23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çocuk Masalları Ha, dedi, iste hazinenin anahta n.. Artık benimle birlikte gelmene hacet yok.. Ben yerini bulurum, Buna rağmen kâhya, Fil Beyi takip etti. Fil Bey aşağı kattaki mahzene in di. Dem>r bir kapıyı elindeki enahtarla açtı. İceri girer girmez, bir kösede altın, bir köşede gümiiş paralar yığı m, öte tarafta e'mas, inci, yakut, zebercet kümeleri göze ç*rpıyordu. Elmaslann içinden en büyüğiinü ve en kıymetlisini seçerek Prrmak Hanı ma uzatan Fil Beyin bu hareketini kâhya kendisine karşı yapı'mıs zannederek: Aman efendim, dedi, bunu bendenize lutfediyorsanız minnettannız olurum doğrusu! Dedi. Fakat bir de bafinı çevirince o zamana k«<l*r görmediği Parmak Hanımı gördii, mahçup ol?rak geri çekildi: Parmak Hanım: Teşekkur ederim, dedi, amca nm oliimti bize yaradı. Elması ötedenberi çok severdim ama, bu kadar kıy • metlishu ele geçireceğimi hiç te tahmin etmezdîm. FİI Bey: Sus, ded'. î"««n her aklından ge |merakh ^eylerj Marifetli bir kanarya Holandalılar, kuşu, bir de lâleyi çok severler. Bu merakları bütiin dünyaca malumdur. Roterdam gazetelerinin yaz dığına göre o şehirde oturan M. Van der Hayden isminde bir zatın bir kanaryası varmış. M. Hayden bu kuşu, vaktile polis ko • miserliği ettiği Sumatra adasmdan getirmiş, Adı Kiki olan bu lcanaryamn bir çok marifetleri varmış. Meselâ Holanda millî marşını hiçbir bozuk not çıkar madan başından sonuna kadar Hanıml. [Geçen defa çtkan kısmtn hulâsası: Ihtiyar bir kan koca, vaktile çok zen ginken fikaraya ve kimsesiz çocuklara yardım yüzünden servetlerinl bitırmişler. Her seneki gibi bu sefer de çocuk îara mükcmmel bir eğlenee tertip ede miyeceklerinden dolayı tnüteessirler, Fil Bey, iriyarı bir delikanh. Parmak Hantm kuçük bir genç kxz~ Ormanda buluşu yorlar. İhtiyar kan kocamn çocukluğundanberi birçok tyihklerini gormüşler, on•lara yardtm etmeği düşünüyorlar. Fil Beyin ihtiyar zengin bir amcast var. Ondan para istemeğe gidiyorlarA Kapmm omînde korkunç bir muhahx duruyordu. Fil Bey: Hey, dedi, benim dev amcayı görmek isterim. Muhafız müteessirane cev?p verdî: Amcanız bir ay evvel öldü. Sizden roaada nekadar mirasçuı varsa gelip mallannı taksim ettiler. I İyi ama, biliyorsunuz ki en yakm akrabasından biri de benim. Yeğeni, vani kardesinhı oğluyum. Benim his sem nerede? ' Onn ben bflemem efendim. YaJntz efendim Somarig bana boyle emir verdi. Her gelene ayni cevabı tekrar e«fiyorom. Somtrîg mi, o, amcamra dadısi nm tonmudar, ne hakla satoya ve amcamm mallarma konuyor. Haydr, ba na yerini göster, gidip kenditile görö Bugün bira* kabul etmîyor. rchmtnz, knnseyi MCMLEKCTLCRM ÇOCUKLAR. |FAYDAU B;LG;LER| Tavuk yolma makinesi Malum ya, asrımız makine dev» ri... Herşey makine ile yapılı yor. Bunun için de dünya yüzünde 30 milyon insan işsiz, güc süz serseri dolaşıyor. İşte şim diye kadar makineye yaptırıl ması akla gelmiyen bir iş daha makine ile çarçabuk yapılmeya başlandı: Tavuk tüy^rini yol mak. Bu makineyi icat eden adam Danimarkada Korsoer şehrinde cturan M. Oskar Bolsen ismin de bir makine mühendisîdir. M. Oskar bu ameliy>?nin şu suretle Kapryı aç, yoksa somı fena ohnr. Muhafızı FO Beym hiddetle «oyleidiği ba sozler fena balde korkutmuş tu. Omm içra bemen kapryı açh. Fîl Beyle Parmak Hanım içeri girdiler. ' Unm koridorlardan, genis avlular • dan geçtikten sonra geniş bir $alona , girdil*r.'Örada Somarig oeak basında bh kanapeye nzanmı» yabyordu, Daha selâm sabaha vakit kalmadan Fil Bey bağırdı: Somarig soyle bakaynn, sen ne hakh ve ne eesaretle amomm mal • larma kondnn! Herkes ben! onım dadısmtn to • runn zanneder ama, haktkatte biliyor«un ki ben onttn oğluyum. ÇünkS an • nem kendisine vaktüe cariyelik etmisti. Ben boyle uydurma seyler din • lemem. EKnden butim mallan alacak değüim, fakat ütöyacnn var. Hisseme Küçük Mary, bir lngiliz yavrusudur. Londra hayvanat bahçe«i nin tanınmış bir simasıdır. Çünkü hemen ekseri günlerini orada geçirir. Büyük, küçük bütiin hayvanları sever. Hayvanlar da ona bayımükemmelen söylüyormuş. Bunlırlar. Kâh bir kertenkeleyi sever, kâh bir tilkiyi kucaklar, kâh bir dan başka böyle daha birçok timsahın iistüne biner, kâh bir maymunla birlikte oyuna girişir. şarkılar ve havalar da biliyor Insana hiç ahşık olmıyan en vahşî canavarlar bile Mary'ye birşey muş, efendisinin verdiği ziya • yapmazlar. Çünkü o, bunlann huylarını öğrenmiş, gönüllerini al fetlerde davetlileri eğlendiriyor, mıştır. Hangisinin hangi yiyeceklerden hoslandığını bilir. Burada hayrete düşürüyormuş. da onu bir deniz aygırına bisküvit verirken göriiyoruz. Ne sevimli, Bazen davetliler arasmda mune cesur bir kız! * * sikr'inaslar bulunursa bu marifetli kanaryaya piyano ile veya diğer bir çalğile refakat ediyorlarım*. Acaba doğru mudur, dersiniz? Fennî bahisler f Denizin altındaki garip hayvanlar Amerikalı tabiiyat âlimlerinden Mr. William Beebe deniz altındaki garip hayvanları tetkik ile şöhret bulmuş bir âlimdir. Mister Beebe baçina bir dalgıç başIığı geçirerek ekseri zamanlar deniz altında tetkikat yapmakla meşgul olur. Çok defa tetkikatını beraberindeki telefonla yu karıya bildirir. Hemen zaptettirir. Yahut ta aşağıya birlikte götürdüğü çinko sahifeleri üzerine bizzat kaydeder. Mister Beebe geçen ay Hayti adaları civarmda bir hafta sü ren deniz altı tetkikatı esnasmda şimdiye kadar yer yüzünde mevcudiyeti bilinmiyen «280» türlü yeni cins bal'k keşfetmiş tir. Bunlardan birçoğu nebat zannedilecek kadar güzel renkli ve fazla harekete sahip olmı yan mahluklardır. Diyeceksiniz ki, meraklı âlim, deniz altınm karanhk boşlu ğunda bütiin bunları nasıl go • rüp farkediyor? Mister Beebe hiç şüphesiz yalan soylemiyor. aşağı inerken tedarikli bulunu yor. Yukandaki akümülâtöre çeni söylemez, , ^ vücude getirilmesi yolunu bul muştur. Tüyü yolunacak tavuk bir elektrik türbininin üstüne tes* bit ediliyor ve elektrik ceryanile vücude getirilen kuvvetli hava ceYyanı tavuğun bütün tüylerini yolup atıyor. Tabiî tavuğu evvelâ kesmek, sonra bu makineye koymak lâzım. Eğer yemek içinse böyle hareket etmek insanî bir vazife.. Canlı hayvana eziyet günah... Fakat tüylerinden istifade içinse, makineye canh olarak konan tavuğun tüyleri daha fezla para ediyormuş. Şu dünya ne ttıhaf.. Amerika Birleşik Cumhuriyetlerinden Kentuki hükumeti dahilinde tavukların gece canlan sıkılma sın diye kümeslerine radyo ^o• parlörleri konuyorken, beri ta rafta biçarelerin çektiklerins bakın! Sonra bir torba elması cebme yer leştirdL Bir torba parayı da omzuna vurda. Kâhyaya: Al bakslım ra anahtan, git efendme selâm söyle! dedi. O aralık Parmak Hanım sordu: Bu kadar parayı, elması, ne ya pacaksua! Bir kısmnu kendi ihtiyaçlanmıza sarfedecegim. Bir toımra da Kontla Kontese vereceğim; fakir çocuklara yardım etmekte devam eylesmler di ye! ö t e tarafuu da satoma götürüp aakuyacagun! •* • Mavi goklS, aitan gunesK bir yaz sabahı idî. Kont diri ve saglam nyanmısh. Keyfi çok yerinde İdi. Pencereye dcgro gitti. Kalabaiık bir çocuk kafi lesinm on&nde mızıka oMuğu halde satoya yaklashklannı gördii. Hemen Konteri cagırdı: Bu işte bir fevkalâdelik var a • ma, dur bakabm, biz kimseyi davet etmediğimiz halde ba çocuklara böy Ie ne oluyor? ' Kontes busbütün telâşa düstu: Eyvah, dedi, onlara ne yedirip, ne içireceğiz. Kannlarmı nasıl doya racağız. Ceplerine nasıl harçlık koya cagız. Ellerine nasıl oyuncak verece ğiz. Keslti dedigm gibi vaktile yatağı, karyolayı «afanıs olsaydık, onlan hiç olmazsa kısmen memmm ederdik. Kafile şatod?n içeri girmişti. Cemaatin onânde Fü Beyle Parmak Hanım yüruyordu. Arkadan mızıka geliyordu. Çocuklartn hepsi sanki bir bayram gün8 bniş gibi giyinmifler, süslenmişlerdi. Kont ve Kontes hemen istikballeri • ıte kostnlar: Buyurun çocuklar, Ibekliyorduk; dediler. biz de sizi Mister Beebe deniz altına inerken merbut kuvvetli bir ziya veren büyük bir lâmbayı da kendisi le beraber aşağıya indiriyor. Bu fevkalâde ziya ve manzaradan memnun olan hayvanlar etra fına toplanıyorlar. Âlim, o sıra da o mahlukları, şekillerine ha lel vermeden öldürecek bir dinamit bombasını atıyor. Sonra kendisine tetkik mevzuu teşkil edecek bu cansız cesetleri topluyor. Ba ^tmtihanda geçemediğim i zan da küçük küçük oklar atan ±in pek müteessirim... Kazum ecbir tüfek kullanarak onları ya zacı bey, sizde bu teessürümü gi ralı veya ölü olarak elde ediyor. derecek bir ilâç bulunmaz mı? Insan bir şeye azmebneli, yoksa kolayı mı bulunmaz? mukabfl beğendiğim birseyi gSturecegim. Kalk ta beraber seçelim. Hastayan, yerimden kalkamam. Kâbyamla birlikte gez, ne istenen al! Somarig çıngırağı çaldı. Küçücük bir adam meydana çıktı. Bir şakağmm saçı kar gibi bembeyaz, öbür şak* gmm MÇI gece gibi nyahh. Somarig omı Bir miraaçi daba geldi, beraber git te beğendiğini alsın! Kâhya, Fil Beyi birçok odalarda gez dirdi Oralardald bep büyök esya idi. Onlan götSrmek için aU, arabaya, hiç degflse hamala ihtiyaç vardu 1 YSkte hafif, pahada ağır *ey l e r yok ma, onlan göster! Dedi. Kâhya evvelâ mmn kınn et li. Fakat Fil Bey çıkısınca başka daireleri de gezdirdi. Tenha bir noktada Fil Bey kâby»yı «ıkışhrdı: 1 Çabuk soyle, dedi, paralar neredeî ^ 1 ^ a köçuk Amerikalt artist ne hof bir kıyafete girmiş! memistir. öramcek agı ve tozla do ludur. Zaran yok, biz temizleriz. öyle ise buyurun! Kont ile Kontes de kafîleye ütihak ettiler. Fü Bey salonun kapısmı açtı. İhtiyar kank^aa az kaldı hayretten küçSk dfllerini yutacaklardı. Salonun or tasmdaki büyuk masanın üstii pastalar, yemekler ve oyuncaklarla dolu idi. Fil Bey kankocayı ellerinden tuta • rak masanın etrafmı dolaşhrdı. Her pa« ketm Sstünde bir davetli çocuğun is • mi yazılı idi, En üstte de Parmak Ha nım içfaı gayet sık bir elbise vardu Yemek, eğlenee ve hediyelerin da gıhlması epeyce uzun sürdü. Aks?m olup ta kankoca odalanna döndükleri zaman eski karyoialannı da orada buldular. Bütim bu isierin büySk bir mirasa konan Fil Bey tarafmdan yapıl dığını neden sonra anlad'Iar. Parmak Hanımla Fil Bey ise boylan yekdiğermin zıddı olmakla gonuüeri birleştiği SON için mes'ut bir yuva kurmuşlardı. beraber, evlenmifler, ( Haziran Bulmacası Bilmeceyi halledenler 1 a 3 4 Yukarıki çerçevede boç haneie.a oyle harfler koyunuz ki soldan »ağa doğru okunduğu zaman: Birinci sıra: Komşu bir hükumet. İkinci sıra: Uykuda görülen sey. Üçüncii sıra: Bir kavim. Dördüncii sjra: Faiz, büyüme, manalarma gelsin. Soldan birinci hanedeki harfler de yukarıdan &şağı okunduğu vakit diğer bir komşu hükumet meydana çıksm. Doğru halledenlerden birinciya 5 lira, ikinciye bir mürekkepli ka lem, üçüncüye Foto Etemde resim çıkarmak hakkı takdim olunacaktır. Dördüncüden yüzüncüye kadar muhtelif hediyeler. Bilmeceyi doğru halledip te bize fotoğraf gönderenlerin r«»imleri d« gazeteye banlır, , Sonra Fil Beye dönerek: Fakat siz kapıdan nasıl sıgacı>km u ! diye lâtife ettiler. Kontes de Parmak Hanımı görunce: Siz de burada ha! Tarnnda aş • nalık gösterdi. Parmak Hannn Fil Beym omzuna çıktı. Kontese: Musaade eder mismiz, dedi, buy5k salona gidelim de orada oynıya • lun, dans edelim. Memnuniyede.. Yaîniz rahatsa ehmannt kansmam.. Çünkfi oraaı se nelerdenberi süpürülmemis, temizlen • Bılmeceyi doğru halledenlerden blze lesim gönderenlerin fotoğrailarını basıyomz. Fakat bunlar kendllerlnl hediye kazanmif zannetmemelldirler. Hedlye kazananlann Islmlerl, her aybagı çıkan buyük llstededir. Soldan ltlbaren: 1 Kandilli camLsi müezzlnlnin oglu Enver. 2 Nlşantaşı kız ortamektebl 269 Yaşar. 3 İstanbul kıx ortamektebl 164 Sabahat. Vallam bümiyorum Yalaa sdylüyomm! F l Bey fena balde kızmisti. Adanu Eeunden totap havada fmldak gibi çe«Mne» eebmden kocamaa bir nnahtar yere dustâ. Fil Bey: 4 Üsküdar 19 uncu llkmektep 2o7 Lutfly*. 5 Şlşli caddesi 334 İsmaü Şevki. 6 Beyoğlu Musevi llsesi 399 Rene Amon, 7 Suadiye Hatbojm 59 Mellha Eyüp. 8 Bolu merkez mektebinden 63 B. Hakkı. 9 Oedikpasa Sineklimedrese sokagı 1 Nazmi. 10 Galatasaray Ortaköy şubesi 121 Bulent Habip.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear