25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhttriyet 3 Mayıs 1933 CM SULTAN M. TURHAN 107 Dil anketi = 5 49 numaralı liste Ankara 2 (A.A.) Karsılıkları aranacak arapça ve farsça kelimelerin 49 numaralı Hstesi sudur: 1TAHAKKUK I 8TAHStS I 2TAHAKKÜM 9TAHAYYÜL 3TAHKİM hoTEÇHlZ 4TAHKİR hlTEDAVt STAHÜL \l2TEDAVÜL 6TAHMİN \\13TEHAŞİ 7TAHSİL "14TUHAF Doların sukutu Amerika bu suretle diğer devletlere tekliflerini kabul ettirmek kudretini almış oluyor Gerek kongre gerekse Amerika ef • kârı umumiyesinin büyük bir kısmı karşılıksız para çıkanlması fikrini tasvip etmekte olduğundan Amerikada enfilâsyon temayülâtı günden güne büyümeğe baslamştır. Reisicumhur Mister Roz veltin alhn ihracı üzerine ambargo vazetmis olması da enfflâsyon tasavvurlaruun kuvveden file isaline bir isaret mahiyetinde telâkki edümektedir. Meseleyi dabilî cepheden muhake me ettiğimiz takdirde, Amerikada alhn esasmın resmen terkedilmis olması sırf Mister Rozveltin hâdisah kendi murakabesi altında tutmak ve her sahada liderliği muhafaza etmek arzusundan noül hem olduğunu RÖrürüz. Hatta enflâsyonu kontrol, doların ibtiva ettiği alhn miktaruu tenzil ve «dolar istikrar kıy met heyeti» ni teskil edebilmek için reisi hükumete verilmiş olan salâhiyetler de yukarıki noktai nazanmızı teyit et • mektedir. Herne hal ise, bugün karşı karsıya bu* lunduğumuz bir hakikat varsa, o da dolann sukutudur. Bu hâdise kanumda insan vaziveti hazırayı 1931 senesi eylulünde tngilterede vukua gelen hâdiselerle mukayese etmekten kendini alamıyor. Ancak, itiraf etmek lâzun gelir ki 21 eylul 1931 de tngilterede tahaddüs eden vaziyetle bugün Amerikada vukuuna şahk oldugumuz hâdiseler arasmda büyük farklar mevcuttur. Evvelâ dolarm alhndan fekld irtibat mücbir bir sebep tahhnda vukua iş deşjildir. tngilterede altm <sası, tngîkere bankasmın ahtn mevcudu a ğustos ve eylul 1931 tarihlerinde Amerika ve Fransadan aktedümîf olan istikrazlara ancak tekabül edecek bir dereceye düsmesi üzerine mecburiyet altında terkedi'misti. Halbuki Amerikada elyevm böyle bir hal yoktur. Amerikanın akm mevcudu bugün bile 4 mîlyar do • lardan fazla muazzam bir yekun tutu yor. Saniyen, tngilterenin tediye muva zenesi alhndan aynldığı tarihten evvel açık vermis, hatt tngiliz tirası conver tibPite alhnla tebdil edilebilmek hassasını kaybettikten sonra da bu açık devam edegelmifb'. Halbuki, Amerikada vaziyet berakistir. Amerfkamn 1932 senesi tediye muvazenesî henüz neşîr ve ilan edilmemiş ohnalda beraber; ser maye harekâtı istisna edilirse, Amerika tediye muvazenesinin elân roühim bir fazlalıkla kapandıâma süphe yoktur. Binaenaieyh Amerikanın altmdan fekkî irtibat gibi bir yola sapmıs olması; tabiî hâdiselerm icap ve zaruretleri olmaktan riyade Amerika nükumetinm arzusu üzerine istinat ettirilmis ihtivari bir siyaseta tecellisidir ki taribte bu hareketin misline tedadüf etmek mümkün değüdir. Bu akşamki program tSTANBUL t 18 saz: (Muzaffer Bey) 18,45 orkestTa konseri 19,10 doktor Tevfik Ismail Bey tarafından verem hakkmda konferans 19,30 orkestra devam ediyor 20 saz: (Hamiyet Hanım) 20,30 saz: (Seniye Hanım) 21 saz: (Mahmure Hanım) 21,30 tekrar orkestra konseri ve ajans, borsa haberleri, doğru saat. ANKARA : 12,30 gramofon konseri 18 RiyaseticumhuT filarmonik orke*haaı. 1 Weber Ouverture Freitchütz. 2 Orkestra refakatinde keman koh' seri (EJtrem Zeki Bey). 18,40 gTamofona devam 19,15 dans musikisi 20.10 aians haberleri ve hava raporu. Roma, o devirde, Türk âlemine durmadan, dinlenmeden kîn havkıran u^ultulu bir çan demekti! Zavallı Cem, işte bu vaziyette Romaya götürüleceği haberini al dı. llkin sarsıldı, hasta vücudünde yepyeni bir sızı daha dolastı. Çünkü Roma, o devirde Türk âlemine durmadan, dinlenmeden kin hay * kıran bir uğultulu çan demekti. Her Türk, bu çanın düman sesini runan işitmişti ve o sesin ayaklandırdıeı müteassıp kütlelerle, uzaktan, yakından, çarpışmıştı. Romaya gitmek, o çanın ta di bine oturup gürültüsünü kelime kelime dinlemek demekti. Bütün mukaddesatına sövüld'üçünü ku'asnle dinlemeğe ve bu dinleyis sırasmda hareketsiz kalmağa hangi insan ta~ hammül eder? Cem, böyle bir ağır imtihana davet olunuvor gibiydi ve son derece müteessirdi. Fakat Tour de Zizimdeki hayat ta. berbattı. Ciğeri iki para etmez adamlar, geceyanlan ta yatağının ucuna gelerek kendisini ellerile yokluyorlar ve birbirlerine RÖsterip: Buradadır! demek küstahlığını yapıyorlardı. Sövaliyeler, maskelerini atmışlardı, insafsız birer gardiyan rolü takınmışlardı, brraz daha insafsızlassalar kamçı da kullanacaklardı. Romada belki bu hakaretler ya pı'mıyacaktı, belki Papa kendisine güler yüz gösterecek ve hürmet e decekti. O hıristiyanlar reisinin siyasî düşünceleri olabilirdi, Türklük ve tslâmhk aleyhine bazı teşeb biislerde bulunmak için kendisinden istifade etmek istiyeceğine de şüplıe yoktu. Lâkin o düşünceleri çiğnemek, o emelleri tekmelemek daima kendi elinde idi. Olümü göze aIID hıristiyanlık menfaatlerine alet olmamakta ısrar ettiği halde vic danını lekeden kurtarabilirdi. Cem, işte bu mülâhazalarla Ro mamn Fransa topraklanndan daha az aci olacasjına inandı, sövaliye Ierden kurtulmayi ise, ım'htemel musıbetlerle nazaran, enikonu nimet saydı, hasta hasta yola çıktı. Fatihin oğ1u (15 şubat: 1482> de bu uğursuz topraklara adım atmışt«, (21 subat: 1489) da Romaya doğru yo! alıyordu. Demek ki tam yedi sene kalın duvarlı şatolar içinde, çesit çeşit eziyetler çekerek ö mür geçirmisti. Yedi sene!.. Bu, bir Türk başbuğ için bütün dünyayı zaptetmeğe kâfi gelecek kadar u zun bir zamandı. Nitekim babası da yedi sene ve yedi seneler içinde ne ül keleı almış, ne saltanatlar devir mişti? Fakat kendisi bu uzun yılIarda yalnız gençliğini erittnişti, hulyalarını yemişti, ümitlerini emip tüketmişti. O, müverrih ve âlim tbni Kemalin tarifine göre «gülizan saadet ke narına dikilmiş bir nihalı ikbalin gülüteri» idi. Şimdi soluk, dağınık ve renksiz bir çiçekti, papasların a yağı altında çiğneniyordu. Fakat kaderin bu ağır cilvesi, için için ağ lamaktan başka suretle karşılana* mazdı. Yumruk, yukarıdan, çok yukandan geliyordu. Buna, Fatihin oğlu değil, bizzat Fatih, karşı koyamazdı. Cem Sultan, «Taraskon» ve Marsilya yolile Tuluna getirrlmisti. O rada Rados şövaliyelerinin büyük bir gemisi ile Papanın iki çektirisi bekliyordu. Mevsim, henüz kıstı. Hava $oğuktu. fırtınalar birbirini takip ediyordu. Şehzadenin bindirildiği gemi, dalgaların kucağında inip çıktıkça sular, kamaraların içerisîne kadar giriyordu. Çektiriler, fırtınaya yenilmişlerdi, birer tarafa sürüklem'o <ritmislerdi. Bir aralık Cetnin gemisi de bocaladı, karaya oturmak tehlikesine düştü, güçlükle rüzgâra aırka verilerek badireden kurtulun du. [•] «Nis» e kadar bu sıkıntı sürdü, batmak ve boğulmak mtimalile gece gündüz endişe çekildi. Sonra hava, biraz düzeldi, yüreklerin heye canı dind'i, nihayet «Çivitavekya» ya gelinebildi «9 mart: 1489>. Papanın akrabasından «Leonar~ Siyu» orada idi, Romanın ilk selâ mını ve Papanın iltifatını Ceme tebliğe memurdu. Ertesi gün, Kardinal Balo ile Piskopos Nikola Siyu da (Çi~ vitavekya) ya geldiler. Fatihin oğlunu yedi senedenberi diyar diyar gezdiren şövaliyelerin kimirve Kardinallık, kimine Piskoposluk külâhı giydirdiler, Cemi de seiâmladılar. Yeni bir sergüzeşte daha atılmak üzere bulunan Cem, iki gün Çivitavekya d a kaldı, biraz dinlendi, martm on ikinci günü tekrar gemiye bindi, (Otsu) ya kadar deniz kıysı, oradan sonra «Tibre» nehri takip o lunarak «Portaporteze» ye vanldı. Papanın Cem Sultanı karşılamak için gönderdiği asıl resmî heyet burada idi. Mısır Sultanı Kaytebayın Romada bulunan bir elçisi de, on kişilik maiyyetile, oraya gelmisti, Papa heyetin arkasında, atlı olarak, duruyordu. Cem, karaya çıktı, kendisi için getirilen çok şık ve çok süslü bir ata bindi. Mısır elçisi, o vakit, bir ha reket yaptı. ileri doğru yürümek is tedi. Papalılar, bu hareketin umulmaz bir maksattan doğabileceğini tevehhüm ederek telâsa düştüler, Cfmi selâmlıyan askerlere emir verdiler, yavları Mîsırlılann üzerine çevirttiler. Hemen hemen, kurun tudan doema, bir haile yüz göste recekti, lüzumsuz yere kan dökü lecekti. Fakat Mısır elçisinin, sadece Cemi selâmiamak isteditri anlaşılınca yaylar indirildi, elçiye yol verildi. (Mabadi var) [*] «Yel yamandı, herbes şaşkındı, müslümanlar ağlaşıp soyunup hazır olunca inayetullah erişip seren ağacının ucu karaya dokunup gemi döndükleyin filhal cüstlükle yel önüne kaçıverdiler» Vakıatı Cem S: 20 Muçün matinelerden itibaren Yeni karşılıklar Liste : 36 TEBCIL: Büyütme, yukseltaıe, TEBEYYÜN: Meydana çıtona, TEBLIĞ: Bildlr me, ulaştınna, TEPŞİR: İyi haber, sevindirici söz, TECAVÜZ: Saldınna, atlama, geçme, TECERRÜT: Aynlma, TECES SÜM: Belirme, görünme, TECESSÜS: Araştırma, TECRÜBE: Deneme, TEVİL: Değistirme, TİCARET: Alım, satım. Üsküdar 25 inci ilk mektep muallimleri Litte : 37 ZABIT:ZABT: Tutma, tutulma, ZÂF: Güçsüzlük, gerilik, ZAFER: Kazanma, üstün olma, ZAM: Artırma, ZARAFET: Incellk, ZARURET: Zorla yapmak, ZEM: Yerme, çekiştirme, ZEYL: Artırma, Zİ HIN: Düşünme. ZILLET: Aşağüık, alçakhk, ZİMMET; Borç, uzerinde koyma. 46 ıncı mektep muallimleri *•* BERLtN: 18,35 Hamburg'tan (orkestra kon seri) 19,20 kitap bahsi 19,35 kon ferans 20.05 kıraat 20,25 halk şar kıları 21,05 Stütgarttan: (milli saat) 22,05 gramofon plâkları 22.35 koro ve .orkestra konseri 23.35 Kentet 24,10 dans musikisi. Amerikanın altın esasından aynlmağa karar verdiği gün Londra borsasınm önü VtYANA : 18,05 plâklarla opera parçalan 19,35 konseT 20,10 musahabe 21,05 piyano solo 21,40 havadisler 21,50 orkestra ile operet parçalan 22,55 musahabe 23,40 havadisler 23,55 dans musikisi. BUDAPEŞTE: 18.05 musahabe 19,05 tefrika 19,35 konser 20,35 rtalyanca ders 21,05 orkestra 21,50 çocuk pTOgramı22,05 tiyarro 24,15 orkeshra konserin* devam. VARŞOVA : 18,30 gTamofon plâklari 19,05 keman solo 20,05 hafif musiki (bir lo • kantadan nakil) 22,05 Polonya musikisinden konser 24,05 Katovrice'ten (Vals) 24,40 Gracorie'dcn (mu sahabe). BUKREŞ: 19.05 orkestra 20,05 havadisleT 20.20 orkestra devam ediyor 21,05 konferans 21,45 plâklar 22,05 piyano solo 22.35 krraat 22,50 viyolonsel solo 23,50 kUrnet solo ve havadisleT. BELGRAT: ~ 18.20 konser 2I.U5 haft şarlcı^n 22,15 operalardan parçalar 22,45 t\yatro 23,15 trio 23,45 orkesrra24,55 dans musikisi plâklan. Lirte :4O CERBEZE: Sokulgan, açık gözlü, gönâl tutan, CESARET: Saldınş, korkasuzluk, CEV: Araştıncı, yer gök arası, arayıcı, CEVAP: Sorgu karşılığı, karşüık söz, CEZA: Suç karşılıgı, uslandınaa 1$1, CEZİM: Kesmek, Lşi kesik olarak bitinnek, orgu laaretl, CIHET: Yüz, bet, çet (bet, cet eskl türkçediD.CİNS: Tabın, soy (Tabın Tiirklstan türkçesl), CİNSİYET: Tabınlık, soyluk, CIRİM: Küçük parça, ten, gövde, CISIM: Boşlukta yer tutan nesne, CUR'ET: Yiğitlik. örküsüzlük, CÜRÜM: Suç, kabahat. Yeçilköy: FeraiAltuğ **» CERBEZE: Becerikli oluş, atılganlık, çok kafalılık, CESARET: Pek yüreklUik, yiğitlik, korkmayış, saldınş, CEV: Arpa, CEV: Hava boşluğu, yerle gök arası, orta, CEV: Kokmus su, CEVAP: Sorgu karşılıgı, karşüık söz, CEVAP: Sulu bavuz, CEZA: Suç zinciri, suç kordonn, suç bağı, CEZİM CEZM: Kesmek, kestlrip atmak, bestinnıe, kestiris, bu böyledir demek, CEZİM CEZM: Doldurmak, CİHET: Yan, sağ, sol, ön, art, yargın (arka demektir) CİNS: Çeşit, CİNSİYET: Bir çesitten, CİRİM: (Clrm): Görünüş, büyüklük, küçüklük, CİRİM (Cirm) : Ses, CİSİM: (CİSM): Gövde, CÜR'ET: Korkmamak, korkmayış, ileri atılma, üeri atüış, CÜRÜM: Suç islerae, suç işleyiş, suç yapma. Eyüp 36 ıncı mektep muallimi İ. Hakkı *•* Lite : 42 FEYZ: Taşıp akmak, coşkun su, FE YİZ: Bereket, bolluk, artmak, çoğalmak, FIAT: Değer, FİDYE: Kurtulu? parası, FIHRİST: Çlzgili kütük, FİKİU: (Tikr): Düsünce, duşunme, bos bulunmayıs, an, FİLEN: İşle, yaparak, FİLİ: Köklü, dipll, temelli, FERASET: Anlamfck, anlayış, anlaşümak, yetişmek, irlşmek, irdiris, çağı, bitmek, FIRKA: Bölük, takım, ocak, FTRSAT: Biçiminl düsürme, biçimin» getir me, sıra kollama, çağ kollama, BTTNE: Kavga, patırtı, kansıklık, azdınş, baş tan çıkarma, ara bozan, FUZtTLI: Boş boğaz, taşkın, işe kansan, söylemeden, bildlrmeden alma (girme). Eyüp 36 ıncı mektep İ. Hakkı *** FEYİZ: Bolluk, ilerleme, mut, ıç arık lığı, PİAT: Değer, eder, yapar, FİDYE: Kurtanm, (zorlunun elinden kurtulmak için verilen akçe), FİHRİST: Ayırgan, sıraya koyan, dizgen, PİKİR: Düşünme, tasarlama, an, FİLEN: İşle, doğrulukla, özle, FİLÎ: İşle becerilen, sözde kalmı yan, yapüan, FERASET: An aydını, çabuk kavrama, hemen kapma yararları, FIRKA: Bölük, (düşünce ve tasar birliği güden kisiler topluluğu), aynhk, büyük savaş kolu, FIRSAT: Kaçırılmaz, kelepir, kazanç çağı, elden kaçırmama, FITNE: Azdırma, kışkırtma, baştan çıkarma, karışıklık, ara bozma, karıştırma, FITZULÎ: Aşkın, taskın, yersiz, elin isine kanşan, yersiz söz söyliyen. Polis mektebi 1 inci komiseri Derviş Emtn VATAN 1 büyük filim birden ViKTORYA ve HÜSARi İVAN PETROVilCH ve GRETL THEM£R tarafından temsil edilmiş muazzam ve feerik sahneli operet. ve U6RUNDA Rus diktaıörlerine karşı gençliğin ıslahı hukuku anyan ve hürriyetı istiyen bi milletin fedakârlığı. Bış rölde. H SMOSARSKA GLORYAda Bu akşam sinema ve MÜNİR NURETTÎN Verilecek olan mevsimin SON KONSERî m Fiatlar. 75. 100, 150, 200 kuruştur. ^HMH^MM ( 8 1 ^ 21) Bu anşam 1H E L E K sineması ile beraber temsil ettiği bir aşk ve ihtıras ve lüks filmi olan JOAN CRAVVFORdun CLARK 6A6LE Sinemanın en güzel ve en kuvvetli artisti Tamamen fransızca sözlü ve şarkılı filminde takdim ediyor. ilâveten: Paramount hali hazır dünya havadisl (2810) SATILIK AŞK iki büyük ve güzel filim birden: ASKî SiNEMA'da Bu akşamdan itidaren iki sesli ve sözlü filim birden Bu akşam ELHAMRA sinemasında DÜŞES OLACAKSIN MümessUleri : Mari Glori, Fernan Gravey, Andre Berley AŞK M O D A S I REHATE MULLERve? 6E0R6E ALEXSANOER tarafından CANDAN SEVİYORUM {f m m m m ve F L 0 . j | RELL tarafından C28O9; MES'UT GÜNLER Miimessilleri: Janet Ganyor ve Şarl Farel Üsküdar Hâle sinemasmda Orta Mektepten Emil ve arkadasları bâveten: Dünya havadisleri. Duhu liye 15 kuruş. Tenzilâtlı tiatlar: Hususî 50, duhuliye 30 kuruştur. ttknnm yükselmesi muhaldir. Binaenaleyh, dolann tenezzül kıymeti Amerika halkmın para gelirlerinm ço • ğahnasma pek az, beUd de hiç tesiri olamıyacakhr. Yakında karşılıksız para çıkanlacağı korkusu haDon eşya veya saglam gördüğü esham ve tahvilâta hücum etmesini tevlit edebiKr. Hatta bu tehacüm daha şimdiden baslamışbr. Fa kat unutulmamalıdır ki; böyle bir hücum 21 eylul 1931 tarmini takip eden ilk günlerde Londra esham ve tahvilât borsasile eşya piyasasuıda görülmüşHi. Fakat bu hal tngilterede umumî bir enflâsyon hareketine kadar olamamıştır. Ruhî ahval ve temayülât belki bugün 1931 de tngiherede olduğundan çok daha başka avamfl ve tesirler altındadır. Fakat her ne de olsa fiatlann sun'i surette tereffünü mudp olacak »ebeplere o kadar bel bağlamak hiç te doğru bir hareket değildir. Amerikada esya fiatlanmn enflâsyon tarikile yükseltnmesj keyfiyeti be'ki de diğer memleketlere sirayet edebilir. Mister Rozvelt bu icraatile dolarm pazarlık etme kuvvetmi tahkim ettiğin* süphe yoktur. önümüzdeki cihan 9rtı sadî konferarasında Amerika hükume tinin bu noktadan sağkm bir mevkide i olduğuna bizzat Mister Rozvelt kani b«lunmaktadır. Dolann sukut kıymetfle AGalatada Bahtiyar Hanmda merfka diğer milletlere yapacağı teklifavukat Ali Saip Bey dünkü salı leri adeta kabul ettirmek kudretini ik günü düçar oldugu hastahktan tisap etmiş oluyor. Vasington ve Pariste hâkim olan düvefat etmistir. Cenazesi bugün şüncelere göre dolann düşmesile albnsaat on bir buçukta Şebzadebadan aynlmış olan diğer milletler ve bilşında Karakol arkasındaki 11 nuhassa tngiltere isükrara avdet ebneğe maralı hanesinde kaldınlacaktır. icbar edilmiş olacaktır. Kanaab'mize kahrsa, tngflterenin ademi isdkrardan bir istifadesi yoktur. Biîâkis beynelmflel paralann istikran temin edtUrse bundan en Müteveffa Abdullah Şükru çok tngiltere istifade edecekbr. Ancak Maamarih, Amerikan nanrlannm irat Paşanın istirahati ruhu için buakm mikyasınm isKyebflir bir hale soettikleri nutnklarda mülederin birbir • gün öğle namazını müteakıp Bekulmadıkça tngilterenin sterlini, bu mir lerine olan ihtiyaç ve rabrtalan Ame • yara emniyet ederek 1931 hâdiselerinin yazıt caonii şerifinde Hafız Şevrikanm umumî programuun esasını testekerrürune meydan vermesine imkân kil edeceğmi soylediklerme bâkılırsa; ket Ef. tarafından mevlidi şerif göremiyoruz. Amerikanın ciban menafti umumiyesini okunacağından arzu edenlerin Son vak'alar bu vaziyeb* değiştirmedaima bir lciH halinde nazan dikkatten tesrifleri rica olunur. (2818) mişbr. Bilâkis vakayii mezkure yer yü nzak bu'ımdurmıvacafirmdan ümitvar zündeki bütün milletleri idare eden hüolabiliriz. Bu hakikat karsısında, acaba kumetlerin, ve bilhassa lngilteTe ve A Mister Rozeltm kararlanna siyasî âmflmerikanm, ticaret ve paranm serbest alerden baska sebeplerin de müessir olup fişlerine engel olan ve beynelmilel pa olmadığmı insan kendi kendine sormaktan hali kalamıyor. ralann is gormesme maddeten hnkân bımkmamakta olan manialan kaldn Vssingtonda hâkim olan kanaatlere göre Mister Rozveltin son kararlan it mak için elbirliğile çalışmağa hazu olKıymetli şair ve muharrir arkada • malan lâzımgeldiğini her zamandan zitihaz etmesine baslıca su 3d duşünce şımız Necip Fazd Bey vakbie gazete yade tebarfiz ettirmiş bulunmaktadır. sebep olmustur. Evvelâ, albndan aynlmizde çok beğenüen edebî hikâyelerini HAYRETTlN SÜKRÜ mak Amerikada esya fiatlanmn yükselve son zamanda Hakimiyeti Milliyede mesine saik o^acak, saniven, bn vaziyet nesrettiei Uhlflleri «Bir kaç hScâye, bir önümüzdeki beynelmHel konusmalarda kaç tahlil» isimli bir cihte toplamışbr. Anaerika cnmbnr reisini daha kuvvetli Necip Fazıl Beyin şürleri kadar beğenileı Ankarada, Iktısat Vekâletinin davebir ntevkide bulundınacaktır. nesirlerinm bu sekilde ilk olarak kitap tile toplanan ticaret müdür ve mümesFikrmvize kaiırsa dc^uın altma veya halinde çıkması şüphe yok ki edebiyat silleri mühim ikhsadî mevzular uzerinalfana merbut paralara nazaran düsmesi âlemimiz için memnuniyetbahf bir hâde çalışmalanna devam ebnektedirler. Amerikada esya fiat'an uzerinde tereffü disedir. Alman haberlere göre müzakereler eshusule getirecek bir kuvvei müeyyede «Bir kaç hikâye, bir kaç tahlil» An nasmda hariçteki ticaret mümessillikled«ğüdir. Zira, altm esasını muhafaza ekprac1 tabolunmuştur. Istanbul için tevzi rimizin lâğvi de mevzuu bahsolmuştur. den memleketlerden Amerikava vaki omahalli Ahmet Halit kitaphanesidir. lacak khalâtın dolar üzerinden kıy • Bu tasavvur bir karara bağlandığı takdirde, ticaret mümessiUerinin yapmakta metleri, dolar döstükçe, cıkacaktır. Bu ithalâtm mem'ekeb'n nmum eşya fi olduklan vazifeler konsolosluklara veMemleketimizin bu yegâne haftalık mec rflecektir. atlan uzerinde mühim bir tesîr husule muası her nüshasmda bize çok yeni ve getirmesi bittabi varit değüdir. Saniyen, canlı mevzularla dolmuş olarak geliyor. dolartn sukutile Amerikanın bazı ihra Anketlerile, fotoğraflarile, roman, hikâye cat maddelerinin dolar kıymetleri üzeve makalelerile herkesl saatterce alâkarinden fazlalasması mümkün ise de; dar edebilecek bu mecmua cidden büyük Üsküdar halkı bir istihlâk koopebugünün müthi$ rekabet seraiti karşı bir boşluğu doldurmuştur. ratifi teskil etmistir. Kooperatifin sında bu imkânın kuvvetli bir üıtimal hisseleri birer lira kıymetindedir. Yedigün artık Türk kari kütlesi ara sureb'nde tefsiri de doğru olamaz. Bu Kârın yüzde 85 i ortaklar arasmda sında çok mühim bir yer tutmus olduğu imkân tahakkuk etse bile mühim bir taksim edilecek yüzde 5 i Usküdariçin onu ayrıca tavsiye etmeğiiazla buyekun teskil etmesi memul değfldir. daki fakir mektep çocuklan için luyoruz. harcanacaktır. Mütebaki kısmı da Bütün bunlardan sarfmazar tngiltereKooperatif ihtiyat akçesile memurin ikramiyesi mn altm esasını bıraktığı tarihtenberi Her ayın başında muntazamah çıkan için ayrılacaktır. Henüz teşekkül etson 18 ay içinde geçirilen tecriibeler isKooperatif mecmuasının 12 inci nüshası tiği halde Üsküdar halkı kooperatife bat etmistir ki ihracatta temin olunacak da zengin mündericatla neşrolunmuştur. bu kabil zâhirî fazlalıklar dolar Kİbi dün büyük bir rağbet göstermiştîr. Birkaç Mecmuanın bu nüshasmda altm karşüıkgün içinde 1500 liralık hisse kaydoyanın en büyük paralarından birmin sulı para aleyhinde Ahmet Hamdi Beyin lunmuştur . kutile hariçte husule gelecek umumî mühim bir yazısı olup bu, Türk iktısatçıdeflatîonaire tazyikler altında tamamen lar oemiyetinde verilmiş bir konferansa zail olacaktır. cevap teskil edecek şekilde yazümıştır. Amerika ahalisi ayni miktarda ve «İbrahim Fazıl Beyin devletçiliği, lnkıaynt evsafta esya için şimdSdnden daha lâp devletçiliği, irtica devletçiliği degilMayısın ilk günü tstanbula 'arafazla para vermesi hususunda ikna edildir» başlığmı taışyan A. H. beyin bir macağmı lkhsat Vekâletine bildiren medikçe Amerikada eşya fiatlarmm çıkkalesi Ue, diğer lstiıadeli yazılan, dünya Amerikah altın mütehassisı Van Sikması mümkün değfldir. Ahalmin para len, dün de trenden çıkmamıştır. ve memleket iktısadiyatına, kooperatif gelirleri çoğaldıkça ve yahut mevcut geMütehassistan, niçin geciktiğine ve hareketlerine dair enyeni havadisleri ihlirlerinin daha fazla bir kısmını eşya muyahut ne gün geleceğine dair henüz tiva etmektedir. Bu istifadeli mecmuayı bayaasuia tahsis etmedikçe de esya fi bir haber almamamiftr okuyuçulaxımıza tavsiye ederiz Vefat Bir kaç hîkâye Bir kaç tahlil... Haricî mümessillikler kalkacak mı? Yedigön üsküdar'da bir istihlâk kooperatitı Altm mötehassjsı dün de gefmedi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear