25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 Mart 1936 CUMHURtYET Edebiyatımız ne halde? 16 mart iktifali Halkevi bir program hazırladı 16 mart şehidleri ihtifali bu sene de Eyübdeki Şehidlikte yapılacaktır. Bu hususta hazırlanan programa göre, ihtifale saat 15 te başlanacaktır. Evvelâ halk adına Umumî Meclisten bir aza, tstanbul Halkevi adına bir murahhas ve yüksek tahsil gencliği namı na Millî Türk Talebe Birliğinden bir genc birer söylev vereceklerdir. Söylevlerden sonra mızıka matem havası çalacak ve askerî kıt'alar şehidleri selânüıyacaktır. Bundan sonra geçid resmi yapılacak tır. O gün akşamı îstanbul Halkevlerinde 16 mart şehidleri hakkında birer kon ferans verilecektir. Falih Rıf kı bize Japon inkılâbını misal veriyor Millî eser mefhumunu maharetle tahlil eden üstad «Millinin terkibi karışıktır, ancak deha eserlerinde ayıklanabilir» diyor Büyük üstad Falih Rıfkı beni Caddebostanındaki güzel göşkünün, pencereleri Marmaraya açılan küçük yazı odasmda kabul ettiği zaman, kendisine ankctin mevzuu hakkında uzun uzun izahat vermek lâzım geleceğini zannediyordum. Fakat kendisini ziyaret edeceğimi evvelden bilen büyük edib bana: Anketinizi okudum, diyor. Ve hatta şöyle bir cevab da hazırladım. Evvelâ suallerinizi baştanaşağı okuyayım sonra da cevabımı dinlersiniz. Ve bir Cumhuriyet gazetesi alan üstad sualleri okumağa başlıyor: I. Bizde son inkılâbımızı evvelden bildiren bir edebiyat var mıdır? II. Son inkılâbımızın yetiştirdiği edibler var mıdır?... Bunlar kimlerdir?... III. Yeni ve eski Türk edebiyatınm üstadlan kimlerdir? Edib Falih Rtfkı IV. Yeni ve eski edebiyatta en beğenmediğiniz ve en manasız şahsiyet kim debiyat yüzde yüz takliddir. Tercüme * dir?.. lerin arkasmdan Japon adalannda, roV. Millî bir eserin vasfı ne olmalı mantik mekteb, natüralist mekteb, mistik mektebler çıktı. Bizde bu devrin taklid dır?.. tarafı değilse de, öğrenme tarafı eksiktir. VI. Millî bir romanın mutlaka ma hallî bir mevzuda olması şart mıdır?.. Bir Japon muharriri diyor ki: «İlk in VII. Sizce Türk edebiyatınm hangi kılâbcılar, sathî'ler peşinde koştular; asıl garb tefekkürünün cevherini aramadılar. eserleri milli.dir?.. Fakat böyle olmak zaruriydi.» VIII. Sizce yeni Türk edebiyatı beyDemek ki son medeniyet değiştirme nelmilel edebiyatta bir kıymet midir? hareketlerinin bazı mukadder'leri vardır. IX. Eski ve yeni Türk edebiyatında «Japonya'da üçüncü devir, yani ni bevnelmilel edebiyat âleminde yer tutuhayet garb âlemi içinde Japon yaratışı nabilecek olan eserler sizce hangi eser devridir ki yakın zamanlarda başlamış lerdir?.. « îşte sualleriniz. Ş™ 0 " ben de si hr. «Bîrincisî sualinizdeki edebiyal sözüze cevabımı vermeğe başhyayım. Fakat ben size aykırı bir yoldan cevab vermiye nü fikir hareketi tabirile değiştirmelisiniz. çalışacağım. Bir müddettenberi yeni Ja Osmanlı reforması, eski ve uzun bir fipon edebiyat ve politika tarihinî okuyo kir hazırlığı neticesi olduğuna şüphe yokrum. Biz Jaoonyada garblileşmek hare tur. Ancak bu hazırlıkta bulunanlann ketinin, 1853 te komodor Perry'nin ül tefekkür değerleri ne ise, Osmanlı inkıtimatomu ile başladığmı zannediyoruz. Iâblarının ve inkılâbcılarmın değeri de Halbuki Japonlar 17 nci asırda Çin odur. Bir meşrutiyet vatanperveri, NaHind medeniyeti âleminden aynlmıya mık KemaV'm şimdi beğenip okumadığıbaşlamıslardır. Tokyo'da şimdi bir ecne mız mısralarından başka neyin eseri o bi lisanlar mcktebi vardır ki eskiden labilir?. O posbıyıklı hamiyet'leri ve di«Barbar Kilablarmın Tetkikı Büıosu» lâcer'ltri gözönüne getiriyor musunuz?. idi. Japonlar Avrupalılara cenub barbar 2 Sayısız mecmualar ve birçok elan derlerdi. ser çıkıyor: Nekadar imza görüyorsunuz, Japon garblileşme tarihinin başlangıcı yarıdan fazlası yeni devirde yetişti. On4 mart 1771 dir. O gün, iki talebe, bir ların, Türk edebiyatında, üçüncü Japon cesedi bıçakla yararak, hakikatin Çin de devrini hazırlamalarını temenni ederim. ğil, fakat Holanda tıb kitablannda bu3 Eski edebiyatta, nesirde, vak'alundugunu ispat etmişlerdır. Osmanlılar nüvisleri ve şiirde, Nedimi ve Nailiyi sedahi, ilk adımda yalnız orduyu değil, viyorum. Yeni edebiyatta zevkim derin hendese ve tıbbı garblileştirmek istediler. bir değişikliğe ugramasaydı, Fikrete, Komodor Perry adalara yanaştığı va Halid Ziyaya bağlı kalacaktım. Onlara kit, Japonyada hüküm süren Soghun'lar, karşı minnetlerimi unutmam. Hiçbir iceride hazırlığı hemen hemen bir asır mektebe bağh olmıyan, fakat şüphesiz danberi devam eden bir fikir hareketinin kendisi bugünkü nesillerin zevk değişi de tazyikı altmdaydılar. Japonya'da minde pek derin bir tesir gösteren Yahya garblileşmek, Avrupa karşısmda müsta Kemali san'atkâr olarak ta tercih ede kil kalabilmek icin tek zaruret olarak ka rim. Yahya Kemal bir Türk garblisidir. bul edilmiştir. Yeni nizamcılarla Tan Biraz Osmanhya kaçarsa da, şimdilik en zimatçılar da bu fikirdeydi. Demek ki iyi rnı7/î*miz de odur. Japon ve Osmanlı Imparatorluklarında Yeni nesilden zevkle okunmak değeri bütün inkılâbların başlangıcı, eski me olanlar, hiçbir nesilde olmadığı kadar deniyet âleminden yeni medeniyet âle çokturlar. Aşın menfi hükümlerle ken rnine, birinde Arab Fars, ötekinde Çindimiz hakkında zulüm yapmaktayız. Hind kültür kaynaklanndan garb kül Kendi yaşıtlannın veya küçüklerinin şetür kaynaklanna dönmek olmuştur. Bu refini hatırlamamak için, meselâ Cenab dönüşte çesidler olarak mutlaka şiir ve Şehabedd'ırit neredeyse dâhi diyecek onesir çeşidleri diye anladığımız edebiyaIanlara, Hac A/e&fufc/an'ndan herhangi tın değil, fakat, mutlaka, fikir hareket birinin bir iki sahifesini okumıya tahamlerinin tesir yaptığını kabul etmek lâzımmül etmelerini tavsiye ederim. dır. Bu hareketler, o zamanki şartlan ve «Burada bir istıtradda bulunmak is karakterleri ne olursa olsun, bütün garbterim. Enternasyonal kıymette millî edelileşme ve kurtuluş davalannın şüphesiz biyat sözile acaba ne murad ediyoruz?. temelleridirler. «Japon inkılâbı üç devre aynlmıştır: Eski islâm medeniyeti âlemi içindeki Osİlk devir, 1868 ile 1877 arasında ma manlı tefekkür ve san'at eserine bakınız. ziye karşı, mazideki herşeye karşı derin Bu âlem içinde de bir umumi müşte bir ikrah ve tahrib hareketile geçti. On re&'ler, bir de hususî müşierek'ltı vardır. lann tanzimatçılan da büyük bir hızla Musiki ve edebiyatta umumî müş/ere&'leesvablannı ve âdetlerini değiştirdiler. ri kolayca buluruz. Fakat Nedim bir Akşam yemeklerinde smokin giydiler; Osmanlı millisi değil midir? Osmanlı maskeli balo verdiler; karısile suvareye Âyan azasından Abdülhamid Zühravi gelmiyen Japon'a bayağı şarklı gözile Arabdı, Bestekâr Nikogos Ağa ise Osbaktılar. Hatta birçoklan Avrupalıya manlı millisiydi. Bir kültür âlemi için benzemek için saçlannı kıvırttılar ve mavi deki iki türlü möşfere&'ten biri hepsine gözlü, kumral saçlı olmadıklanna esef et aiddir, öteki birine aiddir. îslâm edebi tiler. Bizde bunlann eşlerini ve benzerle yat enternasyonali içindeki Osmanlı milrini hatırlarsınız. Japonlann Abdullah lisinin değeri, birçok san'at kısımlannda Cevdet'leri bile var. Adı Yukichi Fu çok kuvvetliydi. kuzavna'dır. Bu muharrir Japon ırkmın beyaz ırktan aşağı olduğunu söyliyerek, Avrupa seviyesine erişmek için milletine kan aşısı yaptırmak fikrindeydi. Bu devirde edebiyat, daha fazla, politika hizmetindedir. Fransız hürriyetçilerinin fi kirlerini umumlaştırmak ve yerleştirmek için çalışıyor. Namık Kemal ve arkadaşlan gibi. Bizdeki fark, maziyi ikiye bölerek bir parçasma hayranlığı devam ettirmek, şarkla garb arasında bir uzlaşma yolu aramaktır. Bu uzlaşma hayalinden neden sonra vazgeçildiğini bilirsiniz. Japonlar ikinci devirde, var kuvvetlerile tercüme ve adaptasyonlara daldılar. E «Şimdi biz yeni bir medeniyetin umumî mü{terefc'lerini benimsiyoruz. Bir Rus, bir de tngiliz romanını okuyunuz, hatta bir Ingiliz, bir de Alman bahçesine bakınız; eğer benim gibi anlamıyor değilseniz, İtalyan ve Alman musikilerinden birer büyük eser dinleyiniz. Bunlar arasmda garbliyi yapan müşterek'lerlt milliyi yapan müşterek'len tahlil edebilir siniz. «Garbli Türk milletinin millî eseri de böyle olacaktır. Fakat bu esaslı ihtilâl devrinde millî üzerinde ince düşünmek lâzım gelir. Millileşen neler vardır ki onlan tasfiye etmek zoru altındayız. Re HALKEVtNDE Tiyatro şubesinin kongresi Eminönü Halkevi Cösterit şubesi azaları yıllık kongrelerini dün yapmişlardır. Yapılan yeni seçimde idare heyetine Refik Ahmed, Sadeddin, Niyazi ve îsmail Safa getirilmiş ve idare heyeti re isliğine doktor Celâl Tahsin intihab e dilmiştir. Hitler Rayiştağın tarihi 7 mart içtimaında nutkunu töylüyor Zehirli gazler hakkında konferans Dün Eminönü Halkevinde kimyager Necmeddin tarafından memur ve mual limlere zehirli gazler hakkında bir konferans verilmiştir. Q Berlin mektubu J Rayiştağda görülmemiş bir toplantı V/LÂYETTE Nüfus kütükleri yenilenecek Hükumet bu sene nüfus kütüklerini ıslaha kat'î surette karar vermiştir. Hazi randan sonra yapılacak nüfus yazımı için bir talimatname hazırlanmaktadır. Şimdiden köylerde tesis edilecek esas defterler hakkında vilâyete bir emir gönderilmiştir. Bu emre göre köy muhtarlan şimdiden birer kütük defteri tedarik ederek köy dekileri bu deftere yazdıktan sonra evvelki defter ile karşılaştıracak ve ona göre düzelteceklerdir. 936 senesinde yapılacak olan bu ya zrmda eski nüfus kâğıdlan tamamile or tadan kaldırılarak herkese yeni hüviyet Berlin 8 Herkes, şimdiye kadar cüzdanlan verilecektir. Rayiştağda dünkü celse ile kıyas edilebilecek bir toplantı yapılmamış olduğunu Bulgaristanda idam mahkumu söylemekte müttefiktir. Gece, vilâyetler zabitleri kurtarmak istiyorlar de bulunan meb'uslara haberler gonderüSofya 11 (Hususî muhabirimizden) miş, hepsi tayyarelerle Berline getîrilmiş Sofya divaniharbi tarafından idama tir. Gelen meb'uslar Tayyareciler evinde mahkum edilen miralay Damyen Vel toplanıyorlar, vaziyetten haberdar edili çefle binbaşı Stançefin idam ecazlan yorlardı. nın affı hakkında Kral nezdinde teşebAyni zamanda, yirmi kadar gazeteci, büsatta bulunulması için Başvekil Köse evlerinde uykudan uyandırılarak derhal Ivanofa Yugoslavyadaki birçok teşki lâtların imzalarını taşıyan bir rica mek Propaganda Nezaretinde bir salona götütubu gelmiştir. Bu mektubu kırktan faz rülmüş ve bir müddet haricle ihtilâttan la teşkilâtın reisi ve kâtibleri imzala menedilmiştir. Bundan sonra, kendileri, mıştır. Bunların başmda Belgraddaki buradan gene tayyare ile, muhtelif Ren Bulgar Yugoslav Dostluk cemiyeti gel şehirlerine nakledilmiş, asker kıt'alan bu mektedir. şehirlere girdikçe etrafa havadis gönder Mektubda miralay Velçefle binbaşı rnek üzere orada bırakılmışlardır. Stançef ve arkadaşlarının vatanperver Sabahleyin saat 10 da, Hitlerin, iki ve çok yüksek birer Bulgar olduklan, metro boyunda askerlerden mürekkeb oBulgar Yugoslav anlaşması için samimî surette çalıştıklan ve yegâne kaba lan şahsî muhafız bölüğü, içtimaın yapı hatlerinin de bu çalışma olduğu, eğer lacağı Ofera Kroll binası önünde mevzi kendileri idam edilirse Yugoslavya ef almışlardı. Meclis binası, yangından sonkâri umumiyesinde bu halin çok fena ra tamir edilmiş olmakla beraber, Hitler, tesir bırakacağı gibi Bulgar Yugoslav burayı yeni şeklile dahi kullanmaktan bir anlaşmasmm bundan müteessir olabile tiksinti duymaktadır. ceği yazılmaktadır. Celse tam saat on ikide, Goeringin, îsBulgar istikraz müzakereleri viçrede öldürülen Güstloffun hatırasını Sofya 11 (Hususî muhabirimizden) Bulgar istikrazlan hâmillerile cereyan taziz için söylediği birkaç cümle ile açıledecek müzakerelerde bulunmak üzere dı ve celsenin, nasıl bir celse olacağı derBulgar murahhas heyeti bugün Lon hal anlaşıldı. Güstloff ismi söylenir söy draya hareket etti. lenmez bütün meclis ayağa kalkmış, kol Bulgar murahhas heyeti, Bulgar Malar ileride, iki dakika kadar süren bir baliye Vekili, Devlet Borclan müdürü ve Bulgar Devlet Bankası umum müdü ğırtı etrafı çınlatmıştı. Bundan sonra Hitler söze başladı. ründen ibarettir. Boğazmdan hasta olduğuna dair ortaya çıkanlan şayialara reğmen, Hitler bir aksiyon da bir takma milli'ltrt dayan buçuk saat süren nutkunda en küçük bir maktadır. «Millî demagojisi Inkılâb Savaşında yorgunluk eseri bile göstermemiştir. en fazla dikkat edeceğuniz tehlikelerdenÇok çok bir veya iki defa hafifçe ök dir. Kemalizmin garblisi gibi, onun milsürmüştür. Gerçi, nutkunu söylediği müdlisinin de manzarası başka olacaktır. Acaba biz, maddî, manevî bütün müesseselerimizi yeniden yuğururken, yeni milli'yi de yaratmıya çalışmıyor muyuz? «Aft/ffnin terkibi karışıktır. Bu karışıklık ancak yüksek deha eserlerinde ayıklanabilir. «Deha eseri ne şuursuzca aksettiren bir ayna, ne de şuursuzca tekrar eden bir takliddir. Deha eseri içinde doğduğu, muhit, hayat ve kültür hususiyetlerinin tesiri altında kaldığı kadar, şüphesiz daha fazla, muhit, hayat ve kültür şartları üzerinde tesir de yapar. Cemiyetleri değiştiren ihtilâller, fikir hareketlerinin e serleridirler. Değişen bir cemiyette millî, nasıl dimdik, ayni vasıf ve kıymette kalabilir? Hitler, ordunun Rene girdiğini söylediği vakit Meclis dansediyordu! «Fransanın yarın bolşevik olup olmıyacağını bilemiyorum» diyen Hitler bu heyecanh manzarayı gözlerinde iki damla yaşla seyrediyordu Berlin 918 denberi ilk defa nefes almış gibiydi detçe sık sık istirahat etmek fırsatını buluyordu. Çünkü, her dakika sözü yanda kesiliyor, hiçbir manası olmıyan, sadece sevincden coşmuş bir meclisin şuursuz, derin duygulannı ifade eden bağırmalarla susmağa mecbur oluyordu. Tek kütle halinde ayağa kalkan bütün bu insanlar, ayni hareketle ileri doğru uzanan bu eller, ayni ahenkle bağıran bu sesler, bütün bu manzara o kadar yekvücud olarak yapılıyordu ki, bu görülmemiş, işitilmemiş içtimaın bütün teferrüatı, önceden tesbit ve tanzim edilmiş sanılırdı. Dışanda, nutku radyoda dinliyen on binlerce halkın gürültüsü ve heyecanı, meclistekinden farksızdı. Celsenin sonunda, Goebbels, şehrin donatılmasını emretti. Birkaç dakika içinde, her pencerede gamalı haç bayraklan göründü. Bundan sonra, muazzam bir kalabalık, Başvekâlet binasının önüne giderek Hitleri görmek istediler. Hitler bir müddet görünmedi, fakat alkışlar gitgide daha coştuğu için nihayet balkona çıktı. Çehresinde memnuniyet alâmetleri görülüyor, gözleri birat evvel mec • liste olduğu gibi parlıyordu. Bu hal saat dokuza kadar devam etti. Dokuzdan sonra, o günkü hâdiselerin hepsi gibi harikulâde bir fener alayı ter • tib edildi. Toplantı yeri Tiergarten idi. Alayın başında, on ikişer kişilik dizilet halinde Hitlerin muhafızlan gidiyor, arkadan, ellerinde meşalelerle ahali geli • yordu. Bir ağızdan söylenen vatan marşları, arasıra: «Yaşasm bizi askerlerimize kavuşturan Hitler!» avazesile kesiliyordu. \ Ayni zamanda, o sabah Ren mınta kasma gönderilen yirmi gazetecinin muhtelif şehirlerden askerlerin girdiğine dair verdikleri haberler radyo ile neşredili m yordu. Berlinde oturan bir dostum, Almanlann böyle müşterek heyecan buhranlan göstermesine çok alışık olduğu halde, asla buna benzer bir hal görmediğini söylüyordu. Hitler, Fransanm Sovyetlerle yaptığı anlaşmadan bahsettiği zaman meclisin coşkunluğu son haddini bulmuştu. Fakat, Hitler şu tarihî cümleyi söylediği zaman, bütün meclis ayağa kalkmış ve bitmez tükenmez bir yaygara koparmıştı: «Fransanm, yann bolşevikleşmiş olup olmıyacağını bilemiyorum.» Lâkin, Hitler, o anda Alman asker lerinin Rendeki mevzilerini işgal etmek te bulunduklannı söylediği zaman, o vakte kadar görülen manzaraları pek geride bırakan, tarife sığmaz bir hal cereBerlin, bütün gece bu şarkılar, btı yan etti. Bağırmalara, yaygaralara, artık tepinmeler de inzimam etmiş, bütün meşale alevleri ve hep birden çalan yirmî| meclis dans eder gibi bir hal almıştı. tane orkestranın gürültülerile doldu Hitler o dakikanm ehemmiyetini ta ancak, şafak sökerken, gürültüden mamen müdrik ve Alman ruhunun en ışıktan sarhoş bir halde uykuya daldu| samimî duygulanna tercüman olmakla Bütün bugün ve gece zarfında, tek fal* bahtiyar dinliyor, bu manzarayı seyTe so olmamış, müşterek bir heyecanda diyordu. Sararmış, mütekallis çehresi, başka birşey görülmemiştir. hissiyabnı tamamile belli ediyordu. HatSanki, muazzam Berlin şehri, 1911 ta, bir aralık, gözlerinde iki damla yaş denberi ilk defa ol&rak serbest nefes belirdi. lıyordu. SUAD DERV1Ş [Cumhuriyet Ustadın ce vabı uzun olduğu için ikiye ayırmağa mecbur olduk. Bu parça kadar enteresan olan ikinci kıs mı da yarın neşredeceğiz.] Hitler 7 mart içtimaım açmak üzere Rayiftaga giderken
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear