Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURtYET 15 Mart 1936 TÂ5 ÜZERİND Yazan: Çevfren: ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Akıl hıfzıssıhhası cemiyeti içtimaı Oün üç kıymetli tez izah olundu Türkiye Akıl Hıfzıssıhhası cemiyeti yıllık toplantısmı dün Halkevinde yapb. Profesör Fahrettin Kerim bir yıllık ça lışmayı anlattı. Rapor kabul edildikten sonra intihabata geçildi. Reisliğe profe sör Fahrettin Kerim, ikinci reisliğe Nevzad Ayaz, kâtibiumumiliğe Hüseyin Kenan, veznedarlığ.a muallim Nebahat Hâmid, azalıklara doktor İbrahim Zati, Aliye Rıza ve ruhiyat muallimi Ali Rıza seçildiler. Bundan sonra memlekette asrî tababeti ruhiyeyi kuran müderris doktor Raşid Tahsinle bugün ölen ve memleket ilmine büyük hizmetleri dokunan teşrihi maraziyi kuran müderris Hamdi Süadın hatıralarına hürmeten ayakta bir dakika sükut edildi. Müteakıben evvelâ doktor Hü seym Kenan çocuklarda sinirlılığın sebebleri arasında cinsî terbiyenin ehemmiye tini ve Froydizm felsefesinin kıymetini gösteren raporunu okudu. Nevzad Ayas buhranlann tahlillerini ve sonra düşünce buhranmın mahiyetini ve akıl hıfzıssıhhasının bu hususta oynıyacağı rolü ızah etti. Profesör Fahrettin Kerim mekteblerde akıl hıfzıssıhhasının ehemmiyeti üzerinde raporunu izah ederek evvelâ takib edilen terbiye sisteminin çocuğun ruhî neşvüne masını ve karakterini nazan dikkate alarak yapılmasmm ehemmiyeti, mekteb programlannm vaziyeti, muhtelif memle ketlerde tatbik edilen program sistemleri tenkid edilmiş ve çocuklara hafta arasında tatil, öğleden evvel ve öğleden sonra tatil meseleleri, gıdanm dersler üzerinde tesiri, haftalık tatiller meselesi, ço cukta irade terbiyesi, alâka uyandırmak ve çocuğun okuyacağı kitablar, mekteb haricindeki çocuğun kontrolü, içtimaî muhitin çocuk üzerindeki tesiri, büluğ yaşında çocuk haleti ruhiyesi, cinsî suiistimal ve bilhassa istimma meseleleri ve çocuğun hayata atıldığı zaman ne suretle hazır lanması lâzım geldiği hakkında tetkiklerini söyliyerek, imtihanlann lüzumlu olup olmadığı meselesi üzerinde tetkiklerini söylemiş ve imtihan yerine çocuğun ka biliyetlerini meydana çıkaracak başka tez konmasını ve ders esnasında çocuğun ybklanması tezini müdafaa etmiş ve bu işlerde mürebbinin rolünü izah ederek, demokraside seçme bir zümrenin nasıl ye tişeceğini ve kabiliyetlere çröre sınıflara ve mesleklere sevketmek için meslekî inkişaf işlerine ehemmiyet verilmesi lâzım geldığıni söylemiş, köy ve sehir mekteblerinde takib edilecek terbiye sistemlerini ayıra rak akıl hıfzıssıhhası noktai nazanndan prensiplerin hâkim olduğu bir hayat ve karakter adamının nasıl yetiseceğini söyliyerek çocuğun devletin malı oldugunu ve binaenaleyh onun üzerinde ve okuya cağı eserler üzerinde sıkı kontrol lâzım geldiğini, fakat mektebdeki terbiye sisteminin cezadan ziyade teşvik ve alâka uyandırmakla iradeyi kuvvetlendirmek yoluna gidilmesini şerhetmis, zihnen geri cocuklar için ayrı mektebler yapılması lâzım geldiğini söylemiştir. Bundan sonra bu meseleler kongrede münakaşa edilmiş ve bu temenniler etrafında Etem Akif, Zati, Nebahat Hâmid, Münevver, Ali Rıza söz alarak bu meseleyi münakaşa etmişlerdir. Siyasî icmal Yeni Japon kabinesi ponyada bir alayın genc zabîtleri tarafından Ökada kabinesiin azalanndan bazılannın öldürülmesi ve diğerlerinin istifaya mecbur olması üzerine yeni bir hükumet teşkili büyük zorluklara tesadüf etti. Yeni kabinenin teşkilinde çekilen en büyük zorluk orduyu tatmin edecek a damların bulunması müşkülâtı idi. Bidayette kabinenin teşkiline âyan meclisi reisi Prens Kovoe memur edilmişti. Bu zat Japonyada İmparator hanedanından sonra en ziyade muhterem ve hatta mukaddes sayılan bir hanedana mensub olması ve uzun müddet parlamentonun yüksek meclisini ve saraydaki toplantılan idare eylemesi dolayısile memleketin en nüfuzlu ve en yüksek mevkili adamıdır. Soruyoruz! Dilencilik yasak mı, değil mi? Müşahhas eşyada renk, eb'ad, sıklet gibi vasıflar vardır. Bir şey ya beyaz olur, ya siyah. Ya yeşil olur, ya mavi. Gene bir şey ya kahn o ı lur, ya ince. Buna mukabil manevî ı kıymetlerde de maddî eşya gibi l bazı vasıflar bulunur: Bir adam ya (| iyidir, ya fena. Bir manzara ya güzeldir, ya çirkin. Kanun denüen ve hem mücerred, hem müşahhas olmak1 haysiyetile cemiyet hayatı üzerinde her varlıktan daha kuvvetli te ' sirler yaşatan şey için ise yalnız bir ' vasıf tasavvur olunabilir: Varlık. ' Hiçbir kanun bazan var, bazan yok • gibi görünmez, görünemez. Kanun ( l ların emri de, nehyi de mutlaka yürür. Bugün yürüyen bir kanun em, ri yeni bir kanunla kudretini kaybetmedikçe yürümekten geri kalamaz. Halbuki İstanbulda dilenciliğin memnuiyeti hakkındaki kanunî hükümler, zaman zaman ve hatta sık sık hareketsiz kalıyor. Arasıra eski tabirle söyliyelim memurini aidesi hassasiyet gösteriyor, paçalan sıvıyor, şehrin en işlek cadde lerini işgal eden dilencileri toplu yor. O vakit anlıyoruz ki dilencilik yasaktır. Fakat bu faaliyet devri ansızın kapanıyor, caddeler gene dilenci a ( kını altmda kalıyor. Artık sun'î şe ( kilde çolaklaştırılmış kollann, ge ne sun'î olarak kötürümleştirilmiş ayaklann, sargılı gözlerin, çarpık l ağızlann vücude getirdiği müz'iç, yapışkan ve arsız çember içinde ( serbestçe yürümek imkânı kalmı '' yor. Bu vaziyette anlıyoruz ki di > lencilik yasak değildir. Lâkin yasak denilen kanunî hüküm, ikilik kabul etmiyeceğine göre, anlamak istiyoruz, dilencilik , yasak mıdır, değil midir? diye; Anatole France 22 Servet Yesarioğlu Icra dairelerine memur alınacak Adliye întihab Encümeni yakında toplanıyor Bundan bir müddet evvel Istanbul icra dairelerine otuz kadar stajyer alın mıştı. Fakat son zamanlarda bunlarm hepsi başka vazifelere tayin edilerek icra dairelerindeki alâkalan kesildiği için iş görmekte zorluk çekilmeğe başlanmıştır. Maamafih; birkaç gün evvel Ankaraya gitmiş olan îstanbul Müddeiumumisi Hikmet Adliye Vekâleti nezdinde te şebbüsat yaparak icra daireleri kadro suna hazirana kadar lüzumu derecesin de memurun ilâvesi hususunda Vekâle tin muvafakatini almıştır. Adliye intihab encümeni yakında toplanarak bu memurları tayin edecektir. Henüz dinlediğiniz Galyon mükâleme sinde ise güzellik azdır amma hakikat çoktur. Jozefen Lökler: Bunu inkâr etmiyorum, dedi, bu mükâlemelerde düşünen ve söyliyenler, hakikaten düşünmeleri ve söyiemeleri lâzım gelen şekilde söylüyorlar, fikirleri de zamanlarının fikirleridir. Zannıma ka* lırsa, bu eserin kıymeti de buradadır, bunun içindir ki ben de tarihî bir metne istinad eder gibi istidlâllerde bulunuyorum. Lanjöliye: Bunda isabet etmişsiniz, diye cevab verdi, bu esere, istişhada mezun kılmıyacağım hiçbir şey koymadım. Jozefen Lökler devam etti: Çok âlâ, demek ki şimdi biz, bir Yunanlı filozofla bir takun Romalı âlimlerin hep bir arada vatanlannın, beşerin, arzm mukadderatını konuştuklannı, Jüpiterin varisinin adını bulmağa çalıştıklarını dinledik. Tam bu araştırma sırasmda, yeni ilâhm havarisi karşılanna çıkıyor, halbuki onlar bunu tahkir ediyorlar. İşte bunda basiretsizlik ettiklerini, tanımağa çok tehalük gösterdikleri şeyi öğretecek yegâne fırsatı, kendi hatalarile kaçırdıklannı söylüyorum. Nikol Lanjöliye cevaben dedi ki: Aziz dostum, siz Galyonun, becerebilseydi Sen Poldan istikbalin sırrını kapacağını ve elde edeceğini âşikâr görüyorsunuz. Belki zihne ilk gelen mütalea da budur ve birçoklan da bu fikirde bulunmuşlardır. Renan, Galyon ile Sen Pol arasındaki o garib mükâlemeyi (havarilerin ef al) inden naklettikten sonra, Prokonsülün, divanına getirilen Tarsuslu Yahudi hakkında hissettiği istihkarda, dar ve hafif bir zihniyet nişanesi görmekten hâli kalmamış ve Romalılann kötii felsefesine acınmak fırsahnı bulmuştur. Derki: «Zarif ve ince fikir sahibi adamlar bazan nekadar az basiret gösteriyorlar. Daha sonra o menfur râfizilerin kavgalan asrın en büyük isi oldu». Renan, Akai Prokonsülünün, cihanda hazırlanmakta olan manevî ve fikrî ihtilâlden, filhal haberdar olmak, ve insanlığın istikbal sırrına önceden nüfuz etmek için, bu dokumacıyı dinlemesi kâfi olduğunu zannediyor. tlk nazarda herkes te böyle düşünür. Maahaza buna karar vermek için işe biraz yakından bakalım ve bunlar birbirlerinden ne bekliyorlardı? Hangisi daha iyi bir kâhindir? Onu görelim. Evvelâ, Galyon, Neronun filozof bir İmparator olacagını ve memleketi (Stoîciens) lerin ahlâk kaidelerine tevfikan idare edeceğini ve insanlığa saadet eriştireceğini zannediyordu. Halbuki bunda aldanıyordu ve hatasımn delilleri de pek vazihtir. Kardeşi Senek, Agripinin oğlunun hocası ve mürebbisiydi; yeğeni küçük Lüken, genc prensle lâübali yaşıyordu. Ailesinin menfaati de, şahsî menfaati de, Neronun, talibine bağlamıştı. Neronun mükemmel bir împarator olacagını zannediyordu, çünkü böyle olmasmı istiyordu. Hata, düsünüş noksanından ziyade seciye zâfmdan ileri geliyordu. Bundan baska Neron o vakit pür halâvet ve şirin bir delikanlıydı; saltanatmm ilk seneleri de filozofların ümidlerini tekzib etmiyecekti. Ikincisi, Galyon (Parthes) Partlar cezalandırıldıktan sonra cihanda sulh hükümran olacağma inanıyordu. Arzın hakikî eb'adını bilmediği için aldanıyordu. Ve haksız olarak (Orbis Romanus) ün bütün yeryüzüne yayıldığmı, iskân kabiliyeti olan yerlerin, Roma Kartallarının eriştiği kızgın veya buzlu sahillerde, nehirlerde ve dağlarda, kumlarda ve çöllerde nihayet bulunduğuna ve Jermenlerle Partların cihanın nihaî sınırlannda sakin olduklannı zannediyordu. Bütün Romalılara şamil olan bu hatanın göz yaşlanna ve kana mal olduğu malumdur. Üçüncüsü, Galyon kâhinlere inanarak Romanm ebediyetine kail olmuştu. Onun kehanetini dar ve harfiyyen kabul edersek, aldanıyordu. Eğer Romanm, Kayser ve Trayan Romasınm bizlere âdetlerini ve kanunlarını naklettiğini, ve bugünkü medeniyetin Roma medeniyetinden doğduğunu düşünürsek, aldanmıyordu. İşte şimdi şu bulunduğumuz yüce meydanda, eski Romalılann nutuk irad ettikleri kürsüde, Âyan Meclisinde cihanın talihi müzakere edildi ve kararlaştınldı ve hâlen kavimlere muhteva olan şekil orada tasavvur olundu. Ilim ve fennimiz Romanm bize naklettiği Yunanî ilim ve fenlere müsteniddir. Eski düşüncelerin 15 inci asırda îtalyada ve 16 ncı asırda Fransa ve Almanyada tekrar canlanmasile, Avrupa, ilim ve hikmet sahasında yeni bir nevzad olarak atıldı. Akai Prokonsülü aldanmıyordu. Roma ölmemiştir ve hâlâ bizlerde yaşıyor. Galyonun felsefî fikirierini mülâhaza edelım. Şüphesizdır ki onun fiziği çok kuvvetli değıldi ve tabiî hâdiseleri kâfi bir vüzuh ve kat'iyyetle tefsir edemiyordu. Hele metafizik hakkındaki bilgisi bir Romalı gibi incelıkten mahrumdu. Esasen felsefeye ancak, müfid olduğu için, hürmet ediyor ve bilhassa ahlâkî meselelere ehemmiyet veriyordu. Onun nutuklarını buraya naklederken olduğu gibi ifade ettim. Ne güzelleştirdim, ne de bozdum. Onu ciddî ve orta derecede ve Çiçeronun oldukça iyi bir şakirdi olarak gösterdim. İşittiniz ya (Stoîcien) Stoısiyen içtihadlannı millî dinle telife çabalarken ne zayıf deliller göstermiştir. llâhlann mahiyeti hakkında nazariyeler serdederken, yegâne endişesi, iyi bir vatandas ve namuslu bir memur kalmaktan ibarettir. Maamafih o, gene düşünen ve muhakemeye muktedir bir adamdır. Varlığı idare eden kuvvetler hakkında edindiği fikir, esas itibarile aklî, fennî ve bu babda bizim edindiğimiz fikirlere muvafıktır. Gerçi muhibbi Apollodoreden iyi istidlâllerde bulunamaz, amma bugün üniversitemizde müstakil felsefe ve hiristiyan ruhiyatı öğreten müderrislerimizden daha aşağı muhakeme etmez. O fikir hürriyeti, zekâ resaneti itibarile muasırlarımıza benzer. Düşüncesi tabiî olarak bugün beşer fikrinin takib ettiği istika mette dönüp durur. Şu halde beşerin fikrî istikbalini tanımıyordu, dememeliyiz. J Fakat Prens ya şahsmın yahud ileride takib edeceği hath hareketin ordunun hoşuna gitmiyeceğmi düşündüğünden Ja ponya tarihinde emsali görülmemiş ve hareketi göze alarak kaŞEHİR İSLERt an'aneye zıd birimtina eylemiştir. Bundan bineyi teskilden sonra ötedenberi Hariciye Nazırlığında Maaşlan ücrete çevrilen bulunan M. Hirota yeni kabineyi teşkile memurlar ve ayni zamanda Hariciye Nezaretini de Belediyenin yeni sene bütçesıle ma uhdesinde bulundurmağa memur edilmişkine şubesi müdürünün ve maiyetindeki tir. mühendis ve memurların maaşlan ücret Bu hareket derin siyasî sebeblere istiolacaktır. Bütçeye müdür için 300, mü nad eder: Bugün Japonyada son derecehendisler irin 150 şer Iira konulmustur. ECNEBİ MEHAFİLDEde ehemmiyet verilen iki nokta vardır. Biri orduyu ve arkasmda bulunan köylüRomanyadan bir gazeteci yü memnun etmek ve ikincisi haricdeki devletleri, ve bilhassa İngiltere ve Amegrupu gelecek rika devletlerini kuşkulandırmadan idare Memleketimize elli kişilik bir Romanetmektir. Bu ikinci meselede M. Hirota yalı gazeteci kafilesi gelecektir. Romanyalı gazeteciler şehrimizi gez şimdiye kadar muvaffak olduğundan dadikten sonra Ankaraya gidecekler ve hilde gayet mergub bir dçvlet adamı samemleketimizde on beş gün kalacaklardır. yıldığı gibi haricde de muktedir ve muteBu müddet zarfında matbuat umum mü mer bir Japon diplomatı olarak tanınmışbr. dürlüğü kendilerini izaz edecektir, MÜZELERDE Hafriyata yeniden başlanacak Geçen yıl Sultanahmedde hafriyat yaparak Bizansa aid saraylann mozaiklerle süslü zinebni meydana çıkaran profesör Boxter nisan nihayetine doğru arkadaş larile birlikte şehrimize gelerek geçen yıl yarım kalan hafriyah tamamlıyacaktır. Saray zineti tamamen meydana çıkanlıp iş tamamlanınca bu saha çab ile örtüle rek bir meşher haline getirilecek ve mo zaikler olduğu gibi yerlerinde teşhir edi Soruyoruz! 16 mart ihtifali Bu seneki merasim çok parlak olacak Denizlide yoksul talebe menfaatine bir balo verildi Sen Pola gelince, o da âtiyi bildiriyordu, bunda şüphe yok amma, dünyanın sonunu ve bütün mevcud olan şeylerin alevler içinde mahvolacağını gözlerile göreceği zamanı bekliyordu. Galyonla diğer (Stoîcien) Stoisiyenler bu umumî iğtişaşı kabul etmekle beraber çok uzak bir istikbale atfediyorlar, bir taraftan da Imparatorluğun ebediyetini söyIeyip duruyorlardı. Pol ise bunu çok yakm zannederek, bu büyük güne hazırlanıyordu. tşte bunda aldanıyordu ve bu aldanışı, başlıbaşına, Galyonla dostlarınm düstükleri yanlış düşüncelerin topundan daha büyüktür, bunu siz de teslim edersiniz. Polün daha ağır bir hatası vardı ki, o da bu fevkalâde inanışı hiçbir tetkike, hiçbir muhakemeye istinad ettirmemesidir. O bilmiyordu ve bilgiyi de hor görüyordu. Kendini en bayağı mu cizat ve keramet işlerine vermiş, her türlü Cemiyet gelecek seneki toplantı için kültürden mahrumdu. Hakikaten, Pro ıkı meyzu seçmiştir. Bunlardan biri (Cükonsülün, havariden, hal ve gecmiş hakkında olduğu gibi gelecek hakkında da rümlerin mahiyeti), öbürü de (Talâk) bir isimden başka ögreneceği birşey yok meselesidir. tu. Polün, tsânın dininden oldugunu öğADLtYEDE rensede, bununla, az zaman sonra Po Iün ve ilk havarilerin fikirlerinden tamaMüddeiumumilik tahkikata men kendini ayırmıs olan hiristiyanlığm başladı istikbali hakkında, fazla birşey oğrenmiş Gazetemizin dünkü nüshasında Bos olmıyacaktı. (Arhası var) tancıda oturan okuyuculanmızdan Atıf Salihin bir icra işinden dolayı vâki olan şikâyetini yazmışnk. Bu yazı üzerine İstanbul Cumhuriyet Müddeiumumiliği bu işte mes'uliyeti görülenler hakkında derhal tahkikata başlamıştır. Müddeiu mumiliğin, vatandaşlann şikâyetlerine karşı gösterdiği bu hassasiyet şayanı takdirdir. Tramvay kazası tahkikaü Şişhanede vukua gelen son tramvay kazasında yaralananlann dün de Müd deiumumilik tarafından ifadelerinin almmasına devam edilmiştir. bütün ifadeler tamam olduktan sonra evrak mahkemeye sevkolunacaktır. ^ Denizli (Hususî) . Denizli merkez îlkmekteblerinde okuyan yoksul tale be menfaatine Esirgeme Kurumu ta rafından Halkevi salonunda bir balo verilmiştir. Baloya saylavlanmız ve bütün hü kumet erkânı, halk ve köylülerimiz dahi iştirak ederek o gece güzel ve eğlenceli dakikalar yaşamışlar ve ayni za manda yoksul çocuklara bu suretle yardımda bulunmuşlardır. Bu kurum şimdiye kadar iki yüze yakın talebeyi giydirmiş ve gün geçtikçe halkı mızın önemli yardımlarile daha fazla yardım etmekte bulunmuştur. Gönderdiğim resim giydirilen yavrulan göstermektedir. Asker elbisesile dolaşan kadm Timarhaneye götürüldü Bir takım garib; garib kıyafetlerle sokaklarda dolaşmağı itiyad edinen Fatma isminde bir kadının dün de asker elbise sile gezmekte olduğu görülerek yakalanmış; Müddeiumumiliğe gönderilmiştir. Bu kadının yapılan muayenesinde ak lında noksan olduğu anlaşılmış; Emrazı Akliye hastanesine yatınlmıştır. \(l mart Istanbulun işgalinde şehid düİç Moğolistanın da kâmilen Japon iş şen kahraman askerlerimiz için her sene gal ve nüfuzu altına girmesine karşı yapılmakta olan ihtifal bu sene daha büyük mikyasta icra edilecektir. Bunun için Şirketi Hayriyenin tamir edilen haricde bir sızıltı çıkmamasinı gene o temin etmişti. Talebe Birliği ve Halkevi büyük terti vapurlan Tokyodaki isyan üzerine hükumetin tabat almıştır. Şirketihayriye tarafından bir müddetmamile ordunun eline geçerek Japonyanın Büyük bir kafile halinde Eyübe gidi tenberi tamir edilen 72 numaralı vapur lerek aziz şehidlerin mezarlan ziyaret e kızaktan inmiş ve seferlere başlamıştır. bilâteemmül dört bir tarafa hamle edeceği tahmin edilerek Asya kıt'ası ve Büyük dilecek, hatıralan taziz olunacakbr. Vapurun tamirden sonra sürati 11,10/8 Okyanusla alâkadar bütün devletler telâHalkevinin daveti mili bulmuştur. şa düşmüslerdi. Bu hal karşısmda devletIstanbul Halkevieri adına Şehremini Şirket bu vapurun eşi olan 73 numaraleri teskin etmek ve Japon ordusunun eHalkevınden: yı da ayni şekilde tamire başlamışhr. 73 Bu sene yapılacak 16 mart şehidleri numaranın da boyu 2,5 metro uzıyacak sas hedeflere yürümesini ortahğı velveleye ihtifali için geçen senelerde olduğu gibi tır. Boyu uzanlan bu vapurların tamir vermeksizin temin etmek için kabinenin hususî vapur kaldınlmıyacaktır. Kendi den sonra süratleri artmakta, bu sebeble başında haricde büyük ve itimad sahibi lerine bir kolaylık olmak üzere saym yurd sefer müddetleri kısalmaktadır. 72 numa bir diplomatın bulunması icab etmiştir. daşlanmızm saat 12,10 12.40 14,20 ra seferlerini beşer dakika evvel yapmakOrdunun başlıca talebleri kendisine de Köprüden Eyübe kalkan vapurlarla tadır. 73 numaralı vapurun tamiri de bit kâfi derecede tahsisat temini ve ordunun gitmeleri temin edilmiştir. Herkes elinde tikten sonra seyrüsefer programlannda belkemiği olan köylülerin memnun edil ki davetiye ile bu vapurlann herhangi kazanılan zaman nisbetinde tadilât ya mesidir. Bunun için ordu yeni kabineye birile parasız gidecek ve dönebilecektir. pılacak, bu postalann sefer müddetleri bu talebleri yerine getirebileceğine emin Talebe Birliğinin daveti bulunduğu devlet adamlarının girmesinde kısaltılacaktır. Millî Türk Talebe Birliği genel sek ayak MÜTEFERRÎK erkânıdiremiştir. Yeni kabinenin başlıca reterliğinden: ordu ve donanma mümessillerile 16 mart Şehidler ihtifali için Millî mütehassıs zevattan mürekkebdir. On bir Sipahî Ocağında yapılacak Türk Talebe Birliği bütün yüksek tah azası bulunan yejji kabinede siyasî partiıslahat sil talebesini Eyübe çağınr. Köprüden' lere mensub yalnız dört kişi vardır. BunBaşbakan îsmet Inönünün irşadlan ü lara da ikinci derecedeki vazifeler verilsaat 13, 14, 14,20, 14,30 da kalkacak olan vapurlar davetlileri Eyübe götüre zerine Sipahi Ocağmda büyük mikyasta miştir. Yeni kabinenin tayininde parla • ıslahat ve tesisata başlanmıştır. Kulüb mento ve siyasî partiler hiçe sayılmış ve cektir. ilk iş olarak manej mahallerini yeniden yalnız haricî politika ihtiyac ve manevraÜNİVERSİTEDE tanzim etmeğe ve maniaları da son sistem ları ve ordunun talebleri gözönünde hırulbir hale koymağa karar vermiştir. mustur. Bundan sonra Japonya askerî ve îkhsad konf eransları Şimdiki halde manej mahallinin yağ siyasî yeni teşebbüslerinde çok mücehhez Istanbul Üniversitesi iktısad ve Içti mur yağdığı zaman çok çamur yapan olarak hareket edebilecektir. maiyat Enstitüsünün komün bilgilerine topraklan değiştirilmekte, yeni toprak geMUHARREM FEYZİ TOGAY dair tertib ettiği konferanslardan, 1 tirtilmektedir. Kulübün manej sahası geKomün maliyesinin esaslan: Ord. Prof. nişletilecek, şimdiki manialara ilâveten Neumark; martın 10 uncu günü, 2 sulu manialar vücude getirilecektir. Udî Nevres konseri Türkiyede komün maliyesi; Prof. Dr. POLÎSTE Şark musikisinin üstadlanndan udî Omer Celâl; martın 13 üncü günü saat ]7 de Üniversite merkez binası Hukuk ABKADAŞINI DÖVDÜ, SONRA DA Nevres tarafından yarın akşam saat 9 da Fakültesi salonlannda verilecektir. YARALADI Feriköyünde Felâket Şehir tiyatrosunda bir konser verilecek DEMİRYOLLARDA sokağmda oturan Abdullah isminde bi nr. Konsere Münir Nurettin, Nuri Ha ^ risi ayni mahallede oturan arkadaşı lil, Tanburî Refik, Fahire de iştirak eŞark şimendiferlerinde yapıla Mustafa ile sokakta kavga etmiştir. deceklerdir. Bu konser içb çok zengin Kavga dövüşle başlamış, cinayetle necak tenzilât bir program hazırlanmıştır. Şark musiki * Münihte geçen ayın on birinde Avnı ticelenmiştir. Abdullah, arkadaşını bir sinin hemen bütün fasıllanndan münte * pa demiryollan mümessilleri bir toplanh müddet dövdükten sonra tabanca ile yapmışlar ve demiryolile yaş meyva, ateş ederek ağır surette yaralamış ve hab parçalar almmışhr. fmdık, tütün, yumurta ve yaş sebze nak kaçmıştır. Yaralı hastaneye kaldırıl Iiyatında yüzde kırka kadar tenzilât ya mıştır. pılmasına karar vermişlerdir. Bu toplanKAYIB ÇOCUK BTJLUNDU Kü tıya Şark Demiryollan kumpanyasmın çükpazarda Leblebici sokağında 23 saNüshası S Kuntftnr da bir mümessili iştirak etmiş ve mukar yılı evde oturan Cemalin 10 yaşındaki reratı kabul etmiştir. Bu mukarrerat Şark kızı Fatmanm bundan üç hafta evvel JTurkiye Maric Demiryollannm Paris merkezi tarafra kaybolduğunu yazmıştık. Ailesinin podan da kabul edildiği takdirde mevkii lise müracaati üzerine çocuk aranmağa Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. meriyete girecektir. Tenzilâtın umumî başlanmıştı. Altı aylık 750 1450 miktan yüzde 30 ile 40 arasındadır. O vakittenberi kızı aramakla meşgul Oç aylık 400 800 Demiryollan ücretleri yüzde kırka ka bulunan ikinci şube memurları nihayet Bir ayhk 150 yoktıır dar indirilecek olursa deniz navlunlanna Fatmanm Pangaltıda bir evde hizmetçi müsavi değilse bile ona yakın bir sevi olarak kullanıldığmı anlamışlar ve dün çocuğu ailesine teslim etmişlerdir. yeye gelecektir. Hakikaten 1931 de Japon fırkalari cenubî Mançuriyi zapt ve istilâ ettikleri zaman bu yerlerde ve alelumum Uzak şarkta gayet büyük siyasî ve ikhsadî menfaatleri bulunan tngiltere ile Amerikanın müdahalede bulunmalanna mâni olan ve onları yatıştıran M. Hirota olmuştu. Cenubî Mançurinin işgalinden sonra simalî Mançuriye de Japon ordulan girip Sovyet hududlarına kadar bütün memleketi isgal etmeleri gailesi de M. Hiro tanın diplomasi mehareti sayesinde. atja tılmıstır. şeraiti» v» W»