hazine» ibaresini ihtiva eden bir ki «nolsa gerek» diye itiraf ettim, amma iki yıldan sonra sadaret makamına tekrar tabe koydurmuştu. geldi. Katlime niyet etmiş, bir iki defa Rüstem bu para toplama işini başar «nizamı âlem için bu makulenin vücudü mak için vergileri ıslah, cibayet usullerini nâbud olmak gerektir» deyu rikâbı hü tanzim, murakabeyi teşdid etmekle be mayuna arzeylemiş. Amma saadetlu paraber memuriyetleri satmak âdetıni de te dişah nefselemirde hakka kail, şuaraya sis eylemişti. Büyük küçük her memuri ve mevzun söze mail, Muhibbî mahlaslı yet ve her hizmet için • tarifeye bağlı o bir şairi kâmil olmağla ruhsat verdirmelarak mutlaka bir para ahyordu. Lâkin yüp «bu makulelere kulak tutma, intikam bu paraya rüşvet demiyordu, harc adı kasdin etme» buyurmuşlar. Bir gün ça veriyordu ve ödenilen parayı resmî suret vuş gönderüp hakiri Divana getirdi, uhte deftere geçirterek hazineye irad kay demde olan Sultan Beyazıd tevliyetine dettiriyordu. Kürenin üç büyük kıt'ası müteallik nice cefadan sonra: «Senin ne üzerinde kurulmuş, daha doğrusu yarı haddindir, padişahı nizamı âlem için şerküreye yayılmış olan o büyük imparator an iktıza eden bir vaz'ı irtikâb ederler, lukta hergün yüzlerce memuriyet tevcih sen bizzat saadetlu padişaha ve vükelâolunduğu için Rüstemin icad ettiği bu ye sına ta'nü teşni idersin, bulduğun türreni varidatın yekunu milyonları buluyor hatı nazmedüp avama verüp fesad çıkadu. nrsın» deyu gazab eyledikte kalbime ilRüstem, tanzim ettiği harc tarifesini ham olundu: «Biz merhumu katledenlerkanun kadar önemli tutardı ve onun üze le bile katlettik, ağlıyanlarla bile ağlarız. rinde küçük bir değişikliğe müsaade et (Arfcast var) mezdi. Zaten harclan, taalluk ettikleri (*) Bu kelime burada «Tesadüien» mamemuriyetlerin temin edegeldiği kazanca nasmı ifade eder. Hariciye Vekili geliyor Bükreşten gelen malumata göre, Hariciye Vekilimiz doktor Tevfik Rüştü Aras, Köstence yolile ve Daçya vapurüe yarın saat 14 te şehrimize gelecektir. Bugünkü konferans Paris elçiliğimizin tavsiyesi üzerine iki konferans vermek üzere şehrimize geldiğini yazdığımız Paris Saraylar konservatörü ve maruf fikir adamlarından Gabriel Mourey bugün ilk konferansı nı Edebiyat Fakültesi coğrafya salonunda verecektir. Saat 17 de başlıyacak olan konferansın mevzuu, Fransız şairlerinden Mallarme hakkındadır. CEMİYETLERDE Adaları Güzelleştirme cemiyetinin kongresi Ankarayı basan sular temizleniyor Adaları Güzelleştirme cemiyetinin kongresi dün Büyükadada Parti merkezinde Avni Yağızın başkanlığında top lanmıştır. Senelık hesab ve idare heyetı raporlan okunduktan sonra idare he yeti seçimine geçilmiş ve Emin Âli Durusoy, Nuri Türkkan, Avni Yağız, Esad Durusoy, Berç Türker, Haleblioğlu, NiBursada koza fiatları yazi Altuıus, Nikulasto oğlu seçilmiş Bursa (Hususî) Bu sene koza fiat lerdir. larmın düşeceği zannedilirken bilâkis mutedil bir fıatla satışm başladığı gö İzmirde yapılacak asfalt rülmektedir. Henüz mahsulün ilk ağızı yollar olmasına rağmen Bursa ve civanndan tzmir 6 (Hususî muhabirimizden) koza borsamıza her gün 200 300 küo yeni koza gelmekte ve muamele gör Yapılacak olan asfalt yolların istikşafı mektedir. Fiatlar 70 kuruşla 80 kuruş başlamıştır. înşaatın bir Fransız şirke arasındadır. Vasatî fiat 75 kuruştur. tine verileceği söylenmektedir. Koza, borsamız alıcı ile müstahsil araîki tren kazası sında iyi nazımlık yapmaktadır. Henüz İzmir 6 (Hususî muhabirimizden) satış hararetlenmiş olmamakla beraber Manisanın Muradiye istasyonu yakınıniki hafta sonra koza borsamız en hum da Ankara İzmir ekspresinden atlıyan malı bir faaliyete sahne olacağından Osman isminde bir şahıs ağır surette şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. Diyaralanmıştır. Tren, İlkkurşun istasyoğer taraftan ipekçilik ve böcekçilik ensti nu yakınında raylar üzerinde oturan tümüzün memleketin bazı mıntakaların Hasan isminde birine çarpmış ve öldürda, ezcümle Adapazarında açtığı llkba müştür. har Böcekçilik kursu mesaisini bitirmiştir. Mülhakattan ve koza yetiştiren mınZavallı dilsizi yaraladı takalardan alman haberlere göre, bu Galatada Arabcamii civannda dilsiz sene mahsulün her tarafta çok iyi olduğu ve hastalıksız mahsul alındığı anla bir boyacıya ayakkablarım boyatan Ali isminde biri boya meselesinden dilsizle şılmaktadır. kavga etmiş ve zavallıyı bıçakla ağır surette yaralamıştır. Ali yakalanarak BeyBursa Belediye reisliği oğlu cürmü meşhud mahkemesine sev Bursa ) Hususî) İstifa eden Beledi kedilmiştir. ye reisi Cemil Özden münhal kalan Bursa Belediye reisliği vekâletine Belediyenin hukuk müşaviri avukat Kemal Ziya Demirel tayin edilmiştir. Belediye Meclisimizin kabul ettiği yeni bütçeye göre hazirandan itibaren 25 memur açıkta kalmıştır. Belediyemiz, son günlerde umumî caddeler üzerindeki kahvehanelerin sandalyelerini yol kenarına koymalarını menetmiştir. Dinamit patladı, bir amele yaralandı Kızıltoprakta oturan Yusuf, Göztepede Millet sokağmda arabacı Dursunun bahçesindeki kuyuyu tamir ederken kuyudaki taşların arasına dinamit koymuş ve fitili ateşlemiştir. Kuyudan çıkan Yusuf, aradan 10 dakika geçtiği halde infilâk olmadığını görmüş ve fitili muayene etmek üzere kuyuya girerken patlıyan dinamitle yaralanmıştu. Yaralı hastaneye kaldırılmıştır. Bilecik orta mektebinden 70 talebe mezun oldu Muharrem Feyzi TOGAY Erzincanlılar doktor istiyorlar Erzincan (Hususî) Erzincan merkezinde Sıhhiye Müdüründen başka sivil doktor kalmamışür. Askerî doktorlar sayesinde hastalar ölümden kurtulmak • tadır. Bu husus için Sıhhiye Vekâletine vaziyet bildirilmişse de bir netice alınamamıştır. Bursada bir orman mektebi yapılacak Bursa (Hususî) Bu sene Bursaya nakledilen orta orman mektebi bu ders yılını Çekirge yolundaki bir köşkte geçirmiştir. Şimdi Vekâletin kabul ettiği tahsisatla Çekirgenin Kadıköşkü mev kiinde büyük bir orman mektebi yapılacaktır. Mektebin yapılacağı arsalar isBilecik (Hususî) Her sene müte timlâk edilmiştir. înşaata haziran so nunda hemen başlanacak ve yeni ders zayid bir süratle terakki eden orta mekyıhnda mekteb yeni binasına yerleşmiş tebimiz bu yıl da yetiştirdiği yetmiş talebulunacaktır. beyi mezun etmiştir. Güzide bir idare ve Cumhuriyet talim heyetinin yetiştirdiği ve her biri vatan için faydalı insanlar olmağa ha zırlanan çocuklarımızm grup halinde çekilmi; bir resmini gönderiyorum. Abone şeraiti Yağan şiddetli yağmurlar dolayısile Ankaranm bir kısmmı su bastı ğmı yazmıstık. Ankara foto muhabirimizin gönderdiği vukarıki resim, su basan yerlerde temizlik amelesinin faaliyetini göstermektedir. Nüshası 5 knruştnr. Hariç Türkiye için icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. 1450 • Altı aylık 750 » 800 » Üç aylık 400 » Yoktur Bix aylık 150 »
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear