Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 10 Mart 193? Güreşçilerimizin Şimalde Seyircilere hürmet lâzım! yaptıkları müsabakalar Son Beşiktaş Güneş maFinlandiya ve Isveçte yapılan güreşler çok çetin çında göze batan nokta şartlar içinde ve muvaffakiyetimizle cereyan Beşiktaş Güneş takımlan arasında evvelki gün oynanan dostluk kupası fi etti. Stokholmdaki maçların tafsilâtı nalini seyre sekiz bin seyircinin geldiğin îstokholm (Hususî) Finlandiya da başlıyan güreş turnesi 28 şubatta bitti. Helsingfort'ta Finlandiyanm millî takımlannı teşkil eden beynelmilel şampiyonlarile yapılan iki müsabaka neticesinde güreşçilerimiz kuvvetli hasımlannı altıya karşı sekizle yendikten sonra Finlandiya dahilindeki turneye başlandı. Güreşçilerimiz Finlandiya dahilindeki turne esnasında, İstanbula gönderilen program haricinde olmamakla beraber, esasta hiç beklenilmiyen müsabaka şeraitile karşı Iaştılar. Yapılan müsabakalar ferdî çarpışmalar değildi. Finlandiya Federasyonu bizim bu memlekete gelmemizden istifade ederek muhtelif sikletteki bütün güreşçilerini bir araya toplamış ve karşımıza çıkarmıştı. O suretle ki muhtelif şehirlerde maç yapmak üzere aynlmış olan güreşçilerimiz, karşılannda bir değil, 34 rakib bulmuşlardır. Bir gecede bütün bu rakiblerle güreşmek icab etmiş, bazan gayTİmüsaid minder, bazan da fazla tarafgir hakemler huzurunda oldukça zor müsabakalar yapılmıştır. Bütün bu temaslarda güreşçile rimizin gösterdikleri kabiliyet, dayanıklılık, cesaret her türlü sitayişin fevkindedir. 22 şubattan 28 şubata kadar Helonki, Johensun, Vüpuri, Kouvola, Pori, Vii ala şehirlerinde yapılan 42 müsabakanm 27 si güreşçilerimizin lehine kaydedil miştir. Güreş memleketi olan Finlandiyanm güreş muhitlerinde soğuğa, yol şeraitine rağmen kazanılan bu muvaffakiyetler güreşçilerimizin Finlandiya spor muhitindeki kıymetini bir kat daha artır mıştır. Güreşçilerimiz Berline geldiler Şimalde yapılan 74 müsabakanın 42 sini kazandılar Berlin 9 (Hususî muhabirimiz den) Finlândiyada Helsingfors, Viborg, Joensuu, Viiala, Zamanda, Pori, Kouvolada ve İsveçte Stokholm, Eskılstuna, Astorb, Esboeve şehirlerinde kısa zamanda ve pek müşkül şerait içinde müsabakalar yapan güreş takımımız buraya gel , miştir. , Güreşçilerimiz, şimal turnasın ( da, yukarıda saydığım şehirlerde 74 müsabaka yapmışlar ve bunlardan 42 sini kazanmışlardır. Güreşçilerimizin burada müsa baka yapıp yapmıyacağı henüz ma' lum değüdir. Adnan Cahid bütün gazeteler müttefıkan yazdılar, Kalitesinden son senelerde birçok şeyle kaybetmiş olan, idare bakımından da bunun iki misli kötü giden İstanbul futbolünun seyircisini kaybetmekte olduğu nu iddia edenleri tekzib mahiyetinde olan bu seyirci kalabahğı karşısında oynanan Beşiktaş Güneş maçı, maalesef, maçtan evvel yazdığımız bir yazıdaki mütalealarımızın isabetini isbat etmiş oldu. Türkkuşu plânör ve paraşütçülerinın şehrimizde ve İzmirde yaptıkları gösterilerden muhtelif intıbalar Hakem meselesi Bitok tarafından tertib edildiğini fa kat kimin himaye ve kontrolu altında oynandığı belli olmıyan dostluk maçlarında ve nihayet Beşiktaş Gü neş maçında ecnebi hakem konmamasını ileri sürdüğümüz zaman eminim ki bir çoklan bize gene fuzulî bir gayretkeşlik atfetmişlerdi. Evvelki gün sekiz bin seyircinin önünde oynanan final maçmı seyrettikten sonra zannetmiyorum ki en hararetli ecnebi hakem taraftarları da artık insafa gelmiş olmasmlar! Beşiktaşın gol ile neticelenecek iki güzel hücumunu ofsayd diye kestik ten sonra yok yere icad oluhan pe naltıdan sarfmazar maç idaresi hakkında en basit fikri olanlar bile artık şu ecnebi hakem meselesinin foyası meydana çık tığını görmekle bize hak vermiş olsalar gerek. Yalnız bu maçlan himaye veya kontrol vazifesile mükellef olanlar acaba pazar günkü maçtan sonra birçok favüllere ve kısa döğüşlere tamamile lâkayid kalan bu hakem hakkında ne düşü nüyorlar? Burası işin başka ve daha acıklı bir cephesini teşkil etmektedir. Elliot'un bu maçta hakemlik edeceği bir hafta evvel ilân edildiği halde, bu gayritabii iğin, bu münasebetsizliğin önüne geçmek ıkıllarına gelmedi mi, dersiniz? İşlerin gidişi öyle gösteriyor. Olmıyan bir penaltıyı vermekle Be * şiktaş Güneş maçmı çorbaya döndüren antrenör Elliot'un evvelki günkü kıya * feti de pek ömürdü. O, bir hakemden zıyade bir kriket oyuncusuna yaraşan bir kıyafetle sahaya çıkmışh. İnhisarlar baremi Hazırlanan barem kanunu Ankaraya gönderildi Inhisarlar memur ve müstahdemlerine aid yeni ücret ve derecelerine aid barem kanunıle yeni teşkilât projesi hazırlanmış ve Ankaraya gönderilmiştir. Yeni kanun, alâkadar Vekâletlerce tetkik edildikten sonra Meclise sevkedilecektir. Kanun 937 haziranından itibaren tatbik edılecektir. Barem kanununa göre memurlar iki senede bir muntazaman zam görecekler dir. Projede memurlar 19 dereceye ay rılmış ve her derece için ayn ücretler ve zam nisbetleri aynlmıştır. Bu tasnifi aynen yazıyoruz: Türkkuşu filosu dün Izmirden geldi Kahraman tayyarecilerimiz Yeşilköyde kalabalık bir halk kütlesi tarafından tezahüratla karşılandılar seyretmekte olduğunu görünce biz d« memnuniyetimizden en güzel numaralarımızı yaptık. Sabahleyin 8,15 te İzmir * den hareket ederek 1 saat 20 dakikada Bursaya vardık. Orada da kalabalık bir halk kütlesile karşılaştık. Bursada biraa tevakkuftan sonra hareket ederek 45 dakikada istanbula geldik.» için sakat kolunu yormadan adeta tek kolla güreşiyordu. Müsabakanın 2 nci dakikasında Mustafa İsveçlinin almak istediği saltoya müsamahakâr davrandı. Oyunu alan Isveçliye de mutad paradmı tatbik etti ve rakıbini sırtüstü, fakat minder haricine düşürdü. Ayağa kalktıkları zaman Mustafa şiddetli bir çaprazla hasmmı min dere düşürdü. Fakat bu sukuttan incin miş olan kolu çok fazla ağndığı için taStokholmda yapılan müsabakalar kımımızın en kuvvetli adamı birdenbire müsabakadan çekildi. Son ıki senedır dünya güreş şampiyonÇoban, serbest güreş yaptı ve Heg lıığunu elinde tutan İsveçte yapılacak omann'ı ezerek maçı hükmen kazandı. lan müsabakalar Helsingforstaki maç İkinci defa yapılan maçlar lardan daha ehemmiyetsiz değildi. Istokikinci devreye çıkan takım cidden holmda İsveçin millî takım güreşçilerini aralannda toplıyan üç kulübün muhte yorgun ve hırpalanmış bir halde bulunulitile müsabakalar yapıldı. Bunlar ara yordu. Kenan, Finlândiyadaki galebe sında Olimpiyad derecesi alan Johansson, lerine yeni bir sayı ilâve ederek îsveç Karlsson, Jönson, Nilsson, Kadie, Aker şampiyonu (Vinofvist) i sekiz on defa lind bulunuyordu. Isveçliler iki takım ha köprüye getirdikten sonra parlak bir zalinde, yani 14 kişi olarak karşımıza çık ferle ikinci maçını da kazandı. Yaşar, Olimpiyad üçüncüsü Karlssantıîar. Biz evvelâ bir takımla güreştik, sonla karşılaştı. Altın ve bronz madalya sara ikinci müsabakamızı yaptık. İsveçlilerle karşılaşan takımımız cid hibleri ilk on dakikayı beraberlikle bi den yorgun ve hırpalanmış bir vaziyette tirdiler. Yer güreşinde hasımlar birbirleidı. Kenanın omuzu, Yaşarın, Saimin rine hiçbir şey yapamamakla beraber ayağı ve ensesi ağrıyordu. Bütün bunlar Yaşar hücuma geçmiş ve Berlinde yetmiyormuş gibi, şimal turnesinde bü kendisine şampiyonluk unvanını kazan tün dünya güreşçiliğinin nazarı dikkatini dıran taktiği tatbika başlamıştı. Minder celbetmiş ve bütün güreş mıntakalanna, kıyısma gelindiği ve Yaşarın da oyunu tstikbalin şampiyonu olacağı kanaatini bıraktığı bir anda Karlssan, hakemin iyivermiş olan Mustafanın kolu, Çobanm ce göremediği bir favullü salto ile Yaşan ayağı ağnyordu. Kenan, Türk takımının köprüye düşürdü. Yaşar, maçın son yailk galebesini enfes bir kafa kolla 3,35 nm dakikası içinde faik vaziyetten bir dakıkada İsveçliyi mindere çarpmak su denbire mağlubiyete düştü. retile kazandı. Yaşar, güzel bir güreşle Bu sefer Aslan, serbest güreşte fazla hasmını ittifakla hükmen yendi. Yusuf atılganlığınm cezasını çekerek rakibi serAslan, serbest güreşi hükmen kaybetti. best güreş yıldızlanndan Hanson'a tuşla Saim ensesinin ve ayağınm çok ağrıma yenildi. sma rağmen çok güzel güreşerek pek uSaim, Vesteryren'e karşı sayı ile mağfak bir sayı farkıle müsabakayı kaybetti. lub oldu. Adnan, çok iyi güreşmesine Adnan, cesaret ve nefesle kuvvetli has rağmen hükmen mağlub addedildi. Musmınm hakkından geldi. Yarı ağıra Mus tafa kolu ağndığından güreşemedi. A tafa dört günlük tedavinin koluna ver yağı ağrıyan Çoban kendisi için mu diği muvakkat bir iyilikle girdi. Asıl ga hakkak bir galebe demek olan bu mü lebelerimizin en mühimmini teşkil edecek sabakayı hükmen kaybetti ve bu suretle olan ikinci devredeki hasmı olan dünya Stokholm maçlan 7 5 mağlubiyetimizle şampiyonu Kadiev ile güreş yapabilmesi neticelendi. Temdid meselesi Güneş Beşiktaş maçının, vaktin darığı bahane edilerek temdid edil meyişine karşı söyliyecek söz bula mıyoruz. Maçlan tertib edenler şöyle kulaklarım seyirci tribününe vermiş ol makla pekâlâ öğrenebilirlerdi ki yaptıklan, Türk futbolü ve bilhassa adedini azaltmakta başlıca âmil oldukları seyirciler üzerinde o kadar fena bir tesir usule getirmektedir ki, bunları burada sayıp dökmekten ben kendi hesabıma sıkılıyorum. Bu maçm 90 dakika zarfında bera berlikle bitebileceğini hesaba katmış oimalan lâzım değil mi idi ki bilâhare karanhk basması ihtimalinden bahsolunu or? Kaldı ki pazar günü maç tatil olunduktan sonra ortalığın futbole gayrimüsaid bir şekilde kararmasına daha bir saat vardı. Futbol seyircisini kaybediyor diye ferad eden kulübler ve idareciler her şeyden evvel şunu hatırdan çıkarmamalıdır ar ki futbolü seyre gelen halka karşı de•uhde edilen vazifelerden en birincisi onara hürmetkâr olmaktır. Hem bu işte, yukarıda izah ettiğim Onun kendisini bu odanın geniş penceresinden görerek sevdiğini biliyordu. Bu raya gelince hep o günlerin hatıralarile yaşardı. Fakat burada da durup oturamadı. Ya pencereden uzaklan gözetliyor, yahud iğilerek yandaki yoldan gelip gidenleri seyrediyordu. Neden sonra bir otomo'bil sesi duydu ve otomobil tam kapmın önünde durunca telâşla pencereden iğildi. Bir şoförün yandaki köşklerine doğru yürüdüğünü görerek hayret etti: Ah, acaba Hasan Nuri mi? Fa kat kapıya kadar otomobille gelmesi manasızlıık değil mi?,.. Amma... Mademki zahiren anlaşır gibi hareket edeceğiz. Böyle açıkça gelmesinde ne mahzur var?... Hayır, kapıyı çalan yalnız şofördü ve elinde bir çanta taşıyordu. O zaman Hasret meseleyi anlıyarak aşağıya indi. Bitişik köşke geçti. Tam avluda hizmetçi kadın karşısına çıkarak: Bir şoför, sizi görmek istiyor! dedi. Şoförü içeri almağa lüzum gÖrmiyerek kapıya kadar gitti. Şoför elindeki çantayı uzatarak: Az evvel buraya getirdiğim bir müşteri vardı. Yaşlıca, ortaboylu bir zat, Geçen hafta Ankaradan hareket eden ve İzmire kadar gidip orada bir hava şenliği icra eden yüzbaşı Zekinin kumandasmdaki iki tayyare ve bir plânörden mürekkeb Türkkuşu müfrezesi dün sabah şehrimize gelmiştir. Türkkuşu müfrezesinin Yeşilköye geleceğini haber alan Yeşilköylüler ve civar halkı müstakbel hava kahramanla Her iki sene*e bir yapda rımızı karşılamak üzere hava meydanına cak kldem toplanmışlardır. Tayyarecilerimizi, Tayzamnunuı Ajrda alacag maaş bir scnellk yare Cemiyeti İstanbul şube müdürü IsDerece En aşağı En yukarı Biikdan Llra 1 601 700 667 mail Hakkı, Cemiyet erkânı, Türkkuşu 2 501 667 müdürleri, Yeşilköy hava kumandanlığı 600 3 451 500 326 zabrtleri karşılamışlardır. 4 401 450 326 Saat on biri beş geçe, ufukta Türk 5 321 360 260 I 6 281 260 kuşu kumandanı yüzbaşı Zeki ve yeni 320 244 243 yetişmiş olan Türkkuşu n 6 280 üyelerinden 208 243 233 7 8 177 207 200 Tevfikle Farukun râkib olduğu çift mo9 151 167 166 törlü tayyare görünmüştür. Tayyare, bir 10 130 150 133 kaç dakika sonra meydana inmiş ve için11 113 108 129 12 97 112 100 den iki genc talebe ile kumandanları gü13 83 100 ler yüzle çıkmışlafdır. 98 14 74 r 89 100 Aradan on dakika geçmeden meşhur 15 67 82 100 16 61 ' * ~ 100 tâyyarecilerimizden Vecihi ile Türk I 17 57 100 kuşu talebelerinden Alinin râkib olduğu 72 II 17 53 100 ve arkasında bir plânör bağlı olan Türk68 III 17 49 64 100 I 18 46 100 kuşu tayyaresi ufukta belırmiştir. 61 II 18 43 58 100 Romork uçuşu yapan bu tayyare ile ın 18 40 100 plânör, şehir afakmda bir müddet dolaş55 I 19 37 52 100 II 19 33 48 100 tıktan sonra meydanm üstüne gelmişler Inhisarlar Umum Müdürü Avrupa dir. Motörlü tayyareye bağlı olan çelik seyahatinden döner dönmez Ankaraya teli bırakan plânördeki genc talebe Fe giderek kanunun tetkik ve müzakerele rid, büyük bir meharetle plânörü idare rinde hazır bulunacaktır. Kanun çıktık etmiş ve Vecihi ile Alinin içinde bulun tan sonra Ankaradaki înihsarlar memur duğu tayyare yere indikten sonra güzel arına mesken tazminatı da verilecektir. bir manevra ile meydana konmuştur. Oldukça uzun bir seferden gelen genc mesele kadar, aykın başka bir cihet da havacılar, .tayyarelerinin hangarlara alınha vardır. Bir maçm temdid keyfi masına nezaret ettikten sonra istirahate yeti hakkında karar verecek yegâ çekilmişlerdir. ne adam hakemdir, kulüblerin idare Müfreze kumandanının sözleri cileri değil! Hakeme ve oyuncu Yeşilköy hava meydanında kendisile Iara maçın bittiğini söyliyerek sahadan çıgörüşen bir muharririmize Türkkuşu kartanlar bugün ve yarın iddia edece ğiz ki Türk futbolünü bir daha kalkına müfrezesi kumandanı yüzbaşı Zeki şunmıyacak şekilde düşürüyorlar. Yazık ları söylemiştir: « Seyahatlmiz çok iyi geçti. izmirdeğil mi?... de hava bayramı günü karşılaştığımız NÜZHET ABBAS kalabalık ve halkın havacılığa olan mu1940 olimpiyadı için istenen habbet ve rağbeti karşısında çok müte tahsisat hassis olduk. Hava bayramı günü ma Tokyodan bildirildiğine göre Japon hallî Demiryolları İdaresi bütün trenle Maarif Nezareti parlamentodan 1940 rini uçuş yerinde işlettiği halde ihtiya Olimpiyad masraflarına karşılık olmak ca kâfi gelmedi. Halk, otobüsler, arabaüzere (2,343,000) liralık tahsisat taleb lar, hayvanlarla ve yajte olarak uçuşlan görmeğe koşuyordu. 60,000 kişinin bizi etmiştir. Zevciniz midir? Evde yokmuş ta... Babam. Çantasını otomobilde unutmuş, değil mi? Evet... Kendisine veriniz lutfen. Hasret, şoföre bahşiş verdi ve çantayı alarak doğru atölyeye koştu. Çantayı masanm üstüne koydu. Masada bir maske ve bir brovning vardı. Hasret çanta nm kapağmı yokladı. Kilidli idi. Fakat biraz kurcalayınca açıldı. O zaman bir adım geri çekildi. Samoilofun o kadar korktuğu evrakın esıarına sahib olmak kendisi için çok tehlikeli birşey olacaktı. Hatta Samoilofu bırakıp kaçmaktan daha tehlıkeli. Bunu düşünerek çantayı kapadı. Pencerenin önüne geçti. Saçlarını düzelterek uzaklan ve yandaki yolu tekrar gözetlemeğe başladı. Gözü arada bir çantaya kaymca içini bir kurt kemiriyordu. Kendisini senelerdenberi en fena yolda istismar eden adamın esrarını öğrenmek, belki bir gün onun daha büyük fenalıklar yapmasına mâni olmak için lâzımdı da. Hatta bu çantanm ihtiva ettiği vesaikı aIıp saklamak bile faydadan hâli değildi. Günün birinde, Samoilofu mahkum ettirmek belki kendi istrkballerini kurtarmak için zarurî olacaktı. Şimdi bu, ancak kendisini de tehlikeye atarak, kendi cür münü de itiraf ederek mümkün olabilirdi. Halbuki belki şu vesaik Samoilofu derhal mahkum ettirebilirdi. Hasret oda kapısına kadar gitti. Ko ridoru, yanmdaki odayı dinledi. Sonra kapıyı kapıyarak masanın üstündeki çantayı açtı. İçinden muhtelif dillerde yazılmış birçok matbu, elle ve makine ile yazılı kâğıdlar çıktı. Bunları birer birer tetkik ederken koridorda merdivenin üst ayaklarına iğilmiş ve Hasret kapmın ö nüne geldiği zaman kendini saklamış olan Samoilof ayaklarınm ucuna basarak yürüyordu. Kapmın önünde deliğe iğildi, odayı gözetledi, Hasretin gölgesini masa mn önünde gördükten sonra biraz daha bekledi. Genc kadının hareketlerinden, kâğıd hışırtılarından çantanın açıldığına emin olunca arka cebinden silâhını ara dı; bulamadı. Biraz evvel brovningini masanın üstünde bırakmıştı. Yalnız sus talı büyük çakısı vardı. Onu açtı. Sağ eline aldı, bir ok gibi kapıyı iterek içeri girdi. Sılâhlı elini arkasma götürerek kapıyı gene kapadı. Vecihi seyahati anlatıyor •Tayyareci Vecihi de muharririmize seyahati hakkında demiştir ki: « Seyahatimizden çok memmm o< larak Yeşilköyde yere inmiş bulunuyo ruz. Ödemiş, Torbalı, Tire ve havalisile Manisa, Akhisar, Kirmasti, Balıkesir üstlerinden geçerken yaptığımız gösterij uçuşlarında halkın izhar etmiş olduğu alâka görülecek bir manzara idi. Hele izmirde gördüğümüz alâka ümidimizin kat kat fevkine çıktı. Bilhassa Anado « ludaki Türkkuşunun çalışmasile meydana gelen hava sevgisi istıkbalimiz için çok ümidbahş bir hal almıştır.» Plânörle Izmirden şehrimize kadar gelen Ferid de: « Hava iyi idi. Gelirken rüzgâr da arkamızdan esiyordu. Yalnız İstanbula yaklaşırken hava bozar gibi oldu. Bu turneden çok memnunum.» demiştir. Türkkuşu müfrezesile şehrimize gelen gencler yakında Ankarada açılacak o lan motörlü tayyare mekfebine devam edecekler ve tam bir tayyareci olarak vazife alacaklardır. Tayyareciler şerefine dün saat 16,30 da Türkkuşu merkezinde bir çay ziyafeti verilmiştir. Hava bayramının programı Onümüzdeki pazar günü Yeşin;öyde bir hava bayramı yapılacaktır. Bu münasebetle Ankaradan kâfi miktarda plâ * nör getirtilecektir. Bayrama saat tam 11 de başlanacak tır. Evvelâ plânörlerle akrobasi yapıla cak, sonra grup halinde Türkkuşu talebeleri paraşütlerle tayyarelerden atlıyacaklardır. Türkkuşu üyeleri de parasız olarak tayyarelerle uçurulacaklardır. Türk Hava Kurumu İstanbul Vilâyet merkezi tarafından talebe olduğunu ispat eden herkes parasız olarak trenlerle Yeşilköye götürüleceklerdir. Bayrama iştirak ede cek halk ta tenzilâth bir biletle Yeşilköye gidebileceklerdir. JKöşe minderinin esrarı ^ • ^ I ^ I ^ I M Z bt r m n : 69 a ıa o a ı ^^^^^m Kalacağız. Fakat bazı şartlarımız Hayır, dedi. Bence şoför ya çantayı bulur bulmaz açmadan size getire var. Esas itibarile anlaştık, demektir. cektir, yahud açacak, evrakm mahiyetini öğrenecek ve bunları size satmak istiye Teferruatı halletmek te güç değildir. Şimdi şu meselenin içinden çıkayım da... cektir. Ya ikisini de yapmaz ve doğru po Yalnız sizden ehemmiyetle rica ederim. Kalmak karannı verdinizse bana karşı Iise götürürse... her türlü oyunlardan vazgeçiniz. Son SustuJar. Samoilof birden karannı vederece muü ve doğru hareket ediniz. rerek ayağa kalkn: Şimdiye kadar olduğu gibi... Durmakla olmaz, dedi. Derhal Evet... Buna mukabil birbirinizi bütün otomobillerin durduklan yerleri asevmekte serbestsiniz. Kanşmıyacağım. ramalıyım. Mademki boş olarak bu araGözgöze bir saniye bakıştılar. İkisinin ba Sirkeciden Beyoğluna doğru gidiyorgözlerinin içi de sanki birbirini aldatmak du. Oradan öbür tarafa doğru bütün istiyor gfei gülerek parlıyordu. durak yerlerini gözden geçirmeliyim.. Samolof şiddetle kapıyı çekti, gitti. Ve birden odamn kapısmı çekip dışan Pencereden Hasret, onun uzaklaştığıçıktı. Bir dakika sonra tekrar girerek: nı görerek gayriihtiyarî seviniyordu. Bu Az daha unutuyordum. Dün ak nunla beraber kararsızlık içinde hâlâ içişam Hasan Nuri geldi. Neye karar verni bir kurt gemirdiği için bir yerde oturup diniz? dinlenemedi. Yandaki köşke geçti. Atöl Kararrmızı biliyorsunuz, sanırım. yeye çıktı. Onun bu iki köşkte en çok ho Evet, halinden biraz anlıyorum. şuna giden oda bu maskelerle dolu atölye Fakat işitmek isterim. idi. Hasan Nuriyi bu odada sevmişti. kendisine dikilen gözlere nefretle baktı. Samoilof: Çok iyi, dedi, demek artık bana itaat etmeğe karar verdin!.. Böyle mi?.. Hasret hiç cevab vermedi. Samoilof sağ elini arkasından ayırmıyarak bir adım attı: Beni mahvedecek vesikalan mı arıyordun?.. Diye sordu. Gene cevab yerine kin ve nefret dolu bakışlarla karşılaşınca sağ elini uzattı ve ileriye atıldı. Bütün binayı çmlatan bir sesten sonra bir uğultu işitildi. Bu uğultu gittikçe u zaklaştı; derınleşti. Kayboldu. O sırada köşkün kapısı önünde duran Hasan Nuri silâh sesini ve derinden gelen uğultuyu işitmişti. Kendisine mâni olmak istiyen uşağı ve ihtiyar hizmetçiyi iterek evvelâ Hasretin yatak odasma atıldı. Sonra yandaki köşke geçerek atölyeye çıktı. Kırmak istiyen bir hamle ile kapıyı itti. İçeriye bir adım attı ve: Hasret! diye bağırdı. Oda zifiri karanlıktı. Nasıl olur? Bu odanm iki geniş penceresi vardı ki bunlar Birden arkasını dönerek Samoilofu en kalın perdelerle kapansa gene bu kagören Hasret masanın öteki tarafına at dar karanlık olamazdı. ladı. Yiyecekmiş gibi, ateş püskürerek lArkası var}