25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 Temmuz 1932 Cumhmriyet •• Denizcilik Harikalarından Garip bir dava Bir manyatizmacı şişman kadınları inceltiyor Ağır sıklet şampiyonları bile az zaman>ek gibi narin oluyorlarmış! Kadınların, az çok yaşlanınca: Yağlanmak, semirmek, gevşemek gibi felâketlerle karşılaştıklan malum dur. Gençliğin taravetile beraber vücudün narinliği de gidince, bir kadın kalbinin ne kadar ezildiğini, kaygulandığını tarife hacet var mıdır? Semizliği gidermek için, perhiz mi, çeşit çeşit jimnastikler mi, kürler mi yapılmıyor? Doktor, eczacı, mütetabbip, üfürükçü ve daha bilmem ne atlı san'atkârlara mi müracaat olunmuyor? Fransa'nm Nant şehrinde, kadın güzelliğini tamir ve termim eden yeni usul bir mücahit türemiş.. Manyatizme!.. İşte, bu üstadı hüsnün kullandığı sihirli ve mucizeli vasıta!.. Bu mücahidin, tam manasile asrî olduğu doğrusu inkâr edilemez. Louis Eynard namını taşıyan bu zat, manyatizme seyyalesile, şisman, koca man hanımları, şöyle az bir zaman içinde incete incete tüy gibi hafif yapıyormuş.. Bu meşhur profesörün san'at ve faaliyetine sahne olan Nant şehrinin bütün zarif hammlan, modanm âmir olduğu zarafet ve inceliği muhafaza edebilmek için üstadın ilim ve hünerine müracaat etmislerdir. Üstadın, incelme ilmine dair metafizik vukufu, manyatizma seyyalesini sevk ve idaredeki hüneri, rivayet edildiğine «îöre, Nant'ın kibar hanrmları üze rinde mucizeli tesîrler göstenniştir. Fakat, bu güzel tedavi usulü, o mıntaka doktorlarınm hoşuna git • memiş.. Tabipler sendikası, isi derhal mahkeme ve kanuna havale ederek, üstadı, mütetabbip oLmakla, gayrikanunî icrayi san'at etmekle itham etmiş!.. Bu dava, hayli kılü kali mucip olmuştur. Manyatizmacı profesör, ikî meşhur avukatın yardımile kendnri şiddetle müdafaaya hazırlanıyormuf, Ustat diyormuş ki: * Ben tababet icra etmiyorum. Benim manyatizma ile ve daha bir takım batınî hünerlerle yaptığım if, insaniyete büyük bir hizmettir. Ka dınlara güzellik vermek sayesinde karıkoca arasmdaki geçimsizliği ortadan kaldırıyorum, aile rabıtalannın kuvvetlenraesine insan neslinin güzelleşmesine yardım ediyorum.» Fakat bu tath sözlere kulak asan yok. Manyatizmacı profesör, hüneri sayesinde külliyetli paralar kazanw yor, doktorlann işine hayli sekte veriyormuş. Asıl davanın ruhu da galiba bu imiş.. Doktorlann kuyruk a. cısı bundan ileri geliyormus.. Sihirbaz ve manyatizmacı profesör, Tıp Fakültesinde değil, doktorlann ke sesme rekabet ettiği icindir ki, bast belâya uğramıs.. Bize kalırsa, sorgu KAIrrmi, bu d&vada, biraz da hanımların mütaleasına müracaat etse fena olmaz. Bir kaç aydır Hollyvood derin bir korku ve dehşet devresi geçiriyor Haydutîardan sakınmak için her evde muhafız insanlar ve köpeklerden maada asrî elektrik tertibatı da yapıldı. Vaktile Lord Kiçner'in, Belçika Krahnın muhafızlığını y pmış olan Harry şimdi Marlene Dietrich'in yanmda Bir litre yağ alan minimini bir motörle saatte 96 kilometre!. Denizcilikte, küçük büyük her sahada görülen yenilikler ve terakkiler insana şaskınlık verecek dereceyi bul. mustur. Rekabetin canlı ve heyecanlı bir sekli olan yarışlar, insanın gıota hissini, kıskançlık hislerini gıcıkhyarak terakkiyatı âdeta kamcılamaktadır. Bir iki gün evvel Paris'te Sen nehri üzerinde yanılan Kano otomobil deniz yarısları cidden saşıia cak neticeler vermistir. Bu yarışlann hedefi motöriü minimmi bir sandaldan başka bir şey olmıyan gemiciklerle sür'at rekorü kazanmaktı. Yarıslarda birinciliti kazanan ve bir litre benzinli küçük bir motörden baska vasıtası olmıyan bir sandahn sür'at rekorünü kırdığını hayretle okuduk. Nasıl saşmıyalım ki, bu minimini sandal saatte (96) kilometre katetmek suretile »ür'at rekorunu kırmıstır. Simdiye kadar, bu yarıslarda elde edilen en büyük sür'at saatte, (91) kilometre id'. Küçük motördeki kuvvet ne sasılacak şeydir ki, saatte (96) kilometre gibi harîkalı bîr sür'at temin edebümistir. Demek ki tstanbul'dan İzmit sehrine kadar olan mesafeyi bu minimini sandal tam bir saatte katedebilecektir. Bu denizcilik hârikasını seyreden bir mütehassıs gördüğü manzarayı şu suretle tasvir ediyor: «Motöriü sandal, otuz saniye sonra, gcrömüzün önünden, gümüş bir tnermi gibi geçiyordu. Sahibi, ayakta, bir otomobil volanına sarılmış vaziyette, onu, bir yarıs atı gibi hedefe doğru sürüklüyordu. Sandal gözden kaybolur olmaz, Solda: Son samavlarda oir çok tehdlt mektuplan alan Silviya Stdney. Sağda evinde elektrikli mudafaa terttbatt mevcut olan Norma Shearer. Hollyvood 3 temmuz Şu Ame | rika'nın bugün mes'ut olmamak için ne eksiği var? Dünyabuhranından en az müteessir olan o... Buradaki ik tisadî müvazenesizlik Avrupa'daki maişet darlığınm binde biri dere cesinde bile değil . Halk zengin, fab. rikalar, ticaretaneler pekâlâ işliyor .. Bu satırları okuduktan sonra m san yegâne söyliyeceği söz, sarfede ceği cümle şudur değil mi? «Yirminci asrın dünya üzerinde yarattığı sun'î cennet!.» Fakat bunun böyle olma dığını, madalyanın bir de ters tarafı mevcut bulunduğunu siz de pekâlâ *»iliyorsunuB*' SİTndiye kadar Avrupa gazetelenn'fî aazen «Meraklı vak'alar», «Garip şeyler» sütunlarmda mevzuu bahsolduğu icin pek te ehemmiyetli görülmiyen, bazen de anket mu harrirlerine sermaye teşkil etmesi dolayısile muhayyel ve tnübalâğalı addedilen «Gangster Asrî haydut lar» m yeni dünya için ne büyük bir tehlike teşkil ettikleri bütün cihanda ancak Lindberg'in zavalh yavrusu nun feci akibetile anlaşıldı. Fakat emin olun ki dünyanın hiç bir tarafı bu facia Hollyvood'ta tevlit ettiği dehşet ve heyecan uyandır mamıştır. Aradan epey müddet geçtiği halde hâlâ herkesteki korku ve halecan bakidir. Bu hâdiseden en fazla sînema payitahtı müteessir olmasmın sebebini tabiî aşağı yukarı siz de tahmin ede bilirsiniz: Bilhassa nihayetsiz bir ssrvet ve ihtişamm toplandığı bir şehir ki sakinlerinin en mahrem esrarı reklâm yü zünden herkesçe malum... Paralarmın miktarı, çocuklarının adedi dillere destan... Ailelerin aziz ve sevgili yavrula nnı kucaklarmdan koparıp alarak mukabilinde «fidyei necat» istiyenler için bundan münasip bir faaliyet sahası bulunur mu? Meselâ Constance Bennet'in haftada 4Q bin dolar kazandığını bilmiyen yok . Eh . Bu kadın manevî evlâdı Peter için, hiç olmazsa bir haftalık ücretin! feda etmez mi? Hiç şüphesiz eder, eder ama asrî haydut efendiler için de Peter'i kaçırmak hayli müşkül bir iştir. Çünkü her sokağa çıkışında Peter'in yanında mü tellâh iki üç muhafız bulunur. Biçare yavru ekseri zamanlarını Constan ce'in villâsının orta avlusunda geçirir. Lindberg'in yavrusunun feci âkıbetinin uyandırdığı heyecanın hâlâ zail olmamasınm sebeplerinden biri de şudur: Büyük sinemalara, yıldızlarına hemen her gün yüzlerce tehdit mektubu geliyor. Hoş bunların ekserisinin bir takım muzipler şaka niyetine gönderiyorlarsa da içlerinde hakikî olanlan da yok değildir. Nitekim en çok tehdit mektubu aldıkları için bugün haydutlardan en fazla korkan artist Silviya Sidney ile Telma Tod'tur. Keza Bessie Love, Marlene Ofetrich te oturdukları köşklerin kapılanm, pettcerelerini tıpkı hapisanelerinkine döndürmüşler. Bundan maada Marlene'nin kızı küçük Maria'nın Harry Wrigth isminde dev gibi bir muhafızı vardır. Bir fen fedaisiL İnsanları kuduzdan kurtarmak içîn yetiştirilip öldürülen tavşanlar Geçen gün arkadaşım Cevat'la Çapa'daki kuduz hastanesim CKUneg* grtmiştik. Arkadaşım bu ziyaretin müşahedelerini, 21 temmuz tarihli Cumhuriyet karilerme bildirdi. Kendi odasında verdiği izahatı bitirdikten sonra kuduz hastanesi Müdürü Bey bize müesseseyi gezdirdi. Lâboratuvarmı, yatakhanesini, muayene odasmı, bekleme salonunu, hastanenin aşağı yukarı her yerini gezip bitirmiştik. Ayrılmak üzere idik. Bu esnada ımsaf irperver müdür çok ehemmiyetsiz bir noktayı hatrrlar gibi: « Gelin aşağı inelim de, dedi, size tavşanları, kobayları göstere yim.» İtaat ettik. Kapılan ve elektrikleri açarak önümüz sıra bize yol gösteren hademeyi takiben üç dört ayaklık ufak bir merdiven indik. Dar, Ioş, rütubet'î Vn~ "'c'l^'a daldık. Burada küçük küçLk otialsra t~' ''*r\ olunmus 500 kadar tavşan varaı. D '*"• Bey müesseseyi gezmeğe başladığımız danberi her dairede verdiği izahatı na, muhtelif odalan isaret ederek burada da devam ediyordu. Şu odadaki tavşanlar henüz yavrudurlar. Kabili istifade bir hale gelmeleri için az daha büyümelerini bekliyoruz. Bu odadakileri teker teker kulIanmağa başladık. Şayet ısiran köpek öldürüldü veya muayene edil meden kendiliğinden öldü ise, cesedinden çıkardığımız kanı bu tavşanların birine aşılıyoruz. Tavşan azamî yedi günde kudurursa ölen köpek te kudurmuş demektir. Bu vaziyet dahilinde ısırılan adamı deıhal tedaviye başlarız. Şu geniş odadaki tavşanları daha itina ile besliyor, mümkün mertebe diğerlerinden semiz olmalanna dikkat edîyoruz. Çünkü bunlara kuduz mikrobu aşhyor ve bîr haf ta zarfmda, hayvan kudurup öldükten sonra, cesedinden çıkardığımız mikroplarla hastalanmıza serom hazrıhyoruz. Loşluğun bütün bütün kesafet peyda ederek adeta karanlık halini aldığı bir yerde, içi görülmiyen bir sandığın başında durmuştuk. Müdür hademeye seslendi: İsmail Ef.! Çıkar bakahm buradakini de beyler görsün.. Hademe elini, saplar gibi bir hızla, karanhğa daldırdı. Siyaha yakın esmer bir cismi nisbeten aydınlık bir yere fıriattı. Bu esmer cismin bir tavşan olduğunu ancak, nemli toprağa tok, yumuşak bir sesle düştüğü zaman farkettik. Biçare kuvveti olsa, kuduz bir insan, kuduz bir köpek ve her kuduz mahluk gibi kendini sağa sola fırlatacak, önüne geleni sökecek, koparacak, kıracak, parça En zengin yıldız Tecrübeli bir muhaftz Vakıâ bu adam şoförlük vazifesile muvazzaf görünüyorsa da hakikî hizmeti dediğimiz şekildedir. Çünkü umumî harpte bu adamın bir müddet Lord Kiçner'in, bir müddet te Bel çika Krahnın muhafızlığını yaptığmı bilmiyen yoktur. İşte bu Harry Wrigth gaceleri bile Maria'nın odasına bitişik bir yerde uyuyor. Ayni zamanda Harry'ye benziyen çam yar. ması gibi bir metrdotel de gündüzleri küçük kızın ve mürebbiyesinin yanın. dan ayrılmamaktadır. Yukarıda da bazılarmın bahsi geç. ti ya.. Sade hakikî değil, manevî evlât sahipleri de ayni telâş ve korku içindedir. Neil Hamilton hini hacette evlâtlığı Patriçya'yı korumak için yeniden müteaddit tüfekler, tabanca lar satın aldı. Wallace Beery üç küçük yeğenini evlâtlık edinip yanına getirttikten sonra köşkünün duvar • larmı bir kaç misli yükselttirdi. Haydut belân Yanşlarda, saatte doksan küometre gtbı şaşilacak sür'atler temin eden motöriü sandaUardan biri En asrî muhafaza tertibatt Haydutlardan en fazla korkan Telma Tod En şirin yıldızlardan biri Norma Shrarer'in evi daha asrî ve fennî sekilde muhafaza altındadır. Bü*ün Mary Pickford'a kaçırmak kapılarda, pencerelerde o tarzda e teşebbüsü lektrik tertibatı mevcuttur ki bir te ö y l e ya bundan bir kaç sene evvel cavüz anında sade muhafızlar değil, Mary Picford'u kaçırmağa teşebbüs hiztneçiler ve uşaklar dairesini de vak'adan çanlarla haberdar ediyor. etmediler miydi. Vâkıâ haydutlar ya Maruf Kovbay filimleri mümessikalandı, hâlâ hapisanede yatıyorlar, li Tom Miks'in evi ise daha orijinal ama Douglas'la karısı bugün bile o tesirin altında ihtiyatı elden bıraka bir sekilde muhafaza altındadır. mıyorlar. Oturdukları villânm etrafı Bahçede ise geniş şapkalı, manda yüksek ve kahn duvarlarla çevrii • derisinden külotlu Tom'un dostları miştir. Gece gündüz silâhh bir kaç ' kovboylar bekliyorlar. Fakat bunlar muhafız nöbet bekliyorlar. Stüdyoya Tom Miks gibi sinema kovboyu deve yahut başka bir yere gidip gelir ğil, hakikî «Sonora» kovboylandır. lerken evvelâ kendi hususî arabala Nişancılıktaki meharetlerine bakın ki rına bir uşak, bir hizmetçi bindirip kollarını gergin tuttukları halde 10 yola çıkarıyorlar, sonra kendileri bir metreden tabanca ile bir mumu söntaksi otomobilile hareket ediyorlar. dürebilirler. Lindberg'in çocuğunun kaybolduDokuz yaşındaki müsellâh ktz ğımdan bir kaç gün sonra idi. Meş Bütün bunlar kâfi gelmiyormuş gibi hur komik Harold Loyd «Şimdi sıra Tom Miks kızı Tomasina'ya hediye senindir!» mealinde bir mektup aldı. olarak inci kakmalı küçük bir rövelMaamafih iki yavruya, bir de evlât ver vermiş. Nasıl atılacağını da mülığa sahip olan Harold ötedenberi kemmelen öğretmiş. Şimdi Tomasia bu çeşit tehlikelere karşı ihtiyatkâr altı kurşunlu bu tabancayı her an davranıyordu. Oturduğu villâyı müyanmda taşıyor. Henüz dokuz ya teaddit insan muhafazalarından maa. şında bir kız için doğrusu büyük ce da geniş parka salverilmis beş on ta saret! ne rri yarı Danimarka köpeklerine İşte görüyorsunuz ya Hollyvood beklettirîyordu. hâlâ asabiyet, heyecan içerisinde. Keza John Barrymore'un da komüthiş bir dehşet ve korku devresi nağı ayni şekilde terbiye edilmiş kö geçiriyor. Resmî polis kıt'aları takpeklerin muhafazasi altmdadır. viye edildiği gibi herkesin hususî olaKale mi, ev mi? rak getirttiği hafiyeler de ötede berid'e vızır vızır dolaşıyorlar. LindAnn Harding'in villâsı ise âdeta berg'in çocuğunun uğradığı feci akimüstahkem bir kale gibidir. Bütün pencereler demir parmaklıklıdır. Gi bettenberi sinirlenerek bir dakika yavrularını yanlarmdan ayırmak is rip çıkılan üç kapıda da müsellâh muhafızlar bekliyorlar. Ziyarete ge temiyen, onları daha fazla tehlikeye lenler veya her hangî bir iş için gtr attıklarını düşünmeden stüdyoya bimek istiyenler hüviyetlerini telefonla le beraber götürüp getiren artistler de var. ya Ann'a, yahut ta kocasma bildirGene o vak'adan beridir ki reklâm meğe ve müsaade almağa mecburdurşubeleri yıldızlarm servetleri, malî Iar. Aksi takdirde içeriye bir adım vaziyetleri ve çocukları hakkında l bile atamazlar. kulaklan tırmalıyan motörün ho murdandığı işidiliyordu. Yarış için bin deniz tnili mesafe tayin edilmiş ve bu mesafenin gidip gelme suretile kat'ı lâzım gelmekte bulunmus idi. Minimini sandal, şaşilacak sür'atle gidip geliyor. Mesafeyi tamalmıyordu. Sen nehrinde demirlemiş olan kılavuz gemisi güvertesindeki hakem heyeti. mühendis ve makinistlerden mürekkepti. Sandahn her gelip git mesi, heyetin siddetli alkılsarile karsılanıyordu. Bunlar guya kendi ze kâlarmm semeresini alkışhyorlardı. Nihayet hakem heyeti, uzun hesap ve kitaptan sonra sandahn sür'at rekorunu kırdığını ve saatte (96) kilometre kat'ma muvaffak oldu ğunu i'ân ve sahibini samimî ve harare'li bir surette takdir ve tebrik etmiştir.» Münir Bey Londra"ya muvasalat etti Londra 23 (A.A.) Türkiye'nin Londra büyük elçiliğine tayin edil miş olan Münir Bey bu akşam buraya muvasalat etmiş ve istasyonda Hariciye Nezargti mümessili ile Türkiye sefaret ve konsoloshanesi erkânı tarafından selâmlanmıştır. nesriyatta bulunmamak emrini aldılar. Polis hafiyelerinin en mühim vazife*i ıyacakti. Fakat öyle yapmadı. Koşamadı bile.. Beynine zerkedilmis mikrop onu bu kadar mecalsiz bırakmıştı. Biraz tepindi. HaUiz, masum, muztarip nazarlarla etrafmı süzdü. Sona kafasını toprağa sokmak istercesine yere vurdu.. O kadar. Bu tavşana, ileride hastalara se • rom temin edebilmek için, kuduz mikrobu aşılamışlar.. Yamndaki kafeste duran tavşan bir gün evvel ölmüş.. Doktorun sözüne göre bunun ertesi gününe çrkacağı çok şüpheli.. * ** Hastane hademesmin, o gün, bir paçavra tutar gibi istikrahla tahta kafesinden alıp önümüze attığı bv hayvan karşısmda ben her hangi fen tecrübesinde kolunu, bacağım, nihayet hayatını kaybeden bir adam için duyduğum hislerle mütehassıs olmaktan kendimi alamadrm. Haki katte bu tavşan da, insanlara hizmet için, hayatını ifna edilen bir fen fedaisi sayılmaz mı? DOĞAN NADİ Glorya Swanson hakikî kızile beraber manevî kızını da gizlice İsviçre'de bir mektebe gönderdi. Şu sırada ne zaman burada bir balo, bir suvare verilecek, bir davet yapılacak, velhasıl fevkalâdeden olarak bir hareket görülecek olursa şehrin emniyet işlerini idare eden meşhur polis hafiyesi Nick Harris, her eve hiç olmazsa adamlarından birini gönderiyor. Bunlar ailenin elmasları, gümüş takımlannı, kıymet tar antika esyası, vazoları gibi madrfî şeyleri tarassutla değil, manevî hazineleri yavruları ile kendilerini muhafaza altında bulunduruyorlar. P. N. iran viskonsolosu Iran hariciye memurlarmdan Ebu Turap Nebevi, İstanbul viskonsoloslu» ğuna tayin edilmiş ve şehrimize getmiştir. Feci bir kaza Ankara 2 2 İsmail ağa isminde 90 yaşında bir ihtiyar, Zafer fırmına ait ekmek tevzi arabasmm ürken hayvan tarafından sürüklendiğini görmüş ve arabacıyı kurtarmak için atın önüne geçerek durdurmak istemişse de hayvanı zaptedememis ve araba üzerinrfen geçmiştir. Derhal hastaneye kaldınlan zavallı ihtiyar bir müddet sonra yefat et miştir. Maurice Chevalier, talâk istiyor Paris 23 (A.A.) Mauruce Chevalier, zevcesi İvonne Valle ile boşanmak için mahkemeye istida vermistir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear