Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 Haziran 1935 CUMHURİYET ItalyaHabeş mes'elesi Haşmetlu Krallar tahtınıza buyurun.. Avrupa havasında irtica rüzgârları esiyor. Düne kadar hükümdarların istibdad, cumhuriyetın de demokrasi getirdiğini söyliyenler, sırtüstü düştüler. *** Italya Habeşistanda 25 yıl için manda istiyor Deyli Meyl «Italyaya müttefikleri tarafından Anadoluda vadedilen (!) yerler zabtolunamadı. Italya Habeşistanı almakta haklıdır!» diyor (Baftarafı 1 inci $ahifede) göret yapan Musolini köylülere demistir müstemlekelerinin yarısıdır. Bunlar Italyadan üç bin mil uzaklıkta bulunuyorlar. Bu ülkelerle hemhudud olan Habeşliler Afrikanın muharib bir kavmidir. Bu harbcu millet 500,000 silâhlı asker besliyebilecek iktidardadır. Avrupada bir harb vukuunda İtalyanın Eritre ve Somaliye silâh ve erzak gönderemiyeceği, Hava tehlikesi karşısmda Kirlî mayolar Türk ulusunun hamiyeti Plâjlarda sıhhî şartlara riayet edilecek Hava Kurumu Genel Başkanı «Bütün vatandaşlar bu millî ve hayatî ödevi tam mânasile anlamış bulunuyorlar» diyor (Bastarafı 1 inci gahifede) Halkımızın gösterdiği bu coşkunluğu ölçerek tam bir kanaatle diyebilirim ki az bir zamanda yüksek Türk ulusu bu ödevini kendisine lâyık bir surette başaracaktır.> san Rıza Soyak Riyaseti cumhur umumî kâtibi 144, Süreyya Anderiman 96, Sabit Şeren 60, Zühtü Maray 48, Memduh Tünçer 48. Suad Dinçmen 48, Haldun Kuloğlu 36, Lutfi Altınok 48, Ek rem Uraz 48, Rıza Erdim 48, Rıza Öz 48. Rıza Özak 24, Grasrar 24, Remzi 30, Mehmed Yücel 30, Ohannes Kazaz 20. Atpazarı yokuşu No. 28 de terzi , Yusuf Mollazade Hasan 30, Niyazi 20, Arzuman Nureddin 70, Osman Avundukzade Kemeraltında tecimen her sene 50 lira verecek ve 400 de yardım. Ödemişten: Mustafa Çağlıyan 30, M. Tevfik 20, M. Cemil Doğrusöz 20, Tokattan: Recai Güreli 20, Şükrü Maral 20, Ibrahim Güneri 20. Emin Akın 20, Hilmi Polat 20. İ. Hakkı 20. Ali Özeren 20, Talât Somer 20, Selim 20. Süreyya Demirel 20. Cemal Civelek 20, Ratib Akser 20. Hüseyin Ayyıldız 20, Talât Çamsun 20, Etem Ergun 20, Şefik Afacan 20, Remzi Topçam 20, Cemal Kovalı 20, İsmail Yüksel 20, Mustafa Atasoy 20, Osman Mamacan 20, Mehmed Kızılöz 20, Nuri Melekoğlu 20, Naci Türkay 20, Hamdi Dağıstanlı 20, Mustafa Yolcu 20. Halil Bekçi 20, Ali Rıza İşpir 20, Aram Asador 20, Mehmed İbrahim 24, Mus tafa Kemal 24. Ali Mehmed 24, Ferid 24, Kadir Celâl 25, Şadan 24, Ali 24, Tosun Çavuş 24, Osman Ahmed 24. Ahmed Mehmed 24, Tevfik 60, Paşa Meh medoğlu 60, Eşref Said 24, îsmail 20, Niyazi 30, Şerafeddin 40, Nedim 20, Faik 20, Aleksandr Brunelli 100, Alişan Güner 30, Muhiddin Tankut 25, Muzaffer 20, Mustafa Sıirdli 20, Nüzhet 20, Ali 20, Mehmed Fethi 20, Süleyman Sırrı 100, Agâh 30, Derviş 20, Hüseyin Ri fat 20, Halil 20, Ahmed Çakaloğlu 20, Ömer Kâhyaoğlu 20, Ahmed Çapanoğlu 20, Mükerrem 20, Rıza 28,80, Salâhad din 24, İbrahim 28,80, Hamdi 36, Kemal 20, Mehmed Rsakallı 20, Ahmed Al tındiş 20, Ahmed usta 25, Fikri Ereğlili 20, Remzi 30, Mehmed 20, Nasrullah 25, Abdullah 35, Süleyman 50, İbrahim Ömerlioğlu 20, Şerif 25, Abdullah Fırıncı 100, Hafız İsmail 100, Faik 20, Rado 50, Eyüb 20, Ahmed Yusufoğlu Hacı Ahmed 20, Eyüb usta 20, Yakup 20, Köseterid Mustafa 100 Etem 20, Ali Reis 30, Naci 20. Sabri 20, Zekeriyya 20, Küçük Ali 25, Enver 20, Osmaniye Diyarbekirden Tevfik Ersoy 20, Sıdıka Tevfik Ersoy 20. Şar, pek pahalı olan plâj fiatlerini îndirmek için tetkikata başlamış ve plâjlarda ne gibi sıhhî tedbirler ahnması lâzım geldiğini Sıhhat müdürlüğünden sormuştu. Sıhhat müdürlüğü verdiği cevabda, hiçbir sıhhî tedbire baş vurmadan bir mayonun, günde birkaç kişiye veril •mek suretile kullanıldığını, halbuki, frengi, belsoğukluğu ve diğer birçok cild hastalıklarınm mayolarla başkalanna geçebileceğini, binaenaleyh bir adam tarafından kullanılan bir mayonun, süblime ve yahud diğer mikrob öldürücü bir mayi ile yıkanıp sıkılmadan başkası tarafından. kullanılmasmın önüne geçilmesi lâzım geH diğini bildirmiştir. Fakat Şar bunun mümkün olamıya cağı, çünkü maddî imkânların buna mü: said olmadığı kanaatindedir. Bunun için Şar plâjlarda frengi, belsoğukluğu ve diğer zührevî hastalıkların geçmesine mâ'l ni olunmak üzere daha pratik bir çare mevcud olup olmadığını dün tekrar Sıhhat müdürlüğiinden sormuştur. Diğer taraftan Şar Ekonomi Direk törlüğü fiatler üzerinde de fazla dur makta ve plâj fiatlerinin yüzde elli nisb tinde indirilmesi fikrini beslemektedjr. « Habeşlilerin de Italyanın bu müstemle kelerini zaptedecekieri muhakkaktır. M. Musolininin ilk düşüncesi bu nıüstemlekelerin müdafaasını temin etmek tir. Bunu yapabilmek için de 100,000 Italyan ve 200,000 Habeşliden miirek keb orduyu iki müstemlekesine taksirn etmek ve bunların iaşeleri için Habeşis tanın münbit ve pek zengin olan arazi sinden kâfi miktarda almak istiyor. Italyanın mesahai sathiyesi Fransanın yarısı olduğu halde nüfusu Fransanınkinden 2 milyon fazladır. Bu fazla nüfus yaşıyabilmek için yeni ve geniş araziye muhtaçtır. İtalyanlara müttefikleri tarafından Anadolunun zengin topraklarmdan vade dilen (!) yerler zaptolunamadı. Tabiidir ki yeni geniş araziye muh tac olan Italya bundan 14 sene evvel Uluslar Derneğinden vahşi diye kovduğumuz Habeşlilerin zararına olmak üzere Jıareket edecektir. f 1906 senesinde İngiltere, Fransa ve I talya Habeşistanı aralarında taksim için , arasında bir şimendifer hattı yapmak imbir muahede imzalamışlardı. tngiltere ile ; tiyazı bugün Habeşistan hükumeti tara Fransa arasında aynca imzalanan muahefından bir îsviçre grupuna verilmiştir. <de mucıbince de İngiltere Mısırda iste 1938 yılına kadar bitecek olan bu hattın idiği gibi hareket edecek, Fransa da Fas insaatına derhal başlanacaktır. Bu su ta harekâtında serbest olacaktı. retle Habeşistan doğrudan doğruya ce Fransanın Fasta, İngılterenin Mısırda nubî Afrikadaki İngiliz müstemlekesile yaptığını bugün Italya Habeşistanda yap bağlı bulunacaktır. mağa azmetmiştir. Son dakika Italyanın Habeşistanı zaptetmesi ne Londra 28 (Telsizle) \' Cazeteler Ingiltereye, ne de Fransaya dokunur. BuM. Edenin Romada ve Pariste yaptıgı gün İtalyaya meydan okuyan ve cenge hazırlanan Habeşlerin yakın bir zaman temaslar hakkmda uzun yazılar yaz 1da bize de hücum etmiyeceklerini ne ile maktadırlar. temin edebiliriz? «Deyli Telgraf» gazetesi M. MusoMedenî Italyanın Habeşistana yerleş lininin Habeş ihtilâfına muslıhane bir şemesine mümanaat etmek bizim için şrıe kilde halletmeğe yanaşmadığını ve Hadeniyete karşı durmak demektir.» beşistanda 25 yıllık bir manda istedi Son vaziyet ğini yazarak, M. Edenin böyle bir tek Littorya 28 (A.A.) Pontin ba lifi kabul etmenin İngiltere için imkânsız takhklan üzerine kurulan yeni köylere bir olduğunu bildirdiğini haber veriyor. Avrupa havasında yıkılış gümbürtü leri duyuluyor. Düne kadar iktısadî hu ki: zursuzluklara, buhranlara, içtimaî geri « Bugün iyi çiftçileriz, yarm da iyi liklere sebeb, hürriyetsizlik olduğunu söyaskerler olacağız.» liyenler, yalnız kendilerine münhasır bir Mütemadiyen yeni kuvvetler hürriyetin heykeli olan diktatörleri do gönderiliyor ğurdular... Londra 28 (A.A.) Daily Telegrafın Adisababadan öğrendiğine gb're, HaAvrupanm her tarafında patlamağa beş hükumetinin yaptığı bir bildiriğ Italmüheyya bir ateş yanıyor. Milyonları ayan askerlerinin gönderilmesine devam edildiğini ve genel kuvvetlerin Italyan sö şan işsizler, servet ve refahın gök başlı mürgelerınin savgasına gerek mıktarı çok haşmeti yanında bir an kovanı gibi çoğageçtiğini bıldirmekte, Habeşistanın se lan teneke mahalleleri (Slumlar) bir demir ağ gibi bütün bir memleketin sana ferberliğe dair hiçbir hareket yapmadığını yiini, ticaretini içine alan fabrikalar ya sağlamakta ve eğer şimdi çalısmakta olan nında, nefesi kokan bir insan ekseriyeti, yargıç (hakem) komisyonu Roma hü rejimlerin üzerinden bağrıyorlar: Bize ekkumetine hak verecek olursa Habeşista mek veriniz. nın İtalyayı memnun edeceğini ulamak tadır. İçtimaî zıddiyetlerin, iktısadî ahenk Imparator Uluslar sosyetesinden du sizliklerin yarattığı huzursuzluk içinde rumu incelemesi için Nötre gözcüler gön halk kütlelerinin başı sarhoştur. O yal dermesini istemiştir. nız, ekmek istiyor. Bu huzursuzluğun naBildiriğ Habeşistanda esirliğin bulun sıl kalkacağını bilmiyenler, denize düşeduğunu yadısamamakla (inkâr etmemek nin yılana sarılması gibi krala sarılıyorlar.. le) beraLer bunların özgürlüğü yolunda Yaşasın kral!.. **# ve öteki işlerde elde edilen ilerlemeler üDünyayı kırmızı bir cehenneme çevirzerinde ısrar etmektedir. mek için milyonlarla beygir kuvveti sarfettalyada manevralar den fabrika motörleri, bu nefesi kokmuş Roma 28 (A.A.) Yakında büyük insanlarm başı üstünde işlîyor. Avrupasüel kuvvetler manevralar yapacaklardır. nın merkezinde yanan ateş patladığı gün, Habeşistanda yeni bir servetleri, tirilyonları, kentirilyonları geçecek... Yeni Zaharoflar, Hükenberg demiryolu Londra 28 (Telsizle) Cenubî Afri ler türiyecek... Yaşasın kral!.. *** kadaki Cape Town şehrile Adisababa Bütün Türk gencliğini uçucu yapacağtz M. Edenin dönüşü (Baş tarafı 1 inci sahifede) temel görmektedir. Bu gazete Avrupanm banşını koru mak için Almanyamn yeni bir kuvvet olarak ortaya çıktığına işaret ederek. bu yeni kuvvetin ihmal edilmiyeceğini yazıyor ve İngilterenin takib etmeğe başladığı bu yeni siyasanın sulh lehine olduğunu bildiriyor. giltere tarafından Almanyaya yaklaş mak yolunda takib edilen yeni siyasanın Fransa ve İtalyayı endişeye düşürmemesi lâzım geldiğini isbata çalışmak olduğunu yazmaktadır. Berlin 28 (Telsizle) Paristen alınan haberlere göre M. Edenle M. Laval arasmda yapılan son konuşmalarda en ziyade İngiliz Alman deniz anlaşması mevzuu. bahsolmuştur. M. Eden bu anFransız gazetelerinin neşriyatı Paris 28 (Telsizle) M. Edenle M. laşmanın ingilterenin bundan evvelki Laval arasında yapılan son konuşma taahhüdatma aykırı olmadığını söyle lardan bahseden Liberte gazetesi Stresa miş, anlaşmayı imza etmekle Londra kabinesinin siyasal yeni bir yol açmak cephesinin yarıldığını yazıyor. <Temps» gazetesi nikbinliğini muhafa istediğini ve bu yolun da Lokarno mi za ederek, şahsî temaslarla temin edile sakma tamamile uygun olduğunu bil miyen neticeleri diplomatik konuşma dirmiştir. M. Edenin uzun izahatını dinlarla temin etmenin kabil olacağı ümi liyen M. Laval, Fransanın deniz işlerinde serbestisini muhafazava karar ver dini izhar ediyor. Bu gazete M. Edenin Roma ve Paris diğini, îngiltere gibi düşünmediğini aîiyaretlerinden başlıca maksadınm İn çıkça anlatmıştır. Fuad, bundan sonra, Başmuharriri miz tarafından Türk Kuşu hakkında yazılan bir makale hakkında da şunları söylemiştir: < Ülkümüz bütün Türk gencliğine uçuculuğu yaymaktır. Lâkin uçucu luk kolay bir şey değildir. Planörle uçuculuk memleketimizde yeni başladı. Bu maksadla dostumuz Sovyetlerden iki muallim getirdik. Bu muallimler ve gerekse mevcud plânörler şimdilik onar kişilik iki grup yetiştirebilirler. İleride muallim gencler yetiştikçe bugünkü vaziyeti tevsi edeceğiz. Biz hayatmı bu işe hasredecek en kabiliyetli genclerden yirmi kişi seçtik ve muallimlerin eline verdik. Bir buçuk aydanberi sabahtan akşama kadar çalışan bu gencler (A) ve (B) yerevele rini almağa muvaffak oldular. Daha ziyade yükselmek ve muallim lik edebilecek bir hale getirmek için bu yirmi gencden fevkalâde kabiliyetli olan sekiz genci on gün sonra Sovyet Rusyada «Koktaber> e göndereceğiz. Dört ay sonra bu gencler herşeyi tam olarak öğrenmiş ve muallimlik evsafını kazanmış olduklan halde döneceklerdir. İşte o zaman memleketin en müsaid yerlerinde şubeler açarak Türk Kuşu çahşmalarını genişleteceğiz ve pek çok Harb sanayiini altın yumurtlıyan müs uçucu genc yetiştireceğiz.t Yeni üyeler temlekeleri, lordların, baronların unvanAnkara 28 (A.A.) Hava tehlikesilarını, malikânelerini tutabilmek için, dahilî huzursuzlukların sesini boğmak lâ ni bilen üyeler:: zım. Siyasilerin binbir dalavereli dahi Osmaniye Diyarbekirden: Emin Eryane tedbirleri, bu içtimaî zıddiyetlerin güven 20, Şahab Özer 20, Muharrem demir kapısına vurup dağılıyor. Dünyayı Öncr 20. Bürhan Özdal 20, Tahsin Günkana boyıyacak harbin mes'uliyetini yük doğan 20, Gündoğan 20, Şinasi GündoIenecek bir omuz, bir kral omuzu lâzım... ğan 20, Fehmi 20, Halid 20, İhsan KarYaşasm krai!.. tal 20, Kâzım 20, Ahmed Kasımoğlu 20, Hüsnü Yıldırım 20 Aba Kasımoçlu *** Haşmetli kralîar, tahtlariniza buyu 20, Cuma Alaşoğlu 20, Zülfıkar Musa run... Avrupanm kördüğüm olmuş saçı oğlu 20, Mehmed 20, Ziya Ögten 20, nı çb'zmek faziletini sizin elmas taçları Bayan Naciye Öğten 20, Behçet Gökçe nıza, sırma apuletlerinize dikiyorlar... 20, Memduh Turan 20, Lutfi Tekin 20, Sizler, tarihte misli görülmemiş bir harbin, Tevfik Demirel 20, Ali Savcı 20, Behçet bu son soygunun resmî ve kanunî fir Bingöl 20, Bekir Aral 20, Hüsnü Saidoğlu 20, Fahri Güner 20, Hikmet Fırat 20. malarısınız... Mehmed Hafızoğlu 20, Bekir oğlu Mus\ alnız, şunu unutmayınız ki, bu defa taf 20, Said Tarhan 20, Ankaradan Hatahtlannızı halkın kalbi üzerine değil, sonsuz ümidi üzerine, siyasî dalaverele rin, iktısadî buhranların, zıddiyetlerin çürük temeli üzerine kuruyorsunuz. Kızıl ateş, söndükten sonra, ilk yırtılacak apulet sizin, ilk devrilecek tac, gene sizindir... Harb ateşi sizin üniformalarınızı yakarak sönecektir. SABİHA ZEKERtYYA Şoför mü, haydud mu? Gece zammı alamaymca müşterisini soydu Kumusyoncu Ali isminde birisi velki gece saat 11 de Edirnekapıya mek üzere Eminönünden bir taksiye binmiş ve taksi Edirnekapıda Altay mahallesine gelince taksimetronun yazdığı parayı şoföre vererek otomobilden inmiştir. Fakat şoför, Aliden gece zammı da istemiştir. Ali bunun nizamî olmadığını söyliyerek vermek isteme j miştir. Bu sırada viraneliklerden üç kişi daha çıkarak şoförle birlik olmuş lar ve Aliyi zoıia otomobile atmışlar dır. Otomobil de son süratle şehir haricıne doğru ilerlemeğe başlamıştır. Mütecavizler yolda Alıyi soyarak ce bindeki 155 lirayı almışlar ve zavallı adamı Rami civarmda tenha bir yerde yere atmışlardır. Zabıta tahkikata başlamıştır. Iğdırda pamuk ve üzüm mahsulü Iğdır (Hususi) Pamuk, çeltik ve saire yetistiren kazamız 12 ye yakın çe: sid üzüm de vermektedir. Fakat son zaij manlarda Çor denilen bir hastalık gerek üzümü ve gerek pamuğu tehdıd etmeketdir. Köylü toz kükürtle bunu püskürecek makineyi bulamamaktadır. Geçen seneki rekolte miktarı olan 921 ton pamuk iyi fiatlerle satıldığı için bu senki ekim iki misli olmuştur. Yalnız tohuma fazla taleb olduğu icin fıat 15 ten 55 kuruşa fırlamıştır. Meselenin fena; tarafı bu tohumların ayni cinsten olma. masıdır. Burada bir ortamektebe ihtiyac var. dır. İlkmektebi bitirenlerden pek çok talebe, maddî imkânsızlık karşısmda orta tahsillerine devam için Iğdırdan ayrılamamakta ve okuyamamaktadır. Florya İstanbul yolu üzerine konan isaretler İnegölde bir cinayet lnegb'l (Hususî) Buradan iki saat mesafede Bedre köyünde Aziz adında azılınm bırı ıkı gencın canına kıymıştır. Afciz Receb ismindeki arkadaşının evinden birkaç parça eşya çalarak kaçar. Azizin peşine düşen Receb nihayet onu Şıbab köyü yanmda yakalar ve aralarında kavga başlar. Nihayt Aziz silâhını çekerek Yusufu kalbinden vurur. Bulunduğu yerin Mehmed Ali tarafından söylendiğini zanneden katil, pusu kurarak bu gencin de canına kıymıştır. Mehmed Ali ortada yoktur. Köyün muhtarı Mehmed Aliye aid arabayı yolun üstünde boş olarak bulmuştur. Arabanın tahtalarında kan izleri de vardır. Bay Kadri hiddetini tutamadı. Kurtulmasını istemiyormuşsun gi bi lâkırdı ediyorsun! Ferdinin siması fena bir ifade aldı. Ayşe bana senden çok yakındır.. Yanılmıyorsam.. dedi. Bay Kadri omuzlarını silkmekle iktifa ederek, kapıya doğru ilerledi Nereye gidiyorsun? Hekim çağıracağım. Sana ne oluyor? Beni evimde ne zaman kendi halime bırakacaksın? Tehlike atladıktan sonra! Ve arkasından, Ferdinin atıp rutma sına önem vermiyerek, Bay Kadri, doktor Şekibi aramasa gitti. Kader onu hâlâ bir girdabdan ötekine yuvarlamaktan u sanmamıstı. Sokakfa, saatine baktı. Henüz beş olmamıştı. Ayşenin hastalığından haberdar olalı ancak bir saat geçtiği halde o yirmi yıl birden ihtiyarlamıştı! Saat beş.. Doktor Şekibin, evinde hasta kabul ettiği saatti. Oraya kadar gitti; hizmetçi, doktorun henüz eve dönmedi Sovyet Rusya • Fransa ticaret anlaşması Bar Istanbulla Florya arasındaki yol üzerinde muhtelif yolların istikametlerini göstermek üzere levhalar hazır lanmış ve bu levhalarm direklerini dünden itibaren diktirmeğe başlamış ğini söyledi. Nerede olabilirV Bir hastaya gitmişti.. Nerede ise gelir. Bereket burada bekleyiş uzun sürmedi. Hakikaten beş dakika sonra doktor geldi. Bay Kadri: Neredesin, kuzum? diye yeteldi. İşte geldim ya?. Otur, lâf atalım. Lâfın sırası değil. Gidiyoruz. Nereye? Hastaya. Benden, aklı başında bir hekim istedıler, seni götürüyorum. Eksik olma. Fakat, başka mesleklaşlarımın müşterılerini ayartmak âdetim değildir. Kim bakıyor acaba? Bilmiyorum! Ölüm tehlikesi var: Teşrifat vızgelir bana! İyi ama, azizim.. Geleceksin! Dostluğumuz namma bunu senden kat'iyyen istiyorum. O halde peki! Birlikte çıktılar. Bay Kadriyi getiren otomobil aşağıda bekliyordu. Bindiler. Doktor, belli etmeden, arkadaşını tetParis 28 (A.A.) Senato, 1934 tır. Yakında bu yola arsıulusal seyrrr ikincikânunda imza edilen Fransız Sovsefer işaretleri de konulacaktır. Res • yet tecim anlasmasım onaylamıştır. mimiz İstanbul Silivri yolunu gösteDış İsleri Komisyonu adına söz söyren levhanın konuluşunu göstermek • liyen raportör, anlaşmanın gizlenilmez tedir. faydalannı anlatmıştır. kik ediyor, Bay Kadri de, hiç tanımadığı bir şehirde ilk defa geziyormuş gibi, camdan, dışansını seyrediyordu. Bir aralık, doktor dayanamadı: Yahu! Nereye götürüyorsun beni? diye sordu. Fakir insanlar.. Ama \izitenden yana korkma. Paran bendedir. Saçmalıyorsun. Senin dostlarından para mı alırım ben? Dost, most değil.. Eski, çocukluk arkadasları. Her halde yenilerinden kıymetli olacak ki.. Bay Kadri sinirlendi. Azizim! dedi; ince eleyip, sık dokuma. Yardım etmem lâzım geldi.. Vazifemi yapıyorum. İşte o kadar! Şekib sustu. Bu sert cevab ısrara meydan bırakmıyordu. Kısa bir sükuttan sonra. lâkırdıyı başka vadiye döktü: Ben seni bilmem nerelerde, tebdılhavada, yahud ki tedavide diye biliyordum.. Görüyorsun ki, değilim! Halbuki, gitsen iyi olacakmış. Seni" değisik görüyorum. > Gerçek mi? a Bu sefer Bay Kadri, ister istemez, yüzünü doktordan yana çevirdi. Şekib devam etti: Yorgun gibisin. Bugünîerde dahada mı fazla yoruluyorsun? Her halde bugün senin simanı hiç beğenmiyorum, ne yalan söyliyeyim? Mutlaka, kara ciğerinde bir bozukluk var, senin, Kendine iyi bak. Bu yaşta, böyle şeyler kat'ıyyen ihmale gelmez. Bu zaid sözler, Şekibin alay eder gibi bakışları, Ayşenin hayatı sönmek üzere ikenki bu kayidsizliği Bay Kadride : haykırmak arzusu uyandırıyordu. • Teşekkür ederim.. dedi. Lâkin! ilmini ve öğütlerinı bırazdana sakla: Tei menni ederim ki orada da, şimdiki gibi teşhisin isabetli olsun! Allahtan Hadika sokağına, apartımanın kapısına gelmişlerdi. Otcmobilden en önce atlıyan Bay Kadri şoförün parasını vermeğe davrandı. (Arkaaı var) *Cumhuriy«t,.in bölemiı 43 Bu Gönül Böyîe Sevdi Yazan: Ercümend Ekrem Talu Zarfı cebine yerleştirip, hastanın yaiîna döndü. Ayşe, emeline kavuşmuş olmanın verdiği inşirahla içini çekerek: Teşekkür ederim! dedi. Bay Kadri, Ayşenin elini tekrar öprmek için almıştı. Fakat, buseleri öncekiUer gibi değildi. Ayşeyi bir daha göre memek kanaati dudaklarını donduruyor t yu. Sizi daha fazla yormayım şimdi.. &\ksama bir daha uğrarım; dedi. Hastanın ağzından, nefes verir gibi, fıafifçe şu hitab Dostum!.. \ / e gözleri kapanıverdi. Bay Kadri, bir iki dakika, yatağın başucunda dur du, bekledi. Nihayet, hasta için huzur devrinin başladığını anlıyarak, usulcacık savuştu. Savuşmak sözü burada tam yerindedir. însan ölümle başbaşa kalınca, savuşur. Hayat korkaktır. Ölümün manzarasından ürker. Antrede, Bay Kadri Ferdi ile yüzyüze geldi. O : Ey, nasıl, gördün mü? diye soracak oldu. Bay Kadri hemen cevab verdi. Gördüm. Ne oldu böyle birdenbire? Ne bileyim ben? Üsütmüs. Bi? önce nezle sandık, aldırmadık. Sonra za türrie olduğu anlaşıldı. Teşhis koyan kim": Kendisine bakan doktor. Nasıl adam? Dostlarımdan biı Neden başka birini cağırmadın? Çağırsam ne olacaktı?