Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CTJMHURfYET 3 Eylul 1935 Küçük hikâye Bulunmuş ceb defteri rErcümend Ekrem Talu Festival için büyük hazırlıklar Namık İsmail sergisi yapmali 4 altından kalkarım. Zaten, sene sonunda Tarihî roman : 35 Yazan: M. Turhan Tan bir zam daha istemek niyetindeyim. ... Oldu; Allah mubarek etsin; oto mobili aldım. Biçimini ve rengini PeNamık tsmaili kaybettik. Ziyanımız, rihan seçti. Altı beygir kuvvetinde, kobir direktör kaybetmek olsaydı, niha yu yeşıl bir araba. yet yerine başka bir değerli gelmekle ... Pazar günü enfes bir gezinti yap belki telâfi edilebilirdi. Fakat Namık tık.. Diyecek yok: Insanın otomobili olîsmail zorlukla, hatta tesadüfen yetişir mak iyi şey! bir san'atkârdı... O bizim görmek iste... Bugün, arabanın birinci taksitini diğimizi yapıyordu. Namık İsmailin bir «... Dündenberi ayhğımı artırdılar ödedim. tablosuna bakıldığı zaman, insan onu Bir derece terfi ettim. Şimdi, ayda ik ... Perihan, idareden bir zam daha iszaten görmek istediğini sanırdı. Onun yüz lira kadar elime geçiyor. Tek ba temekliğim için beni sıkıştırıp duruyor. her tablosuna uzun uzun bakmak isteşma bir adam için bu, az bir para değil! Hakh. Yarın direktörün karşısma bir riz. Bize onların her parçasmda, her kü... Bugün bir kat elbise ısmarladım daha dikilmeliyim. Bu sefer, dört yüzü çük teferruatında kendi ruhumuzun işPansiyondan da çıktım. Sabah aksam koparmalıyım. Eminim ki verirler. Zira lenmemiş köşelerinden bir nebze var yemek yediğim lokantayı da değiştir idarenin eli, ayağı benim. gibi gelir. dim. Yemekleri midemi bozuyordu. .. Direktörün yanından geliyorum. Uzun bir san'at hayatı, onu, merhale ... Tünelde ve tramvayda artık birin Aman Allah, ne papara yedim!. «Böyle merhale olgunlaştırarak bizim içimizi ci mevkie biniyorum. Şapkamı yenile zamanda hangi yüz, suratla zam isti bizden iyi gören ve duyduğunu bize südim; bir çift te eldiven aldım. Bir deyorsun?!> diye bir bağırdı, şaşa kaldım. kunetli bir uzlaşma ile anlatan, vazıh baston alırdım amma, modası gecti. Doğrusu, bende de kabahat var. Bir ve kudretli bir fırçaya sahib etmişti. ... Bir tüccar yanında çalışan daktüo müddettir, buhran dolayısile, işlerimi Yazık ki bu fırçadan mahrum kaldık. Bayan Perihanla tanıştım.. Hayat gü zin fena gittiğıni herkesten önce benim Namıl İsmail, kudretini, bütün san* bilmekliğim gerekti. zel şey! atten anlıyanlara tanıtmıştı. Bugün . Direktörle olan hâdıseyi Periha ... Dun, ilk defa ayhğımı yeni miktar istanbula gelecek Rumen heye san'at tarihimizdeki yeri, onun asıl yeüzerinden aldım. Odacıya bir lira bah na anlattım. Öyle bir bozuldu ki, görütinden millî kıyafette bir kız ri değildi. Namık daha gencdi. Türk ceşiş verdim. îki yüz tane liram var: Ye ecek şeydi. Kendisile bir takım müşteBalkan Festivali komitesi dün Büvük miyeti ve san'ati ondan çok büyük işler •ek tasavvurlarımız vardı. mekle tükenmez! adaya giderek Yat Kulüb bahçesiiıde, bekliyordu. Bu üstad fırça kırılmasay... Dün, Perihanla Altınkuma gittik. 1 Lüks bir apartıman tutacaktık; skeleden Lünaparka kadar devam eden dı, bize büyük ve güzel tablolar vere Denize daldık; kumların üzerine uzan2 Evlenecektik; lan dahılinde yapılmakta olan hazır cekti. San'atine gittikçe daha çok fikir dık: Aman, ne tath bir gün geçirdik! 3 Otomobili satıp, yenisini alacakıklan gözden geçirmiştir. koyacaktı. Onu dünyaca tanınmış bir Perihan, buraya vapurla gidip gelme ık. Komite «Balkan gecesi» ismi verPc san'atkâr olarak görmek isterdik. Bizi Mustafa ağaçların İam orta yerinde ansızın durdu *** nin iç sıkıcı olduğunu, hususî bir oto mobilimiz olsaydı sık sık bu zevki ta... Bu sabah, direktör beni yanma ça cek olan ilk geceki balonun yapılacağı dovuran fırçası, yavaş yavaş yabancı Zeki ve pek alımlı olduğu için Baron sezmek, en haşan avı kolayca yakalamak tacağımızı söyledi. îki yüz lira ayhkh ğırdı. îdarenin vaziyetini uzun uzadıya Yat Kulüb bahçesinde, yarım daire sekHuhenvarter başta olmak üzere bütün Sil için yaman bir alışkınlık vermiştir. O sebir adamın hususî otomobil sahibi ola zah ettikten sonra, maaşlardan tenki linde muazzam bir sahne hazırlanmasını li şövalyelerini saçına bağlamıştı, köle gih/ beble Silli korusund da şaşırmadan, bokararlastırmıstır. Komitenin, festival hakmıyacağını hiç te düşünmüyor! hat yapmağa mecbur bulunduğunu ve ardında dolştırıyordu. O gün de bu on calamadan avlarını kovalıyorlardı ve bi... Perihan: <Ne? dedi; topü iki yüzbu meyanda benim de ayhğımı indıre kında ilgıli zevatla görüşmek üzere Roerkek onun gözlerine baka baka bol şa rer birer enseliyorlardı. lira mı kazanıyorsun? Senden gencleri ceğini bildirdi. Ben şiddetle itiraz et manya ve Bulgaristana gönHVrdiği Hârab içmişlerdi, adamakıllı sarhoş olmuşİğreti aslanhktan çabucak tavşanlığa üç yüz, dört 3rüz alıyorlar. Darılma am im. Bana, düşünmek için, yirmi dört lısten gelen malumata göre gerek Romanlardı. Kızm her gülümseyişi bir şişe şarab dönen şövalyelerden her ele geçenin kolyada, gerek Bulgaristanda İstanbul Bal ma çok miskinmişsin. Ben senin j r erin saat mühlet verdi. kadar müessir oluyordu, erkekleri ken lan, ayakları bağlanıp bir tarafa atıhyorkan festivali müthiş bir alâka uyandır "de olsam, direktöre dayanır, zam ısteBen kabul etmediğim cihetle, • idare dinden geçiriyordu. Türk akıncılarınm du ve öbürlerinin arkası bir saniye olsun rim!.> Ben bu sözlere biraz kızdım. Na le alâkamı kestiler. Ehemmiyeti yok; miştir. belirmesi erkeklerin akıllannı başlanna bırakılmıyordu. Kaçanlar, ardlannda Hâlis, Romanyada Bükreş elçimiz sıl cesaret eder de direktöre böyle bir nerede olsa iş bulurum. getirmişse de Matmazel Kinisi deliye çe atların da koştuğunu sezdıklerinden büsHamdullah Suphinin delâletile Romanmüracaatte bulunurum? Daha yeni zam Fena halde sıkılıyorum. Otomobi virmişti. Çünkü Kinis Türkler tarafmdan bütün sıfırı tüketmişlerdi, hayvanlarm gördüm. in taksitini nasıl ödiyeceğim? O kadar ya Basım Genel Direktörlügile temas etölüme mahkumdu, her akıncı onu ele dişlerile yakalanmaktan akıncıiarın penmiş ve Direktörlük istanbul Balkan fes... Lâkin düşündüm de, Perihana hak çok masrafım var ki! geçirmeği şeref borcu tanıyordu. Bunun çelerinde boğulmayı tath buluyorlardı. tivalile soır derece ilgilendiğini ve îstanverdim. Kızcağızın söylediği büsbütün ... Perihan üç gündür semtime uğ sebebı de Kont Kınısın bir Transilvanya Bununla beraber kaçmağa savaşıyorlarbul Urayının böyle bir festival tertib etyabana atılır gibi değil. Ayda iki yüz li amıyor. akınında pusuya düşürdüğü bir akıncı a dı. %*4wd ra da para mı?. Yarından tezi yok, di ... Dün, güçbelâ, kendime bir iş bula mesinin Balkan devletlerine mensub ululayından ölenlerin cesedleri üzerinde sofsal heyetleri birbirlerile tanıştırmak, araEn son yakalanan Baron Huhenvarrektöre dayanacağım. bildim. İdarede aldığım paranın, burara kurdurup şarab içmesi ve dans etmesi larında muhabbet ve sevgi uyandırmak terdi. Akıncılar, bir gözün yumulup açıl... Şimdi direktörün yanından çıkı da yarısmı veriyorlar. idi. Henüz can çekişen akıncıların kanfırsatını hazırladığı için takdıre şayan olması kadar kısa bir an içinde dahi, kenyorum. Meğer hakikaten herşey cür'et . Acenta, işliyecek taksitlere irarşılarile şarabını karıştıran ve ölülerin göğduğunu söylemiştir. dilerine saldıranların sayısını bellemişlerve cesarete bağlıymış! Üç yüz istedim, ık, otomobili geri aldı. sünde raks yapan Kinis, birkaç yıldan Basım Genel Direktörü, İstanbul Uradi. Bu sebeble Baronu yakalayınca a hemen kabul etti. Gık bile demedi. Beş... Pansiyona döndüm. Vallahi, bu beri Türklerin hıncla andıklan bir adyının bu ilk teşebbüsünde muvaffak olaranacak baska kaçak olmadığını fnla * Merhum Namık İsmail yü zdeseydim, belki onu da kabul ede adaki odam hiç te fena değilmiş! di. ( 1 ) bi!me6İ için Anadolu ajansının Romanya ları da doyurmağa başlıyacaktı. Bu anmakta RÜclük cekmeijer y* lrnmflan /ıW. cekfîTNemelâzım: Idare beni Allah için ... Eski lokantama da kavuştum. în Onun kızı için Türk akıncılarini gö mağa hazırlandılar. Şimdi sıra kendileriajansile temas tesis ederek her gün festi sızın ölüm, bu kaza, yahud bu gaflet takdir ediyor! an alıştığı yerde daha lezzetle yemek vale dair haberler vermesi lâzım geldiği yalnız Türk cemiyetini değil ati için rünce çıldırmak gayet tabiî idi. Çunkü ni öldürmeğe yeltenen bu pusu kahra ... Diyecek yok: Perihan, gerçekten ,'iyor. ni ve Rumen matbuatında bu işe dair bütün dunya san'atini bir kudretten babası için beslenilen hakh hıncn ken manlarını cezalandırmağa gelmışti. Musçok akıllı bir kız! ... Perihana mektub yazıp, bu kadar her gün neşriyat yapılacağını ilâve et mahrum bırakmış oldu. Çünkü Namık dinden çıkarılncağına çüphc ctmiyordu. tafa daha başka bir yerde buna benzer ... Dün, bana tekrar otomobilden bah akittir niye görünmedığini sordurru Bundan ötürü de gerçekten bir delı gıbı bir hâdisenin görünmemesi için şu on ki» miştir. ^alışıyordu. San'ate bir ömür kâfi desetti. Lâkin ben hiç oralı değilim. ... Perihandan cevab aldım: RuhlarıHalis, Romanyadan gelecek olan on jıldir derler. Namığın bu zavallı • ırım saçını başım yolmağa, kendisinin ne şiye iyi bir ders vermek istiyordu, ayakla... Apartımanı gene değiştirdim. Tak mızın uygun olmadığını, birbirimizle altı kişilik ulusal heyet ile musiki heyeti ömrü nasıl kâfi gelsin? Evvelâ ona da pahasına olursa olsun kaçırılması için rı çözülmüş olan tutsakların yar.ıbaşında simdeki kübik apartımanlardan birine nlaşamadığımızı ve onun için artık beHer biri bir yürürken düşünüyordu. on eylulde Köstenceden Prenses Marya ima aramızda göremiyeceğimiz için, yalvarmağa başlamıştı. taşındım. Daha şık. Mahalle de çok da nimle her türlü ilişiğini kesmiş olduğuâşık olan erkekler, Türk korkusile silinen vapurile hareket edeceğini bildirmiştir. Atlar gene binicilerinin ardısıra sonra daha istifade edebileceğimiz bu ha modern. Hem artık yemeklerimi ku nu yazıyor. Yunan heyeti de on bir eylulde Pire kıymetli sihirkârm zıyaı için nekadar alkol dumanı yerine ortaklaşa sevgilileri yordu, Marya da fakat tek atlı olaraklüpte yediğim için, oraya da yakırı o ... Bu sabah, direktör beni yanma çaden yola cıkacaktır. ok keder duysak azdır. Bir cemiyeti olan güzel kızın dudaklarından dökülen kafilenin içindeydi. Çünkü onun bindiği turmalıyım. ğırdı. Acaba aylığıma mı zammedecek? Geleceklere kolaylık tarihte tesbit edecek ve yaşatacak o bambaşka bir ispirtoyu içerek yeni baş at ta, kovalama işine karışmaktan geri ... Perihanın, otomobil hakkmda söy... Zam mı? Bilâkis, yüz liraya indirtan sarhoş olmuşlardı. Onu kurtarmağı kalmamıştı, arkadaşlarından ayrıîmamışBalkan haftasında şehrimize gelecek lanlar, işte şu bir avuc insandır. ledıklerini muhakeme ettim. İnsan, far diler. Ben de kabul ettim. Etmeyip te bir ödev, geri bırakılmaz bir ödev gibi tı. Fakat hayvanın koruya dalışı kadına Balkanlı gezginlere elden gelen bütün Biz Namıktan çok uzun zamanlar Akında olmadan, hergün dünya kadar ve ne yapacağım? kolaylıkların gösterılmesi için her taraf kademide talebesine, sergilerde halka tanımağa başlamışlardı. Zaten hayatları çok üzüntülü bir saat yaşatmıştı. Obür saiti nakliye parası veriyor. Bunları ... Eski vaziyetime geldim. Vakıâ datehlikede idi, Türklerin kendilerini kıtır hayvanlarm izinden ayrılmıyan at, sık ta tedbirler alınmaktadır. Bu meyanda hocalık etmesini bekliyorduk. uçuca eklediniz miydi, herhalde hususî ha az kazanıyorum amma, birkaç ku kıtır keseceklerini sanıyorlardı. Böyle veya seyrek ağaclar arasında pervasızca Balkanlıların vaFizleri üzerine yap'.ştmNe yazık ki bu kıymetli varlığı ce bir otomobilin masrafından çok fazla ruş artırabiliyorum. lacak etiketin şekli gümrüklere bildi'il miyetin her sarsıntıdan koruması lâ bir durumda bir kahramanlık gösterip geçerken üstündeki kdının dallara çartutar. Kolaylığı, rahatı da caba. Hem miştir. Her gümrük işyarı (memnr) bu zım gelirken, ona en muhtac bir amn ün almak ülküsüne kapılmışlardı. Hep pacağmı düşünmüyordu, eğere bağlı şimdi, taksitle bir araba satın almak ta ... Dün Periham gördüm. Bizim eski etiketi taşıyan valizin sahibine bütün da, çok tabiî bir yardımda bile bulu sinde kurda saldıran bir tavşan bahadır olan Marya da iğilip bükülemediği için mümkün. direktörle beraber, hususî bir otomobile mümkün olan kolaylıkları göstermekle namadık.' lığı peyda olmuştu. Ölürken, ölüm su sık sık tehlikeye uğruyordu, dalanıyordu, ... Perihanla birkaç garaj dolaştık, o binmişler, Büyükdereye doğru gıdiyormükellef tutulmuştur. Fakat olan olmuştur ve kederimizin nan eli ısırmak ve tırmalamak istiyorlar bereleniyordu. Bununla beraber kovalatomobillere baktık. Uygun birşey bul lardı^. ma işının sonuna kadar koruda dolaşmış1 büyüklüğü, ona karşı vazifelerimizi bi dı. Ercümend Ekrem TALU duk. Aydanaya ödeyeceğiz. Nasıl olsa ÜNÎVERSİTEDE ze unutturmamalı. Namığın bu kırık Güzel kız, önüne geçilmez bi; heyecan tı, büyücek bir yara almadan işin bittihayatı için tabiî bir ölümden fazla ka içinde o erkeklere şu yiğitliği aşılarken ğini görmüştü. Felsefe konferansı dirşinaslık göstermeliyiz. Namık İsma kendilerini tehdid etmekten de geri kalMustafa, ağaclığın tam ortayerinde Edebiyat Fakültesi profesörlerinden ilin bütün eserleri bir araya getirileBek mıyordu. Bir taraftan onları öpüp okşu ansızın durdu, arkadaşlarile konuşmağa Reichenbach eylul ayı içinde Pariste bir sergi yapılmalı, Namık İsmailin ha yor: «Beni Türklere kaptırmayın» di daldı. Önlerindeki on tutsağın ne biçimde toplanacak olan arsıulusal felsefe kongre yatmı, san'atinin evsafım, anlatan bir yordu, bir taraftan da: «Babam bu cezalandırılmalarının uygun düşeceğini sinde Universitemiz namına hazır bulun broşür basılıp sergiyi gezenlere veril korkakhğınızı affetmez, öc alır» demek soruyordu. Başıboş atlar da durmuşlardı, meli, muhtelif yerlerde, Akademide ten çekınmiyordu. Erkekleri muhakkak konuşulan şeyleri dinler gibi kulaklarım mak üzere Parise gidecektir. Halkevlerinde Namık İsmail gecesi ter bir ölüm önünde sabur olmağa sevkeden dıkerek beklıyorlardı. Marya, bu duraDEMZ İSLERÎ tib edilmelidir. yalnız kızm öpüşleri ve okşayışları de lama sırasında ağacîara göz gezdiriyorNamık gitti. Fakat o uzun olmağa va ğildi, Kont Kınisin de korkusu o zarurî du. Böyle maksadsız bakınırken kendi Liman Direktörüniin teftişleri Liman Genel Direötürü Raufî Man kit bulamıyan bir san'at hayatı içerisı cesaretin doğmasmda ayrı bir amil olu atının altmda durduğu ağacın dallan ayaslı dün idareye merbut şubelerin teft1 ne ismini kazıdı. Bize düşen vazife yü yordu. Matmazel Kinisi kurtaramayıp rasında bir kadının saklandığım gördii şine devam etmiştir. Genel Direktör bir reğimizin acısı nisbetinde geniştir, o is ta kendileri herhangi bir tesadüfün yar ve bağırmak istedı. Fakat kafasında hekaç gündenberi bütün tesisat ve vesaiti, mi Türkün san'at tarihindeki yerine dımıle sağ kahrlarsa Tamışvar Kontu men doğuveren bir fikirle bu err.elinden şubeleri gözden geçirmekte, iş ve muame koymak lâzımdır. nun elinden yakalarını kurtaranr.yacak vazgeçti, delimsi bir bakışla kendine baKÂMRAN TAYFUR leleri mcelemektedir. Bu ınceleyış liman lannı takdir ediyorlardı. Transilvanyada kan o kadına parmağile işaret verdi: servislerinin daha süratle işler bir hale sooturan bu çok ünlü Kontun eli uzundu, Sus!.. kulması için yapılmaktadır. Sillide yaşıyanları da yakalıyabilirdi. Kendi işlerile uğraşan akıncılardan hiç biri tepelerinde nefis bir kadının saklı olBüyük Balet Revüsü Çin Elçilik Müsteşart ve kâtibi matbaamızda İşte bu yüzden o on erkek korkudan duğunu sezmemişlerdi. Onların gökte ne 7 eylul cumartesi gün ve gecesi Kızılay sıyrılmış gibi davranmışlardı, Mataıazel arkadaşlarımızla bir arada Bundan birkaç dost, ne düşman aramak âdetleri değilKinisi yüksek bir ağaca çıkararak saklaEvvelki gün istanbula gelen Çinin An gazetemiz hakkında uzun malumat almış Cemıyetının Taksım bahçesinde hazırla gün evvel bu yıl di. Bu koruda ise ağac tepelerinı araştıdığı Kermeste eski Rus Devlet tiyatrosu kara elçiliği müsteşan WangPunSon ve sergide gösterilmek üzere gazetemizin dıktan sonra pusuya yatmışlardı ve kenHukuk Fakültesinrark gezmek için zorluk duyduklan yokartistlerinden Bayan Arzumanofun idaile elçilik kâtibi doktor FengShanHo dilerini aramağa çıkan Türklerin üzcrleilk nüshasını Çine göndermek için iste resındeki şehnmızın maruf ailelerine men den birinci olarak tu. Matmazel Kinisi rasgele görmüş olan idün akşam Ankaraya dönmüşlerdir. rine atılmışlardı. Lâkin tavşanın ölürnü Marya da, bu tesadüfü gizli tutuyordu. miştir. Oğrendiğimize göre ayni zaman sub bayanlardan müteşekkil büyük Balet çıkan Nurullah KunMüsteşarla kâtib dün metbaamızı ziya sezip te gösterdiği cesaret kurdun pençeterin bir resmirr Çünkü kadının deli gibi bakan güzlerini ret ederek bütün dairelerimizi gezmişler da Çinin sayıh âlimlerinden olan Wang revüsünün programına bahçenin bar kıssini körletmez, tavşanı da aslan yapmaz. koymuştuk. D ü n bile kıskanmıştı. Onun bu parlak gözle,ve arkadaşlanmızla görüşmüşlerdir. Ya PunSon Türk ve Çin uluslan hakkında mında saat 7 de başlanacak, 9,30 a ka Hukuk FakültesinTabiatin her varlığa verdiği gücün eni, re uygun bir yüz ve bir boy taşıması hadar sürecektir. kında Çinde arsıulusal bir gazete sergisi ki binlerce yıllık münasebata dair çok öboyu bellidir. Baron Huhenvarterle ar linde Mustafanın ilgi peyda etmesindcn de yaptığımız inceaçılacağından müsteşar WangPunSon nemli bir eser hazırlamaktadır. kadaşlarının da yiğitliği tek bir hamleden korkuyordu. lemede Nurullah ibaret kaldı, Mustafa altındaki atın şahGülyağı için mütehassıs Kunterden başka (Arkası var} Iş Bankasının kumbara Urfada buğdayın kilosu 60 para Ekonomi Bakanlığı gülyağcılığımızın Halil Aslanlmın da lanması ve beş palanın üzerlerıne çevrilikramiyesi Urfa (Özel) Bu yıl Ziraat Ban inkişafı ve modernize edilerek hernes ta birinci çıktığım öğ(1) cKinis ölüler üzerinde sofra kurmesile beraber kaçış başladı. kası buradan da buğday satın almağa rafmdan kullanılabilecek bir şekilde or rendik. I eylul 1935 te çekilen Iş Bankası küHalil Aslanlı Bir akıncı, en iyi bir avcı demektir. durdu, şarab, yaralıların kanile karıştı, başlamıştır. Fakat buna rağmen buğda taya çıkanlması için bir uzman (müte Fransızca, ingi çük carî hesablar ikramiyesi olan 2000 Çünkü akıncılar akına çıkmadıklan gün cesedlerin üstünde dans edildi. Kinis yın kilosu hâlâ 60 parada durmaktadır. lıassıs) getirtmeğe karar vermiştir. Ba lizce ve almancayı bilen bu genc ha leri ve hele bütün kışları av yapmakla ge kendisi ölulerden birini dişile ısırdı ve Üra Afyonda 666 No. lu hesab sahibi Bu vaziyette köylünün ileride sıkıntı çek I kanlığın bu hususta değctlerde (temas len Üniversitenin Kara Tıcareii Ku çirirler. Bu sürekli idman onlara orman bunu öylece taşıyarak harb raksı yaptı.» ÎTuran İbrahimc çıkmıştır. raesinden korkulmaktadır. Angel Macaristan tarihi C.3 S: 365, Ijarda) buiunduğu anlaşılmaktadır. kuku asistanıdır. Muvaffakiyet düeriz. lan taramak. göze görünmez deliklerj Sokakta, dalgın dalgın yürüyordum Birdenbire, bir de, ayaklarımın dibin de kara kaplı bir ceb defteri gördüm iğildim, aldım. Her sahifesi, incecik sık bir yazıyla karalanmış bir muhtırî idi. Tecessüs hissine dayanamayıp, bu nu, eve gittikten sonra baştanaşağı o kudum. Bir kısmını, ilgi uyandırır gör düğüm için, aşağıya aynen naklediyo rum: Bayram Romanyada ge Onun ismine ve san'atma kadirşinaslık isteriz! niş alâka uyandırdı iğreti aslanhktan çabucak tavşanlığa geçen şövalyelerden her ele geçenin kolları ve ayaklan bağlanarak bir tarafa atıhyordu! Çin Elçilik heyeti matbaamızda Hukuku birincilikle bitiren gencler