Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sl Agustos 1932 *CamYiurİyet 2 inci Von Papen Hitler Kitap panayırında bir Kontes Sakakini'nm gezintî takdirkâr beyanatı mülâkatı da akim kaldı Kindenburg kabine programını tasvip etti, Rayştağ'ı fesh salâhiyetini de verdi Berlin 30 (A.A.) Hitler, bugün Neudeck'da yapılmakta olan kat'î konferans arfesinde nagihanî surette hükâmetle yeniden temasa girmis tir. Mumaileyh, Münster nutkunda Nazi'ler aleyhinde söylenilen sözlerden müteessir olmaksizın M. Von Papen tarafmdan sahsen kabul edilmesini talep etmistir. Bu miilâkat, Jeneral Von Schleicher'in muvacehesinde vu. kua gelmistir. Hitler, merkez f:rkası ile vukubulan itilâfı neticesinde kabinenin listesinin tamamen izhar edilmif bulunduğunu, fakat Nazi'lerin uzun müddet siyasetile mücadele ettikleri bir f ırka ile akti rabıta etmekten çekinmekte olduklannı Leyan etmistir. Mumaileyh, Von Papen'in veyahut baska bir şabsiyetin veya jeneral Von Schleicher'in idaresinde i bulunan bir riyaset kabinesile akti isthak etmeği daha îazla tercih eylediğini söylemistir. Mülâkat tam akametle neticelenmiştir. Reisicumhurun tatvibi Neudeck 30 (A.A.) Maresal Hindenburg, Başvekil M. Von Pa pen ile Dahiliye ve Millî Müdafaa Nazırlarmın rouallâk dahilî ve ik iktisadî mes'elelere ait olarak tevdi eyledikleri raporlar mealinden ma • lumattar olduktan sonra pazar günii Başvekil tarafmdan ilân edilen malî ve iktisadî tedabiri tasvip eylemiftir. Mareşal Hindenburg Alman a melesine içtitnaS tesanüt fikri telkin edilebilecek hayat şeraiti bulunma sına hadim tedbirler ittihaz edilmesini Basvekilden bilhassa talep ve rica eylemiftir. Dahilî siyaset mes'eleleri hak kında Reisieumhur ile Başvekil a rasında tam bir görüs mutabekati müşahade olunmustur. Yeni hararname Berlin 30 (A.A.) Reisieumhur, bu sabab imparatorluk hükumetini lüzumlu gordüğü anda Reichetag*ı feshe salâhiyettar kılan kararnameyi imza eylemiftir. Kabintye karft mücadele Berlin 30 (A.A.) Von Schlercher, Von Papen ve Hitler'in birlikte yemek yerken yaptıkları müzakerelcr tamamen akim kalmıştır. Diğer taraftan dönen rivayetlerin hilâfına olarak Hitler'ciler ve Merkez'ciler bir koalisyon kabinesi teşkili husu sunda henüz bir itilâfa vâsıl olmamıs görünüyorlar. Onlar, ancak Reichtag medisi riyasetine Rasis'Ierden Stock'u getirmek noktasında uyuşabilmişlerdir. Stocke, sabık Reichtag meclı * süıin ikinci reisi idi. Şurası tayani kayıttır ki merkez fıraksı parlâ mento grupu, kendi tarzı tesekkülünü kararlastırmak üzere, dün yaptığı bir içtimada, simdiki kabineye karşı merhacnetsizce mücadele etmeğe karar vermiştir. Hemen yirmi senedenberi, adeta her gün Babıali kütüphanele rinin camları önünde azar azar dinlenerek o yokuşu tırmandım. Büyük ve küçük, değerü ve değersiz her yeni çıkan esere dikkat ederim. Intisanndan haberim olmıyan kitaplar pek azdır, sa • nıyordum. Aldandığımı, dün açılan Kitap panaymnda anladım: Her kütüpanenin paviyonunda iki üç «ene evvel neşredilmiş, güzel •e temiz baskıîı, büyük bir zihnî ceht mahsulü kitaplar var ki, ben bunları görmüş olmak söyle durcun, isimlerini bile duymamifbm. Bu kitaplar, birer sır gibi müelliften tabie tevdi edilmişler; tabi adeta bu sırrı faş etmekten korkar gibi eseri depolarda sakfamış ve ancak intişanndan haberi olup ta mağazaya gelerek anyanlara venniş. Kitap, bizde, Memleketimizi ziyaret eden ecnebİlerin, buradan güzel intibalarla ayrıldıklarmı gördükçe insan ne kadar seviniyor, ne kadar mağrnr oluyor!.. Tüklük ve sevimli vatanım» için söylenilen tatlı sözler yürekle rimizde ne tatlı akisler bırakıyor., Yabancıların hayret ve takdir ile gördükleri ve gene hayret ve takdir ile naklettikleri feyler bizce malumdur, ancak bunun yer yttzimün her ülkesinde bilinmesi, her milletin kalbüıde ve dimağında yer tutması Türkiye ve Türklük için ne ««refli • dir! Eski devirde, Türkler ve Tür • kiye hakkında, ecnebi memleketler arasında cari batd fikirleri, gülünç hurafeleri, bele dinî taassup ve millî husumet yüzünden beslenilen garezkâr hisleri düşündükçe, mukaddes inkılâbımızm büyüklüğünü gergi gibi anlamamak w|*'T>VtiTi müdür? Avrupa ve Amerika'da, ort» seviye deki halkın, Turklüğe dair düşünceleri, malumab, duygulan, vaktile gülünç bîr huraf e, garezk&r bir ef eane mahiyetmi geçmiyor, memleketunizin ucubeler diyan olduğuna manacak safdillerin bile bulunduğu istiğrap ile görülüyordu. KllOlllt Türkiye'yi na«ıl görüyorlar? Kerim&n geîiyor! Dün, genç zabhlerin muzaffer kılıçfarını şıkirdatarak geçtikleri yollardan, bugün ipek etekleri uçarak zafer o^\i gt» '.! Dün, Otuz ağustosun büyük hatırasile göğüslerimiz kabarmıştf. Bugün, millî bir sevinçle yüzlerimiz aydınlanacak! Dün, süngüsile düşmanlan mağlup etmiş Türk ordusunu alkışhyanlar, bugün, güzelliğile rakiplerini mağlup etmiş Türk kızını alkıslıyacaklar! Ve dün, asker çizmeleri altında sarsılan kaldır'.miar, bugün Keri man Halis'in sîvri ökçeleri altında birer ke!o gibi titriyecek! Keriman Halis, bir evvel zaman cengâverînin zirhlan yerine ipek teni, zeriirjî okları yerine sihirli kirpikelri, korkunç bakısları yerine tatlı tebessümile dünyanın kalbini fethetmiş bir kahraman dir. «Her şeyin fevkinde göze çarpan ve insanlarda payansız bir takdir uyandıran büyük Gazi'niz...» KonUt Sakakmi Ulu Gazimizin yarattığı bugünkti Cumhuriyet Türkiyesinin evlâtlan, yüksek medenî milletler zümresinde,' göğsünü fahrile kabartarak eerefli mevkiini tntmuştur. Safha safha in İktUadî programın teıirleri kişaf eden TUrk inkıl&bram bere • Berlin 30 (A.A.) Başvekil ketli ve parlak yemişleridir ki, bu tarafmdan ilân edilen iktisadî tedmucizeyi yapmış, dünya efkârı umubirler, istikamet veçheleri tamamen miyesini lehimize çevirmiş, Garp Tabilerimizin ilân verecek pabaska olan diğer siyast muhitlerde dimağlannda yaşıyan mevhum ef saralan yok, mecmua yok, münakbile takdire sayan bir tasvip ile karneleri silip süpürmüş, hakikati bü kit yok; şüphesiz, halkla kitap şılanmiftir. * tün vuzuhu ile parlatmıştur. arasındaki dostluk ta yok oîa Fransız matbuatında da kayda Bize bu bir kaç sozü yazdıran sayan takdir eserlerine tesadüf o • cak. Pek nadh* kitaplar kendilehâdise, tstanbul'u ahiren dyaret Imunaktadır. eden yüksek ve asil bir shnanm al rini okuyucu •ınıfından ayıran dığı mtîbalar ve söylediği sevimli büyük mesafeleri aşacak bir sirasSzlerdir. Mısır'dan gelerek fstan yet kuvvetini haizdtrler ve bu bul'un cazibeli, lfttif köşe bueağnu kuvvet, mutlaka eserin kıyrnetilo gezen, bütün bu tabiî güzetlikler ve hele Türk inlalâhının mttceesem dV roüten*«ifi olmak ta lâaum de • lilleri karsısmda mütehayytr ve takğildir. Çünkü fena kitapların ekdirkâr bisler duyan Kontes Sakaki Fransız Başvekili Sır Sa Mançurfnin payitahtîna seriya omumî kayıt«ızhgı iyi eser ni'njn muharririerimizden birine valerden fazta sarstığt göriilmüstür. ki beyanatı bu itibarla çok kıymet taarruz ettiler muelle ne görüşüyor? lidir. Bu panayır, kitapia halk araMuharrhimizi, Mısır'ra aydınlık smdaki uçurumu doldurmak için Londra 30 (A.A.) Tokio Reuter Saint Helier 30 (A.A.) M. semasmdan mülhem bir tebessthnle büyük bir varlıktır. Dun oldugu Herriot.nun Jersey adasına vuku bu ajansına bild'irildiğine göre kuvevlli kabul eden Kontes Sakakini, mem lan seyahatinin hususî mahiyetine Çin çeteleri, dün sabah seher \ak lekitimiz hakkında yukarıda kaydetgibi, Darülrunun meydanını doleiddiyetle itina edilmektedir. Fran tmde Moukden sehrine taarruz et tiğimiz esasata mutabık heyecanlı duran binlerce insanm gözlerile sız Besvekili, hiç bir meraskn ya mislerdir. Moukden'den Reuter a ifadelerde bulunduktan sonra ex • kitap kapaklan arasmdaki âsi pilmaksızm dün sabah Sir Herbert jaruına verilen bir telgraf, bu mes'ecümle demiştir kiı Sarauel ile Jer*ey adası Valisinin zi leye o kadar ehemmiyet atfedilme nahktan bile pek çok şey bekliye€tstanbul'u iBc defa olarak gorü. varetlerin! kabul etmistir. mesi icap ettiğini bildirmektedir. Hm ve bu güzel fikir bayrammı yorum. Tabiî güzelliklerini insan diHerriot Herbet Samuel mulâhatı Telgrafta yalnız bir tayyare han hazırlıyan fstanbul Halkevi ile lile tasvir etmek ne güçl.. Buna renkSaintHelier 30 (A.A.) M. Her gartnın yaıunış oldugu fakat ne top leri bariz kuvvetli bir reuurnn kesen faal ve yorucu vazifeyi üstüne riot ile Sir Herbert Samuel'in müla hanenin ne de tehiz telgraf istasyo kin f ırçası lâzım. tki sahilin yeşH alan Selim Nüzhet Beye hararetle katlan cok •atnimî olmustıır. nunu basara ugramadikları ilâve o likleri, danteleleri araamda, seyyal Her iki nazır kendi tesadüflerine lunmaktadır. edelim. ve mavi birer yol gibi akan Bosfor d*'r oUn ne*riyata gülmüslerdtr.^ PEYAMI SAFA ve Haliç insan yüreklerini zevk ve Fransız ve tnjfilir nazırlan Vieheyeean ile gaşyettiren manzaralarAnkara 30 tktisat Vekâleti tor Hugo'nun bir cok menfa arka İzmir Rıhtım Şirketi mü dandrr. tstanbul'u o kadar sevdim Sanayi uraum müdiriyeti kadrosundaşlarının metfun buîundugn me ki, her sene buraya gelerek yaz mevda umum müdür ve kalem mümeyzarlıgı ziyaret eylemisîerdir. Ka simini geçirmeği dürleri mahkum oldular mpa'nın en marufdüşünüyorum. Avyizi müstesna olmak üzere tama şehirlerini, tenezlabalık bir halk kütlesi nazırlan almen değişmistir. Yeni vazifelere tnntr 29 Rıhtım Şirketi davası züh memleketlerini, manzaralarmı kıslamıştır. nakil ve tayin edilenler vazifeleri nra kararı bugiin tefhim edildi. Ka tanırnn. Size kaf iyetle söyliyebili • Paris 30 (A.A.) M. Herriot, ge baflanna hareket etmiflerdtr. rim ki, tstanbul'a kıya» edilecek rara nazaran jirket murahhası ve ceyi Cberbourg açıklarmda Miao müdürü rüşvet, evrak itnhası cürüm baska bir memleket yoktur.» taure vapuTunda geçirmistir. Kontes Sakakini sözü Türk inkı lerinden dolayı 1 sene Oçer ay dörder Bu vapur, gece saat 3 e kadar »i» Rize 30 (A.A.) Dfin zevalde» lâbına, Türk yeniliklerine, Gazi'migün bapse, mühasebeci bir sene iki tçinde •eyrettürten «onra Cherbeurg sonra filo etrafmda kayık yansları zin harikalı simasına naklederek deaçıklanndan aynlmıs ve saat 10,30 ay, hukuk müşaviri Gad Franko Eyaptırılmış ve 19 a kadar zirnlılar dikiı da Jersey adannda Saint Helier'ye fendi 52 gün haps« mahkum edil * binleroe halk tarafmdan ziyare* ctstanbul'da gözleri ve gonülleri vâsıl olmuştnr. mislerdir. edilmiştir. Filonun bandosu tarafmmeftun eden tabiî güzelliklerin ha Basvekü ile Dahiliye Nazın M. dan belediye bahçesinde bir konser •ıl ettiği intiba çok derindir. Ancak, Chautemps ve M. Leon Meyer va verilmiştir. Filo kumaRdanı ve za her şeyin fevkinde göze çarpan ve Konya 30 (Hususî) Konya'da purdan çıktıklan sırada Jersey adası bitleri şerefine belediye bir ziyafet insanda payansız bir takdir duygn Valisi ve adadaki Fransız konsolosu yapılmasına karar verilen mezba vermiştir. Filo bu sabab limanınuz • su uyandıran şey: Büyük Gazi'niz ve M. Delalande taraflarmdan karşılan dan aynlmtsbr. hanın insası; dört buçuk senelik bao dâhinin himmetile tahakkuk eden tnışlardır. sılâb karşılık gosterilmek suretile Türk inkılâbtnın parlak, ve şeeni tstikbal merasiminde adanm Fran muel'in buradn yekdiğerine müsadif delilleridir. Sıra ile, safha safha inolmaiannın hiç bir siyasî minası ol müteahhH Osman Beye ihale edildi. sız kolonisi de hazır bulunmuştur. kisaf etmiş, kat'î bir ahenk ve riyazf Mvadm M. Herriot ile Sir Herbert Sa madığı temin olunmaktadır. adeta kaçak morf in ve esrar gibi gizli satılan bir mala döndfi. Artık, bütün meslekî hayatî kitaplar arasında geçen bizim gibi muharrirler bazı eserlerin çıktığını bilmezlerse, bu işe daha ziyade bigâne kalan hafkı düşününfiz. Evet, kitapla halk arasına girmeti ve birini otekine tanıtması icap eden mutavasstt bizde yok. Kimdir bu mutavassıt? Münakkit mi? Mecmualar mı? İlân mı? Hepsi. M. Heryo'nun Seyahati... Çin Kuvvetieri Sanayı Mfldiriyeti kadrosu Filomuz Rize'de bir kat'iyetle tebarüz ederek TUrk cemaatini ve Türk üikesini Garbin en medeni ve yüksek seviyesine çı karmış olan inkılâbın, her subeye samil semereleri, birer mucize sayı0nun gtrdüği meydan muharelacak kadar parlakbr. Türk kanunu medenisi, hayatın bütün safhalarını besinde, garbin işvesi mağlup yenileştirmekle, Türk cemaatini her oldu, cilvesi mağlup oldu, seytanoktadan en asri ve en müterakki neti mağlup oldu, boyaları mağbir zümre halLnr getirdi. Taaddüdü zev. lup oldu ve Türk kızının bakir eat kaldrrılarak kadın hukukunun güzelliği galip geldi! en hürriyetperver prensiplere isti nat ettirilmesi, inkilâbmızın bariz Bu zafer de. bütün millî ve meve yüksek semerelerindendir. Şapka denî zaferleriroiz gibi 30 ağustoş inkılâbı ve tesettürün kaldınlması zaferinin bir neticesidir. yalruz zahhî yenilikler değildir. Eğer, Gazi'nin, akılları durdu» Bunlann tazammun ettiği medeni mana, bütün nurlannı ortalıga saç ran kudreli, efsanevi bir dev penmiftır. Büyük Rehperinizin, mede çesi gibi düşmanı göğsünden itip niyet yolunu isaret eden nurlu par denize dökmeseydi, tekkelert yıkmagı, beşer tarihi içinde bir mes'ele gibidir. Hele harf inkılâbınız, maamasaydı, medreseleri devirme • rifin temelini atmıstır. Bilgi ve maseydi, Türk kadımnın yüzii, pecerifet ışıklan, Türk ruhlarını ve dinin siyah bulutundan tıyrıhp tılmaglannı aydmlatarak, Türkleri •ımlı bir mehtap gibi dünyanın Garbin en medeni milletleri arasına çıkarmiftır. Medreseleri ve tekkelegözlerini nasıl kamaştırabilirdi? ri, eski bir devir ve zihniyetin bu kaYUSUF ZİYA ranlık ocaklarını yıkan Türk inkılâbı hakkında f azla söz söylemeği zait görürüm. Bütün ba yenilikler, Stajlarmı bitiren mümkün değildir ki, insanda derin bir intiba, sürekli bir alkıs dujrgusu Hekim ve eczacilar uyandtrmasın!M ,<*>.,,,• Evvelki sabah on bnçnkta Gülhane hastanesinde bu sene stajlarmı ikmal Büyük Gazi'nizin rehberliği tle, etmis olan (15) hekim ve (8) eczacı Türk milletinin bu nurlu medeniyet va vükselif yolunda gentş adımlarla efendiye kur*a çekttriierek mı flerliyeeeği süphesizdir. Gördüğüm halli memuriyetleri tesbit edilmis ve manzara karsısmda, memleketime, bu münasebetle merasim yapılmıstir. derin bir takdir hissile dönüyorum. Bu merasirae erkân ve ümerayi aske» Türk'lük yüce bir f eyiz ve nur sahariye ve sıhhiyeden bir çok zevat iştisma atılmıs, istikbale, mukadderatın rak etmiftir. Birinci fırka kumandanı bairına dogru çabuklukla Uerliyor.. Muvaffakiyetlerinizin tevalisini, mil Rüftü Paşa ile müesaese müdürü rnnletinizin refah ve saadete nailiyetiallnn doktor mtralay Fuat Kâmil Bey ni candan dilerim.» tarafmdan nutuklar irat edilmiştir. Millet ve memleketuniz için söy Misafirler bastaneoe tertip edilen ledigi bu sevimli sözlerden tesekkür büfeye davet edilerek izaz ve ikram ederek veda eden muharririmize edilmislerdir. Kontes Sakakini demiftir ki: Bu sene stajlarmı ikmal eden he<tstanbul'u ziyaret ederken duykim ve eczacı mülâzım efendilerin idugum sevk ve heyeean memleketi* nizi, Mıgır'da daha iyi tanıttırmama, simleri berveçhi atidir: benim için kuvvetli bir tesvik vesi Hekim mülâzimler: Cevdet, Refik lesi oldu. Bu ise elimden geldiği kaSüreyya, M. Kemalettin, Fuat, Saim, dar çalışacağım. tnsallah gelecek Nazım, Necmettin, AH Rıza, Ragıp, •ene gene görüsürüz.» Mustafa, AH Şefik, Abdülbasit, Hü • samettin, M. Şahabettin, Halit Beyler. Eczacı mülâzimler: Muhsin, Naim, Niyazi, Sıtkı, M. Niyazi, Hayri, Neşet, Saim Beyler. Ansiklopedisi Konya'da mezbaha Cumhuriyet Abonee şeraiti • Senelik Alb ayhk Üç aylık Bir ayhk Turkiye iein Hariç ıem * • 1400 750 400 150 Kr. 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Bir Tereddüdün Romanı Peyami Safa <Tan!, senmaalıyacağın: Ey benim kanım, ey Allahm bol gufranıl Semalann kapısı senden baska kime iki defa açıldı? Diyor. Bunu düsiin de kadrmi bil, benim dâhi kumrahm. Ve ş« mfijdemi beynine çak: önümüz dekî persembe aksamı bendesin. Bak, sana ait her seyle beraber şunu da blliyorom ki, cnma gunU tatilm ol Sfagv için persembe aksamları ziva nadan çıkarmıssın. Beraber sabahlı yacag», O sangnis meus anladın mı? cHayda... Kendimi Italya'da zannettim, sokakta bir dilenei armonika ealıyor. Dnr biraz dmliyeyira. Na, ni, no, ne, ni, mi. Ah, gene ağlıyacağım. Tıp. Kâğıdın östüne bir damla 'dttsttt. Ey benim kanım. Semalarm çıidı? Ağhyorum, ağhyorum. Ben ba zen istihza ederken de ağlanm. Sende merhatnetle istrazanm böyle karmakanşık oldugu vaki midir? Hn, tin, tm, tin... Yasasm vatan! Viva... Anbe akşamı bendesin. Bütün manasile ladın mı üst dudaksız akıllım, persembendesin. Ay, ay, ay, ay... Gözle rim kararıyor, bebeğim. Kos, hemen, gel, beni tedavi et. Nedir bunun ilâcı? Fena, fena... Dur biraz. Hiç bir satırları görmüyorum, yazdığımı okuya bilecek misin?> Yirmi satır kadar hiç okunmuyor. Adeta kelimeleri birbirinin üstüne yaztnıs. Fakat bundan hoslandığı da belli. Sonra yavas yavas satırlar a çıîıyor ve kelimeler biraz büyüyor: CUMHVRtYET'in edebt tefrikast: 47 ozür diliyerek iade ederken dedi ki: dın da erkeğtn hizmetçisidir, değil Affet. Gazetelerde arada bir mi? Hayır, melegim. Bu sevdadan vaz geçelhn. Bak seni ne hale getheceğim. bn kaza olur. Fakat çok merak et tim. Nedir bu mektup? Sence mahAh bir kafamra içindeki istikbalini zur yoksa biras malumat verir migörsen şasarsm; parmağın ağzmda sin? Başından on satır kadar okukalır, ruhum.» cHep o adam, artık ismini tekrar dum, hiç bir sey anlamadıra. Kim dir bu kadın? tmzası da okunmuyor. lamaktan bıktım, misafirler gittik Vildan, <Willy> imzası atıyordu. ten sonra benimle basbasa kalır kal maz derdi ki iste simdi bütün hayatta Arkadasımm merakmı izaleye ea lısmadun: bir ikincisini tadamıyacağunız anlar Şimdî anlatması uzun, dedhn, yasıyacağız. Bu dilinin pelesengi îdi. Fakat her an böyledir, derdim, bir da sonra. Israr etmedi. Mektubun ilk on saha tekerrür etmez. A canım, derdi, tınnı okuyunca arkadafima hak her andan bana ne? Ben ozlenerek verdun. Söyle bafhyordu: hatırlanan anlardan bahsediyorum, bunlarm hakikati de kendileri nisbe cBir kralm basını parçalamak istinde kuvvetlidir. Bilmem iyi tercüme tiyorum. Dün gece bu arzu beni edebildim «ni?> uykusuz bıraktt. Yahut, kervanlarla çöllerden geçmek, namütenahi se Mektup uzun sürüyordu. Ust taraplar içinden geçmek, usançtan rafına ancak bir gSz atabildim. boğuluncıya kadar, birbirinden hiç Ertesi gün daha uzun bir mektup alfarkı olmıyan sahralara uzanmak... mıştım. Fakat, gazete idaresi taraEy benim küçük sıpam, nasılsm? fmdan zarf kazara açılmış. Mazrufu Heyhat!.., Ben yıldizları saya saya istemiyerek biraz okumağa mec bitirdfan ve bu dünyada yapılacak bana mektubu yani benim yapabileceğim hiç bir sey kalmadı.» Sonra mektubun satırlar ı 'erin bir ümitsizliğo dalıyor. O kadar ki etrafımda gazetenin kalabahğı ve en küçük tahayyüle müsait olmıyan faal ve maddî muhiti oldugu halde kâğıdm yapraklarmdan bana bir nç rayışta büyük bir keder geçtiğini hissettim ve okumağa devam etmedim. O gün mektubu yazıhanemin gözüncte unutmuştum: ertesi gün çarsamba. gazeteye geldiğbn vakit, bana gelen yeni mektuplar arasında, bir zarfın üstünde, gene onun yazısını gördüm. Mektubu açmadım ve ötekinin yanma attım. Bu kadın bütün şahsiyeti, hatıralan ve mektup larile bana dehşet vermeğe baslaraışti. Hayatımda meş'um bir rol oynamağa namzet görünüyordu ve onu düşünmeğe başladığım saniyede, birbirlerine an cak hailevî, fakat şekiisiz duyRU larla bağlı bir takım acayip ve kor kunç hayaller gözümün önüne geKyorrfu. Bazan bu hayaller vuzuh kazanarak, ndi zabıta vak'alarmm maddî unsurlan şeklini alıyor: Kanlar içinde yatan bir ölü, bir rövelver, karanlık sokaklarda birbirmi kovahyan insanlar ve haykırıslar... Sonra namlusunun deliği yüzürae doğru yaklastıkça bir tencere ağzı kadar büyüyen bir rövelver.. Korkoyurdum ben bu kadmdan, korkuyordum, beni öldlirraek istediğini zannediyordum. Hüviyetini tabiî insanlar arasında göremiyeceğ<raiz kadar muvazenesiz bir mahluk için akla gelebilecek ne kadar ihtimaller varsa hepsindsn şüpheye başlıyordum: Belki bir casustu, belki romanesk bir cinayet yapmak istiyen bir hayalperestti, belki tamamile delî idi. Tanıdıklarım arasmdaki akil hastalarının hallerile bununkiler arasında kıyaslar yapıyor ve benze yişler buluyordum. Otabadi Var) M