Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kânunuevvel 1932; 5ON TELGRAFLAB Bana kalırsa Gazi'nin Ankara'ya ayak bastıgı gün Türkiye'nin yüregi, Gazi'nin bulunduğu noktadadır. Onun ayak bastıgı gündenberi, bu yürck Ankara oldu. Memleketin büyiik şiryanlan oradan geçiyor ve ce> miyetin yüregi orada çarpıyor. Fransa kömür madenierî Veecnebi kömürleri Fransız Yüksek iktısat meclisi şîmdi bu mes'elenir tetkiki ile meşguldür uğrar, ve eğer hariçten gelen komfir Fransız deniz nakliye vasıtasile nakledilmisse bu ziyan gene 95 frank olur. (Hariçten Fransa'ya gelen kö mürüaı %3035 ini Fransız bayrağı altmdaki gemiler nakleder). Bu üç maddeden baska Fran«ız kömür fhracatının meydan vermiş olacağı diğer faaliyetlerin ziyam cabadır. M. Peyerimofra göre bu serait nazan dikkate alınarak buhrana rağmen Fransız kömür istihsalini mu ^ ayyen bir nisbet dahilinde muhafaza etmek lâzımgelirken buna fimdiye kadar güçlükle muvaffak olun mus bulunmakta ve eğer simdi çok esaslı tedbirler alınmazsa vaziyet artık büyük tehlikeler arzetmektedir. Fransa'da amele bizzarure azalrılmıstır, kömür istihsali tenzil edilmistir, buna rağmen Fransız kömü rünün sarfiyatı gene azalmakta ve stok miktarlan ise çoğaldıkça ço ğalmaktadır. Sebebi?.. Sebebi ecnebi kömürlerinin Fransız kö^pirüne rekabetidir. Bir kere bunlar y'erlerinde daha ucuza malediliyorlar."Sa • niyen ihraç fiatlan da bir nevi dumping üe aşağı tutuluyor. Bu ucuzluk ecnebi kömür ocaklarram alât ve edevat itibarile Fransa'dakilere niabetle daha asrî ve daha fennî oltnalarından ileri geliyor da denilemez. Fransa'da dahi bu tekemmülât vücude getirilmif tir. Fransa'daki müşkülât daha baska sebeplerden ileri geliyor. Meselâ Fransa'da madenlerd'e kullanıtan kereste İngiltere'ye niabetle ik^ üç defa pahahdır. Fransız ocaklarlnın r&kip ecnebi ocaklanna niabetle tabiaten daha müşkül serait altında bulunması da bunlara inzhnam ederek vaziyet her cthetle fenalassnaktan kurtulamıyor. Fransa'da ame lenin çaltsma verimi 1930 senesine nisbetle % 12 dereoesinde.arttınlmıs olmakla beraber bir amelenin gündelik ihracı 1932 senesinin îkinci üç aylığında 775 kiloyu geçme mekte idi. Halbuki bu miktar Al man'yanın Rbur havzasında 1620, Polonya'nm yukan Silezya'smda 1550 ve İngiltere'd'e 1106, ve Hollanda'da (1931 senesinin vasatisi olarak) 1308 di. , Almanya ile Belçika arasında bir hâdise Belçika'nin bir Alman papasını kovmasî Almanya'da heyecan uyandırdı Ramazan Bu gece, lâcivert bir kış havasî içinde, mahyaların altın benekIeri ürperecek. Sekizinci lâik ramazanın içindeyiz. Artık, göz> lerimize, parmağınm arasında sigarasını tüttüren oruçsuzlarla tesbih tanelerini yuvarhyan oruçlu bir görünüyor. Ahretin hesabıni dünyada sormağa kimin hakkt var?... Bence, susuzluktan çatlamış kuru dudakları gizli bir dua ile kıpırdıyarak tesbih çeken, gŞzltnri yeşil bir cennet ruyasmâ dalmıç ihtiyar kadar, sigarasimn dumanım rüzgârlara dağıtan geni te hürmete lâyıktır: Doğnı kaba< hatin yalan ibadetten hayırh olduğuna şüphe eder misiniz? Eskiden oruç, esnaf tezkeresi» yol vergi«i, nüfus kâğıdı gibi, po» luin, tahsHdann, belediye çavoşunun arayıp sorduğu bir çeydi. bunun için, oroç yemekte bir nevi memnu meyra lezzeti duyardık. Yasağm kalkışı, galiba oruçsuzlann değil, oruçlulann ade « • dirri arttırdı! Oruç... Niçin?... Eğer, on ort b^f saat aç durmaktan maksat, bütün bir yıl yorulan hazım cihazinı dinlendirmek, yahut, nefsi mahrumiyete katlandırarak terbiye etmekse, artık buna hacet yok. Umumî harbin cehennem » den geçen dünya yüzünde hangî insan kaldı ki, yıllardır midesinî dinlendirmemiç re nefsini mahrumiyetin her türlüsüne alışür < mamıs olsun! Eski bir yecize: Oruç bir çol * dür ki, vahası iftar sofrasıdnr, dîyor. Ah, ne olurdu bu çSlün cennette serabı olmasaydı! İran'ın Malî vaziyeti FranM.'nm komür ibtiyaçlan normal senelerde normal miktar olarak 5060 milyon ton arasuıdadır. Bu ihtiyacın %6070 miktarmı Fransız Millî mücahede baslangıcmda maden ocaklan temin etmekte iken son buhran senelerinde bir taraftan her an, kan hiicumu, tıkanma, Utiblâkin azalması, diğer taraftan O zaman vaziyet, Hitler fukasmtn ha durma korkulan içinde mitralyoz Berîm 28 (A.A.) Havas ajansınecnebi kömürlerinin rekabet edecek reketine bağlı olacaktnr ve HUler'ciler gibi çarpan bu yürek, ancak kurdan: Eapen'de Saiat Nicola* kflisesl erfiat çartlanna malik olmalan Fran' kânredan ve Alman rahiplerinden Gil hükumet aleyhmde rey verdikleri taktarıct bir elin ruhumuzdaki da sız kömürcülüğünün ciddî bir tetkidirde hükumet hemen bir fesih kararnalis'in Belçika'dan çıkanlması Almanya'ki ile binnetice tamamen eskui gibi marlara zerkettiği enerjile o kormesi tanzim edecek ve Hindenburg da da buyâk bir mfial tevltt etmiştîr. olmasa bile ecnebi kötnürlerine karsı kunç sarsıntılara dayandı, o meş8 ay içinde üçiincG defa olarak bu kab3 Almanya'da ba tedbir, Belçika taravelevki nisbî olarak eski vaziyetinin hur «Hatta adam» m göğsündeki bir kararname imzalamı* olacaktor. fından îrtikâp edîhnts vahîm bir hata muhafazasi, alakadarlan arasında, yürekten umulmıyacak bir diriaddedilmektedir. Q zaman hükumetin yeniden intihagünün en mühim mes'elelermden biRabîp GîTKs'in kovulması Belçika'nın bat yapmıyacağı, tamamen diktatörlök likle ölume karşı koyabildi. rini teskil etmektedir. Fransız YükEypen ve Malmedy'ye oradakilere mîlluullerine mUraeaat edip etmiyeceği n»sek iktısat meclisi bu sene bu raes'eGazi'nin Ankara'ya ayak ba»liyetlerini unutturmak sryasetmi tesmil lum değildir. Fakat »urası muhakkaktır lenin inceden inceye ve ehemmiyettığı günü bütün vilâyetler kutlututvvmnda oldugumı göstermektedir. ki M. Fon Şlâyher, Hitler'cUerm mü le tetkikini ele almış bulunuyor. lamahydılar. Çünkü o yüreğin bü Deutsehe AUgermine Zeitung, Alman samahasmı temine calışaeaksa da bu Harp sonu hayafanda bir çok ya hukumetimn bu mes'ele Qe bilhaMa ethett temin edecdgi meskuktür. tün sıkıntılanm ve ferahlama sedevletler Yüksek iktısat meclisleri Bazı hükumet guetderi/Bismark messrui olacağmı israp etmektedir. vincini memleketin her uzvu duy , teskil ettiler. Harp sonu hayatında Brüksel 28 ( A A ) Eupen'de Saint renmtne avdet samanınm hulul etmis devletin daha ziyade iktısadî bir du. On üç yıl evvele ait bir hatıolduğu kanaatindedir. Bu rejimde raes'Nico'a man&ıtmnda bulunan rabip Gflvücut farzedilmesi zihniyeti yol alrayi da bütün memleket beraber ul olan yalna Basvekildir, diğer na lis'in Belçika haridne çtkanknan rtm'eraıştı. Ancak bu meclislere siyasî bir tebcil ederek anmahydı. Fakat zırlar onon iera memurlan mesabesinIesî hakkmda Mİfthiyettar mehafU mumahiyet verilemiyerek müzakereleri dedir. maiieybin rahip sıfatmm kendisme tahve kararlan daha ziyade istişarî bir yürek, yalnız kan dolaşmasınm Şurau da kayde sayandır ki, Bas vaziyette kalmaktan kurtulamadı. mil eylemts olduğu vazifeyi ihmal ededeğil, bütün duygulanmızm da Bnmmla beraber Yüksek iktısat rek Belçika aleyhindeki icraatma devan* vekfl yeni ibdas edihnts olan ild encü • manevî merkezi olduğu için, An* raeclislerinm her subede mütehassıs etmîs olduğunu ve bunun üzerine hS • nwoe bizzat riyaset etmektedir. Bu enkara merasimine Ker vilâyeti işzatlardan tesekkül etmesi neticesi cümenler sunlardr: kumetin kendismi hudut harieme çıkarolarak kararlan her tarafta mühim tirak etmif sayabiliriz re orada mak mecburiyetmde kalnuş bulunduğunu lsıizliğe karsı mücadele ve dahilî Uve müeaair obnaktan da kâli değilbeyen etmektedîr. tismar encümenleri. binlerce, on binlerce değil, on dir. Yeni bir Alman kruvazörü Fon Şlâyher ve Bismark dort milyon Türk'ün hazır bulunFransrz maden kömürleri ietihsaBerlin 28 (A.A.) Yeni Abnan Berlin 28 (A.A.) Hava» ajansı duğunu farzedebiliriz. Nitekim, lfttı için Fransız kömür madenleri zuhlı kruvazörü Deutschland, önümüzmuhabirinden: Basvekilintabir«iyasetimillî mücahede esnawnda da Anmerkez kpmitesi reisi Mr. de Peyedeki ükbaharda servise girecek ve eski ni terkederek parlâmento ı n u eder «tVara'nın nüfutu on dort milyon ^ rimhoff'un Yüksek iktısat meclisine meı enonla möcadeleye girismege karar Eniden kruvazörü kadro barici edfleverdiği rapor bizim için de istifade »ayılabilirdi. eektir. vermis olduğu »öylenmektedir. ile gSrüIebiIecek bir takım müsa • Yenî kruvazörunsuvarisi bahriye koRayiştag kudeması, 4 kânunutani • Hepimiz, mühim anlarda, orâhedeleri ihtiva etmekte olduğundaa de an'anevî Nod ve yübası yortularmdan lagalarmdan Fon Fished olacaktnr. dayız. 4 onlarm en mühim kısımlarmdan huMumaileyh harp esnasmda U65 tahsonra parlâmentonun onümuzdeki içtil Iâsatan bahsetmiş olacağız. PEYAMt SAFA telbahrinm kumandanı idi. Bu tah • ma tarihini tesbit edeceklerdir... M. Peyerimhoff'a .gore Fransız telbabir bizzat tayfasl tarafmdan harp Ük celse açtur açdmaz komünistler komür madenlerinde çalışmak üzenihayetmde Pola Smanmda batmlmısve sosyalistler tarafmdan hükumet aleyre dahna matlup evsafı haiz yerli br. hinde takrirler levdi olunacalrtır. tstanbul 28 (A.A.) Maarif Ve' amele bulmak müskül olduğundan I kîli Refit Galip Beyefendinin nutuk bunlann noksanı yabancı amele ile larmm su cümlesindeki: telâfi olunmaktadn*. Ancak son buh«Ruhlan srrtlftnlaşarak bütön ran senelerinde is azalması neticesi olarak her tarafta yabancı amele mesnlekeri eşilecek mezajrlık haKne sokmak yolurm tutmuf b|f hanedan* nin işten çıkarTİmaaı mes'elesini maden ocaklanna aynen tatbik etmek< dan, akrep gibi asd zebŞnni kuynr* ten ciddiyetle hazer etmek lâzun • ğuna, yani en son miHetine vermif drr. Gerçi buhran sebebile ktihlâk bir »ahanattan tlh/ ve binaenaleyh kömür îhracı azalmış <MthB»»eîr» yanl şl>kfaolmak neticesinde amele yerliden îstifa *•• ieeyyüt etmcdi % 1 0 ve yabancıdan % 2 0 nisbetinde «milletf» yazıldığmdan ta&hih ollazalblmıssa da yerli dururken ya Sofya 28 (A.A.) Bafvekfl M. Mu nur. Parîs 28 (A.A.) Iran sefaretbancrya is vermiyelUn diye bu mikjanof, kabinenm ttttfasmı krala ver hanesi, Iran Şahmın mali müzayeka tan alabildiğine ileri götürmek çok mislir. dolayısile Şahkğa ait ild kıymetli tehlikeli bir iştir. Çünkü ı İstîfp kabul edtbnistir. Kral istisare mücevheri Londra veya Paris^e salerine başlamış, Subranya rwsî M. M&1» Fraasa'nm çıkarabileceği Zonguldak 28 (A.A.) Hukâmet tılığa çıkaracağına dair olan haberi ltnTu kabul etmif tir. kömür miktarile Fransa'nm kömür tekzîp etmektedir. erkftm, C. H. Fırkası ve Halkevi idare ihtiyacını kâmilen telâfi etmek ve Sofya 28 (A.A.) Başvekıl M. CUMHURtYET Yukanda heyetlerinin istırakile yapılan bir ictimahatta %6070 nisbetini ehemmiyetmevzuu bahsedilen haberi bizde. Muşanoff k&bînenîn istifasmı Krala da yeni Halkevi binasmın insası için kali surette geçmek ihtimali yoktur. vermifttr. Kral Utifayı kabul ederek bundan bir kaç gün evcel Londra'da rarlar vermislerdir. ' • ^ * 2: Yerli maden kömürlerînin yeni hükumetin tefekküföne kadar munteşir Deyli Herald gazetesin " Halkevi binası hukumet koâağı dvaf bu nUbet dabiljnde dahi olsa işle den nak en yazmtş, maamatih ba muvakkaten islere bakmalarun eski rinda saat kulesinin bulondugu parkta tneleri Fransız iktısadî nayatı için nan maksadt mahsasla uydurulmuş nazırlardan istemîşrir. Kral Utişareyapıiacakhr. Binann infası munakasaya büyük bir kuvvettir. Bu kuvveti dübir haber olduğu hakkındaki mü Ierine başlatnış, Sobranya reUi M. sürmek ecnebi kömürlerme meydakonmustur, taleamızı da ayrıca bildirmiştik. T" '' of u çağnrmıştır. m açık tutmak demek olur. Bu millî Deyli Herald Mınr üe Türkiye bir tehlikedn*. arastnda ihtüâf çıkarmak için fes Filhakika millî ocaklardan çıkames'elesine musanna şeklint veren cak kömür için daha ziyade is meo ilk haberin intişar ettiği geaetedir. 4&m* 28 (A.A.) Gandi, udnd buriyeti vardır. Yahi bu suretle fazAnkara 28 (Telefonla)Matran maliyesinin bozukluğa ha kânunun binnden ıtıbaren tekrar onıca la vatandaş is bulur ve hayatım kaliye Vekâletinin tetkikatına gore berinin teeyyüt etmemesini fes met'' ve açlık grevine başlamak niyetindedir. zanır. Hariç ten gelecek kömürde elesi haberinde âmil olan anlaştl • geçen hcaârandan leşrinitani mçahşma miktarı ise birmisbe çok azBombay. 28 (A.A.) Bengale'nm maz gizli mak$atlara yeni bir delil hayşğine kadar citı ayltk vergi dır. Yüz bin ton kömür çıkarmak bir çok yerlerinde örfî idare üan edfl diye kabul edebiliriz. '* için 135,000 amele yevmiyesfaıe tahsnftt fayanı memnuniyettir. miştir. Halkm guneşbı batması fle dog(her ameleye yanm yevmiye hesaBu, cdtıa^Lhjahminlerden fazla ması arasmda:apkağa çıkması menedübile) ihtiyaç vardır. Halbuki ayni znhttr ettntfİB* mistir. miktarda hazır (harrçten gelme) kömürün manütasiyonu için yalnız Usak 28 (A.A.) Usak muallimlerl 1600 amele yevmiyesi kâfidir. Ha yılbaşı tatüinden istifade ederek Vuâ Ankara 28 (Telefonla) tktısat enriçten gelecek bir ton maden kömüyet dahilinde bir tetkik seyahatine çık • cumeni bugün. ncbutt Vekfli C*lâl Berü bir ton yerli maden kömürü amıslardır. MuaUimler Kütahya, Gediz, yin huzurfle toplanarak ölçüler kana leyhine su neticeleri tevlit eder: Nüthası 5 Kuruştur Simav ve diğer yerleri gezeceklerdir. Se nanan 1934 fenesine i^dar tehiri hak1 : Bunu Fransa'da ihraç edecek yahat bir hafta kadar sürecektir. kındald lâyOıayı nıiİTnnşrf etmiştir.*, Hariç olan Fransız amelesi hif gün ve üç ishı çeyrek isisz kalmıs olur,'*^B 50 frank gündelik kaybeder. '•> Ordu 28 (A.A.) Ordu'ya 16 kiAnkara 28 (Telefonla) Erzorum Senelik 1400 Kr. 2700 Kr.. lometre mesafeden getirümekte olan içMektopçuso vekâlet emrine ahnmışbr. 2 : Fransız devletî 15 ile 20 frank 1450 Alb^lık 4750 arasında vergi kaybetmis olur. me suyu için yapümakta olan mşaat Emniyet i^leri mufettifligÛM sabdc To • 800 '. Üçaftc 400 3 : Fransız ticaret muvazenesi bu bitmif, suyun şehre dağıtüma tecrübe rol kaymakamı Ismail Hakkı Bey tayin Yoktur : Bir ayî* . 150 yüzden 115 frank nisbetinde zryana lerine başlanmıştır. edibnistir. Ajansın bir tashihi Bulgarîstan'da Kabine buhranı YUSUF ZIYA Amerika'da milyoner gittikçe azalıyor Londra 2 6 tkbsadî buhran «a fazla Amerikan milyoperîerine dokunnmf* tur. Bugün Amerika'da 1,000,000 dolar geliri olan 75 Amerikaiı kalmubr. 192f senesmde ba rakam 513 tn. tradı 1,000,000 tngOnı Gran olan bahtiyarlarnı adedi ise ancak 4 tfir. Bunlardan birinin Ford, ildsmin Rokfeüer fle oghı oldufu zannedflmektedir. tkhsadî buhran yuzunden servetlerini kaybeden eski mflyonerlerden bir kısmı bahçrranlık, bir kumı da tavukçuluk ve sütcüKik yapmaktadırlar. Deyli Herald'ın htıberi Muşanof kabinesi dün Zonruldak'ta bir halkevi binssı yapıfacak A ! aylık vergi tahsilâtı taHminlerdsn fazladır . Bendi tekrar açlık grevi japmaya başladı Uşak muallimlerimh yılbaşı tatilleri ölçüftr kanunu Cumhuriyet Ordu içme suyuna kavuştu Dahiliye Yekâletr tayinleri şeraitî • Bühassa Fransız maden kömürcü* lüğü san'aü malî ve içtjmaî büyük yüklere tahaınmül etmek mecburiyetinde buhmmaktadır. Fransa'da devlet köjnür üzerinden aldığı vergi miktarmı belki dört mislinden yukarıya çtkarntif tır. Devletin skndi atdığı vergi ton basına 10,30 frankhr. Bu m3ttar Almanya'nın Rhur madenlerinin tâbi olduğu vergiyi üçte birden fazla mütecavizdir, ve Ingiliz madenle Paris 28 (A.A.) 12 ind nravakkat J rinia (maden sahiplerine vtrilen bfitçenin reye vaz*ı flzeri e hukâmet 20Q hisse de dahil olduğu halde) ode düderî paradan üç kere daha ziyadedir. Halbuki tngiliz madenleri Belçika ocaklarından daha fazla rüsusn ve hUse verirler. Belçika maotuuıu denleri 1930 da madenin aslına ait bizleri teselli eden ve cenazesinde hazır her türlü tediyattan muaf kılınmışbulunan abibba ve eviddaya gazeteniz]^ lardır. ^ teşekfeöratmHzm iblağmı rica ederiz. İçtnnaî mükeUefiyetlere gelince OguDan: Saffet ve Fazıl Zekt amele teavünsandığı ve içtünaî sigorta gibi tediyat Fransa'da diğer ' sabma doğrudan ve bilvasıta veri ) memleketlere nisbetle daha fazla len para miktan kömürün maliyet olup bunlar da kömürün maliyet ^fiatnun % 60 70 mi teskil ediyor. fiatım artbrmaktadır. 45 frank rad' 19İ9 vaziyetine nisbetle Fransız delerinde safi bir amele ücretine kömürleri istihsal seraiiile diğer mecburî tekaüdiye. ve saire^olarak memleketlerin şeraiti arasında dai1 5 1 6 frank daha S&ve bir atnele p a artarak husule gelen büyük ücreti zammetmek lâzımgeliyoar» "fark, Fransız iktısadî rejimlerinin Fransa'da maden istihsalrade verim ve dahilî fiatlarmn. diğer komşu miktarı % 12 arttnrılmış ve amele metnleketlerle olan münasebetini ücretleri °/o 14^ inairilmiş ^olmakla beraber 1930 danberi köraürlerde "hayliden hayliye tefavüte uğrata ton basına doğrudan doğrtry* JBfya rak bozmuştur. tngiliz lirasmın su • bilvasıta verilen muvellefiyefrerin kutundan sonraki vaziyet ise bütün bütün dikkate fayandır. mecmuu, İngiltere'n ira yoldaki tediyatuu % 35 ve »ya'nınki (M. Peyerinhoffun rapom neticeleleri ise % 75 tecavüz ri nin mabadini yann nakil ve ikmal ettedir. Bu hesapça Fransa' deceğiz.) he Fransız kabinesi itimat kazadı Teşekkör CUMHURİYET'in tefrikan: 31 Tipi Dindi! Yazan: MAHMUT YESARt tçlerinden, zayıf, uzun boym, bafif kır saçh biri, elleri arkasında, karsnnda durdu: Baska yok mu? Bu kadar mı? Suçlu imişhn gibi, dilim dolastı: Bu kadar!... Baska yok!... Kafası ostura ile bras edümiş, pos bıyıklı, yağız esmer, biri sordu: El yazısı «Delâili Hayrat», «Keliml Kadim» var mı? Galiba olacak! Esyalara bakıslannda, dokunuşlarmda, muayene edişlerinde, tahkire, »• libfafa benziyenraüstağnibir hal var. Bira» evvel, alâka fle «el yazı» lan soran, dudak bükerek mınldandı: Bir görefim. öbfirieri inraz Görürüz, Bir kere su eşyalan hatledelim de... Hep birden, aşağıya misafir odasîna indik. Zayıf, uzun boylu, hafif kîr saçlısî, aynantn sağmdaki kanepeye oturdu, ayak ayak üstüne atn: Ne istiyorsunuz? «Ne istiyelim?» Bunu, kaç gece, Muzehher'Ie karsı karşıya düşünmüştük!. Ne istemeli? Ne istenir? Ne eder?. Bir fikrbniz, küçük bir tecrübemiz bfle yok! Babam, sağlığmda, parça parça satarken Müzehher, görmüs, fakat bundan müsbet bir fflrfr çıkramıyor, kafî bir neticeye varamıyor ki... Ük ürkekliğim, nksinmem, yavaş yavas geçiyor. Ahşıyor ve açıhyorum: Siz, ne veriyorsunuz ? Kafası ustura fle braş edilmiş pos bıyıklı yağız etmerin yüzü, büsbütün karardı: Malı satan, sizsiniz! Malınîza ne fiat utiyorsunuz? Siz, bir fiat söyleyin, bâ de ona gore pazarhğa giriselim. «Ne istemeli?» ^Bir sey söyliyemiyorum: Gördünüz. Ne eder? Siz, söyleyin. Birbirlerine bakıyorlar; yüzlerinin tek çizgisi oynamadığı halde, ben, onla • nn kaslarmm, gözlerinm, dudaklannm oynadığına ve ağızlarmı açmadan konustuklanna eminim. İkifer, uçer, gruplara aynldılar. Ceplerinden çıkardıklan sigara paketlerinin arkasına, gözleri tavanda, bir çok rakamlar attdar. Tekrar ayağa kalktılar: Bir daha görelim! Ve gene ayaklannı sihneden merdivenleri çıktılar; gözlerinin gördüklerinden başka şeyler görmek, başka şeyler bulmak ve aramak bter gibi, etraflarma bakma bakına odalan tekrar dolasmağa basladılar. Girdikleri odada, esyalara tekrar baktdar; gözlerüe, kaşlarüe, çenelerfle isaret ettiler: Bunlar nn? Sonra, koku ahnak ister gibi gögdeleri fleride ye örkütmemek te ister gibi, ağır, ihtiyath adnrdarla esyalara yaklastılar; iğildiler, kalktılar, ellerfle dokundular, ağızlarile hohladüar, parmaklarile fiskeler vurdular, tırnaklannm ucile kazıdılar ve hiç bir şey söylemedfler; aralannda gizli gizli hsıldaşarak baska odaya girdiler. Bodur, faknaz bir genç sordu: Baska yok mu? Bu kadar mı? Tekrar suçlu suçlu kekeledim: Bu kadar!... Başka yok!... Tekrar, hep birden, aşağıya, misafir odasîna indik. v . Sigara paketleri tekrar ceplerden çıktı; bir kaç rakam siluıdi, bir kaç rakam ilâve edildi. Kapuun yanmda duran Od ceketsizden biri: Biz, kaçalım, dolaşacağımız yerler var! Dedi, arkadasmı da ahp çıkfa. Zayıf, uzun boylu, hafif kır saçlı adam, tekrar aynanın sağmdaki kanepeye oturmus, ayak ayak üstüne at • miftı. Arkasına hesap yaptığı paketten bir sigara çıkardı, yaktı, dudak* lannın ucuna kadar gö flrten sonra yere attı: ;.Pek öyle, heves edil esya^ok!... Hepsi kullanı hantal şeyler!... Gene, ayna tutulmuş gibi, gö lerimin içinde, süthala Ayse HSnımı görüyorum; karşunda, elpençe djivan durmos, dudaklannda acır gibi, uİanır gibi b% gülümseyifle bana bakıyor: Beyefendi evlâdnn, bunlar es • nafhrlar, danltmağa gelmez! Eh, Allah muhtaç etmesin, dünyanın bin türlü hali var. Deve bir akçeye, deve bin akçeye, demişler... Günün birinde basınız dara geliverir de satmak isterseniz, ağız birliği ederler, mallannızı yok pahasına kapatıverirler! Zayıf, uzun boylu, hafif kır saçh adam, devam etti: Hani alırsak, bir ild parcanın hatın için... Yağız esmer de söze kanştı: ' Rahmetli beybabaya, çok hür r metimiz vardır. Siz, onun yadigânsmız. Sizi de bir birader gibi severiz. Uzun pazariık etmiyelim. Biz gaddar değiliz, hepuniz roüslümanız, elhamdüullâh... Gördüğümüz esyalarm topuna, otuz lira verehm. Beynhzun tam raerkezine kızgm bir iğne bahnldı... Satmağa karar verdiğim eşyalar ğözüraün önfine geldi. YaV ruz yukan sofadaki büyük ceviz ma ' ile yemek odasmdaki büfe, flnsi, ot .dan fazla ederdL Zayıf, uzun boyhı, hafif kır saçh dam, ayağa kalkb: Azizim, sen, bizde, pazarhğa mecal bırakmadın! 3 Çok mu verdhn? Bey, yabanc değildir. Onu, korumak, gözetmek zim vicdanımıza borçtur. Bana döndü: Oldu mu, beyefendi? Sanki elhn kolum, ince teüerle sılâ sıla bağlanmıstı, kımıldandıkça sızdar duyuyordum: (Mabadi o*r)