Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhnrivti •• • ' • •• •• ' i ^ ' * 5 5 ^ ^ ^ !^^^^^^^Tfy^7^^TT?Tr ^^^^"^"^^^^^^^^TtWirf M ^> H ,Anf' .OmMK 'T'J '.Dil üzerinde araştırmalar Fırtınâ Ve kaı Karadenizde gemiler yüzünden işKyemiyoı^ { Poyral fırtınasgî beraber lr^r 1 serpin*frf dün İ«*Şlı, » u ^ 4«va» etmiştir. Karadenizde fırtına devam et mektedir. Ereğli önlerinde fırtına ya yakalanan Gülcemal vapuru epey bocaladıktan sonra limanımıza gelmiştir. Cumhuriyet vapuru fırtınaya rağmen evvelki gece sabaha karsı Boğazdan Karadenize çık mıstır. Bartına gitmekte olan Antalya vapuru fırtınadan Amasra Hmanı na iltica etmiştir. Karadenizdeki şiddetli tipi yüzünden diğer gemiler seferlerine devam edememektedirler. Rasataneden aldığımız malumata göre dün sıcakhk en fazla 10 en aşağı sıfırdı. Hava, birkaç gün kapalı ve yağışlı olarak geçecektir. TAHLlLVETENKlDs Öz türkçe ile lâtin ve cermen ri arasında birlikler 1 Bayındıı^lık çığırı Hukuk h&kifylennden Ismet Basan: Necmıistikbcd matbaast Kavalah Mehrr^l Ali, birkaç vali yi hayrete değ«Nr^üzenler kurarak devirdiktenti!ş.W*ift" valiîjğini zorla ele ge*'çirdiktenwsonra Nil klyllarlnl güzelleş tirmeği ülkü edinmiştL Pek büyük e meller ardlnda dolaşan bu zeki adam, Mislra sultan olmak için herşeyden evvel para lâzlm olduğunu duşündü. Paranln da topraktan çlkacağlnl gözö nünde tuttu, bir baylndlrllk Ç'ğlrl açtL Yakln tarihin hoş flkralarlndan bi ridir: Mehmed Ali kanailar açarak, kurak topraklari sulayarak, bol pamuk ektirerek, Avrupa ile slkl surette ti cari ve slnaî münasebete girişerek hazineler düzmeğe uğraşlrken «umran» kelimesini diline dolamlştl, münasebet düşürsün düşürmesin onu söylerdi. Mehmed Alinin şahslnda parlak bir ıstikbal sezerek Anadoludan Mislra gi den bütün Türklere de onun ilk sor gusu şu olurdu: Kadastro işlerimiz 2= Yazaro All Rıza Seyfi 2 " Derleme lugatmde (rüzgâr) manasına gördüğümüz cil kelimesinin bildiğimiz sekli yeldir. Yil Orta Asya ağzıdır. Gene uyku manasına (cukı) kelimesini görürsünüz ki «uyku» ke • limesinin (yuku) şeklinde Y yerine gene C gelmiştir. Bundan başka G harfinin C harfine döndüğü de türkçe misal ile ispat olunabilir: Derleme lugatinde (cirmif) kelimesine bakınız; karşısında (dahil, giren, gkmiş) manastnı bulacak • sınız, türkçede siper ve kale demek olan sencer, senker şekilleri de böyledkr. Görüyoruz ki: Burada G harfi C olmuştur. O halde G harfi C harfi yolile Y harfine ve bu yol ile de (e, i, ı, a) seslerine bağlanır. Türkçe, cilâlı, parlak manasına olan (coltırav) kelimesine bakınız; bu kelime yaldırımak (parlamak, teşaşu etmek) aslındandır; bu asıl» dan gelen yaldız, yıldız, yalap, yalman, yalçın gibi birçok kelimeleri • miz vardır. Gene türkçenin içinde, yani ırk değiştirmeden harflerin ve kelimelerin tebadüllermi, istihalelerini ve gitgide aşınmalarını bize gösterecek pek uygun bir misali de burada zikretmeden geçemiyeceğiz: Bildiğimiz (çıngırak) in aslı kongurağu, hatta gongragudur. Bah settiğimiz şekildeki istihale ile çıngırak haline gelmiştir. Gong şeklinde Ingilizler çan ve çıngırak yerine bugün kullanıyorlar; zaten (çan) kelimesinin aslı (çang) veya çankt». Çinin cenubunda, tahta tokmakla çalınan çanlara da gong denilir. Bundan başka alfabede yanyana düsen bazı harflerin de tebadülü vardır: Kurşun kelimesini bir takımla • rmm (kurşum) telâffuz ettiklerini biliriz; ayni suretle bildiğimiz (komşu) kelimesinin doğrusu da (konşu) dur. Türkçede «lâzım olduğu gibi> manasma gelen (gereği gibi) sözün • deki gereği gibi kelimesini halk (gerey) tarzında söyler ve böylece K ve G harfleri türkçede (Y) ola • bilir. Gene türkçedeki G lerin ortada ve solda aşmıp gittiği görünür. Bildiğimiz (tarla) kelkneıinin aslı (zeretmek) manasma olan tarıg ile mahalliyet edatı olan lag veya lakın birleşmesile tarığlag iken aşınarak tarla olmustur. S ve Ş harflerinin Z ile değişti • ğine misal istiyorsanız işte: Derleme lugatinde de göreceği nîz şu kelimeye bakmız: Pozancak. Bu kelimenin manası «serbest bırakmak> tır. Yani pozamak masdarı boşamak mastarmdan başka birşey değildir. Burada Ş harfi Z harfine, B harfi de P harfine dönmüştür. tş bu kadarla da kalmaz. Bu Ş harfi Z den başka J harfine de döner: Bojotmak = hürriyet vermek (boşatmak) Boyonmak = hürriyet kazan • mak (boşanmak). Şu türkçe kelimeye bakınız: Os* ragucu. Hiç tanıdığıtnız türkçe bir kelimeye benzemiyor değil mi Halbuki (hasis) manasına olan bu kelime (esirgemek) masdannın ismi faili olan esirgeyicidir. Bir tek H san içinde gerek zaman ve gerek lehçe farki bu derece leri bulduğuna göre birinci yazımızda gösterdiğimiz misallerde hiç değişiklik yoktur bile diyemez miyiz? Bu izahatın birinci makalemizi fazla bile izah etmiş olduğu fik • rindeyim, yalnız meselâ kale, kösk mananna gelen (hisar) kelimesi nin muhtelif dillerdeki (kasır, kastle, kastron, kastello, kestel) şekil • lerinden sonra pek garib bir değişmenin tedricî safahatını şurada gösterelim: Kafa kelimesini biliyoruz. Arabca olduğu söylenen ve türkçe ol ması pek muhtemel olan bu kelimenin muhtelif dillerde geçirdiği de • ğişiklikler kıamlmıyacak derecededir. Meselâ: Size, ingilizcede kafa, baş manasına olan (head) keli mesi (kafa) kelimesinden başka birşey değildir, diyorum. Ortada zerre kadar benzeyiş olmadığma göre bu sözüme tabiî siz de zerre kadar inanmazsınız. Halbuki ke • limenin bu hale nasıl geldigini derecelerile gösterirsem iş pek tabiî ve pek açıktır. tşte sıra ile alalıtn: (Kafâ) arabca, (kefalis) rumca, (sefal) ve caput) lâtince. Sonra kelimenin Saksoncaya geçen bir şeklini buluyoruz, lâkin saksoncada P harfi F harfine döndüğünden sekil ve yukarıda sövtediğimiz gibi de K harfi H a dö • nerek (Heafod) oluyor. Sonra ts • koç dilindeki şekil var, (hafet). Jngilizler F harfini (ki zaten bu şekilde telâffuzu güçtür) düşör Fransa ve Almanyâjdan Macarîstana gelen Başmüfettiş Halid Ziya Peşte muhabirimize tetkik neticeîerini anlabyor Birîncî yarrmızda oz türkçe ol • duklan halde Cermen ve Lâtin kollarından olan Sakson, tngiliz, Fransız ve baska Avrupa dillerinde hemea bîr kılık ve bir manada meveud olan yirmî kadar kelime gÖs • termiştik. Bu kelUnelerin biribiri nin ayni, veya bir kökten bir kelime olduklarım «öylerken de birdenbire göze çarpacak birkaç ayrılık bakkında îkinci yazımızda inandı • dıncı izahat vereceğîmizî bildir • miştik. îşte bu izahatı olabiidiği kadar herkesin anlıyabileceği bir yolda açık, ancak gazetede olabi • leceği kadar kisa veriyoruz: Biri ortaya çıkıp ta iki ayn dil • deki, yahud bir dildeki kelimeleri birbirlerile mukayese ettiğimiz «ı • rada, bu işte (g, y, t, c, g, k, h) harflerinin biribirine müsavi oldoktan başka, bunların da yerine göre (ö, ii, u, i, e, o, a) harflerine döndük • lerini söylese, o adamdan gülerek başımızı çevireceğimize şüphe yoktur. Bu ite pek açık bir hakikattir, pek umumî bir telâffuz kaidesi, dil değisimi yoludur. Ortada pek umumî bir kaidedir: tlkönce H harfinin pek kolay K harfine döndüğünü gösteren mi • saller bugün içimizde yaşıyor ve bu kaideyi biz de tatbik ediyoruz: Farisi (çarh) kelimesini türkçede (çark) yazıyorut. Harzemli demek olan «Elbarzemî> unvanı Avrupalılann dilinde bir vakit <riyaziye> demek olan Algorism şekline giriyor, yani H harfi (g) oluyor. (Grrtlak) şeklmdeki türkçe kelimeyi Türkler bile hırtlak) şeklinde söylüyorlar, ni • tekkn (hırlamak), (hınltı) fiille • ri de ondan geliyor. Ke sesile kâ sesi arasındaki farkın yok derece • •inde olduğu da meydanda. C harfine gelelim: Bu harf hem bu* günkü türkçe sesi veriyor, hem Avrupa dillerinde olduğu gibi S ve K sesleri veriyor. Bunun ispatı olarak lmparator manasına olan arabca (Kayser), farsça (Kesra), fran sızca (Sezar), ltalyanca (Çezar) şekillerine bakınız. Bunu tesbit ettikten sonra, yani (Çı *ı c> ff> k, h) harflerinin bir olduğunu ve muayyen şeraitle biri • birlerinîn yerine kullamldıklarını anladıktan sonra, gene bunlardan her birinin (j, o, a, i, y) harfleri takımma müsavi olduğunu göstermeliyiz ki bu da pek kolaydır. tlkönce ayn ayrı lisanlarda, meselâ, bildiğimiz Yorgi adının deği* şimlerini araştıralım: Yorgi rumca (yunanca) Corc ingilizce Corki rusça ' Jorj fransızca Georg Almanca Kevork ermenice Cercis arabça. Bu isimden sonra da (Benjaraen, Benyamin, Bencamen) adile (Yani, Con, Jan, Yuhana, Covani, Jack, Yago) şeklinde muhtelif milletler tarafından telâffuz edilen adlar • dakî değişimleri tetkik edelim; o zaman göceceğiz ki: e, g, j , k harfleri ayni yerlerde kullanıldığı gibi J 21e Y arasındaki yakınlık ve birlik dolayısile hepsi birden Y şekline girebil'r. H harfi ise birçok kelimelerde gerek ortada, gerek basta olduğu zaman hakikî sesini muhafaza e demez, bu harf ortada ise büsbü • tün kaybolur, basta ise kendisindeki harekeye tâbi olarak a, i, o ve yahud e, u harflerine değişir. Me selâ fransızcanm Homme kelimesi om okunmak suretile o olur, ingi • lizcede saat demek olan Hour kelimesindeki H harfi A harfine değişerek (avir) gibî okunur. Y harfinin A harfine değiştiğine misaller ise kendi dilimizde bile pek çoktur. Türkçede (ip) kelimesinin gene türkçede (yip) şekli ve telâffuzu da var. Teganni manasına olan (ırIamak) kelimesi yırlamak diye söyIenir. (agaç) kelimesinin yegaç, (yigaç) şekillerini görüyoruz. Gene bu harf tebadül ve istiha • lelerine türkçede mevcud bir misal de (C) ve (Y) harflerinin birbiri yerine kaim olmalandır. Türkçe Derleme lugatinde cir kelimesi yanında (arz, dünya, yer) manalarını görüyoruz; bu (cir) kelimesi (yer) in asıl sekli olan (yir) kelimesindeki (Y) nin nasıl (C) olduğunu açıkça gösterir. Ayni za • manda (A, e, o, i, i, u) harflerinin C ile tebadül ettiğini de ispat ey • ler. (Y) harfinin C ve Ç harflerine döndüğünü gösteren türkçe misal • leri yüzlerce sayabiliriz. Biz bura • da şu kadarcık gösterelim: Çitken yani (kâhil) manasına olan kelimenin kullandığımız sekli (yekten) yani (yetişmiş) tir. İstikrah = cirenikin bildiğimiz fekff iğrenmiktec iğreniktir. Avrupa hattı hâlâ düzeltilemedi Fırtınanın Bandırma lımanında yaptıklan Dünyanın en büyük hava gemisi battı 1 Fransa ve Al • mar.ya kadas • tro meclislerinde müzakereye git • miş olan kadas • tro başmüfettisi Halid Ziya Hanv burgdaki tetki • katmı tamamla ' dıktan sonra Macaristana geçmif tir. Halid Ziya bilhassa seneler denberi bu tnemIeketlerde ya pılmış olan ka • dastroların ta havvülâhnı v< Oralarda da umran var ml? günü gününe ta Gene o, zekâsile ve zekâslnln eseri kibi îşlerile çok olan ordularile mağlub ettiği Osmanll alâkadar görün hükümdarl Abdıilmecidı zıyaret ettiği Hattaki ânzadan dolayı Avrupa vakit ayni kelimeyi kullanarak bir 6 • mektedir. Pete Başmüfettiş Halid Ziya Peftede Macarittan postalannda yapılmakta olan akğüd vermişti: tarmalar hecıüz devam etmektedir. Kadastro fen maşavir heyetile mazakerede muhabirimizden Sel baskını yüzünden bozulan llkin umran, sonra umran ve en Kadastroya iptida hangi vilâyetleraldığımız malumata nazaran Pe?te kısunda yapılan beş yüz metroluk son gene umran den başlanacaktır? Bu da Maliye sefaretimizin tavassutile Macar hüvoryant bittiği için Sirkeciden ha Fethiye hukuk hâkimi Bay Ismet Bakanhğmda toplanaa hususi koreket eden trenler Bulgar hudu Yakşınin «Baylndlrllk Çlğlrl» adıle yakumeti Halid Ziyaya fen müşavir dundaki Svilingrad CesirmustafaZlp bastlrdlğl orla çapta ( 1 8 1 ) sahi misyonca tetkik ve tesbit edilmiştir. leri vasıtasile şimdiye kadar mempaşa istasyonuna kadar gidebilmek felik kitabl okurken Kavalall Mehmed Biz her gün fennin terakkiyatile leketlerinde yaptıklan usulleri, tedirler. Yalnız Edirneden scnraki Alinin bin çeşid akllllllktan daha de ıslah, tekemmül ettirilmekte olan bunlann netayicini en ince nokta • Yunan hududunda henüz anlaşıl ğerli olan su umran deliliğini hatlrla sına kadar göstermiş ve lâzım gelen ^lizel usulleri çok yakmdan takib rmyan bk sebebden dolayı ekspres dlm. Çünkü milletlerin Tefahl yalnlz ediyoruz ki makinelerin en iyile • ve konvansiyonellere müsaade edil umrana bağlldir. Bu itıbarla da Bay izahatı vermişlerdir. Halid Ziya mediğinden buradan Avrupa trenIsmet Yakşinin ümran mevzuunu ele al bilhassa kadastromm kıymet tak • rmi ve en az masrafsız olanını alaleri için aktarma muamelesi yapılmaslnl, onun üzerinde fıkir yormaslnl hm. Makine almazdan, mütehassıs dir eden heyetlerle olan rabıtası ümaktadır. ve düşüncelerini kitab halinde ortaya getirmeden evvel kendimizden fen zerinde çok durmuş, bütün işleri Dün de bu suretle Avrupa pos • koymaslnl pek doğru buldum. adamlan yetiştirmeğe karar ver yerlerinde birer birer Maliye Ne Mlslr, Mehmed Alinin eline geçti tası hususî servis halinde gitmiştir. dik. Bundan on sene evvel Alman • zareti kadastro müsteşarile birlikte ği vakit yllda beş yüz bin altlnl pek Bu hal Avrupaya giden yolculara ya ve tsviçreye kâfi miktarda sta güçlukle hükumet hazinesine ödiyebi bir gün kaybettirmektedir. Aktar tetkik etmiştir. liyordu. Bugün ayni memlekette hazi . jiyer gönd.ererek yetiştirdik. Ta ki manın bugün de devam edeceği ve Kendisi Peste muhabirimize şuncuma gününden itibaren muntazam neye giren yilllk para, klrk milyon almakine ve mütehassıs müsaid mu • ları söylemiştir: tlndlr. Çünkü Mlslr yüz yllda yüze nisakspres ve konvansiyonel seferlerihit bulsun, diye.» betle on bin nisbetinde gıizelleşmis, < Biz memleketimizde henüz ne başlanacağı anlaşılmıstır. zenginleşmiştir. Demek ki Mehmed Ali şehirlerde çalışıyoruz. Bundan böyHalid Ziya kadastronun haHra ne nin umrani, çalişma temeli tanlmakta faide temin edeceğini de şöyle anle şehir dışarısına araziye çıkaca • hakkl vardl. O halde Bay lsmetin c!e latmıştır: ğız. Memleketimiz bugünkü Franayni mevzuu ileri surerek yurddaşlari Bandırma 13 (Hususî muhabiri • < Tarla, çiftlik, çayır, bag sasanm hemen de bir buçuk misli cele açlk bir hasbıhale girmesi ayklrl bir mizden) Uç gündenberi devam ehangi bir fabrika veya is değildir. Gerçi Türk yurdunun asrî sametindedir. Vakıâ bu sahanın ço hibi, her den fırtına yüzünden Gülnihal vapuru bilgilerden en geniş surette istifade o ğu dağhktır. Aradığım nokta has • müessesenin sahibleri malik oldukon saat teahhurla bu sabah geldi. Yolcu lunarak baylndlrlaşımasJna hukumet çasaten şudur: Azamî süratle ve as • ları yerin sahibi hakikisi olcnasne lari tzmir trenîne ytetiştiremedi. Dün llşlyor, millet meclısi de bu verimli çabirde tam çalışırken iki üç kifinin tstanbula kalkamiyan Bartin vapuru, garî masrafla fakat vazıh usullerle llşmanln yorulmaz bir nâzlml mevkıinfirtinanin fiddetinden boş olarak geç neticeye varmaktır. Bunun için tn • mahkemeye müracaatle mal sahibi de bulunuyor. Lâkin her yurddaşin bu vakit hareket etti. Fırtına ve tipi de • mevzu üzerinde düsünmesine hükumet olduklannı iddia etmeleri halini tagiltereden maada hemen bütün Avvam etmektedir. faaliyeti mâni teşkil etmez. Her ferd. savvur ederseniz herş«yin başı karupa kadastrolarının usullerini ve vatanlnln haylrl için kafa yorabılir ve dastro olduğunu anlarsınız. Kadastahavvülâtını günügününe takib düşüncelerini açlkça ortaya kor. Bay tro sayesindedir ki bir malın sahimesailini pek büyük alâka ile ta • Ismet Yakşinin yaptığı da i«te budur. bi ve bunun üzerindeki haklar pek Kitabln muhamri, Turk yurdunu da kib ediyorum. Büyük tecrübeler ve kat'î olarak tayin ediliyor. Cunun (Saj tarafı birtnct tahifedc) ha hlzll ve daha şiımullü bir şekilde um masraflarla elde edilen usulleri iş rana erdirmek için bir anonim şirket Harb gemileci alelâcele, balonun başında seçiyorum. Nitekim bugün muzaaf faidelerinden birisi de: kurulmaslnl gerekli bulujor. Orun düdenize düştüğü noktaya koşmuşlar kü kadastromuz şehirler için böy • Memlekette toprağa, ormana, aşüncesine göre on sekiz yasJndan elli ve filikalarmı indirip mürettebatı ledir. Hükumetim memleketimiz ka partımana, hana, mağazaya yatı • beş yaşlna kadar kadln, erkek her Tirk kurtarmışlardır. dastrosunun çabuk ikmali için pek nltnış azîm serveti mütedavil bir San Fransisko 13 (A.A.) Ame bu şirkete iştirak etmeğe mecbur ol esaslı kararlar vermiştir. Prensib malldlr. Bu ijtirak hisse senedi almakhale getirmektir. Kanunu meüenirikan deniz kuvvetleri başkuman itibarile yerden ve gökten çekilmiş danlığı, «Makon» kabili sevk balo • la tahakkuk edecek ve hisse senedle miz bu kolaylığı bahşetm;jtx. Fa • resknlerle harita yapmak usulünü nunun, tafsilâtı elân meçhul bulu • rinin tanesı yirmi beş lira klymetinde kat bunu ancak kadastro ile temin bulunacaktlr. nan bir kaza neticesinde batmış ol yani fotogrametriyi kabul etmiştir. ed eceğiz.» Bay Ismet Yakşi, bu temel üzerine duğunu haber vermektedir. Mürettam 239 maddelik bir nizamname katebattan iki kişi kayıbdır. 81 kişi leme allyor. Orada sirketin nasll ku . harb gemileri tarafından toplan rulacağl. hisse senedlerinin ne suretle mıştu*. tçlerinden hiçbiri ehemmi satllacağl, şirketçe ne gibi ümranî iş yetli surette yaralanmış değildir. ler yapllacağı uzun uzun anlatlllyor. Balonun süvariti neler anlatıyor? Cezaî hukümler de yerinde gösterili Vaşington 13 (A.A.) Makonun yor. Kitabdan anlaslllyor ki muhterem süvarisi Viley, raporunu Bahriye Ne Ismet Yakşi, böyle bir şİTket kurulmak zaretine vermiştir. suretile elde edilecek büyük sermaye Diyor ki: «Makon, kıç tarafmda ile Türk yurdunda birçok işler başarl vuku bulan bir infilakı müteakıb lacağlna inan beslemektedir. yan yattı ve süratle yükselmeğe başHakkl da var: Bir çlrpîda yüz mil ladı. Lâkin, sefinenin arkası parçayonlarla lira elde edilmek imkânl bulanmıştı. Bunun üzerine sefineyi lunduktan, memleketin bürün memurPoint açıklarında, kruvazörlerin larl, muallimleri ve iş göriir adamlarl yanında denize indirmeğe çahştımsa şirket namlna çallşmakla mükellef tu da denizin yüzünü, ancak pek ya • tulduktan sonra yurdda açllmamlş yol, kına gelince görebildim. Suya teyapllmamiş Iiman, her dall altln çu • mas eder etmez, sefine ikiye bö buğu klvmetine ermemiş orman ml kalündü. llr>.. Gene böyle engin sermayeli ve millî bir sirketin idaresi altlnda ko Mürettebat, kauçuk sandallara yunlarlmlzln saylsl ml çoğalmaz, tüy bindiler ve nihayet Makon battı.» leri mi ipek değeri almaz ve her köy, M. Viley, ilâveten mürettebatm elektrik şelâleleri içinde ylkana ylkaintizamı pek güzel muhafaza ettiklerini ve tahlisiye kemeclerini tak • na beyaz bir cennete mi dönmez? Bay Ismet Yakîinin, mübarek yur mağa vakit bulduklarını söylüyor. dumuzu en klsa bir müddet içinde dünAtaturk heykelinin açılış merasînu Yağmura rağmen deniz sakindi ve yanln en güzel, en mamur bir köşesi obu, çok muntazam cereyan eden Tokad «Hususî muhabirimiz • I larak görmek istemesini pek tabiî görkurtarma işini kolaylaştırmıştnr. den» Atatürkün epey zamandandüğümüzü tekrar ederiz. Çünkü her Kavbolan iki sahıstan biri, telsizci, olan heykeli Türk yüreğinde ayni emel vardlr. Böy beri hazırlanmakta öteki de metrdoteldir. bitmiş ve küşad resmi büyük teza • le bir sirketin kurulmasl halinde çok ishurat arasında yapılmıştır. Heykel, Ier başarllacağina da inanlrlz. Yalnlz müşler (head) yapmışlardır. tşin Cumhuriyet meydanma rekzedil • bir noktada muhterem muharrirle fi ne kadar açık olduğunu görüyor • miştir. Atatürkün heyekelinin küşad kir birliği taşJyamlyoruz. Bu da en a sunuz. Bu münasebetle aslı kor ve zlndan beş milycn vatandaşa yirmi beş resmi, Tokadlılar için bir bayrara kard olan yürek kelimesinin ingi veya yetmiş beş Hrallk hisse senedi satolmustur. Heykeli, Vali Recai gü lizcede (heart), saksoncada (he • mak meselesidir. Buna imkân olsaydl, zel bir nutukla açmıştir. Valinin orte), sansikride (herd) olduğunu Ismet Yakşinin yürekten taşan bir iş nutku dakikalarca alkışlanmış, sonda düşünmek lâzımdır. tiyakla açilmaslnl istediği baylndlrllk ra mektubcu Salim, muallim Feyzi Yalnız bu son sözlerimizin, iddiçlğlrl çoktan gözleTİmizin önunde pa birer nutuk söylemişlerdir. Bundan amızın ne kadar doğru olduğunu rlldardl. gö'tereceğine inancımız vardır. sonra büyük bir geçid resmi yapılBu inanca iğtiraren gene öz türkmıştır. Şehir gündüz bayraklarla Bununla beraber yurdun güzel « çe olan (güneş) ve (gün) kelimedonatıldığı gibi gece de fener alayslnin Almancaya sonne, ingilizce • leşmesi me\zuile alâkadar olan bu ki lan yapılmış, belediyede bir balo ye sun, fransızca ya (soley) şekil tabl okumak boş bir zahmet teşkil et verilmiştir. Halk bir balo veilmis • ve telâffuzIarile geçtiğini söylersem, mez kanaatindeyiz. verilmiştir. Halk sabaha kadar eğbelkî münakasasız, inanacaksınız. lenceler tertib etmiştir. M. TURHAN TAN [Fransızca şekildeki L harfinin Atatürkün heyekelini Hakkl Nusyukarıda söylediğimiz bir kaide rat isminde bir Türk san'atkân yapicabınca yanyana harflerin teba • düiü nümunesi olduğunu düşünmeİstanbul Erkek lisesi mezunları ceml. mıştır . Heykelin kaidesi 34X20, liyiz.] yetl 15/2/935 cuma gunü saat 10 da se yüksekliği 4,30 metrodur. Esas heyBir TSrk san'atkârı tarafınuun Ali Rıza Seyfi neük kongreslni aktedecektlr. kel 3,80 büyüklüğündedir. yapjlan Atatürk Tokadda Atatürk heykeli Kongreye davet