22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 Eylul *Cumfmriyef SON TELGRAFLAP [Banakalırsa :<Siileyman Nazif» J AVRUPA MEKTUPLARl i Âmerika ile İngiltere arasındaki konuşmalar dır ki eserleri, sahsiyetlerinm ancak Viyana 10 (Hususî) Birkaç bir parçasıdır ve birinden ötekme m • gündenberi Viyanaya muazzam bir tikal için çektiğimiz büyük zahmette «hacılar kafilesi» toplandı; sene baskaiannm yardunına ihtiyacınuz varlerdenberi ıstırap içinde inliyen sedır. Süleyman Nazif bu muharrirler . hir sanki birdenbire eski meşhur dendir ve tbrahim Alâettin bize bu neş'esini, şetaretini buluverdi. Her yardımı yapmıstır. Avusturya ile Almanyanın birleşParU 14 (A.A.) Agence Eco • Viyalanınm yüzü gülüyor; kahve Süleyman Nazif bir mizah muhar • tnesinde Avusturya halkının istemenomique et Financiere «Roma, Berlerde çalman musiki ahalinin kah riri değildi, fakat çok zarif ve nökteci diği bir Faşistlesme tehlikesi yok • adamdı; müstehzi tarafı okuyuculan» lin, Cenevre» başliğı alhnda M. kahalarına kanşarak caddelerden tur. Çünkü yalnız hükumet değil, Henry Berangerin bh yazısını neşna meçhul kalan bir Nazif, yalnız lâ akıyor. Hayatı fazla ciddî karşılama millet bile tam istiklâlini muhafaza rediyor. makla maruf Avusturyalılar dünü umiseye hitap eden sivri bir kaya gibi etmek istediğini söylemiştir. Ve bu dik, sert, keskm bir hüvtyetten iba nutmuşlar, yarını düşünmüyorlar; M. Branger, dünyanm yeni tarihiistiklâl tam olarak muhafaza edileyalnız bugünün zevkini tattnakla n»n Viyanada yazıldığinı bildiriyor. ret sayılır; hokkan bir zehir çanağı cekth*. meşguller. Ve bu tarihin kimin tarafmdan imzannedilen bu muharririn sohbetîndekî zalanacağını bildiriyor. lezzetleri evvelâ kıymetU Abdülhak ŞiTürk muhasarasımn iki yüz ellinViyanada vaziyet «Hitl«r mi? Musoüni mi? Yoksa nasi, Milliyet gazetesinde bize naklet • ci yıldönümü, Almanyaya iltihak Viyana 14 (A.A.) Prens StahCenevre mi? Eğer Cenevre kuvvetli mişti; bu sefer tbrahim Alâettin, yaltehlikesTnden korkanlann imdadına rembergra Viyananın Bolşevîk rejiolsa ve Milletler Cemiyetinîn bir orbir hızır gibi yetişti. Bu münase minden kurulması hakkmda söylediği mz nüktelerile kalmıyarak hususî mekdusu bulunsa, adalet Avusturyanm betle bir de katolik kongresi icat ettuplanna ve perakende yazılanmn en nutuktaki sözler, bunu sosyalist de. siyasî istiklâlini temin için kuvvet tiler. Avusturyayı oyalamağa çalı güzellerine varıncıya kadar Naziffn bümokrat ekseriyetine karşı bir meyile birleştniş olacaktı.» Bugün için muvaffak ta tün hayah ve eserleri üzerine bol bir ışık şıyorlar. dan okunıuş telâkki eden Viyana Bir ttalyan gazetesinin neşriyatt. sosyaHst mehafilini müteessir et • serpti. Bu kitabın aydmlıgmda Süley oluyorlar. Fakat yann? Hayatın taman Nazif, kurum rengi siyah ve iri biî zaruretlerine mâni olabilmek için Roma 14 (A.A.) «Lavora Fa miştir. gözlerile, ortadan yukan boyile, yü hergün bh bayram uydurulabilir mi? scista» gazetesi, Avusturyadaki yeni Viyana beledîye meclisi sosyalist zünü sımsıkı çeviren kara ve kabank Viyanali bunu düfünmüyor. O, vaziyetin inkişafmı, Avusturya • Algrupu derhal fevkalâde b> toplansakalile, tecessüm etmis birer kin mer bugün için aç midesini doyurmak man münasebatı için faideli görüyor. tıy» davel edibniştir. rnıkânmı bulmuştur. Binaenaleyh kezi gibi sivrilen dislerile. gülerek, ho"""' "•raıımiHIIIHIIHIIIIIItin murdanarak, mHnldanarak, yumruk • bugün, onun içın bir bayramdır. lannı sıkarak, kaşlarını çatarak, RÜrli • Birkaç günün içinde şehrin nü • yerek ve gökriyerek ayağa kalkıyor, fusu üç yüz bin kadar arth. Sene ustiinüze geliyor, saglıgında dostu iseniz lerdenberi bomboş duran otellerde hatırmrzı, düşmanı iseniz, hmcım alı • yer bulmak hemen hemen imkân hayor. ricinde. Sokaklarda binbir çeşk kıtbrahim Alâettmin bir basübadel • yafete tesadüf ediliyor: Babacan mevte vasıta olan kitabı Nazifin sah Fransızlar, palabıyıkh Çekler, ko • sını tantmif ve taıumamt olanlar için mik telâffuzlu Polonyalılar. iki ayn ehemmiyeti hakdir: Tanıyanlar Katolik bayramı tnünasebetile dün suurlanm eski intıbalara bağbyan mügece büyük bir resmi gecit yapıldı. Londra 14 (A.A.) M. Hendernasebetleri percinliyecekler ve sakat Va.ington 14 (A.A.) tşsizli Bütün şehh* halkı sokaklara dizilmiş sonla M. Normandavis arasmdaki hahralarnu tamir edeceklerdir; tam • alayı bekliyordu. Akşam, Stefan kiğin azalmasmm yavaş olusundan konuşma, silâhlan azaltma konfe • mıyanlar, vakayim sevkile yazdmts yaM. Ruzvelt memnun değildir. lisesinde dinî merasimden sonra on ransı karşısında Amerikamn aldığı Nisandm 14 milyon olarak he • zılar içinde ancak belirsiz bir gölge • binlerce kişilik bir kalabalık başia vaziyeti açıkça anlatmak için M. shti bulabilecekleri büyük Nazifin parsap edilen işsizlerin sayısı ancak süvariler, Tirollu gönüllüler, arkada DavUe fırsat ve vesile vermiştir. ça halinde değil. bütün ve yekpare hüiki milyon kadar azalmıştır. genç, ihtiyar, kadm, erkek köylü Diğer taraftan hariciye müsteşan vivetîni anlıyacaklardır. Reisicumhur, zirat mahsuller filer, şehirliler olduğu halde büyük M. Eden de bugün öğleden sonra M. Bu kitaota Nazifin ruhu, tbrahhn Aatlerinin de yavaş yükseldiği ka • caddelerden, geçtL Alay, halk taH<îndersonu kabul edecektir. lâ«ttinin kalemile kendi kendmi bize naatindedir. anlatmıs gibidir. Sanki bn ruhla dogM. Ruzvelt bugünkü fiatlara namdan doğruya temastayız ve muhte zaran ziraî mahsullerin yüzde altrem tbrahim AlâeHinin müşahit ve bimıs yükselmesini istemektedlr. taraf kalemi, arada hiçbîr gö'«r« bı M. Ruzvelt, küçük esnafın satıs Ankara 14 (A.A.) Ağustosun Bir'nci $ahifeden mabat rs»kmıyarnk derecede müdahalesrâ, alannı artnmak suretüe kalkınma i2 mci haftası içinde cenup hudut heyyiç ve gayritabiî bir halde olan daresinin kanunlarını tatbikten dodeta şeffaf kalmasım bîimiştir. lanmızda on fltui müsademeli 50 bu asabî talebevi teskine uğraşmış ise layı fazlalasan masraflanıu kapa/ SAFA kaçak vak'ası olmuştur. de muvaffak olamannştr. Gittikçe hetana kadar bankalann kendilerme Bu vak'alarda 61 kaçakçı, 150 yecan ve teessürü artan genç talebe kredi açmaları için bir tazyik yapkaçakçı hayvanı ve 2000 kilo gümo&lıyoralc müdür ve muaffim beylere Amalya 14 Evvelki gün bh" şunlan söylemiştir: Resmî istatistiğe göre, büyük ma$ı, 5 tüf ek, bir tabanca ve 7000 deftayyare filomuz, dün de Yavuz, « Beni niçin döndürdünü»?.. Argazalar temmuz ayına na zaran *ater sigara kâğıdı tutulmuştur. Hamidiye, Mecidîye, Kocatepe, Tıtık bana yazık oldu. Hakkımda yapı • tıslarmda yüzde dört ni»betinde bir naztepe, Zafer ve denizaltı gemi « lan ipka muameiesi düzehümezse yaşryafazlalık temin etmrçlerdir. lerimizden mürekkep deniz filomuz mam, mahvolurum!» 1925 ve 1923 sahşlan endeks o . Antalyaya gelmişler, büyük teza Ferit Zühtü Bey, talebeye gene ki • larak yüzde rakamı ile gösteril • hürat ile karşılanmışlardır. tzmîr 14 (A.A.) tktnat Ve • diği kabul edilmek şartile ağusıtos dal tavsiye etmiş ve ealnbğı takdirde Büyük Erkâni Harbiye reisiraiz kâleti namına memleketimizde tet • vaziyetin Seride dâzeleceğini de anlatayınm endeks rakamı 85, temmu . Fevzi Paşa Hz. de filo ile beraber kikat yaproakta olan Amerikalı ikmtstır. zunki 81 dir. şehrimizde bulunmaktadır. tısat mütehassıslan şehrimize gel • Fakat buna ragmen svdete kendkinî Vaşington 14 (A.A.) BuhranMisafirlerimiz şerefine şehir başkaybeden Haydar Efendi birdenbi mişlerdir. Bu mütehassıslann refadan dolayı gıdalan azalımş Amerttanbaşa bayraklarla donatılmış, müre pantaloniHMin arka cebindeki taban* ka çocuklanna yardım için. îş Na katlerinde tktısat Vekâleti müşavirteaddit taklar kurulmuştur. cayı cekmistir. Sonradan tabancanm lerinden Muzaffer Beyle iktısat mec xvn M. Perkkı*, millî bir konferan* Büyük Erkâni Harbiye reîsüniz boş oldugu anlaşdımş ve tabancanm toplamak niyetindedir. Bu çocuklaFevzi Paşa Hz. halkın alkışlan alisi azasmdan Hüseym Fikri Beyler fişeklerİ Haydar Efendinin cebmde bunn nisbeti, Amerika çocuklannm rasında Vilâyet konağım, alay kade bulunmakta ve birlikte tetkikat lunmustur. Mektebm müdürü Ferit beşte biridir. rargâhını ve Belediyeyi ziyaret et Zühtü Bey, bu mesele hakkmda bir mnyapmaktadırlar. Ticaret Odasını zimişlerdir. harririmize demistir ld: yaret eden mütehassıslar Ege min . c Ortada izam edîlecek bir ha« Berlm 1 4 (A.A.) «tssizleri ve takasınm istihsalât, ihracat ve sair dise yoktur. Smıf geçemiyen talebe yoksullan tehdh eden açlık ve soğuğa vaziyeti hakkmda da malumat almış • karsı mücadele» dün M. Goebbelsin Haydar Efendi bana muracaat ettL Berlin 14 (A.A.) Wolff Ajanlardır. Mütehastıslar ayni zamanda Zaten kendîsi gecen sene de orta kıbir nutku ile açıldı. sından: sım mezuniyet imtihanlarmda muvafbazı yerli malı fabrikalanmızı da Basvekil Hkler, Von Papen ve bir . Milletler Cemiyeti büyük mec • fak olamamışb. çok şahsiyetlerin huzuruna M. Goebbels gezerek ı«lkikatta bulunmuşlardır. lisinin yakmda başlıyacak müza • Bu sene, orta lason mezunryet hn demişta'r ki: Şehrimizdeki tetkikatîarmı bitirdikkerelerine iştirak edecek Alman tihanlanm vermiş, fakat lise imtihanla« Alman bukumeti bu nhlcadelemurahhas heyeti Hariciye Nazırı ien «onra tnütehassıslar cumartv. rmda dönmüstür. Smtf geçmesinin te yi muhtelif teşkflâtm yardımfle yapa • Baron Fon Neurath ile Propagan günü Ayd'na giderek o havalideki caktır. Dünya, yabancılann yardrmına da Nazın M. Goebbels ve nanrlarvilâyelerimizde de tetkikatlarma deihtiyacınuz olmadıgmı anlamahdır. dan Fon Kellerden mürekkep ola • vam edeceklerdir. M. Goebbels bütün Almanlan her caktır. Heyete Hariciye Nazırı ritstanbul 14 (A.A.) T. D. T. aym ilk pazannda, öğle yemeği olarak yaset edecektir. Diğer iki nazır muCemiyeti umumî kâtipliğinden: rahhas sıfatmı haiz olacaklardır. 50 pfennîgden fazla kıymette olmıyan T. D. T. Cemiyeti umumî merkez bir tabak yemek yemeğe davet etmisheyeti bugün biri saat 11 de, ötekisi tir. 14,30 da olmak üzere RiyaseticumBerlin 14 (A.A.) Wolff Ajansı hur kâtibi umumisi Hikmet Beye Bütün lokantaar ve otellerde bu ilk bildiriyor: Berlin Üniverstfeainin fendinin reisliği altında Dolmabah • pazarlarda bir tabak yemek verilecek. Bükreş 14 (A.A.) Yolcu nakTıp Fakültesi Mısır Kralı Fuada çe sarayında toplanarak karşıhk tir. Bu suretle elde edilen tasarruf, yok. line mahsus Romanya bandırali Cabp ilmi hakkmda gö«terdiği tesviklar kılavuzu için ankete gelen ce sullara yardıma yanyacaktır. tatea Alba vapuru Tuna nehrinde İerden ve memleketinde sıhhati kovaplar üzerinde tetkikata devam Bundan baska piyangolar ve ianeler Beaüla civannda Çekoslovak gemietmiştir. ruma tedbirlerinin yapılmasına hiatertip edilecektir. Tiyatro ve sinemalar sile çarpışarak batmıştır. Vapur • Umumî merkez heyeti cumar metinden dolayı fahrî doktor un • için yoksnl halka parasız büetler da . daki yolculann kurtanldıkian zantesi günü tekrar toplanacaktır. nolunmaktadır. ğıtılacaktır. vanını vermiştir. "Dünyanm yeni tarihi Viyanada yazılıyor!,, D Avusturya Almanya meselesine dair Fransız gazetelerinde çıkan şayani dikkat bir yazı Viyanadaki şenlikler Avusturyayı bugün için oyalamanın çaresihi bul dular, fakat hergün bir bayram uydurulabilir mi? rafından hürmetle seyredildi. Mu azzam kalabalık arasmdan hafif bir çıt bile duyulmuyor, yalnız muttarıt ve muntazam ayak sesleri esraren giz bir tatnbur gibi tempo tutuyor • du. On binlerce meşalenin aydın • lattıgı on binlerce baş, kızıl alevler arasında, sanki ıstırap duymadan sessizce yanıyordu. Alayın sonlanna dogru bin kadar mum ışığı akında, büyük bir puıta takılmış tsanın heykeli göründü. Arkasindan Viyana Piskoposu, Pa panın vekili ve onlann arkasından başta Dollfüss, oldugu halde hükumet erkâni, zabitler, alayı takip ediyorUrdı. Bütün bu insanlar, saat sekizden on bire kadar şehrin belli başlı yerlerini dolaştılar; görünüşe nazaran Hazreti tsaya olan müsterek aşkla • rını tes'it ettiler. Halbuki maksat • lan başka idi. Avusturyaya propagan d a yapmak, Viyanaya seyyah getirmek, para kazanmak. Zavallı tsa! Ortaya bir tez attın: «Bir yanağinıza vururlarsa ötekini de uzattnak lâzımdır» dedin ve milyonlarca taraftar kazandın. Fakat bunlar, senin üzerine çakıldığın haçla başkalannın, haıtta birbnlerinin kafasrm patlatıyorlar! NADİR NADİ IHEM B brahim Alâeftinin Süleyman Nazif için yazdığı kitabı Semfh Lutfi ge • çenlerde bastı. Bazı muharrirler var NAL1NA M1HINA Bir sporcu mertliği I Silâhlan azaltma müzakereleri Amerikada alınan iktısadî tedbirler M. Ruzvelt neticelerden memnun değil Şenlikler devam ediyor Viyana 13 (Hususi) Viyaoanm Türklerden kurtulusu şenliklerme devam edihnektedir. Viyananm muhasarası esnasmda Kara Mustafa Paşanm İcamet ettiği çadr, şehrin büyük meydanlı ğında kurulmuştur. Viyanada toplanan beynelnıüel katoMc kongresine iştirak edecek bütün mornhhilar gebmslerdir. Avusturya şkneadiferleri ba münaaebetle tam 200,000 kişi nakletmislerdir. porun faziletleri arasmda bir taı krnı manevî meziyetler de sa • yanz. Spor; msana, nezahet, mertlik, dvanmertlik, dürüstlük, te . sanüt gibi meziyetler verir, deriz. Seneler geçtikçe ve görgülerim çoğaldık ça, ne yalan söyliyeyim, sporun esld bir tabirle . fazüeti terbiyetkârisine inanışım eksildi. Çiinkii sporun bizdeki bedefi mutlaka yenmek ve kazanmak şekİİTH aknağa baslamı&tır. Kulüplerin dışmda değil, içinde dolaşanlarm, spor îşleriıün içyüzlerini bilenlerîn, heyet • lerde ve mmtakalardaki münakasalara şahk olanlarm malumudur ki doğru ve igri her careye başvurarak kazanmak' hırsmı sporun gayesi addedenler, gün geçtikçe çoğalmaktadır. tş bu şeklinı almca, tabndir ki sporun manevî kıy meti sAra iner. Fertler ve kulüpler bfrbirlerile er meydanmda mertçe karşjlaşan ve müsabaka bittikten sonra ister galap ister mağlup dost kalan insanlar ve zümreler olmaktan çıkar, bfrbirle rine düşman kesihrler... Spor, bir memleket gençUgi arasında rekabet yerine husumet doğuran bir hal almca faydalı değil muzo* olur. Onun içindir, ki sporun nezahetim ve crvan» mertligini kaybetmesi korkulacak, endişe edilecek birşeydir. Bereket ver • sin ki, arasıra; temiz sporcu mertUğine yaraşan bazı asil hareketlere şahit oluyoruz da bunlar karanlıklar içinde par» kyan yddızlar gibi yüzümüze gülüyor ve bedenî kudretle manevî kuvveti bir sevivede tutan yüksek ruhlu sporculartn ghtikçe çoğslacagı ümidini veriyor. Sporculann yalnız kendi şubelerin • deki muvaffakiyetlerini değil; böyle nedp ve dürüst hareketlerini gördükçe onlan da takdirle yazmalıyız ki genç lik sporu yabıız adale kuvvetinden iberet bir nesne zannetmesin. Onun içtn duyduğum bu neviden bir sporcu asale* tini memnuniyet ve takdirle yazıyorum. Türkiye yeHcen bmncüikkri tzmir • de yapddı. Bu müsabakalarda Gala • tasarayl] Doktor Demir Tutgut Bey birmci geldi; fakat hakem heyeti, dönerken kotrası şamandıraya dokundn diye Demir Turgut Beyi diskalifye etti, birhv ciligi lcind gelen Şeref Beye verdi. Doktor Demir Turgut Bevm hakem karanna ıtiraa üzerine evvelâ birind • Hk kendisine verflmiş olan Şeref Bey Demir Turgut Beym şamandıraya dokundugunu görmediğmi söyledi. Sonra, Fenerbahçe namma musaba • kaya iştirak eden Selim Zeki ve Izzettin Cenrril Beyler, üç dort metre mesafeden Turgut Beyi takip ettikleri için onun şamandıraya dokunup dolammadığıra hakemlerden de daha iyi göre eek bir mevkide bulunuyorkrdı. Bu iki sporcu, hakem heyetinm diskalifye karan üzerine Demir Turgut Beye bir melp top yazarak kendisinin şamandvaya gayet yakm geçmekle beraber asla dokunmamtş olduğunu gayet iyi gördük lerini ve ioap ederse böylece »ehadete hazır olduklarmı söylemişler ve rakip leri olan Demir Turgut Beye uğradıgi haksızliktan dolayı teessürlermi biHirmulerdir. tste sporcu rekabeti, kulüp rekabetl böyle civanmerdane olursa sporun v« rekabetin bir manası ve laymeti olur» yoksa... Temennt edehm ki, Selim Zeki ve tzzettin Beylerin bu hareketi, bütün sporcu gençh'ğe nümune olsım. Cenup hududumuzda kaçakçılıkla möcadele Kadıköy lisesinde bir hadise mini için yalvardu Bu ricasını nazan kibara almaga imkân olmadıgmı btl • dirdik. Bunun üzerine çok heyecan ve asabiyet göstererek cebmden, tabanca çjkardu Bea, odamda bnlunan muallinv lerle birlfete soğukkanUıkla vaziyeti takip ediyorduk. Haydar Efendi ta • bencan» ateş etmiyerek masam üstu • ye koydu ve sonra kendiaiai yere atarak: «Artnc benim için yaşamak yok!» diye bagndı ve buhran ick>de aglamaga koyuldu. Kendismin normal bir halde olma • dıgmı nazan dStkate alarak bir hâdi • senin onüne geçmek üzere meseleyi zabıtaya haber verd3c. Gelen polis me • murlarma, çocuğun tabancasuu teslira ettik ve talebeyi de memurlarm mu hafazası ahna ailesine gönderdflc. Tabancada kurşun yoktu. Bu da ortada bir fena maksat olmadıgmı göstermektedir. Bizce nraamele yapılacak bir d het yoktur. Keyfiyeti Maorif Vekâletin* arzettik. Alacağınuz emre göre hareket edeceğim. Zaten smtf dönen Haydar Efendi de tekrar muracaat ederek mektepten çıkmak myetinde oldufunu ileri sürdü ve bizden tasdSmame istedi.» Maarif utnumî müfettişliği hadise hakk\nda tahkikat icrasına başlamıs hr. Haydar Efendinin vaziyeti bu tahkikat neticesîrde tavazzuh edecektir. Deniz filomuz Antalyada Amerikalı iktısat mutehassıslan izmirde Almanyada işsizlere yardım Cemiyeti Akvamda Alman murahhasları T. D. T. Cemiyetinde Trabzona bıldırcın yağıyor Trabzon 14 Burada adeta bir bıldırcın yağmuru vardır. Halk sokaklarda adi vesaitle bıldırcın av • lamaktadır. Berlin Universitesi Kral Fuade doktor unvanı verdi Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur J Türkiye Hariç if Tunada iki vapur çarpıştı biri battı Hasankalede zelzele oldu Erzurum 14 Hasankale hava • lisinde dün gece şiddetli bir zelzele olmuştur. Birçok köylerd'e hasarat vardır. Nüfusça zayiat olup olmadığı malum değildir. Vali ile alâ kadar memurin hadise mahalline gittiler. bu kulak taklk! Hay markasına köpekler... Sus! Ağzını bozma... Nene lâzım ulan! Senin malm değil ya... Pembe Hanım içeri girdi ve ye meğin hazır olduuğnu haber verdi. Karşılıklı sofraya oturduklan vakît, ellerini önüne kavuşturarak a yakta duTan ve memnuniyetle gü lümsiyen Pembe Hanım dedj ki: Bak işte sana bol bol tahin halvası... Aynca bîr de hurma tat lısı yaptım, parmaklarını yiyecek sin. Salih yan tarafmda duran Pembe Hanıma doğru bir omzunu silkeli yerek: Ben hiç tatlı sevmem, dedi. A... o gece belvayı löpür löpür yutan sen değil miydin? Daha var mı diyordun da bir daha demiyordun. O geceye bakma sen... Daiga geciyordutn... Nafiz Bey de Pembe Hanıma dön Senelik 1400 Kr. 170Ö Kr. Alhayhk 750 1450 Üç aylık A00, 800 Bir ayhk 15Ö yoktur Ben sana demedim mi? O gece > iş başka idi. Fakat bu değişikliğîn sebebmi bil« miyen Pembe Hanımm hayretle a çılan gözleri helva tabağına takıld» kaldı. Nafiz Bey Salihe dedi ki: Bak, böyle kıhğmı kıyafetini düzeltince nasıl adama benzedin. Bir de o geçen gece yemek yiyisin gözümün önüne geliyor. Ne idi o efendi?.. Aman Allah!.. Petnbe Hanım bile söyliye söyliye brtiremedi. Şimdi bak, adeta yakışıklı delikanlı olmuşsun. Ben sana birşey söyliye yim mi? Sen bu didismeleri bırak artık. Olmuş olacak. Nafile yere kendini üzme, perişan etme. Geçmîşi kurcalamaktan ne çıkacak? Fartet ki bütün hakikatlere agâhsın. İşte o kadar. Geçmiş gitmiş onlar. Bun dan sonra kendine bak. Sana tekrar bir iş arıyalım. Namusunla çalış. Sonra bir de eli yüzü düzgün, temiz bir kız buluruz... (Mabadi var) şeraiti i ^ l n ^in Tefrika: 47 SERVER BEDt Sabahsız Geceler Yok şaşma iki gozüm... tyi düşün... Ben senin kanaat gethmeni isterira. Yoksa, anlaşılıyor ki, madamülhayat sen benim başıma te belleş olacaksın. tyi düşün: Evvelâ Şükran kendmi öldürmek istiyecek kadar beni kıskansaydı en güzel arkadaşile tanıştınr mıydı? Sonra bu yüzden mtihar etmek istiyen bir kız benim yüzüme bir daha bakar mıydı? Hem mektubunda besbelli de gil mi, canım? Hastalıktan canına tak demiş. Sen demin ne güzel söy ledin: Kasabın bıçağile kesilmek • tense kendi elile canına kıymak is tiyordu. tşin doğrusu budur. BesbellL Meydanda. Evet, orasi öyle. Daha ne kaldıî ^ Bîi'iey kaluadı* öyle dtyorsun, fakat sonra içini gene kurt yiyor. Gene gidip anan kanyı göreceksin, seni dolduracak gene tepeme dikılip beni dişliyeceksin. Salih gene Nafiz Beyin karşısına gelerek: Peki, dedi, ben küçükken duşmedim mi? Kulağıma ameliyat yapmadılar mı? Hayır. Sen doğduğun zaman kulağm böyle idi. Nerede imiş o e be, o doktor?.. Heofi yalan... Sen anadan doğma böylesm. Fakat bir gün topal seni düşürtnüştü. Burası doğru. Hem de aksi gibi o kulağının üstüne düştün. Arka taraf biraz yanldı. Ameliyat filân yaomadılar. Hepsi yalan... Yara kendiliğinden ka.pandı, Sen bana bunları niçin anlatmadm? Ben sana herşeyi anlatsay • dım al<b ay sürerdi. Daha böyle bilmediğin ufak tefek neler vardı da ben de hatırlamadım. Hatırlasam da hepsi iki saatin içinde anlatı • hr mı? Salih düşündü: Fakat, dedi, bu mesele baska şeye benzemez. Ben sana bütün esaslan an • Iattım, geri kalanları da bugün konuşacaktık. tşte konuşuyoruz. Sen sor, ben söyliyeyim. Daha bir diye ceğin var mı? Sen mahkeme reisi de olsan bundan âlâsı can sağlığı... Salihin zihni kanşmıştı. Yerine oturdu ve öne doğru iğilerek dir seklerini dizlerine dayadı. Hesap yapar gibi parmaklarını birer bi • rer kapayarak: Peki, dedi, öyle olsun, de • mek ki, varan bir, ben anadan böyle doğmtışum... tyi ama bunu kimden sorup anlamalı?, Nafiz Bey bağırdı: Doktordan! Gel aeninle be nhn bildiğim bir hekime gidelim. Senin büdiğin olmaz. Ben kendim giderim. Doktor bunu anlar mı? Elbette!.. Sonradan sakatlanmış bir kulakla anadan doğma öyle olan, başka başkadır. Sahi be... Evvelâ ben bir doktora gideyim... Üat tarafı neme lâzrm?.. Senin Şabanla, Şükranla, daha bilmem ne ile dalaveren varmış, yokmuş, umurumda değil. Ben bizim peder beyi anyorum. Üst tarafı vız gelir bana... Nafiz Bey gülmekten kendini alamadi: Gördün mü ya?.. dedî, ha şoyle... îşin esasına gelelim. Şunu bilesin ki bu kulak benim fabrika nm malı değildir. Salih te Nafiz Beyin bu sözüne gülmekten kendini alamıyarak bir kahkaha çatlatb: Vay ölüsü kmaJı... Desene dü:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear