25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
s / Cnmhmiyet' TELG R AF L AR . Romanya'da Siyasî buhran Kabîne Kral ile uyuşa madı, istifa edecek Bükreş 8 (A.A) Bugün bil kuvve açtlmıs bulunan ve Man'u kabinesinin müşterek istifasile neticelenecek olan siyasî buhran, Romanya'da uzun müddettenberi görülmemis derecede şiddetli bir buhrandır. Buhranm en yakın mensei, polîs müdürü ile jandarma kumandanımn Dahiliye Nazınna karsı takındıkları tavır ve hareketth*. M. Maniu'nun Posta ve Demiryollan müdürlerini değiçtirmek suretile idarede yapmağa baslamış olduğu tebdillere kendisinin de kurban gitmesinden korkan polis müdürü, bir tanum neşred«rek o makama Kralın bir kararnamesile tayin edilmb olduğundan vazifesinden ancak gene böyle bir kararname ile affedilebileceğini bil dirmif, jandarma kusnand'anı da kettdisinin jand'armanın maddî vaziyetini tslah hususundaki mesaisine Dabrlîve Nazırmın muhalefet etmekte olduğunu ihsas eylemrtir. Dahîliye N a z ı n bu meydan okumal<ar karsısında Kral, mukarreratını tasvip etmedi^i takdirde »stifa edecegitvi bildirmiştir. M. Maniu da refiki 3 e mütesanjt davranmış ve onun noVtai n a z a n n a müzaheret e t ' misrir. Yannki pazarte«i giinü Nazırlar meclisi totdandığı raman bir karar ittihaz edilmesi mıtbtemeldlr. Cevaba cevap! 5 KİSLER Roman Roman, Falih Rıfkı Beyin son eseridir. Gazete v mecmua sahifelerinde çıkmağa başladığı gündenberi, hiç bir mübtezel yazı altında gorülmiyen bu imza, Ro manı ile 1932 yıhnın edebiyatını da esersizlikten kurtardı. Falih Rıfkı Beye korkunç bir heccav, Roman'a zalim bir h i c viye diyenler var. Ben bu fikirde değilim. Roman, bence bir muz • taribin kitabıdır. Falih Rıfkı Bey, gördüklerinden tiksinen idealist bir ruhun acılarını beyaz kâğıt lar üzerine dökmüş ve adını R o man koymuş! Bu kitap için, Süadiye kumlu ğunda geçen bir yaz tatilinin ilhamları demek te doğru olmaz. Roman bu kadar kısa bir ömrün akisleri degildir. Plâj mevsiminin bir kaç ayı içinde yazıunış olma»ı, manevî ömriinü kısalta bilir mi?.. 0nun içinde, yılların biriktirdiği acılar, bulantılar, hiddetler nefretler var! Falih Rrfkı Beyin bu eseri için, rasgele eklenmiş makale parcalap diyenler de oluyor. Ben, bu iddiayı da kendi anlayısıma uygun bulmuyorum. Roman, görünüste dağınık parçalar ohnakla berabet hepsinde gizli bir yekparelik, bir maksat bütünlügü vardır. Muharrir, gözlerinin tılısımh suamı, kâh stcak kumlar içinde güneşle oy nıyan gençlere, kâh uzak yılların rüyasmı gören bir eski zaman kö*. kune çeviriyor. Bazı bir şapkanın altmda gizlenen sarıgı aydınla tıyor, bazı bir hamiyet çığırtpa nının agzından sızıp içinin gizlî köselerine bakıyor.. Roman'ı okurken, belki goz • lerimizi iğrendiren bir çok çir kinlikler gorüyoruz. Ben, bunun için eserden hoşnut olmıvaniar • la da beraber deülim. Aynanm kabahati olur mu? "Çinmes'eJesi yeni bir cihanharbi çıkaracak!,, Alman ve ıngiliz gazeteleri Japonya aleyhinde ateş püskürüyorlar cum ve bu emperyalizmîn akamete ve harabiye mahkum olacağını beyan eylemektedir. Daily Herald yazıyoT: « M. Koo, genç Çin'i temsîl ve fakat ırkının eski direktiflerini mu * hafaza etmektedir.» Çin'lilerin hafızalan pek mitkemmeldir. Her hangi bir şeyi uzun muâdet hetırlarından çıkarmazlar. Onlar dostlarma karşı derin bir mînnettarltk hisse^tikleri gibi dtr'tnailanna karsı da sönmiyen bir kin besliyebilirler.» Makale, uzak veya yakın bir utikbalde epteryalizminin esaslarmı tahrip edecek olan buhran yuzünden Japonya'nm kudret ve takatinin tükeneceğini beyan ile hitam bulmaktadır. Pelcm 8 (A.A.) Çin'de razivet, sakindir. Çin takvive kıtaatı gonderOmesine karsı Jaoon'lann protestoda bolunma'anna intizar olunacaktır. Pekin 8 (A.A.) 5 5 0 meeruh Çm neferi, cepheden buraya gelmiştir. Şanehay 8 (A.A.) Chang Hai • Chek, burava gelmiştir. Nankin 8 (A.A.) Nenkm'e 3 torpido muhribî gelnv*tir. Bn suretle Çin payitahh önünde bulunan Japon harp gernîlermin m<ktan 8 e baliğ olnrntur. Nankin 8 (A.A.) Hariciye Nezareti, Cenevre'deki Cin heyetine bir telgraf rekerek 19 lar kontte«m;n îctimaa davetini talep etmesini bildirmistîr. D'ger taraftan Tokyo'dan gelen ra • porlar, Jaoon Hariciye Nezaretinîn Cenevre'deki Jaoon h«yetine bir telgraf göndererek Chan • Hai • Kouan hâdisesinin bîr ecnebi müdaTia'esi olmaksızın, doğrudan doğruya hallediîmesi lâzım gelmekte olduğunu bfldirdiğini yazmaktadırlar. IIIIIIIHIIIII""""""" 1 """" İsnat ve tahrif Bn marîfetîerden üdsî uzerînde durmağı lüzumlu gördüm. Beni okuvanlar hatiriarlar ki, ben yazılanmda Şevket Süreyya Beyin ilham aldığı membalan ishat ederek ezcümle bazı sosyalist ve komünist mubarrirlerinin eserlerini gostermiştim. Şimdi buna cevaD olmak uzere bu zat söyle yazıyor: «Bu yazılar bize bir beyaz Rus kitabından iktisap edümis bazı narçalar gibi geldi.» Kalemfne hürmet eden dürust bir gence bu cüm'e yakısmaz. Ben gös terdiğim eserierm isimlerini ve sahiplannı sarahaten kaydetmistim. Evvelâ ishat ettîğim eserler yalnız Rus inküâpçılanna ait degildir. Meshur Alman mütefekkirierinin eserleri de gösterilmiştir. S»niven m*demki Kadro sahibi kendisi «Rus mkı'âbuu yakmdan gormüs ve reislerîle yakmdan tanısmalt ftrsatma nail oldurunu» yazıyor; o haide benîm hhnl ettiğim eserleri tetkik et mek kendisi icin mümkun imis. Bunu yapmayıp ta gelisi güzel bevaz Rus kitabından bahsetmek kendîne hürmet eden dâriıst bir kaleme yakışmaz. tkinci marifet daha fecidir. Kadro sahibi en son makalesinm en son kısmmda, benîm serbest furkaya mensup olduğumu hahriatıvor. Knnler hatırl^rlar ki ben Kadro ve tnkılÂp sahibin>n «Ka^ro'nun ileri surduğu inkıiâp ideolo • jisinin çizdiği esaslara herkes ister utemez tebaiyet edecek» meaündeki yazısmı tenkit ederek bu iddiayı giilünç görmüs ve demiotim ki: «tnlnlâpçı Türkîve'de her inlrtlâpçı devletçi, ve Kemalisttir. Kadro'cularm bu üç sıfah benimsemek, inhisar alhna p'mak ve oniara ver^iklerî m»na ve mefhumu herkese, ister îstemez, kabul ettirmek iddiasmda bulunmalan gülünc ve beyhudedir. Şimdi Kadro sahibi buna eevao olmak Szere serbest fırkayı hatırlamakla de • mek istivor ki ben inküancı, devletçi ve Kemalist olsaydım serbest hrkaya gttmezdim. Ahlâk bakrmtndan pek kotu olan bu f<loaya c«^p»bnn şudur: «Ben s^best fırkaya mkılâpçı, demokrat, liberal devletçi ve Kem<»'ist olarak gectim. Çünkü inkilâbm U ilk günlerinden mkılâp reıslerinm maiyet lerinde cnlısmn, inkılîo matbuatmi senelerce idare etmiş, mkılâT>m resmî organinin basmda senelerce bulunmus, mkılâp fr»l<as«nm ilk niz«»rr<«»rnesini kaleme almif ve mudafaa etmiş, teskilâh esasiye kantmunun tanzimine istîrak etmiş, mkılâp fırkasuıın sekiz sene meb'usu stf»h«ı tmnmn. în'nHo fxrk»s! (rrupunım idare heyetinde bulunmus bir adam sifatile diyorum kî: Ben serbest ftrka knrnlduen zamana kadar Cumhuriyet Halk Fırkasmın tamamen liberal, demokrat ve ^••nim k»^ir »'evle»i bir fpk% old«ı*u kanaatmde idim. Binnermleyh bende deği*mis hic bir *ev yok. Bunu da flâve etm»k isterim ki ben inkılân firkasma, inkılâo mabkemesi koridorianndan geçerek dehalet ehnedîm ve bugün daaT hi su kanaattevîm kî. Cumburîvet H k FırUasnnn devletçH'S'i benim haWmd»ki tarzı telâkVîme telâkki»în''en kat kat daha yakındır, daha munistir... Psna vern^n cev«T»îarî m"*«^ea ederken, yenî bir Hkir sistemi kuımik iddiasında bulunan zabn isnat ve tahrif yolun» gîrmis olduğunu da teessüfle müsah^de ettim. Genç muharrîr Wrrn« makalesmm bir yerinde avnen divor ki: «Ahm«»t Beye gore harp snıvt Avnıpa'nm fikrî manzarasi evvelâ bir irtiBen bovle bîr fikîr bevan ve hahnma bile getirme'1;m; Benîm va»ılanmi okuvanlarda tasdik ederler ki ben iddîal«nmı be'«*«"eHeki tekâmül sevrine baylıvor ve bilhassa «rdevletcilik» hakWındaki nazari"elerîn bu tekâmül seT? ile derinden alâkadar oldu&u kanaatini Uç dükkân geçmedim, kapı önünde, kıranta bir adim peyda oldu: Sahlik bir sey mi var? Nasil biliyor? Nereden anlıyor? Halbuki önüm sıra, benim gibi ağır ağır giden biri var, kimse çıkıp ona bir sey sormuvor 1 Dü^melerîe tabakayı gosterd'm; aldı, ısığa tuttu, gÖTÜne çerçeveli küçük pertavsız koydu, baktı; meheke vur dn. Beni tepeden tıraağa kadar bir süzdü: Mal sizin miî Evet... Ne istiyorsunuz? Onlar, alacaklan malm fiahnı lor ma?a utanmıyorlar. Ben de yüksek isterim : tkisine eTli lira... Yan van baktı; hiç bir sey söylemedi, tab«W« ile düğmeleri uzattı. Pek*, sîz ne verivorsunuz? Çehresi çatıldı; Sesi küstah ve mu • tecaviz: B'ska k"mya... Bunlann edeceği on, on bes lira... On dört makalemden tam yedisî bu mevzua hasredilmistir. «Şark ve Garp» unvanlı besinci makalemde sarkın gerilemesini istibdadın tesiri ile *»rkin dure'un'uğunda garbin îler'emesînî de hürrivetin feyzi ile jrarbin tekâmülünde aramıs ve garp tekâmül ünün seyrini izah etmistim. «Ba<itten Mürekirebe. Surüden Mîllîyete DO5TU'> unvanlı altincı mak^lemde sürii halinde yasıyan iptidaî beser kumelerinin • ne eîbi tekâmül d^vîrlerinden gecerek bugünkü mutekâm3 mîTletler sektini almis oMuk'arrm ve bu n ta^üwu er esnasmda. ferdî mesainin rolünu gosterme?e çalışmıstım. «Içtîmaî Tezatlar» unvantni tasrvnn yedîncî makalemde cemaatlerm înkisafı He beraber {'•timaî teratlnnn dognsn tarrlannı ve bu teratlnn bertaraf ederek ahenk ve nizamı temin için devl**t'erin mî'Hahale etmek ıztrrartnda kaldıklanm, fakat jterek içtiırmî inkis?>ffa ve âmPm ferdi mesai olduğunu isbat ediyorum. «Asri Devlet Salâhiyet?erînîn Genîşleme«î» unvantnı ta^ıyan sektTÎrtPİ maka'»mde aramî deree«^îe mürekkeplesmis ve uzviyetlesmis olan asri cemaatler havabnın okardığı teratiarm azamî derecede mürekkeiî ve kansik olduğundan • devlet mudahalesîniri de ayni nisbette artmıs oldn^unu ve bu tezatIarm basmda «sây ile sermave» ve «sınıf» tezatlarmm olduğunu izaha çahsbtn. Umtfmî H«rbîn Tesiri ve M»»«»elif Devletçiük Tarzian» unvanlı doku • zuncu makalem'le ise harp sonu cereyaniannHan bahsederek devtetçilik mes'elesînin avn ayn muhitlerde ayn ayn «ekil'er alH'üpnı bevan etmîstim. «Fen, Teknîk ve tş Fazileti» b^obihnı tasıvan on ikinci makatemde de her cemaatte devlet rnüdı«h!»'esi d^r*«resinin, o cemaatin inkisafı derecesi ile alâkadar olduğunu ve «fen, teknik ve iş fazileti» mkisaf etmemîs o'an lerde genis mik»asta devlet lesmin imkânı obnadığmı isbata çalışbm. Ve nihavet «Dikkate LSvık Bir Polemîk» bash&mı tasıyan 13 Bnru makalemde yukanda serdolunan fîkirlerimi tevit irin • elyevm en j?enw devletcilik sisteminî îltizam eden salâbivettar zevat arasında bu hususa ait cereyan eden munakasalan ishat etmistîm. Gerek bu makale!»rimden ve jrerek «Kadro» sahibinîn inkılâbımK hakkmda vazcfıfı ideoloîîve dair yazdığım makaîeîerden çikardıçım neticeler stmlacdı: 1 BQ ideolojînin bîzim inkilâbımızla alâka ve münasebeti yolctur. 2 Bizde ne teraküm etmis serm*. ye ve ne de tekâsüf etmiş sây var. Binaenaleyh Avnroa cemaatlerinde ictimaî tezatlan do^uran, Renis mîkvasta devletin müdahalesini icap ettiren 81nıf mücadelesi de yoktur. 3 Bizde fen. teknîk ve îs razîîeti mkisaf etmedünnden, devletin geniş mikvasta mî»daha'»<î hem imkpnsızdır ve hem de bu ânullerin bizzat doğmalanna mâni olur. 4 Rîzde devlet yalnız ferdin vapftmadiklannı üzerine almalı ve mütebalo<«ini ferdî mesai^e bnakm*lıdır • çünkü yalnız bu tarîMedîr k». diğer çemaatler inki«af edebiimitlerdir. Simdi «Kadro» sahfbîne du«en vazife, benim bu tezlerimi birer birer alıp reddetmekti. Halbuki yazı'anm okuyunuz: bu tezlere uzaktan bile yanasmıyor!. Devlet, fert,smıf tezatlarmm doğu«ç tarzı, sermave ve sâv, muasır cemaatlerin tekâmül ve seyri, devletçüik harekâbnm inkisafı ve son şeküleri onu me<t?ul bile etmiyor: buniarm yerine muhterem yazıcı şahsiyetle, isnat ve tahrifle mesguldür. tsnadm ne oldu«onu söyledüc Tahrif daha fecidir. Berlin 8 (A.A.) Frankfurter Zitung yazıyor: «Japon'Iar, artık hakikî maksat larını gizliyemiyecekleri gibi bu maksatları ciddî delillerle müdafaa da ederaezler. Zira hükumet nüfuzunun siville rin elinden askerlerin eline gecmiş olduğu bütün dünyaca anlaşılmıs • tır.» Son vakayi hakkmda bir takım mutalealar serdeden bu liberal ga xete, ihtilâfın yeni bir safhaya gir mi? olduğunu beyandan sonra di yor kit «Japon siyaseti payrtahtı Pekin olan şimalî Çin'i, Çin'in sair aksa mmdan ayırmağı istfhdaf ediyor. Bu iıal sureti, bir harbe muadüdir ve simdiki ahval ve şerait aJtında uzak şarkta bir harp vukuu, yeniden bir cihan harbi çıkm&sı tehdidini mu • fazammındır. * ın'* n değil Japonya'nm vicda müracaat etmenin zamanıdır. F*er Japonya bir nevi Monroö kai fîesinin havvarisi kesilerek ve (Asya, Asyalılarındır) düsturunu ileri sürerek Asya'da bir hegemonya tesisi iddiasında ise hakîkaten hakkın ve nizatnm müdafii olduğunu muhik göstermesi, isbat etmesi icap eder. Simdiki ha' le Japonya'nm en iyi idostlan bile ona bu ünvanı bahşe demezler.» 1 Son vaziyet Ingiliz gazetelerinin neşriyah Londra 8 (A.A.) Daily Herald gazetesinde M. Laski, M. Wollmg • ton Koo'ya bir makale tahsis etmiş tir. Mumaileyh, bu makalesinde ayni zamanda Çin siyaseti ile uzak şark vakayii hakkmda izahat ve malu • mat vermekte, bir takım mutalea • lar serdetmektedir. Sosyalist gazetesi, bundan bilis tifade Japon emperyalirmine hü • ^ ^ > * ^m • •••••^•^•MIIInımMiıınttiftıiıtın nHtılvtlııtıııih •• ^^^n*> • • nv^^4v^^^B(^^H^nfıııntiviınviHiTTlIİ4İ11 J11MııUUlîlllfII Biîln>«»« 8 (A \.) T?otn«nTrn T>v hüiye Nazın, Bükreş polis müdürü ile jandarma krnnandanmm azli hakkın • daJri teklifi Kral tarafmdan tasdik e • dTnvedisi cihetle istifasmı vermi»tir. Te4rmil knbüıe nazırlan mütesanit olduğu için Romanya'da kabine buh • ranT»a infiz^r edîlmektedir. Muameie vergisi fadilâtı Ankara 8 Muameie vergisin • de iki maddenm tadili teklif edilmistir. Bankalarda yapılan prim, ko * misyon, faiz iskonto muamelelerin • den her ne suretle olursa olsun alınan meblâğlar muameie vergisine tâbi tutulacaktrr. 9 uncu madde ile 10 uncu marfdeler şu iki fıkranın Oâvesİ teklif edilmistir. 9 uncu maddeye: «Bankalarm ve bangerlerin kambiyo muameleleri dolayuile üzerlerinde kalan açık miktan muameie yekununun binde biri üzcrinden kabul ve bu miktar vergînin tahakkukuna esas ittihaz oiunur. Su kadar ki sene nihayetinde hesabatm kat'i sırasmda bu muamelelerden binde birden fazla bir miktar kaldıgi tahakkuk ederse bu fazla miktann vergisi de baskaca tahakkuk ettiği aya ait beyaımamede gösterilir.» 10 uncu m a d d e y e : «Bu kararlar tstanbul vilâyeti icin tstanbul kazanç temyiz komisyonunda ve tstanbuldan cnaada vilâyetler için merkez kazanç temyiz komisyonunda itiraz kararlarının alâkadarlara tebliği tarihinden itibaren bir ay zarfmda temyiz olunabilir. Temyîz komis yonları temyiz taleplerini vürutlan tarihinden itibaren 3 ay sarfmda kat'î karara bağlar.» YUSUF ZtYA AJmanya verdiği Toprakları istiyor Sarre havzası ve Danzig için nümayiş yapılacak Berîîn 8 (A.A.) Havas Ajan • •ı muhabirinden: Ağustos ve eylul aylannda Sarre havzastnm Almanya'ya rucuu lehinde Rhenanie'de bir çok numayisler yapı lacaktn*. «Cermen ittihadı» ismîndeki birlîk bâtün Alman'lan, cihana Almanya'mn tamamile Alman olan topraklan baçka ellerde bulunmasım istemediğinî göstermek için, kütle halinde mukaddes Nie • derwald mevkiine gitmeğe davet et • mektedir. Avni nünwyi«1er, pek yakında Dantzıg için tapılacaktır. Germsin ittihadı cereyam, henuz Alsas • Lorer.'i resmen istemeğe^cesaret edememektedir. Bursa'da Menenjit var 16,000 kişiye mecburî aşı yapılacak Bursa 8 (Telefonla) BtırsaMa S menenjit vak'ası gorüldugunden Ve kâletten sehrimize seyyar «mren sıh • hiye mütehassisi doktor Kâmîl Beyle menenjit asıst gönderîlmistir. Mektep ler, hapisane ve fabrikalar gibi umu • mi verlerde çalışaniara mecburî an tatbikine baslanmifbr. Birer doktorla birer sıhhîve memurundan murekkep kafî'eler 8 koldan sehirde aşı yapmaktadırlar. Hastalığa hıhılan'ardan bir kadtn o!rcu<Hir. Hastal'k sals^n halinde de?il$e de iMivat tedbiri olmak özere şehirde 16 bin kişiye mecburî ası tatbik edümektedir. Aynca sıbbiye müdüru de teşkilâbna emir vererek halkten muracaat edeceklere afi tatbik edilmesini bildirmistîr. Demir yollarımız Şirketler fevkalâde bir içtima aktettiler Memleketimiz hudotlan dahHmde b o hman Devlet DenurvoUan, Sark şimendiferleri, Mersin Tarsus, Adana Noaeybin, tzmir Kasaba, BandırmaSo ma hatlan ve diğer demirvolları ida • releri murahhaslan dün Şark şimen • diferleri merkezinde fevkalâde bir içtima aktetm!«!erdir. lçümada h«r i darenm salâhiyettar murahhaslan bulunmus ve bazı kararlar verflmistir. İctimaa bugün de devam edflecektnr. Müzakerat esnasmda bilhassa srmen • difer idarelerinin btrbirlerile olan nrui» nasebab ve tesadüf edüen muskülât görüsülmektec'ir. Yenî hatlar Ankara 7 Afvon Antalya hat • hnm insası icîn hükumet bir lâyiha hazırlamıstır. Yakmda Meclise verecektir. Stvas Erziıruro hatb için de talip grupa teklif edHm^k ürere Nafıa Vekâleti bir oroie ihzar etmistk. Muessif bir irtihal tzmir esrafından Haltm Ağazade merhum Halil Bey mahdumu ve Ha • mamcızade Mustafa Zeki Beyin kayın biraderi tstanbul asliye mabkemesi bi • rinci tahkikat hâktmi Nuri Bey irtihali dari beka eylemistir. Cenazesi bugün saat on birde Sipahiocağı karsnındaki 155 numarah hanemnden kaldınlarak namazı Tesvikiye camîinde badeleda Şehitlik'teki makberei mahsusasma defnedilecektir. Allah valde ve hemsiresOe akraba ve dostlarma sabn cemil ve merhu • ma gufran ihsan eylesin. dar dehset vereceği, hayalimden büe gecmemişti! Sigara yakarken hahrladım. Kon • solun üst çekmesindeki mendil sasisi • nin îrine, alhn tabakamı saklamıstım... Anna'ya hediye edeceğim altın taba • ka... Artık Anna'ya hediye etmek fikrfle yordum... de&il, kısa palto almak niyetüe saklı Fazla düsünmeğe lüzum yok; düğ • melerle tabaka, epey bir yekun tutar beîki!.. Gidis, gidis değfl; biliyorum... Başka çar»m var mı? tsportadan on kurusa kol dnğmeleri a'dım: tenha bir sokakta etrafuna korka korka bakmıyarak değistiriyo • rum. Bilek saatinden ctıran yandı. Ta • baka ile pırlanta düğmeleri kime göstermeli ? Esnaf kısmmm se7İş ve teshis kabî liy«>t'erine hayran oluyorum. Kuyumculara pirdim, cam»kânlar onünde durarak ağur ağır îlerliyorum... Roma Sefirimiz Bir balo verdi ' Ronu 8 (H«usî) R^ma Bîîvuk EVimîz Vasıf Bev tarafından sefarethanede parlak bir balo verîlmiştir. Baloda bütün nazırlar, sefirler, diplo masi mehafili, Roma'nm gîi'ide t?bakası hazır bulunmuşlardor. Geç vakte kadar devam eden toolanh çok nezıh ve e£lenceli olmus, kîbar Roma aileleri Türk sefarethanesinden memnuniyet îc'nde avrılmıslardu". Dil Cem:yefinde dOnkO içfima Ank^ra 8 (A.A.) T.D.T. Ce • miyeti Kâtibi Umumiliğinden: T. D. T. Cemİyeti MerkeJ Heyeti Kâ(ibi Umamisi Rasen Esref Beyin retsLği altmda toplanarak kollardao ve dısardan gelen kâgıt^ar fizerinde mu zakereler yapraış ve kararlar vermistir. Cemiyet tarafından cıkanlacak mecmua hakkmda konuşulmuştur. Umumî merkez heyeti çarsamba gunu saat 15 te tonlanacaktır. Unutmuyor... Eskiden, paralı olduğum zamanlar, ona, ufak tefek hediye'er getirdim. Bütiin nes'esi bundan... Yoksa, ne lo kantadan hesabı gönderdiklerini söyler, ne ev kirasmın yaklastığtnı hahrlahr, ne de elektrık kâridmı gSsterir... Onun söylemed;ği, ha»ırl«»tmadığı hep da benim ak'ımda heo... En asağı elli lira lâzım... Bu el'i li • rayı nereden, nasd bulacağun? Yu*k bir zarf kenanna vazdığim rakamlar canîanryor, kucücük knrtlar sribi kıv n'ıp ovnasıvor'ar .. Niçin kahkahalar la pulmüvorlar? Başımda bir ağrı var; fakat bu, ne sinir, ne yorgunluk, ne hastahk ağn • sı... Kafatasımm içi ağrıyor... Göm'eğim, karvolpnm ayak uctm • dan sarkıvor; elektrik ısığı vurdukça kollanndaki pırlanta düğraeler kama • şıvor... Bu düŞrn»'»»r. bnna, büyük teyzemin h e d i y ^ di. A o b a , ne eder? Elli lira lâzım... Elli liranın, bu ka • Cumhuriyel Nushası 5 Kuruştur Abone • 7 ^ ^ . şeraiti • Senehk AUı avlık Üç aylık R.T av1,k îçîn *• * 2700 Kr. 1450 800 Yoktur H ariç AĞAOĞLU AHMET 1400 Kr. 750 400 1S0 ^ i Dindi! ııpı Yazan: MAHMUT YE*ARİ Uğradım, daha kadrolar çıkmamıs!... Bana, haber getirecekler!... Aman ağabey ihmal etme... Lokantadan hesabı gönderdiler. Dört beş güne kalmaz, ev sahibî de damlar... Yerînden fırladı, sofranm üst örtüsünü kaidırdı, altmdan bir kâğıt cıkardı: Elektriğin kâğıdını da bırakfalar... Ne kadar tutmuş, Müzehher? Çok değîl... İki yüz seksen... Kâğıdı aldım, bakmadan cebime koyuyorum: Peki Müzehher! Gece, erkenden yathm. Müzeher'in neş'esine gü'üvornm; çikolata getirdiğim için, bir yerden para b"'dom, para»»"r var, rı>mıedij'or. Müzehher, eski günleri unutmamıs .. CVMHÜRÎYErin Tabaka ile düğmeleri aldım, cebime koydum, yürüdüm. Bir kere gururu • mu kırmamiga azmettim, karanmdan dönmi vece&'m... Kıranta adam, iceri girmiyor, kapının önünde duruvor... Adımlarımı daha ağırlaşhrdım... Kıranta adam kaldmma çıkh, yandald dükkâna seslendi, ermenice bir şeyler söyled'... Artık bütün çarsıyı dolassam, bas ka Rat vermivecekler; ihrimaj on bese güç çıkacak'ar... F.fsndi... Efendi... Yoldan geçen kahveci çırağı kılıkh biri, koluma dokundu: Efendi, seni çağınyorlar! Döndüm, kıranta adam elüe isaret ediyor: Gel, danima... Durdum; elimde para edecek ma lım vark»n bîr dilenci gîbi kovuJmuş o'mj?!, bütürı azmime, karanma rağ men h^zm'»d»mîvo''dırm. Kıranta adam, bana doğru gelivor: Dur, ne acelecîsin be birader? Ba na lüzumu olmadığı için aldıns etmedim...Gel b»ıkî0ım, bizim komsa da bi gorsun... Komsu dükkânda, kısa boylu siş • man biri oturuyordu. Tabaka ile düf meleri aldı. Kıranta adamla ermenice konusma&a bas'adı. Sonra, başını ben* den tarafa çevirdi: Düğmelerin iscîliği fena degil... Tabnkanm îçine inmalar kazılmamıs ol« sa idi, daha zi^ade ederdi. TemTİe * mek için, biz de kazıvacağız... Kıv • metî azalacak, zahmeti de caba... Yir» mive ver... Yağız esmer koltukcunım ha'ı satıldığı zamanki telâsmı hatırladun... Kıranta adam, kısa boylu sismanla «imşa!» kalacak! Otuz bese veririm. İki komsu, bîrbirlerîne baktı'ar: er> mcvce konustular... Kısa boylu şis • man, ta^'kayı açtı, kapadı; yayını nrmayene etti: Son f»at vîrmî bes verirîm... Bir kere geldin, beyhude yoruima... (Mabadi var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear