Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25Kâmmusam 1934 Cutnnttnyet Çocuk Gfize] bir yaz sabahı cüce terzi dük • kânında otur muf bir taraf tan dikis di kiyor, obür ta • raftan da sar kı söylüyor du. Bir aralık şarkıyı kesip sokaktan ge len sese kulak verdi: Alâ pek mez, bal gibi pekmez! Cüce terzi «öğle için yîyecek birşeyim yok, bari şuradan biraz pekmez alayım!» diye düşündü. Pekmezciyi çağırıp 250 gram pekmez satra aldı. Kâseyi rafın üzerine koydu. Cüce terzi bu işi bitirdikten sonar tekrar dikişine ve şarkısina başlamıştı. Elindeki yeleği bitirmek üzere idi ki karnmın acık makta olduğunu hissetti. Pek mezin mis gibi kokusu burnuna ka^ar geliyordu. Iştiha ile kafasînî pekmez kâ sesine doğru çevirip baktı. Bir de ne görse beğenirsiniz. Bir karâ bulut! Etrafta nekadar sinek varsa orava toplanmışlar. Şimdi ben size gosterfrim! Diye yerinden fırlayıp elin cf?'<i yeleği şöyle bir savunınca yedi sineğin olüsünü birden yere serdi. O vakit goğsünü garip bir gurur kaolamış, koltuklan tuhaf bir şekilde kabarmifti. Kendi ken dine: Bu yaptığım az iş değil ba, 'dedi, bir vuruşta yedi cana kıy • dığımı kim duysa saşar.. Şu fır • sattan istifade etmenin yoluna bakayım! Hemen silğilik için hazîrlamiş ölduğu kumaş kenarlanndari birini cekip üzerinef «Bir vurusta yedi cana kiydım» Cümlesîni yazdıktân sonra pareayı belihe doladı. Maksadı bütün dünyâyı do • lastnak, belindeki kemerrn yazisile müthiş bir kahraman oldu ğuna berkesi inandırmak ve bi raz da para topiamak.. Hemen alelâcele yeleğini giy'd\. Yol azığı olarak cebine koymaV icin etrafında birseyler a • radı. Fakat kurumuş bir peynir parçasmdan başka birşeye tesa düf etmeyince onu bir cebine, sevğili saka kuşunu da oteki cebine yerleştirip yola düzuldü? Az gitti, oz gîttî, dere tepe düz gitti, henuz şehrin kenarîndan aynlmamışti ki dev gibi bir a üama rasgeldi. Devin kendisini alaylı bir tarzda suzdüğunü go rfince: Arkadas, dedi, kendi cüssene nazaran ben! ufacık gorüp te Karamfirsel »epeti zannetme.. Ben de kendime gore büyük bir kabramamm. Macera peşinde 'dolaşiyorum. tstersen sen de benimle beraber gel!.. Masalları |merakh At hırsızı maymun Japonyada Nikko sehrinde bir beygir taciri ahırlarından her gece bir beygir çahnmakta olduğunu görüyor, bir türlü hırsızı meydana çıkaramıyordu. Çünkü gece nöbetçiler koyduğu halde onlar ne bir ayak sesi isitmişler, ne de hırsızlarm kim olduğunu farkedememişlerdir. Nthayet bir akşam kısa boylu bir karaltinın ahırlardan birine girdijnni, oradan bir atın sırtı • na atlayıp kaçmak üzere olduğunu görmüşler, hemen yakalamısIardtr. Bir de bakmişlar ki bu bir maymun. Yakındaki mabetlerden birinde mukaddes hayvan sıfati le beslenmekte olan maymun. Vakıâ ondan sonra hırsızlık olmaması temin edilebilmiş a ma, şimdiye kadar çahnan hay MCMLCkCTLCftftC FAYDAU Damlarda tayyare istasyonları Tayyarecilik zamanımızda heı gün dev adımlarile ilerliyen bir meslektir. Birçok memleketler de oldugu gibi Ingilterede de hususî tayyareler gittikçe art • maktadır. Bazı gençlerin nasıl otomobilleri varsa bir takım gençler de kendi mallan tenez züh tayyarelerine sahiptirler. Fakat tayyare ile seyahatin dünya yüzündeki diğer naklive vasıtalarile gezmekten pek çok daha süratli olmasına rağmen onlara binilecek ve onlardan ini lecek yerlerin şehirlere uzak olması, bu tayyare karargâhlarına gidilip gelinirken hayli vaki* kaybedilmesi kendilerinden e • dilecek istifadeye mâni olmak tadır. Bunun için fngilterede tayyare istasyonlarının bazı büyük binalann damları üzerinde tesisi düfünülmüştür. Bilhassa Londradaki King Cross ve Saint • Pancrace şimendifer istasyonla • nnın damlan en büyük tayya relerin kalkma ve konmasına müsait genişliktedir. Bu suretle herhangi bir tayyare yolcusu doğruca Londra « öin merkezinden tayyare ile hareket edebilecek ve başka yer • den geldiği zaman da gene ora bareket yaparak elini cebine götürmüş ve oradan kurumuş pey • nir paçasını avcuna almıştı. Deve: fste, dedi, o da sanki bir • şey mi? ' Tabi! peynir un gibi ufalanarak elinden dökülmüştü. Dev hayret etmiş£i. Fakat o nu bir daha imtihan etmek is tedi. Yerden bir büyük taf a l a rak Galata kulesi boyunca fır lattı. ' Haydi bakahm, dedi, bunu da yap! ' Cüce bu sefer müşkül mevkide kaldığını hissetti. Lâkin ge • ne taş almak içinmiş gibi yere Iğilip elini cebine gotürmesi bir kurnazlık daha keşfettiğini anlatıyordu. Evet mesele Syleydi. Terzi, sanki yerden aldığı bir tasmış gibi cebinden aldığı kusu bavaya fırlatmcâ çoktanberi hürriyete hasret olan bayvancağız htz • la uçmuş, Galata kulesinîn ' bîrkaç misli yüksefdere çıktıktan sonra ortadan kaybolmustu. Dev bunda da mağlup olunca cücenin kendisinden daba kuv vetli bir kabraman olduğundan şüpne etmemeğe basladı ve o nunla birlikte dünyayı dolasmağa karar verdi. O iri, bu ufak düztabanla bastibacak gibi vanyana yürümeğe koyuldulatr. Biraz sonra yollan mütbiş bir ormana düştü. Geçecekleri yerde koskoca bir ağaç devrilmiş yatıyordu. Dev: Ârkadaş, dedi, şunu obür ucundan tut ta kenara çeke lim! Terzi Hemen ağacîn diliı yaprakh tarafma geçmişti. Dev asıl govdeyi kaldınrken 6 da dallarm, yaprakların arasına sıkifip birlikte eitmişti.•••*« ; * ^ ;•'" Biraz daha yürüdüter."Bir bafiçenin içinden geçiyorlardı. Dev kiraz agaçlanndan birini aşağı doğru bükerek terziye sıkı tut masînî tembih ettikten sonra: vanların ne oldugu meydana çıkarılamamif. Çünkü maymunun ağızı var, dili yok, söyliyemez ki! Meraklı bir yavru C Büyük baba ve torummnn oğlu birlikte piyano ça/ıyorfar. (Büytii baba meşhur operetler begtekân Richard Straasstar.) Tabiat tetkiki Tarihten evvelki hayvanlar vahşi hayvanlara rasgehnek ih • timali heran mevcut olsaydı. ya inebilecek ve Istasyondan is • tediği istikamete trenle gidecektir. leri andınyordu. ö n ayaklanndaki dördüncü parmaklan art ayaklanna varıncaya kadar uzanı yordu. Bu dev kertenkelenin uçma dığı zamanlar bir kayaya veya kuvvetli bir ağaca asılıp kaldığı ve öylece dinlendiği zannolunu • yor. Başlan da gayet tuhafa. Ağızlan uzun bir gaga ile nihayetleniyordu. Tepelerinde garip bir de ibikleri vardı. Bu ibiğin kuş lann kuyruğu yerine bir dümen gibi işlerine yaradığı tahmin olunmaktadır. Zamanımızda bunlan andırtf tek bir hayvan vardır. O da bir cins kertenkele ki daldan dala atladığı vakit yere düşmemesi sırtında paraşüt vazifesmi goren kanatlar Hepiniz bilirsiniz ki tarihten evvelki zamanlarda yaşıyan hayvanların bugiin nesilleri kesilmiş, isimleri bile unutulmuştur. Fa kat bu belki de bizim için bir saadettir. Çünkü halihazırda öyle hayvanlar mevcut olsaydı, bel ki asrımızdaki medeniyetm va sıtaları onlann hücumundan korunmağa belki de kâfi gelmiyecekti. Bir kere tasavvur edin! Bu Hesmini gördüğünüz minimini Pangaltıda berber Halil Aptur • rahman Efendinin oğlu Ali Apturrahman gazete okumağa meraklı bir kücük kariimizdir. Boş zamanlarmda en tatlı işi gazeteciHk oynamaktır. f 2 nci kâpun bulmacası • Bu sozleri soylerken ayni za • manda yeleğinin ucunu kaldır • mîş «bhr vuruşta yedi cana kıy dım» ibaresini gösteriyordu. Dev ba cümledeki can keli mesinden maksadın insan olduğunu zannederek cüce ile boy olçüşmeğe kalktî. Yerden koca man bir tas alarak avcunda toprak gibi ufaladı: Nasıl, dedi, sen bu ifi ya pabilir misin? Cüce terzi evvelâ şaşmli. Fakat biraz düşündükten sonra yere iğîîîp tas. alıyormuf gîbi bir 1 X »+ 2 = Kanatlı kertenkelelerden birinin 12 X » + 3 = iskeletinin kaycdar üst&nde 128 X 9 + * = kalan izi 1234 X 9 + 5 = günkü fillerin birkaç misli bü Haydi bakalım, dedi, is 12345 X 9 + 6 = yükleri olan mamutlar, her bir 123456 X » + 7 = te'digin kadar kiraz ye! 1234567 X 9 j 8 == tırnağu bir ağaç kadar iri olan Dala yapısan cüce ağacîn mu12345678 X 9 + 9 = ' elli altmış mftre yüksekliğinde kavemeti karsismda onu zapta 123456789 X 9 f 1 0 = Şu hesap ameliyelerini yapîp muvaf fak olamıyarak havava her satırın yekunlarını müsavilefırladıktân sonra bahçenin obür rin önüne yazınız. Bunun zihin tarafma düştü: ve zekâ ile bulunacak bir hiyleDev: si vardır zannetmeyiniz. Hayır, ' O.. Ârkadaş, 'dedi, bir vuhesabı kavi olan herkes bunu yaruşta yedi cana kıyarsın, kaya pabilir ve çıkan netice onu hayyî avcunda un gibi uf atırsın, görete düşürecek bir sürpriz olur. ke eriştirecekmis gibi taş atar • Doğru cevap gönderenlerden *m da bir kiraz dalina hükmü birinciye 5 lira, ikinciye zarif bir nü geçiremez misin? mürekkepli kalem, üçüncüye FoTahta perdenin arkasmdan do to Etemde 6 kartoostal 1 ağrandisman yaptırma hakkı, diğer yüz laşıp gelen cüce hiç bozuhnadan kisiye muhtelif hediyeler verilecevap verdi: cek fotoğraf yollıyanlarin da re* Galiba silâh sesini duymarimileri basılacaktır. dın. Sersem avcılardan biri be • Cevaplar ikincikânunun son nim buhmduğum yere nişan algününe kadar «Cumhuriyet Ço mış tetiği çekmek üzere idi. Atik cuk sahifesi muharriri» adresine davranıp ta obür tarafa atlamagönderihneli ve mutlâka gazetesaydım ölüp gittiydim. Bu havade çıkan rakamlı parça da kesi lanmamî kuvvetsizliğimden mi ttanım Bey, çocağu uyutabildin mi? Iip mektuba konmalıdır. Bu şartsandın? Şasarım aklma senin! Çocuk Babam beni uyutamadı cana ben ba lara riayet etmiyenler mükâfat bamt ayuttam anneciğim! Sona gelecek hafta kazanamazlar. tarihten evvelki devirlerde yaşıyan bir başka cins hayvan sizler sokaklarda şimdiki gibi hür ve serbest gezebilir miydi niz? Bunlar bir masal değil, bu çeşit hayvanların yaşadığmı biz ölürken sıkışıp kaldıklan kaya parçalannın üzerlerinde vücu de getirdikleri izlerden anlıyo ruz. Meselâ tarihten evvelki devrin şaşılacak hayvanlarından biri de kanatlı kertenkeledir. Fakat onlann cesameti bugünkü kerten kelelerin birkaç yüz, hatta bir • kaç bin misli idi. Yalnız kanat lann büyüklüğü 8 metre kadar di. Kanatlftr1 tısJa yarasanınki YerliMal Çocağum!.. Konafartan »en nasü b'z dilin^ öyle kendi yurdanda kendi malım kullan! Nasıl yanan ateşe süremezten elini, Yabancı mallarma dokunma hiçbir zaman! 1 Gözlerini açmazsan sana tuzak kurular, Başka ellere gider eebindeki paraiar! Fakat bir gün ba akçe top olur, tüfek olur: Seni, savaş gününde, can evinden yaralar!. Her yerde bayrağınt tanıyorsan natu $en, Yerli mallartnı da i*te öylece tanı! Yabancılara karşt düvümlü olsun kesen, Ancak böyle koruruz bu sevgili oatanıf..