23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
* Cumhuriyet CUMHURIYET in HIKAYESI Kahverengi paltolu adam Boğazkesende merdivenU yokuşa vartnadan evvel, sağ taraftaki dar ve karanlık sokağa benüz girmiştim. Arfcamda sık ve telâşlı bir ayak sesi duydıan; başum çevinneğe vakit kalma dan enseme ve gtrtlağıma üci el yapış*ı; ük şafkmlık amnda vücudüm geri . ye doğnı knlmışh, yere yuvafianmak Üzere idim, fakat yambafandaki bir aiçak pencerenkt demirini yakalıyarak vücudümü ileri doğnı çektim, kuvvetli bir sflkmifle boynumu kurtardım ve üttiime hücum ed«n adama yüzüraö donerek kendfmi müdaraa etmek ntetim. KarşHnda bir serseri ararken, tenriz gryinmiş ve yarı karanlıkta yaka bğı, dişleri, gözlermm akları, gece kan gibi parlıyan, orta yaşk ve son derece ofkeli bir adam gördüm. Bir adnn kadar g«ri çekildi ve eKni arka cebine göturerek benim mukabil taarrusumu daha tasavvur hallinde iken kvdı: Ta. bancastnı çıkarmıştı. Ben de bir adım geri çekildim ve mi? olmanız lâzfmdır. Adam, iki etini de çıkık amının üstünde gezdirerek mmldanıyordu: «Nasıl aldandım ben?.. Nasıl?» Beraber yürüdük. Mütemadiyen ö . zü. dileyordu. Işığm önüne gelince durdu: Fakat, dedi, gözlerim aklanma • mtş: Paltonuz kahve rengi değil mi? Evet, dedim. Garip şey! Buraya Tepebafi tarikile gelmediniz mi? Evet. Eminim, çünkü peşmizde idim. Allah allah... Tepebasmda bir gazi • noya da uğradmız. Evet. Tamam. Çünkü kapınm önürlde on bes dakika bekledim. Ondan evvel köşede bir ahbabımza rastladınız. Doğru. Peki?.. Ne kalıyor? Ondan ev • vel Asmalımesçitten Tünel tarafına çıkan yoldan gelmediniz nv ? Musiki inkılâbı On senede semereli neticeler alındı Ankara Musiki Muallim mektebi Tnudürü kıymetli musiki üstadımız Zeki Beyin Başmuharririmize gönderdıği biı mektubu ayneD dercedıyoruz' Kardesim efendim; Cumhuriyet gazetesmde musikiden bahis kıymetli yaznuzı sükranla oku dum ve bu münasebetle de eski dos . tunuzu hatırkumş olduğunuzu görerek sevindim. Gazi ve İsmet Paşa Hazretlerinin herkesçe malum tesvâc ve himayeleri aitmda Ankarada musiki işlerini gençliğe nafi bir kuvvet haline getirmek üzere nasıl ise basladığunı ve gene o büyük hhnayeler altmda neler yaptı ğunı bılirsmiz. Eski rcjtmden teaellüm ett>ğimiz musiki unsurlarmm btHvassa en genç ve çalısroağa maddeten en kabiliyetli kısunlannı bir araya toplamak, bu suretle o az miktardaki un • surlan ferdî vaziyetlerinden kurtara • rak faydalı bir musiki temerküzü (cen. tralisation) haKne getirmek arzusile ise başladım. Avrupada yetişen birkaç genç unsuru da bu genç topluluğa katmağa dikkat etmiştim. On sene gibi kısa bir zaman zarfmda bu toplu • luktan doğan neticeleri saymakia sözü uzatmak istemezsem de, matbuatta en az bu genç musiki hareketmden bahsedildiği ve bu suretle umumun alâka sııun bize celbme az ehemmiyet verildiği sitemini yazmadan da edemiye . ceğim. Siz eski dostumun tecrübeli kalemi, Iiyakatli görüşleri ve bu mezi • yetlerinden doğan birkaç makaleci çikmamts olsaydı ortada akilâne yazılmış belki de tek bir makalecik bile buhmamıyacaktı. I«te hbnmctmize karsı duyduğum sükran ve muhabbet hissî • nin kökü bu bilgidir. Meslek işlerile musiki müntesibi o. larak 43 senedenberi ve musSd faali yetlertnde rol almak suretile de otuz bes senedir meşgulüm. Fakat bu otuz beş senelik müşahedelerira sırasında memlekette Cumhuriyet devrinde ol • duğu kadar esaslı, şumullü ve bilha» • sa süratli bir musiki hareketmin cere yanını görmemiftim. tsin maddî ve manevî gibi iki cepheliliği bizim mu . siki inkılâbı hareketimizin manasan meselâ Fransamn büyük ihtilâli dev • rinde cereyan etmiş olan en meşhur musiki inkılâbı hareketmin bile ürfimde tutuyor. Paristeki halk operasuun ve mfllî konservatuvarm açdması ve halk konserlerinin bütün siddetile baslaması gibi neticeleri doğuran o Fran. siz musiki inkılâboun manası münha sıran tek cepheli idi: Yani, sanafa a • mumun malı etntek ve onu umumun ru. hî terbiyesine hadim bir vasıta haline koymak gibi mhisarlı bir neticeyi ol dukça uzun bir zaman zarfında (hiç olmazsa yarun asuda) vermişti. Bizim genç musiki inkılâbmuzm semereli neticeleri ise, hem eldeki ilk millî vasıtalarm azlığma rağmen . on sene gibi kısa bir zaman zarfında alınmı» olması, hem de makalenizde bahsi geçen (alaturka alafranga) dedikodusunun ta kökünden kesilmiş olması gibi iki cephelidir. Alaturka mefhumunun si • yasî bir rejim balinde rol aynadığı devir devlet merkezimizde kapanmtştır; bunu tekft edici maarif siyasetimizin kanunlan vuzuhla tesbit edilmiştir. İşte bizdeki asıl fazla muvarrakiyet bu manevî ve fıkrî zaferden ibarettir. Salim ve serbest bir zemin hazırlamak, tedrisata, konserlere, neşriyaia Avrupaî programlar dairesinde başlamak gibi her meslek meselesine adtm attırdık; opera ifi de başlamak üzeredir. Bu vadide çalışıp bir müddet daha ihtiyarlamakta devam ettikten sonra işIeri gençlere devredeceğim ki, hayat ta meslek ve memleket namma duyacağım son ve belki de en kuvvetli saa. det işte o an olacaktn*. Hulâsa, dostum, size tekrar teşekkür eder, kıymetli yazılannıila meslek işlerinin halk arasmdaki Iüzumlu pro • pagandacılığını yapbrmanızı rica eder, ve bu vesile ile de gözlerinizden ta • hassürle öperim mohterem dostum efendhn. Musiki Muallim mektebi müdüru ZEKİ c iktosat Dsl@ri İİ teŞVİk İÇİII RADYO ( BO akşamki programJ ANKARA: 12,30 plâk neşriyatı 18 orkestra ile Haydn.in bir senfonisi 1 8,45 ala turka saz 19,25* dans havalan 20 Ajans haberleri. İSTANBUL: 18 plâk neşriyatı 18,30 fransızca ders 19 Ajans, ve muhtelif neşriyat. 19,30 Refik Talât Bey grupu tarafından Türk musiki neşriyatı. (Fahire H.# Belkis H., Refik Talât B., Refik B., Rifat B.) 21 Ajans ve Borsa haber leri ve Refik Ahmet Bey tarafından konferans 21,30 Necip Yakup Bey orkestrası. VtYANA: 18,15 orkestra konseri 19.10 muKtelif 20,05 Hugo Volf'un eserlerin den piyano konseri 20,45 havadis ler 21,05 tefrika 21.35 (Model) Suppe'nin üç perdelik opereti 23,50 dans plâklan. BUDAPEŞTE: 18,35 şarkı konseri 19,55 opera orkestrası tarafından konser 20,55 b'f konferans ve tiyatro. 22,55 havadisler, konferans 23,35 tsigan musikisL VARSOVA: 18 halk kon«eri 19,05' röpörtaj ve koro şarkılan (plâklarla) 19,40 iki piyano ile caz 20,10 muhtelif 21,10 hafif musiki 22,25 J. Paderewski'n'n eserlerinden piyano konseri 23,05 da"«;nor ?4.10 Wilno'dan nakil. BELGRAT: 18,15 radvo orkestrası 22,05 plâk' n«ariyatı 22.35 dans havalan. 24 Subat 1934 Gümrük resminden ve munzam resimlerden muaf olacak iptidaî maddeler hakkında kararname Ankara 23 (A.A.) 28/2/927 tarih ve 1055 numaralı teşvüri sanayi kanunundan istifade eden sınaî rmiesseselerin gümrük resimlerile munzam resimden ve muamele vergisinden muaf olarak getirtebilecekleri iptidaî maddeler hakinndaki cetvelle tevzi suretini gösteren talrmatnamenm meriyete konulması hakkındaki karanıame neşredilmiştir. Buna nazaran yün mensucat fabrikaian için 1933 malî senesine münhasu olmak şartile on bin metresi bir kiloyu tecavüz etmiyen tek veya müteaddit telli boyalı boyasız 3 5 0 bm kilo kamgarn ipliği muafiyeti ka bul edilmiştir. Bu miktar, ipHk tesisatını haiz bulunan yün mensucat fabrikalannrn 1933 malî senesi şubatı nihayetine kadar iş. ledikleri kamgam ipliğine göre müte nasiben tevzi olunur. İplik tesisah olmıyan fabrikalar bu tevziata yukanki müddet zarfmda tahakkuk edecek sarfiyatlannın nısfı ile ithal edilir. 2 Pamuklu mensucat fabrikaian için 1933 malî senesine münhasu* ol mak şartile beraber teli 22 ve 22 den fazla İngiliz numarasmdan yukan tek veya müteaddit telli, boyalı, boyasız 150 bin kilo pamuk ipliği muafiyeti kabul edilmiştir. Kasarh ve merserize iplikler dahil değildir. Bu miktar, pamuk mensucat fabri . kaJarmm 1933 malî senesi şubatı ni hayetine kadar işledikleri umum pa • muk ipliği rmktarma göre mütena» • ben tevzi edilir. 3 Madenî eşya fabrikaian için 1933 malî senesine münhasır olmak ve yalmz ölçü hnaline sarfedilmek üzere 400 bm kilo pirinç çubuk muafiyeti kabul edilmiştir. Bu miktar madenî eşya fabrikaian. nm 1933 malî senesi şubatmın nihayetine kadar ölçü imaline sarfettikleri pirinç çubuk miktarlanna göre mütenasiben tevzi edilir. 4 Ince pamuklu ten fanilâsı ya pan fabrikalar için senevî 150 bin kilo 22 ve 22 den fazla İngiliz numara . amdan yukan pamuk ipliği muafiyeti kabul edilmiştir. Kasarh ve merserize iplikler dahil değildir. 5 Madenî eşya fabrikalannn döküm için sarfedecekleri külçe ve kütük demirin muafiyeti kabul edilmiş. tir. 6 Prina fabrikaian için Sülfür dö karbon ve Triklor etilen muafiyeti kabul edilmiştir. 7 Tel çekme fabrikalannda kullanıhnakta olan 69 milimetre kalınlığmda kangal halinde çubuklann be • her 100 kilosunun 40 kuruş gümrük resmine tâbi olarak munzam resim ile muamele vergisinin bu esas üzerinden hesap edilmesi ve mütebaki ressmle • rinm muafiyeti kabul edilmiştir. 8 Kurşun flotasyon fabrikaian için kiyanosu sodyom, çam yağı, tiyo karbanflit, ksantat dö potas, amil ksantat, kibritiyeti tutya, kibritiyeti nu. lı;s, kibritiyeti hadit, karboniyeti sodyum. Senelik muafiyet yekunu 4 0 bin lirayı geçmemek şartile kurşun flotas yon fabrikaian için yukanda yazılı maddelerin muafiyeti kabul edilmiştir. 9 Mevaddı harbiye fabrikaları için: Ham demir, demir levha, demir çubuk ve şerit, çeUk levha, çelik çu • buk ve şerit, çubuk, levha, şerit veya bonı halinde bakır ve pirinç külçe, levha, çubuk veya tel halinde aiümin. yum. Mevaddı harbiye fabrikaian için harp malzemesine sarfedilmek ve se. nelik muafiyet yekunu 150 bin lirayı tecavüz etmemek şartile yukanda yazılı madenlerin muafiyeti kabul edil • miştir. 10 Çimento fabrikalannda kul • lanılmakta olan antrasit tozunun bir tonunun bir lira resme tâbi olarak munzam resimle muamele vergisinin bu esas üzerinden hesap edilmesi ve üç malî sene için mütebaki resimlerin muafiyeti kabul edilmiştir. Bu üç sene zarfında tesisatlannı yerli kömürii kullanacak şekilde değistirmeyen çimento fabrikalaruıa tekrar antrasit tozu muafiyeti temin edilraez. Kullanümıyarak dördüncü malî sene. ye devredilen antrasit tozuna ait muafiyetler istirdat edilir. 11 Galvanizli saç, fabrikaian için senevî iki bm ton saç levhanm beher 100 kilosunun 10 kuruş gümrük res • mine tâbi olarak munzam resim ile muamele vergisinin bu esas üzerinden hesap edilmesi ve mütebaki resimlerinin muafiyeti kabul edilmiştir. 12 Jüt mensucat fabrikalannda kuUanılan kasamz jüt ipliğmin beher 100 kilosunun 5,5 lira resme tâbi olarak munzam resim ile muamele vergi sinaı bu esas üzerinden hesap edilme. si ve iki malî sene için mütebaki resimlerin muafiyeti kabul edilmiştir. 13 Kablo fabrikalannda b«kır tellerin beher 100 kilosunun 13 lira resme tâbi olarak munzam resim ile muamele vergisinin bu esas üzerinden hesap edilmesi ve mütebaki resunlerinin muafiyeti kabul edilmiştir. 14 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 iincü maddelerde muafiyetleri yazıiı fabrikalann her malî senenin Uk 9 ayı zarhndaki faaliyetlerıne göre tesbit edilecek seneUk istihkaklan miktannda tevzi edilir. 15 Birinci, ikinci ve üçüncü fık. ralarda yazrJı maddelerin mayts 1933 nihayetine kadar işlenmif ounan sarlbr. Bu müddet zarfında işlenmemiş olan miktann muafiyeti istirdat olunur. 16 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11 ve 13 üncü fıkralarda yazıh maddelerin muafiyeti, mukabili mallar için mevzu gümrük resmi tezyit edilmedikçe beş malî sene için muteberdir. Muafen getirilen maddelerden senesi zarfında sarfediL meyen miktar erteai sene istirdadma mahsup ve 6 ncı malî seneye devredi • len miktarlann muafiyeti istirdat edilir. 17 Her malî sene muafiyetinden istifade edebilmek için mezkur malî sene mart nihayetine kadar mahaiü en büyük müUriye amirine müracaat ve yulcarKİa yualı müAAtAlrr larfınj» Çin heyeti reisinin intıbaları (Birinci Mahifeden mabat) diyoruz. Türk ordusu üzerindeki tef kikatımızın neticesi çok mü»bettir. Ordunuz çok iyi teçhiz edilmiş ve muntazam bir talkn ve terbiye görmü> tür. Türk ordusu şimdiye kadar gezdiğimiz memleketlerin içmde en iyi ordulardan biridir. Askerlerinizin sıhhat ve vaziyeti de iyidir. Ankarada devlet büyüklerile ve askerî ricalile görüştük. Bu ara da Reisicumhur Mustafa Kemal Hz. tarafından kabul edildiğimiz den dolayı çok bahtiyarız. Milletiniz iyi bir şef bulmuştur. Bu suretle milletin kuvvetleri müsbet bir yolda temerküz, «ttirilmiştir. vaffakiyetinde iyi ve kadir bir şefin vücudüne ihtiyaç vardır. Siz böyle Dâbi bir şefe sabipsiniz. Bu sebepledır ki Türkiye az zaman zar> fında çok büyük inkılâplar yapmış, ve çok yükselmiştir. Ankarayı çok beğendik. Hüku • met merkezraiz yakın bir zamanda modern Türkiyeye lâyık bir sehir olacakhr. Gazi Mustafa Kemal Hz. nin rîyasetinde Türkiyenin daha çok ilen gideceğini ümit ediyoruz. Çünkü tekrar etmek isterim ki her mem • leketin iyi idareci bir şefe ihtiyacı vardır. Bu şefe tamamen itimat muvaffakiyet için bir zamân teş • kil eder. Bunun nekadar mühim bir keyfi yet olduğunu anlamak için yedi sene evvelki Çin ihtilâlini tetkik et • mek lâzımdv. O zaman Çin milliyetperverleri Çinin vahdetini temin etmek için merkezi Nankkıde <A mak üzere millî bir hükumet tesas el mişlerdi. Fakat memleket dağınıkt Münakale müşküldü. Şimendifer • ler ihtiyaca kâfi gelmiyordu. Bu yüzden böyle bir merkezin idaresi altmda bir vahdet temini pek zor • lukla kabil oluyordu. Millî hüku met bütün bu müşkülâtla mücadelı etti. Nankindeki merkezi kâfi görmiyerek münakale müşkülâtı yüzün den uzak mıntakalarda Pekin ve Kantonda birer merkez bürosu tesi edildi. Fakat bu merkezler ayrri hükumet tarafından idare edilmek • tedir. Çinde tahriri nüfus bitmemîştir. Nüfus tahminen 430 milyondur. Bu miktara Mançuri de dahildir. Man> çurinin nüfusu başhbaşma 30 mil yon kadardır. Çin, Mançuri hükumetin! tanı mamaktadır. Bu mesele bugün halledilemezse yarın edllecektir. Mançuri hükumeti Jaıponyanm askerî kuvveti üzerine müessestir. Ahalisi tamamen Çinlidir. Japonlar olmast Mançuri hükumeti derhal devrile cektir. Biz işgal edilmiş olan bu sahanın bir gün kurtulacağma eminiz Bugün bizi işgal eden en mühim mesele millî vahdetimizi temindir.» 24 2 • 934 Cumartesi günü Akşam saat 20 de çevirmeğe vakit kaimadan enseme ve gırtlağıma iki el yapıştt...» arkamı eski bir taş evin demir kapısına dayayarak ricat ettim. Üstüme geldi ve s'lâhınm namlusunu göğsüme değdirerek bağırdı: Alcak! Bu sefer elimden kurtu F.tref'ma baktım. Gündüz bile insan ayağı basmayan sokakta kimseler yoktıı; elli adım kadar ötemdeki biiyük yoldan da kimseler geçmiyordu. So kakta, bekâr odalarile dolu viran taş binalann üst kat pencerelerinde soluk lstklar görünüyanrdu. Bağırmanın faydasızlığmı anladun ve bu davayı ken. di vantalarnnla halletmeğe mecbur olduğumu kesbrdhn. Dirayet, bunla rm başında geliyordu; çiînkü silâha |re bn kadar ateşli bir kine karşı be "ijenî kuvvetlerimin kâr etmiyeceğini d e gördüm. ' Hâlâ neye uğradığımı anlamamış ton. Bu adam kim? Ustüme neden hücum ediyor? Hayabmda kimsenin bu derece km besliyecek kadar benden ffenalık gördüğünü hatulamıyordum. Şüphesiz düşmantm yok değildi; fa • fcat bunlar «Uâh olarak yalmz dflleri . ne müracaat eden ve tecavüz vasıta lac agızlarmm hududunu geçmiyen fasanlardı. Bu adam kim ola? Karanhğa alısan gözlerim onu daha lyi seçıueğe başlamtşb: Hayır! Ben bu klnı çdnk, sakaklan basık, göderi içeriek ve burnu yassı, çenesi yuvarlak, boyrra kalm ve boyu ktsa adamı hiç tannmyorum, ömrümde itk defa göriiyorum, buran mabakkak. Ve muhakkak id bir yanltşlığa kur ban gitmek üzereyim. Son derece mülâyim ve onun kinine merbem olabilecek samimî ve stcak bir »esle dedim ki: Durunuz, yüzüme iyice bakm, aldanryorcunuz, aradığınız adam ben değilim, feci bw hataya düşüyorsunuz, dikkat! Zaten o da yüzümü yakından gö rünce epey tereddüde düşmüstü. Se • smde hâlâ öflte zerreleri uçuşarak sordu: Fahrettm değil misin sen? Hayır! Al, hüviyet cüzdanıma bak! Flimi cebime götürüyordum. Adam hemen silâhnu paltosunun yan cebine sokarak mHTİdandı: «Ah... Nasıl o lur?.. Eyvah... Sabi mi?..» Hüviyet cüzdammt uzatttm. Sokağm dibindeki bb bmanm kapısından gelen ışığa doğnı birkaç adım attı, hüviyet cüıdanı . ma baktıktan sonra bana doğnı dön • dü, sendeliyordu, iki eÜrni de tuttu: Ah, dedi, affedenintz, hata, gö. rüyorsunuz, affedersiniz! İ!k rnücadele esnastnda hırpalanan Sstihnü başnnı dözelterek cevap ver dnn: Afretmek ikinci mesele. Fakat iman bu kadar yanılır mı? ÖMürme ğe karar verdiğiniz adamı iyi tayin et Evet. Allah allah... Tamam... Yaa l'.şlık yok, fakat korkmaytn, tahkikabmı bitirmeden silâha sanlacak değil • lim, durunuz, en mühim nokta: Yanı nızda kanmla beraber Kahramanyan apartımanından çıkmadınız mı? Gülmekten kendmfi alamadım: Hayır, dedhn, işte yanliflık bu radan başlayor. Zevcenizi tamm«fc yerefjne mazhar değilim. Ah... Çıldıracağnn... Müsaade buyurun... Aman... Müsaade buyurun... Apartunandan çıkttnız... Yahut çıkhlar, daha doğrusu... Aşağı doğru yü . rüdümiz... Yahut yürüdüler, <îıha doğrusu... Karun aynldı ve ters yüzii döndü... Ben herifin pesine taküdım... Affedersiniz, «herif» o, siz değilginiz. Evet... Yürüdü... Hah... Ben bir saniye, nihayet, bir dakika onu gözden kayfcettim... Manavın önünde .. E vet. . Sonra?.. Kahve rengi paltolu, orta boylu adam... Ah... Anlasdı • yor... Onun yerine sizj takip etmi • sim... Yanlıslık manavın önünde bbslıyor... Tamam... Ben Fahrettini de şahsen tanımam... Ah... Fakat tanı. yacağım ve kendimi tanıtacağım... Ah... Şükrünün hakkı varmış... «Her salı akşamı...» diyordu, «saat on birle on iki arasmda, kann Fahrettinle Kahramanyan apartımanında bir saat kahyor.» Doğru... Gözümle gördüm... Apartunandan beraber çıktılar... Sözde bizim hanım salı akşamları annesine gider... O cadalozla dargmım ya btn... Tahkik te edemem... Ah... İçime bayguılıklar geliyor... Ah... Ya Fahrettmin yerine »zi fare gibi ayağımm altmda ezseydim?.. • . • Kolay değildi. Ya karanltkta birdenbire ates etseydim?.. Ah... Af buyurun, af buyurun .. Gene durduk. Boğulacak gibiydi. Yakalığını ve boyunbağmı çözmeğe mecbur oldu. Kesik kesik nefes alıyordu. Hay AUah lâyığınızı versin, dedi, karşıma neden çıkıp ta beni şasırtbnız... Şimdiye kadar intikamımı al • mı* olacaktım. Belki hayır vardır bu işte... Bir dnayete mani olmuş oldum... tyice düfünüp taşmmız... İhanetlerin daha medenî cezalan vardır, onlan tatbik edersoıiz! Yanaklarmı iki avucunun içine al mıştı: Hayır, hayır! dedi, bümezsiniz ben Pakizemi ne kadar severdim... Bu cebimdeki silâh mutlaka bosalacak... Fakat kimin üstüne? Bilmiyorum, bil . miyorum... Yalnız şunu biliyorum ki, ah, beyefendi hazretleri, çok betbah tım. Başfle »elâm verdi, geriye döndü ve sendeleye sendeleye, öksüre öksüre ••• uzaklafh. ki mevaddı iptidaiye sarfiyatı alâka • dar memurlar vasıtasile tetkik ve tesbit ettirilerek İktısat Vekâietine gön • derilmesi sarttır. İktısat Vekâleti 15 nisana kadar gelen müracaat evrakına göre istihkaklan tesbit ederek nihayet 15 mayısa kadar Gümrük ve İnhisar . lar Vekâietine bildirir. 18 Bu talimatnameye göre ve teşviki sanayi kanununa tevfıkan mevaddı iptidaiye getiren smaî müessese sahipleri gümrük beyaımamelermi tarife esaslanna göre tanzim etmekie beraber eşyanın muafiyetine müessir olan vasıflan da beyannamelerinde göstermeğe ve gümrük idareleri de mua . yene neticesile taayyün eden bu vasıflan beyannamelerinde tesbit etıneğe mecburdurlar. Bu şartlara uygun olmıyam beyan • namelerle geçirilmis olan iptidaî maddelerin muafiyet vasıflan sabit olsa bile sonradan istihsal edilen muafiyet cetvelmdeki istihkak mahsupian caiz değildir. 19 Bu cetvelin hükmü birinci cetvelin mkizası tarihinden muteberdir. Binaenaleyh bu cetveie dahil olup ta 2261 numaralı kanunun mevkii meri . yete vaz'ı tarihinden bu cetvelin neşri tarihine kadar gümrükten çıkarümış olan iptidaî maddeler hakkında dahi cetvelde gösterilen miktardan mahsup edilmek suretile yukanda yazılı hükünv ler tatbik olunur. r v DAVETLER Eyüp Fakirleri Koruma Derneğinin kongresi Eyüp Fakirleri koruma derneğmden: Derneğimizin senelik kongresi 9 mart 934 cuma günü saat 13 te Defterdardaki tiyatromuzda aktolunacagından azayi umumiyenin teşrifleri rica olunur. Ruznamei müzakerat: 1 Heyeti idare raporu. 2 Hesap müfettişjeri raponı. 3 Heyeti idare ve hesap mufettlş lerinin intihabı. Galatasaraylı'ar cemiyetinde konferans Galatasaraylılar Cemiyetinden: Galatasaray muallimlerinden DT. İbrahim Safer Bey şubatın 25 inci pazar günü saat on sekiz buçukta Saray sineması fevkindeki cemiyetimiz merkezinde «stratosphere» ve profesör Pikann tecrübeleri hakkında ilmî bir <;emiyetimiz Pek yakında tamamen T Ü R K Ç E sözlö konferans vereceğinden Aşk Kurbanı Birinci rolde : Büyük, aşk ihtiras ve heyecan filmi Utanbul BeUdiyesi JehirTıyatrosu KURTLAR Piyes.3 perde Yazarr. Cevdet Kudret azasının ve henüz cemiyete kaydedil memiş olan Galatasaraylıların teşrif » leri rica olunur. iPEKFiLM stüdyosunda l sanı?wıza çevrlmfşttr 6ARY COOPER Halk gecesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear