Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 tkincikânun 1936 CUMHURIYET Bütün ingîltere matem tutuyor Londranm üstüne bir keder bulutu çökmüş; her yer kapalı ve herkes bir matem işareti taşıyor Kral Corca sade hükümdar olarak değil, çok sevilen büyük bir adam sıfatile ağlanıyor Londra 21 (Hututî muhabiri mizden) Kral Beşinci Corc kısa bir hastalıktan sonra dün gece yansından bir iki dakika evvel öldii. Korkulu ve halecanlı bir bekleyişlc geçen üç giin zarfmda gazeteler ve bil hassa radyolar bütün büyük Britanya Imparatorluğu ahalisine ve hemen hemen bütün dünyaya, adeta hasta Krahn baş ucunda imış gıbi hemen her dakikanın değişikhğini haber verdiler. Hele dün gece bütün eğlence yerleri kapanan, gürültüleri susan ve ıssızlaşan Londrada öyle kederli bir sessizlık vardı ki sanki bu muazzam şehir ölmek üzere olan ihtiyar Kralın ağır ve güç nefes alışlannı dınliyor gibiydi. Bütün bir împaratorluğun hükümda rına gösterdiği bu derin sevgi ve bağla nış çok güzel, çok yüksek bir şey... Bu, sadece milletin yirmi beş senedir başında görmeğe alıştığı en büyüğüne karşı duyduğu saygıdan ibaret değil... Ayni zamanda uzun ömrünü dürüst, temiz, utanılacak hiçbir şey yapmadan geçiren adama karşı beslcdiği hürmet... Kralın kısa hastalığı esnasmda, Lon* drada yirmi dört senedir görülmemiş soğuklara rağmen kadınlar, çocuklar Buckingham sarayının önünde taşlar üstünde dız çökerek hükümdarlannın iyileşmesi için dua ettiler. Gece tiyatrolardan, sine ISTANBÜL Kapalıçarşı 100 pazarın mecmuudur ve her pazar ayni zamanda küçük bir miize, bir çarşı ve tiyatrodur Kapalıçarşı dı şından goze çarpmaz, ve dışından bakıp içinin anlaşılması imkânsızdır . Şekli gayrimunta zam, yüksek esmer Yetmiş sene evvel Bir tngiliz dretnotunda yeni Kralın donanmaya neşrettiği beycmname okunuyor malardan çıkan ahali, saraya kadar gi derek demir parmaklıklara asılmış olan doktor raporlarını okumadan evvel evine dönmedi. Bu raporlar daha ilk günden yan ümidsiz olduğu halde son dakikaya kadar bütün tebaası Krallarının ölebileceğine inanmıyorlardı, inanmak istemiyorlardı. 1928 29 da atlattığı o tehlikelî hasta lıktan sonra yaşamasına zaten bir mucize gibi baktıklan için galiba onu artık ebedıleşmiş telâkki ediyorlardı. Bugün Londra yas içinde... Şehrin üstüne elle dokunulabilecek hissini veren büyük bir keder bulutu çökmüş... Si nemalar, tiyatrolar ve bütün eğlence yerlerinden başka, borsa başta olmak üzere bütün bankalar ve müesseseler kapalı... En işlek sokaklar bile yanyarıya boşal mış... Herkes bir matem işareti taşıyor. Bazılan siyah kıravat takmışlar, başkalannm kollarında siyah birer band var. Fakat buna pek te lüzum yok... Çünkü bütün yüzler, kalblerin taşıdığı derin matemi aksettiriyor. Düne kadar ilkbahar eşyasının neş'eli renklerini teşhir eden vitrinlerde şimdi herşey siyah... Bazı dükkânlarda siya ha, gene bir matem rengi olan mor da ilâve edilmiş, o kadar... Bütün Imparatorluktaki his tebaası nın Kral Corca yalnız hükümdarı olarak değil, fakat onun derin ve köklü muhabbetini kazanmağı bilen kâmil bir in san olarak ağladığıdır. Başvekıl Bald vin de bu akşam radyodaki nutkunda tahta veraset usulıle çıkmakla beraber tebaasının kalbine kendi iyilikleri ve şahsî meziyetleri sayesinde girmiş olduğuna ehemmiyetle işaret etmiş ve son dakikasına kadar bütün düşüncelerinin İmpa ratorluğa münhasır kaldığmı sdylemiştir. Saray dokuz ay matem tutacağı için yeni Kral Edvard bu müddetin sonunda taç giyecek... Belli ki yeni Krah tebaası çok seviyor. Dün ölen Krallan için yaşlanan gözler onun oğluna sevgile, alâka ile, benimsiyerek bakıyor. Belki de pek yakında ayni gözler tahbnı hiçbir prensesle paylaşmamağa ka rar vermiş olan bu genc Krah, tacını giyerken görmek için sabırsızlanmıyacak Diı? Kral öldü, yaşasın Krall duvarlarla çevril miş, üstü kurşun kaph ve gün gir mek için dehkleri bulunan yüzlerce kubbe ile örtülü muazzam bir abide. Civanndan hiçbir ses işıtilmez, hatta kapısma dort adım yaklaşıncıya kadar bu kale duvarlan nın ardında sessiz lik ve ıssızhktan başka birşey bulu nulmıyacağı sanı lıı. Fakat içine g r rer gırmez insan şaşınr kalır. Bu bir a bide değildir: Sü tunlar ve kemerler Kral Corcun cenazesi Londraya getirilirken milyonlarca halk sükut üzerine oturmuş kub" belerle ö r t ü 1 m ü ş . ve gözyaşı içinde Hükumdarın tabutunu takib ediyor yollarile bir labi rent; küçücük mey danları ve yol ağızIarıle hakıkî bir şe hirdir; sık bir or Kavaflardan geçiş (O zamanlar çarşıdan man gibi loş; için atla geçilebiliyormuş) de azim bir kalabalık dolaşıyor. Pazarların en muhteşemlerinden biri Her sokak bir pazardır. Bu yan ka de Kavaflardır. Biribirine benziyen iki ranlık sokaklardan ve dalgalanan kala sıralı dükkânlarda Asya ve Avrupayı balığın ortasından arabalar ve atlılar dolaşan bütün ayaklara mahsus ayakkabı geçiyor. İnsan her taraftan işareder var. Bölmeler, acayib renklı ve tuhaf şeve sözlerle çevrilir. Rum bazirgân ses killi saten, işlemeli, tüylü ve kadife terlenir ve elıle kohle işaretler yaparak dalıklerle kaplı; çifti beş franktan yüz franvet eder; Ermeni, biraz daha mütevazi; ga kadar, bir kayıkçı karısından bir sa Yahudi, malını kulağa fısıldıyarak ar raylı ayağına kadar hernevi ve kıymette zeder. Türke gelince, sessiz, dükkânının ayakkabılar; sokağın taşlannı çiğniyecek esiğıne koyduğu bir şıltenın üzerine dız kösele ayakkabılar, halılar üstünde gezeçbkmüş, müşterisini sadece bakışlarile çacek pabuclar, beyaz satenden ökçeli zenğırır. On sesin birden size seslendiğıni işr ne pabucları, inci işlemeli kadın terlık tırsiniz: «Maylord! Kirya! Eksellans! leri.. Bu terlıklerin içine girecek olan a Sınyor! Kaptan! Mösyö!» Yanlarındaki yak nasıl birşeydır, bir huri, bir meîek methallerden her saMşta, uzun koridorayağımı kı, boyu bir zambak yaprağı, lann boyunca bir sıra payeler ve kemereni bir gül yaprağı kadar. Ecnebılerin ler, kısa sokakcıklar, pazarın uzaktan ve karışık bir manzarası görünür; dük kânlar, duvarlara ve kubbelere asılmış mallar, işı başından aşmış bazırgânlar, yüklü hamallar, yasmaklı kadın kafıle leri. Bu karmakarısık görünüş tamamen Kralla kardeşleri, babalarının tabutu arkasmda (Birinci sırada solda Dük dö York, ortada Kral Eduard, zâhirdır. Bu muazzam çarşıda herşey bir sağda Dük Glucestr, arkada solda Dük dö Kent) kışla gıbi tanzim edılmis, zabıt ve rabıt altındadır. İnsan, kısa bir zaman içinde hiçbir rehbere ıhtıyacı olmadan aradığını bulabilecek hale gelir. Her nevı esnafın bir küçük mıntakası, bir küçük sokağı, bir kücük korıdoru, bir küçük mey danı vardır. Kapalıçarşı, bırınden bbü ~ rüne geçilen yüz tane küçük pazarın mecmudur; ve her pazar da ayni zamanda bir küçük müze, bir gezintı yeri, bir çarşı, bir tiyatrodur. İnsan onun içinde hiçbir şey satın almadan her şeyi gbrür, kahve içer, on çeşit dılle konuşur ve şarkm en güzel kadınlarıle gbz alış\ erışi eder. Kumaş ve esvab satılan yere gırelim: Burası evvelâ, gbzlerın karardığı, başın Kapalıçarşıda kumaş alış verişi dbndüğü ve kesenin boşaldığı bir zen en çok dolaştıklan yer burasıdır. Bil ginlık ve haşmet çarşısıdır. ipek üstüne hassa genc Avrupalı kadmlar görüiür, sırma işlemeli Bağdad kumaşlarından, ellerınde bir İtalyan veya Fransız aya Karaman halılanndan, Bursa ıpeklıle ğının kâğıd üzerine alınmış ölçüsü, göz rinden, Hind bürümcüklerinden, Bıngale lerini tutan bir pabuça bir ölçüyü koy müslinlerinden, Madras, Kişmir ve A dukları zaman, pabucun küçük kaldığıcem şallanndan, Kahirenin alaca doku nı gbrünce hayret etmekten kendilerini malarından yığınlar arasında dolaşılır; alamıyorlar. Bu çarşıda eksenya beyaz altm arabesk işlemeli yastıklar; gumüş yaşmaklarile Türk kadınlan dolaşır, onçubuklu ipek tüller; ten rengi ve mavi ların satıcılarla uzun uzadıya konuştukçizgili, hafif ve şeffaf, sanki bir buhar ları görüiür, kulağı bir mandolin gıbi okgibi tüten gaz eşarplar; sempatık imti şıyan berrak seslerile güzel türkçenin azaçlara karşı en asi olan kırmızı, yeşıl, henktar kelimeleri işitilir: «Bunu kaça mavi ve san renklerin cür'et ve ahenkle verirsm? Pahalıdır! Ziyade vermen!» Londra Şehremini meşhur altın arabada yeni Kralın tahta çıkışına dair kararı okuyor En zengin ve görülmeğe değer bir pabirleştirilerek dokunmuş hernevi ve ce şidde kumaşlar karşısında ağzınız açık zar da Silâhçılardır. Burası bir pazar değil, bir müzedir, hatıralarla dolu hazkalırsınız. Burada yeşil, portakal rengi ve "=üm neler taşıvor. Silâhların ortasında al bül rengi feracelerden ipek iç gömlek ve mor kadife, inci ve sırmadan ay yıldız lerine, altın sırma işlemeli mendılleııne, işlemeli kaltaklar ve eğer takımlan, binsaten kuşaklanna kadar bir Türk kadı bir gece masallanndaki peri padışahiannının kocasmdan başka bir erkeğin gö nın rüyalar memleketindeki altm şehirremiyeceği eşyalarını birer birer görür lere girerken bindıkleri atlara mahsustur. Bu haznelerin altında, duvarlara fitüli, ve hayran oluruz. cakmaklı tüfekler, kocaman Amavud taŞurada kakım kenarlı kırmızı kadife bancalan, mücevher gibi işlenmiş uzun kaftanlar, pembe ipek donlar, beyaz daArab tüfekleri, kaplumbağa kabuğu ve masko üzerine altın çiçekli içlıkler, gü suaygm derisi kaplı antika kalkanlar, müş pullarile ışıldıyan gelın duvakları; Kafkasyanin örgülü zırh gömlekleri, KaRum, Ermeni ve Çerkez kadınlannın zak kalkanları, Moğol miğferleri, oklar bir zırh gibi göz kamaştıran ve sert na ve hernevi bıçak ve hançerler asılmış. Sikışlarla donanmış bın çeşid tuhaf es lâhçı esnafmın hepsi Türktür, ekserisi vabları; ve bu haznelerin ortasında so ihtiyar, uzun boylu, zayıf, kıyafetleri ve ğuk Fransız ve İngıliz kumaşları, kötü simalarıle eski asırlardan kalma insan renklerile, şiir sahifeleri arasında bir ter J Nakleden ar> Kral Corcun tabutu Vestministr kilisesine götürülürken Cenazenin geçişini elem içinde zinin ölçü alırken kaydettıği avare işaretREŞAD EKREM KOÇU (tabutun üzerinde taç görüliiyor) ler gibi. teyreden Londralılar ,