23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
"amharivet HtKÂYE Kuvvetli hükumet!. Yazan : M. Ş. dört saat otururum... Halk hep birdir. : Barikai hakikat müsadem«i efkârdan çıkar ama ne müsademe? Bir lâftır olur. Ne ash var ne dibi... Bunun için bendenizin fikrimce bu kahveleri kapamalı, gençlerimize mecburî bir san'at göstermeli! Bendenizin gördüğiim İstanbul hep böyîedir. Vaziyette heyeti celile bir kanun mu yaoarlar, yoksa vaziyet her neyi iktiza ettirirse yapmalıdır...» Heyecan içinde yerine oturdu ve sıntarak etrafına baktı. Söz, orta yaslı, eski tstanbu! kiban kılıklı bir efendiye verildi. Tatsız, gevrek bir sesi varrms. Dedi ki: «Bu dedikodulara çare aramrken sathî, muvakkat tedbirler ile işin geçistirflebîleceğine bendenizin de kanaatim yoktur. Bütün noksan: Bu memlekette hükumetlerin sabit bir siyaset koymağı bil memelerindedir. Hangi şeyimiz sabit ve payidardır? Bizden sonra gelenler de bizim yapbklarımızı, doğru ve iyi bile olsa, strf biz yaptık diye yıkacaklar. Hatta o değil, bizim bir valimiz arkadaşının yaptığını yıkar. Bu hai ile bu memlekette terakld olur mu? Istediğin kadar çalış! Biz bunu anlamıyoraz ve bu halin bir çaresi o'duğunu da bilmivoruz. Hükumet giin geçirmeğe bakiyor. Dedikodu varrrus diye tedbir yapmaga kalkıyor. Dedikodu yeni bir sey mi? Biz tarihi lâzım olduğu kadar bîlmediğimiz için bu dedikodulan, bu «çare düşünme mecîislerini yeni bir sey sanıyorvz. Bendeniz teklif ediyorum: Bu dedikodu lara hiç ehemmiyet vermiyelim, biz hükumet esasını kurmağa bakaîım. Asıl her işin bası budur!» Bu efendiden sonra söz, altın dişleri agzında parlıyan sanşın bir adama verildi. Bu zata, arkadaşlan epey kıymet verirler ama hiç kimse bunun hakikî değeri ne olduğunu bHmez! Meşrutiyet ilânında hizmeti dokunmus mu? Teşkilâhn hangi kismında çalısmıs ? Baska bir fedakârlığı var mı? Nerelidir? Kimm oğludur? Bunlan kimse bflmez, kimse de aramaz. Yalnız onu seviyorlar ve ona kıymet veriyorlardı! Kendisi de zararlı bir adama benzemez. Söz verilmce ayağa kalktı, dedi ki: «Reis Bevefendi, bendeniz zannediyorum ki arkadaşımız beyin buyur duklan noksan, bir metot noksanıdır. Yalnız metot olsun, kanun olsun, bunların hiç biri kendi kendine hiç bir sey yapmaz, hatta bir mana da ifade et mez. Bunları tatbik edecek bir demir pençe ister. Eğer kuvvetli bir hükumet olmaz ise kanunlan kim tatbik edecek? Bu sebeple bendeniz hükumetin kanunî olmadan evvel kuvvetli olmasını zarurî görürüm ve heyeti muhteremeye bu esas dairesmde muzakere teklif ediyo rum.» Reis, her ne sebeple ise bu teküften memnun göründü ve dedi ki: « Efendim müzakeremiz pek ziyade dağıldı, miisaade buyururlar ise telhis edeyim: Fırka arkadaşlanmız komis yonda bu dedikodulan karfiîamak için, hükumeti icrahnda takviye lüzumuna kail olarak muhtelif şuabab idarede devlet kanunlarma karsı olan mübalâtsız lığı izale ile kanunî bir tarz düşünmüsler. Burada cereyan eden müzakeremiz neticesinde de kuvvetli bir hükumet esası tebellür etmis bulunuyor. Bende nize kahrsa bu îki fikir birbirine muhalif ve mübayin degfldir. Kabinemiz kanunlann tatbikmda, kuvvetli bir surette hareket edebileceği gibi halkm ezhanmı tethis eden nesriyata karsı da kanunî vesait ile mâni olmak için iktiza eden tedbirieri alır. Simdi bu zeminde başka söz istiyen var mı efendim?» Evvelce söz almıs iken sırası unutulan bir meb'us tekrar söz istedi ve dedi ki: « Affınızı rica edenm, Reîs Beyefendi, ne kanunî hükumet ister, ne de kuvvetli! Biz daha mes'eleyi tetkik etmedik; bir takırn arkadasianmız memlekette uyanan rahatsızî'klarm kanunlann tatbikındaki miibalâtsız'iktan ileri geldîğini buyurdular. Bu fikre hiç cevap veren olmadı. Evvelâ bu c'het su heyet tarafından kabul olundu mu? Eğer kabul olundu ise o zaman ikinci bir mes'ele çıkar: Acaba neden kanunlarda hükumet mübalâtsızd:r? Bu nasıl izale oItmmalı? Bizim meclis hükumeti mü • rakabe edemiyor mu? Edemiyorsa neden? Hükumetin kurtıluş tarzında bir noksan mı var? Sonra memlekette mevcut rahatsızlığın sebebi yalnız hükumetin mübalâtsız olmasmdrt mıdjr? Bunların hiç biri konusulmadı! Bu şehir halkını hevecana düsüren şiddetli mücadelelerdir; acaba neden fırka mücadeleleri bövle anif oluyor? Bendenize geliyor ki riyaset, mes'eleyi müzakereye koymalı ve kısa kesmemelidir.» Reis aldırmadı ve »özü kısa boylu zayıf bir adama verdi. Bu zat ta kendinden evvel söz söyliyen beyin fikrinde idi. Dedi ki: « Arkadasım isabet buyurdular; mes'ele, hükumet makinesi olarak kabul edilen seklin iyi islemesi için lâzım gelen bünye ve tesei'küle malik oîup olmadığındadır. Ark?dislard?n biri muayyen ve sabit siyasetten bahsettiler, bövje bir siyaset sabit ve payidar bir membadan çıkar. Bizde o müessese yoktur. Bir fırkaya mensup iki muhtelif kabinenin biri dieerini irmam ve ikmal etmez ve tesadüfen etse bile dis»er birinin ayni yolda gideceğine hiç bir teminatı Günün eğlencesi Cönkü bümecenin halledilmış şekli 1 SİRKE, 2 ARPA, 3 LAPA, 4 ÂGUŞ, 5 MUŞTA, 6 UÇUK, 7 RAKİ, 8 AVLAK. (SALAMURA) Yunanistan'da hayat Nasıl ucuzlatıldı? tpekliler ve ipekten mamul her Atina, teşrinisani (Hususi) Yunanictan, bazı cihetten memleketin şey de böyîedir, memlekette imal eihtiyacatına kifi gelebilecek mebzul diliyor, hariçtpn gelmek memnudur. bir istihsal memleketi olmadığından Bu sayede yerli ipek ve pamuk mamemlekete harîçten bir çok şeyler mulutı hem mahallen sarfedii'yor, ithal edilmektedir. Hariçten gelen hem de ucuz ucuz.. Bizim verli ipekbu esyanın her memlekette olduğu lilerin varı fiatma. En aristokrat tagibi bir gümrük resmine tâbi olması baka bile yerli ipekliler kullanıyor. tabii bulunmasına ragmen hükumeFakat bu neticeyi yalnız hültutin tatbik etmekte olduğu iki cepheli metin tedbirlerine atfetmemek lâbir siyasetin faideli neticesi olarak zımdır. Halkın bu sîya*eti benim*ehayat, istihsal memleketlerine ve mesi de avrı ve mi«es«ir bir âm'l bilhassa Türkiye'ye nazaran daha dir. Dün PaM'ua'va jritmek üzere bir pahalı olmakla beraber pahahhk tramvava bindîm. Bir memur »ey • nisbeti bir hayli inmiş bulunmak • rü seferin intizamını muhafaza etmek tadır. icin o istik«mpte piden vesaitî nak Yunan hükumetinin iki cepheli siliyevi iki dakîka kadar durdurmusyaseti şudur: tu. Bizim tramvay durup memurun Hükumet, memleketin istihsal ve iseretine intizar ederken tramvavm imal ettiği şeylerin hariçten ithalini yamna bir otomobil geldi. durdu. kanunla menetmiştir ve mahallî isŞoför tramvava binenlere hitap etti tihsalât büyük bir himayeye maz • ve ne d«»dî bilir misiniz? hardır. Meselâ Yunanistan limon veEfendiier, b.u vatandaşınıza da tiştiriyor, binaenaleyh hariçten tek muavenet edin, tr?mvaya verdi bir lîmonun ithali imkânı yoktur. ğiniz oara harice, tnjriUere'ye gidiBunun için bir sınıf halkın menfaayor. Cünkü tramvay sirketi ecnebi • tine olarak memleketin henüz olma dir. Buyurun otomoMIe, ben altı kîşî mış, yeşil limonlarmm tanesi bizim gel<n, sîzi tramvay fiatına götüreyim, para ile yüz paraya satılmaktadrr. dedi. Memleket elma yetistirmiyor. HaVe tramvaydakilerden hemen seriçten gelen elmalardan gümrük res kiz, on kîşi tramvaydan indi, ilk vemi almmıyor ve halk burada ta Kıtiaenlerden a!tı kisi bindi, gitti. Soliforniya'dan gelen elmayi, bol elma förün bu sözlerini yolcuların ne büyetiştiren memleketimizden daha uyük bir memnuniyetle karşıladıklacaza yiyor. Muz Yunanistan'da yok rını ancak orada bulunanlar tesbit tur. Olmadığı için hariçten bilâresim edebilirler. ithal ediliyor ve Atina caddelerınMemleket zihniyeti, memleket de muzun tanesi yüz paraya satılımenfaati düşüncesi, her şeyden evyor. Diğerleri de ayni vaziyettedir. vel memleketi tercih etm?k fikri yc Halbuki Istanbul'da muzun okkası kaygusu Yur?n'hlar arasında çok iki liradır, tanesi yirmi kuruşa geli • tarakki etmistir. yor. ı^vıııro Bugünkü program Çarsamba 18/Tjsanl/931 İSTANBUL (Postane) 1200 m18: Gramofon. 19,30: Alaturka nnslkt 20,30" Gramofon ile orjeranm bir perdesl. 21: Alsturka ırn«iki 22 Cazband BERLtN KÖNİGSV. 1635 m. 17,25 H«ılk konseri (orkestra ile). 18,20: Çocuklara mahsus tiyatro: «Kaybolan evlât». 19 054 Keman sonatlan (Bach'm eserlPrindeni. 19 30: Musahabe Mono » Ioğ 2105 Lâvipsig'den • Senlonik konser. 23,^5 Muhtelif haberler. VAR5OVA 1411 m. 17 45 Gramofon 18 Ingilizce ders. 1815: Konferanş. 18 40 Orkestra fOfenbah'm ooeretlerinden) 20 35 Gramofon. 21.05 Romen milli gunü münasebetile Roırpn eserlerinden konser. 22.05: Monoloğ 22 50 SıtmflTTir, açinndan konser. BUDAPEŞTE S50 m. 18,05 İzci saati 18 50 Pivano refakatlle tafannl kon«eri 20 05: İtalvanca ders. 20 40: Tiyatro. 22 40 Muçanni Kalmar*ın istirakile pivano konseri 23 15* Haberler. M'iteikı^p" • s*nr*or Bura Slgan musiklsl VİYANA 516 m. 17 35 Musahabe. 18 05 Cav muMkisl 19 "Î0 Konferanş ve saire 2130 Viyana Senfonik heyetinin korseri (Berllo? Sauer ve Goldmark'ın asanndan>. 22 °S: «San kutu» ismindeki monoloğ 23 20: Oıvret ve vılslar (f=!ıtdv<ff Verba takımı) PRAG (Proha) 488 m. 1815 Tivptro Sonra mus^habeler 20 20: T?sr^ıri 20 50 Gr?mn'on ile ek'ioHk mtısiki 2120 Ternsî' 22: Ha^erler 22,05: Romen mu'Ht'M. Sonra haberler. ROMA 441 m. 20 30: Hahe^er eramofon 2115 Tıbbi mus3habe 22 05 Roma operp'mdin n^klen Purlni'rin asanrdan «MA.DAMF ^UTTER'rrr,v> <Modnm Baterflây) operası. BÜKREŞ 394 m. 13: Gramofon. 18 05' A^pr} muüiki 20,45: Grpmofon. 2105: Milli Romen program! • Rnnıpn eser''prirıd€n Senfonik koT""°T ve Romen sarkıinn BRESLAV GLAYVİT 253 m. 20 05 Harmonlk konserl 20 35: M»whabe. 21 05: «Kral Davlt> ismindeki senfonik nv"imere. ?18 Tesrinlsanî 1931 [Osmanlı hükumetinin son za monlarında. ftrka merkezinde bir içtima . Bir müddettenberi hükumetin aleyhine dedikodular olayor. Fırhada, Vaziyete çare buimak iizere âyan ve meh'usîardan mür"hken bir enciimen te*k:l o'uiayor. B<ı enciimen azc*ı*>dan tohret merakhst veni vm genc bir rnrb'us hükumet azasına erc^mertin düfvr>ce1enni antntıvor. Hatin azi*n «Öz âstkUsıdrr. ta Fenik''l'ler zamanmAan manff'nn hâlâ kanvnî devrindcn yuher*i fiharamantıstır. Krrtdisini svstttruvorlar. Bir baakatı. onu tab''**en difier bir mrb'ui ar. /< * /ifî^"r"**» tenk't e/ •> d l*ler hnrirk "î'i'vor. ha b'ienin icinde bHe 'hfHâflar var. Kanunu her sfvden üstun tutaca%[inı »öy)iv»n hük'jmet en bGvüh hanun • vapiyor. Ba iddio'tra gene bir meb'us cevn" i'~rerek hiihîrm'it' m^iıfnfai '"iiynr Avrnpa'dn tnhnl *>tmii arka do'iirı arasmda Knrohibfr rtiye maruf "erf bir meb'u* honunlartn kifavettizlîğinden ve ihfi»aca uyma dtğrndecn bahsedivor. B'r âvan aza»t. genc meb'aso itiraz ed*rek ha nunların kihna b'lc f*okun't"rmııvf>r ve rt+dihodu yapan halka fcarsı da ttrkdir ile uttlanmıyanın hakkı k* tchtir!> tav*îvr>sinde bulunuyor. SSz alan iriyart bir hoca < dava, sen v m e , ben vyeyim davandın diyor ve buna yeni b'r kanunla care bulunamtvacafnnt. batka' para kazvndt*mamn voFlerrtnı bulmah lâmm çelaiğini Ueri süruyor ve Avrupa'dan para kaldıran etki Maliye Naztrınm yattttfri borçlan bile Sdeyemedigim'zi söylüvor. Hoca efendiye hiddetlenen bir naxtr sSz alıvor. Hocamn söylediklerinin muzakere mevznu ile alâkadar olmadığını, hükumetin ticaret ede miyeceğini aoyfüyor. Müzahere de vam ediyor:"] Reis söz söyliven nazınn mektep arkadaslanndan 0)211 bir meb'usa: Btıyurun! Dedi. Bu meb'us, arkadasmın, nazır olmağa kifayeti olmadıshnı, ancak twti ve mülâyim oldtığn için hosa gittiğini ve is bagma getirildiiHni büiyor ve ftrsat buldukca on« çatnMrtrtfcn hoslamyordu. v Reu Beyefendi, bendeniz Hoca«fend'nin bayurdukiarınm ehemfnivrt'e naaara ahnmasına taraftanm. Nazır Beyefendi, şüphesiz, kavrıyamadılar. Hiikâmetler ticaret etmezler ama ettirirler •e kaıandınlar. Nazır Bevefendi, medenî, hükumet kuruglırını bizden daha denî hükumet kuruluşlannı bizden daha fyi biiirler! Çok yerde hükumetler malî ve ticarî gruplann elindedir! Muh'elif nnıflarm menfaatleri muh«ssala»i hiikumetlere veçhe veriyor. Bizde d« hükumet bir smıf elmdedir ve bu sınıf hükumete direktif verir. Ancak bu smıf menrzr oldufu için kazanan »rufların menfaatleri ile alâkadar olmuyor. Eşrer muhterem hevet bu dedikodu ve rahatstzhklarm memlekete zararsız bir şekle girdiğini istiyoraa i^i derinlestir mek Te Hocaefendinin buyurduklannı nazara almak zaruridir; (palyatif) tedbirlerle u gecmez.» Nazır Beyin canı sıkıldı, turatı uzadı. Cevap verse söz ımvacak, daha fena olacak. îçinden «kıskanıyorsun, çekemiyor*un» dedi. Hoca da söz almadan ve otardnğu yerden: « Siz mi'halefetin sebeplerini ve benhn dediklerimi anlarsmz ama is Ulen geçer, dedi, sizin tedbirleriniz Nasrattm hocamn pamuk ekip borcunu vermesJse benziyor » Reîs, biraı genit davranırsa, nazır a hücnmun artacağmı anlıyarak hemen söze kanstı: Rica ederim muhavere olmasm, dedi ve sözü sişmanca, kaba suratlı, kaim dudaklı bir efendiye verdi. « Efend'm, Reis Bevefendi, bendeniz de arkdaşalanmız beyefendilerin mütalealarma istirak ediyorum: Avrupa parlâmentolarında fırkalar kısım kısım oluyor; bir kısmı radikal, bir kısmı liberal ve diğer bir kısmı radikal demokrat ve «aire ve saire, efendim ? Birde bizim fırkarmzm adı nedir bilmiyoruz. Radikal mi, liberal mi? tsi tamik ederek buna b<r karar veri'mesmîn vakti geçmistir. Bendeniz bu >ey üzerine...» Söz, surah her laman asabî bir srntkanhkta srerjrin olan, zayıf, uzun boylu bir efendive verildT. Bu zat b;nba»ı mütekaidi imis sanırım. Az akıllı. zavalh bir adam. Arkadasları da kendisine çok ehemmiyet vermîvorlar: ben o!sam h«ç vermem! Sıntarak avaja kalktı: . « Efendim müsade buyurulursa bendeniz vaziyeti izrh edeyim .. Vaziyet, mes'eleyi etraflı bir surette düşünmek kanaatindevim. . Kanaatinde olmamı söylemek isterim.» Uzunca Hr sükuttan sonra: « Bendeniz halkın vaziyeti ile daima temasım münasebetile ve... temasım münasebeti ile bir kac kelime sövlemek Hterim. Me^elâ içtimaî hayat... Çavhanede nöyle otururum, bir kösede Sanki bir »ey bilmiyor! Halk bakar bir adamin biri oturuyor! Bndenizi burada Idm tanır? Hergün üç saat otururoıo, Dahilde yetişen mevaddm ithali memnu, yetîsmiyenlerse gümrükten muafî.. Bııgünkü bilmece AR. BA, DE, GAN, GÎN, GU, KÖ,İ LAM, MİR, MÜR, NE, Nİ, OR, RUR,' TAK, UR, ZEN, ZU. Yukarıdaki hece1 leri kişer ikişer yan2 yana getirip asağı 3 .... daki tariflere göre 4 birer kilime teşkil 5 ..... ettiğiniz takdirde; 6 bas harfleri yu 7 ..... karıdan asağı o 8 .... kunnnca: 9 BİR KÖMÜR LİMANI Meydana çıkacaktır. î Fakir değil; 2 Şerik; 3 Rüyük anne; 4 Kibir, azamet; S • Kalın ip; 6 Isık veren âlet; 7 Bir sert maden; 8 • tstek; 9 Siyah ma • den. mız yoktur. Bunlar böyle iken kuvvetli yahut kanunî hükumet yapmak ne demek? Ben hiç bir şey anlamadım.» tlk söz alanlardan nazır namzedi sayılan sişman meb'us tekrar söz aldı ve: « Beyler, dedi, bir kanunu esasî mes'elesi çıkanyorlar. Bizim kabul ettiğimiz hükumet şekli en modern bir tiptir. Bunu değiştirip irtica mı yapacagız?» Buna cevap verenler oldu ve müna • kasa çok derinleşmeğe başladı ve ihtimal de çok uzardı, ancak Harbiye Nazvınm vakti yokmuş, başka yere söz vermiş, reisten müsaade istedi. Reis h«yete dedi ki: « Efendim zaten görülüyor ki mes'ele henüz kâfi derecede olgun değildir; eğer kabul buyurulur ise şimdi hututu esasiyeai tebellür eden şekilde, keyfiyeti bir kere merkezde muzakere edelün, sonra bir teklif halmde heyeti muhteremeye arzedelim. Daha kolayhkla mes'eleyi halletmiş oluruz. Ne buyorulur efendim? Münasip mi?» Kabul ettiler, meclis dağıldı. tlk hatip derdini anlatacak birini an* yordu; kendi hesabına ve memleketm atisi hesabına bedbin idi! Çıkıp giden iki meb'ustan biri öte kine: Yeni gördügün bir iş değü ya, diyor, eski karagöz oyunu... Ortalıgi avutuyorlar! Bizi avutmaktan ne çıkar? Biz zaten avunmuşuz... E, sen anlat arhk... Biraz ileride bir başka meb'us arkadaşma: Ama hakkım yok mu? İyi demedim mi? Diye soruyor. Çok nazik, kibar bir bey yanındakine: Azizim, dikkat ettiniz mi, milletin haline? Hoca söylerken ben iğrendim! Koca bir istikraz mes'elesi herirtn agzında tefeciden para kaldırmaga döndü... Reis merkez azaîarı ile yalnu kaldı, konuştular, kahvelar, sigaralar içildi. Reis birinden »ikâyet ederek: Vilâyette çok marifet gösterdi, simdi buraya gelmiş, aklmca ortahğı kanştnacak, diyordu. * Aradan bir ay geçti, bu meclis ve müzakerenin neticesinden bir haber çikraadı. Bir gün meb'us beylerden biri bir arkadasma sordu: Ne oldu bizim «kuvvetli hüku • met?» Dedi. Merkezde konuşmuşlar Sadrazam Paşa kabul etmemiş; «ben mecliste, kanunî hükumet, dedim, kuvvetli hüku • mett kabul etmem» demiş; gene kanunî hükumet kalacakmış!... 926 Gençlik ve heyecan Selim Sım B. yann akşam saat sekîz bucukta radyoda mutit konferanslarınm 44 uncüsunü verecektir. Mevzu «Gençlik ve heyecan > dır. Donanma tahvilâtı 47 inci keşide TürHye İ? Bankasından: 16 T.san! 1931 tarihinde Donanma Cemlyetl tahvilâtmm icra edilen 47 inci keşidesinde ikramiye ve amorti isabet eden tahvilât tertip ve sıra nnmaralan gösterir cetveldlr. Tahvilât tertip numaralan 320, 1056, 2«29. 3385. 5539. 7788, 8286, 8556 fkramtve isabet eden tkramiye Tertip No. Sıra 1 1056 n 30 1056 3385 68 8556 25 3385 59 320 17 8236 86 62 5539 5530 31 82J58 16 320 96 5 7788 80 5 7788 52 8556 39 5 1056 45 5 S 1056 53 5 8286 87 8286 5 92 8286 26 5 7788 5 39 320 5 64 Bal&daki tertlplerin hizalarmda çös terllen numaralardan mütebakl sıra nnm a r a l a n İle 2929 numaralı tertibe kâ mllen amorti İsabet etmtştir îkramlye ve amorti bedeli 22/Tsanl / 1931 tarihinden itibaren tediye edilmeğe b a ş lanacaktır. Amorti bedeli beher tahvil için (Bir Turk llrası on kuruştur ) T. L. 1000 300 200 200 50 50 10 10 10 10 YAŞ1S1I HAKİKAT Filmini görmek için Paramount filmidir. tlâveten: Paramount'un 3 No. lu sesli ve sözKi mağazini ile sexli varyeteler. Bu akşam bütün tstanbul halkı senenin en ŞEN Franstz vodvili 1ELEK S NEMASIKDf Yann akşam ARTiSTiK V I C T O R B O U C H E R ve sinemasında D O L L Y D A V İ S HAYAT1NI KAZAN Fr nsız.a sözki ve şarkılı filminde Sdbntde: ARCENTİNS TA\GOT,ARt K n AU E l y e v m P a r K t e î e v k a i â d ; rağbet gören daha bir kaç gün için \\ ni repertuvtT na devam edivor. r E D U A R D O BIANCO ü'PE KA, D<'I.«)RES Bu akşamdan itibarön DEL Sözlü Rln ve ve F.DMOND S I N E M A S I"N"D A Hşrkılı i filıninde Ş E F A fiLORYA'da îilminin ikinci muvaffakiyet baftai M.Ş. Sinema âleminin İSTANBUL SOKAKLARINDA Tamamen Türkçe konuşan, Türkçe şarkılı, Türk musikisi ile kısmen Arapça, Rumca, Fransızca sözlü Türk san'atkârlarınm, Türk sermayedarlarının vücude getirdiği bir şaheser. Otuz senedenberi kaydetmediği en büyük hadise Bu akşam E L H A M R A sineması Talep ve arzuu umumî üzerine bu senenin en büyük muvaffakiyetini kazanan K Ü ÇÜK D A KT i L O Keyeti temsüiyesi başında: filmini görmiyenler ile tekrar görmek isttyenler içîn bir daha gösterecektir. MÂRY GLORY ve ilâveten: Paramount'un 3 No. lı mağazini ile sesli varyeteler JEAN MURAT Sinemalari sahnelerinde daha bir kaç gün fçln OPERA ve A R T İ S T K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear