26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET Leon Blum Fransız amele Tahkikat henüz hiçbir netice vermedi. Balonun ve patronlarını uzlaş «Cumhuriyet güreş müsabakaları» nda derece alan mağa davet etti pehlivanlar, millî takım güreşçilerile karşılaşıyorlar kaptanı Lehmann da hastanede ölerek Paris 8 (A.A.) Dün öğleden sonra parlamentoda Başvekil Leon Blum, hükurban adedi 36 yı buldu lBa$tarafı 1 inci sahijede] Hindenburg Zeplini faciasının sonu Fransız Meclisinde hararetli bir gün Güreşçilerimiz için en büyük imtihan günü îran vecizeleri 1 Sudan ayrılan balık ateşten niçin korksun? 2 Düşkünlere az da olsa yardım et. Kıymetsiz bir iplik, koca bir gül demetini dağılmaktan kurtarır. 3 Her hırsız, çaldığını saklamağa çalışır, söz hırsızlan müstesna. Onlar çaldıklarile öğünürler ve şöhret almak isterler. 4 Tok göze göre başakla harman birdir. 5 Kasab evinde hergün kurban bayramı vardır. 6 Kafes te yuva olabilir, iş alışmakta! 7 încisi alınmış ipliği nideyim? 8 En iğrenç dileneilik, yaşamaktan korkup ölüme çanak açmaktır. 9 Diş döküldükten sonra gelen ekmeğin tadı mı olur? [Ziya Paşa bu fikri şu beyitle ifade eder: «Taşlar yedirdi nan yerine bir zaman felek Nan verdi şimdi âh ki dendane kalmadı»] 10 Aşkın eline düşen yürekten cür'et bekleme. Sazlığı ateş sannca aslan kaçar. 11 Hayat mücadclesi, mekteb çocuklannın kavgasına benzer, temelsiz ve sonsuzdur. 12 Tenkidler ekseriya sinek sesi verir. Çünkü tatlı sözlere musallat olurlar. 13 Hayat, denizdir. Vücud gemidir. Hâdiseler, timsahtır. Ölüm, sahile eriştir. 14 Sadef, içinde inci bulunmadığı vakit açık bulunur. 15 İğreti malı, istenmeden geri vermek gerektir: Sonunda iki kere utanmamak için! 16 Tesbih kullanmak fikri, halkı avlamak için tane kullanmak âdetinden doğmuştur. 17 Istırabsız aşk, dumansız mum gibi mevcud değildir. 18 Soluğunu zaptedemiyen, dalgıçlık edemez. 19 Güzellerden çok cefa çekenler, huri görmek için cennete gitmeği düşünmezler. 20 Dilencinin keyfi işlek caddedc gelir. 21 Yelpazenin sermayesi yeldirl 22 Alın yazılan ayni kalemden çıkmışsa o kalemi kullanan kâtibin yazısındaki bu kadar değişiklik neden? 23 Dehrin dönekliğini, gadrini, duygusuzluğunu iki kere seyretmek kabil değildir. Onun için ölenler bir daha dünyaya gelmiyorlar. [Ragıb Paşa da bu fikre şu suretle tasarruf etmiştir: «Görmedik hîç peşiman olup avdet edeni Anlatır kim var imiş mülkü ademde rahat»] 24 Kesilmiş dal bahara iltifat etmez. 25 Ortaya düşen sır bir daha saklanamaz. 26 Sermayesiz adam dükkân endişesinde bulunmaz. 27 Gönül ateşi yelpazeyle sönmez. 28 Hüma da, karga da kemik yer. Fakat kıymetleri daima ayrı kalır. 29 Kapısız eve kilidin n« lüzumu var? 30 Türbede yanan mumdan ölüye ne fayda? 31 Taşı düşünce yüzük te kıymetten düşer. 32 Çörçöp denize ulaşsa da yeşermez! •i da tafsilât vermişlerdir. Yollan tıkamamalan ve hasta ve sıhhî imdad arabalarile itfaiye arabalarımn yol vermeleri için speakerler otomobilcilerden Lakehursta gitmemelerini rica etmişlerdir. Gün doğarken askerler hâlâ enkaz arasında araştırmalar yapmakla meşgul idi ler. Duman yükselmekte devam etmektedir. Tahkik komisyonu derhal işe başlamıştır. Kaza mahallini kordon altma alan askerler, mütecessislerin balonun enkazına yaklaşmalanna mâni olmaktadırlar. Balonun enkazı yamyassı olmuştur. Yalnız kırılmış olan pervane yanmış, demir ve alominyum yığınlarınm arasından yükselmektedir. Kumandan mevkiinin son bakiyesi olan madenî masa ve iskemleler göze çarp maktadır. Yolcuların üç gün içinde seyahat et tikleri teknenin yerinde şimdi sıcaktan bükülmüş pencere çerçeveleri görünmektedir. Dr. Eckner ile Hindenburg'un zabilîeir şimdiye kadar birkaç kere Lakehurst sahasını beğenmediklerini söylemişlerdi. Gelecek seneden itibaren balonun başka bir meydanda yere inmesi kararlaştınlmıştı. Lakehurst civarındaki sabil, şiddetli cereyanlara maruz bulunduğu ve ekseriya bir sis tabakasile örtülü olduğu için Su havalide sık sık kazalar vuku bulmakta dır. 4 nisan 1933 te Akron ismindeki kabilisevk balon da bu civarda denize düşmüş ve bu kaza neticesinde 75 kişi ömüştü. 3 eylul 1934 tarihinde Morrocaste vapuru, burada yanmış ve yolcularından 132 kişi ölmüştü. 24 sankânun 1935 te de gene burada Mohawak vapuru batmış ve 45 kişi bo ğulmuştu. hurst faciası hakkında tafsilât vermi§tir. Ekner, bidayette bir an bir kundakçılık hâdisesi karşısında bulunduğunu zannet mişse de şimdi Amerika hükumetinin mükemmel olan teşkilât ve servisleri sayesinde bu ihtimali tamamile uzaklaştırmak lâzım geldiği kanaatinde bulunduğunu beyan ederek şunları ilâve etmiştir: « Daha ziyade ahvali havaiyeye isnad edilebilecek olan bazı elektrik hâdiselerinin bu faciada bir rol oynadığına iVstimal verilebilir.» Balonun »igortası Londra 8 (A.A.) Hindenburg hava sefinesi 500,000 sterlinge sigorta edilmişti. Bunun 225,000 lirasına Ingiliz kumpanyaları iştirak etmişlerdi. Balonun hidrojenle şişirildiğinden haberdar edilen bu kumpanyalar buna rağmen balonu si gorta etmişjerdi. Yolcularla balonun mürettebatı mühim meblâğlar mukabilinde sigorta edilmişlerdi. Lakehurst, faciası sigorta kumpanya larının tazmin etmek mecburiyetinde kaldıkları en büyük hava kazasıdır. Amerika ve Zeplin meselesi Vaşington 8 (A.A.) Bahriye Nazırı Swarson demiştir ki: « Amerikan bahriyesi, kabilisevk balonların sureti istimali meselesini tetkik etmeğe devam edecektir. Hindenburg faciası, Bahriye Nezare tince ittihaz edilen kararlan değiştire mez. Çünkü yangın idrojen kullanılmasından ileri gelmiştir. Halbuki Amerikan balonlan helium ile şişirilecektir.» Helium gazı için bir kanun Vaşington 8 (A.A.) Lakehurst faciasından sonra âyan meclisinin askerî encümeni, Amerikanın inhisarmda bulunan heliumun ihracmı kolaylaştıran bir kanun lâyihası kabul etmi'tir. Facia tahkikatı Vaşington 8 (A.A.) Ticaret Natki karbart zırı Rober, Hindenburg balonu faciası Nevyork 8 (A.A.) nın sebeblerini araştırmak için bir tahkık balonunun telsiz servisi heyeti tayin etmiştir. yaralardan hastanede Ayan meclisinin ticaret encümeni reısi şekilde diğer bir yolcu Copeland, Amerika hükumeti tarafından yapılan tahkikatın ılk hedefi, balon ka zasında kundakçılığın bir rol oynayıp oynamadığını tesbit etmek olduğunu beyan etmiştir. Ikinci hedef, bu hava sefinesinin inşası için kullanılan malzemenin neden ibarel olduğunu anlamaktır. Eğer tahkikat neticesinde bazı maddelerin kazaya sebebiyet verdikleri sabit olursa, kongre ateşe daha mukavım balonlar inşasını derpiş eden bir kanun lâyihası hazırlıyacaktır. daha Hindenburg şefi Suock, aldığ1 ölmüştür. Ayni da vefat etmiştir. Şeker sanayiimizi tetkike gelen profesörler Zeplinin kumandanı öldii hastanede Dr. Reonıer Dr. Blohm Şeker sanayiimiz üzerinde etraflı tetkikat yapmak üzere Reomer ve Blohm isminde iki Fransız profesörü dün şehrimize gelmişlerdir. Avrupadan gelirken Alpulluda inerek Alpullu fabrikası ve Trakyadaki pancar ziraat sahalarım tetkik eden profesörler buradan Eskişehre Ekner'in radyoda söylediği ntztuk gidecekler, Eskişehir, Turhal ve Uşak Berlin 8 (A.A.) Zappelin kum şeker fabrikalannı ve bu fabrikaların panyası reisi Dr. Ekner, radyoda Lake pancar sahalannı tetkik edeceklerdir. Nevyork 8 (A.A.) Dün gece vefat eden kaptan Lehmann'dan sonra bu gece Hindenburg hava sefinesi mürette batından bir kişi daha ölmiiştür. Kaza kurbanlannın resmî bilânçosu, şimdilik I 1 yolcu, mürettebattan 21 kişı ve Lakehurst tayyare meydanı müstah demlerinden olan bir kişiden ibarettir. kumetin içtimaî ve iktısadî siyaseti hakkında izahat verdikten sonra Halk cephesine mensub bütü meb'uslar, ayağa kalkarak kendisini hararetle alkışlamışlardır. Başvekil, işçilerle petronlara hitab ederek bunlara millete karşı olan vazi felerini hatırlatmış ve demiştir ki: . Bu, bir adamm veya bir hükumetın daveti değil, bizzat memleketin davetidir. Parlamento müşahidleri, halk cephesi mensublarının bu münasebetle Leon Blum'ü ittifakla alkışlamış olmalarmı bugün müzakerelerin neticesinde hü kumetin büyük bir ekseriyet kazanacağına delil addetmektedirler. Onumuzdekı hafta çetin bir imtihan Blum, beyanatında hükumetin şimdiye kadar yaptığı işleri hatırlatmış, ik IBaştarafı 1 tnct sahlfede] tısadî kalkınma hareketlerinin bariz vaziyetini tayin edeceği için çok çetin bir bir şekilde görülmekte olduğunu ehem imtihan olacaktır. Esasen gerek millî tamiyetle kaydetmiş ve <tevakkuf devre kım güreşçilerinin, gerekse onlarla karşısi> nin yapılan ıslahata alışılması veya yeni ıslahatm hazırlanması için lâzım laşacak pehlivanların bu zorlu imtihana olduğunu söylemiştir. Fakat hükumetin iyıce hazırlanabilmeleri için on beş günlük halk cephesi programmda derpiş edilen bir mühlet verilmiştir. lerden başka ıslahat tasavvur etmediği Millî takım güreşçilerile yapılacak münoktasında ısrar etmiştir. sabakalarda her sıklet güreşçisinin tam Başvekil, hükumetin mühim içtimaî kilosunda bulunması şarttır. Kilosunu ufak tedbirler teklif etmek niyetinde oldu mikyasta bile tecavüz edenler müsabakağunu söyliyerek ziraatçilerin borcları ya giremiyeceklerdir. nın yeniden tetkiki, ihtiyarlara maaş Müsabakaların nerede ve hangi saatte tahsisi ve ziraatçilerin maruz kalabilecekleri felâketlere karşı tedbirler alm yapılacağını bilâhare ilân edeceğiz. Kimler müsabaka yapacak? ması gibi hususatın bu meyanda bulunduğunu ilâve eylemiştir. Güreş Federasyonu, «Cumhuriyet güBlum, hükumetin yeni masraflara gir reş müsabakaları» nın resmî tasnifini yapmek istemediğini ve bu itibarla halk mış, neticeyi bize bildirmiştir. Buna göre cephesine mensub bazı zümreler tara neticeler şunlardır: fmdan teklif edildiği veçhile nafıa iş 56 kilo: 1 nci Hasan Tahsin «Güneş», lerine 10 milyar tahsisat veremiyeceğini 2 nci Büyük Akkan «Kasımpaşa», 3 ünkaydetmiştir. Bununla beraber Başve cü Ahmed Yener «Kasımpaşa», 4 üncü kil 1937 senesi içinde nafıa işleri için 8 Cemal Kâmil «Güneş», 5 inci Cercis milyar sarfedileceğini ilâve etmiştir. «Güneş». Leon Blum, vergilerin daha adilâne 61 kilo: 1 inci Basri Kâmil «Kasımpabir şekilde taksimi ve suiistimallerin işa», 2 nci Haydar Saim «Güneş», 3 ünzalesi için yeniden bazı malî tedbirler ittihaz edıleceğini haber vermiş ve bu cü Hüseyin Abdullah «Güneş», 4 üncü tedbirler sayesinde tahsilâtın artacağım Kâmil Yalman «Güneş», 5 inci Hüseyin ve yaşlı işçilere maaş tahsisi işinin ko Şaban «Kasımpaşa». 66 kilo: 6 mcı Yahya ömer «Güneş», laylaşacağını ümid ettiğini söylemiştir. Hatib, amele sınıflarının kazandıkları 2 inci Ahmed Kuloğlu «Kasımpaşa», yeni hakların kendilerine yeni vazifeler 3 üncü Rasim Adsan «Kasımapaşa», tahmil ettiğini ehemmiyetle kaydettik 4 üncü Tuckol «Beykoz», 5 inci Feridun ten sonra patronların da, hakimiyetleri Akgüner «Güneş» ve Hikmet «Kasımpanin keyfî olamıyacağını, bunun «ilâhî şa». bir hak» olmadığını ve kanunun bu ha72 kilo: 1 inci Mehmed Ali Karaca kimiyete bir hâd tayin etmiş olduğunu «Güneş», 2 nci Ahmed Kandemir «Kaanlamaları lâzım geldiğini tebarüz et sımpaşa», 3 üncü Ahmed Taş «Güneş», tirmiştir. Blum, izahatını şu sözlerle bitirmiştir: 4 üncü S. Beyat «Kasımpaşa», 5 inci Is« Fransız demokrasisi, terakki fik mail Vehab «Güneş». 79 kilo: 1 inci Faik «Galatasaray», rini nizam ve ihtiyat fikrile birleştir meğe ve demokrasi müesseselerile sulh 2 nci Rezzak «Kasımpaşa», 3 üncü Hacuyane uzlaşma usullerine karşı sada sib Güneş», 4 üncü S. Beyat «Beykoz», katini karar ve enerji fikrile mezcetme 5 inci Apostol «Kasımpaşa». ğe muktedır bulunduğunu ispat edecek87 kilo: 1 inci Faruk Konya «Ankaratir.» gücü», 2 nci Ismail İslâm «Kasımpaşa». Kabine itimad reyi aldt Ağır sıklet: 1 inci Salih «Güneş», ikinParis 8 (A.A.) Meb'usan meclisi hü ci Zühtü «Güneş». kumete 190 muhalife karşı 380 reyle iMüsabakaların verdiği bu neticeye götimad bevan etmiştir. re her sıkletin birinci ve ikincisi millî takım güreşçilerile karşılaşacakür. Millî İnhisarlar müdürü Ankaraya takımda şu güreşçiler müsabaka yapacakgitti lardır: tnhisarlar Umum müdürü Mithat Ye56 kiloda Kenan, Ahmed Çakır Yılnel, dün akşam Ankaraya gitmiştir. U dız. 61 kiloda Yaşar, 66 kiloda Yusuf mum müdür Ankarada idarenin 937 büt Aslan, 72 kiloda Saim, 79 kiloda Adnan, çe ve kadroları için alâkadarlarla te 87 kiloda Büyük Mustafa, ağır sıklette maslarda bulunacak ve Büyük Millet Çoban Mehmed. Meclisine verlimiş olan yeni tütün ka tki izah nunu hakkında izahat verecektir. Güreşlerin devamı esnasmda Güreş Bahri yakasını ilikledi. Sonra başını ağır ağır etrafa çevirdi. Gözleri bazan bir noktaya takılıyordu. Epeyce durdu. Derin bir nefes alarak mırıldandı: Ne hatıralar! Sonra Orhana döndü ve kulağına eğilerek: Buralarım size bırakıyorum, dedi. Yokuşu hızla indiler. Yalının bahçe kapısına geldikleri vakit Bahri durdu: Ben hemen ayrılmak istiyorum, dedi. Onüne bakıyordu. Bulutlar arasından sızan donuk ay ışığında, san kaşlan gö rünmüyor, tamamile kapalı duran gözkapakları çizgisiz yüzüne baygm bir ifadenin derinliğini veriyordu. Orhan onun tereddüd içinde olduğunu anlıyarak: Vazgeçiniz! dedi, içeride biraz oyalanın, teessürünüz geçsin, sonra gi dersiniz. Bahri yalının kapısına baktı: Gitmeliyim, dedi, kalpağım içeride... Lutfen İclâle emretseniz de getirse... Bu sözlerin birkaç noktasında kopan sesi, onun içini parçalıyan facianın dehşetini boğulan bir adamm son nefesi kadar sarahatle hissettiriyordu. Orhan onun rüzgârda bir kül yığını gibi dağılan, so luk mehtabda rengi uçmuş, dağmık saç geçireceH olan millî gureş takımvnız Federasyonuna alâkadarlar tarafın dan iki itiraz yapılmıştır. Federasyon, evvelki akşamki içtimamda bu itirazlan tetkik ve müzakere etmiş ve bir neticeye başlamiştır. Federasyon reisi Ahmed Fetgeri, bu hususta bize şu resmî izahatı vermiştir: « 56 kiloda Hasan Tahsin hakkında yapılan itiraz tetkik edilmiş ve Hasan Tahsinin Federasyonun kütüğünden 101 numarada lisansiye olduğu anlaşıldığın dan itiraz varid görülmemiştir. 72 kilo güreşçilerinin hakem rey pusuIalan tetkik ve Kasımpaşa kulübünden S. Beyatın galibiyet ve mağlubiyeti hakkın daki vaziyet münakaşa edilmiş, hakemlerin 1 2 ekseriyet kararile S. Beyatın mağlubiyeti hakkındaki karann yerinde ve nizamî olduğu görülmüştür. Buna göre de bu sıkletin dereceleri; 1 inci Mehmed Ali Karaca «Güneş», 2 inci Ahmed Kan demir «Kasımpaşa», 3 üncü Ahmed Taş «Güneş», 4 üncü S. Beyat «Kasımpa şa, 5 inci îsmail Vehab «Güneş» şeklinde tesbit edilmiştir.» Umumi puvan vaziyeti Alınan bu derecelere göre nizamname mucibince birinciye 3, ikinciye 2, üçüncüye 1 puvan vermek suretile kulüblerin puvan vaziyeti de şu şekilde tesbit edil miştir: Güneş 19 puvanla birinci, Kasımpaşa 15 puvanla ikinci, Galatasaray ve An karagücü de üçer puvanla üçüncü olmuşlardır. Müsabıklara vereceğimiz hediyeler Bu müsabakalarda derece alan birinci, ıkinci ve üçüncülere gazetemiz tarafından verilecek olan hediyeler hazırlanmakta dır. Hediyeler, millî takımla yapılacak müsabaka günü merasimle pehlivanlara verilecektir. Federasyon bir hakem kursu açıyor Güreş Federasyonu, güreş hakemi yetiştirmek için bir hakem kursu açmağa karar venniştir. Bu hususta bir nizamname tanzim edilmektedir. Kursta, yakında derslere başlanacaktır. Sümer Banka dair bir karar Sümer Bankla buna bağlı veya bu bankanın iştiraki olan fabrika müessese ve şirketlerin inşaat ve esaslı tamirat işlermde dahi artırma, eksiltme ve ihale kanunu hükümlerine tâbi olmadıkları alâkadarlara bildirilmiş, taahhüd ve iltizam işlerinde ise kazanç vergisi ka nununun umumî hükümlerinin tatbik olunacağı ilâve edilmiştir. kandırabileceğini umarak yavaşça kolun dan çekti: Haydi, dedi, rica ederim. Fakat zabitin vücudünde Orhanın ü midinden fazla mukavemet vardı ve kolu onun kolundan kurtuldu. Orhanın yüzüne bakarak: Zahmet etmek istemiyorsanız... ben... şuradan İclâle seslenirim. Orhan kapıyı itti: İstağfirullah.. gidip haber vereyim.. fakat... Bahri kat'î bir baş hareketile: Rica ederim... dedi. Orhan koştu ve Bahrinin kalpağım bizzat getirdi. Zabit kapıdan içeri girmiş, onu bahçeye inen yokuşun başında bekliyordu. Orhanın yaklaştığını farketmedi. Denize bakan gözlerinde sabit ve donmuş bir rüya vardı. Bakışlan taş kesilmişti. Orhan onun yanmda epey durdu ve uyanmasını bekledi. Fakat, hafifçe geriye çekilmeğe mecbur olmuştu, çünkü Bahrinin gözlerinden ince damlalar sızdığını gördü. Biraz daha bekledi. Sonra ona sezdirmeden yokuşaşağı birkaç adım attı, geriye döndü ve henüz geliyormuş gibi gurültülü adımlarla ona yaklaştı. (Arkası var) Cumhuriyetin'edebî tefrikası: 71 B i Z İNSANLAR Hani yıkılacak bir duvar nasıl iki tarafa sallanır, bunların kalbleri de öyle. İki tarafa da gidip gelir. Tuhaftır ki size de temayülleri vardır! Muhabbetleri de öyledir, fikirleri de... Meselâ Vediaya vatan hakkında fikrini sorun: Tıpkı sizin gibi düşünür; fakat ecnebilere karşı muamelesinde Samiye Hanımdan farksızdır. Hakikaten! Evet, öyledir. Rüştünün a leyhindeki fikirlerinizin hiçbirini değiştirmeğe çalışmıyacaktır. Adeta size hak veriyor sanırsınız, fakat onu Rüştüden a yıramazsınız. Başını Orhana doğru yaklaştırarak tekrarladı: Ayıramazsmız. Gittikçe artan rüzgârla omuzları üşümeğe başlıyan Orhan titredi ve güldü: Benim böyle bir niyetim yok ki... dedi. Görürüz; belki ben görmem, gö riirler... Taktı size o parmağını, Orhan Bey! Hayır! Bu tabir fena... HayırL İteri gidiyorum... Harikulâde bir kızdır bazan...,, Amma tamamlanmamış bir gü Yazan: Peyami Safa zel şey, bir güzel eser... Nasıl diyorlar şimdi, bir... Tamamlanmamış bir şahı eser... Şaheser. Evet. îşte öyle. O bozuk tarafları insana nefret verir. Yahud bir ustası çıkmalı da o tarafları düzeltmeli. Ben yapamadım, Orhan Bey, yapamazdım da, çünkü sevmedi beni. Birdenbire sözünü değiştirdi: Haydi kalkalım, dedi. Sonra, hiç kımıldamadan, boğuk bir sesle devam etti: Sevmedi. Öyle göründü ve öyle görünmesini de çok iyi bilir. Yahud, galiba, öyle göründükleri zamanlarda hakikaten biraz seviyordu. Çünkü inandı ğım çok oldu Orhan Bey. Fakat yalan. Galiba acıyordu bana... (Çok merhametlidir.) Teselli için mi yapıyordu, nedir... Çok düşündüm bunlan... Artık yorul dum... Size o zamanlar raslasaydım... Hiçbir şey istediğim gibi olmadı benim. Haydi kalkalım. Kalktılar. larına, üstünde burnunun ve dudaklarınm bile hiçbir net çizgisi görünmiyen baygm yüzüne, dik yakasının kenarında sarkan ümidsiz ve sabit çenesine, kararsız ve hareketsiz duruşuna bakarak : Hay hay, dedi, İclâle söylerim, ben de getirebilirim, fakat biraz açılmanız için söylüyorum. îçeri beraber girelim, sonra beraber çıkarız. Bahri ağır ağır başını kaldırarak: Hayır, dedi, gitmeliyim. Fakat halinde henüz karar safhasına geçmemiş bir irade uyuşukluğu vardı. Orhanm yalnızbaşına içeri girmesini teşvik eden hiçbir hareket yapmadı. Onüne bakıyordu. Orhanın teklifini kabul etmesi için biraz ısrar bekliyor gibıydi. Derin bir nefes aldı. Orhan ısrar etmeğe karar vermişti: Geliniz, dedi, haydi... isterseniz yahya girmeyiz, bahçede kameriyede otururuz. Bu «kameriye» sözünün onda bir çok hatıraları harekete geçireceğini sonradan farketmişti. Bahri bir silkindi ve reddetti. Orhan hafifçe onun koluna girerek: Deniz kenarında otururuz, dedi. Zabit elini alnında gezdirdi, saçlannın arasına daldırıp çıkardı, avcunu bütün yüzünün üstünden geçirdi: Gitmeliyim, diye tekrarladı. Sesindeki ısrar hafiflemişti. Orhan onu M. TURHAN TAN Komünistlik tahrikâtı yapanların muhakemesi Komünistlik tahrikâtı yapmaktan suçlu olarak Ağırceza mahkemesinde mu hakeme edilmekte olan mevkuf Cenab Şahabeddin. Zeki. Kemal ve Şükrü ile gayrimevkuf şair Nazım Hikmet, doktor Hikmet, bastoncu Feyzi, kunduracı îhsan. Salâhaddin, Süleyman, Bekir, Hasan Basri ve Mustafa Refiğin muhakemelerine dün de gizli olarak devam edilmiştir. Dünkü celsede Hamdi, Em rullah, Hamdi Erden, Kâmil, Selim Dinç. Hamdi Özdemir, Nazmi. Muhid din, Salih ve Madam Aşken şahid ola rak dinlenmişlerdir. Muhakeme talik edilmiştir. Konser Konservatuar Harmonie'si şef Cemil Dölenerin idaresinde, 9 mayıs pazar günü akşamı saat 21 de Fransız tiyatrosunda bir konser verecektir. Rossi'nin Güllau me Telle ouverture'ü, J. Massenet'in Scenes pittoresques [Suıte] i, Mozart'ın L'enlevement au Serail [ovverture] ü, Bachın' Canon Double Fugne, Weber'in L'invitation â la Valse'ı, Gabrel Pares'in Marche Trompette'i vardır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear