Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
mlıurîyci Kttçük İHİkâye 18 Mayts 193*. Mes'ud ada Varal Somerest Manghaadan Ertesi gün şafak sökerken, bir gün evvel bulamadıkları geçidi şark cihetinde gördüler. Gemi demir atınca kaptan bir ka yığa atlıyarak karaya çıktı. Girintili, çüontüı yollardan geçerek bir dere kenarına geldi. Hindistancevizi kü tükleri bu sahili diğerine bağlıyordu. Alışkın olmıyan için bu köprüyü geeçmek doğrusu cesaret! Kaptan karşısına dikilen adamın yüzüne bakarak: Ne munasebet! dedi, siz Neilson değil misiniz? Evet. Neilsonun evine geldiler. Kaptan: « Dün akşam geldim, dedi. Fakat geddi bulamadığım için geceyi açıkta geçirdik. Greyi tanıyor musunuz?» Bir yudum viskl içti, bir sigara yaktı ve devam etti: Burada kendinizi biraz yalnız hissetmiyor musunuz? Yirmi beş senedir alıştun! Nasıl oldu da buralara geldiniz? Sıhhatira için.. Ciğerlerimden hasta idim. Doktorlar bir sene evvel fazla yaşamıyacağımı söylüyorlardı. Fakat görüyorsunuz ki yanıldılar. Buraya ilk geldiğim vakit bu evin yerinde bir yerli kulübesi vardı. O zaman gencdim ve henüz bir çeyrek asır yaşamıştım!.. Bir senelik ömrum kalnuşü. Hayatın bütün güzel liklerinden istifade etmek istiyor dum. Bu köşeyi gördüğum vakit bütün geçmişimi unuttum. Stokholm ve Üniversitesi maziye kanşmıştı. «Bir senem kaldı diyorum, bir senem kalÛL Onu burada geçirecek ve mes'ud öleceğim.» Çok geçmeden buranın güzelliğinin nereden geldiğini keşfettim. Göçen kuşlann, büyük denizlerde, gemilere, biran için, konduklan gibi, burada da aşk yuva kurmuştu. Misafirini süzdukten sonra ilâve etti: Tuhaf değil mi, sizi daha evvel bir yerde gördüm gibi geliyor. Otuz senedir bu adaya uğrama dım. Hiç ayak basmadığımz bir yerin size, her zaman içinde bulunmuşsu nuz hissini verdiği olmaz mı, işte siz de benim üstümde ayni hissi yapı • yorsunuz. '.,i<• 1 * ^ * * ... ~ Buraya otuz sene evvel geldiniz, 5yle mi? Evet, otuz sene oldu. Acaba Red isminde birisine rasgeldiniz miydi? Redmi? Evet, bana ondan sadece bu isimle bahsetmişlerdi. Şahsan tanımadım, fakat muhayyelemde bir Romeo kadar canh yaşıyor. Dediklerine göre Red, dunyanın en güzel adamı imiş. tnsan onu görür gormez güzell'ğine vurulurmuş. As • kerden kaçmış ve bir yerlinin kotra sına athyarak buraya, bu koya çık mış. Koyun kıyismda bir yerli kulübesi varmış. Red nereye sığınaeağını bil miyerek buralarda gezinirken bu kulöbeden bir genc kız çıkmış ve onu içeri buyurun etmiş. Ne Red yerli 11sanını ne de genc kız ingilizceyi bilmedikleri halde anlaşnuşlar ve beraberce eve girmişler. Redi hiç görmedim; fakat genc kj», birbirlerine rasgeldiklerinden üç sene sonra tanıdım. On dokuz yaşına henüz basmıştı. Güzelliğini sir tasavvur edemezsiniz ve ben anlatamam. O kadar güzeldi ki hakiki bir insan olduğuna inanmak güc olurdu. tki güzel genc birbirlerini görür gönnez sevişmişlerdL îşte hakiki aşk, saf ve sade aşk... Red gelmezden ac evvel veba, ada ahalisinin üçte birini öldürmüş, anaaz, babasız kalan genc kız da uzak akrabalarile oturmağa başlamış. Red de birkaç gün bunlarla beraber yaşamış. Bilmem delikanlı plâjda vatandaşlarına rasgelmekten mi korkmuş, yoksa âşıklar, başbaşa kalmak saa detinden başkalannın azıcık olsun çalmalanna mı tahammül edememişler, evden ayrılmışlar, burada bulu nan boş kulübeye yerleşmişler. Bu kulübenin sahibleri vebadan ölmüş ler mi, bilmem? Hiç kimse gelip âşıklan rahatsız etmemiş, hasılı... Genc kızın yerli lisanmda bir ismi varmış. Fakat Red onu Sally diye çağınrmış. Âşıklar sabahtan akşama kadar hiç bir iş görmezlermiş ve buna rağmen bütün günler onlara kısa gelirmiş. Bir gün adaya bir îngiliz gemisi gelmiş. Red «gidip ceviz ve patatesle tütün değişsem, ne olur?» diye sor muş. Tehlikeden çekinerek Sallynin buna mâni olması lâzım gelirken, aşkı galib gelmiş ve bırakmış. Red gemiye gitmis ve bir daha dön J Venizelos şimdi de Türldyeyî görmeğe' kralcı mı oldu? * gelen diplomat Venizelosun Yaphklan Yazan: Sabık tnteUicens Servis Şefı Sir Bazil Torason memiş. Onunla beraber giden çocuk ertesi gün avdet edince şunlan anlatmış: «Gemiciler, Redi sarhoş etmişler ve çoeuğu denize atıp engine açılmışlar.» Sally, Redin bir gün kaçıp gelece ğine emfh olarak bütün izdivaç tek liflerini reddetmiş. Kaptan: Sonra ne olmuş? diye tehalükle sordu. Üç sene sonra bir Avnıpalı ile evlenmiş. Kadınlar hep böyledirler! Neilson misafirine kızgın kızgın bakü. Mazisini düşündü: Bir gün dolaşa dolaşa Sallynin kulübesine ka dar gelmiş ve bunun önünde, hayatmda rasgeldiği insanlann en güzelinl görmüştü. Kadının kederli gözlerinde esrarengizliğin derinliği vardı. Onlarda, kararsız talihlerimizin hain s r n seziliyordu. Birisi ona Sallynin hikâyesini an latmış, Neilson çok içlenmişti. Neilson çok geçmeden gönlünde derin bir aşkın kabardığını duyarak izdivaç teklifinde bulunmuş, ve reddedilmişti. Adada herkes bu izdivaca taraftardı. Israr edilerek Sallynin gönlü ya pıldı. Nihayet Sally onun kansı olmuş tu; fakat Neilsona sadece vücudünü vermiş, ruhunu başkasına sakla mıştı. O hâlâ Rede sadıktı ve avdetini bekliyordu. Bu hayat Neilson için işkenceden başka birşey olmadı ve bir gün Sallyden bıktı. Adalarda kadınlar çabuk ihtiyarlarlar. Kan ile koca arasm • da senelerin yarattığı alışkanlıktan başka bir rabıta kalmamıştı. Sally ile Redin bir arada nekadar az yaşadıklannı düşünüyorum da, aşklarının en yüksek mertebesinde onlan ayıran talihe teşekkür etsinler, diyorum. Istırab çektiler, fakat aşkın hakikî fecaatini görmediler. Kaptan anhyamadığını gösterir bir hareket yaptı. Aşkın fecaati ne ölümde, ne aynlmadadır. Gözlerinizden uzaklaştı ramıyacak kadar candan sevdiğiniz bir kadının ebediyyen yok olmasmın bile size tesir etmiyeceğini görmek.ne acıdır bfliyor musunuz? Aşkm feca • ati, âşıklann birbirlerine lâkayd kaldıklan andan itibaren başlar. Neilson gerçi kaptanla konuşuyor du, fakat düşüncelerini, kendisi için, söz haline getirtiyor ve, gözleri mu hatabına dikili olduğu halde onu görmüyordu. Sordu: Sizin adınız nedir? Otuz sene evvel adalarda bana Red derlerdi! , Neilson ürperdi, Redin gozlerinden sevinç yaşlan akıyordu. Bu aralık odaya yüzü buruşmuş, ak saçh bir köylü kadını girdl Neilsonun kulağına birşey söyledL Sonra, pencerenin önünde oturan şişman ve çirkin adama lâkaydane bir göz attı ve çıktı gittL Neilson kaptana: Bizünle yemeğe kalmaz mısınız, dedi? Allah ne verdise yeriz. Maalesef imkân yok. Greyi bul mam lâzım. Çünkü yann Apiaya dönmüş olmalıyım. Red, Neilsonun yanına verdfği bir çocukla beraber evden uzaklaştı. Biraz sonra Sally ile Neilson sofraya oturdular. Neilson yemek yeyebilmek için kendisini zorluyordu. Sally: Gelen adam ne istiyordu? diye sordu. Neilson cevab vermedi. Sally şimdi büsbütün ihtiyarlamış, solmuş bir yerli kadını idi. Neilson onu niçin o kadar sevmiş, ruhunun bütün hazinelerini boşu boşuna onun ayaklanna sermişti. Ne yazıkL Onun önünde şimdi istihkardan başka birşey duymuyordu. Nihayet sabn tükendi. Sallynin sualine cevab verdi: Küçük bir gemi kaptanı!. Apid den geliyormuş. Ya! Bana yıemleketimden haber getirdL Ağabeyim çok hasta imiş, git mem, onu gprmem lâzım. Orada çok kalacak mısınız? Neilson omuzlannı silkti. Giridli, eski Yunan Kra Mr. Wiley etraflı tetldk 48 lına hizmet edecekmiş! ler yapmak istiyor Amiral Lakaze, Yunanistanın harb gemüerini Birkaç gündenberi şehrimizde bu zaptetmekle Yunanlılarm kalbindeki hürmet ve Iunan Amerikanm Moskova elçiliği dostluk duyguları namına ne varsa silmişti müsteşan Mr. Wiley dün kendisile gö1916 birinciteşrin başlangıanda \ Fransız Bahriye Nazın Amiral La caze, Fransız Amirali Dartige du Fournetye yeni bir teşebbüste bulun masını emretti. Bu teşebbüs Kral Kosbne, İtilâf devletlerinin kendi düşmanlarile elele verdiklerini kat'î surette anlatb. Bazı Yunan deniz zabitleri Ve nizelosçu olduklanm söylediklerinden istifaya mecbur edilmişlerdi. Amiral, bu deniz zabitlerinin tekrar kadroya alınmalannı ve buna mukabil İtilâf düşmanı olduklan Rokföye bildiril miş olan bazı kara ve deniz zabitle rinin tekaüde sevkini istemeğe memur edilmişb. Amiral, ayni zamanda, Pire limanile Yunan şimendiferlerinin de itilâf askeri kontrolu albna verilmesi Amirtd Lacazm ni bbyordu. Fransız amirali, kendi âmirinden aldığı emirleri, îtilâf sefir • Iann bir kısmmı hükumeb" devirmek lerine bildirdi ve polisi takviye için kaüzere Atina üzerine yürüteceğini» yaraya 300 bahriye silâhendazı çıkarmak zıyordu. niyebnde olduğunu haber verdi. Lord îzvolski teTgrafına ilâve etbgi muGrey, bu projden haberdar olur ol taleasında şöyle diyordu: maz, muhalefetini bildirerek münaka «Vemzelosun maksadı, hiç şuphc şası lüzumunda ısrar etti. yok ki Kralt tahtından indirmektir. Bu andan itibaren Fransa, daha doğBriand Lord Cretfi işte Venizclosun rusu Fransız Bahriye Nazm Amiral ba entrikasma sürüklemeğe çalıştyor.» Lacaze, diplomatlann mevcudiyetini îzolski, ertesi gün, Petrograda, Ve Son zamanlarda Moskovada cetannnıyarak doğrudan doğruya Amiral nizelosun Selâm'kte kurduğu muvak • reyan eden siyasî temaslarla AvrupaDartige du Fournet vasıtasile iş gör • kat hükumetin îtilâf devletleri tara nın umumî vaziyeti hakkında düşün meğe karar verdi. Bu hareket karşı fından resmen tanmmasını istediğini cenizi sorabilir miyiz? smda Ingiltereyi şiddetle protesto et • ve Fransızlann Venizelos hükumebne Ben buraya alelâde bir gezgin mekten meneden iki âmil birleşmişb. 6 milyon franklık bir kredi açmağa haolarak geldiğim için, resmi hiçbir M • 1 Yeni Yunan Başvekili, nazik bir zırlandıklanm bildirmişti. fabm yoktur. Bu sebeble siyasi ma * vaziyette idi; 2 Bir müddettenberi (Garibdir ki Fransızlar, Yunanishiyette beyanatta bulunmakta ma harbe ginniş ve hezimete uğramış o tanın zaranna olarak Venizelosa verzurum.» lan Romanyanm vaziyetile çok meş dikleri borc paralan unuunamışlar ve gul olan Londra kabinesinin Yunan Vagner kanunu kabul edildi meselesini tetkik edecek vakti yokhı. mütarekeden sonra Yunanistandan borclannı ödemesini istemişlerdir.) (Bu da bir özür ve bahane mi san Vaşington 1 7(A.A.) Sena • Sovyetlerin 1922 de neşrettikleri ki? Cumhuriyet) to, işçi sendikalannı, hususî kumpan Beyazkitabdaki diplomat telgraflan, yalann hükmü albndan kurtaran ve işYunan filotillasmt zaptediyorlar Venizelos tarafından yapılan Kral ve çiler arasında çıkan ihtilâflan halledeAmiral Lacaze, şimdi artık serbesthanedan aleyhtan harekâttan Londracek geniş salâhiyetli bir hakemlik ofiçe hareket edebilirdi. Hemen Yuna nın ciddî surette telâşa düşHiğü açıkça si ihdas eden Wagner kanunu proje • nistanm 19 muhribi ve torpitobobj ile görülmektedir. îngiliz hükumeb, doğsuü kabul ederek kamutaya yollamış • 2 denizalb gemisini zaptetti ve bu harudan doğruya Venizelosa müracaat br. Patronlann pek çoğu bu projereketle yunan vatandaşı ünvanını taederek endişelerini bildirmiş, o da Kraye muhalifbrler. nmağa lâyık her Yunanlının kalbinde la ve hanedana karşı kat'iyyen hiçbir itilâf devletleri hakkında hürmet v* fade etmeği unubnadı. Gene eski na dostluk duygulan namına ne varsa, ş îngiliz kabinesi, Kraf Kostanbn karat, Yunanistamn dahilî i?lerinin döhepsini sildi.Lacazein marifeb, beklele eski Başvekili arasında bir banşma zelmesi için Kralı gebrmektea başka ncn neticeyi vermekte gecikmedi. Yalolmasını muvafık görüyordu. Kabine, çare yoktur, diye hemen kaleme sa • nız Atinada değil, Yunanistamn her gazete propagandalannın zihinleri derc, nldı. Yazıyor, söylüyor, uğraşıyor» tarahnda, her şehir ve köyünde halk, surette kansbrdığını ve sükunetb av • Son günlerde Kral taraftarlan ve Venizelos taraftarlanna hücum ederek deti uzun sureceğini bilmiyor, değildi. aleyhtarlan hemen hemen değişfver gemilerin zapbna karşı mukabelede îngiltere Hariciye Nezareti, Atinadadiler. Eski halis muhlis krala mat bulundu. Bünln bu işlerden yalnız ve ki Fransız sefirinin enhikalarile çok buat aleyhe döndü. Venizelistler de sadece îtilâf devletleri mes'uldüler. meşgul oluyor; fakat o tarihte, FranMetaksasa yönlendiler. Bu dcvletler, Krallanna karşı isyan esız sefirinin iplerini çekenin Rokföy Meselâ en eski Kral taraftan ve den Venizelosçulann tarahnı tubna olduğunu bilmiyordu. Bir görüşme eshükumebn en ciddî «azetelerinden Kamış mıydılar, Venizelosun Kostanbnle nasında îtalyan sefiri Bosdari, Fran bmerini, şimdilik Yunanistanda rejim olan şahsî mücadelesine, Kostanbn İtisiz elçisinin vazifesini ifa ederken bu* meselesinin mevzuu bahsolması kadar lâf devletlerinin davasına yardımcı oldala mı, yoksa hilekâr mı olduğunu muzır bir şey yoktur. Hâlâ içinde bu duğu halde, kanşmamışlar mıydı? bir türlü anhyamadığını ibraf ebnişri, lunduğumuz isyan hareketini, memle • Rokför, Venizelosun menfaatlerine Sefir Giyömenin yapbğı hatalann nekette rejim meselesi yoktur, asüer gayhizmet sureb'Ie îtilâf zaferini gecik • ticesi ve irtikâb ettiği muhakemesiz rimeşru, gayrimillî hareketlerini ka tiriyor, yeni bir cephe vücude geb'ri likler, manbksızlıklar onun hakikî vapabnak için böyle müretteb bir bahane yor ve memleketinin şeref ve namu ziyebni meydana çıkarmışbr. Fransız buldular. dediL Millet te bizimle besunu lekeliyordu. ' sefiri, ayni zamanda hem budala, hem raber oldu. tsyanı basbrdılc Bugün orBenazet itilâfı ve Benizelos hilekâr olan ataşenavali Rokföyün duyu idare edenlerden teşkil etnğimiz kat'î ve tant bir nüfuz ve tesiri alnnda divanı harblere gebrdiğimiz reisler, hâ çulann Kralm kıtaatına idi. kimler, müddeiumumiler suçlulan mahhücumu Venizelosun plânlan hakkında îb • kum ederken Cumhuriyete kimse el sü1916 birinalcşritnnden birincikâna lâf devletlerinden daha iyi haberdar remez, ordu bekçisidir diye barbar ba nuna kadar: olan Yunan hükumeb. «Selânikteki ğırarak hükümler verdiler. Verilen bu 15 birinciteşrin 1916 da îzvolski muvakkat hükumeb Bulgarlann bir hühükümlerin daha mürekkebleri kurumaParisten Petrograda çektiği bir tel cumuna karşı korumak» bahanesile dan bunlan affedip getirecek miyiz > grafta Venizelosun Fransız sefirine resmen süâh albna alınan askerlerin Ya idam olunanlar ne olacak? Velevki gönderdiği mahrem bir telgrafm sureAbnaya bir akın yapmalan flıtimaline' üç kişi olsunlar, bunlara karşı ne diye tmi blidiriyordu. Giridli, bu zamana karşı, lâzım gelen tedbirleri aldı. E • cegiz? diye siddetli yazılar yazıyor. kadar Selânikte bir taburdan fazla askateriniye (yani O Katerin) doğru Müstakil Akropolis gazetesi de ker toplıymadığı halde, Fransız sefikuvvetler sevketti. Fakat bu hareket Venizelosun dirilmesi için yalntz bir rine «Müttefikler kendisine yardun etRokföyü ayaklandırmağa kâfi gel çare kalmışbr. O da Yunanistanda retikleri takdirde, bir tek değil birçok dL jim meselesinin tebdilidir. Allah sakkolordulan seferber edeceğini ve bun(ArkaMt var) lasın böyle bir şey olursa bu kara kâbus gene başnnızdadn* diye yazıyor. Eski Venizelistler ile bütün bütün başka bir maksad takib ederek Metaksas ve Kral taraftarlarile beraber olmak, seçimde onlara rey vermek taraftan görünüyorlar. Bunlann fikrince Metaksas ekseriyet kazannr da gelecek meclise egemen olursa iktidar mevkiine geçer, Kralı gçtirir. Bu arada da tabiî umumî bir af çıkar, drvanıharblerce mahkum edilenler ancak bu sa • yede kurrulur. Binaenaleyh yaşasm kralalar, diyorlar. Bir gün hapisha nelerde bulunan, yabana memleketlere kaçan asker, sivü yüzlerce» binlerce adamlannı kurtarmak için böyle bir kurnazhk yapbklan aşikâr. Hatta Vıener Journal gazetesinin Londradan alıp nçşrettiği bir mektubda, söylediği gibi, Venizelosun mahlu Yunan Kralına bir mektub gönderdiği ve bu mektubda kanaatmi değişbrip hükümdanna hizmet etmek arzusunda olduğunu bildirdigi tahakkuk ederse bu işKadın Evet, ben bir inaanın ne dufundağunS gozlerinden okate gene Venizelosun parmağı vardır, rttm. Meselâ fa dakikada gizin fikrinizden geçenleri aynen demekor. rüsen bir muharririmize şunlan söyle • miştir: « Mezuniyetimi geçinnek üzere îstanbula geldim. Bundan evvel memleketinize gelmemişbm. Mezuniyetim den istifade ederek yeni Türkiyeyi görmek istedim. Ziyarebm tamanüle hususî mahiyette olduğundan, güzel sehrinizi görmekle beraber, yapbğı büyük inkılâblarla dünyanm nazan dikkatini celbeden memlekebniz hak kmda da etraflı tetkiklerde bulunmak btiyorum. Amerika Rusya münasebab ne vaziyettedir? Sovyetlerle Amerika arastndaki münasebat normaldir, hiçbir fevkalâ delik yoktur. Borçlar meselesindea dolayı Amerikanın Rusya ile münasebabm keseceğine dair bazı gazetelerde çıkan haberler doğru mudur? Böyle birşeyden haberim yoktur. t Benim Rusyadan aynldığım giine kadar böyle bir mesele mevzuubahs de ğildi. Mezuniyetimi burada gcçirdik ten sonra doğruca Moskovaya, vazi • femin başına döneceğim. Genertd Metaksa» Atina 17 Yunanistanda rejim mesclesi var mı, yok mu? Resmî ağızlara göre bugün yoktur. Yann da ol mrvacakhr. Fakat yakmda toplanacak mi"î meclis işe basladıktan sonra böyle bîr meselenin ortaya çıkacağı mu hakkakbr, deniIebUir. Bu defa toplanacak meclis alelâde bir meb'usan meclisi değüdir. Temel yasasında hükumetin göstereceği muayyen bazı tadilâb yaomak hakkını da haizdir. Mrclis, bu tadi'âh yaDbktan sonra mutad meclis mevküni alacak olduğu için Yunanistamn bugünkü cumhuriyet rejimini doğrudan doğruya değiştinnek salâhiyetini haiz müessisan meclisi değildir. Ancak rejim meselesme aid olan temel yasasmm 120 nd maddesini o da hükümet teklif ettipi halde tadil edebilir ve işte bu suretle ahaliye hangi rejimi istedikleri sorulabüir, reyiâm toplanabflir. Dün içtima eden Bakanlar heyetinde bu mesele ortaya ahlmi}, Maliye Bakanı Pesmczoğlu, Ziraat Bakanı Teodokis. Tayyare Bakanı Shinas ve Ba«bakanlık müsteşan K. Çaldari» temel yasasında rejim meselesi için reyiâmı miimkün kılacak tadilâtın hüku • met tarafından yapılmasını teklif et • m'slerse de Başbakan Çaldaris bu tçklife çok liddetfi mukabelede bulunarak hükumetîn reüm meselesrne tema» etmesi doğru olmadığım, hatta böyle tir hakkı bulunmadığmı ve doğrudan dogruya millete aid olan bu hakkm zamanı gelince millete arzedilebileceğini, bugünkü vaziyetin buna kat'iyyen müsaid olmadığım söylemiştir. Başbakan Çaldarisin fikirlerinde, kanaatlannda ne kadar musır olduğunu bilen arkada; • lan da daha fazla ısrar edememişler, mesele çimdilik bu şekilde kalmışhr. Bu is.'n resmî cephesidir; bunun bir de hususî cephesi vardır. Geçen aym sonlannda eski Yunan Kralı, avlanmak için yaptığı Hindistan seyahatinden Londraya döndüğü, zaman, îngiliz, Fransığ ve daha fazla Îngiliz gazeteleri birçok havadisler, mülâkatlar neşrettiler. Kral beyanat vermiş Yunanistana dönüyormuş. Kral taraftarlan Pariste, Londrada top lanmışlar. Kralı davet etmişler. Atinada iken de gizlice yaphklan toplan nlarda Kralı gebrmeğe karar vermiş » ler gibi bir takım yazılar yazdılar. Aradan iki gün geçmeden bunlann hepsi tekzip edilmişti. O vakit yabancı, yerli gazeteciler Başbakan Çal • daris, Harbiye Bakanı Kondolisten vaziyeti anlamak istediler. Her ikisi de verdikleri beyanatlannda, Yunanistanda reüm m«elesi yoktur, dedikten sonra Kondilis dahilde bu mese levi inti^ab pronagandasma alet ettirmiyeceSini, hükumetin, partilerin seçim işlerindeki hazırlıklanna rejim meselesinin kanştınlmasma musaade etmi yeceğini kat'iyetle söylemiştL Hükumetin bu açık karan ve san siirün vücudu rejim meselesini on, on beş gün tavsatmış iken bugünlerde gene aldı yürüdü. Yunan tahtından indirildiSmdenberi siikutî bir hayat geçiren, bir ay evvelki beyanatım he men tekzib eden eski Kralın bu defa Ekselsiyor ve Deyli Telgraf gazetelerinde «Yunan milleti isterse büyük babamın yaDbğı gibi milleti banşbrmak ıcın memleketime dönmeğe hazmm» gibi sözleri işitildi. Dahilde ise General Meteksas sansür kalkbktan sonra Kral taraftarhgına daha hız verdi. Eğer hükümet matbuat irin bazı kayıtlar koymasaydı çok değil, bir hafta bile geçmeden Yuna nistanda iki taraf birbirlerini boŞazlardı. Seiân<kte sansürden sonra ilk nüshasmı çıkaran Makedonva gazetesinin neşriyab üzerine ahalinin çarpısbğını bildirmistiın. Bu hal halkın ne kadar büvük bir asabivet içinde bulundugu • na iyi bir delildir. Ceneral Metaks*s bundan da isb Hergün bir ecnebi karikatürü VARAL Izmirdeki suiistimal tahkikah bitti Izmir (Hususî) Aylardanberi devam eden Dikilî ve Bergama hususî muhasebe suiistimaü tahkikah bit • mişb'r. Maznunlar 21 memurdur. Muddeiumumilik, başta tzmir hususî muhasebe müdürii Hasan Fehmi olduğu halde on iki memurun meni muhakemesini, dokuzunun lüzumu muhakc mesini istemiftir. C A. söyliyebilirim. Erkek Şu halde tizden ozur dilerim!