22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET f Haziran 1936 YIYANA DON Tarihî tefrika: 49 f Şehir ve Memleket Haberleri 1 Sıcaklar basladı Dünden itibaren ilkbaharı görmeden yaza girdfik Bu sene ilkbahar aylan devamlı şe • kilde soğuk ve yağmurlu geçti. Havalar ancak bir iki gündenberidir ki ısınmağa başladı. İlkbaharm böyle fena hava şartlan içerisinde geçmesi herkeste bu sene yaz olmıyacağı şüphesini uyandırmışb. Bu sebebledir ki hemen hemen hiçbir yerde vaktin gelip geçmekte olmasma rağmen sayfiyeye göç başlamamıştı. Fakat dünden itibaren ilkbaharsız bir yaza girmiş oluyoruz. Havaların iyice ısınması ve mekteblerin de tatil edilmiş bulun ması sayfiyeye gitmek istiyenleri harekete getirmiştir. Geç gelen yazın geç gitmesi ihtimali de yok değildir. Kasycpe adında maruf bir Fransız heyetşinası önümüzdeki kışm çok şiddetli olacağmı iddia etmektedir. Bu âlimin iddiasına göre kânunusaniden itibaren kutublardaki kadar yaman soğuklar başlıyacak ve soğuklar tam 67 gün sürecektir. Rasadhane müdürü ve diğer alâkadar zevat bunu tayin etmeğe imkân olmadığını söylemektedirler. Siyasî icmal Zecrî tedbirler vrupa politikasındaki cereyanlar dolayısile Milletle| Cemiyetinin vaziyeti, kâfi dere< cede karışmıştı. Bu müessesenin en mü s him Amerikalı azası olan Arjantin, Milletler Cemiyeti büyük meclismin derhal toplanmasmı teklif ederek vaziyetin kan« şıklığını büsbütün artırdı. Gelecek ayın on altısmda toplanacak Milletler Cemiye» ti meclisi on dört devletten müteşekkildir* Bunlann çoğu da Avrupalıdır. Reisi de İtalyaya ve Avrupa politikasma karşı düşünce ve nazarlan belli olan Ingilii Hariciye Nazın M. Edendir. Şimdiye kadar bu on dört devleti Haf beş meselesinde müttehid bir hattı hareket takib etmeleri için bir karara getirmeğe çalışılmaktaydı. Ortaya Almanya meselesi girmiş olmasmdan dolayı sayısı çoK mahdud olan bu devletleri bile birleştirmek işi sarpa sarmıştı. Işin zecrî tedbir • lere bakan komisyona düşeceğinden korkuluyordu. Çünkü o zaman on sekiz devlete bir karar aldırmak icab edecek' ti. Halbuki Arjantinîn teklifile îşîn elli dört devletten mürekkeb bir meclise düşmesi lâzım geliyor, on dört devletten bir karar almakta zorluk çekildiği ve on sekizini bir araya getirmeğe ihtimal görülmediği bir zamanda işi elli dört devlete bırakmak büsbütün tefrikaya yol açmak olacaktır. İhtimal Arjantin de, azası bulunduğu Ondörtler meclisinin vereceği herhangi kararda bariz bir mes'uliyet almektan kurtulmak için bu manevrayi çevirmiştir. Arjantin, Ondörtler meclisi tarafından zecrî tedbirlerin devamı veya şiddetlen dirilmesi için verilecek karara muvafakat veya red suretinde iştirak etmeği menfaatine uygun bulmamaktadır. Muvafakat edecek olsa Cenubî Amerikadaki diğer devletlerin siyasî temayüllerine muhale • fet etmiş olacakbr. Filvaki bunlardan Ekuvatör şimdiden zecrî tedbirleri kaldırmıştır. Şili ise bunlann resmen ilgasmı Milletler Cemiyetinden istemiştir. Diğerleri de bu tedbirlere taraftar de ğildir. Zaten arjantin de zecrî tcdbireri kabul etmiş olduğu halde parlamentösu tâh'lde bulunduğunu sebeb göstere * rek şimdiyee kadar bunlan tatbik etm* # M. TURHAN TAN Cenub sahillerimi Fatih parti lokali zin incisi Antalya Dün binlerce halkın Günden güne güzelleşiyor ve zenginleşiyor iştirakile açıldı Cumhuriyet Halk Partisi Fatih nahiyesile, Kızılay Fatih şubesinin Fatih parkı karşısmdaki yeni lokalinin açılma merasimi, dün yapılmıştır. Bayraklarla süslenen Fatih parkile bına önündeki meydana binlerce halk toplanmış ve Kızılay haftası münasebetile tramvay bulvanna bir Kızılay çadın kurularak içine yaralıya yardım eden bir hemşire timsali konulmuştu. Merasime saat 10 da itfaiye bando sunun çaldığı lstiklâl marşile başlanmış ve Cumhuriyet Halk Partisi Fatih ka zası reisi Sırn Enver bir nutuk söylemiştir. Bundan sonra, Kızılay Fatih şubesi başkanı profesör Ziya Cemal Aksoy bir hitabede bulunarak orada bulunan mekteblilere Kızılaya bağjı kalıp kalmıya caklannı sormuş ve çocuklar da halkm heyecanlı tezahürleri arasmda ölünciye kadar Kızılay için bütün varlıklarile ça Iışacaklanna and içmişlerdir. Minimini talebeler ayrıca, Kızılaya dair manzu meler okumuşlardır. Merasime davetliler büfede izaz edildikten sonra nihayet verilmiştir. Padişahm emrile Tezer saraya alındı. Vazifesi bir odada oturup namaz kılmak ve Şevketlunun ömür ve saltanatına dua etmekti Acaba sahi mi bu düş analık?. Senin halayık bir tekerleme uydurmuş olmasm? İhtiyar kadm, Tannya sövüldüğünü işitmiş gibi, heyecanlı bir teessür gösterdi, iki elile yüzünü kapadı. Sus oğlum, dedi, sus, tövbe et. Masum bir kızcağız, Bilâli Habeşî E fendimize iftira mı eder hiç?.. Vallahi doğru bu iş, billâhi doğru. Çuhadar, boyuna içilen bu andlann tesiri altında bunalmıştı, verilen haberin doğruluğuna iman getirmişti. Padişaha da ayni imanı telkin etmeğe savaştı, rüyayı kendi görmüş gibi davrandı ve Bilâli Habeşî Hazretlerinin dileğini yerine getirmenin borc olduğunu anlattı. Avcı Sultan Mhmed, islâm âleminde ilk ezanı okumak haysiyetile dinî bir değer alan Bilâlin temiz yürekli, temiz etekli masum bir kız vasıtasile kendine gönderdiği selâma, ve tebliğ ettiği arzuya boyun iğmek ıstırannı duymakla beraber gene tereddüdden kurtulamıyordu, çünkü birkf.ç ay evvel Çanakkalede dolaşırken bir ihtiyar sipahi tarafından da buna benzer bir müracaat vukua gelmiş ve kendisinden bir at ahnmıştı ( * ) . Şimdi araya Bilâli Habeşî giriyor ve saraya kim olduğu bilinmiyen bir kızın sokul ması isteniliyordu. Hünkâr, büyük ölülerin böyle kendine selâm yollamalannı ve iltimaslar yapmalannı hurafelere pek bağlı bulunmasma rağmen biraz garib bularak son sözü söylemekte teenni gösteriyordu. Çuha dar, onun hissile fikri arasında bir mücadele geçtiğini sezdi. Şevketlu efendim, dedi, düşünme. Bilâlin dediğini yap. Çünkü onlar, bir kere haber yollarlar. Dinletemezlerse celâllanırlar, Allah göstermesin, bir huysuzluk yaparlar. Tüyleri ürperiveren hünkâr, alık alık sordu: Ne yaparlar? Sizin rüyanıza girerler, tekdire kalkışırlar, canınızı sıkarlar, belki mübarek kalbinizi incitirler, mekânı cennet olsun. Büyük amminiz genc Sultan Osman Hazretlerinin gördükleri düş malumunuz değilmidir? [**]. Hünkârın geçirdiği ürperme, sürekli bir titremeye çevrildi ve nerelerde gömülü olduklarını bile bilmediği o büyük ölüler sanki cennette yapıhp cehennemde bilenmiş kılıçlarla dört yanmı sanyorlarmış gibi gülünc bir korkuya düştü ve istenilen iradeyi kekeledi: Bilâli Habeşîden bana selâm getiren kızı hemen alın, saraya iletin! Fakat vahimesinin zorlayışından da kafasını kurtaramadığından ilâve etti: Bu kızın vazifesi bir odada oturup namaz kılmak, ömrümün ve şevketimin çoğalmasına dua etmek olacaktır. Ne gözdelik gözliyecek, ne bir hizmete el vuracak!... Işte bu emir üzerine Tezer Topkapı sarayına alındı, büyük ölülerle riiyada konuşan bir eren sayıldı, yedi yüz halayığın korku ve saygı dolu bakışlarile karşılandı, kendine tahsis olunan höcerede yaşamaya başladı. At uşağı olarak hâs ahıra alınan Yusufla Tezerin kardeşliğini bilen olmadığı gibi onların Sipahi Kara Mehmede bağlı bulunduklarını ve gizli maksadlarla saraya sokulduklarını sezen de yoktu. Kara Mehmed, pek kanşık yollardan Yusufla ve analık san'atına dayanarak haftada bir gün saraya giden ihtiyar kadm vasıtasile de Tezerle temasını muhafaza ediyordu. İlk fırsatta yapılması icab eden şeyi onlara telkin edip dunıyordu. Bu sırada küçük Kara Mehmed büyümekte idi, yaşını henüz doldurmadığı halde babasından daha gösterişli olacağını hissettirecek bir gürbüzlükle yavaj yavaş serpiliyordu. Kara Mehmed Paşa da vezir rütbesi alarak Şam Trablusuna gitmişti. O, iki adaşını beraber götürmek için çok dil döktüğü halde Kara Mehmedi kandıramamıştı. Sabit bir fikrin esiri olan yiğit Sipahi, tasarladığı öc işini müsbet bir neticeye erdirmedikçe İstanbuldan aynlmak istemiyordu. Eski elçi ve yeni vezir, candan sevdiği adaşmın ruhunu okumaktan geri kalmış degildi. Fakat sezişlerini belli etmemeği uygun buluyordu. Aynlış günü, kendisini uğurlamaya gelen Kara Mehmedin yüzünü öptü: Küçüğe, dedi, mukayyed ol. Konuşmaya başlar başlamaz da beni ona tanıt. Ve atlanıp aynlırken kulağına egilip fısıldadı: Yüreğimde olduğu gibi evimde de daima yerin vardır. Başın sıkıldığı gün Bülbülü bir yanına, yavrunu bir yanına al, beni bulmaya gel. Bin suçun olsa kılına ziyan getirtmem, canımı sana siper ederim. Kara Mehmed, bîr büyük kardeş gibi sevdiği paşa adaşının ardmdan uzun uzun baktı, onunla bir daha nerede göriişeceğıni kestirememekten doğma bir elemle içini çekti ve evine döner dönmez Bülbüle bir vasiyet yaptı: [Arkast var] [•] Kara Mehmede böyle bir düzeni il. ham etmiş olması muhtemel olan at hikâyesini Silâhtar tarihinden kısaca alıyo ruz: «Hünkâr, kendi otağında istirahat ederken bir mevlid ayınm yedinci perşembe günü . kapıya fakir bir Sipahi geldi, Hasodabaşıyı bnldu: Yolda, dedi, atım öldü, yaya kaldım. Saadetlu padişah geçerken eğerl yol üstüne koyup derdiml anlatmayı tasarladım. Lâkin cesaret ede^edim. Bu gece yayalıktan nasıl kurtulacağımı duşunurken ferahlamak için bir yaslni şerif okudum, sonra ağlamaya koyuldum. Uyuya kalmışım. Düşümde Resülü Ekrem Efendimizi gördüm. «Ne ağlarsın?> buyurdular. Ben «Ya Resulallah perişan oldum, yaya kaldım> dedim. Pes gene hitab edip «Sabah olur ol. maz oğlum Sultan Mehmede var, benden selâm eyle, seni atlandırsın» buyurdular. Ben dahi uykudan uyanıp kendi kendime «Aceb bu ne haldir» deyu tekrar yâsini şerif okuyup uykuya vardım. Gene rüyada gördüm ki saadetlu padişah bir at üzerindedir, babası merhum Sultan Ibrahim dahi biledir. Hemen bunları göricek korkuya düşüp uyandım. Hazretin selâmını tebliğ için buraya geldim. Amma ben garibim. Huzuru hümayuna varıp bu sözleri söylemeğe kadir değillm deyu sözü tamam ettikte odabaşı huzura koşup kaziyyeyi arz ve ilâm ettikte mezbure bir küheylân at ile vafir altın ihsan buyuruldu!..» Silâhtar tarihi: C: 1. S: 377.388. [*•] Genc Osmanm pek meşhur olan bu rüyası da tarihte şöyle yazıhdır: «Bir gece Fahriâlem Efendimizi rüyada görürler. Kendisi taht üzerinde Kur'an telâvet ederken Resulü Ekrem gelip elinden Mushafı ve eğninden cübbe ve cevşeni (zırhı) alıp bir sille vururlar. Tahtmdan yıkılıp neden sonra kalkabilerek mübarek kademişerifine yüz surmeğe çalışırsa da müyesser olmaz. Bu korkunç rüya deryadil Hünkârın zihnini altüst ettiğınden evvelâ hoca Omer Efendiye söylerler. Hoca tabir edip hacca gitmekte gösterilen te. reddüd için yapılmış bir mukaddes tevbihtir. Rüyada ayağına yüz süremedinizse inşallah mezarına yüz sürersiniz dedi. Hünkâra kanaat gelmedi. Üsküdarlı Şeyh Mahmud Efendiye varıp rüyayı anlattı. O da «Cübbe vücud âlemidir. Onun çıkarılması künahkârlığınıza alâmettir. Tev be ve istiğfar ile meşgul olmalısınız» dedi. Naima tarihi C: H. S: 210 Görülüyor ki Sipahi Kara Mehmed, plânını yürütmek için bir ruhiyatçı gibi hareket ediyormuş ve vakıaları örnek tutu. yormuş! Güzel Antalyadan bir görünüş Antalya (Hususî) Cenub sahil lerimizin en güzel şehirlerinden biri olan Antalya seneler geçtikçe bir kat daha gelişmektedir. Muntazam bir yanm daire şeklindeki sahil, gür ve geniş bahçelerle kaplı ve yeşillik arasında birer villâ hissini veren kârgir yapılır, sahilden bir küçük dağ cesametindeki yüksekliklerden dökülen şelâleler manzarayı pek hoş kılmaktadır. c Şehrin arkasmda saatlerce devam eden büyük çam ormanlan vardır. Haricen bu güzelliklere şehir içinin temizliği de zi yaretçiler üzerinde iyi ingbalar bırakacak derecededir. Asfalt ve parke döşeli ge niş caddeler, asrî park ve yeşil bahçeler, temiz pazar ve çarşılar. zengin ticaret müesseseleri Antalyanın içyüzünü teşkil ederler. Şehirde ehemmiyetli bir belediye ça Iışması vardır. Elektrik, hâl, mezbaha, buz fabrikası, asrî fınn ve mezarlık, sa tış yerleri ve spor sahası ilk göze çarpan eserlerdir. Sıhhat işleri de yolunda gitmektedir. Memleket hastanesinin ihtiyaclan ta mamlanmış ve bu ocak adeta muhitin can kurtaranı olmuştur. En çok rolanan hastalık sıtmadır. Bu da civardakı göl ve bataklıklann tesirile vukua gelmekte olup kurutulmalan için büyük gayret sarfolunmaktadır. Münevverlerin çokluğu irfan seviye sini hayli yüksek tutmakta ise de, bir lisenin bulunmaması şehri bırakıp başka yerlerde tahsiline devam etmeğe maddeten imkân bulamıyan pek çok gencleri orta tahsilli derecede bıraktırmaktadır. Içtimaî seviyeyi yükseltmek için ise Halkevimiz geceli gündüzlü çalışmalarına devam etmektedir. Şehrin ve muhitin ekonomik vaziye tinde gün geçtikçe bir inkişaf görülmek tedir. Ticaret ve sanyi müesseseleri git tikçe çoğalmaktadır. Ziraî bakımdan bilhassa pamuk, şe kerkamışı ve pirinç zeriyatma ehemmiyet verilmektedir. Antalyanın trene kavuştuktan sonra büsbütün kendini gösterip Türkiyenin mühim bir ticaret merkezi olacağında kimsenin şüphesi yojctur ve bu mes'ud günü herkes dört gözle beklemektedir. MÜTEFERRlK Hariciye Vekilimiz ayın onunda gidiyor Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras ayın onunda şehrimize gelecek ve Bo ğazlar meselesi için Montreuxde toplanacak konferansa iştirak etmek üzere Avrupaya gidecektir. Bu toplantıya gidecek murahhas he yetimize iki sivil delege ile Millî Mü dafaa namına General Cevad ve Deniz Müsteşarlığından yarbay Fahrinin iştirak edecekleri haber verilmektedir. Sivil de legeden birinin Meclis ikinci reisi Trabzon saylavı Hasan olması muhtemeldir. Atina 31 (Hususî) Dün Harici ye Nezareti Umum Müdürünü ziyaret eden Türkiye elçisi Ruşen Eşref, hazi ranm 22 sinde îsviçrenin Montro şehrinde toplanacak Boğazlann tahkimi kon feransma Yunanistan hükumetini davet etmiştir. , , „ ,.,, irÂBl Siyasî mahfillerde, konferansa iştirak edecek olan Yunanistanın Türkiye noktai nazarını hararetli bir surette müdafaa edeceği muhakkak sayılmaktadır. MAÜYEDE İstanbul Defterdarlığı îstanbul Vilâyetinde Defterdarlık teşkilâtmın tatbikma bugünden itibaren başlanacaktır. İstanbul Defterdarlığma Is tanbul Maliye murakıbı Raşidin tayin edileceği haber alınmıştır. Defterdann iki muavini, bir Tahsil, bir Tahakkuk ve bir de Muhasebe müdürü olacaktır. Bina ve arazi vergileri Bina ve arazi vergileri bugünden itibaren Muhasebei Hususiyeye geçmiş bulunmaktadır. Bu sebeble Maliye m«nurlanndan 286 kişi bugünden itibaren Muhasebei Hususiye emrinde çalışacaklar dır. Maliyede uzun senelerdenberi çalı şan ve yeni teşkilâtla Belediyeye geçmiş olan bu memurlar eski haklannı muhafaza etmektedirler. Maliye şubelerınin adedi bu devir dcr layısile kırktan yjrmi bire inmiştir. Ma liyede"'kalah Tâhsil'Ve Tanakkuİc'me murlarmdan bir kısmı bina ve arazi vergisine aid eski hesablan tasfiyeye memur edilmişlerdir. Eylule kadar bu ta&fiye muamelesi ikmal edilecektir. Bina ve arazi vergisinin Muhasebei Hususiyelere devri üzerine Maliye memurlan bütün gayretleririi kazanç, sayım ve muamele vergilerinin tahsili işine sar * fedeceklerdir. Profesör Seyfeddin Asal Deniz komitesi murahhasları Yalovaya gitti İstanbul Konservatuan profesörlerinden maruf müzisyenimiz Seyfeddin Asal, musiki üzerinde tetkikler yapmak üzere Almanyaya gitmiştir. Balkan Antantı lktısad Konseyi deniz teknik komitesi azaları dün sabah Yalovaya gitmişlerdir. Murahhaslar şerefine Yalovada bir ziyafet verilmiş, kendilerine kaplıcada ki tesisat ve bahçeler gösterilmiştir. Deniz teknik komitesi bugünden iri baren Ticaret Odasmda çalışmalarına başlıyacaktır. Adliye sarayı inşaatı Şehrimizde yapılacak olan Adliye sarayınm plânı bütün teferrüatile hazırlanmıştır. Adliye sarayı inşaatı bu plân üzeMuğlada nüfus sayımı rinden bugünlerde münakasaya konacak Muğla 30 (A.A.) Nüfus sayımı have inşaata vakit geçirmeden başlanacakzırlıklanna devam ediliyor. Merkez ve tır. Içelerde köy nüfus defterleri yaptırıl Avans suretile verilen üç makta ve bütün köylerde tarama sure tile geri kalmış nüfus vak'aları tesbit aylıklar ve deftere geçirilmektedir. Hüviye^t cüzEmlâk Bankasmdan avans suretile pa danları köylünün ayağına götürülmek ra alan mütekaid, eytam ve eramilin üç te ve dağıtılan cüzdanlara köy adları aylıklannın verilmesine yarın başlana yazılmaktadır. Kısa bir zamanda il içincaktır. de hüviyet cüzdansız yurddaş kalmıya Sinemalara kaç kişi gidiyor? caktır. lstanbulda sinemaya gidenlerin ade dı her yıl artmaktadır. Tutulan bir istatistiğe göre, bir senede istanbul sinema larma 3,5 milyon, tiyatrolara yanm milyon kişi gitmektedir. İstanbul nüfusuna nazaran bu hesabla senede herkes dört defa sinema veya tiyatroya gitmektedir. Maamafih senede bir defa bile tiyatro ve sinemaya gitmiyen pek çok kimseler bulunduğu da şüphesizdir. Bundan an laşıldığına göre, İstanbullular, temaşa hayatından çok az istifade etmektedirler. Memleketimizde gösterilen filimlerin ekserisi Amerikan filimleridir. Dört büyük Amerikan filim kumpanyası muntaza man şehrimize filim göndermektedirler. Bu filimler ecnebi memleketlerile ayni zamanda İstanbulda da gösterilmektedir. Memleketimizde ikinci derecede göste rilen filimler Alman filimleridir. Sinemaya gidenlerin kısmı azamı 30 yasmdan aşağı kimselerdir. İzmir Türkkuşu çahşıyor Diğer taraftan Milletler Cemiyeti meclisinde zecrî tedbirlerin aleyhinde rey vermek te Arjantinin işine gelmiyor. Çünü o zaman bozgunculuk yapmış olacaktır. Bu halin, Amerikada kurulması için önayak olduğu yeni Milletler Cemiyeti için de iyi bjr örnek olmıyacağını takdir ediyor. Arjantinin Ingiltere ile gayet sıkı malî ve iktısadî münasebetleri vardır. Arjantine yatmlan Ingiliz sermaŞEHİR İŞLERİ yesi o kadar büyüktür ki hiçbir Ingiliz müstemlekesine bile bukadar çok Sokaklarda nasıl yürünecek? yatınlmamıştır. Bunun için Arjantin para InBir gazete, Belediyenin verdiği bir gilterenin hissiyatını rencide etmek istekarara göre bugünden itibaren sokakla mez. rın sağmdan yürüneceğini, bu usule ri 1; elli dört devletin iştirak ettiği meclise ayet etmiyenlerden elli lira ceza alınacakalınca burada şu veya bu hükumetin ğmı yazmıştı. Yaptığımız tahkikata na zaran bu havadis yanhştır. Mesele şun muhalif rey vermiş olması o kadar mesuliyeti ve dikkati celbetmez. Zaten budan ibarettir: rada verilen kararlann ittihadı ârâya da Klâkson çalmalan menedildikten sonihtiyacı yoktur. Esasen, büyük meclis ra, şoförler Belediyeye müracaat ederek nazarî olarak içtima halinde olup mu halkm sokaklarda muntazam yürümedi vakkat olarak müzakeresini tatil etmiş ğınden klâkson çalmadıklan takdirde kabulunuyor. Reisi Çekoslovakyanın sabık zalann fazla olacağmı söylemişlerdir. Dış Bakanı ve lâhik Cumhurreisi BenesŞoförlerin bu müracaati üzerine Belediye reisliğince verilen bir emirde otomobilleBüyük meclisin toplanması Italya için rin daima yolun sağ tarafından gitmeleri daha iyi olacağa benzemiyor. Amerika halkm da buna alıştmlması, yaya yol cuların ancak* dört yol ağızlarında kar ııt'asmdaki hükumetler çekingen bir vaşıdan karşıya geçmelerinin temin edilme iyet gösterseler de Habeş meselesinden si bildirilmiştir. Bu karara muhalif ha dolayı kendi mevcudiyetlerinden korkan r reket edenlerden elli lira para cezası a e mecliste ekseriyeti teşkil eden Avrupalı küçük devletler zecrî tedbirlerin iîgaınacağı mevzuubahis değildir. si suretile İtalyanm tecavüzünün mükâfatlandırılmasma taraftar olmıyacaklar • ' • dır. Şu kadar var ki büyük meclisin çajırılması Milletler Cemiyeti müessesesi * nin akıbetini daha karışık bir hale soka:aktır. Muharrem Feyzi Togay Kastamonuda himaye edilen yoksul yavrular Kızılay haftası başladı Kızılay Haftası bugün başladı. Bu m günden itibaren şehrin her semtinde Kı * ılay şubeleri tarafından aza kaydi için çalışılacak ve birçok müsamere ve eğlenceler tertib edilecektir. Cumhuriyet tzmir Türkkuşu talebeleri, Parti Reisi Avni Doğan ve İzmir gazetecileri bir arada İzmir (Hususî) Türkkuşu ıçın şehrimize gelmiş olan tayyareci Vecihi ile diğer muallimler, derslere ve tatbikata başlamışlardır. Şimdiye kadar Türkku şuna kaydolunan talebenin sağlık mua yenesi devam etmektedir. Muayene ve muameleleri ikmal edilen genclerden iki grup ayrılmış ve bunlar derhal derslere Nushası 5 Kuniftnr Kastamonu (Hususî) Buradaki Cumhuriyet ükmektebinin himaye he yeti reisleri sulh hâkimi Kelâmi Gümüşün ve diğer azaların değerli yardımlarile çok iyi çalışmaktadır. Ders yıhnın başındanberi otuz ök süz çocuğa muntazaman sıcak öğle ye meği verildiği gibi bayramda da 43 yavru her türlü levazimatile giydirilmiş lerdir. Yukarıdaki resim sevindirilen yavrularla himaye heyetini bir arada göstermektedir. Arazi tahrir komisyonları Arazi tahriri komisyonlan reis ve azalıklarına tayin edilenlere vazife ve me muriyetleri tebliğ edilmiştir. Bu komis yonlar bugünden itibaren arazi tahriri işine başhyacaklardır. başlamıştır. Talebeler içinde üç tane de kız vardır. Türkkuşuna girmek üzere müracaat edenlerin miktarı yüzü bulmuştur. Tjatbikat Kültürparkta yapılmakta dır. Talebe içinde çok müstaid ve kabiliyetli gencler görülmüştür. Bunlardan bazıları uçuşlara bile başlamışlardır. şeraiti' '?" Senelik 1400 Kr Altı aylılc 750 Üç aylık 400 Bir aylık 1S0 1700 Kr. 1450 yoktur 800
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear