26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHIJRİYET 20 fkincitesrin 193. Dünra maibuatı Ingiliz gazeteciliğînde inkişaf hamleleri Yazan: ROBERT LUCAS Ingiliz gazetelerinin tabı adedleri, bu memlekette matbuatın kazandığı biiyiik mevkii derhal gösterir. Okuyuculan memleketin her tabakası arasında bulır nan sekiz gündelik gazetenin basun mecmuu on milyonu geçmektedir. Buna Londranm üç akşam gazetesinin 1,800,000 ve pazar gazetelerinin 13 milyon okuyucusunu ilâve edersek, yüzbinlerce basan vilâyet gazetelerini, mühim finans gazetelerini, haftalık, on beş günliik mecmualan saymağa lüzum görmeden bu memleketteki matbuat faali yeti hakkında mubalâğadan uzak bir fikir edinmiş oluruz. Yalnız sekiz gündelik gazetenin basım mecmuu bile în gilterede bulunan ailelerin sayısmı aş maktadır. Bu yüksek tabı adedinin sebeblerinden biri de hiçbir îngilizin başkasının okuduğu bir gazeteyi eline al mağa tenezzül etmemesidir. Bu memlekette herkes yalnız kendi gazetesini o kur. Diğer Avrupa şehirlerinde olduğu gibi kahvelerde, lokantalarda yüzlerce kişinin birbiri ardısıra okumasına mah ,sus gazeteler yoktur. Bundan başka ekseri îngilizler muhtelif siyasî fikirlere tercüman olan iki üç gazeteyi ayni za manda takib etmeği âdet edinmişlerdir. Ingiliz matbuatmın son yirmi sene zarfmda başardığı yükseliş hamleleri gaze tecilik endüstrisinde çalışan insanların çoğalmış olmasile de görülür. 1921 de Ingiliz matbuatında çalışan işçilerin miktarı 50,000 ken 1931 de bu rakam 80,000 i bulmuştur. Ingiliz lirasile hesab edilirse gazetelerin istihsal kudreti, Büyük Britanyadaki yün ve pamuk sanayii istihsal kudretine müsavidir. Fakat tabiî gazete sanayiinin ehemmiyeti, diğer sanayi şubelerine nazaran (kısmen filim sanayii müstesna) iktısadi olmaktan zi yade entellektüeldir. Matbuat, Ingiliz demokrasisinin esas temellerinden biridir ve halk matbuat hürriyetini titiz bir kıskanclıkla korumaktadır. Bu hürriyeti, sansür veya kDntrol usulile tahdid etmek sulh zamanında akla gelemez. Ingiliz matbuatı, efkârı umumiye üzerine tesir etmekle kalmayıp ayni zamanda ona tercüman da olduğundan modern yaşayış şartlarr alhnda deıriakratik rejimin işliyebılmesi için bu matbuatın mevcudiyeti esastır. îngiliz noktai nazanna göre serbest matbuat, sefalet, is yan, ihtilâl gibi içtimaî facialara kaışı mükemmel bir garanti teşkil etmektedir. İngilterede, Avrupadakı manada «kükumet gazetesi» bulunmaması da dikkate şayandır. Eden'in Daily Telegraph'la ve Chamberlain'in Yorkshire Post'la o lan iyi münasebetleri ve yahud §u veya bu gazetenin hükumet siyasetini himaye ettiği malum olmakla beraber hiçbir ga zete hükumete maddeten bağlı değildir ve hepsi de müstakil olarak tenkid haklanna tam manasile maliktirler. Demokratik matbuatı sadece efkârı umumiyenin aynası olarak kabul etmek tabiî yanlış olur. Siyasî ve içtimaî görüşleri başka başka gazetelerin mevcudiyeti tenkid fikri sahibi okuyuculara hususî ve müstakil karar sahibi olmak imkânları ve rir ki bunlann bazan gazete fikirlerinJen çok uzaklaştıkları vakidir. 1923 te bütün bir burjuva matbuatı karşısmda amele partisinin yalnız bir tek gazetecik tarafından himaye edildiği halde intihabatı kazanmış olması buna bir misaldir. Ingiliz matbuatının sansürden ve devlet kontrolundan azade bulunması bu matbuatta hürriyetin kayıdsız ve şartsz olduğuna alâmet sayılmamalıdır. Kanu nun umumî adaba karşı tedbirler alması gayet tabiî görülür. Fakat matbuat hürriyetine karşı çok daha büyük bir mâni Law of Libel (İftıra kanunu) vasıtasile çıkarılmıştır. Iftira mefhumunu kat'iyetle tarif etmek güçtür. Böyle olduğu için bu husus ekseriya hâkımin takdirine bağlı kalmaktadır. Suç sabit olduğu takdırde yalnız makalenin sahibi değil, heyeti tah ririye müdürü, gazetenin ve matbu anın sahibleri de cezaya çarpılmaktadır lar. Bundan dolayı mes'uliyet sahibi gazeteciler, iftira kanununun çapraşık yollan arasında dolaşarak mahkeme kapı larında sürünmekten ve ekseriya ağır olan bir ceza ihtimalıle karşıiaşmaktansa bu gibi yazıları sütunlarına geçirmemeyi tercih ederler. Son zamanlarda «Devlet Sırları ka nunu» na nazaran verilen iki mahkeme kararı gazeteler arasında büyük bir ga rültüye sebeb oldu. Bu kanun 1911 de çıkanlmış ve 1920 de tadilâta uğramış tır. Maksadı devlet sırlarının yayılma masını temin etmektir. Bir gazeteci, dostlanndan bir polis memurundan takib edilmekte bulunan bir kaçakçıya dair aldığı malumatı neşretmişti. Dostu polis memurunun hüviyetini bildirmekten imtına ettiği için cezaya çarpıldı. Gene bir gazeteci, bir posta memurunun kendisine bildirdiği hususî, fakat mühim bir telefon mükâlemesini neşrettiği için mahkum edildı. Gazeteler arasındaki rekabet yüzün den ortaya çıkan çok daha mühim bir mesele matbuat hürriyetinin suiistimaline sebebiyet verdiğı için efkân umumiyenin ciddî kısmını müteessir etmektedir. Bu da okuyuculann tecessüs insiyaklannı istis mar ederek tanınmış adamlarm hususî hayatlarına'dair uluorta kalem .yürüten popüler gazetelerin son senelerdeki ha reketl.eridir. Bu neşjiyat iftira kanunu hükümlerinden haric kalmakla beraber bazı vatandaşlarm şereflerini rencide etmekten de hâli kalmıyor. Bu popüler gazeteler, havadis ver mekten ziyade okuyucuyu eğlendirmek, ona vakit geçirtmek gayesini güderler. Meselâ Deyli Ekspres, Deyli Meyl, Deyli Skeç, Deyli Mirror bu kabilden dirler. Ciddî olanlardan başta Taymiş olmak üzere Deyli Telgraf ve Mançister Gardiyan'ı sayabiliriz. Bu iki grup arasında da Nyoz Kronikl ile Deyli Herald bulunur. Ingiliz gazeteciliğine şeref veren bir hâdisedir ki tecessüs insiyakmı istismar maksadile yapılan bu çirkin neşriyata karşı ilk mücadeleyi açanlar ağırbaşlı gazeteler olmuşlardır. îngiliz ahlâk ve an'anesini tanıyanlar, bu mücadelenin muvaffakiyetle biteceginden şüphe etmiyorlar. INeue Freie Presse'deni ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Soruyoruz! Niçin duruyorlar? Dün, matbaamıza balıkçı Süreyya admda bir yurddaş geldi. Bu, iki gün evvel Kuruçeşmede evi yanan zavallıdır. Bize şunları anlattı: « Yangmda küçük çocuğumla onu kurtarmak isiiyen annesi, muhtelif yerlerinden yandılar. İki yaralı, sıhhî imdad oiomobilile Şişli Çocuk hastanesine kaldırıldılar. Fakat hastane, yaiak olmadığım tleri sürerek şehrin garihi olan, bugün evsiz barksız kalan ve feryadlar içinde kıvranan yaralı anne ile yavrumu sokağa attı. En çok bir haflaya kadar vatana beşinci çocuğunu verecck olan eşım, küçük yavrum, iki gündenberi kıvu kıvır kıvranıyorlar. Hâmile kadtnm bu acılara dayamp dayanamıyaca ğım bilmiyorum. Bildığim şey, bu ağır yaralı, yuvasız kalnnş bedbaht ana ile çocuğuna, İçtimaî Muaücnet müessesesinin kapısını kapattığıdır. Işe müdahale eimesi ve bir kolaylık göstermesi için müracaalle bulunduğum Arnavudköy Beledıye dokto rıınun yerinden kınvldamak şöyle dursun, derdirrle alâkadar bile o' mayışı beni o kadar perişan etti ki..» Mesele anlaşılıyor. Bir sıhhat müessesesı savmıştır, vazıfesı vatandaşın ımdad bekçilıği olan bir sıhhat memuru da alâka Juymamıştır. Yazık ki, bu savma ve alâkasızlık, hâmile bir kadınla yank yaraları içinde inüyen bir çocuğun hayat'.ua mal olacaktır. Fakat bu faciayı hazırlamağa kimsenın hakkı yoktur. Felâketzede yaralıların imdadına niçin koşulmamıştır? Balkan Banka Müdürleri Ankarada toplanıyor Rumen ve Yunan heyetleri dün geldi, Yugoslav Merkez Bankası Müdürü bugün bekleniyor Siyasî icm Çinin akıbeti rükselde toplanan konferans if" lâs »"tti. Bu konferansta Amerika, İngiltere ve Fransa birleşe rek Japonyayı, Çinin tamamiyet ve istiklâlini de tazammun eden dokuz devlet muahedesini ihlâl etmekle itham ederek Çındeki yeni teşebbüsünden vazgeçmeğe ve eski vaziyeti iadeye icbar edeceklerdi. Bu tasavvura karşı Japonya, Almanya ve Italya, Romada bir nevi konferans akdederek birbirlerini korurrıağı kararlaştır dılar. Bu maksadla müşterek tedbirleri rrüzakere ve tesbit için muhtelit bir umurrî erkânıharbiye kurduLr. Bunun başına, Hitler'in haricî hareket ve faaliyetlerin " de sağ eli olan ve bir sene evvel Japon Alman ittifak misakmı ve «imdi de Ja pon Alman Italyan ittifak muahede sıni Almanya namına imzahyan Londra büyük elçisi Ribbentrop getirilecektirBiri Amerikalı ve ikisi Avrupalı üç büyük devletin, dünya politikasına hâkim olmak üzere düşündükleri iş birliği, bu devletlerin karşısma biri Asyah ve ikisi Avrupalı olan diğer bir zümrenin dikil " mesi üzerine suya düşmüştür. Brüksel konferansınm muvaffakiyetsizliği Japonyayı Çindeki hareketinc!e tamamile ser best bıraktı. Şimdiye kadar yalnız şimalî Çini işgale ve Altay ve Altın dağlarına kadar bü tün Mogol illerini nüfuzu altına almağa çalışan ve bu maksadla Asyanın kara » s;na bir milyon asker sevkeden Japonya, artık orta Çini ve iki yüz elli milyon nüfusun yaşadığı Mavi Nehir havzasmı da" hi zaptetmekte bir mâni görmemektedir. Şanghay'ı zapta çal:şan Japon ordu sunun mevcudu 250,000 kişiye çıkanl mıştır. Bu ordu Şanghay yarımadası berzahmdaki göllerle mestur araziyi süpürerek karadan Çinin yeni payıtahtı Nankin üzerine yürüyor. Diğer taraftan yetmiş harb gemisinden mürekkeb bir Japon donanması Mavi nehrin Şanghay'ın yukan" sındaki nisbeten dar olan ağzında Çinli lerin yüzlerce gemi batırarak vücude geliıdikleri sedleri dinamitîe berhava ettikten sonra Mavi nehrin yukarısına doğru ilerlemiştir. Nankin, bundan doksan sene evvel Ingiliz donanmasının toplan karşısında teslim olarak Çin hükumeti. Şanghay'daki mtiyazh mmtakayı İngilizlere vermeğe mecbur olduğu gibi şimdi de, Japon do" nanması toplarını Çinin pavıtahtına tev cih etmiştir. Çin hükum<ti ise karadan, denizden ve nehirlerden ilerliyen Japon kuvvetlerinin önüne geçrr.ek mümkün olmadığım düşünerek yirmi beş senedenberi mütemadiyen imar edi'erek Asyanm karasında modern bir büyük payıtaht halino getirilen Nankin'i fevkaiâde süratle tahlıye ediyor. Hükumet daireleri şimdiden Çinin çok gerilerinde bulunan Hapko'ya nakledil" miştir. Fakat şimalî Çinden cenuba doğ" ru sarkan Japon ordusunun merkez kolu Pekin Hanko demiryolunu takib etti ğinden Çinin yeni merkezi dahi yakında tehdid edilecektir. Japonya Çine haricden meded ummamasmı ve bütün meseleleri kendisile halletmesini defaatle ihtar etmişti Çin hükumeti ise bir taraftan Sovyflerle anlaşmak, diğer taraftan on senedenberi mücadele ettiği dahildeki komünistlerle birleşmek ve ayni zamanda Amerika ile îngiltereden imdad istemek suretile Japonva ile mü zakere etmekten ve bir karara gelmekten imtina etmişti. Japonya daha 1934 senesinde Uzakşark işlerine haricdeki devletler müdahale edemez; diye Asyaya mah?us bir Monroe kanununu neşreylediğin den İngiltere ile Amerikanm müdahale " s:ne imkân bırakmamışb. Bunun için Çin hükumeti şimdiden merrJeketinin yarısmdan ve payıtahtından olmuş, Brüksel konferansından dahi bir ümidi kalmamıştır. Son çare Japonya ile müzakere kapısı açmaktır. Buna da, Japcnyanın müttefiki Almanya ile İtalya tavassut etmeğe ha zır bulunuyorlar. Muharrem Fevzî TOCAY Yunan ve Rumen heyetleri şehrimizde Pazartesi günü Ankarada toplanacak M. Çuderos un sözleri olan Balkan Antantı Merkez Bankaları Yunanistan Millî Bankası Umum Mükonferansına iştirak edecek olan Ru.nen dürü M. Çuderos dün Perapalas otelinde ve Yunan millî banka heyetleri dün şeh kendisile görüşen bir arkadaşımıza şu berimize gelmişlerdir. Yugoslav heyeti de yanatta bulunmuştur: bu sabah ekspresle Istanbula gelecektir. « Balkan Antantına mensub dev Romanya heyeti Romanya Millî Ban letlerin siyasî, askerî ve dığer sahalardakası Umum Müdürü M. Constantinesco ki konsey toplantıları bu sene hep Ankanun riyaseti altında, banka murahhas a rada yapılmaktadır. Bu itibarla, Balkan zası ve eski Maliye nazırlarından M. La Antantı Merkez Bankalan müdürlerinin pedato, iktısadî müşavir M. Manescu, toplantısı da Ankarada olacaktır. Balkan Ticarî İtilâflar bürosu müdürü M. Yor Antantı millî banka müdürleri ilk defa olarak geçen sene Atinada toplanmışlar dan ve müdürlük bürosu şefi M. Bada dır. Ankarada kaç gün kalacağımızı ve telesco'dan mürekkebdir. müzakerelerin nekadar süreceğini bilmı Yunan heyeti de, Yunanistan Millî yoruz. Ankara toplantısında Balkan Bankası Umum Müdürü M. Çuderos, memleketleri devlet bankalarmm tesriki Atina şubesi müdürü M. Ulyss Kiriako mesaileri ve dört memleket arasında papulos, ve Pire şubesi müdürü M. Atmo ra, döviz, ve klering gibi ticarî işlerın kovis'ten mürekkebdir. müzakeresini yapacağız. Gelecek toplanRumen ve Yunan heyetleri Merkez tımızın nerede yapılacağı Ankarada kaBankası İstanbul djrektör muavini Nazif rarlaştırılacaktır.» İnanla Romanya ve Yunan general konRumen, Yunan ve Yugoslav heyetleri solosları ve konsoloshane erkânı tarafıa bu akşamki ekspresle Ankaraya gidecekdan karşılanmışlardır. Soruyoruz! * Prens Seyfeddin vefat etti Merhumun cenazesi bugün defnedilecek ingilterede uzur felâket yıllanndan sonra Türkiyeye gelen, Mısır pre'nsle rinden Seyfeddin, evvelki akşam Şişlideki evinde vefat etmiştir. *** Merhum, Mısırl .,,„. meşhur Ibrahim Pa £ *. ' > • ş a n ı n torunudur. RahmetU Prens Gencliğini Mısırda Seyfeddin ve Avrupada geçirmiş, mükemmel bir şekilde tahsil etmiştir. Büyük Harbden evvel, hemşiresi Prenses Şivekârla evlenen, merhum Mısır Kralı Fuadla geçimsiz liklerinden dolayı araları açılmıştır. Prens Seyfeddin bu teessürle, eniştesine kurşun atmış ve Kral Fuad boğazından yaralanmıştır. Bu vak'ayı birçok hâdise ve entrikalar takib etmiş, Prens İngıltereye nakledilerek hastalık bahanesile bir hastaneye kapatılmıştır. 20 sene burada mahpus tutulan Prens nihayet, üveybabası Feridun [paşa] tarafından kaçırılmış, tayyare ile Parise, oradan da Istanbula getirilrmşti. Prens İstanbula gelip yerleştikten ve Türk tabiiyetine gırdikten sonra da, M r sın işgal eden dedikodu, entrikalar de vam etmişse de, bir müddet sonra vaziyet sükun bulmuştur. Merhum, Türkiyenin maruf ailelerinden rahmetli Dahiliye Nazırı Reşid Mümtaz Paşanm kerimesile evlenmişti. Yazın Çamlıcada, kışm Şişlide oturu yordu. Yazdanberi hastaydı. Son zamanlarda çok zayıflamış, ihtimal rahatsızlığına fazla ehemmiyet verilmediği için de ıstırabı artmıştı. Konulan teşhisler hastahğın üremi olduğu merkezindeydi. Prensin sıhhî vaziyeti, üç dört gün evvel birdenbire fenalaşmış ve evvelki gece, şiddetli bir buhranı müteakıb saat 12 de vefat etmiştir. İrtihali dün telgrafla Mısır Kralına bildirilmiştir. Cenazesi bugün öğleyin, Şişlide Bo montideki konağından kaldırılarak, Teşvikiye camisinde namazı kıhndıktan sonra Feriköy mezarlığmda, hususî makberesine defnedilecekn'r. Bilâhare Mısıra nakli de muhtemeldir. Merhum, haluk malumatlı ve Türk dosruydu. Bilhassa Türk topraklannda kendisini emniyette ve huzur içinde bu luyordu. Kendisine rahmet dilerken validesi ve refikası prenseslere, üvey pederi Feriduna [paşa], kaymbiraderleri Semih, Salih ve Yahya Mümtaza ve bütün kederii ailesine samimî taziyetlerimizi sunarız. Ey4ftm ve eramîlin Toptan eşya f iatları üç aylıkları normal sevîyede Maliye, ayın birinde tevziata başlıyacak istanbul Defterdarlığı çok isabetli bir kararla eytam ve eramilin üç aylıklannın bayramdan evvel verilmesine karar ver miş ve tediye günlerini birkaç gün evvel ılân etmiştı. Yalnız bunlardan bir kısmı mühimmi aylıklarını Emlâk ve Eytam Bankasına kırdırmış cîduklan cihetle Defterdarlığın tevziata başlamasından evvel aylıklarını bankadan almalan lâzım gelmektedir. Emlâk ve Eytam Bankası Defterdarlığa müracaat ederek ay'ıklannı bankaya kırdırmış olanların çokluğu dolayısile tevziata bu aym yirmi beşinde başlama nm zarurî olduğunu bildirmiştir. Defterdarlık bu arada ölüm ve saire gibi vukuat zuhur ettiği takdirde ay ta" mam olmadan bunlara verilecek paranın ne suretle tazmin edileceğini bankadan sormuş, banka böyle bir vukuat halinde aradaki farkı bankanm ödiyeceğini bil dirmiştir. Defterdarlık, tevziata bu ayın yirmi beşinde başlanmasında mahzur ol madığı lüzumu kadar paianın banka emrine amade bulunduğu r.evabını vermiştir. Banka perşembe gününden itibaren tevziata başl.yacaktır. Defterdarlık da ayın birinden itibaren bayrama kadar geçecek olan üç gün zarfında tevziatın ya" pılması için icab eden tertibatı almıştır. Malmüdürlük'eri cüzdanları vizeye başIıyacaklardır. Bir gazete Defterdarlığın da ayın yirmi beşinde tevziata başlaması lâzım geleceğini yazmaktadır. Yaptığımız tahkikata göre buna kanunen imkân yoktur. Bu nunla beraber maaşın üç gün içinde tevzii için icab eden bütün tertibat ahnmış ve tevziatla meşgul olan mTnurlann sayısı artınlmıstır. Buhran senelerine göre mühim düsüklük var Ticaret Odası istatistik servisi bu sene* nin dokuzuncu ayı sonuna kadar İstanbulda toptan eşya fiatlannı gösteren endeksi neşretmiştir. Istanbulda 52 maddenin toptan fiat ları esas tutularak yapılan endekse nazaran, bu senenin dokuzuncu ayı sonunda şehrimizde toptan eşya fiatları, sene başına nazaran, mühim telâkki edilebilecek bir düşüklük göstermiştiı. Bu suretle toptan eşya fiatları pek az farkla dünya iktısadî buhranmdan evvelk' normal yıl olan 1927 senesi fiat seviyesine gelmiş bulunmaktadır. Zahire ve hububatta Bu senenin ilk 9 ayında en ziyade fiat temevvücü zahire ve hububatta görülmüştür. Temmuz ve ağustos aylarında yük selen zahire ve hububat fiat'an eylul aymda sukut göstermiştir. Hayvanî gıda maddelerinin son aylarda son on senedir görülmemiş bir yükselme göstermesine mukabil nebatî gıda maddelerinde eylül ayında bir düşüklük müşahede edilmiştir. Mevaddı iptidaiye Mevaddı iptidaiye fiatlan bu senenin dokuz ayında aşağı yukan ayni fiat se viyesini muhafaza etmiş, buna mukabil madenlerin toptan fiatmdaki yükselme son ayda tekrar devama başlamışhr. thrac mallarında Gerek ithalât gerekse ihracat madde leri toptan fiatlannda eylulde bir yükselme görülmüştür. Dahilde istihsal ve istihlâk edilen maddelerde ise son ayda düşüklük vardır. Nişan yüzüğünü geri verince hiddetlenmiş Çarşıkapıda Simonun çorab fabrika sında çalışan Ahmed, ayni fabrikada çalışan ve Fatihte Nevşehirli İbrahimpaşa caddesinde oturan 17 yaşlarmda Veysel kızı Zelihayı ekmek bıçağile dün fabrikada iş başında ağır surette yaralamıştır. Yaralı kız hastaneye kaldırılmış, carih yakalanmıştır. Ahmed, karakolda hâdise hakkında şunları söylemiştir: « Ben, Zeliha ile nişanlı idim. Ev velki gün yüzüğümü geri verdi. Fena halde hiddetlendim. Bir ekmek bıçağı tedarik derek yaraladım. Ne yapayım, çok sevivordum!» Bahçeköy camisi ve mektebi yandı Sanyer kazasına bağlı Bahçeköy camisinde bir yangın çıkmış, cami ile köy mektebi yanmıştır. Yangına, cami içinde yanık bırakılan bir mumun sebeb olduğu söylenivor. İstinye îtfaiyesi yangına gitmişse de o vakte kadar yangın kendiliğinden büyümüş ve bitmiştir. Jandarma kumandanlığı tahkikata başlamıştır. Pastırma ve sucuk meselesi Ticaret Odası, pastırma tacirlerinın yaptığı müracaat üzerine İstanbul Beledivesile temasa girişmiştir. İstanbul pastırmacıları Kayseride pastırma imalâtınm men'i ve sonradan müsaadesi arasında geçen devrede pastırma ticaret ve ihracatmın ettiği za rarı öne sürerek İstanbul Belediyesi nin pastırmalara mühür konulması hakkındaki ısranndan bir müddet için vazgecmesini istemektedirler. İstanbul Belediyesi ise pastırma ve sucuklarm behemehal imal edildiği yeri gösteren birer mühür veya damganın bulunmasmı muvafık görmektedir. Pastırmacılar buna razıdırlar. Fakat pastırmalar Kayseri veya Erzurum vilâyetleri dahilindeki köy ve kasabalarda vapılmrktadır. Bu vaziyette her şey den evvel İstanbul Belediyesinin kararını bu mahallî belediyelerin kabul etmesi lâzımdır. Halbuki henüz böyle bir sev yoktur. Pastırmacılar bu işten bir müddet icin vazçecilirse o vakte kadar belki de bir çare bulunabileceği ümidin dedirler. Beş kumarbaz yakalandı Evvelki gece Kasımpaşada Karakaş sokağında kahveci Alinin dükkânında Kaya, Talib, Süleyman, Sabri, Cemal adında beş kişi kumar oynarlarken yakalanmışlardır. Bu ne biçim şoförlük? Dün sabah, soför Rifat, yanına arabacılar kâhyası İhsanı da alarak otomo bille Haydarpaşadan Üsküdara doğru çiderken Veteriner mektebi önünde Ferhad Yılmaz admda bir süvariye carpmıştır. Bu çarpmada beygir yara lanmış, Ferhad Yılmazla arabacılar kâhyası İhsan yaralanmışlardır. İki yaralı hastaneye kaldınlmış, şoför yakalanmıştır. tki kişinin canına mal olan yangın Uluborlu (Hususî) Burava bağlı Senirkent nahiyesinde cıkan bir yan gında iki kişi öldüğü gibi beş, altı ko yun ve inek telef olmuş ve iki ev yanmıştır. Yangın Ferhad oğlu Velinin evinden cıkmış ve ateş bacavı sardıktarı sonra kazanın İtfaiyesi yetişmistir. Evinin vanmasından büvük teessür du yan 75 lik ihtiyar Ferhad kalb sekte sinden, yeğeni Fatma da eşya kurtar mak için yanan eve girmiş ve bir daha dısarıya çıkamıyarak yanarak ölmüş lerdir. Misafir Alman heyetinin ziyaretleri Şehrimizde bulunmakta olan Alman askerî heyeti bugün Piyade Atış mekMerkez Rıhtım hanınm dördüncü katebini ve Deniz lisesini ziyaret etmiş tında bulunan Kaptan ve Makinistler lerdir. cemiyetmin, Liman idaresi tarafından vaki olan tahliye kararına itiraz ve proRamazan 16 Cumartesi testo ettiği haber verilmişti. Dün öğ rendiğimize göre, cemiyet hiçbir pro kindi Aksarr Yats. imsal< Ö »le testoda bulunmamış, bilâkis tebliği hüsS. D. S. D. S. D. S. 0. S. D. nü niyetle kabul ederek kendisine yer 7 12 y 45 12 1 35 12 23 Ezani Zevali 11 59 14 32 16 47 18 23 5 10 aramağa başlamıştır. Vaziyet bundan ibarettir. CEMtYETLERDE Kaptan ve Makinistler cemiyeti merkezi Cumhuriyet Nüshası 5 turuşrnr. i.bone şeraiti Senelik Altı ayhk Üç ayhk Bir ayhk Türkiye icin 1400 Kr. 750 • 400 » 150 • Haric için 2700 Kr. 1450 • 800 » Yokhır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear