26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 21 Mayıs 1937 Genclerin gösterdiği muvaffakiyet İzmirin Üçok futbol takımı şehrimizde büyüklerîmizin takdirini celbetti İzmirli futbolcular bu hafta Galatasaray ve Güneşle çarpışacaklar Galatasaray ve * > Güneş takımlarile iki maç yapacak olan İzmirin Uçok takımı dün sabah şehrimize gelmiştir. İzmirli futbolcu lar İstanbula nok san bir kadro ile gelmişlerse de cu martesi gününe ka dar bazı oyuncula i z m i r t a k m t kaîüe rının daha gelme reisi Fehmi leri ihtimali vardır. Kafilenin başında bulunan eski kaleci ve Üçokun umumî kaptanı Fehmi spor muharririmize şunları söylemiştir: « İzin alamamak dolayısile en iyi iki muavinimiz Âdil ve Enveri, soliç Basriyi, kaleci Nejadı geriremedik. Bunlara izin temin edilirse cumartesi günü burada olacaklardır. Eğer tam kadro iîe çıkacak olursak gerek Galatasaraylı ve gerek Güneşli kardeşlerimizle samimî "ve güzel bir oyun oynıyarak galıb gelmeğe çahşacağız. Sporda mağlub olmanın da galib gelmek kadar şerefli olduğunu kabul edenlerdeniz.» Gelen takım, Saim, Namık, Kemal, Mazhar, Mustafa, Şükrü, Mehmed, Hilmi, Ziya, Ali ve Hüsnüden müteşekkildir. Ankarada 19 mayıs Denizyollarında yeni tedbirler Işletme masrafları üzerinde tetkikat yapılıyor Denizyolları îdaresinde, tamir mas raflarının yüksekliği, kömür sarfiyatının fazlalığı, vapurculuk şirketinden aîınan vapurların bedellerinin ödenmesi gibi sebeblerle çıkan açığı kapatmak üzere alınan tasarruf tedbirleri tatbik edilmekte dir. Kadrolarda yapılan tadilât ve 300 liradan itibaren başlıyan yüksek maaşlarda yüzde yirmi nisbetinde icra olunan tenzilât idareye senevî 10 bin lira kazandır maktadır. Yüksek maaşlardan yüzde yirmi tenzilât karan bu aydan itibaren tatbik edilmektedir. Dığer taraftan işletme masraflarınm azaltılmasına da çalışılmaktadır. Bu maksadla vapurların sefer vaziyeflerile, kömür ve sair levazım sarfiyatlan tetkik edilmektedir. Denizyolları İdaresinde bulunan mütehassıs doktor Kıp bunun için muhtelif hatlar üzerinde tetkik doiaşmalan yapmaktadır. Mütehassıs bugünlerde îzmire gidecektir. Bu alınan ve alınacak olan tedblrlerlc ve elde mevcud gemilerin kısmı azami tamir edilmiş bulunduğu cihetle bu sene idarenin mevcud açığı kapatacağı ümıd edilmektedir. Denizyolları İdaresinin iyi bir vaziyete girmesi daha ziyade yeni vapurları geldikten sonra kabil olacaktır. Çünkü yeni vapurlar gelince tamir mas raflan kalkacak, kömür sarfiyatı da yarı yarıya azalacaktır. O zaman, idare tarifesinde yapılan tenzilâta rağmen bi lânçolarını kârla kapayabilecektir. Zeppelin en emin hava nakil vasıtası idi 1928 denberi zeppelinlerin taşıdığı binlerle yolcudan bir tek kişinin bile burnu kanamamıştı 5 Bundan evvelki yazımızda Büyük Harbde Zeppelin lerin Londra ve İngiltere üzerine yaptıklan akınlardan ve bombardıman lardan bahsetmiş tik. Onceleri, bu hücumlar, zayiatsız oluyordu; fakat sonralan iş değişti. Çünkü İngilizler, Zeppelin bombar dımanlanna karşı sıkı tedbirler aldılar. Hava dâfi topları, kuvvetli projektör ler ve avcı tayyarelerinden mürekkeb kuvvetli bir müda faa tertibatı vücu de getirdiler. İngi liz müdafaa vasıta lan gittikçe ve süratle tekâmül ediyordu; buna mukabil Zeppelinlerin ka biliyetlerinde bu nisbette, büyük bir te Kıçtaraftan tutuşan Hınderiburg balonunun baştarafı da boyle alevler içinde olduğu halde yere düşmüştü rakki ve tekâmül husule gelemiyordu. Zeppelinler büyü ı 43 tanesi barb ve kaza yüzünden mahvoldükçe, düşmana karşı arzettikleri hedef muştu ki çok ağır zayiat demektir. te büyüyordu. Havada bir tayyare çok Bu yazı serisini muhtelif Zeppelinlerin hızh uçan bir kuş gibi olduğu halde Zep cesamet ve süratlerini gösteren küçük bir pelinler adeta bir ada gibiydi. mukayese ile bitirmek istiyorum: Cesameti süraU Bazan giden Zeppelinlerden bir iki Zeppelinin ismi Boyu kilometre tanesinin geri gelmediği görülüyordu. Bir ve tarihi mikâbı metre metre defasında Zeppelinierden biri Londra ü127 ? t k zeplin (1900) 11,300 zerinde, bir Ingiliz tayyarecisi tarafından L.Z. 25 158 84 22,700 211.5 130 yapılan muvaffakiyetli bir hücumla alev L. 70 62,000 (1917) 236.6 128 ler içinde düşrüldü. Balonlar, idroienle Oraf Zeppelin (1928) 105,000 248 135 200,000 Hindenburg (1935) dolu oldukları için, tam isabetler ve hatta Yanan Hindenburg aldığı bir defalık teknelerin yakınında patlıyan mermüer mahrukatla saatte 125 kilometro gıtmek bile, infilâka sebebıyet verıyor ve bu yüzden Zeppelinler tutuşup yanıyordu. Zep şartile 13,000 kilometro katedebiliyordu. pelin kumandanları arasında en meşhur Mürettebatı 40 kişiydi. 50 yolcu alabilive en liyakatli olan deniz yarbayı Stras yor ve 30,000 kilo yük taşıyordu. Kendi ser'di. Bu zabit, hava gemilerini kullan ağırlığı 195,000 kilogramdı. Çok rağbet makta fevkalâde bir meharet sahib'ydi. gördüğü için, yolcu yataklarımn adedi Bir akma hazırlanırken ertesi günlerde 50 den 70 e çıkarılmıştı. Saatte 130 kilometro, en seri vapurlahavanın iyi mi, yoksa fena mı olacağını rın üç misli bir sürat demektir. Onun için tayinde keramet derecesinde bir muvaffakiyet gösteriyordu. Hava gemileri ku Zeppelinlerin Amerika seferlerine rağbet mandanhğına tayin edilmiş olan yarbay ediliyordu. Son feci kazaya gelinciye kadar da Strasser hemen bütün akınlara iştirak etAmerikaya gidip gelen Zeppelinler tam miştir. bir emniyet içinde seyahat etmişlerdi. Zeplinlerin zayiatı artıyor Tayyareler, bazan kazaya uğradıklan 1917 birinciteşrininde 11 Zeppeün halde Zeppelinlerle seyahat eden yolcuden mürekkeb bir filonun İngiltereye yaplardan tek bir kişinin burnu kanamamıştığı akın pek azim zayiata mal oldu. 5 tı. Böylece, Zeppelin Amerika ile Avtane Zeppelin geri gelemedi. rupa arasında en seri ve emin nakil vası1918 ikincikânununda Ahlhorn'daki tası halini aldığı için çok rağbet görüyorhangarların birinde yangm çıktı. îngiliz du. Nitekim, yalnız 1936 senesinde lerin iddiasmca kendi casuslan tarafından Graf Zeppelinle Hindenburg Atlas Okçıkanlan bu yangm büyüdü ve beş hava yanusu üstünde 3500 yolcu nakletmişgemisi hangarlarile beraber yandılar. lerdi. Graf Zeppelin, sefere başladığı Yalnız bir tek hangar kurtulmuştu. 1928 ten 1936 sonuna kadar 1,650,000 kilometroyu, hiç anzasız, katetmişti. İngiltereye son Zeppelin hücumu, 5 ağustos 1918 de yapılmış ve bu son hü (1,650,000 kilometro, Hattıüstüvada cumda meşhur yarbay Strasser'in bindiğı Kürenin etrafında 41 defa devir yapmabüyük L 70 Zeppelini de İngilizler ta ğa muadildir) Graf Zeppelin bu müdrafından düşürülerek imha edilmişti. Bu det zarfinda 13,000 yolcu taşımıştı. Bu iyi neticelerden cesaret ahnarak kıymetli zabitin zıyaından sonra, esasen sayılan azalmış olan Zeppelinler, yalnız 1937 için daha geniş mikyasta bir sefer keşif için kullanıldılar ve bir daha İngil plânı hazırlanmıştı. Zeppelinler Atlas Okyanusunu bu sene zarfinda haftada tereye hücuma gönderilmediler. Donanmaya verilen 61 Zeppelinden üç sefer yaparak 40 defa gitme 40 gelme olmak üzere 80 defa aşacaklardı. devrilmiş hali? Onu deviren kızım değil Bunların 18 gitme ve 18 gelmesini Hin miydi? Şu dakikada kulağımda onun se denburg yapacaktı. sini işitiyor gibiyim: Baba, beni istemişAlmanlann infilâk etmiyen helyum siniz, geldim! demedi mi? Yoksa kimse gazile doldurulmak üzere yaptıklan Hinye görünmeden mi eve girdi?.. denburg'u bilâkis infilâk eden idrojenle Ahmed Şevket Bey, yazıhanesine dön doldurmalarınm muhtelif sebebleri vardır: 1 Graf Zeppelin'in aldığı neticeler mek için büyük bir cehd sarfetti. Yazı büyük bir emniyet telkin etmişti. hanesinin gözlerini başmı kaldırmadan 2 Benzin yerine ağır yağ yakan göremiyordu. motörler de aynca bir emniyet teşkil ediİki eline dayanarak kalkmak için bü yordu. tün kuvvetini toplamak istedi. Mümkün 3 İdrojen helyumdan daha hafif değil... Artık başmı bile müşkülâtla çe olduğu için, balonun daha fazla yük kalviriyordu. Gözlerini kapadı, kendini dırmasmı mümkün kılıyordu. kaybetti. 4 Helyum, yalnız Amerikada çık*** tığı için Aemrikalılann inhisan altındaydı Kendine geldiği zaman gündüz olmuş, ve helyum kullanıldığı takdirde Zeppelin güneş doğmuştu. Gözlerini açtı. Kendini seferleri Amerikalılann keyfine tâbi olacaktı. biraz daha iyice hissediyordu. 5 Helyum çok pahalıydı. Elini uzatarak zili çaldı. Fakat henüz 6 Alman hükumeti harice dövîz kapının açılmasına bile vakit kalmadan çıkarmamak hususunda çok sıkı kararlar yanıbaşmda bir ses işitti: almıştı. Yapılan tetkikat ve tahkikat devam etmekle beraber kazaya elektrik kıvılcımlannın sebebiyet verdiği tahmin olunmaktadır. Son. A. D. *] Bundan evvelki yazıîar 10, 12, 14 ve 17 mayıs tarihli sayılarmuzdadır. r * Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri nutkunu irad ederken Ankara üç şehir atletizm müsabakasını İstanbul kazandı Atatürk çocuklan Ankara Atatürk abidesinin önünde Ankara 20 (Telefonla) Atletizm Federasyonunun İstanbul, İzmir, Anka ra bölgeleri arasında tertib ettiği müsa bakalara bugün de havanm kapalı olmasma rağmen stadı dolduran kesif bir halk kütlesi önünde devam edilmiştir. Bugün yapılan müsabakalarda alınan teknik neticeler şunlardır: 400 metro: Fahri (İzmir) 55,2, Galib (Ankara), Faruk (İstanbul). 100 metro manialı: Faik (İstajıbul) 16,3, Süha (îzmir), Ismail (Ankara). Gülleatmada: Veysi (İstanbul) 12,97 Etem (İstanbul), Salâhaddin (Ankara). 200 metro: Nazmi (İstanbul) 22,2, İhsan (Ankara), Hasan (Ankara) . Bu müsabakada Cemil (İzmir) hitam noktasına 5 metro kala ayağı kayarak yuvarlanmış ve bu suretle baştan nihayete kadar muhafaza ettiği birinciliği kaybetmiştir. Uzun atlama: Faik (İstanbul) 6,30, Semih Lutfi (Ankara), Ömer (îstanbul) 5000 metro mukavemet koşusunda: Rıza Maksud (izmir) 16 dakika 47 saniye, Artan (İstanbul), İbrahim (İstanbul). Yüksek atlama: Pulat (îstanbul) 1.78.5, Faik (İstanbul), Jozef (Anka Türk milleti hakkında ispanyolca bir eser Arjantin hüku metinin eski îstan bul konsolosu ve şimdi ayni hüku metin Barslon konsolosu olan J. G. B 1 a n c o Villalto (Türk Milleti) is minde memleketi miz hakkında is panyolca bir kitab neşretmiştir. Türk Boenos Ayres K i t a b l Vazan , , , 1 1 dostu J. C. Balanco te basılan bu kitab Villalto gerek Arjantin ve gerekse İspanyol matbuatında büyük bir tesir yapmış ve kitab hakkında birçok yazılar yazılmıştır. Müellifin, eserinde bilhassa müdafaa ettiği noktalar şunlardır: 1 Türk tarihinin Osmanlı tarihile basladığı telâkkisi yanlıştır. Türkiye tarihi, milâdm Onbirinci asrında bu devletin kurulmasile başlar. Ankara idman bayramından muvaffak bir intıba Ankara 20 (Telefonla) Dünkü jenliklerde hazır bulunan büyüklerimiz gencliğin gösterdiği büyük muvaffakiyet ten dolayı memnuniyet ve takdirlerini izhar etmişlerdir. Bu arada bayramın ha zırlanmasile şahsan ve çok yakından alâkadar olan Maarif Vekili Saffet Ankan da ihtisaslarını şu cümlelerle ifade etmiş « Çalıştıkları nisbette muvaffak ol nauşlardır. Gelecek sene daha fazla mu yaffak olacaklanna da inammız vardır.» yetiştirmiş olan en eski sporculanmızdan Galatasaray eski cimnastik hocası Faika da rica edilmişti. Halen gözlerinden hasta olan Faîk, Matbuat Umum Müdürlüğüne yazdığı hüzünlü bir mektubda bu vazifeye vücud mazeretinin mâni olduğunu bildirmekte dir. Bu nesilleri yetiştirmiş sayın hocanın acıklı mektubunu dercediyoruz: «Parti Genel Sekreteri Bay Şükrü Kayanın adıma göndermek lutfunda bulundukları mektub Kadıköy ilçeyönkurul başkanı tarafından bana okundu. Tarümar ömrümün en bahtiyar bir saniyesini yaşarken, ne bedbahtım ki, görmüyor bulunuyorum. Gözlerimin nuru çoktan beri sönük. Onun için Genel Sekreterin mektubunu yalnız dinledim ve inledim. Bu alil sporcuyu lutfen hatırladıklarından dolayı Bay Şükrü Kayaya ruhî şükranlarımı sunar ve emirlerini yerine getirmekten beni alıkoyan görmemezliğimden dolayı bahtıma isyan edip susarım. » tîr: Emektar sporcu Faikın hazin mektubu Ankara 20 19 mayıs 1937 bayra mı miinasebetile, mayısın birinden itibaren her gece bir zatın konferans vermesini temin için Parti tarafından bazı siyaset ye spor adamlanmıza mektublar yazıl mıştı. Bu meyanda îstanbul radyosunda bir ionferans vermesi pek çok Türk genci 2 Düşmanların iddia ettikleri gibi Türkler san ırkla alâkadar değillerdir. Türkler beyaz ırkın en güzel kollarından birine mensubdurlar. 3 Türk dili gramer, fonetik ve etira >" .. . . 4 X 1 0 0 bayrak yanşı: Birind: Istan moloji bakımından bir Hind Avrupa dibul ekipi 46. 8/10 saniye, ikinci: Anka lidir. Bu dilin Mongol dilile alâkası yoktur. ra ekipi 47 1/10. Bu Türk dostu müellifin eseri 14 fas800 metro: Galib (Ankara) 2 dakika la aynlmıştır. Birinci fasılda Türk mille5,7, Receb (İstanbul), Mehmed (îstantinin aslı, ikinci fasılda müslümanlıktan bul). evvelki Türk dinleri izah edilmiş, Os Disk atmada: Veysi (İstanbul) 40,65, Etem (İstanbul), Salâhattin (Ankara). manlı İmparatorluğunun yerine kaim o Üç adım: Pulat (îstanbul) 13,80 lan Cumhuriyetin ilân ve inkılâblarımıza hasrettiği fasıldan itibaren de Atatürkü Süreyya (İzmir), Faik (İstanbul). Bu müsabakaların sonunda tasnif neti ve onun eserlerini anlatmıştır. Kıymetli muharrir, kitabının son fashcesi: nı da Türk düşmanlarma ayırmış ve onİstanbul: 175 puvanla birincî, Ankara 104 puvanla ikinci, îzmir 80 puvanla ü ların menfi propagandalanna çok cazib, makul ve mantıkî cevablar vermiştir. çüncü olmuştur. rum» diyerek ve beni işitmemezlikten gelerek bir hırsız gibi kaçıp gitmesinin sebebinin öğrenmek istiyorum. Hastanın bulanık kafasmda kara fi kirler bir kasırga gibi dönüp dolaşıyor, dünyada bir tek sevgilisi, bir tek gayesi olan bzına karşı acı şüpheler zihnini hırpalıyordu. Kendisini on parasız, son derece bi çare ve fakir kalmış sanan kızının bir anda küçük bir servet karşısında kalınca muvazenesini kaybetmiş olmasım sanıyor ve bunu da hazmedemiyordu. HACI RAŞİD s= «Cumhuriyet» in milli sergüzeşt romanı ' 4 Ah, dedi..* Ya aldanıyorsam... evin bir anahtan Ya hepsi, hatta şu düşüncelerim bile bir rüyadan, kâbustan ibaretse..» Bir an geldi ki Ahmed Şevket Bey son derce emindi. Hiç şüphesi yoktu. Rüya görmediğini, kızma aid hatıratında al danmadığını biliyordu. Geldi ve gitti, diyordu. Kendisine aid olduğunu söylediğim küçük serveti adeta kaparak gitti. Eğer Leylâ hâlâ evde değilse demek ki hizmetçilere de görünmeden gelmiş ve gitmiştir. Hâlâ evde ise o halde üçü arasında bir anlaşma var. Tekrar benim yanıma gelmediğine göre çoktan gitmiş olacak. Bu hâdisede Mü nevverle Adilenin onunla uyuşmalan mümkün mü? Belki... Fakat... Ne bileyim?.. Fakat nekadar kat'iyetle ve nekadar samimî olarak Leylânın mektebde olduğunu söylüyorlar! Adile, Leylânın kendisine görünmeden eve giremiyeceğini de sanıyor. Halbuki Leylânın çantasmda olduğunu unutuyor. Kızım gene beni merak etmiş olarak geceyarısı mektebden çıkmış, gelmiş, gene gitmiş olamaz mı? Amma... Neden kimseye haber vermeden gizlice geldi, gizlice gitti? Ken disine aid olan küçük serveti almak için mi? Ah... Acaba? Fakat ben buna hiç ihtimal vermiyorum. Yoksa Leylâ beni merak etti, eve geldi. Kimseye rasgelmiyerek doğru odama çıktı; eline birden bire küçük bir servet geçince gene kimseye görünmeden kaybolmayı, gitmeyi mi tercih etti?.. Ya o kadar telâşlı, acele çıkıp gitmesi neden?... Ne fena, ne acı şüphe!.. Ay Yarabbi, yarına kadar ya şamak istiyorum. Böyle bir şüphenin beni bir saniye bile rahatsız etmesine razı değilim. Senelerdenberi bütün varlığımı hasrettiğim çocuğumun şüpheli, kötü bir harekette bulunmadığını anlamak istiyo rum. «Leylâ, gitme, birşey daha söyliyeceğim» dediğim zaman «şimdi geliyo Leylâ iki bin liralık bir servet bulunca babasmı unutmuş, kaçıp gitmiş miydi? Hayır, olamazdı..r Bunlar belki baştanbaşa hastalık hezeyanları, nöbet kâ busları olacaktı. Ahmed Şevket Bey, artık hertürlü ümidden, yaşamak arzulanndan uzak olduğu halde kızının böyle üç buçuk kuruş karşısında, babasmı ölüm döşeğinde bırakıp kaçmasına tahammül edemiyor, yaşamak, dün akşam bir kâ bus mu, bir hâdise mi geçirdiğini anla mak, eğer hepsi hakikatse onu yakalıyaAhmed Şevket, kansı öldükten ve kı rak hareketi hakkında hesab sormak arzile yapayalnız kaldıktan sonra elinde zusile çırpmıyordu. gene mühim irad vardı. Fakat yalnızlık Dişleri gıcırdadı, eıleri yatak çarşafmı ve işsizlik onu muvazenesiz bir hayata buruşturdu ve bu şüphe içinde bir an gelsürüklemişti. İçiyor, kadınlarla eğleniyor, di ki herşeyden, yaşadığından bile şüphe para yiyordu. Böylece kızı, vaziyetini etmeğe başladı. Kendi kendine: anlıyacak bir yaşa gelince onun kendisi Geldiğinden bile emin olabilir mini hiç düşünmiyerek sağa sola nasıl para yim? diyordu. Evvelâ Âdileyi çağırdım, dağıtmış olduğunu ve şimdi nasıl on pa kızımı istediğimi söyledim. O sırada kı rasız kaldığını gördü. Bunun acısım bir zım evde miydi? Hayır.... Mektebdey Babacığım, nasılsmız? çok defalar babasına izhar etmekten çe di. Mektebi Beyoğlunda; oradan buraBaşmı çevirmek istedi. Gene mukte kinmedi. Hatta mektebine aid ücreti bile ya geceyansı nasıl geldi? Âdile beni bıdir olamayınca kızı Leylâ oturduğu is vaktinde götüremediği için kaç defa sız rakıp gidebilir mi? Fakat Adile onun lanıp ağlamıştı. gelmediğini, dün akşam evden gidip kemleden kalkarak yanıbaşına geldi, Şimdi bu inkisar ve ümidsizlik içinde mektebde kaldığını söylüyor. O halde, eğildi. yaşıyan, fakat babasının tek ümidi olan bu nasıl §ey? Ya şu sigara iskemlesinin İArkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear