22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 15 Haziran 1936 KUçUk Hikâye Fedakârlıkta ölü Mahmud Yesari Bursada koza mahsulü çok iyi Yeni mahsul iyi fiatle satılmağa başladı Ailelere ve talebelere llfln B m Veli, kahveye geldiği dakikadanberi mantıklarından, muhakemelerinden çok, ağzını açıp birşey söylemeden, somurta sinirlerile yaşıyorlar. Onun zıdda gidişi, kanımı kurutuyor. somurta oturan arkadaşı Aliye: Veli, ağır ağır doğruldu ve arkadaşı Yeter yahu! dedi. Biraz yüzün na iğildi: gülsün! Karadenizde gemilerin mi battı? Sen, bunu, idare edebilirsin? Bu, Karasevdaya mı tutuldun? Gönül mü çedüzeltilemiyecek bir kusur değil! Sen, kiyorsun ? Ali, sanki ona cevab veriyormuş gibi, şimdiye kadar idaresizliğin yüzünden sıkahvecinin çırağını çağırarak bir sade kılmış, bunalmışsın! Peki, nasıl idare edecektim? kahve ısmarladı. Veli, buna, büsbütün Sen, söylemek; yapmak, yaptır içerledi: Sana söylüyorum, duymuyor mu mak istediğin şeylerin aksini söyle; o, zıddını yapacak değil mi? Demek ki nesun? ticede, senin istediğin, senin dediğin olaAli, cebinden paketini çıkardı, bir sicak! gara yaktı: Ali, arkadaşınm elini sıkmıştı: Duyuyorum... Aklınla yaşa... Bundan mükem Yüzüme bile bakmıyorsun! Beni dinleyip dinlemediğini fal atıpta mı an meli can sağhğı! lıyayım. Canım konuşmak istemiyor... Neden? Sıkılıyorum... Bunalıyorum... Veli, arkadaşınm haline şaşkın şaşkın bakıyordu: Paraca mı sıkıntıdasın? Hani gözü olanın gözü çıksın... Kazancın iyi, gelirin yerinde! Para, geçinme sıkmtısı değil... Şikâyetin evden mi? Ali, kahvecinin masa üzerine bıraktığı fincanı aldı, dudaklarının ucunu değirerek bir yudum içti: Evden... Veli, gözlerini açarak baktı: Tuhaf şey! Ben, hiç öyle sanmı yordum! Ali, kahve fincanını masaya bırakarak, arkadaşını ters bir bakışla süzdü: Sen, ne sanıyordun? Karından bir şikâyet yoktu da... Gene de yok... Veli, masa üzerine dayadığı ellerini biribirine kilidlemiçti: Pardon amma, anlamıyorum. Öteki omuz silkti: Ben de anlamıyorum... Karım, çok iyi bir kadın... Hem, ne kadar iyi biliyor musun? Bu zamanda misline, menendine rastlıyamazsın. Bir kere, tam ev kadını... Yemeğini kendi pişirir, dikişlerini kendi diker... Gayet idarelidir. Daha ne istiyorsun, be birader? Dur, daha bitmedi... Hani evine, ev işlerine düşkün kadınlar vardır, bulasık suyunu döker, çamaşır' leğenini doldurur; tencereyi bırakır, süpürgeye sanlır. Çorab yamar, sökük diker. Ve ev işinden başını kaldıramaz. Bu çeşid kadınlar biraz pasaklı, paçası düşük olurlar. Karım, öyle de değil... Orta işlerini, mutfak islerini, sanki periler görüyormuş gibi, lâhzada bitirir. Süslenir, çiçek gibi olur. Elleri manikürlüdür; saçlan permanatlıdır. Giydiğini yakıştırır. Veli, birbirine kilidlcdiği ellerini açmış, saşkınlıktan alt çenesi düşmüş; sırtını, 'urduğu kanapenin arkalığına dayamıştı: Allahtan belânı mı istiyorsun? Ali, başını salladı: Dur, daha bitmedi... Peki, ne var? Bunların, hepsi mükemmel, âlâ, değil mi? Karımm bir tek, amma yalnız bir tek kusuru var. Bu kadar meziyetlerin affettiremiyeceği bir kusur mu? Hemen hemen... Karımın tabiati de iyidir; güleryüzlüdür, şendir, kanaatlidir. Veli, dayanamadı, bağırdı: Çıldıracağım şimdi, söyle be birader? Ali, yorgun bir gülüşle bakıyordu: Karımın kusuru, karşısındakinin, bilhassa benim, zıddıma gitmektir. Nasıl zıdda gitmek? Ne söylersem, aksini söyler; aksini yapar! Bu söz, Veliyi düşündürmüştü: Bu, bir kusur sayılabilir. Kusur sayılabilir, deme! Insanlar, KAYDA 8 TUrk lirasile 8 E p I ! T y i af J A Her lisan için kurslar E f* fc • • A * * açılmışhr. Hususî derslere bu müddet için mühim tenzilât Tatil zamanları devamınca 20 eylula kadar RADYO ( Bu akşamki program J ISTANBUL: 18 sahne musikisi (plâk) 19 haberler, 19,15 muhtelif plâklar 19,30 Hava Kurumu namına konferans: Tayyareci Nuıi Kızılkanad tarafından 20 halk mosikisi (plâk) 20,30 stüdyo orkestraları . 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansınıri gazetelere mahsus havadis servisi verile. cektir. VIYANA: 18,35 konser, kasabalar için yaym 19,40 ingilizce ders, haberler, hava raporu ve sa. ire 20,15 polislerin zamanı, konuşma • 20,35 musiki ve Şan 21,40 karışık konser22,50 gramofon, eğlence, gramofon 23,05 haberler 23,15 musiki ve Şan . 24,30 eğlenceli konser. BERLIN: 18,35 konuşma, opera ve operet parçaları, hikâye 20,50 günün akisleri, haberler « 21,15 eğlenceli yaym 22,05 askerî musiki . 23,05 hava raporu, havadis, spor23,35 son yayın. BUDAPEŞTE: 18,35 gramofonla dans musikisi 29,20 röportaj 20.05 Şan konseri, piyes 22,10 haberler 22,30 piyano konseri . 23,10 Çingene musikisi 24,15 cazband takımı1,05 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 gramofon, havadis, konser 20,10 konferans, konserin devamı, konferans 21,30 musiki, haberler, spor . 22,50 koro ve Balalayka konseri 23,25 gece konseri, almanca ve fransızca haberler 24 haberler, konserin devamı. LONDRA: 19,05 havadis, karışık konser 20,05 r e . vii 20,50 komedi 21,05 konferans 21,35 orkestra konseri, solistlerin konseri 23,15 spor, havadis . 23,35 dans musikisi, havadis 24.45 oda musikisi. PARİS [P. T. T.]: 18,35 konuşma, orkestra konseri, hava dls 20,40 orkestra konseri 21,05 sdebî yayın ve saire . 21,25 şarkılar . 21,35 piyes23.35 havadis. ROMA: 18,05 havadis, dans musikisi 19,30 ya* bancı dillerde yayın, liman haberleri, gramofon 20,10 seyyahlarm zamanı, yabancı dillerde haberler . 20,55 Yunanistan için yayın . 21,10 devlet yayını. havadis 21,40 keman konseri, konuşma 23,05 karışık yayın, seyyahlarm zamanı 23,50 dans mu. sikisl, istirahat esnasında havadls. BAŞLANILMIŞTIR Ankara Konya caddesi Bursa (Hususî) Koza mjhsulü her tarafta yetişmiye ve Bursaya getirile rek satılmıya başlanmış bulunuyor. Bur sanm, tütünden sonra idr«k edilen bu mühim gelir kaynağı her sene müstahsile bir, iki milyon lira kazandırmaktadır. Bu itibarla koza mevsimi Bursa için ehemmiyetli bir ekonomik hareket devresidir. Şimdi koza borsasmda satış hararet lenmiş bulunuyor. Bankalar faaliyete geçmiş ve merkezlerinden fazla para getirtmişlerdir. Çünkü müstahsil koza smı satar satmaz parasım alarak köyüne gitmek mecburiyetinde olduğundan bankalar faaliyetle iş yapmak zarure tindedirler. Ali, eve giderken, kafasmda tasarlaŞehrimizde altı bankaükfli hikmeti vümıştı. Karısı, ne zamandanberidir, bir cudü de umumiyet itibarile koza ve tüçanta istiyordu. Halbuki bir düzineye tün mahsulü gibi geliri çok mahsulle yakın çantası vardı. Ali, buna itiraz et rin bulunmasmdan ileri gelmektedir. Koza fiatları bu sene haddi itidalde mişti. Kansı, kocasının itirazı üzerine, gidiyor. Fabrikalar işlemiye ve tezgâhbuna. mum yapıştırmıştı. Ali, şimdi, onlarmı çalıştırmıya mecbur «ldukların dan mükemmel bir intikam alacaktı. dan satışlar hararetli oluyor. Koza mevEve girdiği zaman, Ali, karısma gü siminin başlangıcında bulunmakta ol ler>'üz gösterdi; sofraya oturdular, ve mamıza rağmen mahsulün k*miyet ve kavgasız, dırıltısız yemeklerini yediler. keyfiyet itibarile geçen seneye tefevvuk Ali yemekten sonra, karısma sordu: edeceği anlaşılmaktadır. Mahsulün nefaseti, İpekçilik >e Yün Hâlâ, o çantayı almak fikrinde cülük Enstitüsünün devamlı ve siste misin ? Evet... Yeni tuvaletim için, mu matik çalışma'sile temin edilttiiş oldu ğu muhakkaktır. hakkak lâzım! Bu bakımdan gerek enstitünün, ge Ali gülümsedi: rekse müstahsilin enstitüye candan bağ Yeni tuvaletin için değil, benim lanmasının bu vaziyette âmil olduğu zıddıma gitmek için... Tek, benim dedı şüphesizdir. ğimi yapmamak için... Bir gün, ne oEnstitü ayrıca kozacılık hakkında lur, bir gün, benim dediğimi, yanılıpta neşrettiği müteaddid risaleleri halka yapıversen, günaha mı girersin? Çanta, dağıtmış ve yetiştiricileri aydınlatmış sana. şimdi lâzım değil! tır. Lâzım... Muhakkak lâzım!.. Hayır! Benim zıddıma gitmek i»U'i ^ 1 çin, bövle söylüyorsun? Demek, ben ahlâksız, huysuz bir kadınım! Hayır! Bu, ahlâksızlık, huysuzluk değil... Bir tabiat, mizac meselesi... Sen, bu huyun yüzünden, icab ederse, daha büyük menfaatleri bile tepersin! Ben, seni anhyacağım, kadar anladım. Maalesef, çok yanlış anlamışsın! Hayır! Sana, bir inci kolye alacaktım. Fakat beni üzmek, benim zıddıma gitmek için, bunu da istemiyeceksin; çantada ısrar edeceksin. Kadın, cevab vermemişti. Ali, kıskıs gülüyordu: Çünkü, senin dediğin olacak... Bir gün, ne olur, bir gün, benim dediğim oluversin?.. Hayır! Bunun imkânı yok! Ali, bahsi kazanmış bir tavırla bir koltuğa oturmuştu; kadın, mahzun mahzun baktı, ve sonra sessiz adımlarla koTaksimde YoYo oynıyan bir kadın casına yaklaştı; onun dizleri üzerine ilisir gibi oturdu, kollarını boynuna dolaEvvelki sene Avrupanın her tarafm da olduğu gibi İstanbulda da bir yoyo dı: Vah; cicim... Vah, şekerim!.. De merakı çocukları hatta büyükleri sar mek, sen, bunun için üzülüyorsun, öyle mıştı. Bu sene de bunun lâstikli cinsi çıkmıştır. Maamafih, evvelki seneki mi? Ben, ihtimal ki bilmiyerek, sana, yoyoyu idare'etmek bu seneki lâstik itiraz ediyorum. Fakat bu kadar üzüldü yoyoyu idare etmekten daha güçtü. ğünü bilmiyordum. Peki, şekerim, sen Lâstik yoyo kendi kendine sıçradığı üzülme, sen sıkılma! Senin dediğin ol için kolay oynanmaktadır. sun... O kadar lâzım olan çantadan vazYerli Mallar sergisi geçtim... Yeni tuvaletimi de giymem, istersen... İstersen bana, başka tuvalet hazırlanıyor yap... Senin hatırın için, senin üzülmeTaksim bahçesinde açılacak olan Semen icin, çantayı istemiyorum... Peki, kizinci Yerli Mallar Sergisinin kurulmasenin dediğin olsun, bana, inci kolyeyi sma dünden itibaren başlanmıştır. îlk o al... Ben, fedakâr bir kadınımdır... Ko larak İnhisarlar idaresinin ve Bomonti camın üzülmesini istemem! şirketinin paviyonlan yapılmaktadır. Ser*** ginin en büyük paviyonu İnhisarlar paErtesi gün kahvede arkadaşile bulu viyonu olacaktır. 150 metro murabbaı şan Ali, kansile konuştuklannı anlattı; bir yer kaplıyacak olan İnhisarlar paviVeli, homurdandı: yonunun her tarafı camdan olacaktır. Senin zıddına gitmek onun için bir Bu seneki Yerli Mallar Sergisinin dizevkti! Fakat inci kolye ile çanta arasın ğer paviyonları hemen hemen ayni mo daki farkı neye hesab edemedin? İnsaf del dahilinde yapılacaktır. Dün akşama et, büyük zevk, küçük zevke feda edi kadar sergiye iştirak için müracaat eden lir mi? 188 firma tamamen yerlerini almışlar MAHMUD YESARİ dır. Istanbul 373, Istiklâl caddesi ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ wm Emlâk ve Eytam Bankasından: Ankarada lstasyon Çiftlik asfalt yolunda Fidanlık karsısında bulunan arsalar üzerinde Ankara Bahçeler Evler Yapı Kooperatifince hazırlanarak bu tarihten itibaren isteklilerin meccanen alabilecek • leri proje, umumî ve fennî şartname ve lâhikaları ve tafsilât resim lerine göre beş tip üzerine 150 bahçeli evin götürü olarak inşası aşağıdaki şartlar dairesinde kapalı zarfla eksiltmiye konmuştur. 1 lhale 17/6/936 çarşamba günü saat 15 te Ankarada Emlâk ve Eytam Bankasında yapılacaktır. 2 Muhammen bedeli 800.000. liradır. Teminatı 40 bin lira olup para, millî bankalar teminat mektubu, istikrazı dahilî tahvili veya bankaca kabul edilebilecek kıymette bir gayrimenkul olabilir. 3 Işi alan müteahhid ihaleden bir hafta sonra ikinci maddedeki teminatı iki misline iblâğa mecburdur. Müteahhid isterse banka teminatının ihale bedelinin % 10 a iblâğı için stüasyonlardan tevkifat yapılmasını kabul eder. 4 İsteklilerin evvelce en az 200.000. lirahk bina insaatını muvaffakiyetle başarmıs olduklarını ve bu vüs'atte inşaatı yapacak malî ve fennî iktidarı haiz bulunduklarını gösterir vesikaları 13/6/ 1936 tarihine musadif cumartesi günü öğleye kadar ibraz etmeleri ve bu eksiltmiye iştirak için Emlâk Bankasından hususî vesika al maları lâzımdır. (3158) Karaağaç Müesseseleri Müdürlüğünden Mevsimin baslaması hasebile soğuk hava mahzenlerimizin yu murta kısmı da hazırlanmıştır. Şeraiti sıhhiye itibarile benzeri ol mıyan yumurta mahzenlerimize kabul olunacak yumurtalar müte hassıs bir şefin daimî nezareti altında bulunacaktır. Mallar kendi vasıtamızla depolarımıza getirileceği gibi istenildiği anda götürüp yerlerine teslim etmek masrafları tamamen müessesemize aiddir. Tarifemiz gayet ucuzdur. Meselâ: Yukarıda yazılı nakil masrafları da dahil olmak ve nisan iptidasından mart nihayetine kadar bir mevsime mahsus bulunmak üzere yumurtanın büyük sandığından 250 ve küçük sandığından 125 ku ruş ücret ahnmaktadır. Diğer esya muhafaza ücretleri de ayni ucuzluktadır. Alâkadarlar depolarımızı her zaman gelip görebilirler ve daha ziyade tafsilât almak istiyenlerin Soğuk Hava Mahzenlerimiz Şefliğine (telefon 40607) müracaatleri ilân olunur. (3259) Yeni YoYo!.. Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Istanbul cihetindekiler: Aksarayda (Sarım), Alemdarda (Sırrı Rasim), Bakırkoyde (Merkez), Beyazıdda (Cemil), Eminönünde (Hosnü Haydar), Fenerde (Vitali), Karagümrükte (M. FuMuhammen Kira ad), Küçükpazarda (Yorgi), Samatya, KoCins ve mevkii kirası müddeti camustafapaşada (Rıdvan), Şehremininde (A. Hamdi), Sehzadebaşında (İsmail HakLira kı). Maslak civarında Zincirlikuyuda Levend çiftliği Beyoğlu clhetindekller: Galatada (Merkez), Hasköyde (Halk), müştemilâtından Büyükdere ve Baltalimanı cadde Ka^ımpaşada (Merkez), Sarıyerde (Os. man), Şislide (Merkez), Taksimde (Matleri arasında Golf Kulübü olarak kullanılan koviç), «Kemal Rebül). 252800 metre murabbaı arazi. 400 Bir sene Uskudar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyukadada (Şinasi), Heybelide (Ta «. Tophanede Çavuşbası mahallesinin Topçular naş), Kadıköy, eski Iskele caddesinde (Bücaddesinde 393 numarah dükkân. 36 » » yük), Kadıköy, Yeldeğirmeninde (Üçler), Yukarıda cins ve mevkii yazılı emlâk hizalarındaki kira ve müd Usküdar, Ahmediyede (Ahmediye). Nöbetçi Eczaneler Istanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden: detler üzerinden açık arttırma usulile kiraya verilecektir. Isteklile • rin ve şeraiti öğrenmek istiyenlerin 22/6/936 pazartesi günü saat on dörtte yüzde yedi buçuk pey akçelerile müracaatleri. «M.» (3115) HALK OPERETİ 21 haziran cumartesi akşamı 21,45 te T A K S İ M bahçesinde İLK TEMSİU Yüksek Mühendis Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan: Cınsı Koyun etî Sığır eti Sade yağ Kok kömiirü Mıktarı Tahmini Teminatı Fiatı Lira K. 26500 kilo 43 Kr. 942 38 3000 » 39 » 6500 » 90 » 438 75 300 Ton 1850 » 416 25 İhale tarihi 24/6/936 » İhale saati 15 15,30 B A Y B A Y AN Yazan: Mahmud Yesari. Necdet Rüştü Muzik: Sezai, Seyfeddin Asaf Operetler her hafta değişir 16 F R A N S I Z C A yı ciddî surette öğrenmek istiyenler bilâtereddüd lisan mütehassısı Prof. Anjele gitmelidirler. Bay Anjel 28 senedenberi binlerce genç münevverleri yetiştirmiştir. Kö'prübaşı Eminönü hani. Mektebin 937 senesi mayıs nihayetine kadar yukarıda cinsi yazılı ihtiyacları kapalı zarf ile eksiltmiye konulmuştur. Eksiltme hizala rında gösterilen gün ve saatlerde Gümüşsuyunda Mekteb dahilinde toplanan Komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin 2490 numarah art tırma ve eksiltme kanununun 2, 3, 4 üncü maddelerinde yazılı şartları haiz bulunmaları ve bu maddelerde zikredilen vesikaları ibraz etmeleri lâzımdır. Zarflar hizalarında gösterilen saatlerde açılaca ğından mezkur kanunun 33 üncü maddesi hükmüne göre zarfların bir saat evvel Komisyon Reisliğine tevdii zaruridir. görmek için hergün mektebe müracaat edilebilir. Şartnameleri (3180) DEMOSTEN Meşhur Plütarkın Haydar Rifat tarafmdan tercüme edilmistir. 35 kuruş. lâ sizin hakikî adınıza, Robert Strafford adına.j Liman müdiriyetinde herkes kırtasiyecilik ummanına gömülmüştür, far «CumhuriyetT> in zabtta romanı.*80 kında bile olmazlar ve çok kuvvetle tahmin ederim ki bunda tehlikesizce muvaffak oluruz. Bu tek çare ise, hiç tereddüd bile Müthiş, başıma gelenler müthiş! etmeyiniz, fakat Allahaşkına olsun, acele diyordu. Dün liman müdiriyetinden gemi ediniz, ne yapılacaksa biran evyel yapıye aid evrakı bana teslim ettiler. Fakat... nız. Fakatı ne? Ne olmuş? Ne var? Uç gün sonra Templeton tekrar bana Fakat dün akşam dışarı çıktım, bir geldi. Liman müdiriyetinin nazarı dikkayerde içtim. Fazla sarhoş olmuşum. Kâ tini celbetmeden herşeyin yapıldığını ve ğıdları kaybettim. kâğıdlmn ertesi günü hazır olacağını Yerimden fırlıyarak bağırdım: söyledi. Onları tekrar bulmak lâzım! Ayni günlerde beklemediğim başka bir Nevmidane başını salladı: hâdise ile daha karşılaştım. Bir sabah ge Nerede olduğunu Allah bilir! Baş ne '•"• gitmiştim. Tam kabineme givuracağımız tek çare var: Evrakı yeniden rerken Levinsteinin oradan çıkmakta olhazırlatmak. Fakat idare böyle bir muameleyi duğunu gördüm. Herif benimle karşılakabul etmez. Bir hile yaptığımızı, evvel şmca sapsarı kesildi. Onu orada ve bu bulmaktan hayrete düşmüştüm. ce alınan kâğıdları başka bir tahmil işi vaziyf Fakat hemen makul bir cevab bulmakta için kullanacağımızı zannederler. Evet, evet, dediğim kabildir. Mu da gecikmedi. Birkaç kelime konuştuk. Sonra ben ameleyi başka bir nama yaparlar, mese Beşi kırk iki geçe Yazan: Gharles de Richter burada yokken karıma ve çocuklarıma nü bir torpido yolumuzu kesti ve dur Vaziyete hâkim olmak için gülerek bunun cevabı da verilmiştir! bakmasını kendisinden rica ettim. Herif emri verdi. Bittabi derhal itaat ederek onlara yol gösterdim. Kendime ve pü Devam ettim: büsbütün şaşalayıp sararınca hayretim olduğumuz yerde durduk. Birkaç dakika rüzlü isim olmadığma güveniyordum. Fa Bunda menfur bir hata var. Lâ * daha ziyade arttı. sonra bir Ingiliz bahriye zabiti, yanında kat daha kamaraya girer girmez bu iti kin izahı ve tashihi hiç te gecikmiyecek.., Hayır, hayır, diyordu, istemiyo süngülü nöbetçiler olduğu halde geldi, madım bir şaşkmlığa ve hayrete inkılâb Zabit: rum. Amma durunuz; olur, olur. Bu ka gemiye çıktı. etti. Bunu sizin hesabınıza temenni edebil... Olur... Zabit, kaptana gemiyi taharri ve evraZabit kaTiaraya girince doğru yatağın rim. Tuhaf tuhaf yüzüme baktı, daha bir kı tetkik edeceğini bildirdi. Evrak kendi yanına gıttı, bir bölmenin civatalannı Dedi ve beni tevkif etmelerini emretşeyler, belki gizli şeyler söyliyecekmiş sine verildi. Düşünüyordum ki onlara gevşeterek bir parçayı çıkardı ve oradan ti. gibi bir hali vardı. Sonra ökçelerinin ü baktıktan sonra bizi serbest bırakacak ve bir kâğıd tomarı çekerek bana uzattı. zerinde dönerek kamaradan çıktı ve kaç yolumuza devam edeceğiz. Lâkin o bir Saşkınlıktan donakalmıştım. Çünkü Bir saat sonra, bizi durduran torpidokâğıdlara, bir kaptana sert sert bakarak bütün bu kâğıdlar, benim Holandadaki tı. da bulunuyordum, gemi İngiltereye doğmüstear ismime doldurulmuştu. Evrak ru dümen doğrultmuştu. Son derece mütehayyir bir hal içindey abus bir yüzle: Artık lâtife yetişir, dedi. Bizi al geminin, o vakit îngiltereye karşı isyan dim. Lâkin onun bu hareketini sarhoş Dowresde gemiden çıkarılıp derhal luğuna veriyordum. Zaten Templeton darmak için bana uydurma evrak getirdi halinds olan Irlandaya gideceğini, ve Londraya nakledildim ve Pentdnville da ayni akşam bana bu hâdisenin şöyle niz. Derhal bunların hakikilerini istiyo mühimmatın da düşmanlarımlz Almanya hapisanesine kapatıldım. Düşmanla ve Avusturya ile sıkı münasebette bulu münasebette bulunmak cürmile itham erum. izahını yapmıştı. Kaptan sararıp morarıyordu. Ben ters nan asilere gönderilmekte olduğunu gös diliyordum. İngiliz hükumeri Service Benim kaybettiğimi sandığım evrak bir cevab vermeğe hazırlanırken zabit: teriyordu. onda duruyordu. Allaha şükür ki hatırSecret gizli teşkilâtında çalışan kardeşi Kaybedecek vaktimiz yok, diye Çılgın bir sesle: lack ve bana verdi. Evrak şimdi kaptanın min bana faydası olabileceğini ve lehime Bu kâğıdlar buraya nasıl gelmiş? şehadette bulunacağını tahmin ederek elindedir. Artık hicbir ise yaramıyacak bağırdı, ben kâğıdların nerede olduğunu olan diğer evrakı da ben yırttım, attım. biliyorum. (Parmağile beni göstererek) Diye bağırdım. Zabit omuzlannı silkti: kendisine müracaat ettim. Bir hafta son Bir sual ki asil benim size sormam ra bana ondan haber getirdiler. Nihayet günün birinde gemile Roter beni mösyönün kamarasına götürünüz! Bir işareti üzerine bahriye neferleri et lâzım! Fakat merak etmeyin; sizin yapdamdan hareket ettik ve kendi arzumuza lArkan varl tıklarınızı haber veren adam tarafından göre ağır ağır yola koyulduk. Üçüncü gü rafımı çevirdiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear