Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Curalnıriyet Türklerle Süngü Süngüye No. 176 A. DAVER Çanakkalede Dikkatler > Nasıl yaşıyor ve nasıl Ciüşünüyoruz? Evet nasıl yaşıyoruz; değirme • nin suyu nereden geliyor diye her Tiirk çocuğu babasma »oruyor mu? Her baba da <oğlum büt çemiz budur» diye çocuğuna da • fündürüyor mu? Eğer Türk yuvan; bizleri bir yerde topltyan kuru bir eatt, yedi • rip içiren bir »ofra gözile görüle» cekte, yetişen çocatclanmız uzun bir okumaya dalarak bunalan fra* baya yardım edemiyecekse bilelim ki, bu güzel yuvamn şenliği çok gecikecektir. Biliyorus ki babala • rımıztn iyice tatarlanmtş bütçeri yoktu. Bizim de yoktur. Türk çocuğu, mektebinde butçe orneği gormediği ve babasından da daymadığı için onun da bütçeti olamıyacaktır. Butçe yokluğu ise, yoksuU luğun baştdır. Bütçe; yapabileceğimizi bize gösterecekti. Büçte, 6«ze azçok sigortamızı, kara gunumüzü aklasttracak akçeyi ayırtıp saklatacaktu Bütçe sert Ve doğru hayale kapılmaz bir arkadastmut olacaktı. Bugün çoğumuz, pek çoğumuz böyle güzel bütçeden ve bi' zi koruyacak bir arkadastan UZÜ' ğız. Bizde bütçe diye! parayt basa • bas, metelik kalmayıncıya kadar harcanmıya denilir. Kazane ço • ğaldtkça ba harcama da gelifigü' zel artar. İşin acı tahaflığı; para cebimizi deler, kafamızt ttrmalar. O sanki bir hastalıhttr. Dtsart at • mayınca kurtulamayız. Ba kazane çokluğundaki yaptıklartmtz.. Ya kazanctmız azaltrsa ne olur diye sormaytn. tste bunu yazmağa elim beni btrakmıyor. Banlart da yurd» daslartm üzülsün diye değil, dü • sünsünler diye yazıyomm. Bir de aile babalat\ı, ne isle afrraştrlarsa uğrassınlar, çocuklarını tonuna kadar, üniversiteyi bitirineeye kadar okutmak istiyorlar. Ama ken» dilerinin yashlıktan Ve geçim güç» lüğünden belleri bükülmüs, dişleri dökülmüş, benizleri sararmtştır. Gene dudaklartnın arastnda «ço • euğum adam olsun» manisi gezi » nj'o durur. Eğer çocuklanmızt, bilgisizliği gidertecek kadar okut • sak ve onlart en ktsa bir yoldan ekmeklerine kavuttursak adam sayılamıyacaklar mı? Çok oku yarak yurdun kaltürünü yüksel tecek bilgin insanlara sSzüm ola tnas. Onlart; ne yoksullak ne de diğer engmller yolundan çevire mfrt. Yurd; bin üniversiteli isti yorsa, binlerce, yüz binleree san' at, toprak ve iş adamt da istiyor. Yetistirme sistemimiz ve babala • rımtztn düsüncesi ise ba yola kapamıs gibidir. Yanntn yuvalartna temel olacak ba bütçe tekw'i;ini öğretmesini Ve Türk çocuğuna kazane dü*iincerini a?ıftma«nı <Türk kültür hayattndan* behliyorvz. 7 Mavıs 1<>*5 Fırmcılar kooperatifi Izmîrdeki Fınncılar Birlîgi bir toplantı yaparak kooperatif kurmağa karar verdi r RADYO Bu aksaraki orogram J 9 ağustosta İnşilizlerin Anzakta ve Suvlada uğradıkîarı çifte hezimetle General Haringtonun taarruz plânı iflâs etmişti! Daha şimaldeki iki liva Mustafa Kemal Paşanm hücumundan müteesîir olmamıştı. Lâkin iki tarafındaki birliklerinden biraz ileride mevki tutan bir tabur fecir vakrinde siddetli bombaya tutulmuştur. Tabur kumandanı maktul düşmüş ve diğer altı zabit ya maktul, yahud mecruh olmuştur. Bunun üzerine mezkur tabur da Ağıldere hattına gerilemiştir. Çiftlik yaylasındaki İngılız kıtaatı öğleden evvcl saat 10 da buradan çekildikten sonra bunlann tam solunda bulunan General Godleyin birliklen, ccnahlan havada kaldığından çekilmeğe başlamışlardır. Diğer birlikler de yeni hatta uygun gelmek üzere geri almmışlardır. (Hil Q ) tepesindeki Hind kıtası hücuma uğramadığından en son geri çekilen bir kıta olmuştur. Ağustosun 10 uncu aksammda dört gündenberi devam eden Sanbayır muharebeti nihayet bulmuştur. 14,000 kişiden fazla zayiat veren ve ihtiyatı bulunmıyan General Birdvud yeni den bir Hareket ve gayrette bulunacak vaziyette değildi. Bu suretle plânı kat'î surette «uya düsmüsrür. 9 ağustosta îngilizlerin Anzakta ve Suv l«da uğradıklan çifte hezimetle ki her iki hezimet Mustafa rCemalin himmetile olmuçtu General Hamil tonun oğustos taarruz plânı iflâs et mıştir. 9 Ağustos sabahı fecir vakti ne kadar Türkierin vaziyeti tehlikeli idi. Çanakkale Boğazının dar yerleri nm müdafaası için hayatî ehemmiyeti haiz Sanbayır îngilizler tarafmdan zaptedilmek tehlikesine maruz bulu nuyordu. Bunun şimalindeki Anafarta gediği General Stopfordun iki fır kasma karşı ancak bir setir kıt'ası tarafından muhafaza ed'liyordu. Buradan Sanbayın cevirmek îngilizler i çin kabildi. Mühim olan Teketepe müdafaasızdı. Vaziyet kend'Ieri için bu kadar na[zik olduğu haide Türkler, 9 ağustos! ta hem Anzakta General Godleyin \ Sanbayır hücumunu if lâsa uğratmış flar hem de General Stopfordun kuv vetlerini Suvlanm etrafindaki tepelerde karşılayarak bunlan zayiatla ovaLnm merkezine çekilmeğe icbar etmiş İngiliz sefarethanesinin tanzim ediîip yataklarm bile hazırlandığmı b'^iri yordu. Cevaben benim için de Bey oğlu caddesinde bir pencere kirala • mas'nı bildirdim. Diğer cihetlerden de Avvalık, lz mir ve emsali mahallerde ihracat ya pılacağı haber veriliyordu. 6 ağustos akşarru düşmanm yeni büyük harekâb basladı; yavas yavaş biri yava s';vari fırk%sı olmak üzere beş taze İngiliz firkası yanmadamn Anbumu ile Suvla koyu arasmdaki saM'ine geldi. Ayni 2am?nda Seddilbahir civanndaki cenub krupuna pek sı^'eMi ve /^n^ırnu gpj^unun sol cenahına alelâde bir taarruz vuku buldu. Başlangicda Esad Paşa ihraç ediien düşman kıtaatınm taarruzu aslısıni kendi sol cenahına tevcih edeceği zannında bulunuv"rdu. Lâkin daha 6 ağustos aksammda düşman harekâtmm Anbumundan sahil boyunca şimale u zarlığı ve daha şimalde ve birçok mahallerde de kuvvetli kıtaat ihraç edildiği sabit oldu. Aksam saat dokuza dogru beşinci ordu karargâhına ilk haberler geldi. Erkânıharbiye reisi Kâzım Bey öğle den sonra geç vakit bir müşavere için Anburnuna Esad Paşanın yanına gitmişti. Anburnu arkasındaki arazi en şedid bir ateş altmda bulunduğundan daha birkaç saat avdet edemezdi. Yukandaki haberlerin gelmesi ü zerine derhal telefonla Saros körfezi nihayetlerinde bulunan 7 nci ve 12 nci fırkalara silâhbaşı ermleri ve hemen yürüyüşe hazırlanma'an mrini verdım. Takriben bir saat sonra her iki fırkamn da geç kalmaksızm Büyük Ana farta şarkmda Uzunhız'rlı istikame tinde yürüyüşe başlamalannı emret tim. Esad Paşa daha akşamdan Tayaltepedeki 9 uncu fırkayı silâhbaşına ettimniş, şimal istikametinde olmak üzere yürüyüşe başlamışb. Bu fırka 7 ağustos sabahı Kocaçimen dağına cenub tarafmdan yaklaş tığı zaman îngiliz piyadesînm şimal den gelerek dağa çıkmakta olduğu haber verildi. 9 uncu fırkanm ilk kade meleri daha tepenin son kısmını tır manmakta iken İngiliz avculan hattı balâya çıkmış bulunuyorlardı. Türk ler kısa bir muharebeyi müteakıb te peyi işgal ve Ingilizleri tepenin şimal sathı maillerine doğru geri sürmeğe muvaffak olmuşlardı. Bu esnada 9 uncu fırkanm cesur kumandanı kayma k*m Kanenşisser tepeye cık»rken göğsünden ağır surette yaralandu Anafarta muharebelerinde atlatı lan buhranlann bu birincisi idi. Düş • man Kocaçimen dağının zirvelerini elde tutmağa muvaffak olsaydı bütün Anbumu cephesinin geri almması i cab edecekti. Onun için bu muharebenin ehemmiyeti çok büyüktü. Bir de bu sırtlar simale doğru Anafarta vadisi ne hâkim olduğu gibi cenuba doğru da uzun bir kısmı gö'rünen Çanakkale caddesine karşı topçu mevzilerine maliktir. Sulan çekilmiş olan A7m*tcdere <imalinde Anafarta vadisinde îngilizler, Bnrsa iandarma taburundan bir bö lükle 33 üncü alayin ikinci tabunı tarafından müdafaa edilmiş olan Mes tantepeyi ele geçirmişlerdi. Lâkin şarktan Mestantepeye merbut olan îsmailtepeyi zaptedemediler. ixmir fvmalaniMtı yaptafcl ırı topiontado bulunonlor îzmir (Hususi) C. H. Partisi retle fimdi her fınn için kabul ediien esnaf ve işçiler birliğine dahil fınn 7 çuval işleme esası, iki misline çıkacılar birliği, İzmirde fınnlar, ekmek nlacak ve bu iki misli iş, eskisine nis ve kazane işlerini lâyıkile halletmek i' betle küçük bir masraf daha kabulü suretile yapılacakbr. Bu şekil, hem fı şin yeni bir teşebbüste bulunmuşlardır. nncılan kazandıracak, hem de ekmek Bu teşebbüs, bir kooperatif teşkil etfiatini 1,5 kuruş kadar düşürecektir. mektir. Fırka başkanı Avni Doğanın En küçük hisse 5 liradır. Scrmaye da huzurile bir toplantı yapılmıştır. şimdilik beş bin lira olarak kabul edilAvni Doğan, hükumet ve partinin komiştir. Kooperatif piyasadan ucuz ve operatifleşmeğe verdiği ehemmiyeti teiyi un mubayaa ederek hissedarlanna barüz ettinniş, bu teşebbüste îzmir fıdağıtacaktır. nncılannın ilk ihtiyaclar için feda Toplantıda nizamnamenin esaslan kârhk yapmalan icab ettiğini anlat • çizilmiştir. Formalitesi üç güne kadar mışör. bitirilecektir. Mevcud fınnlar ve imal Fırmcılar birliği reisinin bana verdimasraflan şimdiki şekil de çok ağır göği malumata göre, İzmirdeki 175 fırülmekte ve esnafın hiç kazanmadığı söylenmektedir. nn 110 120 ye indirilecektir. Bu su İSTANBUL: 17,30 Üniversiteden naklen inkılâb dersi, Sinob saylavı Yusuf Kemal 18,30 jimnastik, Azade Tarcan 18,50 muhtelif plâklar 19,30 haberler 19,40 tenör Goncagül şan piyano ile20 Malive BakanlıŞı namına konfe rans 20,30 demir caz ? 21,15 son ha berler, borsalar 21.30 radyo orkestrası 22 radyo, caz ve tango orkes • tralan VİYANA: 16,45 çocuklann zamanı 17,15 gramofon 17,55 5kadınlarm zamanı • 18.35 sarlalar 19,30 fransızca ders 20 05 haberler 20.15 ulusal neşri yat 21.05 halk şarkılan 21,50 kon ser 22,35 haftanın makalesi 23,05 haberler 23,15 spor haberleri 23,20 marşlar ve valsler 24,20 konuşma 24,35 dans havalan BERLÎN: 17,05 bir asırlık danslar • 17,35 mayıs neşriyatı 19,35 bahar neşriyatı 20,20 şarkılar 20,45 günün akisleri21,05 haberler 21,20 Frankfurttan nakil 22,05 bir fotöğraf albümü 23,05 haberler 23,25 spor neşriyatı 23,45 konser: Bachın eserleri 24,15 Münihten nakil. BUDAPEŞTE. 18,35 orkestra konseri 19,05 fransızca ders • 19,45 Macar şarkılan 20,45 piyes 22,10 orkestra konseri 22,50 haberler 23,45 salon orkestra sı 24.35 Çingene orkestrası. BÜKREŞ: 18,05 gramofonla hafif musiH 19,20 gramofon 20.25 şarkılar 21,10 senfonik konser 23,05 haberler 23.30 gece konseri. TULUZ: 20,05 düetolar 20,25 halk tnusildsi20.35 hafif musiki 21,05 <Madam Angotnun kızı» operetinden parçalar 21,20 Viyana orkestrası 21,35 operet şarkılan 22,05 bu seneki balolar 22.50 «büvük Mo§ol> operetinden parçalar 23,25 halk orkestrası 23,50 filim musikisi 24.05 köylü musiki si 24,50 opera parçalan 1,05 rad yo fantezisi 1,25 askerî bando. Acıkh bir tramvay kazası oldu bir t*««d(M «*«ri •lorak hA4is* v*rind*n olan fotoğraffınus tarafından, tramvay t«k*rl*kl»ri arosıiMİa ik«n alınmış r*smi Evvelki gün akşam Divanyolunda acıklı bir tramvay kazası olmuş ve 32 yaşında bir genc başmdan ve vücudünün muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yaralanmıştır. Vaka şu şekilde olmuştur: Topkapı ile Sirkeci arasında işliyen 512 numaralı tramvay Sultanahmetten Beyazıda gitmekte iken arka vagonda bulunan yolculardan genc bir adam her nedense inmek istemiş, fakat muvazenesini kaybederek yere düşmüştür. Yapılan tahkikat neticesinde istninin Hüseyin Avni olduğu anlaşılan bu genç adam vere düstüğü vakit tramvayın parmaklık demirini bırakmamış ve böylecc tramvayla birlikte bir hayli sürüklenmiştir. Son süratle giden tran>vayın arkasından uzun bir mesafe dahilinde yerde sürüklenen zavallı gencin vücudü bilhassa başı tehlikeli surette yaralanmıştır. Diğer yolcular vatmanı kazadan haberdar edinciye kadar Hüseyin Avni baygın bir hale gelmiş ve tramvay durduktan sonra sıhhî imdad otomobilile Cerrahpaşa hastanesine kaldırdmıştır. Polisçe yapılan tahkikat neticesmd* hâdisede vatmanla biletçilerin bir kabahatleri olmadığı anlasılmıstır. flerdir. Suvla ve Anzakta harbe giren • 50.000 kisihk îngiliz ordusu dört gün devam eden muharebede lâakal ; 18,000 kişi zayiat vermiş ve hedefle! rinde muvaffak olamamaırn$.rtr. Türk| ler ise adeden daha az olduklan hal' i de hâkim ve mühim noktalann cüm sinde sağlam bir surette yerleşmiş ! lerdir. Bundan başka Türkierin kuv| veti mütemadiyen artmakta idi. Ge • • neral Hamil tonun mukabil kuvveti ise ' hrmen heTT>en jnnnna gelmi«Hr.» v. ö. TEŞEKKÜR J halinde bulunan ailemi Ha sı ı hastanesinde ameliyat ve tedavi ederek muhakkak bir ölümden kur taran profesör doktor Tevfik Remzi ve doktor Fuadla mesai arkadaşlarına açık olarak teşkkür ederim. Ahmed Hikmet Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Mehmed (Büyükada), Tanaş (Heybeli), Beşir Kemal (Sirkeci), Sırrı (Çemberlitaş), Asador (Gedikpaşa), Necati (Cibali), îbrahim Halil (Sa raçhanebası), Şeref (Aksaray), Erofılos (Samatya), Hamdi (Şehrerrüni), Kemal (Karagümrük), Merkez (Ba kırkoy), Arif (Fener), Halk (Has köy), Merkez (Ka&ımpaşa), Roza (Beşiktaş), Hidayet (Galata), Kanzuk (Taksim), Karakin Kurkçüyan (Pangalü), Güneş (Taksim), Saadet (Kadıköy), Osman Hulusi (Söğüdlüçeşme), Necdet Ekrem (Kurtuluş), Merkez (Üsküdar, İskelebaşı). Fransada yapılan Belediye seçiminin neticeleri Paris 6 ( A A ) Belediye seçi minde birçok yerlerde reyler dağü mıştır. M. Laval, büyük bir ekseri yetle takrar Obervilye belediye başkanlığına, eski nazırlardan Marke, Bordo belediye başkanlığma, Iç îş leri Bakaru Renye, Billy belediye başkanlığma takrar seçilmişlerdir. Liyonda M. Heıriyonun namzed lis+esi üzerinde reyler dağılmıştır. Seçimi sona eren belediye meclislerinde ekseriyet, şöyle taksim o lunmaktadır: 35 komünist, 72 sosyalist, 9 yeni sosyalist, 19 sosyalist cumhuriyetçi, 90 radikal, 22 müstakil radikal, 68 sol yan cumhuriyetçi, 5 hıristiyan halkçı demokrat, 68 mutedil cumhu riyetçi, 6 kral taraftan muhafazakâr, 6 ne oîduğu belli değil, 1 müstakil sosyalist. Müfritlerin bazı yerlerde fazla üyelik kazandıklan görülmektedir. Ko münistler 5 fazla üyelik temin et mişlerdir. Liman Fon Sanders ne diyor? Sü'vla muharebelerini bir de Liman [yon Sandersin ağzından dinleyelim: «Bu aralık düşmanın yeniden bü yük bir ihraç tesebbüsünde buluna cağına dair tstanbuldan ve muhtelıf cihetlerden aldığım haberlerden yal nız bir tanesini zikredeceffim. Meselâ heyeti askeriye yaveri, Beyoğlunda, İngiliz kıtaatınm muzafferane girisini «eyir için daha şimdiden r*ncereler kiralanmak derecelerinde, düsmanm, veni icra edilecek ihraç hareketinin mu vaffak'vrtinden emin bulundu<hınu ve ALENİ TEŞEKKÜR Hemşirem Melâhatin hayatım kur taran ve ihtimamîa tedavi eden memleketimizin kıyrretîi operatörlerin den Gülhane hastanesl bevliye mü tehassısı Bay Fuad Kâmile ve arka daşlarına sonsuz şükranlanmı sunanm. Harb Akademisinde süvari teŞmen Avni Okyay Moskova Devlet Tiyatrosu 10 mayıs 935 Cuma akşam sıat Z030 Oav»tiy«l«r: Şimdıden Emirenii Kasa m*rk«ıifid*ıı alınır. s^natkârları tarafmdan BAYLAR Tek*ayt Eczanelerde satılır. sıhhatiniz için Hakikî kullanıniz. Birkaç para esirgemeyinîz. prezervatiflerini KIZILAY KURUMUNA "££%& rieyoğlunda e^ki Fransız Tiyatrosunda (Arhan var) vetli olduğundan oyuna ancak saat on birde tekrar baslanması kararlaşmış. Parde yerinde duramıyordu. Çünkü birinci partivi kaybetmişti. İkinci part'vi ikisi de kazanamamış. Parde ücüncü partiyi kazanabilirse Robinştayn yenilmiş olacaktır. Oyunun saat alü daki vaziyetine nazaran kendisip'n çok «ansı oldueunu zannedivordu. Fakat Drukerin fikri bu değildir. Parde zannedersem doğruca kulübe girmiştir. r Zi a buradan on bucukta çıkmıştı. Vans fikrini söyledi: Robinştayn pek usta bir oyıncudur. Kapayalankayı 1911 de S°n Sebastivende o yenmisti. Eğer Parde partiyi kazanırsa büyük bir zafer ka zanmn olacaktır. Bu itibarla Robinştayn gibi meşhur bir oyuncuyy hasım olarak intihabda büyük isabet göster mistir, diyebilirim. Oyunun neîic«i ne oldu, biliyor musunuz profesör Dil lard? Hayır, fakat merak ta etmivo rum. Bana kal«a Parde yenilmijtir. Druker de bu fikirdedir. Benin anladığıma gö'e Mi^ter Druker bu fikrini Pardeye de söyle • TELEEON 1 21035 'Cumuriyet,, in tefrilcosı : 41 Tercume eden: Ömer Fehmı Bafkut (Arkan var) Son partiyi dün oynamışlar. Saat id başlamışlar, sekizde tekrar oyna«nak üzere saat 6 da bırakmıslar. Fakat Robinştayn bir yere yemeğe d« Yazan: S. Van Din* miştir. Doğrudan doğruya soylemedi. Parde masada Drukere bir şatranc oyunu gösterdi. Bu sırada mükâleme arasında böyle bir bahis geçti, zanedenrn. Vans sigarasınm artığmı tablada ezdi. Sonra avasra kalkarak üzerinde şatranc tahtası bulunan masaya yaklaj tı. Tahtayı derin d»rin tetkik etti. Parde oyunu bu tahtada gösterdi, deSil mi? Evet... Ru taşlarla mı? Bu taşlarla... Sonra D"i'r onun karşısma peçerek bir tak'm nasihatler verdi. Fakat Parde bunlan pek diplemedi. Vans taşîan eîine ald1. Onlarla oynıyarak yeni bir sual sordu: Drukerin neler söylediğini hatırlar mıs'nız? Buna hic d'kkat etmedim. Cünkö şatranc beni alâkadar etmez. Yalnız şu kadannı hatırlıyabiliyorum. Druker «parti çabuk oynanırsa Parde kazanabilir» diyordu. Fakat Robinştaynın ağır oyun oynaması dolayısile kar şısmdakinin zayıf noktasını bulmakta kusur etmiyeceğine emindi. Parde buna itiraz etmedi mi? Etti, hem de şiddetle itiraz et ti. Çünkü Druker bu sözleri biraz sert bir eda ile söylemişti. Araya girerek bahsi değiştirdim. Giderlerken arala nnda herhangi bir iğbirar kalmamıştı. Profesör Dillardm yanmda bir müddet daha oturduk. Markam mü kâlemeye hiç kanşmıyor, suratmı as mış duruyordu. Vansa kızdığını anla dım. Profesörün yanından çıkar çık maz daha fazla dayanamıyarak atıldı: Biz profesörle hanesi haîkının dün geceyi nasıl geçirdiklerini tahkike karar vermemiş miydik? Siz bir şat ranc bahsidir tutturdunuz. Doğrusu ya bu mükâlemenin bize ne gibi bir faydası olacağını kestiremiyorum. Aziz dostum ben belki biraz fazla Revezelik ettim. Fakat emin ol bu rr<?ksadsız değildi. îyi birşey öğren dım. Ne öğrrndiniz? Vans vereceği cevabm yabancılar tarafmdan işitileceği korkusile yanına yaklaşmamızı işaret etti. Sonra: Muhterem Nevyork müddeiumumisi, dedi, şunu Öğrendim ki şatranc tahtasında bir taş noksandır. Ve bu noksan olan taş ta Madam Drukerin kaptsma bırakılan taşm aynidir. 10 Parde ile mülâkat Vansın bu sözleri Markamda derin bir tesir yapü. Girdiğimiz salonda ellerini arkasma bağlıyarak uzun müd det gezindi. Hata gelince o sigarasmı ağzında asabî asabî çekiştiriyordu ki bu da zihnen çok meşgul olduğuna alâmetti. Salonda oturah beş dakika ya ol muş ya olmamıştı; Mis Bel müteheyyic bir eda ile içeri girdi: Mister Markam, Allahaşkına söyleyiniz, dedi, Adolf Drukere ne söylediniz? Kendinden geçmi; bir halde. Hırsızlardan korkuyormuş gibi bütün kapılann topuzlannı muayene ediyor. Gretayı da korkutmuş. Geceleri kapısını kilidliyerek yabnasını tenbih etmiş. Orman mektebi taşmıyoı Ankara 6 (Telefonla) Ziraat Ensritüsüne nakledilmesi kararlaştınlmış olan Yüksek Orman mektebi haziran başından itibaren taşınmağa başlıyacaktır. Kirolık Türbede Belediye karşısmda Sinana£a daireleri adlı ye 1719 numaralı apartmanda 2 numaralı daire kirahktır. Kalorifer elektrik paz • su Usküdar Hâle Sinemasında Z U Z U Mümessili: JOZEFİN BAKER İlâveten: Dünya haberleri (Arhan var)