23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 Haziran 1936 CUMHURİYET Güneş tutulurken Bilecikte yapılan tetkikat Üniversite heyetile beraber Bileciğe giden Prof. Freundlich, şayanı dikkat izahat veriyor [Bastaratt 1 inct sahıfede] kü diğer küsuflarda başımdan türlii türlü vak'alar geçti. İlk küsufu 1914 yıl'nda Kırımda seyretmek istedim. Fakat Umumî Harb başlayınca, Alman olduğumuz için Ruslar elimizdeki aletleri aldılar ve güneş tutulduğu vakit ellerimiz bağh bir halde kaldı. Sisli camlarla bakakaldık. Halbuki maksadımız Aynştayn nazariyesini ispat etmekti. Harb esnasında bir yere gidemedik. 1922 de tam küsuf Bahrimuhiti Hindinin ve Cavanın cenubundan görülecekti. Dört Alman, bir Holandah ve bir Ingiliz bir heyeti seferiye halinde Cava adasmin cenubunda Noel adile maruf kiiçük bir adaya gittik. Burada ahali yoktu. Sadece bir müfreze asker vardı. Bu ada bir Noel gününde keşfedildiği için bu isim verilmişti. Ada baştanbaşa sık ormanlarla kapalı ve rutubetli bir yerdi. Güneş tutulmağa başlayınca birden bire hararet 26 derece birden düştü ve beş on dakika sonra sağnak halinde müthiş bir yağmur başladı. Bu, yağmur değil, tufandı. Beş dakika sonra sulaı yarı belimize kadar çıkmıştı. Küsufun sebeb olduğu bu hâdise esnasında azkalsın boğuluyorduk. Kendimizi yüksek bir tepeye dar attık. Tabiî bu küsufta da birşey yapamadık. 1926 da tam küsuf Somatranın cenubundan görülecekti. îlk defa olarak 9 metro uzunluğunda bir teleskop yap tırdık. 15 ton ağırlığındaki âletlerimiz ancak iki vagona sığıyordu. Bu seyahatte de dört Alman ve bir Holandah bulunuyordu. Teleskopları yerleştirmek için beton istinadgâhlar yapmak ve bütün yükleri tepelere çıkarmak çok güç oldu. Bunu ancak üç ayda başarabildik. Burada hamalhkla profesörlüğü kolkola yü rütmek lâzım geliyordu. Bütün bu zah metlerden sonra tam küsuf dakikasında ne olsa beğenirsiniz?.. Hava çok güzel iken kalın bir bulut tabakası küsufun tesırıle geldi, önümüze serildi. Uç ay ge ce, gündüz çabaladıktan sonra bu mu vaffakiyetsizlik adeta bizi 15 yaş ihti yarlattı. Fakat meramın elinden bir şey kurtulmaz. 1929 yılında Somatra adasınm şimalinden tam küsuf görülecekti. Ayni masrafları yaparak, ayni zahmetleri çe kerek gene Somatraya kadar gittik. Bu sefer şansımız yardım etti ve yanımda götürdüğüm yeni ve büyük bir âletle Aynştaynin relativite nazariyesini astronomi esaslarile isbata muvaffak oldum. Aynştayn, madde ile enerji diye iki ayrı kuvvetin mevcud olmadığını, ikisinin bir tek menşeden geldiğini, zira kâinatta ayn iki kuvvet olsaydı dünyanm ahengi bozulacağını iddia ederek ziya denilen enerjinin de maddenin evsafını haiz bulunduğunu iddia ediyordu. Ziyanın hakikaten madde gibi oldu gunu ispat için hiç olmazsa ziyanın da cazibe kuvvetine dayanamıyarak mese lâ güneş tarafından bir madde imiş gibi cezbsdildiğini ispat #etmek lâzımdı. İşte bunun ispatini ben üzerime aldım. Ve ilk defa 1929 yılında Somatrada buna muvaffak oldum.» Profesör, muharririmizin, bunu nasıl ispat ettiği hakkmdaki sualine cevaben: « Güneşin etrafında korona deni len bir havayi nesimî tabakası vardır ki, bu, güneşin etrafında iki milyon kilometro mesafeye kadar adeta yanan bir alev gibidir. Güneşe yakın bir çok sey yare ve sabiteler vardır. Biz, normal zamanda teleskopla bu yıldızlann yerlerini tayin ettik. Fakat küsuf esnasında bu yıldızlara bir daha bakarak gördük ki yıl dızlar eski yerlerinde değil, daha uzak mesafededır. Bundan da anladık ki; o yıldızlar bize ziyalarını gönderebilmek için güneşin korona denilen o mıntakasından geçirmeleri lâzımdır. İşte o ziyalar güneş mıntakasından geçerken, güneşin cazibesile kırılıp bize yakınmiş gibi görünüyorlar. Demek ki, ziya dahi madde gibi cazibeye tâbidir. İşte bu meselenin hulâsası budur. Eğer o gün keşfettiğimiz aleti bugün Türkiyeye getirebilsejdim hiç şüphesiz bir çok daha yeni şeyler görecektim. Hususî tertibatı haiz olan bu teleskob dünyada bir tanedir ve halen Almanyada Potsdamda bulunmaktadır. Boğazlar Konferansı bugün toplanıyor bir samimiyet var [Baştarafı 1 inct sahlfede] Romanya, Sovyetler Birliği ve Yugos lavya. İtalya da mukaveleyi imza eden devletler arasındadır ve konferansa davet lidir. Fakat hiç olmazsa konferansın ilk safhasına iştirak ermiyecektir. İtalyanın, zecrî tedbirler kalkdıktan sonra iştirak edeceği umulmaktadır. Hatırlardadır ki, 1923 mukavelesi Boğazlardan banş zamanında olduğu gibi harb zamanında da ticaret ve harb gemilerinin geçmesi serbest olduğunu i lân etmekte ve bu da mezkur vesikada gösterilen bölge ve adaların askerlikten tecrrdini intac etmekte ve bu suretle Türkiyeye bir nevi süel tahdidat empoze etmekte idi. Bu tahdidat muahedeyi imza etmiş olan devletler memleketlerine ilâ veten bir de Amerika mümessilinden mürekkeb beynelmilel bir komisyon tarafından kontrol edilmektedir. Türkiye bugün bu kayidden usul ve müsalemet yolile kurtulmak istiyor. Boğazların tekrar teslihi hakkındaki bu taleb herhalde kabul edilecektir. Zira alâkadarlar arasında karşılıklı bir samimilik ve itimad havası hüküm sürmektedir. Beş senelik plânın beşte ikisi tahakkuk etmiştir 9 devlet arasında büyük Londrada Osmanlı Bankasının umumî toplantısında reis mühim bir nutuk söyledi IBaştaraJı 1 inci sahifedei on altı milyon nüfuslu genc bir memleket vardır. Türkiyede terakki eserleri mü teaddid ve aşikârdır: Yağmur fıkdanmdan zarar gören zahire müstesna, hasad şayanı memnuniyettir. 1931 denberi mütemadiyen geriliyen mevaşide de bir artım kaydedilmektedir. Gerek toprak mahsullerinin, gerek ehlî hayvanatın satışı, heyeti umumiye itibarile kolay ve istifadeli olmakta devam ediyor. Yeni klering siyaseti, ekserıya, fiatları, cihan piyasalarınm fevkine çıkarmak gibi neticeler vermiştir. Bu vaziyet nekadar sun'î olursa olsun, ihracat bir sene içinde, 92 milyon Türk lirasından 96 milyon Türk lirasına yükselmekten hâli kalmamıştır. Bu müddet zarfında, ithalât ancak 87 den 89 a çıkmıştır. Oyle ki, ticarî muvazene, 1934 senesinden 2 milyon lira fazla olmak üzere 7 milyon Türk lirası bir fazlalıkla kapanmıştır. Fakat, bu şayanı memnuniyet vaziyetin kaydi ihtiyatla karşılanmasının muvafık olacağını biraz sonra izah edeceğim. §; Cufnhuriy#t ı Hafl t Belediyenin nazarı dikkatine Demiryollart faaliyeti Bilecikte elde edilen neticeler Beşinci defa olarak seyrettiğim kü suf hâdiselerinin en parlak ve berrakı Türk semalarında seyrettiğim bu sonuncu küsuf oldu. Bu sefer âletlerimiz az olmakla beraber Harita Umum Müdürlüğü bize Bileciğin tül dairesini tesbit etmek vazifesini vermişti. Elimizdeki teleskopla bunu da pek güzel yaptık. Arkadaşım doktor Gleissberg güneşi aynen bir satha aksettirdi. Profesör Weber kronometro tuttu. Diğer doçentlerimiz Dr. Okyay, Nüzhet, Pişmiş ve Nakı Topuz da tam 200 ölçme yaptılar. Bu yaptığımız ölçmelerin vasatisini alarak Bilecikte tam küsuf anını tesbit etmiş o lacağız. Bu hesablar ancak iki ayda olur. Grenwiç tul dairesinden güneşin hangi anda tutulacağı malum olduğun dan, Bileciğin de tam ve sahih küsuf atıı tesbit edilirse, hatasız bir tül dairesi eHe edilmiş bulunacak ve bu da Anadolu haritalannm doğru ve hatasız yapılması na hizmet etmiş olacaktır.» Zecrî tedbirler niçin kaldırılıyor? l inct sahîfede] birlikte süel zecrî tedbirlerle tehdid et meğe ve hatta icabmda dövüşmeğe ha zır bulunmaları icab eder, yoksa bu sistem asla işliyemez» demiştir. «.Dünyanm her yerinde vaziyet bir yıl evvelkinden berbaddır» Londra 21 (A.A.) Esseksde kendi intihab dairesinde bir nutuk söylıyen M. Çurçil «Memleketimizin bilhassa haricî politikada muhtaç olduğu şey muayyen bir istikamettir. Bu olmadıkça nazırların bütün mesaısı hemen hemen imkânsızlıkla karşılaşır» demiştir. Bundan sonra M. Çurçil «Habeşis tanı kendi haline terkettiğinden dolayı hükumeti ayıpladığı halde, ayni zamanda, Avusturya bir taarruza uğrıyacak o lursa kendısıne yardım edılmıyeceğınder bahseden» M. Loyd Corcufl ifedesini cerhe çalışmış ve «M. Loid Corcun mantığı, işte budur» demiştir. Hatib, sözlerine şöyle nihayet ver miştir: «Avrupada, Asyada, şirnalî Afrikada, her yerde vaziyet bir yıl ön cekinden berbaddır. Bu bir sene içinde, Almanya silâhlanmakta devam ederken liberal demokrat devletler fevkalâde bir zaaf devresi geçirmislerdir.» Dığer bir salâh emaresi de şudur: 19341935 bütçe tahsilâö 190 milyon T ürk lirasını mütecavizdir. Bu miktar, bütçe tahminine nisbetle 6 milyon lira fazla olduğu gibi, varidat ta, masarife nisbetle 7 milyon lira bir fazlalık göstermektedır. Sıvas Erzurum dahilî istik razından iki tranşi, birisi senenin bidayetinde 2 milyon, diğeri senenin sonunda 4 buçuk milyon lira olmak üzere satılmıjtır. Sıvas Erzurum demiryolunda faalıyet çok ilerilemiştir. Irmakla Ereğliyi birleştirecek olan kömür hattı Filyosa kadar işlermeye açılmış ve Ergani madenine işliyecek olan bakır yolu da Diyarbekıre varmıştır. Endüstriyel terakki Soma muallimlerinin yurd gezintisi Soma (Hususî) Yıllardanberi faaliyette bulunan Muallimler Birliği îk tısad Sandığında toplanan para ile, Soma muallimleri, yurd gezisine çıkmağa karar vermişlerdir. Amerika ambargoyu kaldırdı Beş bin kilometroya yakın bir mesafe Vaşington 21 (A A.) M. Ruz tutacak olan bu seyahat 10 temmuzda velt Habesistana ve İtalyaya karşı am başhyacak ve iki ay kadar sürecektir. Bu bargoyu kaldırmıştır. • • I I kadar uzun mesafeli bir seyahate Tür Amerikada kabul edilen kiyede ilk defa Soma muallimleri te kanunlar şebbüs etmiş bulunmaktadırlar. Vaşington 21 (A.A.) Denizcilik teGidiş ve geliş Devlet Demiryollarının cimi muavenet kanunu dün senatoda tenzilâtlı halk biletlerinden istifade su kabul edilmiştir. Vaşington 21 (A A) Senato. yeni retile yapılacak, yalnız Havza ile Samvergi kanununu kat'î olarak kabul et sun arasındaki mesafe otobüsle katedilemiştir. Yeni vergilerin hasilâtı 800 milcektir. yon dolar tutacaktır. Nihayet, endüstriyel sahada, ayni yaratıcı faaliyet vardır. Kayseri pamuk fabrikası 16 eylulde açılmıştır. Senevî mamulât, daha şımdıden 5 milyon kilo tahmin edilmektedir. Birkaç ay evvel Keçiborluda bir kükürt tasfiyehanesi çalış mağa başlamıştır. Bu fabrika, dahilî istihlâkin heyeti umumiyesini derhal temin edıebiledektir. Diğer taraftan, memleketin cam ve şişe ihtiyacının hiç olmazsa yarısını Paşabahçede açılan cam fabrikası temin edecektir. Bunlardan başka, Zon guldaktakı sömıkok fabrıkasını ve ziraatçi bir memleketin sınaileşmesi bakımından daha normal bir misal olarak İspartadaki gülyağı fabrikasını zikretmekliğim lâ zımdır. Hulâsa, beş senelik plân, bu senenin başmda, beşte iki nisbetinde tahakkuk etmis bulunuyordu. Harici ticaret güçlükleri Başvekilimizin ailesi tayyare ile bir gezinti yaptı Maamafih, bunları gölgelendiren bir iki nokta vardır: Bunlar, başlıca, ticarî cereyanların inhirafları ve bunlara bağlı olan nakil güçlükleridir. Hiç şüphe yoktur ki, birçok Balkan milletleri için olduğu gibi, Türkiye için de, takas mukaveleleri ve bilhassa Al manya ile akdedilen mukaveleler, bütün haricî tıcaretin veçhesıni bozmağa müstaıddir. Ortada müşahede edilen şey, ancak nakil imkânı mevcud olmıyan nakidlerle tediye yapan memleketlere doğru kanalize edilmiş bir mübadele rejimi; bilhassa, Türk ihracatını, yüzde kırk nisbetinde aşarak tamamen kavnyan ve bloke edilmiş marklar vasıtasile, satıcı memleketi, Sirkecide kuınusyoncu K. Aydın imza sile aldığımız mektubda denılıyor kı: «Sir. kecidekı araba vapuru iskelesinin civarındaki umumî halâ sıcaklarm fazlalaşması ile etrafa tahammül edilmez kokular neşretmeğe başlamıştır. Şehrin orta yerindeki bu biçimsiz halin kendi endüstrisine mecburî müşteri yapan ortadan kaldırılmasmı değerli Belediye yer Almanyadır. Buna mukabil, Fransa Reisımizden rica ederım J > ve İngiltere ile yapılan ticaret gitgide aBir köylünün şikâyeti zalmakjadır. Halbuki, gerek düyunu uKütahyanın Ftrafiş nahiyesi Eyinli kc mumiye, gerek son imtiyaz mubayaaları yiınden Musa oğlu Nebi Altan imzasile aldolayısile, Türkiyte, malî taahhüdlerinin dığımız mektubda deniliyor ki: «Her köyde olduğu gibi köyümüze de, komşulara büyük bir kısmını bu iki devlet tebaaları yalvarıp para toplamak suretile bir telefon na ödemek vaziyetinde bulunmaktadır. kurarak bunu jandarma ve merkez karaNisbeten kısa bir müddet zarfında, koluna bağladık. Geçenlerde muhtarımız şehre gitmişti. Vazifeten bir şey sormak tehlikeler umumun gözüne pek bariz ola icab etti, şehri bulduk. Fakat oradan böyrak çarpmış ve millî dövizin sıyaneti için le konuşma olmaz diye bizi azarladüar ve vuku bulan bütün ihtimamlara rağmen, muhtarla konuşamadık. Bu kadar zora giticarî muvazene fazlasının, salâhiyettar rerek yaptığımız telefon süs için midir?» Adliye Vekâletinin nazarı makamlar tarafından ahiren 1935 senesi dikkatine için beş milyon Türk lirası olarak tahmin Ceyhanın Mercimek koyünden Hacı Süedilen haricî tediyeler muvazenesinde bir açığın önüne geçmeğe kâfi gelmediği an leyman oğlu Ismail, S. Ali, Izzet Polad imzalarüe aldığımız mektubda deniliyor ki; laşılmıştır. Merkez Bankası, altın mev «Koyümüzde yedi ay içinde ev basmak, eşcudü üzerinden avanslar almak suretile ya çalmak, mal ve hayvan kaldırmak gibi ve karşıhk yüzdesinin gayet cüz'î mik sekiz vukuat olmuştur. Köyümüz jıjlz seks«n evlidir. Bekçisi, muhtarı, ihtiyar he tarda tenzili pahasına, bunu muvakkaten yeti vardır ve vukuattan bir kaçuım faiL karşılıyabilmiştir. Fakat, daha kuvvetli leri yakalanmıştır. Fakat adaletin pençe çareler tatbikı zarureti vardı, bunun neti sine teslim edileceklerine, çalınan mallarm bedelleri ödetilmek suretile meseleler örtcesindc de, geçen nisan ayındaki Fransız bas edilmiştir. Türk anlaşması vukua gelmiştir. Bundan cur'et alan failler suç işlemekte devam etmekte ve bizim şikâyetler sükutla Türk Fransız anlasmasınm mukabele görmektedlr. mes'ud neticeleri Bu hususta aid olduğu makamların dik. Bu anlaşma mucibince, Türkiyenin kat nazarlarmı çekmenizi selâmeti umu yeni bir muvazene vücude getirmek üze miye namına yalvarırız.> re muhtac olduğu beş sene zarfında, haBir gayrimübadilin şikâyeti rice karşı olan muhtelif borcları ancak İsnünin neşrird istemlyen bir gayrimü. . % 50 nisbetinde ödenecek, diğer % 50 si badilden aldığımız bir mektubda denlli . Türk lirası olarak kömür ve müteaddid yor ki: «Giridin Hanya mubadillerinde Mahalll Takdiri Kıymet madenlerin mubayaasına tahsis edılecek, nim. kanuna uygun olmıyarak Komisyonu nun verdiği ka . bu mallar, eski mukaveleler ahkâmı mu rar üzerine hakkımdan mahrum kalınca cibince sahib oldukları istihkakların tes Şurayi Devlete müracaat ettim ve Türklviyesi için alacaklılar hesabına Fransada yenin bu en yüksek mahkemesi kararı bosdu. satılacaktır. Bozma kararına istinaden Mallye Ve . Borclu memleketlerin ancak ticarî kâletine müracaat ettim. Cevaben evrakımal teslimi suretile borclannı tesviye ede mın 30/3/936 tarihinde komisyona havale edildiğlni bildirdlğl halde bundan sonra bildikleri ve alacaklı memleketlerin, borc hiçbir ses ve sada çıkmadı. 1926 senesin lulara karşı hududlannı kapadıkları tak denberi hakkımın peşinden koşup bir çok dirde tediyatın tamamen kesilmesi tehli masraîlara katlanıyorum. Çok mağdur blr kesine maruz kaldıkları, pek çok defa vaziyetteyim. Alâkadar makamlarm dik . kat nazarlarmı çekerek işlmin biran evvel tecrübe edilmiş bir vakıadır. Fransa hü hallettirilmesinl rica ederim.» kumeti, hududlannı, Türk madenlerinin Dahiliye Vekâletinin munzam ithalâtına açık tutmağı kabul nazarı dikkatine etmek suretile, hamillere ve Türkiyenin nahiyesine bağlı Çoroden köyündiğer alacaklılarına bir hizmet ifa etmiş den isminin mahfuz kalmaaını istiyen blr olup, bu hizmetten dolayı, bugünkü şera karıimizden aldığımız mektubda deniliyor it dahilinde, kendisine karşı medyun bu ki: «Hükumetimiz koy kanununu tatbik ederken teşkilât için lâzım olacak defter, lunulmak iktıza eder. evrak, dosya ve saire parası diye koylü . Müessesenize gelınce, onun, mevzuu den 20 lira alındı ve bundan baska tahbahs anlaşmanın tanziminde faal bir hisse riratlar makine ile yazılacak denildi, yüjı seksen lira kadar bir para toplandı. Bu almasmın, vazifesi iktızası olduğunu dü paralarm toplandığı tarihtenberi iki sene şündük ve ezcümle, düyunu umumiye geçtıği halde ortada ne evrak, ne dosya, konseyile birlikte, Fransız Türk ticaret defter ve ne de daktilo makinesl vardır. Bundan bir sene evvel de vilâyet, köy şirketinin tesisine müessis sıftile iştirak kâtibîeri maaşmın otuz lirayı geçemiyeceettik. Bu müessese, Fransız resmî maka ğini emrettiği halde bizim kâtib hâlâ kırk matından alman müsaadeleri kullanarak lira almaktadır. Bütün bunların üstüne köylü telefonları ve kendisi için en ufak bir temettü bile beklemiyerek Türkiye tarafından 1933, idare eden bir fen memurile bir hat çavu. şuna maaş yetiştirmeğa çalısmaktadır. 1934 ve 1935 senelerinde yapılan ta Buhran senelerinde hükumetimize vereceahhüdlerin yerine getirilmesi için zarurî ğimiz vergileri güçhalle ödiyebildiğimlz bu olan karşılıklar bakiyesinin, umumun zamanda yukarıda saydığımız füzuli masmenfaatine en uygun şekilde transferine raflar belimizi çok bükmektedir.» çalışacaktır. Bu teşebbüs, imtiyazlanmızın tecdidi tarihindenberi Türk hükumetile tesis ettiğimiz ve Türk hükumeti tarafından bir çok asarını gördüğümüz mükemmel münasebetlerin idamesini temin edecektir. Türkiyedeki faaliyetimizin, geçen sene size bildirdiğim kalkınması 1935 te de devam etmiştir, ve buhrandan evvelki tarihe aid alacaklar üzerinden maalesef amortismanlar yapmak »ecburiyeti hasıl olmasaydı, daha şayanı memnuniyet neticeler elde edilecekti.» GÜNÜN BULMACASI ı i 6 1 1 • 1 • • i o b ı ' » 1! • lu 1 • • 1 s • s • Feneryılmaz kulübünün kongresi Feneryılmazm yıllık kongresi dün kulüb merkezinde büyük bir ekseriyetle yapılmıştır. Çalışma raporundan sonra idare heyeti seçildi. Başkanhğa askerî mü tekaidlerden Mehmed Saıd Bülgin, asbaskanlığa Hasan Sönmez, Sekreterliğe Fahri Gültekin, başkaptanlığa Talât Özışık, sayışmanlığa Ferid Emekli, yurd müdürlüğüne Murad Lâz, elçiliğe Tahsin Özsöz. Uyeliklere: Lutfi, Hamza, Nadir, Abdurrahman, Pertev, Sinan, Muzaffer Taka. Hesab müfettişliklerine Süleyman Döper, Kemal, Hasan, temsil koluna başkan Mücahid İlgaz, Mehmed Esmer, Refik Gültekin seçildiler. Yeni idare hevetine muvaffakiyetler dileriz. Sinobda yol faaliyeti Sinob (Hususî) 1936 yılmın hususî dare bütçesini tanzim eden Umumî Meclis üç senelik bir yol programı kabul etmiş ve çalışmalara haziranm başmda başlanmıştır. Bu işler için 25 bin mükellef amele hazırlanmış ve yedi silindir makinesıle kâfi miktarda kamyon inşaat mahallerine gönderilmiştir. Vılâyetin bu yıl en fazla Sinob Ayancık, Sinob Samsun, Boyabad, Ve zirköprü ve Boyabad Osmancık yollarma ehemmiyet vereceği anlaşılmak adır. Osmancık ve Vezirköprüye doğru uzanan yollarm bu yıl toprak tesviye erı tamamen bitirilmiş olacak, Sinob Ayancık, Sinob Bafra yollarmın da taş döşenmesi ve silindiraj işlerine de vam edilecektir. Başvekil îsmet İnÖnünün refikaları ve çocuk ları evvelki gün Ankara üzerinde tayyare ile bir gezinti yapnuşlarthr. Başvekilimiz de, refikaları ve çocuklaıu tayyare ile gezerlerken tayyare seferleri, yolcu adedi ve saire hakkında malumat al • mışlardır. Yukarıki resimler: Başvekilin minimini kızı Özeri babasına tayyare hakkında intıbaını anla tırken, Başvekilin ailesi erkânını tayyare istasyonunda, Başvekilin refikalarını tayyare gezintisin den sonra memnun bir çehre ile tayyareden inerken göstermektedir. Selânik 21 (Hususî) Ahalinin bü Bisiklet yük ve heyecanlı tezahürleri arasında şehre giren Kral ve maiyeti büyük cadAjanlığından: 1 28 6/1936 pazar günü saat delerden geçerek doğru mitropolidlik kilisesine giderek âyinde bulunmuştur. 7,30 da ikinci sınıf bisikletçiler için 57 Kral buradan sonra üçüncü kolordu, kilometroluk bir yanş tertib edilmişiiı. meçhul asker abidesine ve müteveffa 2 Yarış yolu Mecidiyeköyü ile Is Kral Birinci Jorjun heykeline çelenkler koymuştur. tinye Büyükdere Tarabya Mecidi Kral, saat beşte hükumet dairesinde yeköyü Hacıosman tepesi Mecidiye konsolosları kabul etmiş, sonra sivil ve köyüdür. askerî erkânla muhtelif mezheb reis 3 Yanşçılann saat 7,30 dan evve1 ierile ve birçok teşekküllerin mümes sillerile görüşmüştür. yarı; yerinde bulunmalan lâzımdır. T. S. K. İstanbul Bölgesi Bisiklet müsabakaları Yunan Kralı Selânikte • • 10 Soldan sağa: 1 Geçen gün tutulan şey, parlaklık. 2 . Utanmaktan emir, bakır kablar bununla temizlenıp parlatılır. 3 Uykuda goruıcn şey, bir şeyi bulmaya çalışma. 4 Lu edatının tersi, bir şeyi dilile temizleme. 5 Fotoğraf. 6 . Arabca «su», ayının kışın sak. landığı yer, içinde bulunduğumuz mevsim. 7 Farenin düşmanı, ilişik. 8 Eski Yunantstanda yaşamıs Türklerin reisleri, ezılmekten emir. 9 . Bir şeyi siyahlaştırma. 10 Meydan, İran dilinde «ekmek». Yukarıdan aşağıya: 1 Kibir, nazik değil. 2 Çamaşırı sı cak âletle düzeltmek. 3 «Ney» musiki âletinin kabaca okunuşu, fıkaraya verilen şey. 4 . Budala, kısa zaman. 5 . Fransızca «dost», erkek. 6 Kalmaktan emir, goz atış. 7 Ziyan, Fransada Cir şehir. S Mahkemenin kararmı bildiren kâğıd, doğru olmıyan söz. 9 . Eski elbiselerin deliğini deşiğini tamir etmek, arabca «su». 10 Onunla yürürüz, vakit, Evvelki bulmacanın halledilmiş ı 6 1 •1 • . o b 7 s MiO|N|T|RIÖ!« 2 E|C|E KİEİL B L E Y< 3 RİAIF • NlÜlM EİR ü 4 AİKİİ S BİMİA • BİP 5 K|« S UİSİBİLİA F n. e •!•!• L|A|K|t|N B H 7 Ş AİMİA RİBİKİBİN A 8 A|D|A|KIB|K ÂİGİÎ 9 K|A NİBİKİA N|A|D BİKİEİM!^ 10 A|M l ıivııı y
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear