Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 Şubat 1337 SON TELEFON HABERLER. TELGRAF ve TELSiZLE HAdiseler arasında En büyük kitab /"* enc bir Fransız dostum vardır. Kendisini İstanbulda tanımış, Pariste arayıp bulmuştum. Orada bana rehberlik etti. Adı J. Carteret'dir. Tatbikî psikolojile uğraşır. Kendisinden birkaç yazımda da bahsetmiştim. Siyasî fikirleri biraz fazlaca sola ka çar. General Franco'ya düşmandı. «Faşizm Fransaya gelirse katil olacağım!» diyordu. Kimi vuracak, bilmiyorum. Yapar tnı yapar. Azimkâr bir delikanlıdır. Bir küçük çanta ile dünyayı dolaşır. Görmediği memle ket pek azdır. Geçenlerde bir gün kendisinden mektub aldım. Gide'in ve Celine'in Sovyetler Rusyası dönüşünde yazdıklan kitablann Paristeki tesirlerini anlatıyordu. Kendisi sol olduğu için şu müşahedesine inanınm: Matbuat, üniversite ve edebî salon denilen muhitlerde, birçok «sol» fikirler caymışlar ve sağa sapmışlar. ...öyledir. Zamanımızda herkes yorgun, sinirli ve dışarıdan tesir almağa pek miisaid. Bir kitab, peşine binler ce, yüzbinlerce adam takarak lokomotif gibi istediği yere çeker, makaslarda sağa, sola döner. İş sade nazarî sahada kalsa akideleri muhafaza etmek mümkündiir; fakat öyle bir diinyada ve öyle bir devirde yaşıyoruz ki, bir taraftan, yazı masalannda fikirler imal edilirken, öte taraftan, kanlı laboratuarlarda bütün bu akidelerin tecrübeleri yapılıyor. Büyük Harbdenberi ihtilâller, dahilî kavgalar, müstemleke harbleri hiçbir gün eksik olmadı. Rejimler, programlar değişip duruyor. Nazariyeden fazla tecrübe dünyasındayız ve bir büyük akidenin iki paralık kıymeti olmadığını anlamak için ajanslara bir göz atmak kâfi geliyor. Çok hayırlı birseydir bu! Insanlar, artık nazariyelere kolay aldanmıyacaklar ve kaderlerine istikamet çizen şifirme büyük fikirlerin püf taraflarını anlıyacaklardır. Şunun bunun kitabını değil, en büyük kitabı okır mayı öğreniyoruz. Bu en büyük kitab, hayattır. URDDAN Yazan: ismail Habib Ingiliz teı sanelerinde hummalı faaliyet Onümüzdeki haftalarda 26 harb gemisi birden techiz ve teslih edilecek Londra 12 (A.A.) Clyde doklarında hummalı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Yarrow tezgâhla n dün İvanhoe muhribini denize indirdikten sonra Widglon ismindeki gam botun inşaatına ve dört muhnbın teslıhıne başlamışlardır. Gelecek haftalar zarfında yirmi altı harb gemisi daha techiz ve teslih edilecektir. Clyde tezgâhları iki saffıharb kruva zörü ile bir kruvazör ve dört torpito muhribi inşa etmek için yeniden emir almış lardır. Bu siparişler bedelinin yekunu on sekiz milyon îngiliz lirasıdır. Çelik fiatları yükselecek Londra 12 (A.A.) Dünya memleketlerinin gittikçe sanayileşmesi ve silâh yanşlannın gün geçtikçe şiddetlen mesi, bu memleketleri ham demir ihracatını tahdid etmeğe sevketmektedir. Ikhsadî mehafil, bu vaziyetin İngilterede akisler bırakmasından endişe etmektedirler. Çünkü İngilterede madenî sa nayi müesseselerinin büyük bir kısmı, silâhlanma programmın tatbikı dolayısile pek meşgul olduklan için, uzak tarihlerde teslim edilecek siparişler müstesna olmak üzere halihazırda yeni siparişler kabul edememektedirler. Bundan maada, Sovyetler Birliğile Hindistandan yapılan ihracat hemen hemen durduğu için hurda demir tedariki hayli güçleşmiş, hatta imkânsız bir hale gelmiştir. Bundan dolayı fiatlarm yük selmesine mâni olmak için yapılan itilâfın sona erdiği tarih olan 31 mayıstan itibaren Ingilterede çelik fiatlarının yükselmesinden korkulmaktadır. Bir Ingiliz gazetesinin iddiası Londra 12 (A.A.) Millî müdafaa için 400 milyon sterlinlik bir istikraz akdi meselesi hakkında uzun tefsirlerde bulunuyorlar. Deyli Telgraf gazetesi evvelce 200 milyon olarak derpiş edilen istikrazın şimdi 400 milyona çıkarılmış olmasmdan dolayı hayret etmektedir. Evvelce vergilerin tezyidi tasavvur edilmişti. Gazete bundan başka, teslihat için 1937 bütçesine konulacak tahsisat, 170 milyon olarak tahmin edildiğine göre, bu rakamı beşle darb ve sonra 400 milyon ilâve edilince teslihat programının beş yıl zarfında 1 milyar 200 milyon sterlin sarfını istilzam edeceğini hesab etmektedir. Deyli Herald gazetesi, bütçede her sene için 200 milyon derpiş edildiğini, buna 400 milyon istikraz da ilâvc edilince beş sene için bir milyar 400 milyon sar fedilecek demek olduğunu yani her îngilizin millî müdafaaya 30 Ingiliz lira sile iştirak edeceğini yazarak diyor ki: «Bu suretle vergilerin tezyidi gayrikabili içtinab olacaktır. Fakat derhal içti maa davet edilen işçi partisi parlâmento grupu böyle bir siyasete şiddetle muhalefet etmeğe karar vermiştir.» IHEM NALINA MIHINA La Turquie Kamâliste Serhad beldesi Vatana olan borcun hiç bir vakit sonu olmaz; fakat bu serhad beldesi vatana borcundan ziyade vatandan alacaklıdır Kop dağını aşıyoruz; Ziganamn daha yükseğinden geçeceğiz. Meğer bu dağın kendi değil yeri yüksekmiş. Dağı, farkına varmadan Babıali yokuşunu dolanır gibi rahatça aşıverdik. Fakat kışın, tipi zamanı, her tarafa açık ve her tarafı çıplak olduğu için bütün karlar burada haşir ve neşir olurmuş Dorukta bir sığı nak binası, yolu göstermek için yüksek direkler, ve yolunu kaybedenleri kendine çağıran büyük bir çan... Belli Kop ya zm mühimsenmemesinm bütün hıncını kışm çıkarıyor. Altı yüz §u kadar kilometroluk transit yolunun üç büyük çetinliğinden gerideki Ziganayı en karlı zamanda da açık bu lundurmak kolay, ilerideki Tahirgediğine kışlık başka bir yol açmak mümkün, fakat ortadaki Kop, üç hörgüçlü transit yolunun daima en zorlusu olarak kalacak. Ameleler, makineler; sedler, emekler; geçirtmek istemiyenle geçmek istiyenin cengi; inad ondan, azim bizden. Sökmez mi diyor? Kızdırmasın böğrüne tünel açar gene geçeriz! Kopun öte yamacını iniyoruz: Onü müzde Erzurum ovası, ovanm ortasında haşmetli Fıratm henüz Karasu adındaki körpe çizgili zikzakları, ve ovanm karşısında Palandöken eteklerine bir gölge gibi abanmış Erzurum. Sabah kahvaltı smı Trabzonda yapmıştık, güneş ufka yaslanırken Erzuruma kavuşuyoruz. Halbuki geldiğimiz yolun kilometrolan bir yılın günleri kadar. Atin tınsı bu yolu ancak bir haftada yenerdi, otomobil haftayı gün yaptı. Kazanılan yalnız hafta değil haftanın me şekkatleridir. Lâstik tekerlek takvimin yaprağında ömrümüzü artırmıyor, şüp hesiz, fakat ömür içinde zamanı uzatıp zaman içinde cefayı kısaltıyor. Otomobilin sebebiyet verdiği kazalan mı hatırlatmak istiyorsunuz? Otomobil kazalan kendinin değil bizimdir. Beş altı saat enliliğinde ve sekiz on saat uzunluğunda bir yayla ovasını üç bınlik dağlarla çevreleyiniz. Bu hep çıplak ve boz renkli dağların boyları nisbetinde yüksek görünmeyişleri ovanm iki bin metro yüksekte oluşundandır. Her dağa verilen ad dağın ya vücudün«, ya huyuna uygun. İşte ovanm garbını kaplıyan ya zın yumuşak ve kışm belâlı dağa Kop denmesi fırtınalann ve tipılerin orada kopmasındandır. Kopun solunda ve ondan daha yüksek Pilâvtepe, mahrutî sivriliğile, buralarda âdet olduğu üzere, tepsi içine kalıbdan dökülme pilâvın tümsekli duruşunu andırıyor. Ovanın cenubunu kaplıyan Palandö ken dağı; sarplığından dolayı hayvanlar tırmanırken palanları düştüğü için bu ismi aldı. O silsile içindeki Eğerlidağ, konulan isim dağın adı değil tarifidir. Bu silsilenin şark ucu, Erzurumun ensesine rasgelen kısım, adı Deveboynu; iki üç hörgüçlü silsile oraya gelince sahiden dizçöküp boynunu yere uzatmış bir devede olduğu gibi birden yassılaşarak gergin gergin boyun kırıyor. Koptan gelen transit yolu Deveboy nundan geçer ve doğudan gelecek düş man Erzuruma ancak o boyundan gelebilir. Uzağı bırak, yalnız Ondokuzuncu asrın ikinci çeyreğinden dördüncü çeyreğine kadar Ruslarla orada üç defa cenkleştik. Çatal sakallı, pembe yüzlü, ve geniş göğüsleri bir sürü nişanla pırıldıyan Rus generalleri: Paskeviç 828 te oradan gelerek Erzurumu almıştı. 854 Kırım cenginde Repotof dahi oradan gelmek istedi, ve daha sırta çıkmadan tepelendi. 877 de General Melkof Deveboynunda bizim orduyu bozmuş, fakat kendi de Erzurumdan atılarak orada mıhlanrp kalmıştı. Müsavi mesafelerle sadece ya rım asra sıralanan üç cenk: O sırtın duruşu ve rengi tıpkı deve boynu, fakat içi kızıl boyun. Üç cenkten birinde yeniliş, birinde yeniş; üçüncüsünde hem yeniliş hem yeniş; muvazene denkliğini ancak dördüncü bir cenk bozacak. Büyük Harb patladı. Sarıkamış faciasından sonra taarruz sırası Ruslarındır. Deveboynunu iyice müstahkemlemişiz. Başka yol yok, ovanm şarkı Kargapazarı dağlarile kapalı. Cismi de ismi gibi; o kış kıyamette kargaların bile geçemiyeceği haşin bir dağ. Geçilemez diye orayı müdafaasız bırakmı şız. Fakat Rus kumandanı Yudeniç is tihkâmla çarpısacağına tabiatin sarphğile savaşmayı tercih ediyor. Hain Kargapazarı, Rus orayı aştı, ve ötede Deveboynu bükük bir boyun halinde kalakaldı. Kargapazan hain, Deveboynu şehidlik, Palandöken öfkeli, Pilâvtepe verimsiz, ve Kop dağı belâlı... Ovayı çevreliyen dağların en hayırlısı ve en mubareği Dumlu dağıdır. Ovanın şimaline gerilen şu kalın gövdeli, ağırbaşlı, ve efendi duruşlu dağ. Fırat, buz gibi, billur gibi, oradan çıkıyor. Bir havuzluk memba. Fakat yan vatanm sulan o membaa dola cak. Şehre girmek üzereyiz. Önümüze kocaman bir mânia çıktı; bu, ne duvardır, ne kaledir, n< seddir; sanki bir dağ dilimini yuvarhyarak üstüvaneleştirip yatır mışlar. Böğründe tünel gibi bir oyuk; yanları ve tavanı tünel gibi kesme taştan örülme. On on beş metro derinliğinde bir tünel. Ancak bir araba geçebilir. Esrarh Mısır mabedlerinin yeraltı methalinde gibiyiz. Burası İstanbul kapısı imiş. Daha böyle Kars, Ardahan, ve Harput i simlerini taşıyan üç kapı var. Bunlar Tanzimat devrinin istihkâmlarıdır. Adına «Devrei Muttasıla» diyorlar. Bu istihkâmlar Erzurum etrafını yere yapışık birer dağ sucuğu gibi çevreledi. Şehrin gobeğinden bir kule ve yanında kale bürcleri yükseliyor. Bunlar da Ortazaman hisannın ayakta kalabilen esmerleşmiş tunc renkli hatıraları. O kalenin üç suru ve üç kapısı vardı. Şimalde Gürcü kapısı, şarkta Tebriz kapısı ve cenubla garb arasında Erzıncan kapısı. O kapıların ne kolu kaldı, ne kanadı; kalan yalnız adlarıdır. Eski hisarlann hepsini «Devrei Muttasıla» nın istihkâmlanna harcadılar. O hisarlarla on on beş asırlık bir tarih ayakta duruyordu, ayaktaki tarih parçalanarak bu istihkâmların böğrüne yatınldı. îstihkâmlar o tarihin mumyalarıdır. Şehrin şark tarafında bir tepe var. Adına Topdağı deniyor. Geçen asrın ikinci çeyreği başmda yapılan uğursuz cenkte Ruslar oraya top yerleştirerek şehri döğmeğe başladılar. Artık anlaşıldı ki eski kale yeni silâha karşı iflâs etmistir. Kırım Harbinden biraz önce o dağa Mecidiye tabyası yapılmıştı. O harbden on yıl sonra da «Devrei Muttasıla» istihkâmlannı yapmak için meşhur Fosfor Mustafa Paşa gönderildi. îstihkâmlar «Doksanüç» Harbine kadar on iki yıl sürüyor. O harbden sonra da daha on yıl çalışıldı. Milyonlarla altın, binlerle amele, hepsınden kıymetlısı akın akın gönüllüler. Verilen gönül harcanan altm dan kat kat fazla. Erzurum halkı o istihkâmlan bir kâbe yapar gibi yapmış tır. Nasıl Erzurum mamur ve güzel mı? Bir cümbüş yerinde değil bir serhad beldesindeyiz, şark tarafından ne vakit bir harb patlarsa devlet hemen bağmrdı: «Aman kahraman Erzurum». Amana zamana lüzum yok; mademki kahramandır, balını yapan an gibi o da kahra manhğını yapacak. Kahraman, her harbde yapacağını yaptı ve devlet her harb bitince kahramanı unuttu. Kan akıtmak, Erzurum en önde; imar etmek, Erzurum çok uzakta. Vatana olan borcun hiçbir vakit sonu olmaz; fakat bu serhad beldesi vatana borcundan ziyade vatandan alacaklıdır. ani Kamâlist Türkiye, bizim Matbuat Umumî Müdürlüğünün çıkardığı resimli bir mecmuadır. Bu çok güzel mecmuadan, bu sütunda bir iki defa bahsetmiş, yalnız fransızca ve almanca değil, muhakkak ingilızce olarak neşrini de istemiştim. Topkapı sarayı müzesinde bulunan 16 ncı asra aid müzehheb bir Türk cildının renkli resmını de ıhtiva eden yeni sayisı tanhini yazmıyorum; çünkü maalesef matbaa hjcbir ay vaktinde yetiş tiremiyor Matbuat Umumî Müdürü doktor Vedad Tör'ün «Eşekler ve Ec nebi Fotoğrafçıları» başlıklı fransızca bir yazısile başlıyor. Vedad Tör, Türkiyeye gelen, ecnebi fotoğrafçıların mütemadiyen eşek resmi almalanna içerliyerek bunlardan birine çatmış, isterseniz bu kadar sevdiğiniz eşeklerimizi sizin güzel atlannız ve kamyonlarınızla değişelim; diyor. Mecmuanın son iki sayısında, benim temennımın kısmen nazarı dıkkate alınarak ingilizce yazılara da yer verildiğini gördüm. Bu defaki ıngıhzce makale, Alaca Höyükte çıkan Hitit eserlerinden bâhıstır. Mecmuada, bundan başka Türk ve İslâm Eserleri Müzesı, Arsıulusal İzmir Panayırı, Türkiyede şişe sanayii hakkında üç fransızca yazı vardır. Bütün bu yazılar çok güzel, amma hakikaten güzel ve san'atkârane fotoğraflarla süslüdür. Binaenaleyh mecmuanın bu nüshası da, diğer sayıları gibi, memleketi mizi ve medeniyetimizi tanıtma bakımından çok muvaffakiyetli olmuştur. Okuyucularımm hatırında olsa gerektir ki birkaç gün evvel gene bu sütunda Pariste tahsilde bulunan eski talebemden Necib Alayelinin «La Turquie liste» mecmuasından, Parise daha fazlî miktarda gönderilmesi hakkındaki te mennisinden bahsetmiştim. Benim de iştirak ettiğim bu temenni üzerine, Mat buat Umumî Müdüründen bir mektub aldım. Doktor Vedad Tör, bu mektubunu gazetede neşredilmek üzere yollamış değildir; fakat bu yoldaki muvaffakivetli mesaisini efkârı umumiyeye arzetmek üzere mektubunu, aynen nesrediyorum: «5 şubat 1937 tarihli Cumhuriyetteki yazınızda sözü geçen Bay Necib Alayelinin dilekleri etrafmda size bazı izahat vermeği lüzumlu görüyorum. Paris Türk Talebe cemiyeti bize i muhtelif milletlerin talebe yurdlarımn adreslerini vermiştir ve epey zamandır muntazaman mecmua yollanmaktadır. Bundan başka Paris Üniversite ve fakültelerinin kütübhanelerine, bütün Fransız umumî kütübhanelerine, gaze te idarelerine, yüz elliden fazla Fransız saylavına, meşhur politikacılara da mecmua gönderilmektedir. Paris Talebe Cemiyeti, arkadaşımız 1 Ajans mümessilı Kemaleddin Kâmiye alâkadar zevata dağıtılmak üzere 14 er tane mecmua yollanıyor. Görülüyor ki Necib Alayelinin dileklerini, kanaati mizce, esasen karşılamış bulunmakta yız. Fakat Necib Alayeli, Talebe Ce miyetile temas ederek bize yeni bir liste göndermek imkânını bulursa müteşekkir kalırım. Sizden. kendisme mecmua yollanmak üzere Necib Alayelinin : adresini lutfedip bildirmenizi rica eds; rim. Bu fırsattan istifade ederek size La Turquie Kamâliste mecmuası ile memleket dışmda dağıtmış olduğumuz neşriyat hakkında bazı malumat ver meği yerinde bir iş saydım. La Turquie Kamâliste'i ilk defa, 1000 tane bastırmıştık. tedricî bir tekâmülle mecmuanın baskı adedı bugün 6.500 ü buldu. 1937 sonuna kadar bu miktarm iki misline çıkacağma kaniim. La Turquie Kamâliste'in tevzi vaziyeti hak kında bir fikir vermek üzere şu birkaç rakamı tesbit ediyorum: Fransa 680, Almanya 348. İngiltere 237, Amerika 247, Romanya 142, Yugoslavya 238. Yunanistan 262, Arnavudluk 132. Mısır 266, İsveç 158, İsviçre 262, İran 186, Danimarka 138, v. s. (Dünyada <La Turquie Kamâliste* in gitmediği memleket yoktur.) Bir sene içinde memleket dışma kiyeyi tanıtmak maksadüe göndermiş^ olduğumuz neşriyat ise yekun olarak, 27,312 mecmua, 17,600 kitab ve broşür. 5,305 fotoğraf.» Matbuat Umumî Müdürünü, memlej ketimizi ve milletimizi dünyaya tanıtmakl için sarfettiği muvaffakiyetli mesaiden] dolayı tebrik etmeği bir vazife bilirim.j Görüyorum ki Türk edebiyat antolojisij münasebetile haklı haksız birçok hücumj lara uğrıyan Vedad Tör'ü, bu çok faydalı hizmetinden dolayı, kimse takdir etmeği akhna bile getirmiyor. Tenkiddt o kadar cömerd, takdirde bu kadar hasis olmıyalım. Japon kabinesi bütçeyi artırdı Amerikada grev nihayet buldu Bunun yüzde ellisi orduya Patron ve amelenin ziyatahsis olunacak nı iki yüz milyon dolar Tokyo 12 (A.A.) K^bine, bütçenin yüzde 90 nisbetinde tenzili hakkm daki Maliye Nazın M. Yuki'nin tekli fini kabul etmistir. Bu suretle yeni bütçe, 2,765,000,000 olarak tesbit edile cektir. Bundan evvelki Hirota kabinesinin bütçesi 2 milyar 3,038 milyon idi. Ordu bütçesinde hafif tadilât yapıl mıştır. Bu bütçe, umumî bütçenin takriben yüzde ellisidir. Kabine havayici zaruriye vergilerinin indirilmesine ve fiat ların yükselmesine mâni olmak için de bazı tedbirler ittihaz edilmesinc karar vermiştir. Diyet meclisi, şubatın 15 inde toplanacaktır. Siyasî mehafil, bütçede yapılan tenzilât sayesinde hükumetle muhtelif partiler arasında bir anlaşma imkânı hasıl olduğu kanaatini izhar et mektedirler. Flint 12 (A.A.) General Motors Corporatıon mümessillerile otomobil sendikası arasında dün sabah imza edilen itilâfname mucibince grevciler muazzam bir alay halinde bayrak ve mızıkalarla fabrikalan tahliye etmişlerdir. 135,000 amele pazartesi günü işe başlıyacak tır. Atölyeler işliyecek hale geldiği zaman da 25,000 amele tekrar iş başına dönecektir. Yapılan tahminlere göre, grevin de vam ettiği 42 gün zarfında General Motors Corporation, 160 milyon ve ameleler 40 milyon dolar zarar etmişlerdir. PEYAM1 SAFA B. M. Meclisinde Su işleri için 51 milyon lira tahsis edildi Ankara 12 (A.A.) Kamutay bugün Refet Canıtezin başkanlığında toplanVak 1936 malî yılı muvazenei umumiye kanununa dahil bazı daire bütçelerine munzam vc fevkalâde tahsisat verilmesıne ve bazı bütçelerde değişiklikler ya pılmasına dair kanun lâyihasını müzakere ve kabul etmistir. Bu kanunun hükmüne göre, muhtelif bütçelerin fasıllarına munzam 4 milyon 512 bin 636 lira da fevkalâde tahsisat olarak verilmekte ve bazı fasıllar arasında da münakaleler yapılmaktadır. Bir diğer kanunla da orta ve garbî Anadolunun sularından istıfade edilmek üzere şimdiye kadar çalışılan havzalar dan başka mıntakalarda yeniden yapılacak su işleri için 51 milyon lira tahsis e dilmiştir. Denizyollan ve Akay işletmeleri idarelerinin yaptıracağı gemiler için 10 milyon liralık tahsisat verilmesine dair olan kanunun birinci maddesinin değiştirilmcsine ve askerî izin ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kanunlanna mü zeyyel kanun lâyihaları da bugün Ka mutaym kabul ettigi kanunlar arasında bulunmakta idi. Denizciler de grev yapıyorlar San Fransisco 12 (A.A.) Denizciler sendikası, M. Roosevelt'in her de nizcinin ahlâk ve kabiliyetini gösteren Ayni mehafile göre, partiler müşkü bir cüzdana sahib olması hakkında meclât çıkardığı takdirde hükumet, diyet lise verdiği kanun lâyihası kabul edildiği meclisini feshedecektir. takdirde umumî bir grev ilân edeceğini bildirmiştir. Bursa soyguncularının Gütnrük ve înhisarlar Vekilimuhakemesi nin ziyafeti Ankara 12 (Telefonla) Gümrük ve İnhisarlar Vekili Rana şehrimizdeki gümrük müfettişlerine bu akşam Ana dolu kulübünde bir çay ziyafeti verdi. Bursa 12 (Telefonla) Bursa Osmanlı Bankasını soyanların muhakemesine bugün de devam olundu. Şahidlerden banka kavası Şabanla İsmail Hakkı, kâtib Sadullah, İsmail, mütekaid zabit Yahya soygun tahkika.tını idare etmiş o lan taharri komiseri Hamdi, Tıbbıadlî reisi Said dinlendiler. Kavas ve İsmail Hakkı suçluları teş his ettiler. Diğerleri, suçlulann iddiaları hilâfına hiçbir tazyika maruz kalmamış olduklarını söylediler. Suçlular bunu da red ve inkârla karşıladılar. Bunun üzerine Müddeiumumî Reşad şı: sözleri söyledi: « Suçlulara hiçbir veçhile tazyik yapılmamıştır. Buna rağmen bunu hem kendileri, hem vekilleri tekrar ediyorlar.» Bu arada maznunlardan Süleyman şahidlerden birine hitaben: « Ben topallarken görmediniz mi?» dedi. Reis: « Bunu şimdiye kadar hiç söylemedin. Topalladığından neden evvelce bahsetmedin?» diye sordu. Komiser Hamdinin ifadesi îki saatten fazla devam etti. Suçlulann vekili yeniden bazı şahidlerin celbini istedi. En sonra Tıbbı Adlî Reisi Said dinlendi. O da hiçbir tazyik eseri görmediğini söyleyince Süleyman: Haricîyede bir taltif Ankara 12 (Telefonla) Zağreb fahri konsolosumuz doktor Milân Ma riç'in yaptığı iyi hizmetlere karşılık ola M. Göring Polonyaya gidiyor rak derecesi fahrî başkonsolosluğa terfi Berlin 12 (A.A.) M. Goering, ettirilmiştir. Lehistan Reisicumhurumın avlarına işti Vilâyet bütçelerinde tekaüd rak etmek üzere onümüzdeki hafta içinde Lehistana gidecektir. sandığı hisseleri Ankara 12 (Telefonla) Dahiliye 7 V ekâleti valiliklere bir tamim yaparak 936 vilâyet bütçelerine noksan konulan tekaüd sandığı istirak hisselerinin münakale ile temin edilerek Vekâlete gönde rilmesini istemistir. Başka yerde yerleşecek vatandaşlar Ankara 12 (Telefonla) Bir yerden diğer bir tarafa giderek yerleşenler nüfus kanunu mucibince nüfusa müracaatle hüviyet cüzdanlarma işaret ettir meğe mecburdurlar. Misafireten gittikleri yerde altı aydan afzla oturmak mec buriyetinde bulunanlar da ayni kanunla sakin olduklan mahalden alacakları ilmühabere istinaden muvakkat tebdili mekân muamelesi yapmakla mükellef tutulmuşlardır. Buna rağmen birçok vatandaşların kayidli bulundukları yerlerden uzun zaman ayrıldıkları halde bu cihete riayet etmedikleri görülmüş tür. Bu vaziyet evlenme, boşanma, ölüm ve doğum gibi hallerin meçhul kalmasına sebebivet verdiği gibi asıl mukayyed bulundukları yerlerdeki kütüklerin kaybolması veya yanması takdirinde zorlukları mucib olmaktadır. Bu münasebetle gönderilen bir tamimde bu ci hetlerin devlet daire ve müesseslerine ve bilhassa emniyet idarelerine uğrıyacak vatandaşlara hatırlatılması lüzumu bildirilmiştir. İSMAİL HABİB M. Delbos Suriye murahhaslarile görüştü Paris 12 (A.A.) M. Delbos, dün öğleden sonra Suriye Başvekili Cemil Mürdümle Dahiliye Nazın Sadullah Cabiriyi kabul etmistir. Papa da Habeş ühakını tanıdı Vatikan 12 (A.A.) Papa ttalya Kralının yeni «Habeşistan Imparatoru» unvanını bugün zımnen tanımıştır. Fil hakika Üçüncü Victor Emmanuel'in, Papanm 15 inci tetevvüç yıldönümünü kutlulıyan telşrafma cevab veren Papa, bu cevabını «İtalya Kralı ve Habeşistan Imparatoru» na göndermiştir. Tecziye edilen köy heyetleri Ankara 12 (Telefonla) İlk tedrisat kanununa göre her sene okuma çağına gelen çocukların listesini mektebe vermediklerinden dolayı bazı köy muh tar ve heyetleri hakkında köy kanununa göre takibat yapıldığı ve idare heyetle rince cezalandmlmakta olduklan anla şılmıştır. Ilk tahsil kanununda çocuk velilerine ceza tayin edilmekte, ancak çocuklannı mektebe kaydettirmiyen veliler hakkında kanunî muamleye kalkışmıyan muhtar ve ihtiyar heyetlerinin takibata uğrıya caklan kaydedilmektedir. Bu cihet alâ kadarlara bildirilmiştir. PARİS BORSASI Paris 12 (Hususî) Paris Borsasının bugünkü kapanış fiatları şunlardır: « Dayağa tahaimmülüm olup olmaLondra 105,11, Nevyork 21,48, Berlin dığını anlamak için kalbimi dinledi» diye 863. Brüksel 362.37 1/2. Madrid , Amssöze kanştı. terdam 1170.25. Roma 113, Lizbon 95,75, Neticede muhakeme yarın saat 9,5 a Cenevre 490, bakır 61 62. kalay 228,12,6 altm 142,02, gümüş 20 1/16. talık edıldi.