23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 tkincikânun 1936 CUMHURİYET M Ü S A B A K A M I Z Tarihte TUrkler için bize Çocuk sevgisi Umumî Harbe girmiyen ve 1914 1918 senelerini ıstırab çekmeden geçiren devletler pek azdır. Bunlann arasmda Danimarkayı sayabiliriz. Mütarekeden sonra Danimarkada, harbden bitkin bir halde çıkan memleketlerdeki fakir çocuklara yardım için bir teşekkül vücude gelmiş. Bu teşekkül hâlâ mevcuddur ve daha ziyade büyük şehirlerdeki fakir ve hastalığa müstaid çocuklarla meşgul olmaktadır. 1919 danberi her sene yaz mevsiminde Viyanadan üç dört yüz çocuk hususî bir trenle Danimarkaya götürülür ve bu teşekkülün yardımile iyi yürekli ailelerin yanına yerlestirilerek kendilerine neşe ve sıhhat verecek bir vakans temin edilir. Bu sene Danimarkaya çağınlan çocukların sayısı dört yüzü geçkinmiş. Fen âleminden yapraklar Söylenen büyük sözler C.deBonnevarin fikirleri «Bu büyük ruhlu milletin arasmda vatanımı unutmaktan korkuyorum. Vatan aziz ve pek rî> Lâkin Türk de aziz ve çok azızl» azız. «îstanbul, pırıltıh ışıklar ve nın emirleri arasmda uzun zaman bocagüzel kokular diyaru Bosfor, As ladı, biribirine uymıyan bu iki zıd kuvvetyadan Avrupaya ve Avrupadan leri mümkün mertebe uygunlaştırmağa Asyaya akıp gelen bu ışıkların çalıştı, yıllarca süren o kanlı ve kanşık ve kokuların mavi dantelden ya hâdiseler içinde muvazeneyi kaybetme pılma uzun bir tüzged. Korn dor, meğe savaştı ve bu işin sarpa sardığını göiç liman, bosfordan beriye ge rünce Avusturyadan uzaklaştı, Türkiyeçen güzelliklerin son yıkandık ye sığındı. ları havuz. Bu şehir, şüphe yok Kontun Türkiyede geçirdiği hayat roki, cennetten bir köşedir. Fakat man mevzuu olacak kadar canlı ve heyecanhdır. O, muhite intıbak için dinini debana Fransayı unutturamıyor. «tstanbul, zeki ve iş bilir bir ğiştirdi, ilkin Ahmed Ağa oldu, sonra adam için herşeyi vadeden bir zekâsile dikkat uyandırarak paşa unvaâlem. Burada şar var, şeref var, nını kazandı, Kumbaracıbaşılığa geçti. servet var. Lâkin kazamlan bü Padişah, sadrazam, vezirler onu seviyorIardı, sık sık mükâfatlandınyorlardı. Şeytu'n bu şeyler, yüreğimden yurd hülislâmla hoca takımı da bu şöhretli asasktnı söküp atamıyor.» kerde ilâhî bir hidayetin ışığıru sezip ken«Bununla beraber burada ka disine muhabbet gösteriyorlardı. Ityorum. Çünkü Türkleri teviyoKontun güzel bir konağı, o devrin icab rum. Onlar, cennetten bir köşe ettirdiği şekilde kurulmuş harem dairesi, olan bu eşsiz memlekete yakı debdebesi ve tantanası vardı. On sekizinşan, eşsiz insanlar. Yaradılışla ci asnn parmakla gösterilen bir serserirında semavi bir azarr.et, gönül si, meşhur Kazanova, basından geçen alışlarında ite meleklerde bu vak'alan anlatırken Kont dö Bonövalle de lunmıyan bir mahviyet var. Bu îstanbulda görüstüğünü yazar ve onun büyük ruhlu milletin arasında kibar bir şarklı gibi şiir ve sihir içinde yavatanımı unutmaktan korkuyo şadığını anlatır. Şurası muhakkaktır ki Kont dö Bonörum. Vatan, aziz ve pek aziz. val, Türkiyede Kumbaracıbaşı Ahmed Lâkin Türk te aziz ve çok aziz!» Conte de Bonneval Paşa olmakla beraber ruh ve kalb itibaBonöval, hayatın zaruretlerile vicda 7 Kâinatın en büyük kudreti ve hizmetkârı: Elektrik Bu kudretin beşere ilk hizmeti dinamo ile başlar Faradaym büyük hizmeti Yazan : Profesör Salih Murad kudret şekli olmuş. Elektrik sanayii dünyayı kaplamış. Fen tarihinin (Elektrik devri) denilen yeni bir devir açılmıştır. Bir düşününüz, yalnız Edisonun keşiflerinin bugünkü iktısadî kıymeti 3 milyar İngiliz lirası tahmin edilmektedir. Bu itibarla Faradayla Woltun yanına Edisonu da getirebılıriz. Sanayide, tatbikatta kullanılan elektrik kudreti başlıca su ( (cazibevî) veya harurî membalardan elde edilir. Birincisi ikincisine nazaran ucuz ise de bu usulde de elektrik bedavaya malolmaz. Su kudretini elektrik kudretine tahvil için elde mevcud en randmanh yol su türbinleridir. Bu halde su kudretile elektrik kudreti arasma bir de mihanikî kudret giriyor ki bu tahvılde mecburi olarak giren bu kudret şekli bizce lüzumsuzdur; fakat onlarsız elektrik istihsal edilemez. Bu yüzden su kudretinin çoğu, mihanikî (ve başlıca harurî) sekilde zayi olur. Kudretin bir şekilden diğer şekle tahvilinde zarurî olarak bir zaviat membaı var ki oda hararet kudretidir. Her tahvilde hararet zayiatı demirbaştır. Bu ziyana ragmen su kudretinden elektrik kudretinin istihsali gene ucuza maloluyor demektir. Çünkü suyu şelâlenin altından üstüne çıkaran <?üneş kudreti imdadımıza yetişiyor. Çünkü su kudretini membada mihanikî kudrete tahvil etsek, yani elektrik kudretine geçmek için hararet şeklindeki zayiatm bir miktar önüne geçmek istesek bu mihanikî kudreti ancak orada kullanabiliriz; nakli bize pek pahahya malolur. Hele nek uzaklara nakli imkânsızdır. Gerçi Romanyalı mühendis Constantinesconun son zamanlarda meydana getirmiş oldu ğu su motörlerinden istifade edemiyor sak ta bu da bize pahalıva malolduğu gibi bu usulle de mihanikî kudret pek uzaklara nakledilemez. Bu satırlan uzun uzadıya yazmaktan maksadım mihanikî ve harurî kudret şekline nazaran esasta pahalıva malolan elektrik kudretinin nakil ve idare işi düşünülünce gene ucuza malolduğunu sövlemek içindir. Yalnız burada mühim bir mesele var ki o da elde edilerek elektriee sarfedilecek yer bulmalı. Elektrik kudretinin kömürden, mavii mahrukattan istihsali şekline aşağıda geleceğiz. SALİH MURAD Tatlı tarafmdan azetecilerin dost hekimi tor Hafız Cemalin dünt Cumhuriyette, şeker hakkmc yazmış olduğu vâkıfane makaleyi tat tatlı okurken, gerçekten elimizde buluna şeker gibi bir nimetten lüzumu kadar tifade etmediğimizi ben de düşündüm. Bir zamanlar, şeker bu memlekete y bancı ülkelerden gelir, lüks, pahalı b«! meta sayılırdı. Sıhhî ve besleyici hassa? ları itibarile fizyolojik sefalete, veren kemik ve kan zayıflığı gibi hastalıklara karşı en mükemmel bir silâh olan bu ma taı istediğimiz gibi bol kullanamaz, ha talarımıza yediremezdik. Cumhuriyet hüi kumeti, yurdun dört muhtelif yerinde| fabrikalar açmak suretile şekeri yerli me talar arasına koydu ve fiatını da ucuzla| tarak, aşağı yukan her keseye elverij bir hale getirdi. Buna ragmen, şeker istihlâkimizin aı madığını görüyoruz. Halbuki bu mefnlc ket. ötedenberi şekere, şekerli maddele re düşkündü. Briç bilmiyen dedelerimizle ninelerimiz, uzun kış gecelerinde helva söhbetleri tertib ederlerdi. Misafire en büyük ikram, mide ve sinirleri bozan kokteyiller değil, evlerde kaynamış nefîs çevirmeler, reçeller, şurublardı. Gene, ihtiyar, herkesin yatağının başı ucunda bir kâse lohuk, küçük bir kavanoz akide şekeri bulunurdu.. Alaturka mutfak repertuannm tathlara aid olan faslı dünyanın en zengini ve en seçkinidir. Tatlı yeyip tatlı konuşmayı millî düsturların başında bulunduran bizlere ne oldu? Çoğumuz, yanlış bir vehme kapılarak, şekeri soframızdan sürgün ettik. Ne imif? Şeker semirtiyor, şeker hastalığı, damar katılığı, tansiyon fazlalığı yapıyormuş!. Boş lâkırdı!. Herşeyin fazlası muzırdır. Karakulak suyu bile çok içilirse şişkinlik verir. Fakat itidal ile kullanılırsa, şeker, vücudün içinde, bilhassa kış günü, hem kalorifer, hem de türlü hastalıklara karşı âdeta serum vazifesini görür. Bundan başka, şeker istihlâkinin sos yal faydaları da vardır. Vücudün alkol ıhtiyacını eşkerle tatmin etmek mümkün dür. Asabı bozmadan, mideyi ve karaciğeri zehirlemeden, iyi pismiş bir kab tatlı ile mükemmel akşamcıhk edilir. Lehistanda bulunduğum sıralarda görürdüm; her istasyonda, büyük harflerle yazılı levhalar vardı: «Cukier krzepy»!. Ben ilkin bunları köy, kasaba adlan sandı idim de: Ayni adı taşıyan ne çok yer var mış!. Diye şaştıydım. Meğer: «Şeker yarar!» demek olan bu ibare, Leh milletine tatlı bir ihtarmış! Filhakika, orada şeker çok yerler. Bizim tahanhelvası bile Polonyada revacdadır. \ ; e onun için Lehistan ahalisi çok gürbüz, çok sıhhatlidir. Şeker istihlâkine biz de biraz daha ehemmiyet versek ne iyi olacak! Eski helva söhbetlerini ihya edelim, demiyo rum.. Zaten helvayı pişiren de, yiyen de kalmadı. Fakat tatlı yeyip, tatlı konuşmasını öğrensek, çay saatinde şerbet içsek, kokteyl vaktinde âlâ sakızlı çevirmeler yesek, sıhhat noktai nazanndan da, ulusal ekonomi bakımından da hayırlı bir iş görmüş olurduk!. Ercümend Ekrem TALU Elektrik kudreti istihsali pahahya maolan bir kudret şekli olmakla beraber kolay idare ve iddihar ve uzaklara nakledilmesi yüzünden birçok yerlerde di ğer kudret şekillerine tercih edilmekte dir. Elektriğin cemiyete nafi şekilde istihsali Faradayla başlar. Faraday dinamosunun yarattığı harikalardan bir kıs mını bu yazılarda okuyacaksmız. Bir kısmını da etrafınızda görüyorsunuz. Bu Şimdi bir Viyana gazetesinde dikkat kesiflere, bu harikalara girişmezden evetmeğe değer bir havadis olkudum: vel birkaç satın bu yüksek adamm hayaYeni sene münasebetile Viyanadan tına tahsis etmezsem büyük haksızlık etDanimarkanm muhtelif şehirlerine ve miş olurum. Danimarkadan da Viyanaya posta ile Bir işçinin oglu, bir kitabcı çıragı olan on bin paket yılbaşı hediyesi gönderil Faraday ilk dersi kitabcı dükkâânındaki miş. eski kitablardan almıs. Büyük âlim DaBir defa Danimarkaya giden Viyanalı vynin halka verdiği birkaç kimya dersine bir çocuk, nezdinde oturduğu aileye sıkı devam etmiş. Yazmış olduğu temiz notlar bir rabıta ile bağlanıyor ve memleketine Davynin hoşuna gitmiş ve kitabc çırak döndüğü zaman mektub yazarak, arasıra lığından çıkıp Ingilterenin ilmi halka yayhediye yollıyarak ora ile alâkasını kes makla maruf olan Royal înstitution lâbomivormuş. ratuannda Davynin çıragı olmuş. Buraî?te bu sekilde kurulan dostluklar bin da gösterdiği muvaffakiyetleri dinamo leri bulmuş. keşfinin yüzüncü senesi olan 1930 da IsŞu kücük yazı beni ne derin derin dü tanbul gazetelerinin birinde birkaç makaleye sıkıştırmıştım. Davy ile Avrupanindürdü. Kendi çocuklannı ihmal eden milletler da seyahate çıkmış. Bu seyahatte Davyile Danimarka arasmdaki kültür seviyesi ye en büyük keşfinin ne olduğu sorulduğu zaman «En büyük keşfin Faradayı fark'nı hesablamak istedim. bulup çıkarmaktır» demiş. Ilim tarihinin Oldukça güç birşey. en büyük vecizelerinden biri olan bu cümN. le bize Davynin kibarlığını, tevazuunu ve Faradaym büyüklüğünü gösteriyor. rile Fransız kalmıştı. Ayağı Türkiyede, vüregi Fransada bulunuyordu. Yukanya koyduğumuz sözlerinde de bu yurd tahassürü apaçık sezilmektedir. Bununla On sekizinci asrın ilk yansında bütün beraber o, kendisine şerefli mevkiler veAvrupada tanılmış, devrin birçok hâdise ren Türklere elinden geldıği kadar hizlerine adı kanşmış yüksek bir şahsiyettir. met etmeğe çalışmıştır. Fransızdı ve Fransız tahtını işgal eden Kont dö BonÖval, islâm dinine girip te Bourbon hanedanile yakından karabeti Ahmed admı aldıktan sonra şu mührü vardı. 1675 te Limousın kasabasında kazdırmıştı: doğdu. Debdebeli ve velveleli bir hayat*Dini hlâmdiT alayı müteat Ulu rvmcı iana Ahmed «fcu nevah çarçabuk şöhret aldı, belübaşlı kumandanlar arasına katıldı. Lâkin Kral On Ikinci mısradaki neval, nimet manasını Dördüncü Lui ile geçinemedi. «Hükfı ifade etmekte olup bu kelimesile birlemet benim!» diyen ve kendini Günes since onun öz ismini de gösteriyor. DeKral diye tanıtmak istiyen Lui, hakikî tıek ki Türk sair, şu kelime oyunile, kıymetlere pek az değer verir ve hoşuna Kontun Fransızlığ'.nı da açığa vurmak gitmiyen meziyetleri çiğnemekte tered •stemiş!.. Zarif bir düsünce!,, düd etmezdı. Bu müstebid huyundan doKont dö Bonöval 1746 rla ve pek sevlayı Kont dö Bonövalin de kalbini kırdı •Jiszi Türklerin ara«""^ öUü. ve onu Fransadan uzaklaşmak mecburi M. TURHAN TAN yetine düsürdü. Konte de Bonneval kimdir? Patrik seçimi Vaziyet Trabya Metropoliti lehinde... Yeni Patrik seçimi bu çarşamba günü bitecektir Yeni Patrikliğe namzed ola rak Kadıköy Metropolidi Maksimos ve Tarabya Metropolidi Inakın gösterilmişlerdir. Bu namzedlerden birine rey ve recek olan on iki Sen Sinod azasından on biri reyini kullanmış ve altısı Tarabya Metropolidine ve beşi de Kadıköy Metropolıdıne rey vermıştır. Gene Sen Sınod azasından Herakleas düne kadar reyini vermemiş ve dün akşam reyini Tarabya Metropolidi lehine kullanacağını bildirmistir. Düne kadar müstenkif kalan Herakleasın reyi de yarın toplanacak olan Sen Sinod heyetince tasdik edilecektir. Fakat vaktile îstanbulda iken sonradan Yunanistana gidip yerleşen Patrikha nenin eski Sen Sinod azalanndan birisi de telgrafla İstanbula çağırılmıştır. Bu zatın reyini kımin lehine kullanacağı henüz belli değildir. Yalnız Patrikhane ile alâkadar birçok kimseler bu zatın rey vermeğe hakkı olmadığını ileri sürmektedirler. Fakat Yunanistandan gelen aza reyini kullansa da kullanmasa da bugünkü neticeyi değiştiremiyecektir. Faraday çalışmış, kendisine teklif edilen büyük paralarla rütbeleri reddede rek, bu büvük ilim müessesesinin başına geçmeği büyük bir zevk bilmiş, dünyaya, insanlığa hizmet eden büyük bir adam olarak yaşamış ve göçmüş. Yüksek ve hatta orta derecede akademik tahsil devresini geçirmiş, tabiat mektebinde yetişmiş olan Faradayla Woltun bu medeniyetin iki büyük peygamberi olduğu îüphesizdir. Gerek bunlann ve gerekse Edıson gıbi dığerlerınm hayatı bize rok şeyler öğretir. Her ilim talebesi bunlann tercümeihallerini ezber edercesine okumalı. 1830 da icad edilen dinamo elektriğin kolaylıkla ve nisbeten ucuza istihsalini mümkün kılmıştır. Işte o tarihten itibaren elektrik kudreti insan elinde faydalı bir O sırada, yedi sene muharebesi hüküm sürüyordu, Avrupa muvazenesi yeni bir şekil almak iizere bulunuyordu. Görünüşte çarpışan Avusturya ve Fransa nüfuzu idi. Bu iki devlet, Avrupa hekemonyasını paylaşmak için gizli ve açık çarpışıyordu. Lâkin en büyük rolü karada Prusya, denizde İngiltere oynuyordu. Bu vaziyette Avusturya, Fransız kumandanına büyük bir tehalükle kucak açtı, Krala küsen Kontun hıncından Fransa aleyhine istifade etmek istedi. Kraldan gördüğü hakareti unutamıyan, fakat Fransız olduğunu da hatırdan çıkaramıyan Kont dö Bonövalin vaziyeti çok nazikti. Alıştığı sribi yasamak için Avusturyahlara hizmetkâ,T olmak ve Fransa aleyhinde çalışmak lâzımdı. Bunu yapamayınca serseri bir ömre mahkum kalmak icab ediyordu. Avusturya Başbakanının Prag seyahati Viyaıfe 6 (A.A.) Başbakanm Prag seyahatinin 16 ikincikânunda ya pılacağı resmen bildirilmiştir. POLİSTF CERH VAK'ALARI 24 saat içinde olan yaralama vak'alan şunlardır: Yeşildirekte Kimsesizler Yurdunda vatan Mustafa, ev^'elki gece saat 21 de ayni yurdda vatan Bolulu Mehmedi durup dururken basından yaralamıştır. Yaralı tedavi altma alınmış, suçlu yakalanmıştır. Emirgânda Reşidpaşa mahallesinde inekçi Simonun yanaşmalarından Yorgi ile Salih gece süt sağmak yüzünden kavga etmişler ve Yorgi elindeki bı cakla Salihi sol kolundan yaralamıştır. Salih tedavi altına alınmış, Yorgi yakaknmıştrı. Adanada nalbandlar kursu Adana (Özel) Adananm büyük bir htiyacını karşılıyacak bir müessese. "ahşmıva başlamıştır. Hükumet bina <rmn yakınındaki bir binada acılmış olan nalband kursuna. sehrimizde bulunan altmış nalbandın 25 tanesi derhal vazılmıştır. Kurs iki devreliktir. Her 'levre bir buçuk ay sürecektir. Birinci devre bittikten sonra. henüz yazılma vnş olan nalbandlar da ikinci devreyi teşkil edeceklerdir. Kursta dersler si vil ve süel bavtarlar tarafmdan gösterilmektedir. Nalbandlara; alafranga nai ve mıh vurulması. fennî sıcak nal ça kılması öŞretilmekte, arızalı hayvanların ne şekilde nallanacaklan gösteril mekte ve ayrıca, havvan anatomisi ü zerinde etüdler yapılmaktadır. ; Ceyhanda Adliyeyi soydular! Çinde Nankin üzerine yürüyen talebe Pekin 6 (A.A.) Üniversite talebesi Nankin üzerine yürümek plânlan nı tatbik sahasına koymuşlardır. Bunlann beraberinde yiyecek dolu bir çok kamvonlar gitmektedir. Talebe Ti entsin Nankin demiryolu boyunca ilerlemektedir. Gidecekleri mesafe bin milden fazladır. ki korku, merhamet duyguları silindi. Haftalardanberi biriken kin ve nefret, bu işe mutlaka bir netice vermek arzu Stefan Zweig E. Ekrem Talu sile o anda birleşti. Tevnnı tamamile deKüçük roman : 9 ğiştirerek, bir zamanlar, memurluk ha yatmda edinmiş olduğu resmî soğukkanLâkin, ertesi gün, yemekten sonra he muş gibi, birdenbire kekeledi: lılıkla, filhakika, evin idaresine talluk enüz çalışma odasına çekilmişti ki, kapısı Uşak beni koğdu.. Sizin öyle em| den bütün umur ve hususlan uşağına vuruldu. Nazarlarını gazetesinin üzerin rettiğinizi söylüyor.. j terkeylemiş bulunduğunu teyid etti. Kenden aymp: Baron avağa kalktı; çok mahcub vaı disine gelince, şahsan onun iyiliğini ister ziyetteydi. Onun için, şaşkın ve müphem Giriniz! diye homurdandı. olduğu cihetle, vaziyeti düzeltmeğe ça Hemen arkasından, o sert ve sürtük. Hır tarzda cevab vermege, öteki hizmet lışacaktı. Ancak, uşağa karşı fena mu rüyasına giren o menfur ayak sesi kula ^ilerle uyuşmasını tavsiye etmeğe, hasılı amele etmeğe bir daha kalkışacak oldu gım tırmaladı. Crescencein sıska ve kap sklından ne geçerse söylemeğe girişti. Fa muydu, o zaman, maalesef hizmetinden kara şeklinin üzerinde bir ölü kafasını kat Crescence, bakışlarını yerden ayır mahrum olmağa mecbur kalacaktı. Ve hatırlatan kupkuru ve renksiz bir baş sa mıyarak, öylece dimdik duruvordu. Bü bu son sözlerden sonra, bütün enerjisini lınıyordu. İki büklüm yürüyen sefil mah 'ün sövlenen sözleri dinlemeden işitiyor, bir araya toplayıp. herhangi bir lâüba lukun, halının kenanna yaklaşınca dur bir türlü gelmiyen tek bir kelime bekli lilik veya ki ğizli bir imanın tesiri altında duğunu gören Baron o anda biraz mer yordu. Ve akıbet, Baron, bir hizmetçi kalmamak azmile, kendisini tehdid ediyor hamet duydu. Telâşını örtmek için, saf narçasının önünde oynamak zilletini irti zehabmda bulunduğu şahsın, meydan okâb ettısi rolden usanıp, iğrenip te sükut bir tavır takındı: kurcasma yüzüne baktı. edince, kadın mırıldandı: Ey, Crescence! Söyle, ne var baLâkin bu esnada Crescencein ona kalım? dedi. Ben, sade, beni koğması için ger doğru teveccüh eden bakışı, yaralı bir Lâkin sözlerine, istediği mültefit ve çekten uşağa emir verip vermediğinizi hayvanınkinden farksızdı. candan edayı verememisti. Arzusuna rağ anîamak istiyordum. Teşekkür ederim.. dedi. Gidiyo men, hitabı haşin ve tekdiramiz görünü Bu sözleri hırsla, şiddetle söylemişti. nım.. Artık sizi taciz etmiyeceğim! yordu. Easen sınirleri bozuk olan Baron bun Ve, omuzlan çökmüş, arkasına dönüp Crescence kımıldamamıştı. Bakışlan lan duyunca sarsılır gibi oldu. Bu bir bakmadan, ağır ağır, ayaktannı sürüye halınm üzerine mıhlanmış gibiydi. Niha tehdid miydi? Kendisine meydan mı o sürüye, çıktı. frt, ayağile yerden hızla birşey itiyor , kuyordu?, Birdenbire, Baronun içinde *** Yazan : LEOPORELLA Çeviren : Ceyhanda; bayram gecelerinin han gisinde yapıldığı henüz tesbit edilememiş olan garib bir hırsızlık vak'ası yapılmıştır: Bir hırsız; hükumet binasının icra dairesi odasmın pencere cammı kırmış, içeriye girmiş, oradan Müddeiumumilik odasına geçmiş ve vekil bulunan başkâtibin masasımn cekmece sini açmıs ve emanet olarak bırakıl mış olan 60 lirayı, Adliyeye aid ilâm pullanm, masanm öteki gözünde bulu Karagümrükte Sarmaşıkta bir evde nan dört tabancayı alarak kaçmıştır. çalgı çalan Nuri, kendisine ücret verilCeyhan polisi. özel bir önemi olan bu memesinden kızmış ve ev sahiblerile hâdisenin faillerini şiddetle araştır maktadır. Adana Emniyet direktörü de, kavgaya başlamıştır. Kavga sonunda ayni vak'a üzerinde incelemeler yap ıNuri yüzünden yaralanmış. Kâmil a ' dmdaki ev sahibi de yakalanmıştır. mak için Ceyhana gitmist'r. ZAVALLI ADAM VAPURDAN DÜO akşam, Baron Operadan dönüş, SEREK BOĞULDU Evvelki akşam yazı masasımn üzerinden mektublannı saat 20 de Fener iskelesinden kalkan almağa gittiğinde, orada dörtköşe, aca 3 sayıh vapur sahilden 25 metro kadar açılınca bir bağnşma olmuş ve bir a>;b bir nesne buldu. Bu, köylü işi, tahta bir çekmeceydi. dam denize yuvarlanmıştır. Vapur durKilidi yoktu; içinde bir deste banknotla muş ve projektörle denizi aramağa başberaber, Crescencein kendisinden almış lamıştır. Bütün araştırmalara ragmen olduğu ufaktefek eşya: Birkaç tane av adamcağız bulunmamış ve vak'adan kartı, iki tiyatro bileti, gümüş bir yüzük polis haberdar edilmiştir. Polis denize duruyordu. Bundan başka, gene Cres düşen adam hakkmda tahkikata başlacencein yirmi yıl önce çekilmiş ve mag mış ve bunun Çengelköylü Kafadas anezyumdan ürken gözlerinde, o gün o dında bir Musevi olduğunu öğrenmiştir. dadan çıktığı zamanki ayni yaralı hay Kafadasın ayağı kayarak denize düş tüğü anlaşılmıştır. Cesedi aranmakta van bakışı sezilen bir de resim vardı. dır. Baron, biraz mütehayyir olarak, bu çekmeceyi geriye itti ve uşağı çağırıp, POSTANEDEN CEKET ÇALAN ahçı karıya aid eşyanın ne münasebetle HIRSIZ Fmdıklıda oturduğunu ve masasımn üzerine gelmiş olduğunu sor otomobil simsarlığı yaptığını söyliyen du. Hasan İbrahim isminde birisi, dün sabaha karşı saat 5 te Beyoğlu postane Uşak, o saat, hasmını araştırmağa çıktı; kendisinden izahat alacaktı. Fakat sine girmiş ve telgraf gişe memurunun Crescencei ne mutfakta bulabildi, ne de duvarda asılı ceket ve yeleğini çalarak kaçmıştır. Vak'ayı gören postane bekbaşka odada. Ancak ertesi gün, kırk yaşlarında ka çisi Receb hemen ardmdan fırlamış, fadar tahmin edilen bir kadının, kendisini kat hırsızı yakahyamamıştır. Nihayet Tunaya atmış olduğu, zabıtadan haber Receb tabancasmı çıkarıp ve imdad alınıncadır kı, Leoporellanın nereye git maksadile havaya bir el ateş etmiştir. Silâh sesini duyan polis devriyeleri hetiğini soruşturmağa hacet kalmadı. men takibe çıkıp hırsızı yakalamışlar dır. ' Yaş meyva ihracı Birçok memleketler elma ve portakallarımıza talib Portakal ve mandalina ihracı mevsimi başlamıştır. Şimdiye kadar toplanan portakal ve mandalinalar kalite itibarile iyi olmadığı için ihrac edilememiştir. Avrupada Italyaya karşı zecrî ted birlerin tatbiki yaş meyva ihracatımızi çoğaltmaktadır. Bu sene orta Avrupa bizden külliyetli miktarda yaş meyva istemektedir. Bilhassa elma mahsulü bu sene çok iyi olmuş ve Avrupada büyük bir rağbet kazanmıştır. Bu suretle elma alarak bize müşteri olmağa başlıyan birçok firmalar portakal ve mandalinalarımızı da eski sinden daha fazla çekmeğe başlamış lardır. Bu hafta içinde yalnız Almanyaya 200 sandık elma gönderilmiştir. Norveçe nümune olarak dört sandık elma gönderilecektir. Norveç şimdiye kadar bizden hiç yaş meyva almış değildi. Nümuneler iyi karşılanırsa elmalarımız için yeni ve iyi bir mahrec bulunmuş olacaktır. Ebelerden nasıl vergi almacak Diyarbekir Ticaret Odası istanbul Ticaret Odasına müracaat ederek ebeler den ne şekilde vergi alınmakta olduğunu sormuştur. İstanbul Ticaret Odası da ebelerin, iradı gavrisafisinin yüzde yir mısını veren esnaf zümresinden olduf'jn bildirmistir. BtTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear