Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
îkinciteşrîn 1937 CUMHURÎYET Siyaset âleminde Mısırda patlak veren münakaşa Nahas ve Ali Mahir Paşalar meselesi Kralm müdahalesile halledildi Mısır matbuatını iki aydanberi meşgul eden meseleler El Nakrah Paşanın Başvekil Nehas Paşadan ayrılması ve Ali Mahir Paşanın, Kral Farukun umuı kâtibi tayin edilmesi meseleleridir. Eski Mısır Başvekili Ali Mahir Paşa bundan on beş gün evvel Kıal Farukun umumî kâtibi tayin edilmiştir. Bu tayin gerek Mahir Paşanın şahsı gerekse tayin şekli bakımmdan Mustafa El Nehas Paşa kabinesi tarafmdan beğenilmemiş tir. Mısır matbuatı mensub oldukları partilere göre lehde ve aleyhde neşriyat yapmaktadırlar. Vefdist matbuata gore: Ali Mahir Paşanın, kabinenin fikri istenmeden tayin edilmesi meşrutî idareye muhalif bir harekettir. Ali Mahir Paşa Vefd Partisi sağ cenah liderlerinden Ahmed Mahir Paşanın kardeşidir. Son zamanlarda Nehas Paşa kabinesine karşı bir hattı hareket takib etmekte idi. Muhalefet matbuatı ise: Kral Farukun hareketinin meşrutî şekle uygun olduğunu ve Ali Mahir Paşa son kabine sinin, memlekete ve bilhassa Vefd partisine büyük hizmetler yapt'ğını ve niha yet Vefd partis'nin me\kii iktidara gel Dokuz devlet konferansı Yazan: MUHARREM FEYZI Amerikanın teşvikı, Milletler Cemiyetinin karan ve İngilterenin tervicile do kuz devlet konferansı tarihte ikinci defa olarak toplanmıştır. Birinci konferans Amerikanın payitahtı olan Vaşington'da 1921 de toplanmiş ve 1922 de dağılmışBurada toplanışmın sebebi konferansı ilk düşünenin Amerika olması ve dediklerini diğer devletlere kabul ettirebilmek için alâkadarlan kendi payitahtma toplamağa lüzum görmesidir. Umumî Harbden Itilâf devletleri galib çıkmışlardı. Fakat hakikatte kuvvetli ve muzaffer ola rak çıkan yalnız iki büyük devlet vardı: Amerika ve Japonya. Diğerleri ismen galib ve hakikatte gayet bitkin ve berbad bir haldeydiler. Meselâ İngiltere kendi harb masraflarına ve fakir müttefiklerine para yetiştirmek için bütün sermayelerini bitirmiş ve kendisi de Amerikaya karşı boynuna kadar borca batmıştı. Bütün altınlar Amerikaya göçmüştü. Asırlardanberi dünyaya sermaye yetiştiren İngiltere ile Fransa borclarmı vermekten âciz kalmışlar ve haricden yardıma muhtac bulunuyorlardı. Siyasî ve askerî noktadan da bilhassa İngiltere çok zayıftı. Devletlere artık sözünü geçiremiyordu. Müstemlekelerinde ve bahusus Hindistanda millî ruh uyanmıştı. İngilizler Hindistana ve birçok müstemlekelere veda etmeğe hazırdılar. Amerika ise çok geç harbe girmiş ol duğundan az ziyana girmişti. Yiyecek, ham madde ve harb sanayü eşyası yetiştiren başlıca memleket olduğundan istihsalini ve ticaretini fevkalâde genişletmişti. Dünya altmlarını toplamış ve büyük alacaklı olmuş bulunduğundan malî ve iktısadî cihetten dünyaya hâkimdi. Ja ponya ise Avrupadaki harb sahnelerine iştirak etmemiş olduğundan ordusu sap sağlamdı. Harb sanayü ve imalât fabrikalan Amerika ile beraber muharib devletlere silâh, mühimmat ve bitaraf memleketlere ticaret eşyası yetiştirerek son derecede zenginleşmişti. Her iki büyük devlet Avrupalıların ve bahusus ingilterenin harble meşgul bulunmasından istifade ederek dunya mukadderatına bundan sonra esas sahne olacak Büyük Okyanusun yegâne hâkimi olmağı kurmuşlardı. Binaenaleyh A *l merika ile Japonya birbirinin biaman düşman ve rakibi olmuşlardı. Umumî Harb ilerleyip de Avrupalı devletlerin kuvvetleri tükendikçe Amerikalılarla Japonlar arasındaki zıddiyet ve husumet o nisbette artmaktaydı. îngiltere ve Fransa Japonyadan fazla silâh ve mühimmat ve yardım alabilmek için her talebini is'af ediyorlardı. Gizli bir muahede ile Çinin Şantung eyaletini Japonyaya peskeş çekmişlerdi. Büyük Okya nusun Hattıüstüva şimalindeki Alman yaya aid bütün adaları Japonyaya terketmişlerdi. Akdenizde îngilizlere ve Fransızlara nefes aldırmıyan Alman tahtel bahirlerine karşı Japonyanın muhrible rini göndermesi için bu devletin Çine bildirmiş olduğu 21 talebi de olduğu gibi tasvib etmişlerdi. Bidayette Amerika devleti dahi Ja ponyaya verilen müsaadeleri tasvib et mişti. Fakat 21 taleb karşısında Avrupadaki müttefiklerile beraber olamayıp protesto etmeğe lüzum gö'rmüstür. Çünkü bu taleblerin tahakkuku ile Uzakşarkın yegâne hâkimi Jaoonya olacağını ve neticede Büyük Okyanusta Amerikanın dilediSi gibi hüküm sürmesine mâni ola Japonya da Franco hükumetini tanıyor İsviçre hükumeti, komünist partisi erkânını tevkif etti IBaştaraft l inci sahlfede] Fas sularından bulunan nüllü telâkki edilmelidir. ltalyan gönüHüduğu halde bunların sayısı mutlak suret" te 70 binden fazladır.» M. Negrin, Frankistlerin pek yakın da taarruza girişeceklerini zannettiğini, çünkü halkın kuvvei maneviyesini yük " seltmek zaruretini duyduklarını beyan etmiştir. mayinler lerine gelince, geri hizmetleri de dahil ol Brüksel konferansında Amerikan murahhasları (ortada he^et reisi M. Norman Davis) cağını düşünmüştür. | müşavirler istihdam edecektir, 2 Çin Bu izahat dokuz devlet konferansının hastane, mabed ve mekteb ınşası ıçın Amerika tarafmdan davet edilmesinde ve Japonların memleket dahilinde arazi almüzakere ve kararlarında başlıca amil malarına müsaade edecektir, 3 Japon 21 taleb olduğunu anlatmağa kâfidir. tebaasının çokça yaşadığı beldelerde zaŞimdi bu yirmi bir talebin tarihçesini ya bıta memurları Çinlilerle Japonlardan mürekeb olacak, 4 Çin hükumeti hapalım: Japonya 1915 senesi kânunusanisinde ricden aldığı mühimmatm muayyen bir Çin hükumetine iki aradaki münazaalı ve kısmını Japonyadan alacak ve yeni termuallâk meselelerin halledilerek tabii saneleri Japon Çin muhtelit şirketleri münasebatın temini için 21 taleb dermi vasıtasile yaptıracaktır, 5 Şanghay ciyan eylemiştir. Bu talebler berveçhiati varında iki demiryolunu Japonya inşa edecektir, 6 Çin haricden istikraz albeş grupa ayrılmıştır: dığı ve demiryolu, liman ve maden tesiBirinci grup Şantung eyaletine aid atisatı yaptırdığı vakit Japonya ile istişare deki üç talebi ihtiva etmektedir: 1 edecektir, 7 Diğer ecnebi müessesat Şantung eyaletine aid Almanyanın hak gibi Japonya dahi din neşretmek hakkını ları ve menfaatleri hususunda bu devlet haiz olacaktır. le ileride Japonyanın yapacağı anlaşmaBu yirmi bir talebden son beşinci grup ya Çinin şimdiden muvafakati, 2 ÇiJaponya tarafmdan geri alınmış ve ka nin bu eyaletin hiçbir noktasını başka bir devlete verememesi, 3 Japonyanın bu lanları o zaman Pekin'de iş başında bueyalette mevcud hatta iltisak etmek üzere lunan Yuan Şikay tarafmdan kabul edilÇefu Iimanından bir demiryolu yapması. miştir. Lâkin cenubî Çin hükumeti bunu tanımamıştır. Paris sulh konferansında İkinci grup Mançuri'ye aid olup ati Amerikanın itirazına rağmen ingiltere ile deki beş talebi ihtiva etmektedir: 1 Fransa gizli muahedelerle bağlı bulun Kvantung yarımadası icarile cenubi malarından bu talebleri kabul etmişler Mançuri'ye demiryolu imtiyazının 99 sedir. Fakat Çin protesto ederek konferansne temdidi, 2 Cenubî Mançuri ile da tan ayrılmış ve Almanya ile ayrıca sulh hilî Moğolistanda Japon tebaasının ş£ nuahedesi akdetmiştir. Çinin ümidi Ameyahat ve ikamct etmelerine, ziraat ve ti rikanın müdahalesindeydi. Hakikaten caret için arazi istjtar jgp iaja \faşington konferansında Amerikanın ısmelerine ve maden kntiyazîan atmalarına rarı üzerine Çindeki ecnebi hak ve menmüsaade edilmesi, 3 Çin hükumetinin faatlerine Çinin riayet etmesi şartile ta cenubî Mançuri'de ve iç Moğolistanda mamiyet ve istiklâli dokuz devlet mua kendisi demiryollar yapmaması ve ecne hedesile kabul edilmiştir. bilere de demiryolu imtiyazı verememesi Lâkin Çin hükumeti memleketin idari ve mahallî vergüerin idaresinin ecnebilere birliğini ve huzurunu bir türlü temin edetevdii, 4 Cenubî Mançuri ve iç Mo memiş ve Japonyaya karşı düşmanlığm ğolistanda ecnebi idarî, siyasî ve askerî intişarına ve Japon mallarına karşı boymüşavirlerin istihdamında Çin hükumeti kota mâni olamamış ve kendisine karşı nin Japonyanın muvafakatini alması, olan muhalif cereyanları başka tarafa çe5 Cenubî Mançuri'de Kirin'le Çang virmek üzere kendisi de bunları himaye çun arasındaki demiryolun işletilmesinin ve terviç eylediğinden yeni Çin Japon 99 sene müddetle Japonyaya verilmesi. ihtilâflan birbirini takib etmiştir. Üçüncü grup şimalî Çinde Hanyeh hing demir madenlerinin işletilmesine aiddir ve şu iki talebi muhtevidir: 1 Sermayesinin büyük kısmı Japonyaya aid olan bu madenlerin işletme ve tasarruf hakkı başkalarma verilmiyecektir, 2 Civardaki madenlerin işletilmesi müsaadesi mezkur kumpanyaya aid olacaktır. Dördüncü grup Çin arazisine aid olup şu tek talebden ibarettir: Çin hükumeti kendi sevahilinde hiçbir liman, körfez ve adayı başka bir devlete terk ve icar et miyecektir. Beşinci grup şu muhtelif yedi maddeyi ihtiva etmektedir: 1 Çin hükumeti Japon siyasî, idarî ve askerî Sağda Nahas, solda Ali Mahir Paşalar, ortada İngiliz elçisi Sir Miles Sampson mesinin ancak Ali Mahir Paşa sayesinde olduğunu yazmaktadırlar. Bu mesele yüzünden partiler ve dolayısile matbuat arasında şiddetli münakaşa çıkmıştır. Bu münakaşa o kadar şiddetlidir ki hemen hemen maşrutî bir buhrana benziyor. Muhalefet gazeteleri: Nehas Paşanın Kral Faruka tesir yapmak üzere İngiliz elçiliğinde teşebbüsatta bulunduğunu id dia etmişlerdir. Halbuki gerek Mısır Başvekili, gerekse İngiliz sefarethanesi bu habcri tekzib etmektedirler. Nihayet Kral Faruk Nehas Paşaya bir mülâkat vadetmiş ve kendisinin par tiler üstünde olduğunu kaydetmiştir. Nehas Paşa bu beyanatı kâfi bularak meselenin kapandığını söylemiştir. Son gelen gazetelere göre: Ali Mahir Paşa Baş vekili ziyaret ve bu ziyaret de Nehas Paşa tarafmdan iade edilmiştir. Japonya 21 talebi Çine kabul ettirdiği zaman vaziyete hâkim bulunduğu gibi bugün de Çine her dediğini zorla kabul Birçok hırsızlıkların faili imiş Muhtelif yerlerde, birçok hırsızlıklaettırecek bir mevkide bulunduğundan Arın faili olmaktan suçlu Eyüb Sabrinin merika birincisinden 15 sene geçtikten sonra ikinci defa dokuz devlet konferan dün ikinci asliye ceza mahkemesinde sının toplanmasına saik olmuştur. Lâkin duruşmasma başlanmıştır. Şahid olarak bu defaki konferansta Amerika eski nafiz dinlenen Nahide, bir iğne ve sekiz yüzüğile birçok küpelerinin çalındığım, mevkiini haiz deqildir. Evvelki konfe hırsızı tanımadığmı, bu işi nasıl yaptı ransta Amerika kendi tarafma îngiltereğını de bilmediğini söyledi. yi, Fransayı, Italvayı ve küçük devletleri Diğer şahid Abraham da, elbiseleri celbetmisti. Bu defa Jaoonya iki büvük ne varıncıya kadar birçok kıymetli eşdevletle ittifak etmiştir. Diğerleri de A yasının nasıl çalındığım anlattı. merikanın dilediüH vo^da yürümekte te Duruşma, gelmiyen şahidlere tebli reddüd ğat yapılmak üzere kaldı. evindeki şamdanlı ziyafet masasının başında senelerce oturup kalmış gibi bir galâtı his içinde, şakaklan uğuldıyarak, yumrukları sıkılmış. öteki daireye geçti. Büyük oda ve ona bitişik kütübhane, yarı karanlıktı. Yalnız bir iki lâmba, içi rengârenk mayile dolu büyük yuvarlaklar gibi, yanıyordu. Gramofon susmuştu; en son çalman plâk, makinenin üstünde, hafıf bir cızırtı ile dönjnekte devam ediyordu. Gramofonla mesgul olan yoktu. Her iki odada da adam vardı; fakat, köşelere öyle sokulmuşlardı ki, Nemirof, içeri girer girmez kimseyi göremedi. Bir divanm üstünde bir kadınla van yana oturan mest bir delikanlı: Hallo? Diye seslendi. Şöminenin önünde, upuzun yatmış başka bir kadın, yerinde doğrularak: Kim o? diye sordu. Jimmy mi geldi? Kütübhaneden gülüşmeler işitiliyordu. Bazil, ileri doğru iki adım atınca bir bağırtı oldu ve yere düşen bir bardağın şıngırtısı işitildi. Eğildi baktı. Fakat yerde yatan Doris değildi. Bazil, daha iyi görebilmek için gözlerini kısarak baktı ve sarhoşluğun etrafta bıraktığı hercümerci, sarhoş vücudlerde başlıyan gevşekliği, piyanonun üstüne, kadehlerin dibinden süzülen içki izlerini, bütün bunları bir an Nihayet haricî siyasetten bahseden Negrin, hükumetin önümüzdeki Milletler Cemiyeti toplantısmda ıttihaz edeceği hattı hareketin hâdisata tâbı olacağını ve Harb vaziyeti Madrid 18 (A.A.) Bütün Mad maamafih îspanyol ihtılâfının AvrupA rid cepheleri üzerinde kayde değer bir sulhunu ihlâl edecek mahiyette olmadığıhâdise olmamıştır. Terroblanco civarın nı ve hakikî tehlikenin Danimarka, Avusda asiler son günlerde kaybettikleri mev turya ve Çekoslovakyanın uyandırmakta zileri elde etmek için beyhude teşebbüs olduğu iştihalarda bulunduğunu söyle • lerde bulunmuşlardır. Hükumet topçusu miştır. ve otomatik tüfekleri hasımlarını bir çok tsviçrede komünist fırkası erkânı ölü bırakarak tevakkufa mecbur etmiş yakalandı lerdir. Cuesta de la Reina mıntakasmda Zürih 18 (A.A.) Millî meclis iki taraf topçusu da büyük bir faaliyct azasından komünist Ernest \Valter ile göstermiştir. Estramadure cephesinde hüisviçre komünist fırkası umumî kâtibi kumet topçusu iki saat müddetle, bir ta " Humbert Droz tevkif edilmiş ve komü " haşşüd hareketi yapmakta olan asi kuvnistlerin naşiri efkârı olan Freiheit gazevetlerini iz'ac etmiştir. tesi idarehanesinde araştırmalar yapıl » tspanya Hariciye Nazırımn miştır. beyanatı Cumhuriyetçi Ispanya hesabına gönülBarselona 18 (A.A.) Ispanya lü kaydine müteallik bir takım vesikalar Hariciye Nazırı Negrin ecnebi matbuatı musadere edilmiştir. fnümessillerini kabul etmiş ve kendisine Japonyanın Franco nezdinde sorulan suallere cevaben aşağıdaki beyasefiri natta bulunmuştur: « îspanyadaki ecnebi gönüllülerin Tokyo 18 (A.A.) Franco hüku geri çekılmesi hakkındaki notanın mel metinin tanınmasından sonra şimdi Franfufatı ancak üç gün evvel hükumete gel sadaki Japonyanın Madrid elçisi Sala miş olduğundan mezkur notaya verilecek manca hükumeti nezdine gönderilecektir. cevab henüz tetkık hahndedir. Her ne de Harbiye Nazırı istifa etti olsa Ispanyaya gelecek olan tahkik heyeLondra 18 (Hususî) Ispanya Hartinin vazifesi çok müşkül olacaktır. Çünbiye Nazırı M. Del Vayo istifa etmiş kü Frankistler Tunuslu, Trabluslu ve tir. Habeşistanlı müstemleke kıtaatı Fash lsEritre'de hâdiseler panyol kıtaatı gibi göstermek için her türlü tedbiri almış bulunuyorlar. Fakat Londra 18 (Hususî) Eritre'de bugün bazı yeni hâdiseler olmuş, firari on ben şu kanaatteyim ki Fas ancak tspan yanın himayesi altında bulunan bir mem bir yerli askerden dokuzu öldürülmüj, leket olduğundan Faslı askerler de gö ikisi yaralanmıştır. Tanca 18 (A.A.) Fransız La Palme torpidosu dün akşam 41 arz ve 2,33 tulde bir mayin batırmıştır. Bugün ise başka bir vapur Creus bur nunun 85 mil şarkında serseri bir mayin gördüğünü bildirmiştir. Diğer taraftan bir İngiliz vapuru da 36 derece arz ve 2,46 derece tulde gene bir serseri mayne tesadüf ettiğini haber vermektedir. Hollywood artistleri Wittorio Mussolini aleyhine tezahürat yaptılar îtalya Başvekili Mussolini'nin oğlu Vittorio bir ay evvel Amerikada filim sanayü üzerinde tetkikatta bulunmak üzere Hollyvvood'a gitmişti. Bu ziyaret esnasmda kendisine Amerika resmî meha fili tarafmdan gösterilen nezakete mukabil İtalyan aleyhtarı halk türlü türlü tezahüratta bulunmuştur. Son posta ile gelen Amerika gazeteleri bundan bahsediyor ve yukarıdaki üç resmi neşrediyorlar. Meşhur sinema yıldızı Joan Cravvford, «eğer Vittorio Mussolini stüdyoya gelirse, işimi terkederim» tehdidinde bulun muştur. Diğer yıldızlar da Italyamn Habeşistanda yaptığı harbi takbih eden büyük levhaları gazetelerde bastırmı«lard:r. Resmini gördüğünüz yukarıdaki levhada: «Harb bizim igin bir spordan ibarettir!» deniyor. Uçüncü resim Vittorio'nun A merikada alınmış bir resmidir. Mis Hart nerede? Diye sordu. Müthiş bir hal, bilmedigi ve anlamadığı bir hal geçirdiğini hissediyordu. Kim dediniz? O zamana kadar uyuyor gibi görünen birisi, birdenbire lâfa karıştı: Bryant'ın modelinden bahsetmek istiyor. Erkeklerden biri, sarhoş bir kahkaha attı: Olur şey değil. Jimmy, Bryant'm modelini arıyor. Amma da gülünc şey ha! Kollarını Bazil'in boynuna doluyan kadın: Onu ne yapacaksm? diye sordu. Can sıkıcı bir kadın o! Gel, dans ede lim. Amma, önce içmelisin. İçmiyen a damlar terbiyesi çok kıt insanlardır. Bazil, bir yangın ortasında kalmış gibiydi. Kafasında, hep, Doris, Doris, Doroşka dolaşıyordu. Başını, yanmdaki kadının omzuna yaslıyan adam gözlerini açtı. Bazil, adamm bir gözünün, çürü müş olduğunu gördü. Bu çürük gözden başka, burada herşey gayrihakikî gibi görünüyor, herşey, bütün bu insanlar birer heyulâya, rüyada görülen çehrelere bepziyordu. Çürük gözlü adam, gene konuştu: (Arkası var) r Xazan: Çevıren: Vicki BAUM Hamdi VAROCLU 22Bazil, Doris'i aramağa hakkı olup olmadığmı ilk defa olarak orada, o aynanın karşısında düşündü. Yerdeki kalın halılann altında, başka kalın halılar vardı ve ayak, bu halılara bastıkça, yosuna basmış gibi batıyordu. Doroşka'yl. bu iki katlı yumuşak, leziz, müzehheb hayattan, tatlı bir meyilden kayarcasma geçen bu asude ömürden ayırıp, kendi çıplak, acı ve aç hayatına götürmeğe ne hakkı vardı? Belki, Bryant'ı da beğeniyordu. Bu, hiç de imkânsız birşey değildi. Bu müthiş dakika zarfında, Bazil, kendi meziyetlerinı hiçe indirip, öteki gencin meziyetlerini alabildiğine büyütmeğe hazırdı. Fazla olarak, çifte kapıların arkasında bir yerden, bir gramofon sesi geliyordu. Bazil. paltosunu giyip buradan çekilmek, her türlü maceradan vazgeçmek ve hadisatı tabiî cereyanına bırakmak icab ettiğini düşündü. Ayni zamanda da, uyuklar gibi duran hizmetkâra dönüp sordu: verdi: Buraya gelen kadmların isimlerini bilmiyorum. Kırmızı roblu, ufakterek. sanşm bir kadın mı bu? Bazil, ilk defa gelişinde, Juddv Bryant'ın kendisini karşıladığı kapıya yaklaştı. Hizmetkâr, o kapıdan içeri girmesine müsaade etmedi. Esasen o tarafta ses, sada yoktu. Bazil, âdetlerini az bir zamandan, Casino de Paris'de çalışmağa başladığ: gündenberi öğrendiği yapmacıklı genclerin tavrını taklide yeltenerek sordu: Madam Bryant nerede? Madam Bryant Avrupaya gitti. Bu cevab, Neırirof'un kafasında, de lip geçen bir yıldırm tesiri yaptı. O daki kaya kadar, Bryant'ın, Doris'e o snob kansınm gözü önünde kur yaptığma, Madam Bryant'ın buna bile bile göz yumduğuna, nedense, kat'î bir kanaati vardı. Simdi bütün vaziyet değişmişti. 1 Hizmetkâr, kapıyı, binbir garib ihtimam Mis Hart burada mı? la Hizmetkâr, tatlı bir tebessümle cevab Kadehi uzatan adam: da gördü. Senin yanında kadın yok mu? diGramofon tekrar çalmağa başladı ve ayni zamanda, yan kapı birdenbire açıl ye sordu. Burada fazla kadın var, bir tadı, içeriye, güle haykıra üç kişi girdi. nesini al. Adam eğildi, yerde yatan ince mah Bunlar üç kadınla bir erkekti. Kadınlar: luklardan birini yakaladığı gibi Bazil'e Tutun şunu, kansıra telefon etmek doğru itti. Kadın, mahmur gözlerle ba istiyor! karak: Diye bağırıyorlardı. Bu kim? diye sordu. Şöminenin önünde yatan kadın, gevAyni adam cevab verdi: şek gevsek sövlendi: Jimmy! Kont Perugi'ye sorsun. Karısı bu Bazil, boynuna sarılmağa çalısan kasaatte oradadır. dının kollarını yakaladı. Bu ılık ve gevErkek, bunu söyliyen kadına doğru şek vücudün teması onu tiksindiriyor, öfeğildi; kafasını tutup yerden kaldırdı ve keden çıldıracak hale getiriyordu. ağzına bir yumruk vurdu. Kadın, halıya O esnada, birkaç kişi, koşarak salonbir parça kan tükürdü ve kolunun tersile dan geçtiler ve biraz evvel, kadının çeneağzını sildikten sonra, sükunetle mukabe sine yumruk vuran adamm elinden tele le etti: fonu kaptılar. Adamcağız, telefonda ka Bu sana epey paraya mal olur, ci j.rısile konuşabilmek için uğraşıyor: cim! Karım Çiçinatide. Mutlaka bulup Kütübhanede, iki çift, dansa kalkmış konuşmalıyım, diyip duruyordu. tı. Erkekler fraklı, kadınlar yarı çıplaktı. Nihayet bir divanm üstüne çöktü ve Fifi bakathanesi, o akşam ikinci defa o başı, kadınlardan birinin omzunda, sızlarak Bazü'in gözünün önüne geldi. dı. Bazil, bir saniye kadar, bu kadının Dudaklarını yaladı; buz gibi soğuk ve yıpranmış, yırtık yüzünde, bir ana şefkati kupkuruydu. Birşey söylemek istedi, fa dolaştığını iyice gördü. Merakeş'deki kızkat dili, ağzmın içinde, kâğıd haline gel ların yüzündç bile, kadın çehresinin bu mişti. O aralık birisi bir kadeh uzattı. Ba silinmez ifadesini görmüştü. Gene, bir zil, kadehi aldı; kenarında dudak boya hamil ağrısı gibi şiddetli bir acı içinde, sı lekesi vardı. «Doris, Doroşka, Doroş Doris'i Doroşka'yı düşündü. ka» diye düşündü. Kalbi, hızlı hızlı çarOmzunda sızan adamı sallamakla meşpıyordu. gul kadma: