25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 Şubat 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE Hâdiseler arasında Propaganda Vekâleti A vrupa bizi tanımıyor! hükmü, ba^ ^ s i t ve meşhur olduğu kadar da doğrudur. Aksi hakikat oluncıya kadar bu sözü alabildiğine tekrarlıyaım: Avrupa bizi tanımıyor. A vrupa bizi tanımıyor: «Osmanlı 3umhuriyeti» sanıyor; bize aid resimlerinde hâlâ tepemize fes, külâh, kavuk oturtuyor; şarka ve Asyaya aid bütün geriliklere «Türk» fiıması yapıştınyor; ziyaretine gelen Türklerin Türk olduklanna inanmıyor, çünkü Türkün bir Avrupa dili konuştuğunu, cihan meseleleri üstünde geniş bir tecessüs, bir araştırma ihtiyacı, Avrupa ortalarına sokuian ve bir köşesine hâlâ bağlı medenî bir tarihi, bütün milletlerinkinden daha eski ve daha şümullü bir dünya tecrübesi olduğunu bilmiyor; Türkiyeye gelen birkaç Avrupalı diplomatın veya muharririn şehadeti, Avrupa denen mahşerin ortasmda okyanusa düşen kıvılcımlar gibi sönüp gidiyor. Propagadadan nefretimizle hâlâ şarklıyız; Yirminci asnn büyük ilâhlanndan birini hâlâ tanımıyor ve tesirini kabul etmek istemiyoruz; halbuki sayısız şekil ve nüans altında bizi açık veya gizli bir telkin anaforu içine alarak savuran bir propaganda kâinatı içindeyiz. Bir propaganda vekâleti ihdas edileceği söyleniyor. Bu rivayeti hakikat olmağa doğru bütün kuvvetinizle itiniz. Dünya kambiyosunda her milletin aldığı kıymet yaptığı propaganda nisbetindedir. Propagandanın en büyük millî ses haline geldiği bir asırda onu ihmal etmek, millî varlıktan f üphe ettiren bir sessizliğin içine sinmek olur. Bir propaganda vekâleti bu tehlikeli sükutu kırmalı ve Türkün ağzını dünyamn kulağına yaklaştırmahdır. Fransa 1936 mayısında iflâs vaziyetinde imiş Bir Fransız Nazırı mühim bir nutuk söyliyerek Blum hükumetinin faaliyetini izah etti Saint Etienne 8 (A.A.) Neza retsiz nazırlardan M. Paul Faure iş borsasmda söylediği bir nutukta sosyalistle rin kabinedeki vaziyetini tarif ederek demiştir ki: « Sosyalistlerle radikaller halihazırdaki teşkilâtta ne sosyalist ne de ra dikal olarak çalışıyorlar. Onlar kabineye bir mukavele ile bağlıdırlar ve bu mukavele mucibince «halk tecemmü progra mı» ismi altında müştereken tanzim edilmiş olan programın tatbikını deruhde etmişlerdir. Bu programın gayesi cemiyeti baştan aşağıya kadar değıştirmek değildir. Takib edılen gaye daha mütevazı dır. Bu program diğer hükumetlerin her 6ahada iktidarsızlık gösterdikleri ve ha talara düştükleri karanhk günlerde vü cude gelmiştir. Filvaki mayıs 1936 da Fransa iflâs etmek üzere bulunuyordu. Doğruluk namına hükumetin kısmen muvaffak olduğunu itiraf etmek lâzrmdır.» M. Faure bundan sonra bilhassa malî vaziyette ve iktısadî hayatın bazı safhalannda henüz birkaç siyah nokta varsa bunları menfaat kanununa ve speÎLÜİâsyon hareketlerine tâbi olan kapitalist tröstlerine atfetmek lâzrm geldiğini tebarüz ettirmiş ve memleketin bu servetlerin nüfuzu altında bulunduğunu tasrih etmiştir. M. Faure, faşistlerin bütün iddialarına rağmen şimdiki hükumetin gerek dahilde gerekse haricde sulhu muhafaza etmiş olduğunu söyliyerek şöyle devam etmiş tir: « Hayat sanki yeniden doğuyor. Işsizlfk azaldı. İstihsalât, paranm istik ran ve büyük işlerin henüz semere ver memiş olmasına rağmen yenîden çoğalmağa başlamıştır. Sulh muhafaza edildi. Demokrasi takviye edildi. Faşizm hareketlerine sed çekildi, iktısadî buhran izale edildi, sosyalizm tekrar muntazam ve gittikçe seri adımlarla terakki ediyor. Blum hükumetinin meziyetlerinden biri de demokratik müesseselere fazilet ve otoriteyi iade etmesidir. Kendini müdafaa etmek ve kurtarmak istiyen büyük bir milletin hiçbir veçhile hürriyetinden vazgeçmeğe mec bur olmadığı sekiz aydanberi parlak bir surette ispat edilmiş bulunuyor.» Sözlerini bitirmeden evvel M. Paul Faure, şimdi girişilmiş olan tecrübenin muvaffak olmasının bütün millet içm hayatî bir dhemmiyeti haiz olduğunu ilâve etmiştir. Amerikadaki tufanın müthiş tahribatı Hükumet ileride vukuu muhtemel daha büyük felâketlerin önüne geçmek için 343 milyar liralık muazzam inşaata karar verdi |HEM NALîNÂ MIHINA Bir filmin gösterdikleri 1 tatürkün yaptığı büyük inkılâbın bizi nekadar değiştirdiğini, idrakimiz yettıği kadar, hepimiz, derece derece bilir ve anlanz. Türk inkılâbı, Cumhuriyetin ilânile beaber başladığına göre, henüz 14 yaşınadır; 1937 bırinciteşrininin 29 uncu güü 14 yaşını bitirip 15 yaşına girecektir. Bir milletin hayatında 14 sene 14 gün ile demek değildir. Fakat Büyük Şef, u 14 senelik kısacık zaman içinde Türiyeyi 140 yılm havsalasına sığmıyacak adar değiştirmiş, yenileştirmiş, ilerletmiş, yükseltmiştir. Eski devirleri yaşamış olan bizler, gözerimizi kapayıp düşününce, son yıllarda, ^aptığımız muazzam terakki hamlesinin, yalnız ana hatlarmı bir sinema şeridi gi)i, hafızamızdan geçirebiliriz. Yalnız ana atlarmı diyorum çünkü, bu kısa müddet içinde, o kadar çok ve o kadar büyük şler görülmüştür ki bunları bütün teferruatile kolayca gözönüne getirmek dahi :abil değıldir. İstibdad, meşrutiyet ve umhuriyet devirlerinin üçünü görmüş oan münevverlerimiz, bile şöyle bir düiünüvermekle kafalannm içinde, büyük nkılâbımızın tam bir tanhçesini hemen fapamazlar ve mazi ile hal arasmdaki büük farkları bir bakışta göremez ve ölçemezler. Yeni yetişen nesillerin ise, böyle ir mukayese yapmalarına hiç imkân yokur. Çünkü onlar, eski devirlerin bize çirdikleri zehirin acısını bilmedikleri için, Ulu Önderin kendilerine sunduğu büyük nimetlerin tadını bizim kadar da anlıyamazlar. Yukanda, gözlerimizi kapayıp nünce yaptığımız inkılâbm ana hatlannı bir sinema şeridi gibi gözlerimizin önünden geçirebiliriz, demiştim. Ben, geçen gün, gözlerim açık olarak ta bu muazzam inkılâbın ana hatlannı, bir sinema §eridinde, görmek imkânmı buldum. «Türk înkılâbı» adile yeni yapılmış bir filmi, fikrimi almak için, bana gösterdikleri vakit, gözlerim beyaz perdedeki gölgeleri takib ederken hafızam da, o aa, :atlı hâdiseleri tekrar yaşadı. Türk înkılâbı filmi, Saltanat zamanında, Mütarekede ve Cumhuriyet devrinde lınmış filimlerin parçalan birbirine eklenerek yapılmış bir filimdir ve bütün kıymeti bir araya toplanmış tarihî vesikalardan ibaret olmasındadır. Kimisi hakikî, kimisi tertibî filim parçalan, sırasilc yaın bir tarihi bize göstermeğe çahşmaktadır. Liselerde okunan tarih kitabmm üüncü cildinin son kısmını ve dördüncü cildini okuyacağınıza, o cildlerdeki vak'aann en mühimlerini filimde seyrediyorunuz. Bu filim, elbette tarih kitabının kendisi kadar tam ve toplu değildir. Bizde hlimciliğin pek yeni olduğu düşünülürse, vesika mahiyetindeki hakikî filim parçalarından bir tarih filmi yapmanın güclüğü, hatta imkânsızlığı anlaşılır. Fakat, bu filim, dün ile bugünü yanyana ge • tirmek suretile bize, mazi ile hal arasında bir mukayese yapmak imkânmı veriyor. Bence asıl kıymeti de buradadır. Filmi seyrederken istibdad ve mutlakiyet zamanmda değil; hatta Meşrutiyet devrinde bile nekadar geri, nekadar zavalh olduğumuzu görüyor, ısrırab duyuyoruz, ruhumuz sıkılıyor. Filim, gösteriyor ki «dün» Asyalıdır, «bugün» Avrupalı. Filimde, fes, kalpak, sank, çarşaf ve peçe bütün iptidailikleri, şarklılıklarile gözümüze batıyor. Gene filim bize gösteriyor ki, Atatürk inkılâbı, yalnız şerpuşumuzu, kıyafetimizi, harflerimizi değiştirmekle kalmış değildir; benliğimizi de değiştirmiştir. Muhtelif merasimde, fesli, redingotlu, ıstambulinli efendıler, beyler, nazırlar, sadırazamlar, koca sanklı, uzun cübbeîi hocalar, kazaskerler, şeyhislâmlar, bile birbirlerinin ve hepsi birden padişahın karşısında, elpençe divan duruyorlar, secde eder gibi yerlere kadar iğilerek kandilli temennahlarla birbirlerini sclâmhyorlar. Bu selâmlaşmalan gÖrünce in san, gayriihtiyarî, aman yarabbi, o za • man, ne köle ruhlu imişiz, demekten kendini alamıyor. Bütün bu saltanat kıyafetlerinden ve merasiminden sonra, Cumhuriyet devrinin kıyafetlerini ve merasimini görüyoruz. O zaman anhyoruz ki Alman generallerine bile iki elini açtınp dua ettiren o meskenet devirlerinde biz hakikaten, ağzımızdan ve kalemimizden düşürmediğimiz gibi, bende imişiz ve bize benliğimizi, ancak inkılâb ö§retmiştir. Sular altmüakı sehırlerdtn o*~ı^ınm halı Japon Imparatoru ve yeni hükumet Kudüste yeni hâdiseler oldu PEYAM1 SAFA Hirohita yeni hükumetin Arablar içerisi Yahudi dolu bir otobüse hazırladığı programı taarruz ettiler tasvib^ etti Kudüs 8 (A.A.) Kudüste bir taŞanghay 8 (A.A.) Çang Sue Likım yeni hâdiseler zuhur etmiştir. içinde ang'ın eski ordusu Sianfu'yu boşaltmıştır. Hükumet kıtaatını hamil tren Tung Yahudiler bulunan bir otobüs, Jenin civannda taarruza uğramıştır. Bu hâdisehuan'dan Sianfu'ya hareket etmiştir. de kimse yaralanmamış, yalnız otobüs Hükumet kuvvetleri Sianfu'da hasara uğramıştır. Şanghay 8 (A.A.) Sıanfu gamiKudüste, Hayfada ve Beytlahmda zonu, hükumete mutvaat etmiş ve hükuArab evlerine bombalar ahlmışnr. met kuvvetleri, hiçbir mukavemete ma ruz kalmaksızın şehri zapteylemişlerdir. 5on zamanlarda komünist kuvvetlerle bir anlaşma akdeden ve Sianfu'nun kontroAnkara 8 (Telefonla) Hükumetçe lunu eline alan Şensi kuvvetleri kumanZiraat Bankasına mubayaa ettirilecek danı Yang Husen, otuz mil şimalde San buğday hakkındaki talimatnamenin biYuan'a kaçmıştır. rinci ve ikinci maddeleri değiştirilmiş Hariciye ve Dahiliye Vekilleri gittiler [Baştarafı 1 inci sahifede] Hariciye Vekilimiz îzmitten geçti Gümrük Kongresi Müfettişler toplantısı dün Ankarada açıldı Ankara 8 (Telefonla) Gümrük rnüfettişlerinın toplantısı Gümrük ve İn hisarlar Vekili, Musteşarı, Muhafaza Umum Kumandanı ve Gümrükler U mum Müdürünün huzurile bu sabah saat 8.5 ta Teftış heyeti reisi Muammerin reisliğmde açılmıştır. Muhtelif gümrük servıslerinin en münasıb u sulleri üzerinde tezler izah edilmiş ve tnüfettişler arasmda müzakereler ya pılmıştır. Toplantıya öğleden sonra saat 17 de tekrar devam olunmuştur. Toplantıların 10 gün kadar süreceği tahmın. ediliyor. Gümrük tarife pozisyonları üzerinde bazı tadiller yapılmak üzere tetkiklerde bulunulmaktadır. îzmit 8 (Telefonla) Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras Îzmitten geçer ken büyük bir halk tarafmdan karşı anarak selâmlanmıştır. Vali ve Parti başkanı Hâmid Oktay kendisine îzmit Hlerin Hatay ve Mılâno zaferlerindeki yüksek muvaffakiyetlerinden dolayı şükran ve minnetlerini arzederek tebrikâtta bulu^du. Hariciye Vekilimiz coşkun bir teza hürat arasmda İzmitlilerin bu alâkasına teşekkür etti. Atatürkün gösterdiği yol dan yürüdükçe daima daha büyük zafer ler kazanılacağını söyledi. Tren ayni coşkun tezahürat arasında tir. Yapılan tadıllere göre Ziraat Banyoluna devam etti. kası muayyen mahallerde mustahsilin kendısme satılığa arzedeceği buğday Hariciye Vekilimizle Kont Ciano lardan T 3 ten fazla çavdarlı ve % 3 arasında teati edilert telgraflar ten fazla ecnebi maddeli olmıyanları Ankara 8 (A.A.) Milâno ziya kilosu 3,80 kuruştan, yüzde 2 den faz retinden dönüşünde ltalyayı terkeder la çavdar ve ecnebi maddeleri olmayıp hektolirtesi 76 dan yukarı bulunan ken Hariciye Vekilimiz Doktor Aras tabuğdayları kilosu 4,25 kuruştan satın a rafmdan Italya Hariciye Nazın Kont lacalctır. Ancak Ziraat Vekili icabmda Ciano'ya atideki telgraf çekilmiştir: bu fiatlar üzerinde <kendisine ayrıca «İtalyanm mihmannüvaz toprağmdan bildirilen had ve esaslar dahilinde» de ayrılırken, Milânodaki ikametim esnasınğişıklıkler yapmağa salâhiyetli bulu da dördüğüm sempati ve candan kabulnacaktır. den dolayı teşekkürlerimi ve kendılerini İkinci madde şu şekilde tadil edil tanımakla duyduğum derin memnuniyeti miştir: <Satın almabilmek şartlan ve kalite esıkselânslanna arzetmek isterim. Görüşfarkı ve ecnebi maddeler çavdar ve sa melerimizin temelleri, gene bu Milân ire payı olarak alım fiatlarmdan tenzili şehrinde faşist hükumetinin yüksek şefile lâzım gelen miktarlar komisyonca tes müştereken atılmış olan Türk Italyan bit edilir.> dostluğunun takviyesine hâdim olacağına kaniim.» Ziraat Bankasının buğday mubayaatı Kılavuzlara verilecek taamiye bedeli Ankara 8 (Telefonla) Vazife dolayısile gece nöbetçi kalan kılavuzlar ve domorkör çarkçı Ve kaptanlara İktısad Vekâleti bütcesinin 778 inci faslına konulan tahsisatta nöbetci kaldıkları gece için 30 kuruş taamiye ücreti verilmesi hakkındaki talimatname meriyete konmuştur. Vekâlet Eskişehir lisesinin talebeye verdiği cezayı doğru bulmadı Amerikanın maruz kaldığı su baskını felâketı, akıllara durgunluk verecek kadar dehşetlidır. Cincinnati şehrinden iki yüz bin, Paducah'tan otuz beş bin kişi hicret etti. Bu iki şehir arasında Ohio nehrinin 500 kilometro mesafe katettiği esab edilirse, boşalan sahanm genişliği ve tuğyanın dehşeti hakkında fikir edi nilmiş olur. Memphis'te büyü kbir dehşet hüküm ürerken, asayişi bozulan Colombus'ta su idarei örfiye ilân edildi, Louisville'de bir yangın çıktı, alev halinde bin ton benzin sularm üstünde yüze yüze her tarafa sokuldu, elektrik santrallannı tahrib etti ve her tarafı zifıri karanhklara gömdü, küek mahkumlarmdan bir kısmı hapisanede, kapana tutulmuş fareler gibi boğu lurken bir kısmı, muhafızlarla vuruşa vuruşa felâket sahasından uzağa nakledil di. Tennessee'de, köylünün silâhla mümanaatine rağmen, su bendleri yıktmldı. Ohio, Cincinnati'de, azamî on beş metro yükseleceği tahmin edilirken, 24 metro kabarmıştı. Asayişin iadesi ancak askerî müdahale ile mümkün olabildi. Misisipi'nin aşağı kısımlannda yanm milyon insanı felâket sahası haricine çıkar • mak için akla gelebilen her türlü nakil vasıtası harekete getirildi. Sular, yüzler ce insanı ölüme sürükledi, yüz binlerce insanı yersiz yurdsuz bıraktı, uçsuz bu caksız mıntakalan istilâ etti. Durmadan yağan yağmur ve kar milyarlarca dolaı zarar yaptı. Ohio'nun kabaran sularile Misisipi'nin birleşmesi, gündengüne bü • yüyen, genişliyen bir felâket doğurmuştur. Büyük su demek olan Misisipi, Fransa mesahai sathiyesinin on dört misli araziyi kaplıyan bir nehirdir ve Misuri, A r kansas, Camadian River ve daha yirmi küçük nehrin iltihakile dünyamn hakikaten en büyük suyu haline gelmektedir. Misisipi'nin bugünkü felâketı doğuran taşkmhğı nisbetinde harikulâde bir ha line bundan tam elli sene evvel tesadüf edılmiştir. Bu nehir, 1891 senesinde, çekilme rökoru kırmış, 60 santimetreye kadar inmiştir. Bütün bu fevkalâdeliklerin sebebi, iklirnin hiçbir tarafta tesadüf edilemiyen anî tahavvüller göstermeğe müsaid olu şudur. Misisipi havzasında derecei hararet yazın ve kışın, sıfırdan aşağı ve sıfır dan yukan 7 arasında kolaylıkla değişiı durur. Orada, bir günde 35 derecelik tahavvüllere tesadüf edildiği sık sık vaki olur. Yağmur mevsimlerinde fevkalâde hallere tesadüf edilmemekle beraber, yirmi dört saat zarfmda yağan yağmur seviyesinin 50 santimetreyi bolduğu kes * retle görülür. Misisipi ve Misuri'nin bir arada tuğ yanı neticesinde zuhura gelen bugünkü Amerika felâketinin en korkunc kısmı Ohio'nun geçtiği sahadaki baskmın dehşetidir. Pittsulrg'la Louisville arasındaki maden ve endüstri sahalannda Ohio nehrinin yaptığı zarar ölçülemiyecek kadar azametlidir. Tuğyanlara karşı koymak için yapılan sedler, on senedenberi bugünkü kadar büyük bir su baskınma uğramamıştır. Amerikalılar, tabiatin insanlar tarafmdan vücude getirilen manialara yaptığı bu savletin nasıl neticeleneceğini büyük bir endişe içinde bekleyip duruyorlar. Seylâbların önüne geçmek üzere muazzam tesisat yapılacak Memlekette muhtelif fasılalarla millî bir felâket haline gelen seylâblann önüne geçmek üzere Cumhurreisi Ruzvelt bizim para ile 343 milyar 750 milyon liraya yakın bir para sarfedileceğini bildirdi. îkmali altı sene sürecek olan bir plân mucibince memleketin bir başından öbür ucuna yani Atlantik denizinden Pasifik Okyanusuna ve Meksikadan, büyük göller havalisine kadar olan vâsi saha üzerinde çalışılacaktır. Altı sene zarfmda sarfedilmesi tasavvur edilen meblağdan 218 milyar 750 milyon Türk lirası derhal seylâblann önüne geçmek için almacak seri tedbirlere sarfolunacaktır. Yapılacak tetkikler hitama erer ermez barajlar ve bendler üzerinde derhal faaliyete geçilecektir. Taymis nehri de taşıyor Londra 8 (A.A.) Son hafta zarfmda Ingilterenin cenubunda yağan fasılasız yağmurlar yüzünden Taymis nehri çok yükselmiştir. Vindsor ile Maidenhedd arasında hektarlarca çayır su altındadır. Hayvanlann tahliyesine mecburiyet hasıl olmuştur. Sular normal seviyeden bir metro on santim yükselmiştir. Doklor Tevfik Riiştü Aras Kont Ciano'dan da şu cevab gelmiş tir: «Triyesteden bana göndermek lutfunda bulunduğunuz telgraftan dolayı candan teşekkür ederim. Ben de sizi şahsan tanımakla mütehassis olduğum gibi, mü~ lâkatımızm 1928 de sizinle Duçe arasmda Milânoda vuku bulan mülâkat esnasmda temelleri atılmış olan, iki memle ketinuz arasmdaki münasebatı dostaneyi tarsıne hâdim olduğu hususundaki fi'krinize tamamen iştirak ederim.» Arab âleminde Türk sevgisi (Baştaraft 1 inci sahifede) Ankara 8 (A.A.) Maarif Vekâle tinden: Eskişehir lisesinde vukuu gazetelerde bildirilen disiplin hâdisesi Vekâlet çe incelenmiş ve okul inzıbat meclisi nin ceza takdiri yerinde görülmiyerek disipline aykın hareket edenlerin ceza dereceleri Bakanlıkça tesbit olunarak okul direktörlüğüne bildirilmiştir. îzmit kâgıd fabrikasının muhtac olduğu madenler îzmit 8 (Telefonla)' İzmit kâğıd fabrikası için lâzım olan madenlerden pirit, Çataltepe mevkiinde bulunmuş tur. Şap ta Afyonkarahisarından getirtilecek, bu suretle fabrikamn muhtac olduğu kimyevî maddelerin hepsi mem•jket dahi ı: ^Xen temin edilmiş o 1 ' '^ tır." Döviz muvazenesini korumak için Ankara 8 (Telefonla) Döviz mu vazenesini korumak için devlet dairelerinin pek muztar kalmadıkça serbes' döviz tedıyesini icab eden mubayaalar da bulunmamalan için alâkadarlara yeniden tebligat yapılmıştır. Zira karşıhksız serbest döviz tediyesinde emrl vakiler ihdası tediye muvazenemizi ih lâl etmektedir. ğundan değil, fakat ecnebi propagandasmın tesirinden de kurtulmak olduğunu, çünkü bu propaganda perde arkasından yapıldığı için daha muzır olduğunu söylemektedir. Irak efkârı umumiyesi şu kanaattedir ki, Türkîerle Arablar arasında hiçbir vakit münaferet mevcud olmamıştır ve bunu Arablara aid olmıyan menfaatlere hizmet için bir takım politikacılar yaratmıştır.» anlaşılacak mahiyettedir. Çünkü Sancak halkı kat'iyyen Türktür. Bu itiraz kabu1 etmez. Türkiyenin, haricde oturan Türklerin maruz kaldıkları fena muamelelere asla protestoda bulunmamış ve bunu ancak İskenderun ve Antakyada oturan Türk ler hakkında yapmış olduğuna dair Şe kib Aslanın ileri sürdüğü iddiaya gelince bu mesele hakkında Türk matbuatının bu mevzu etrafındaki neşriyarmı göster mek kâfidir. Mülâzimin Romanı Abidin Daver Gazetemizde tefrika edilmiş olan bu roman, Kanaat Kitabevi tarafından kitab şeklinde neşreedilmiştir. Resimli ve cildli olan kitabın fiatı 100 kuruştur. Bir Suriyeli diplomatın mühim sözleri Kahire 8 (A.A.) Anadolu Ajansınm hususî muhabiri bildiriyor: Şimdi siyasî hayattan çekilmiş olan Suriyeli bir devlet adamı Şekib Aslanın bir Kahire gazetesine yaptığı beyanarı mevzuu bahsederek demiştir ki: « Şekib Aslanın kullandığı Iisandan hayrete düştüm. Hususile ki daha geçenlerde Türkleri ve Türkiyeyi medih ve sena ediyordu. Herhalde Şekrb Aslanın düşüncelerindeki bu değişiklik hiç te araştırmak jstemediğim bir sebebden ileri gelmiş olacak. Ankara hükumetinin Sancak mesele sindeki fıkirleri ki Şekib Aslan anlaşılmaz diye tavsif edyor bence tamamile Paraguay Milletler Cemiyetinden çekiliyor Cene\Te R '""'IKM.SÎ) ParaTuav Ha PARİS BORSASI Paris 8 (Hususî) Paris Borsasmın bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Londra 105,11, Nevyork 21,48 1/4, Berlin 864. Brüksel 362.37 1/2, Amsterdam 1176,50, Roma 113,05, Lizbon 95,75, bakır 59 3/4 60 3/4, kalay 227,7,6, altın 142,01, gümüş 20. riciye Vekili Havas ajansınm muhabi rine Paraguay hükumetinin Milletler Cemiyetinden çekılmek kararını verdiğini söylemiştir. Şekib Aslan halk arasında mübadel yapılmasını tercih ediyor. Bu kabili tatbik değıldir. Tecrübe bunu göstermiştir Başkalarına pek pahalıya malolan bu hatayı tekrarlamak akıl kârı değıldir. Türkiyede oturan ekalliyetlerin mütemadiyen bir tazyik siyasetine maruz bu mek!» lunduklannı söylemek ise red ve cerhe Bitaraf müşahidler Beyrutta dilmesi icab eden bethahane bir iddia Beyrut 8 (A.A.) Milletler Cemidır. yeti müşahidleri Sancaktan buraya gelSancak meselesi bugün halledılmiş bu mişlerdir. Fransız fevkalâde komiserini lunuyor. Biz Suriyeliler için takib oluna cak tek bir siyaset vardır: Türk kardeş ziyaret edecekler ve sonra da Suriye lerimızle fevkalâde iyi geçinmek ve biz Reisicumhuru ile görüşmek üzere Şama zarardan başka birşey getirmiyecek ola gideceklerdir. Bu ziyaretleri müteakıb tekrar îskenderuna döneceklerdir. propaganda!ara a!rt olmaVtan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear