08 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET 28 Şubat 1936 BEYAZ TAŞ to Yazan: riLj üZER 10 ( Şehir ve Memleket Haberleni Çeviren: Siyasî icmal Japonyadaki hâdiseler Anatole France Servet Yesarioğlu Denizyollarının alacağı vapurlar Bayram ertesi teklifler tetkik edilecek Denizyollan idaresince Avrupada yaptırılacak olan yeni posta vapurlanna aid teklif mektublannın arkası alınmıştır. Şimdiye kadar, yirmi dört şantiyeden proje, plân ve şartname gönderilmiştir. Bayramertesi mütehassıslardan mürekkeb bir komisyon Denizyollan idaresinde toplanarak bu teklif mektublarına aid mühürlü zarflan açacak ve bunlann tetkikine başlıyacaktır. Gemilerin ısmarlanması işi hayli ge ciktiğinden teklif projelerinin Istanbul ve Ankarada ayn ayn tetkikten geçirilme sinden sarfınazar edilmiştir. Bayramdan sonra Iktısad Vekâleti mütehassıslarile Denizyollan fen memurlan müştereken çahşarak teklifleri tasnif edecekler, ve en müsaid şartlar taşıyan teklifleri seçecek lerdir. Komisyonda çalışacaklara tebli • gat yapılmıştır. x Komisyonun mesaisi bir raporU îkhsad Vekâletine bildirilecek ve keyfiyet hükumetçe tasvib edildikten sonra der hal sipariş verilecektir. İT^^ıTdeğîfmiT^i Böyle emlâk satışı olur mu? Son zamanlarda emlâki milliye idarelerile Gayrimübadiller komisyonu satışa mühim miktarda mal çıkarmakta ve bunlann satılacağmı gazetelerde ilân etmektedirler. Alâkadarlann iddialanna göre satış ilânlarında gösterilen adreslerle ev veya arsanın bulunduğu mahal pek tetabuk etmemekte, bu yüzden bazı mallann kıymeti daha yüksek olduğu halde ucuza satılmasına sebebiyet verilmektedir. Hatta bazan bir binanın içinde bulunanlar onu satm al mağı düşünürlerken bilâhare satıldı* ğını öğrenmektedirler. İlân edilen adreslerin bu kadar kısa olması doğ* ru olmadığı gibi satılan malın bulunduğu yere o malın emlâki milliye veya herhangi bir idare tarafından satıldığına dair bir levha veya bir kâğıd konulması da lâzımdır. Şehir Meclisinde Valinin izahati Çöpler toplanıp gübre haline getirilecek Şehir Meclisi dün, ikmci reis vekili Necib Serdengeçtinin başkanlığında toplanmıştır. Bütçenin 114 üncü maddesin den Çubuklu gaz depolan inşaat ve daimî masrafına on bin liranın nakline, Kadı köyünde Zühtüpaşa mahallesinin, Rüştiye sokağında çarşamba günleri pazar kurulmasına, bütçenin ikinci faslının, birinci ihtiyat tahsisatı maddesinden 1000 liranm 199 uncu faslın birinci maddesine münakalesinin uygun görüldüğüne, Heybeliadada ikişer halâ yaptınlması için lâzım olan on bir bin beş yüz liranm kanalizasyon tahsisatından sarfedilmesine, bütçenin tephirhaneler maddesinden 600 liranın, tenvir ve teshin maddesine münakalesine, Beyazıd kulesi bekçisi Şükrüden kalan maaşın Üsküdar itfaiye grupu muavinlerinden Yavere tahsis edilmesine dair olan mazbatalar kabul edildikten sonra gelecek seneler bütçesindeki tahsisatlanna istinaden taahhüdata girişilecek işler için, şimdiden müsaade verilmesine dair Bütçe Encümeni mazbatası okunmuştur. Bu mazbatanm okunmasından sonra Vali Muhiddin Üstündag demiştir ki: J Ve şekilleri de herhalde insanî. Zira kendileri daima bizlere insan şeklinde görü nüyorlar. Uyuduğumuz zaman da tıya nıkken de, onlan hep böyle görüyoruz. Apollodore: Mademki ilâhlar insanlardan ev vel mevcuddular, o halde insanlar ilâhların şeklinj almışlardır, demek daha doğrudur, dedi. Lolyüs, devam etti: Aziz Apollodore, Diana evvelâ bir ağac şeklinde tapıldığını, ve büyük ilâhların işlenmemiş taş suretinde zahir olduklannı unutuyorsunuz. (Cybele) Sibel bir kadın gibi iki meme ile değil, dişi köpek veya dişi domuz gibi birçok memelerle temsil edilmiştir. Güneş bir ilâhtır, Iâkin çok sıcak olduğundan, insan şeklini almamış, yuvarlak bir şekil al mıştır, o toparlak bir ilâhtır. Aneüs Mela bu akademik istihzalan hoş görücü bir ademitasvible karşıladı, ve dedi ki: İlâhlara dair söylenen ve rivayet olunan şeyleri harfi harfine almamalı. Avam buğdaya seres, şaraba baküs der. Lâkin yediği ve içtiği şeyin bir ilâh ol duğuna inanacak kadar deli bir adam tasavvur edilir mi? îlâhî mahiyeti daha iyi tanıyalım. ilâhlar tabiatin mütenevvi parçalandır, bunların hepsi bir tek ilâh olarak birbirlerine kanşırlar ki bu da bütün tabiatin ta kendisidir. Prokonsül kardeşinin sözlerini tasvib etti. Ciddî bir lisanla, üluhiyetin vasıf lannı tarife kalkıştı: Allah kâinatın bütün cüzülerine sâri bir ruhtur ki kâinata hareket ve hayat verir. Bu ruh, bu san'atkârane alev, âtıl olan maddeye nüfuzla kâinata vü * cud vermiştir. Onu idare ve muhafaza eder. Fail sebeb olan üluhiyet, cevheri itibarile hayırdır. Kullandığı madde ise âhl ve münfaildir, parçalanndan birçoklan şerdir. Allah onun mahiyetini de ğiştirememiştir. Âlemdeki şer menşeini işte bu izah eder. Ruhlarımız da bu ilâhî ateşin parçalandır ki günün birinde onun içinde nabedid olacaklardır. Binaenaleyh Allah bizdedir ve bilhassa, ruhu kesif madde ile tıkanmış olmıyan faziletli insanlarda bulunur. ilâh kendisinde bulunan o âkil, ilâh ile müsavidir. O, ilâha niyaz etmekle değil ona muhteva olmakla mükelleftir. Hem, ilâha dua ve niyaz etmek ne cinnettir! Dileklerimizi ona tevcih etmek ne küfürdür! Bu hal, on daki zekâyı tenvir etmek, onun kalbini değiştirmek, ona hatasını bizzat tashih ettirmek mümkün olduğuna inanmaktır. Bu, onun değişmez aklü hikmetini idare eden lüzumu inkâr ebnektir. O kadere tâbidir. Daha doğrusunu söyliyeyim: O bizzat kaderdir. Onun iradeleri, kendi nin de, bizim gibi, tâbi bulunduğu ka nunlardır. O bir kere emreder, daima itaat eder. Tebaiyetinde hür ve kadirdir. o bizzat kendine itaat ve tebaiyet eder. Âlemin bütün hâdiseleri onun ezelî ve hâkim maksadlarının husulüdür. Onun bizzat kendisine karşı da kudretsizliği lâyetenahidir. Dinliyenler Galyonu alkışladılar. Lâkin Apollodore bazı ihtirazî kayıdlar serdetmek için ondan müsaade aldı: Ey Galyon, Jüpiterin zaruretc tabi ve muti olduğuna inanmakta haklısın, ve ben de senin gibi djyorum ki zaruret lâyemut ilâhların birincisidir. Lâkin bilhassa kuvvet ve devam itibarile senin takdire şayan olan ilâhın, âlemi yarattığı nankör ve asi bir maddeden başka birşey bulamadı ve bu madde işçiye hiyanet etti. Uğradığı nankörlükten dolayı, ona acımaktan kendimi alamıyorum. Atina çömlekçileri ondan daha bahtiyardırlar, onlar, vazolannı yapmak için, her şekle uyan ve verdikleri şekli kolayca muhafaza eden toprağı her vakit bulabilirler. Onların iki kulplu testileri ve kupalan, hoşa giden bir şekildedir. Ne güzel yuvarlaklıklan vardır, ressamlar bunlann üstüne, meselâ eşeğine binmiş ihtiyar (Silen) i, (Afrodit) in ve (afif amazonlann) tuvale tini tasvir eden güzel resimleri ne kolay yaparlar. Ey Galyon, ilâhının Atina çömlekçilerinden daha az bahtiyar ol ması, ondaki hikmet yoksulluğundan ve kendisinin iyi bir san'atkâr olmayışından ileri gelmiştir. Bulduğu madde mükem mel değildi. Amma senin de teslim ettiğin veçhile bu madde hertürlü nafî hassalardan da mahrum değildi. Tam iyi veya tam fena hiçbir şey yoktur. Bir iş için fena olan birşey diğer bir iş için iyidir. Eğer iki kulplu Yunan testilerini imale yanyan toprağa zeytin dikmeğe kalkarsak zamanımızı beyhude kaybetmiş ve zahmete girmiş oluruz. Pallasın ağacı, galib gelen pehlivanlarımızın utanç ve gururla kızararak aldıklan güzel vazolann, yapıldığı ince ve saf toprakta bitmez. Bana öyle geliyor ki, senin ilâhın, âlemi, o işe mahsus olmıyan bir maddeden yapmakla, kahb yapılmağa yanyan toprağa ağac diken (Megare) Megar bağcısı nın; veya sapsan üzüm salkımlarını besliyen taşlı toprağı, iki kulplu Yunan testisi yapmak için kullanan porsölencilerin düşeceği hataya düşmüş oluyor. Senin ilâhın kâinatı yoptı. Yaptı amma, malzemesini lâyıkı veçhile kullanabilmek için, onunla başka birşey yapmalıydı. Ma demki, senin de iddia ettiğin gibi, kul landığı cevher, ataleti veya diğer kötü vasıflan hasebile ona isyan etti, o cevheri yaramıyacağı bir işe hasretmekten, ve, maruf tabirile, yayını serviden kes mekten çekinmeli değil miydi? San'at, çok yapmak değil, iyi yapmaktır. Niçin az ve fakat iyi iş yapmakla, meselâ, bir balık, bir sinek, bir damla su yaratmakla iktifa etmedi? ' \ \ \ i Dogra degil mi? Sanayi U. Müdürü SOSYETELERDE tetkikat yapıyor Birçok fabrikatörlerin mütaleasını aldı Halic şirketi memurlan haklannı istiyor Eski Halic şirketi memurlarından olup açıkta kalan on altı memur, Belediyenin muvakkat işletme heyeti tarafından kendilerine bir vazife verilemiyeceğini öğ rendiklerinden tekrar eski şirket idare heyetine baş vurmuşlar ve tazminat istemişlerdir. On altı memur, bu müracaat lan da bir netice vermezse haklarını mahkemede anyacaklardır. Bu memurlar eski şirketten tekaüd sandığında birikmiş olan haklannı da istemektedirler. îdare heyeti, şirketin hukukî vaziyeti belli olmadan açıkta kalan memurlar hakkmda bir karar ahnamıyacağı müta leasında bulunmaktadır. Valinin verdiği izahat (Arkan var) îki gundür şeh rimizde bulunan Sanayi umum müdürü Reşad. dün beraberinde Sana yi Müfettişi Daniş bulunduğu halde bazı fabrikaları gezerek tetkikat yapmıştır. Sanayi umum mC dürü, şehrimizdt muamele ve istih lâk vergileri ve bu vergilerin fabrika Sanayi Umum mülar üzerindeki tesir dürü Reşad ŞEHÎR ÎŞLERt leri hakkında tetkikat yapmaktadır. Belediye, malî sene başınm Bunun için Sanayi Birliğinde başlıca fabrikatorlann mütalealannı dinlemişdeğiştirilmesini istiyor tir. Fabrikatorlar iptidaî mevaddan sonBelediye, malî senenin ya kânunusa ra mamul meva<J(Jan da aiinan '""•"»«• ni, yahud marttan itibaren başlamasının le vergisinin fabrikaların ilerilemesi ikabulü için hükumet nezdinde teşebbü çin çok müşkül vaziyetler doğurduğu nu söylemişlerdir. satta bulunacaktır. Reşad, ayni zamanda Sanayi Birli Şehrin plânını yapacak müte ğinin daha faal bir şekle girebilmesini hükumet makinesi bakımından da fayhassıs geliyor dalı gördüğünden bu hususla da meş îstanbulun plânını yapacak olan M. gul olmaktadır. Sanayi Birliği bunun iProst nisanın ilk haftasmda şehrimize ge çin umumî müdürden, birliğin kanunî lecek ve münhasıran îstanbulun plânını bir şekle konulmasına delâletini iste yapmakla meşgul olacaktır. miştir. M. Prost gelmeden ve fikri alınma Umumî müdür şehrimizde bulundu dan Belediye, İshak Paşa arsası üzerinde ğu müddetçe fiat kontrolunun noksan '•na yapılmasına müsaade etmivecektir. sız yapılması için çok ehemmiyet veri VtLÂYETTE len yeni teşkilât işile bilhassa meşgul olacaktır. Mülkiye tayinleri Ankarada sanat hareketi Halkevi mensublarının eserlerile açılan resim sergiıi çok alâka ve takdir topladı Bırinci Umumî Müfettişlik başmüşa virliğine tayin edilen Dahiliye Vekâleti Mahallî İdareler Müdürü Nacinin yerine îskân Umum Müdürü Faikin tayin edileceği haber alınmıştır. Bir müddet evvel Vekâlet emrine alı nan Kırklareli Valisi Faikm yerine mülkiye müfettişi Abdullah Feyzinin tayini takarrür ettiği haber alınmiftır. Eski Vali Faik te Niğde valiliğine tayin edilecektir. ECNE Ji MEHAFÎtDE Röyter ajansı muhabirinin karısı da Habeşistana gidiyor Italyan Habeş harbini yakmdan ta kib etmek üzere Habeşistana giden Royter Ajansmın Istanbul muhabiri Cellins, kansını da Adisababaya çağırmıştır. Yabancı gazete ve ajans muhabirleri Habeş harbinin uzun süreceğine kanaat getir diklerinden ailelerini de Habeşistaıfa gotürmeŞe başlamıştar. « Böyle bir teklif yapmaktan mak sadımız, mühim olduğundan şüphe etmediğimiz üç işimizin biran evvel başanlmasıdır. Bunlardan birisi haldir. Burasmı daha müsmir bir hale koymak için nok sanlanmızı itmam etmek lâzımdır. Bundan başka deniz hamamlannda yapaca ğımız işler vardır. Deniz mevsimi geliyor. Enkaz halindeki soyunma yerlerinin, bir parça asrî bir hale sokulması lâzımdır. Üçüncüsü de çöp meselesidir. Çö'plerin imhası, Avrupada iki usulle yapılır. Bi rinci usul, dağlann ve yahud karşılıklı tepelerin arasına biriktirilen çoplerin üs tüne toprak atılarak çürütülür ve böylece gübre haline getirilir. İkinci usul; sureti mahsusada fırınlar yaptınlarak, bu fınnlarda çöpler yakılır. Tetkikat yaphrdık, bu fmnlann hazırlanması için 400 500 bin liraya ihtiyac vardır. Malî vaTİv^r. b» kadar bir parayı gözden çıkarmaklığımıza mânidir. Onun için fınn yaptırmaktan vazgeçmek mecburiyetindeyiz. Buna mukabil ikinci usulü tatbik ermeği faydalı buluyoruz. Bugüne kadar çoplerin toplanmasında ve imhasında kullandığımız vasıtalar ve tatbik ettiğimiz usuller ipti daidir. Bu işi asrî ve fennî bir şekle ifrağ etmeğe karar verdik. Frankfortta geçen se.ıe toplanan çöp kongresinden aldığı mız intıbalarla işe girişiyoruz. Bunun için de bazı vesait ve tesisat lâzımdır. Bunlan, bütçenin tatbikından evvel yapmak za rureti vardır. Yapılacak şeylerin bir kısmı bu seneki bütçeden, bir kısmı da gelecek seneki bütçeden sarfedilecektir. Fakat şimdiden bir takım taahhüdlere girişmek, siparişler yapmak zarureti olduğu için meclisinizden salâhiyet rica ediyorum.» Valinin izahatından sonra Galib Bahtiyar, şiddetli rüzgârlann tesirile, dağlar ve yahud tepeler arasında yakılacak olan bu çoplerin çürüyerek koku neşredecek lerini ve etrafın havasını bozacağını ileri sürerek meselenin bir de Srhhıye Encü meninde tetkikini istemistir. aponyada, Başvekille Malîye Nazınnın öldürülmesine ve diğer bazı Nazırlann ve en maruf devlet adamlannın ölümüne veya yaralanmasma sebeb olan son hâdise, bu memlekette mütemadiyen çalışmakta olan iki kuvvetli cereyanın tesadümünden çıkmış* tır. Her iki cereyanın taraftarlan vatanperverdir. Her iki cereyanın gayesi Ja ponyanın büyümesi ve onun himayesi ve rehberliği altında bütün Asyalı milletlerin mahkumiyet ve esaretten kurtulmasn dır. Fakat bu gayelerin istihsali hususundai takib olunacak yolun tayininde ve daha doğrusu bu yolda teenni ile mi yoksa acel* mi gidilmesi hususunda iki tarahn düşüa» celeri arasında derin fark vardır. Jauofl* yanm büyümesi ve Asyanm Avrupalı « lardan kurtulmasını temin için dayanılacak unsurlar ve kuvvetlerin intihabmdJ dahi büyük bir tezad mevcuddur. Şimdi bu fark ve tezadlan izah edelim: Japonyanm eski politikacılan, devlet adamlan ve bilhassa iktısadcıları bu devletin askerî, siyasî, diplomasi ve iktısadî ci* hetten tamamile hazırlanmamış olduğunu söylüyorlar. Bunlar ordu ve donanmaya hadden fazla tahsisat verilerek devlet bütçesinin ve memleketin iktısadî bünyesinin sarsılmasına taraftar değillerdir. Bunlara muhalif olan cereyanın arkasında ordu ve donanmanın genc zabitlerî bulunuyor. Japonyada zabit halk ile sıkı temastadır. Zabitler, ordunun temeli köylü evlâdı olduğundan köylülerin ve ziraatin sanayi ve maliye düşüncelerine feda edilmesine şiddetle aleyhtardırlar. Bu zabitlere göre, Japonya, siyasî, diplomasi ve iktısadî her noktayı düşünecek olsa ne kuvvetlenecek, ne genişliyecek, ne de Asyalı milletleri kurtaracaktır. Bunun için Japonya herşeyden evvef ordusunu ve donanmasını kuvvetlendirmeli ve askerî ve siyasî teşebbüslerinde zerre kadar tereddüd göstermiyerek işe başlama * Iıdır. Bu cereyanın başında bulunanlar çok azimkâr ve ciddî olduklanndan şimdiye kadar Japonyayı zaferden zafere sevkettiler. Bu cereyanın başındaki zabitler kıt'aIannı, Tokyodan emir almaksızm 1931, de Koradan Mançuriye sevkederek büyük kıt'ayı zapt vo Japonyanm kimayesi ~K...J« ...u«<.<.<>ııı mançuKo Imparatorlu* ğunu kurdular. Gene bu zabitler Iç Moğolistanı baştanbaşa istilâ ederek yeni bir Moğol Imparatorluğunun temelini attılar. Yüz milyon nüfuslu şimalî Çini, Japon • yanın askerî ve siyasî kontrolu altma alan gene bu zabitlerdir. Japonyaya müsavat hakkını tanmııyan Vaşington ve Londra deniz muahedelerini hükumete bozduran genc bahriye za» bitleridir. Londra deniz konferansından Japonyayı gene millî bir şeref saydığı müsavat meselesi yüzünden geri çeken gene bu cereyandır. Bu cereyan mensublari, Japonyanm Asyanın karasında ve deni« zinde kazandığı bu muvaffakiyetleri elinde tutabilmesi ve genişletilmesi için Sov yet Rusya ile biran evvel hesab gorülmesini istiyor ve bu maksadla hükumeti zorluyordu. Lâkin yeni yapılan intihabda meydan çok serbest bırakıldığından hükumet taraftarlannın kahir bir ekseriyet kazanamaması ve şimdiye kadar hiç ehemmiyetî olmıyan komünistlerin birdenbire parlamentoda nâzim olacak kadar meb'us çıkarması genc zabitler grupunu yese düşürmüştür. Bu zabitlerden çoğunun mensub bulunduğu hassa fırkalannm Mançuriye gitmek için emir almış olmalan» ihtimal, bu cereyanın payitahttan uzak lastırılması için bir tedbir ve hile gibi telâkki edilmiştir. İşte en müfrit vatanperverlik düşüncelerinin sevkile yürüyen bu cereyanın genc ve hararetli taraftarlan Tokyodaki bütün dünyayı dehşet ve hayret içinde bırakan hâdiseleri çıkardılar. Lâkin bu hâdiseler Japonyanm dünya politikasındaki mevkiini ve politikasını değiştirmiye • cektir. Komünist olmıyan bütün Japonlaf Japonyanm büyümesi ve Asya milletlerinin kurtulması meselesinde müttefik ve ayni emelin peşinde koşmaktadır. Ihtilâf hedefe doğru yürürken çok çabuk ve biraz ihtiyath gitmekten çıkmıştır. Bina • enaleyh Tokvodaki hâdiseler Japonyayı tuttuğu yoldan alıkoyamıyacak geçicî hâdiselerdir. Kaymakamların toplantısı İstanbul Vilâyetine bağlı kaza kaymakamlan dün Vilâyette toplanarak kazalanna aid işlerle arazi tahriri hakkında tebliğ edilen kanun hakkında görüşmüş ler ve icab eden tertibatın alınmasına karar vermislerdir. Arazinkı taj»riri için teşkil edilecek komisyonlar Şehir Medisi tarafından intihab edilecektir. Etem Akifin bir teklif i Azadan Etem Akif te, Avrupayı görmediğini, fakat Suriyede çoplerin toplanıp kale haricine yığıldığını ve müruru zamanla bunların hayvan gübresinden farksız bir gübre haline geldiğini, diğer Suriye şehirlerinde ise çoplerin hamam külhanlarında yakıldığını, bununla hem hamamlann ısındığını, hem de çoplerin imha edildiğini, Istanbulda da bu usullerden birisinin tercih edilmesini teklif etti. Neticede makamın istediği salâhiyet verilerek celseye nihayet verildi. Galatasaraylılann çayı Galatasaraylılar cemiyeti tar*afmdan bayramın üçüncü günü saat 17 de To katlıyan salonlannda bir çay tertib edilmektedir. Cemiyet azasile Galatasa rayı sevenleri bir araya toplamak maksadile tertib edilen bu çay, hiç şüphe siz mevsimin en eğlenceli ve nezih bir toplantısı olacaktır. Arzu edenler davetiyelerini Beyoğ Zararlı böcekler kanunu lunda, Saray sinemasma bitişik Lük Nebatlan hastalık ve zararlı bÖcekler senburg apartımanınm bir numaralı daden koruma kanunu dün İlbaylığa tebliğ iresindeki cemiyet merkezinden tedarik edebilirler. edilmiştir. Sergide Nareddinin «Dağkizı» tablonı, diğer eserlerden bir manzara ve ziyaretçiler Ankara 27 Halkevlerinin yıldö nümü vesilesile açılan resim sergisi, her sergiye pek te nasib olmıyan bir kalabalık tarafından, her gün ziyaret ediliyor. Bu rağbet, muvaffakiyetin karşılıksız kalmıyacağına canlı bir misal halinde dir. Halkevi salonunda teşhir edilen yüze yakın tablo, Ar şubesi san'atkârları nmdır. Eserlerin hepsi Halkevi atölye lerinde hazırlanmış, Halkevi atölyele rinde doğmuştur. San'atkârlar, bütün bir yıl sessiz sadasız çalışmışlar, eserlerini ortaya koymuşlardır; hiçbiri dâhilik iddiasında değildir. Sadece bir yıl içinde verebildiklerini, san'at severlerin selim hisleri önüne sermekle iktifa ehnişlerdir. En zayıfından, en kuvvetlisine kadar bütün tablolarda, ifade ettikleri mevzula birlikte, şu hakikat te seziliyor: Hiç bi rinde, zoraki bir çalışmanın gölgesi yoktur! Tablolar arasında, Nureddm Ergü venin, «Dağ kızı», ekspresyonizm bakı mmdan, fevkalâde güzel ve muvaffaki yetli bir eser addedilmektedir. Bu tab loda renkleri, çizgileri ve kontrastlarile, büyük bir hareket göze çarpıyor. Dağ kızı, kuvvetli heyecanlarla renklenmiş ve şekilleşmiş bir haldedir. Cemal Tollu Ankara peyzazını asil ve vakur renk Ierle, adeta nefîs bir halı gibi işlenmiştir. Refık Epıkmanın bir tablosunda, bil hassa kırmızı, gri, lâciverd ve sarı renklerin arasındaki ahenk fevkalâdedir. Sergide, Malikin, Nurullah Bertin, Nusratm, Cemalin, Kerimin, Mahmudun, Refetin, Sami Karabatunun, Seyfettinin, Sürurinin, Uralhnın, Sadığın, Şerifin ve MÜTEFERRİK DENÎZ İŞLERİ îktısad Müsteşannm tetkikleri Şehrimizde bulunan Îktısad Vekâleti Güzel San'atlar Akademisinin Tahlisiye idaresi broşür müsteşan Faik Kurdoğlu Deniz Ticaret yıldönümü hazırlıyor müdürlüğüne giderek deniz ticaretimize müteallik işler üzerinde izahat almıştır. Yakında Avrupaya gidecek olan iktısad müsteşan oradan Londraya geçe cek ve Denizyolları işletmesi için getir tilecek olan mütehassısm tedariki işile meşgul olacakbr. Güzel San'atlar Akademisinin 55 inci yıldönümünü kutlulamak için martın üçünde, Akademi binasmda bir gece eğlencesi yapılacakbr. Bu gece toplantı sının güzel olması için ne lâzımsa ya pılmıştır. Tahlisiye umum müdürlüğü sahilleri mizdeki deniz fenerleri, sis düdükleri, işaret dubalannı ve tahlisiye istasyonla nnı ve'radyofar merkezlerini gösteren bir broşür hazırlamaktadır. Bu broşür, bütün kaptanlara ve denizle alâkadar olanlara dağıtılacaktır. MUHARREM FEYZÎ TOGAY Nakliyat tarifesinde tenzilât Köstence yolile yapılan portakal, mandalina ve limon nakliyatı için tatbik e dilmekte olan tarifede tenzilât yapılmıştır. Bu tenzilât 31/7/936 tarihine ka dar muteber olacaktır. Hâdise, yaş meyva ihracatçılanmızı çok yakmdan alâkadar etmektedir. Tayyann muhtelif tablolan vardır. Hâmid Gördin hisle örülmüş peyzajlan da ayn bir güzelliktedir. Bu muvaffak olmuş serginin bir hu susiyeti de, kurulacak olan Halkevi resim galerisine temel olmasıdır. Bir jüri heyeti, içlerinden en muvaffak eserleri Amerika elma alacak seçerek galeri için ayıracaktır. BöylelikAmerikada yerli elma stoku azaldığı le, Halkevi resim galerisine girecek ilk eserler, bu sergiden seçilmiş olacaktır. için hükumet elma ithaline müsaade etmiştir. M. S. ESEN Sahte ölçü Darbhanede tetkik ediliyor Ölçü sahtekârhğı yapmaktan suçlu Benbasat müessesesi hakkında yapılan tahkikat bitmiş fakat evrak henüz mahkemeye verilmemiştir. Müfettişlik delil leri kuvvetlendirmek için ele geçirilen hileli tartılann üzerindeki damgaların sahte olup olmadığını anlamak üzere bunlardan bir kaçını Darbhane Müdürlüğünde teşekkül eden bir ehli vukuf heyetine havale etmiştir. Cumhuriyet Nüchası 5 Kuniftnr J Türkiye şeraiti I ^ D Senelik 1400 Kr. Altı ajrhk 7S0 Ûç ayhk 400 Bir ayhk 1SO 1700 Kr. 1450 800 yokhır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear