Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
e Cumhuriyet ;i5 Kânunuevvel Meşhıır Casusla Yazant BERNDORFF Türkçty* çeviren: ABİDlN DAVER Y Şehir ve memleket haberleri U&F J 32 Ankara tayyare Postaları başlıyor Hattı bir kaç ay hükumet işletecek İstanbul Ankara arasmda isle mek üzere Amerika'dan getirtilmiş olan iki tayyare kurulmuşhır. Te ferrüat kabilind«n aksamm ilâvesinden sonra bir haftaya kadar iki tavyarenin de uçuş tecrübeleri yapılacaktır. Alâkadarlann verdiği malumata göre yeni sene başından itibaren istanbul ile Ankara arasmda tayya re seferlerine baslanacaktır. Tayyareciliğe müteallik isler üzerinde mütehassıs sıfatile hükumetimizin hizmetinde bulunmakta o lan Amerika'lı Mister Hals Ankara'da iki şehir arasmda hava nakliyatına ait teskilâtı hazırlamakla messruldür. Diğer taraftan aldıârımız mevsuk bir habere göre Vekiller Heyetinde bugünlerde, biri hava ticaretine, diğeri de memleket dahilinde tayyaTf seferlerine ait olmak üzere iki lâyiha müzakere edilmektedir. Fa kat Istanbul Ankara ve diğer se hirler arasında tayyare postalanna dair hükumetçe tasdik edilmis olan mukavele mucibince bu lâyîhaların Medis tarafından kabulünden evvel tayyare postalan faaliyete baslamış olacaktı r. tstanbul ile Ankara arasındaki hava postaları bir kaç ay tecrübe mıhiyetinde olmak üzere hükumet tarafından isletilecektir. Bunun için Ankara'daki alâkadar makamlarca bir teskilât projesi hazırlanmaktadır Hükumetin idare edeceği bu bir kaç aylık tecrübe seferlerinden sonra hattın isletilmesi bu isin talibi olan Amerikan sirketine devredilecektir. Şirket o zaman İstanbul ile Ankara arasmda yapılacak sefer lerden maada Adana'ya, Diyarbe * kir'e ve diğer sehirlere ait hatlan da faaliyete getirecek, vaziyetin ica bma göre Surîye ve Mısır'a da tay yare isletilecektir. Yesilköy'de hazırlanan tayyare • ler altı yolcu tasıyacak ve Ankara'ya kadar yolcu basma kırk lira ücret almacaktır Tayyare ile yolculuk edenlere mecburî sîgorta u«U' lünün vaz'ı düşünülmektedh*. 1^2500 tacir Her gün 60 ı muhakeme edilip karar veriliyor Adliyedeki ticaret sicili dairesine kaydedilmiyen ve yahut muamele lerini kanunun tayin ettiği 15 gün zarfmda bitirmiyen 2000 tacir mahkemeye verilmişlerdir. Ticaret Odası da Odaya kayde dilmeyen 500 teciri mahkemeye göndermiştir. Birinci ticaret mahkemesi bunlar için hususî günler tayin et tniştir. Her gün 60 kadar tacir mu hakeme edilmekte ve mes'uliyeti görülenler hakkında 5 liradan 250 liraya kadar para cezasına nükmedilmektedir. Ingiltere Rusya Kanada'nın merkezi Ottava'da toplanan tngiliz tmparatorluğu konferansında verilen bir karar mucîbbıce Ingiltere hükumeti Sovyet hükumeti ile mevcut ticaret mukavelesini fesheylediğindenberi bu iki devlet arasındaki münasebat ghtikç* gerginleşiyor. Bir çok siyasî sebepler dahi gerginlikte mühnn bire» âmil teşkil ediyor. Mukavelenin fe»hedilmesinden dolayı Sovyet hükumeti tabiî münfafl olmustur. Çünka bu mukavele sayesinde beş senede sovyet devleti hazmesine bizîm para ile bir milyar yüz milyon tngfli» lirası girmiş idi. Rusya'nm umum ihracatmm yüzde altmışı tngiltere' de sarfolunuyordu. Sovyet idaresinin birdenbire efa mühim bir piyasadan ve en zengin döviz membamdan mahrum edfltnesinden dolayı bu iste «iya»î tesirler bulunduğuna hükmetmektedir. Hakikaten bugün lngiltere'nin mukadderah Bolşeviklerin biaman düş manı muhafazakârlarm elinde bu lımduğundan bunlar tngiltere dev letinin Rus siyasetinde mühim te * sirler yapıyorlar. Muhafazakârlar ticaret mukavelesmin feshedilmesi ile iktif a etmek istemiyorlar ve Rusya ile mevcut siyasî mfinasebatm da kesilmesine çalısıyorlar. Bunun için bir vesile dahi bulunmuşrur. Sovyet hukumetmin naşiri efkân izvestiya gazetesinde ahiren eıkan bir fıkra matlup vesileyi vermiştir. Burada tngiltere Hariciye Nezare tinin Sovyet hükumeti ile Uçüncfi enternasyonal • yani cîhan inkıiâU gayesmi güden komfinist beynelmi • lel merkezi arasmda birlik bulunduğunu isbat edecek sahte vesikalann tedarik edilmesi için Rnsya'daki adalanna talimat verildiği ya zılmıştır. tngiltere htikumeti bu fıkra hak* kında Sovyet htikumetmden izahat ve itizar istemistir. Fakat Sovyet hükumeti böyle bir tarziyede buîun • * mağa lüzum görmemiştir. Bundan dolayı tngiliz parlâmentosunda Sov yet'lere karşı şiddetli hücumlar yapılıyor ve hükumetten Hindistan'da ve Ingiltere kendisine üçüncü enter • nasyonalin guya tertip ettiği ihtilâl ve isyan ve terki işgal propaarandasımn durdurulman için ne gibi te * dabir aimdığı soruluyor. Cenubi tran ı»*troll«rnti îmleten ve arkasında tnsiiltere Jb»zin#s,i, bulunan tngili* çirk«ti muk«vele»i nin Tahran hükumeti tarafından feshedilmesi tnünasebetile Sovyet matbuatinda neşrolunan mütalealar aynca Îngiliz'leri kızdırmıstır Ahi1* ren Sovyet hükumeti, yeni bir ticaret mukavelesini müzakereye hazır olduğunu bildirmiş ise de İnsriliz'lerin asabiyeti bu müracaat ile zail olmamış bilâkis bir kat daha art mıştır. Şurası da şayani dfkkattir ki tngiltere hükumetinm Lozan'da ve Cenevre'de Almanya devletîni son derecede iltizam eylemesinde ve ni1* hayet emniyet ve müdafaada bti devlete müsavat hakkım esas itiba* rile temîn etmesinde en mühim saik, Almanya'yı Rusya'dan ayırmaK ve Sovyet devletini tecrit etmek vm yalnız bırakmak düşüncesidir. tn Kİliz'erin bu manevrasına karşı SOT* yet'er dahi ademi tecavüz misakla* nna ehemmiyet veriyorlar. Bundan sonra cihan siyaseti en ziyade tngiliz Rus zıttiyet ve münaferetüım tesiri altmda bulunacaktır. Edirnekapı tramvayları S M a h k e m e d e ! Aldığımız müteaddit mektuplara göre Edirnekapı hattında aksamlan 7,30 dan sonra tramvaylar tek vagon olarak işlemektedir. Bu tarz seyrüsefer kış tarifesinirr tatbîkini müteakıp baslamışbr. Halbuki bu saatler, arabalann çok dolu ve halkın mütekâsif olduğu zamanlara tesadüf ettiği için tramvaylarda izdiham olmakta ve bir çok halk durak yerlerinde trmvay beklemektedir. Fatih ve Edirnekaoı halkı tram vayların gene eskisi gibi çift araba olarak işletilmesini temenni etmektedhIer. Morfin ve kokain ile hayatını yıprandıran güzel ve esrarlı kadın... Akşma olup ta, binanın üçifaıcü katmda elektrik lambalan yandı mı, esrarengiz mahluk, raeydana çıkı yor, kalın halılarla örtülü loş koridorlardan bir hayalet gibi süzülerek geçiyor, çahşma odasına girerek, bir tek kelime söylemeden masası nin başına oturuyordu. Yerine ourduğu zaman güzel gözleri acayip bir ışıkla parlar, yüzüne renk gelir, yanaklan kızarır, ateş gibi yanardı. Morfin ile kokain, geceleri, hayrete şayan bir zekâ şid deti, etnsalsiz bir vuzuh ve nüfuz île hatta, istikbalden ve gaipten tıa~ ber veren bir peygamber görüşile çalışan bu harikalı mahluk üzerinde de tahripkâr tesirlerini göster mekten geri kahnamışlardı. O, şimdi yalnız ruhile, yalnız hislerile yaşıyan bir kadındı. Artık hemen hemen hiç bir şey yemez ol muştu. Onu, diğer insanlar gibi aldığı gıdalar değil, ruhu, zekâsı, asabı yaşahyordu. Bütün yediği, bh kaç dilim havyarh ekmekten ibaretti. Bir lokma bu ekmekten yer, üzerine büyük beyzî barakalarla bol bol Burgonya şarabı içerdi. Şarapla havyarlı ektnek, onun her günkü fidası idi. Genç kızm mhnatile, kendisin den çok alâkadar olan Matthesius ona, bazı kere, adeta zorla bir kaç alâkok yumurta yedirirdi. Fakat adamcağız, bütün ihtimamına rağ men, henüz ay gibi güzel olan genç kadının yavaş fakat muhakkak bir surette harap ve tebah olduğunu görerek teessür ve endişe içinde kalı yordu. Anne Marie Lesser, işte böyle morfin ve kokainin yüzüne ve dımağına verdiği cilâ ve parlaklık içinde fevkalbeşer bir mahluk gibi, geceleri, Berlin'e gelen mühim casuslan kabul eder, onlann getrrdiği haberleri toplar, mukayese eder, hesap eder, haritaların üstüne geçi rir, sonra bir sürü karmakanşık ve doğru yanlış haberden, istihbarat teskilâtını da, büyük erkânı harbiyeyi de tenvire yaxw«n vazih ve berrak hulâsaları çıkanrdı. Genç kadın, mes'uliyeti çok büyük olan bu yonıcu ve ağır işten usanmak bilmezdi. Anne Marie Lesser, bu münzevi mesai hayatı içinde de, beden terbiyesi idmanlarmdan ve nişan ta limlerinden vaz geçmiyordu. Çünkü bir gün icap eder de gene bilfiil casusluk yapmak lâzım gelirse gene bu iki meziyete muhtaç olacağını biliyordu. 1918 senesi baharı yaklaşırken, cihan harbinin teşkil ettiği muaz zara satranç tahtası uzerinde, taşlar, son oyun için, karşilıklı yerli yerfne konultnuştu. Nihayet 21 mart 1918 sabahı, Somme'de Alman ordusu, garpta, tngiliz ve Fransız cephelerinin bir leştiği nazik noktaya bütün kuvve tile yüklendi. Düşman cephesi tamamen yarılmadise de adam akıllı patladı. Beşinci tngiliz ordusu adeta yok oldu. Arkasından kısa fasılalarla cephenin muhtelif kısımlannda iki büyük taarruz daha yaptı. Şimdi ne olacaktı? Ne olacağını tahmin ede bilmek için, henüz kat'î bir darbe yetnemiş olan Fransız ordusunun ne yapacağmı bilmek lâzundı. Muadeleyi halle yarıyaeak meçhulier arasmda, Fransız kıtaatmın maneviyatı ne halde olduğunu bilmek te ihmal edilmiyecek bir keyfiyetti. Acaba, Fransız başkumandanhği Fransız'lardan ziyade îngiliz'leri ezen bü yük Alman taarruzuna karşı ne yapacak, bu ilk darbelere ve onları takip edecek olan yeni taarruzlara, nerede, nasıl ve ne kadar kuvvetle raukabele edecekti? Fransız'ların elinde ne kadar ihtiyat kuvveti vardı? Müttefikin başkumandanı olan Mareşal Foş Alman taarruzvnu durdurmak ve Alman ordnsunu mukabil bir taarruzla geri sürmek için manivelâyı nereye sokacaktı? Bilhassa bu son suale cevap verebilmek, Fransız'ların Alman'lara nerede mukabele edeceklerini öğren mek gayet göç bir işti. Alman ordusunun düşman cephesini parçaladığı ve tehdit ettiği yerlerde düş man cephesini parçaladığı ve tehdit ettiği yerlerde düşman kıt'alan o kadar geri atılmış veyahut geri çekilmif idi ki ştmdi, yalnız ileri karakol hatlan arasında firarî ve devamaız bir temas vardı. Düşmanın ileri karakol natlannın gayet kuvvetii tu~ tulduğu görülüyor ve bu hatlarm arkasındaki düşman kısmı küllilerinin nerede olduklannı anlamak mümkün olamıyordu. îleri karakol hatlarınm teşkil ettiği kesif perdeyi yırtmadıkça bunlann arkasında o* lup biteni bilmek kabil değildi. Bu kalın perdeyi bütün cephe boyunca yırtmak uzun vakit ve mühim kuv vet sarfını icap ettirecekti. Alman'larda ise, ne kaybedecek vakit, ne de israf edeck fazla kuvvet vardı. Amerikan ordusu harıl harıl garp cephesine taşmıyordu. Alman Başkumandanliğı, düsmanın maksatlannı anlamak hususunda kararsızlık ve tereddüt içinde idi. Hasmm tedbirleri ve hazırlıklan karşısmda, karargâhı umuminin içinde bulun duğu karanlık ve bilgisizlik, düsmanın. muayyen bir noktaya yapmasi muhtemel olan büyük bir taarruzuna muvaffakiyetle mukabele edebilmek için, kıtaata yeni tecemmüat yap * tırmanın vakte muhtaç olması hasebile, bh kat daha korkulu ve teh likeli oluyordu. Gerçi, 1917 senesinde Anne Marie Lesser'in himmetile Fransa'da yeni den teşkil edilmiş olan istihba rat teşkilâtı boş durmuyordu ama alabildiği malumat cephenin yalnız bazı mmtakalarına aitti ve bu mahdut haberlerle umunî vaziyeti tayin etmek mümkün değildi. Endişe içinde bulunan Ludendorf'u tenvir et mek için esaslı haberler almak ve bunun içîn de Fransa'ya «ene yüksek bir casus gondermek lâzımdı. Bu işi, Alman istihbarat teşkil&tmda en iyi yapabilecek casus, muhakkak, Anne Marie Lesser'di. Anne Marie Lesser, son büyük darbeyi indirmek için hazırlanmağa başladı. Hazırlık on gün kadar sürdü. Bir gün onu Matthesius ile veda ederken görüyorur Arkadası ve &miri, kızının üstüne titriyen bir baba sefkatile, ona: Anne Marie, dedi, aman dik kat et. Fransız'Iar sana fena dis biliyorlar. Başına bir felâket gelme (in. Bilmem neden bu defa, seni fazla merak ediyorum. Merak etme Matthesius, gözümü dört açanm. Allaha ısmarladık. Allah selâmet ve muvaffaki yet versin kızım. (Mabadi var) Kargalar Gene Fatih semti halkı, parkm onündeki caddede bulunan ağaçlara aksamlan binlerce karganın hücum etmesinden, berbat feryatlarüe bü • tün havaliyi rahatsız ettiklerinden müstekidirler. Bu yüzden aksamlan ve sabahları civar evlerde rahat oturmak, uyumak imkânı kalmamışfjr. Alâkadarlann nazan dikkab'ni cel • ^ bederiz. I Emrazı zühreviye Artıyor mu? Her şeyden evvel halkîn korunması lâzımdır Son zamanlarda emrazı zühreviye • nin memleket ve şehrimizde tezayüt ettiği söyleniyor. Bu hususta nasihatlerine müracaat ettiğimiz maruf doktorlan mızdan Osman Şerefettrâ Bey şu izahata vermiştir: « Emrazı zühreviyenin tezayüt ettiği hakkında kat'i bir fikir verebilmek emrazı zühreviye dispanserlerinda meşgul olan muhterem refiklerime aittir. Bu mes'eleyi tetkikatlan ve yaplıklan istatistiklere nazaran ancak onlar halledebflir. Benim söylemek istediğim cihet bu gibi hastalıklarm halk tarahndan ke mali ehemmiyetle nazari dikkate alınması lüzumudur. Emrazı zühreviye dediğimiz vakit frengi, beUoğukluğu ve yumuşak kolha kastolunur. Bunlardan frengi mevziî bir hastahk değîldir, bütün vücudü istüâ eder. Ciltte gorulen yaralar frenginin dahilî azada husule getirdiği tahribata nazaran hiçtir. Biz frengiden mütevellit bir çok kalp, damar, sinir, beyin, murdar flik, karaciğer flâh hastalıklarma sahit olmakta • yn. Genç bir adama felç gelince en evvel anyacağımız şey frengidir. Gene kalbin büyük damarmdan (Epherinden) muztarip olanlann yüzde yetmiş beş ile sekseni frengilidir. Dimaği teşevvüşatta frengi aramak icap eder. Elhasd vaktinde tedavi edümediği takdirde frengi vücudün en sicesine o derece nüfuz eder ki adeta bu hastalık bünyevî bir maraz halini alır. Bu sebepten frengiyi basit bir yara ve yahut zaman zaman ciltte göriilen bir hastalık gibi telâkki etme mek, mikrop vücudün en derin noktalanna kadar nüfuz etmeden evvel kendini tedavi ettinnek lâzımdır. Frenginin tedavisinde en ziyade nazari dik • kate almacak nokta hastalığın asapta, damarlarda tahribat yapmamasını temine gayret ebnektir. Pek basit telâkki olunan belsoğukluğu da mevziî kahnıyabilir. Mikroplar mesaneye, prostata, böbreklere geçtiği gibi kana kanşarak ta kalbe kadar gi derler. Hatta bazan göze sirayet eden bu Olet hastayı kör eder. Bir çok defa belsoğukluğundan mütevellit mafsal iltihapları husule gelir. Adi yumuşak kolha bfle kasık bezlerîni şişirir, ateş yapar, çıban husule getirir. Buna karşı da gayet ihtiyatlı bulunmak lâzımdır. Sonra bu hastalıklar sür'atle sirayet ederler; bilhassa aile ocaklannda .. Bu sebepten şüpheli bir anza görüiiir görülmez hemen mes'eleyi halletmek için doktora müracaat etmek lâzımdır. Teseyvüp neticesi çoluk çocuğa sirayet vukua gelirse felâket o aflenin peşmi yıllarca bırakmaz. Bu yüzden hm sıhhat ve hem servet mahvohır. Emrazı zühreviyenin en kolav korunma vasıtası hastalann kendilerini tedavi etttrmeleri ve ahlâkî kaidelere riayet eylemeleridir.» Kadıköy Malmüdürlüğündeki sunstimal tahkikatına devam edibnektedir. Şimdiye kadar görülen lüzum üzerine yalnız bir memura işten el çektirilmiştır. Kadıköy malmDdürlugGndeki suiistimal ihtikârı tetkik komisyonu lhtîkân tetkik komisyonu dün toplanacakb. Komisyon bu defa da Mektupçu Osman Bey Polis mektebi imtihanlannda hazır bulunmak üzere gittiğinden toplanamaımştır. Halkevi balosu Halkevi muaveneti içb'maiye şubesi tarafmdan büyük bir balo verilmek üzere hazırlık vapümakUdır. Bu balo Başvekil Pş. Hz. nin himayelerinde olacakbr. Balo heyeti tertibiyesi bugün Vali ve Belediye Reisi Muhittin Beym riyasetinde Perapalas'ta bir içthna aktederek ilk esaslar ebafında göriişecekb'r. Vilâyet konçresi tehir edildi Halk Fırkasmm mülhakat kaza kongreleri de tamam olmustur. Vilâyet kongresinin yann toplanması mukarrer olduğu halde henüz bazı noksanlar ikmal edilemediği için kongre tehir olunmushır. Mübadel® Tefnik böronun ilgası Muhteltt mübadel* kondsyonunda bi< taraf azalarla her iki heyeti murahhasa reisleri dün bir içtima aktederek tstanbul'daki etabli Rum'lara ( 1 5 0 ) bm tngfliz lirasmm tevziat işlerfle meşgul olmak üzere teşekkül ehniş olan teknik büronun tasfiyesi işini göruşmüşlerdir. Neticede büronun bu aym yirmisinde ilgası takarrür etmistir. Bu tarihe ka dar da ( 1 5 0 ) btn liralık tevziata ait isler tamamen ikmal edflmiş olacakhr. Komisyon tarafmdan bu tevziata dahil olanlardan henüz çeklerini almamış olanlann müracaat ederek çeklerini almalan için gmzetelerle üân verümesine karar verilmiştir. Bugün de komisyonun nçüncü bürosu toplanarak hukukî bazı mes'elelerin müzakeresile meşgul olacakbr. Okiruva resmi azalfılacak Dahiliye Vekâleti, Belediyelere gönderdiği tamimde oktruva resminin, ci • var belediyelere zarar verecek şekilde tahsil edüdiğinin nazarı dikkate alm • dığını, binaenaleyh un, et, ve saire gibi gıda maddelerinden gayet az oktruva almmasmı bildirmiştir. | Çalışmıyan taks'ler j Piyasada çahşan bir kuun taksi otoj mobOleri tatili faaliyet ettflderi halde plâkalanm Seyrüsefer merkezme iade etmemektedirler. Bu kabü otomobil sahiplerinden plâklannı iade etmedikleri takdirde iade edmciye kadar reshn ahnacağı alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Kızıl azaldı Sıhhiye Müdiriyetinm verdiği malumata göre resmi istatistikler kızıl has • tahğının ilk günlerine nazaran dörtte bire indiğini tesbit etmektedir. Etabli talebfnde bulunanlar AHmcı Mübadele komisyonu Türk hevetînden tebliğ ediimîstîr: Etablilik talebinde bulunup ta al • bncı tâli mübadele komisyonunda iş leri olan kimselerin Beyoğlu'nda Misk sokağındaki dairenîn birinci katına âeilen müracaatleri mercudur. Şehir dahilindeki güröltüler Dunkü akşam gazetelerinden biri Dahiliye Vekâletinden Belediyelere bir tamhn gönderilerek şehir dahilinde gfirültüyii menedecek tedbirlerin alınması bildirildiğini haber vermektedir. Bu hususta kendisine müracaat eylediğimiz Belediye Reis Muavini Hâmit Bey şu malumatı vermiştir: « Böyle bir tamimden benim haberim yok. Maamafih zaten bu; belediyelerin aslî vazifelerindendir.» MVHARREM FEYZt Harp borçları ve tamirat IBatmakaleden mabatt} fmdan kabul edilemiyeeegini bildikleri için gerek M. Puankare gerek M. Bryan bunun asd metinden çıkanlmasraı istedüer. Yalnız kabul edilen ayn bir tak rir 3« Fransız milletinin Fransız meclisinin kanaatinın tesbit ve üânı cihetine gittüer. Bu takrirde; «borçlann tediyesi Alraanya'nın vecibesini intizamı tam içinde ifasi sartına moallâkhr» denili • yordu. Bugün Almanya filen tediyatta bulunmadığına göre sart tahakkuk et memts demektir. Fakat hâdiseleri so ğukkanhlıkla takip etmek vaziyetinde olan hükumet adamlan için böyle direkt bir cepheden hareket müsküldnr. Çünkü bunun neticesi Avrvpa'lılara ait olan bir borcun neticede Amerikan vatan daslannm kesesinden çıkmasını iste mek demektir. Bu müskülâh yenmek nasd kabil olabilecek? Her iki taraf efkân umumiyesini tatmin edecek tarzı tesviye ne olabilîr? Bu Urzı tesviye Almanya hakkınd» yapüdığı gibi bir «tpertise cibetine KİdiImesidir. Fransa'nm Amerika'ya ofan borçlan, Almanya'nın tamîrat te diyatı ile odeniyordu. Lozan'da bn filî tediyat şimdild halde kaldınldığı için M. Heriyo tahsisat vermesini meclisten istemis ve düşmüstür. Fransada son dakikaya kadar büyük bir ekseriyet tediye aleyhinde bulun mustur. M. Heriyo'nun sahsî kanaati süphesiz ekseriyetin kanaati olmştur. Fakat bir hükum<>t reisi sıfatile verilen bir sözü, verilen bir imzayı doğrudan doğruya ret chetine gidememis ve bu nun için düşmüstür. Fransa'nm reddetmesinm in'ikâsatı vahim olacakhr. Çünkü Amerikan efkân uraumiyesi künhüne vâkıf olmadığı bu mevzu üzerinde hassas bir heyecan ve tarafgirlik içindedir. Fakat Ameri ka'nın muhalefeti mes'eleyi değistire miyecektir. Çünkü tediye bütün dev'etlerin ekonomisini altiist etmektedir. Bu sebeple borçlann iptali gayrikabih' içti • naptır. Nitekim A'man tedivahndan feragat edilmesine de bu âmü olmustur. Hâdiseler, be'nelmilel şerait bunu za rurî kılmaktadır. Şurası muhakkaktır ki 15 kânunuevvel 932 iarihi, harp sonu dü^vasının muazzam hercü merci içinde kapanan bir devrin heyecanlı bir hikâyesi olarak yadedflecektir. CEMAL ZİYA TürkYunan mahkemesinde 25 dava Türk • Yunan muhtelit hakem mahkemesi kânunuevvelin 22 ve 29 uncu günleri 25 davanın mürafaasmı yapacaktır. Bu davalann kısmı azamı gayrimenkul mülklere dair olup hükumetten emlâk yahut bedellerinin iade ve tazmini hususuna aittir. Talebi birliji kongresi Türk Talebe Birliğinin senelik kogresi yann toplanacaktır. Bu içtimada senelik raesaî raporu münakasa edfle • cek ve yeni idare heyeti intihap olu • nacakbr. Bakırköy fabrikası davası Bakırköy çimento fabrikasuun neşreylediği gazlı dumanlar bu muhitin sıhhatile alâkadar olduğundan Belediye tarafından fabrika aleyhine bir dava açılmış ve bir ehlihibre tarafından mahallinde iki defa keşif yapıhnışb. Davaya dun devam edilmesi mukarrer oldugu halde henüz keşif raporu verilmemiş olduğundan muhakeme talik edilmiştir. Ecnebi meVfep talebeleri Maarif Müdiriyeti tarafından ecnebi mektep idarelerine bir tamim göndeıilerek bu mekteplerde tahsüde bulunan talebenin hangi mületlere mensup oldugu hakkmda ihsaî malumat isten • mistir. Seniha H. a verilecek madalya Meşhur Alman edibi Göte'nin eserlerini tercüme eden ve ona dair yazılar yazan piyes muharriri Seniha Bedri Hanıma Alman hükumeti tarafından Göte madalyası verilmesinin akrar altına aIındığını yazmıştık. Bu madalya bugün saat beşte şehrimizdekî Alman kolonisi tarafmdan Seniha Bedri Hanıma verilecektir. 3 lira ceıa 25 liraya çıkarıldı Komönistlerin muhakemesi Komunistlik tahrikâb yapmakla maz« nun olan şoför Emin'le arkadaşlannm muhakemesme dün Ağırcezada hafi ola» rak devam edilmiştir. Numarasız otomobil, otobüs, kam yon, motosflclet ve saire gibi vesain* naldiyeden şimdiye kadar üç lira para cezası almmakta idi. Fakat bu cezanın I Memlekete motör ithalı Iktisat Vemaksadı temine kâfi ohnadığı görül • J kâletinin hususi müsadesine tâbidir. dügünden badema bu kabil vesaitten Bir çok zevat tstanbul Ticaret Odayirmi beş lira ceza ahnmasma karar sına müracaat ederek gümrükte parası ver'lmiştir. verilmiş bir çok motörleri bulunduğu ve kayıklannın motörsüz kaldığını ileri sürerek bu motörlerin ithali için Odanın Vekâlet nezdinde teşebbüsatta buIunmasmı rica etmişlerdir. Fen Fakültesi Talebe Cemiyeti tarafından bu akşam muallimleri şerefine Oda bu bosusta Vekâletle temasa Maksim'de bir çay ziyafeti verüecektir. geçmiştir. 6ümrük!erde bekliyen motörler Kadıköy'de bir müsamere Kadıköy Türk Fıkaraperver Cemi yeti kânunuevvelin 22 inci perşembe günü akşamı saat 10 da Kadıköy Sü reyya sinemasmda bir aile müsameresi tertip etmistir. Muhit için çok hayırlı işler yapan bu cemiyetin müsameresi büyük alâka ile karşılanmışbr. Eğlentinin çok mükemmel olacagi anlaşıl maktadır. Memleketlerne giden sefirler Şehrimizde bulunan sefirlerden bazılan yılbaşı münasebetfle mezunen memleketlerine gibnektedirler. tngiliz sefiri Sir Jorj Klârk bir kaç güne kadar Londra'ya gidecektir. Rus sefiri Sorif Yoldaş ta Noel yortulannı gecirmek üzere Moşkoya'ya gitmiftir. O a r ü Dff ü mı u n di aı Fen lalebesinin çay ziyafeti