23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 Ikincikâmm 1936 CÜMHURÎYET M Ü S A B A K A M I Z Tarihte Türkler için Aero Espresso Yeni bir hava şirketi kurmak istiyor Aero Espresso îtalyan hava şirketinin mukavelesi bittiği için seferlerini tatil ettiğini ve tesisatının hükumetimizce satın alınacağını yazmıştık. Aldığımız malumata göre bu şirket hükumete yeni bir müracaatte bulunarak Aero Espreso yerine (Aile d'air Hava kanadı) namile bir şirket tesis ederek eski nakliyata devam için müsaade isti yecektir. Yalnız bu defaki şirket deniz tayyareleri yerine kara tayyarelerile nakliyat yapacaktır. Zira kara tayyarele rile nakliyat daha ucuza mal olacakmış. Şirketin bunun için Yeşilköyde bir istasyon vücude getirmek istiyeceği ve sermayedarlan arasında bir kısım Fransızla rın da bulunacağı söylenmektedir. Söylenen büyük sözler eçen gün bana bir ilâc lâzım oldu: Yabancı bir memleketin çok Yukarıda kendisinden bahsettiğimiz deki kaya. Zaharof. Manço. S. 38». maruf tıbbî bir müstahzar... Bir Fırtına Tannsı (adad) (ad ad) ın Kat = Tabaka, nezd, (bugün bildi f kâğıdın üzerine bunun admı yazıp hiz ismi de böylece yapılmıştı. Sümercede ğimiz herhangi apartımanın birinci, be (ğ) lerin her ikisi de düştüğü halde biz şinci, on beşinci katı sözündeki «kat» ke meıçimin eline verdim ve bir eczaneye gönderdim. Biraz sonra ilâc geldi: deki (ağdad) isminde yalnız bir tanesi limesi nasıl yükseklik ifade ediyorsa Şişenin hacmi, etiketin rengi ve tezyi«filân zatın katında» denüdiği zamanda düşmüştür. natı, ambalâjın tarzı, hepsi, hepsi aslının da yüksek bir kimsenin yani nezdi kas *** ayni idi. Yalnrz admda bir elçabukluğu, dedilmiş olur. Katlı isimler: bir kaşkariko yapılmış: (Enos, Enhoş) Bu kelimelerin hepsi de dağ yüksekliKat Tokat köy ği gibi maddiğ ve yaratıcılık, kudret, olmuştu. Katakıya Çoruh, Brokça » ihtimal ki şişenin muhteviyatı itibarile, şerefli varlık gibi manevî bir yükseklik, Katcalı Kocaeli, Kandıra » «Her mekteb bir kışladtr: Zeyücelik ifade etmektedir. Hepsinin de e benim aradığım asıl ile bu taklidin araKataro Mardin » kâyt gilâhlar.dırır, ruhu bahadır timolojik tahlili birbirinin aynidir. Nite sında bir fark ta yoktu. Kimya ve ispenKatıl Malatya, Hekimhan » yapar. Ülkenizin bu kutlu kıçla çiyar bilgileri bugün o kadar ilerilemişür kim: Katma Haleb ki her ilâcın terkibini anlayıp, tıpkısım larla dolmasını dilerim. Fakat Ağası = mirac gibi (kat) ın etimolojik şekli şudur: yapmak imkân dahiline girmiştir. hükumdar saraylartnda bir de Kat = ak + at ve (ay, ağ, ak, ah) Ağan = sait, şehab. kelimeleri de ayni anlamı veriyorlar. siyati ahademi bulunmak gerekbir olduğu için [ 1 ] ağ ( at dır. Bu hususu zerre kadar münakaşa etmiDE1SIİZ ÎŞLERİ Şu halde buradaki ak J at j (gat) Not: Dağ da yükseklik mânasını yorum. Ve kendi yurdumda herşeyin yertir. Çünkü her devlet, siyctette göstereceği kiyasete göre büyür Bursa vapuru tamir ediliyor (at) gibi Tanrı sahib, ve kudrettir. Ya konkre olarak ifade eden tabiî bir var lisini bulduğum gibi, ilâcın da, terkibi tam veya küçülür. Yanaşırken Bandırma iskelesine çarp ni Güneş ve Güneşin vasıflarıdır. Yuka lık değil midir? Bunun böyle olduğunu ve saf olmak şartile, yerlisini bulursam tığını yazdığımız Denizyolları Idaresinin rıki isimlerin bir kaçını Güneş Dil teo kısaca ve etimolojik çeklile izah edelim: seve seve ve iftihar duyarak, tercihan «Şanlı pederiniz, iyi ve değerli kullanınm. (D (2) (3) Bursa vapuru dün limanımıza gelmiş risine göre analiz edelim: müçavirler teçti, onların tahısla(1) (2) (3) Dağ: ağ J ad f ağ tir. Vapurdaki hasar ehemmiyetsiz olduNitekim, böyle birçok yerli müstahzarrında böyle bir akademi kurdu ve Kat aro = kat ar + oğ f ("1) ağ = ana köktür. Yükseklik, an lan daima kullanmış ve bunlarm hasbî ğundan bir gün içinde tamiri yapılacak hayırlı bir siyaset gütmekle mil (1) Kat = yükseklik, ışık (yukarıda lamınadır. ve müteakıb seferlerini yapacaktır. Vapropagandasını da yapmaktan hâli kalletini minnettar etti. O büyük (2) ad = köktür; yüksekliğin sahibi mamışımdır. purun iskeleye makinenin tornistan etme tahlil edilmişti.) hükumdarın kabul eylediği progBüyük Çek âlimi Comenius (2) ar = bu yükseklik veya ışığın dir. f mesinden değil, sert bir lodos rüzgârı Benim gücüme giden, sinirime, ve hatta ramın başında Türk dottluğu ve biraz uzakta bir obje üzerinde karar kılnn tesirile bindirdiği yapılan tahkikatla (3) ağ = yüksekliği kendisinde te millî gururuma dokunan cihet taklidcilikorc, sonraları büsbütün açığa çıktığı ve Türke bağlıltk vardt. Siz de, fe • ması demektir. celli ettiren ve admı koyan ektir. Şu tir. Malımızı, başkasının müesses şöhretini kendi hayatile de ödediği veçhile, yanlış anlaşılmıştır. hametpenah, ayni programı ta (3) ağ = işte ışığın veya yüksek halde: (ağ + ad ağ) = (ağa çalmakla değil, o şöhretin nefaset, müesf f Tayyar vapuru kurtuldu kib ederseniz ayni neticeyi elde bir politika güdüyordu, Türkleri mühimliğin kendi üzerinde karar kıldığı saha dağ) = dağ; yüksekliğin muayyen ve siriyet ve ucuzluk itibarile fevkine çıkarak Lâpsekide, sis yüzünden karaya otursememek istiyordu. Comenius, Transil edersiniz. Türkler kahramandırveya objedir. kat'î bir sahada tecellisi demek olur ki beğendirmeğe, sürmeğe ve yaymağa bakmuş olan Vapurculuk Şirketine mensub vanyaya adım atar atmaz Prensin sakat Anlaşılıyor ki (Kataro) da bir yük kelimede yükseklik açık ve aydındır. lar, dostlarma zarar vermezler, malıyız. düşüncelerini anlamış olacak kı kendısme Tayyar vapuru dün kendi kendini kur eklik bir mübareklik vardır. (Adriya fakat kazanc getirirler. Bu yük Kelimenin tay şekli de vardır. (Al tarmış ve limanımıza hareket etmiştir. öğüd vermek mecburiyetine düşmüştür. Böyle taklidler, kendini bilen müşteritay sözünde gördüğümüz gibi) analiz esek millet, tuttuğu eli bırakmaz, Vapurdaki yolcular Uğur vapurile Boz tik, kıyılarında Kataro adına dikkat). nin nazannda şüphe uyanjırmaktan başComenius «Orbis Pictüs Resimli Sümerin şimalinde bir (akat) memle dilince hem unsurların hem tam anlamısözünden dönmez, iyi ve fena ka işe yaramaz. Ben, böyle bir vaziyet Dünya» adlı eserini Transilvanyada yaz caadaya götürülmüşlerdir. keti vardır. Bunun da etimolojik şekli nın aynen dağda olduğu gibi görülür. günlerde dostundan ayrılmaz, karşısında, para verip te bu kaba taklidi at Yolcu vapurları telefonlan dı. O güne kadar ilk mekteb kitablannda (Ak + ağ + ) olduğuna göre o da Altay kelimesindeki al (. + I) un satm almaktan çekinirim. Hem bu, ticaböyle bir milletle elele vermek, resim bulundurulmuyordu, bu faydalı yoşehre bağlanacak oldukça bir yükseklik ifade etmelidır. suru burada şümul ve çok yükseklik ifayeryüzünde her güçlüğü yenmek lu bulup açan Comeniustür. O, Resimli Liman Umum Müdürlüğü limandd Gerçekı (Akad eli) Sümere bakarak de eder. Binaenaleyh Altay demek çok rette esas olan durüstlüğe de uymaz. Oiçin sonsuz bir kudret ve kabili Dünyasile bir kat daha şöhret aldıktan yapacağı yenilikler için çalışmaktadır. nun içindir ki, ticaret kaaununda ve ceza çok hem de pek çok yüksektir. Bizdeki yüksek dağ demektir. Yoksa şimdiye kakanununda buna karşı ceza maddeleri yet kazanmak demektir.» sonra ağır bir felâkete uğradı, 1656 da Bu cümleden olarak limanda rıthtıma ya katlı isimlerin hemen hepsi de yüksek dar zannolunduğu gibi Altın dağın var konmuştur. Zira, bu taklidciliğin halkı Comenius «Leszoda bulunurken büyük bir yangın naşan gemilerin telefonlan nhtımda vü yerlere ad olmuştur. Toros versanlann yanı değildir. iğfal ve ızrar ettikten başka, memleket çıkh, kasaba ile beraber büyük pedago cude getirilecek hususî fişler vasıtasile da ve Haleb yolu üzerinde bulunan KatŞu halde Tokat, Yozgat, Manav bakımından da zararı büyüktür. Dışanda, gun da kitabları ve eserleri yandı. Co şehir telefonuna bağlanacaklardır. Bu su ma köyü de bu anlamı ifade ediyor. gat, Mucurgad gibi isimlerdeki (gad) ulusal ticaret ve endüstrimizin, maazallah Pestalozziden yüz elli dört, Rousseau menius bu felâketin ağırlığı altında beli retle vapur yolculan vapurdan şehrin is Katmanın etimolojik şekli şudur: kelimelerine başka anlamlar aramağa hiç itibannı, haysiyetini sarsabilir. clan yüz yirmi yıl önce doğmuş ve onlar bükülmüş olarak Felemenge gitti, Ams tedikleri yerile ve hatta bütün Avrupa (D (2) (3) yer yoktur. Gad, gat, kat, kada, kede, dan önce terbiyeye psikolojiyi tatbik et terdam senatösü, şehre şeref veren alime ile telefonla görüşebileceklerdir. Sıhhat ve Içtimaî Muavenet Vekâleti, Katma = Kat am ağ f f kuday ve Sümerce (Gudea) Farsça meği düşünmüş olan çok değerli ve çok saygı göstermiş olmak için bütün eserleBundan başka yolculann, gemilerin pek çok işlerinin arasında, belki bu gibi (1) kat = yükseklik. (Yukarıda izah (Huda) Hind Avrupa dillerinde Gott, bilgili bir şahsiyettir. Meşhur Baconla rini basmaya karar verdi. Bu karar onu üst güvertelerinden kolaylıkla inebilmesi şeylere lâyık olduğu ehemmiyeti atfetmeedildi). gad; hepsi bizim (ağat) ana kökümüz çağdaştı ve onun ilimde hakıkati bulmak Amsterdama bağladı, ölünciye kadar o için rıhtımda yüksek iskeleli merdiven (2) ım = egonun kendisidir. Ya den üremiş ve hepsi önce Türkler tara ge vakit bulamamıştır. Fakat bu, halkın f için ileri sürdüğü induction usulünü ders rada kaldı ve cesedi de gene orada gö ler yapılacaktır. ni yükseklik bu süjede taayyün etmiş fından telâffuz edilmiş (mabud) adıdır. sıhhatine taalluk eden önemli bir bahistir. lerinde tatbik etmeğe muvaffak olmuştu, müldü (1670). Bir hasta, doktorunun verdiği reçetede tir 12]. Vapurculuk şirketile yeni Hepsi de asıl, sahib, esas olan güneşin çocuklann kafasını mücerred tariHerle, yazılı ilâcı eczaneden satın alırken, bu (3) ağ = manayı tamamlıyan, isim kendisinin veya vasıflannın adıdır. Eti Pedagoji ve filolojideki yüksek bilgisi, müzakereler boş kelimelerle şişirmenin manasızlığını kelime oyunlarile aldatılmamalıdır. Ticalendiren ektir. terbiyecilikte yaptığı yenifrkler dolayısile molojik tahlil bizi kolayca aydınlatabi ilk olarak anlıyan; tabiat, eşya ve örnek Bir müddettenberi Ankarada bulun rette dürüstlük bilhassa ilâc hususunda Haleb civarındaki Katma köyünün kazandığı engin şöhrete gerçekten lâyık üzerine ders veren, daha doğrusu dersi makta olan Denizyolları Umum Müdürü yüksekliği en yakın sahada taayyününü lir. Meselâ: riayet edilmesi elzem olan bir keyfivettir. olan Comenius, nekadar garibdir ki, Türkçede mekteblerde müşahhaslandıran odur. Sadettin şehrimize dönmüştür. Ercümend Ekrem TALU gösteren bir vaziyettedir. Bu misallerde yaşadığı devirde hakkile anlaşılamamıştır. (D (2) (3) (4) Büyük pedagog, bu büyük mektebci Vapurculuk Şirketine aid vapurlann (ağat) kökünün yükseklik anlamını görOna gösterilen sevgi ve saygı, büyük bir Kat = ağ + ak + at f . Devlet Denizyollan idaresince satm a 1592 de Moravyanın Nivinç kasabasında alim olması yüzündendi. Düsüncelerinde lınması işinin bugünlerde Bakanlar He müş olduk. Bu anlamı veren bazı keli ÜNÎVERStTEDE Sümercede doğdu, gencliğinde Alamanyayı, Ingilteki incelık, içinde dolaştığı muhitlerin id yetince tasdiki beklenmektedir. Ondan melerle (ağat) yani (gat) ve (kat) ın Kut = uğ uk + ut f . f reyi dolaştı. Yurduna döndükten sonra Hukuk talebe işi gene mi rakinden yüksek ve o idraklere yabancı sonra derhal vapurların devir ve teslimi yükseklikle ilgilerini hatırlatalım: Farsçada Prerov kasabasında mekteb müdürü oldu. K ( H ) at = Altayların (eezi) de karışıyor? kalmıstır. Ancak yanm asırdanberi Av muamelesine girişilecektir. Vapurlar, ehHuda = uğ '{' uh " ut | ağ f Bazı siyasî teşekküllerle alâkası olduğundikleri ruhlar (küçük tapuk) lara Bu rupa Comeniusün hakikî değerini anlamış, lihibre tarafından şirketin teşekkülü sı Bundan bir müddet evvel büyük gü • Almancada dan 1628 de Lehistana kaçtı, orada terretler «kat» diyorlardı. Alar Buretlerive ölmüş şöhretini diriltmiştir. rültülerle kapanarak mahkemeye kadar rasında yapılmış olan takdiri kıymetler Gott = og " og + ot f biyeye ve lisan tedrisine aid eserler yanin inancına göre: akseden Hukuk Talebe Kurumu kongreComenius: «Her ailede bir ana mek üzerinden alınacağı için aynca pazarlık zarak şöhret kazandı. Kendisi yalnız bir Hasan Reşid TANKUT (Kat) lar dağ kayalannda yaşarlardı sinin dün bittiğini ve yeni heyetin seçil yapılmıyacaktır. Vapur bedelleri kısmen pedagog değildi. Kuvvetli bir filologdu tebi, her köyde bir ilkmekteb, her kasabave gökten düşmüşlerdi [ 3 ] . (1) Etimolojik, morfolojik ve fonetik diğini yazmıştık. da. Lehçe, lâtince ve alamanca bilirdi, da bir jimnaz, her vilâyet merkezinde bir peşin, kısmen taksitle ödenecektir. Hada = «amurda yaşıyan, Tunguz bakımından Türk Dili, S. 11. Devir ve teslim işine aid teferrüatın lar da kutub yıldızı. [Kasters. Tung. Dün Hukuk fakültesinden bir kısım diller üzerinde büyk tetkikler yapmıştı, akademi bulunmahdır» derdi. Şu mülâ(2) Etimoloji, morfoloji ve fonetik talebeler Dekanhğa ve vilâyete birer is ' haza, bugünün tahsil derecelerinin üç asır müzakerelerine şehrimizde başlanmışhr. Gramatik. S. 129».] Bu haysiyetle eserlerinin değeri vardı ve bakımından Türk Dili, S. 23. tida ile müracaat ederek bu Eeçimin o eserler, Comenius admı Avrupanm evvel aşağı yukarı tesbit edildiğini gösHad = «Kaya, dağın yüksek yerin(3) Potanın şimali garbi Moğolistan. makbul addedilemiyeceğini bildirmişler* termek itibarile mühimdir, Comeniusün Mısıra yollanacak kuru her yanma tanıtıyordu. dir. Ona Türkler hakkında fikir yürütme görüşlerindeki kuvveti tebarüz ettirir. yemişler MÜTEFERRİK KÜLTÜR ÎŞLERİ Bu gencler kongrenb ilân edilmeden ğe imkân veren, (1650) de TransilvanM. T. T. Mısır hükumeti yeni aldığı bir kararyaya gelmesidir. Polonyadan, pedogajiFındıklıda yapılan ilkmekteb foplandığmı, halbuki bu sefer gene eski Ulus 17 yaşında la bundan sonra Türkiyeden gelecek fınidare heyeti kendi taraftarlannı toplıyadeki yüksek ihtısasmdan istifade edilmek Cenubî Amerika devletlerile dık, badem ve cevizin de yaş meyvalar Ankarada çıkan Ulus refikimiz 17 bin Istanbul vilâyetinin Fındıklıda 380 rak sessizce ve alelâcele toplanarak yeni üzere îsveçe çağınlmıştı. Osmanlı tarihlelira sarfile yaptırmakta olduğu ilk gibi kontröle tâbi tutulduktan sonra itha yaşına girmiştir. anlaşma rinde Erdel banı diye anılan Transilvanmekteb binası bitmek üzeredir. Bu mek heyeti seçtiklerini haber vermekte ve Arkadaşımızı tebrik eder, daha uzun line müsaade edecektir. Keyfiyet alâkakongrenin tekrar toplanmasmı istemekteya Prensi Ragotzky kendisini rica ve ısHaber aldığımıza göre birçok cenuyıllar neşir hayatında devamıni dileriz. tebin talebesi, civar mekteblerde öğleden dirler. Dekanlıkça bu iddia tetkik edil dar tüccarlara bildirilmiştir. rarla Klavsenburga getirdi, Erdel mek bî Amerika devletlerile yeni anlaşmaîar sonra tedrisat görmekte olduklanndan, mektedir. Balkan Ekonomi konseyi teblerinin ıslahını ve harsî programlann yapılacaktır. Bu meyanda ilk olarak Şili mekteb binası biter bitmez derhal açı Kakao fiatleri indi VÎLÂYETTE] yapılmasını onun emrine bıraktı. toplanıyor lacak ve tedrisata başlanacaktır. ile bir ticaret anlaşması yapılacak ve ŞiBu Ragotzky 1607 denberi Transil liden Guvano tabir edilen sun'î ve kimHaziranda kakao piyasası birdenbire Balkan Antantı ekonomik konseyine Kartal kaymakamı Vekâlet vanyada prenslik edip o adı taşıyan aile yevî gübre alınacaktır. Bu gübrelerin yükselmiş ve bu fiatlar son zamana kadar iştirak edecek olan heyetimiz dün sabah Yurddaş emrine alındı lerdendir, Ihtiyar Corc diye anılan lkinci şeker pancarı ziraatimizde çok faydal düşmemişti. Türkiyeye Fransız gümriik Ankaradan îstanbula gelmiştir. Baş de Çocuğura bankada bir tasarruf heRagotzkynin oğludur ve Genc Corc adile olacağı tahmin edilmektedir. Mülkiye müfettişleri tarafından Karleri yolile kakao ithali temin edildiğinden legemiz Hasan Saka yedi arkadaşile be sabı açtır. Çocuğuna yapabileceğin şöhret almıştır. İhtiyar Corc, Türk himatalda yapılmakta olan teftiş nihayet bul* Bundan başka Brezilya ve Yeni Ze fiatlar düşmeğe başlamış ve çikolata fab raber yarın Daçya vapurile Romanyaya en büyük îyilik budur yesini resmen kabul ederek on sekiz lând hükumetlerile de anlaşmaları ya rikalanndan bazılannın bu maksadla bir gidecektir. Konseyin çalışmalan bir hafUlusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu muş ve neticede Kartal kaymakamı Hanv ] di Vekâlet emrine alınmıştır. yıl Transilvanya tahtında kalmıştı. Genc pılacaktır. ta sürecektir. leşmeleri işinden vazgeçilmiştir. GüneşDil teorisine göre toponomik tahlil Dil üzerinde çalışmalar DE BLLI Ticarette dürüstlük Comenıus un hkırlerı 14 «Türkler kahramandırlar, dostlarma zarar vermezler, kazanç getirirler. Bu yüksek millet tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez» Comenius kimdir? hadette bulunmuşlar, arkasından hâkim içerisinde yakından şahid olacaktım. Ve birşeyler gevelemiş ve kızıl saçlı delikanlı yalnız böyle bir ihtimali düşünmek beni da eğer iyi anladıysam, altı ay hapis ce ifrat derecede tehyic ediyordu. zasına çarptırılmıştı. Bittabi böyle bir fırsatı kaçırmamağa, işte bu benim gördüğüm ilk yankesici gerek hazırlıklann ve gerek bilfiil vak'aidi; şu farkla ki, gerçekten öyle olup ol nın en ufak teferruatma kadar takib etÇeviren : E. Ekrem Talu madığını bizzat müşahede edememıştım. meğe azmetmiştim. Rüyetimin sahası çok Yazan : Stefan Zweig Camekânın önüne azçok kesif bir o üç maymunun gerçekten katıltıcı tavır Gerçi şahidler, cürmün ne yolda işlendi mahdud olduğundan, üzerinde oturmakta halk kalabalığı yığıldıça,, hemen be ları bu münevvim vazifesini mükemmelen ğine şehadet etmişlerdi; fakat neme lâ olduğum koltuktan kalktım. Bu nevzuhur nim herif, sahte bir hicab tavrile görmekte idi; ve bu üç küçük maskara, zım? Ona, işlenirken, ben şahid olmamış san'atkârı rahatça tecessüs edebilecek iyi bir tarassudgâha ihtiyacım vardı. Birkaç usulcacık aralarına sokuluyordu. Fikrim yeni aşinam yankesicinin gayriihtiyarî, tım. yer denedikten sonra bir ilân sütununu Benim gördüğüm bir maznun, bir ce henüz iyice tamik edilmemiş ve fena fakat faal suç ortakları idiler. mahkumdu; fakat bir hırsız değildi. Zira seçtim. Onun önünde durmuş, guya ilântarif olunmuş bir san'at olan yankesicilik Kusuruma baskılmasm, fakat keşfimhakkındaki bütün bilgim, kalabalığın, den son derece memnundum. Müddeli hırsız, cürmünü işlediği anda hırsızdır; lan okuyormuş gibi yapıyordum, lâkin yumurta mevsiminde ringa balıklarına ol ömrümde yankesici nedir, görmemiş, bıl bir iki ay sonra mahkeme huzurunda sor hakikatte, sütunu siper alıp, herifin bütün duğu gibi, yenkesicilere de elzem bulun miyordum. Ve daha doğrusunu isterseniz, guya çekildiği zaman değil. Nasıl ki bir hareketlerini en ince teferruatma kadar duğundan ibaretti. Para cüzdanı ve ya Londrada, tahsilde bulunduğum zaman, şair de, mikrofonun önünde halka eserle takib etmekteydim. O vakit, bu biçare hud ki saati çarpılan zavallının bunu duy ingilizce telâffuzumr ileriletmek maksadi rini okuduğu zaman değil, o eseri yarat sefili, güc ve tehlikeli zenaatini icra edermaması o esnada izdihama ve kakıştırıl le mahkemeleri dinlemeğe gittiğimde, bir tığı anda şairdir. San'atkâr yaratırken ken nasıl bir inadla tecessüs ettiğimi, bu mağa vabestedir. Bundan başka, onu da gün, hâkimin huzuruna, iki jandarmanın san'atkâr, mücrim de ancak cürmünü iş gün aklıma getirdikçe sasmaktayım. Herhangi bir filmin veya ki bir tiyatro piyesio aralık öğrendim bu işte muvaffak ol arasında, yankesicilikten suçlu, yüzü çı lerken mücrimdir. banlı, kızıl saçlı bir adamın getirildiğini İste bu nadir ve esrarengiz anı ihtimal nin ilk temsilini bu derece merakla sevretmak için, münevvim tesirini görecek biı vakıanın, herhangi bir adamın kendi ma görmüştüm. Cürmün delili olan para cüz ki gözlerimle görecektim; ve bir yanke tiğimi hatırlamam. Bunun da sebebi, Iına aid teyakkuzunu körletmek üzere o danı ortada, bir masanm üzerinde duru sicinin en karakteristik dakikasma, haya cıplak bir hakikatin, her türlü san'at şekanda hâdis olması icab ediyor. Bu defa, yordu. Iki şahid, yemin ettikten sonra şe tının en hakikî anına, kısacık bir saniye linden üstün olduğundandır. BİR SAN'ATIN İÇYÜZÜ Herifi tarassuda hasrettiğim saat ça bu san'atın sadece kaba tekniğini, par bucak geçiverdi. Binbir tane heyecanlı maklann meharetini kale almıştır; ihtimal hâdise ile dopdolu olan bu bir saati, is ki ömründe canlı bir mevzu görmemiş, ve; tersem, saatlerce tasvir edebilirim; o, o harikulâde bir tesadüfün o gün banai kadar asabî enerji ile yüklü, seyrettiğim bahşeylediği fırsatı bulup ta, bir yankesi; tehlikeli oyun o mertebe müheyyicdi! cinin güpegündüz iş görebilmesi için yalÖğrenilmesi hemen mümkün olmıyan bu nız elçabukluğuna değil, fakat ayni zaj zenaatin güçlüğü hakkında o güne kadar manda zihin açıklığma, temkîne, işlenmiş» bir fikrim yoktu. Meğer güpegündüz ve seri ve sakin bir psikoloji hassasına ve bü* sokak ortasında onun icrasi ne korkunc tün bunlardan önce de delicesine coşkuaj bir zihin gerginliğine mütevakkıfmiş! bir cesarete ihtiyacı bulunduğunu tesbii Şu anadeğin, bir yankecisi tasavvur et edememiştir. tikçe, bende çok müphem bir fevkalâde Ben, yirmi dakikalık bir tetkikten cür'et ve elçabukluğu fikri uyanırdı. Bu ra anladım ki, yankesiciye, kalb üzerk zenaati, ben hokkabazlık gibi, parmakla de ameliyat yapan bir operatörün sürat rın meharetine bağlı bir iş sanırdım. lâzımdır, ve bir saniyelik teahhur feci n< Ingiliz romancısı Dickens, Oliver Tw ticeler verebilir. Halbuki, ameliyatU ist adlı eserinde, bir takım genc çocukla hasta önceden kloroformla uyutulmuştu ra, bir ceketin cebinde bulunan bir men ne kımıldıyabilir, ne de kendini korumağâ dili çarpmak zenaatini öğreten bir yanke mecali vardır. Bunun aksine olarak, ya sici ustası tasvir eder. Ceketin yakasında kesicinin hafif ve süratli eli, bütün hava bir çıngırak takılıdır ve yankesici namze sı uyanık bir vücude temas etmek zarure di mendili çekerken bu çıngırağı tmgırda tindedir; ve insanlar, bilhassa, cüzdanle tacak olursa, marifeti kıvıramamıs savılır. nnn b'Jİunduğu noktada fa?la hassas ok Lâkin, o anda anlıyordum ki, Dickens, ve gıdıklanırlar. (Arkası car)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear