Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Teşrinievvel 1931 Fransız Başvekilinin Vaşington seyahati M. Laval teşrinievvel ortasında Berlin'den avdetten sonra Paris 30 (A.A.) Nazırlar meclisi, Berlin'deki vazifelerini ifa tarzIarından dolayı M. Laval ile M. Briand'ı müttehiden tebrik etmistir. Paris 30 (A.A.) M. Laval, muhtelit bir komisyon teşkili hakkında vaki beyanatında yeni usulün bü yiik iimitler doğurmuş olduğunu söylemiş ve Berlin'de bulunduğu sırada memlekete ait menfaatlerden hiç birini feda etmemiş olduğunu ve bu menfaatleri bugünkü şerait dahilinde beynelmilel tesanüt zaruretile telif imkânını aradığını beyan etmistir. Berlin 30 (A.A.) M. Brüning, Fransız Alman komitesini sefirlere resmen bildirmiştir. İMIlfltlll'lttltııı Köpek yüzünden Çıkan cinayet 'Cumhariyet SOFYA MEKTUPLARl ı Bulgar operetincle türkçe! Sporcularımız bir istirahat günün ü n gecesini o p e r e t t e geçirdiler Sofya 29 (Sureti mahsusada gönderdiğimiz muharrirîmizden) Sürekli yağmur, Soğuk hava... Bu ha vada, yüzmelerin ikinci gününe gelenler pek az olduğundan ilk günün neş'e ve muvaffakiyeti yoktu. Geriye 1500 metre serbest ve 100 metre sırtüstü müsabakalarile atlamala • rm devamı kalmıştı. Yüzmelerin her ikisini gene Yunan'Iılar aldılar. Atlamalar da ise, Bulgar'ların faiki yeti karşısında meydanı Bulgar'lara bıraktılar. Bu suretle Bulgar'lar yüzmeîerdeki mağlubiyetin acısını at lamalarda çıkardılar. Akşam için operete davetli idik. Sofya'nın ikinci sınıf bir tiyatrosu olan (Kooperatif tiyatrosu) nda verilen (Macar Viktorya) ismindeki o perete gittik. Bulgaristan'da kooperatif teşki • lâtı ve buna ait umumî müessesele rin mebzuliveti şayani dikkattir. Belediyenin ve kooperatif teşkilâtının, halkin menfaati, istirahati, eğlencesi için sarfettiği mesai insanı uzun uzun düşündürüyor. * Bulgarca anlamadığımız halde o perette hiç sıkılmadık. îlk perdesi Çin'de, ikinci perdesi Leningrat'ta ve son perdesi Peşte'de geçen eser, üç muhtelif memlekete ait muhtelif dekor ve kostümlerle çok cazip bir şekil almıştı. Buna kadın erkek elli artist, (Mimi Balkanski) namile ma ruf güzel Primadonna'yi, hizmetçi rolünü yapan keza güzel ve oynak bir kızı ilâve ederseniz kolay kolay can sıkılmıyacağını anlarsınız. Komik rolünü yapan sevimli bir Bulgar artisti, bize cemile olmak üzere, yerinde kullanılan türkce nükteler de savuruyordu. Oyunun sonunda tiyatrodan çı • karken çocuklardan biri gıpta ile içini çekti: İkinci sınıf tiyatroymuş bu! Bunun yarı derecesindekini ben bi rinci sınıf tiyatromuz olarak kabul etmeğe hazırım. Hakkı yok desem vallahi ben haksızlık etmiş olurum. * i İHEM NALJNA MIHINA Alâettin'i öîdüren Ahmet muhakeme ediliyor Ağırceza mahkemesi dün yeni bir katîl hâdisesini» muhakemesine başlamıştır. Hâdise Kartal'da olmuş, Ahmet isminde 21 yaşında bir genc, Alâettin isminde diğer bir delikanlıyı kama ile yaralamak suretile öldür müştür. Tahkikat evrakına göre Ahmet ile Alâettin arasmda hâdiseden altı ay kadar evvel bir köpek mes'elesinden dolayı afız kavgası olmus ve iki delikanlı o vakittenberi birbir lerine darılmışlardır. Hâdise günü Alâettin köy kahvesinde oturmakta iken Ahmet kah veye girmis, küpten su içmiş ve maznunun ve bazı şahitlerin ifadelerine göre de o sırada Alâettin oturduğu yerden kalkarak tabancasını çek • miştir. Fakat tabanca ateş almamıs, bunun üzerine Ahmet, belinde bu • lunan kamayı çekerek hem Alâet • tin'in elindeki tabancayı almağa ça • lısmış, hem de bir kaç yerinden yaralamıştır. Alâettin yaralandıktan sonra kahvenin dışına çıkmış, oradan tekrar ateş etmek istemiş ise de etraftan yetisenler buna da meydan vermemişlerdir. Alâettin hastaneye kaldırılrmş, orada vefat etmistir. Ahmet, dünkü celsede hâdiseyi hemen bu şekilde anlatmış, dinlenen sekiz kadar şahidin yarısı da Ahmed'in ifadesini teyit etmişlerdir. Diğer şahitler ise Alâettin'in yaralandığı vakit elinde tabanca olmadığını söylemişlerdir. Hâdisenin vukubulduğu esnada kahvede bulunan diğer kimselerin şahit olarak celbi için muhakeme talik edilmiştir. Ne biçim pul? Jçîn pul koleksıvonum da Ben pul meraklısı değilim. Onun Fakat bütün resimli şeylere olduğu gibi pullara da az çok dikkatle bakarım. Meselâ, umumî harpten ev vel tngiltere'de yaptırdığımız pul larm nefasetinde pul basmak veya bastırmak bir daha nasip oJmadı. Pulîarımız, hergün biraz daha çir kinleşiyor. Çirkinlik basıştan evvel ve daha ziyade tertipte... Meselâ, son günlerde Balkan konferansi münasebetile yapılan pul, ne çirkin şeydir. Bazı Amerika pulIan müstesna, hîç bîr pulda böyle «T. C. Postalan» diye devletin ismini rümuzla yaz mazlar. «T. C.» nin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bizim melekette bile bilenler pek azdır. Nerede kaldı ki bütün dünya, bu «T. C.» in Türkiye Cumhuriyeti olduğunu anlıyabilsin. Amerika'nın «U. S.» riimuzu sene lerdenberi bütün dünyaca tanınmış : olduğu için herkes «U. S.» in Ur> ted States yani Amerika birleşmiş dev letleri olduğunu anlar. Fakat, T. C. harfleri Türkiye Cumhuriyetinin rümuzu olduklarını ifade edecek ka dar âlemşümul bir şöhret kazanmamiştir. Esasen Amerika'nın bazı pullarından başka hiç bir pulda görülmiyen bu muzır ihtisarı kabul et mekte mana nedir? Neden açık açık Türkiye Cumhuriyeti postaları denilmemiş? Sonra gene neden pul larda kabul ettiğimiz usul hilâfına fransızca olarak 2 : Conference Balkanique denilmiş te, bunun türkçe»! yazılmamış. Halbuki asıl pullarımızda hiç fransızca yoktur. Bir hatıra olan bu pullarda fransızca kullan mak zaruret addedildise türkçesin! de yazmak lâzım gelmez mi idi? Amerika'ya hareket edecek Paris 1 (A.A.) Petit Journal gazetesi M. Laval'in Amerika'ya 16 feşrinievvelde gideceğini açıktan açığa beyan etmektedir. M. Laval'in Amerika'da kalacağı rmiddet şîmdiki vekayiin çok mühim blmasından dolayı çok kısa olacak lır. M. Laval'in seyahat programın'da Amerika Reisicumhuru M. HooŞer'le mülâkatta bulunması ve Va}ington'daki Fransız tebaasını kabul tetmesi maddeleri dahil bulunmak ladır. Paris 30 (A.A.) Matin gaze • tesinin verdiği bir habere göre, M. Laval Vaşington'a 12 ile 14 teşrinievvel arasmda gidecektir. nııııii'iılllllllılll! Çin mes 'elesi Çin, Japonya'dan tazminat istiyor İngiltere bütçesi Altı aylık bütçede 118 milyon açık var Londra 30 (A.A.) Avam Ka • Cenevre 30 (A.A.) Çin • Japon marası muvazenei maliye kanunu lâfhtilâfına müteallik müzakereler neyihasmm maddelerini müzakere etticesinde Cemiyeti Akvam meclisi, mektedir. Bira resminin pint başına Çin ve Japon hükumetlerinin meclis bir peni yerine yarım peni nisbetinde freismin davetine mukabil verdikleri teevap île şimdiye kadar ittihaz et artınlması hakkında verilen takrir 180 muhalif reye karşı 274 reyle redlikleri tedbirlere ıttılâ kesbeylemiş tir. Meclis, Japonya'nın Mançuri ü dedilmiştir. Maliye Nezareti parlâ «erinde hiç bir emel beslememekte mento müsteşarı varidatta bütün blduğuna dair yaptığı beyanatm ve sene itibarile dört milyon fngiliz likendi tebaasının menafüni himaye rası raddesinde tenzilât yapılmasına maksadîle alacağı tedbirlerden son dair olarak verilen takriri kabul era askerî kuvvetlerini geri çekeceği demiyeceğini bildirmiştir. hakkındaki teyidatmın ehemmiyetini Londra 30 (A.A.) Bugün nikaydetmekle beraber Çin hükumehayet bulan ilk altı aya ait varidat linin de Japon tebaasının emniyetine 263,466,442 ve masarif 361,876,691 fcit mes'uliyetini deruhde etmekte tngiliz lirasını bulmuştur. Geçen sebulunduğuna dair vermiş olduğu nenin ayni devresinde varidat teminatı nazari itibare aldığmı da 295,480,911 ve masarif 353,699,777 bildirmiştir. tngiliz lirasından ibaret bulunmakta Gayrimelhuz hâdisat müstesna oıdı. larak, Cemiyeti Akvam 14 teşriniev Velde yeniden içtima edecektir. Çin Ve Japon hükumetleri kararı kabul etmişler fakat Çin biikumetinin 14 teşrinievvelde Mançuri'de yeniden îstatuko tesisini talep etmesi üze rine her iki memleket naümessilleri arasmda bir münakaşa zuhur eylemiştir. Çin hükumeti, arazisinin işgali yüzünden tazminat talep etmek hakkını muhafaza etmektedir. Londra 1 (A.A.) Malî senenin ilk altı ayma ait bütçe açığı 118,176,655 tngiliz lirasını bulmuştur. Darülfünunda Islâhat yapılacak Isviçre'den mütehassıslar celbediliyor «Vakit» gazetesinin verdiği habere göre Maarif Vekâleti Darülfünun için Avrupa'dan mütehassıslar cel • bine karar vermiştir. Maarif Vekili Esat B. şu beyanatta bulunmuştur: « Edebiyat Fakültesinden yedi müderrisin müracaatleri Edebiyat Fakültesince ve Darülfünun diva nınca tetkik edildikten sonra yeni den tanzim edilen bir baremle Ve kâlete gönderilmiş ve Vekâletçe de tasdik dilmiştir. Darülfünun teşkilâtını tetkik ve teşkilât kanunile müessesenin tekemmülü esaslarım ihzar etmek üzere lâzım gelen mütehassısların celbi için B. M. Meclisi tarafından hükumete salâhiyet verilmiştir. Vekâlet icap eden mütehassısların seçilmesi için tsviçre hükumeti nezdinde teşebbüste bulunmuştur. Dil Encümenininin yeniden alacağı şekil hakkında henüz Vekâlete hiç bir karar bildirilmemiştir. Böyle lüzumlu bir teşekkülün yeniden nazari dikkate alınacağım zannediyorum.» Millî takım (.Birinci Sahifeden mabait) M. Mihalakopulos Atina'ya döndü Atina 30 (A.A.) M. Mihalakopulos Atina'ya avdet etmistir. «Mukden» civarında bit çarpışma Tokyo 1 (A.A.) Mukten civarmda Kavuan'da bir Japon müf rezesile 3000 kadar Çin askeri arasında şiddetli bir çarpışma olmuş tur. Çin'liler geri püskürtülmüşler dir. 3 Japon askeri ölmüştür. Bir çok yaralı bulunduğu söylenmektedir. Yeni gGmrilk tarifesi Ankara 1 (Telefonla) Gümrük tarifelerini yeniden tetkik ve tadil edecek komisyon yakında teşekkül edecektir. Komisyon azası geçen defa tarifeyi tanzim eden komisyon azasından mürekkep olacaktır. Ko misyona Gümüşane meb'usu Hasan Fehmi Beyin riyaset etmesi muhte . meldir. Komisyon tetkikatını iki ayda bitirecektir. Yapılacak tadilâtın kânunusaniye doğru Meclisten ge çirilerek kanuniyet kesbetmesi muhtemeldir. takimile yapacaktır. Yugoslâvya millî takımı dün Sofya'ya muvasalat etmistir. Bulgar millî takımından daha çok kuvvetli olan Yugoslâvya millî takımı karşısmda millî takımımızın bugün ne netice alabileceğini kestirmek mümkün değildir. İlk maçtaki mağlubiyetin amilleri nazari dikkate alınarak bugünkü takım daha e saslı bir surette teşkil edilir, her oyuncu muvaffak olabileceği mev kie konulur ve futbolcularımız da azimkâr, mütesanit bir oyun gös terebilirlerse ikinci müsabakanın bir hezimet şeklinde tecelli etmiyece ğini ümit etmek lâzımdır. Türk efkârı umumiyesinin bugün millî takımımızdan iyi bir netice bekledi ğine şüphe yoktur. Türkiye Yugoslâvya millî ma çını da, ilk müsabakayı gayet dü rüst ve bitarafane bir şekilde idare etmiş olan Macar hakem M. tvançiç idare edecektir. Halkin tiyatroya ve san'ata gösterdiği alâka ve rağbet bilhassa şayani kayittir. Şu muhakkak ki Bulgar halkı maarife, içtimaî hayata, san'ata, spora, hulâsa memleketi ve milleti yükseltecek avamile hür metkâr bir ehemmiyet atf ediyor. Buna delil mi istersiniz? tşte: Yirmi yaşına kadar olan erkek ve kız Iarın yüzde doksanı mekteplidir. Her spor kulübüne iyi kötü bir saha ve rilmiş. Her sınıf ve meslek erbabmın bir içtimaî kulübü var. Bu meyanda, bizim yemesjini yediğimiz (Mimarlar ve Mühendisler kulübü) ile (Askerî kulüp) binaları ve bunların teskilâtı zikre değer. Yanan opera binası yerine mükemmel ve yeni millî bir tiyatro yepılmış. Bu bina, Sofya'ya şeref veren bir mükemmeli yettedir. * Dümdüz ve trafiği İstanbul'dan çok az olan bu şehirde otomobillerin alabildiğine bir sür'atle gitmemesine o kadar ehemmiyet veriliyor ki ne yalan söyliyeyim, alışmadığımız için bana tuhaf geliyor. Sehir haricin deki muhtelif banyolara ve sayfi yelere giden yollarda bile, her kilometrede bir polis bu cihetlere itina ile mükellef. * Bu akşam da operaya davetliyiz. (Palyaço) ile (Kavalyeri Rustikana) Sonra, bu pulun resmi de o kadar oynanacakmış. Operaya bütün bir iptidai ki... Cinsi meçhul bir ağaç, mektup tahsis etmek lâzım gele Balkan haritasının üstünde bitmiş, cek zannederim. fakat kökleri havada olan meşhur S. GALİP Tuba ağacı gibi bir şey... Balkan ağacının da kökleri meydanda... Bu ağaç, rivayete göre, Tuba değil de ( Birinci sahifedrn mabait ) sulh timsali olan zeytin ağacı imis. göre büyük bir buhran geçiriyor. Fakat puldaki ağaç o kadar ihtiyar Bunun hepimiz hesabına mühim za ve kurumuş ki sulh meyvası verecek rarlar kaydedeceğini eski bir va hali kalmamış. Onun için, bu kart apurcu olarak söyliyebîlirim. ğacı, kesip ve yerine bir taze fidan dikmeli ki sulh yolunda, Balkan'lı Rekabet bir hastahk haline gel miştir. Bu vaziyetin düzeltilmesi için lara ümit ve kuvvet gelsin! Şaka bertaraf, bu pul İstanbul'da hükumetin bir (men'i rekabet) kayapılan beynelmilel bir konferansa nunî yapması lâzımdır. Azamî ve hatıra olacak zarafet ve incelikte deasgarî tarife esası kabul edilmelidir. ğildir! Çok daha iyisi yapılabilirdi. Bu mes'ele hakkında geçen sene Güzel san'atlar itibarile bu kadar Ticaret Odasında uzun uzadıya içdüşkün olduğumuzu zannetm<"r>rum. timalar aktedildi. Birlik azaları fi Vapurcular rekabeti kirlerini söylediler. Bir çok dhet lerden tetkikat yapıldı. Fakat hiç bir semere iktitaf edilemedi. Bu tetkikat tktisat Vekâletinin malumatı tahtmda icra olunmuştur, zannedi yorum. Yapılan tetkikatın müsbet bir neticeye iktiranı bugün her günden daha şed't bir ihtiyaç halindedir. Aksi takdirde vaziyet bizim için de memleket için de zararh olacaktır.» landığından bu müsabakaya îştirak edemiyecektir. Bir fişek 100 kilometre irtifaa atılacak Roma 30 (A.A.) Gazeteler, Colombiya Darülfünunu profesörlerinden doktor Lyon'un ttalya'ya gitmiş olduğunu haber veriyorlar. Mumaileyh tazyiki nesimiyi ölçmek için bir takım aletleri bir havaî fişek vasıtasile 100 kilometre irtifaa kadar çıkmak üzere Trablus'taki tecrübelerine devam etmek niyetindedir. Takımımızda tadüât yapıldı Sofya 1 (A.A.) «Muhabiri mahsusumuzdan» Yugoslâvya futbol millî takımı bugün gelmiştir. Takım altısı İstanbul'da gördüğümüz Beograski oyuncularmdandır. Yugoslâvya takımı en kuvvetli şekliie gelmiştir. Yarın saat 4 te hakem M. İvaneviç'in idaresi altında Türk millî takımı ile karşılaşacaktır. Geçen oyunun verdiği neticelere göre takımımızda bazı tadilât icrası takarrür etmistir. Yeni şekil şudur: Hüsamettin Hüsnü Bürhan Mithat Nıhat Sami Eşrej Rebii Fikret Salâhattin Niyazi Mançuri'de isyan hareketi Tokyo 1 (A.A.) Mançuri eyaletlerinden iiçünün Shang, Hue, Liang'nin idaresine karşı ayaklandığı söylenmektedir. Bursa treni Dün yoldan çıktı Bursa 1 (Hu. Mu.) Bugün Mudanya'dan gelen posta treni Yürükali ile Koru istasyonları arasında yol dan çıkmış, traversler üzerinde 500 metre kadar yürüdükten sonra tevkif olunmuştur. Nüfusça zayiat yoktur. EDEBİ TEFRİKA: 42 Devairde kış saati başladı Ankara 1 (Telefonla) Deva irde bugiinden itibaren kış saatinin tatbikına başlanmış, daireler saat beşte tatil edilmiştir. Osman Şevket Paşa Ankara 1 (Telefonla) Bir müddettir mezun bulunan Millî Müdafaa Vekâleti muamelâtı zatiye dairesi reisi Osman Şevket Pş. tekrar vazifesine başlamıştır. Binicilerimizin ilk müsabakası Gaip Avusturalya'lı tayyareciler Sofya 1 (A.A.) «Muhabiri mahsusumuzdan» Binicilerimiz bu giin kalabahk bir seyirci kütlesi huzurunda ilk müsabakalarını yapmışlardır. Bu müsabakalara Bulgar'lardan 13 ve bizden 8 zabit iştirak etmistir. Ahali zabitlerimizi çok alkışlamıştır. Sahaya alışmamış olan bir iki hayvan biraz ürkeklik yapmıs larsa da netice intizam tahtmda cereyan etmistir. Müsabakalara yarın ve öbür gün de devam edilecektir. yok. Bir akşam Mordigera'da baştanbaşa çiçeklere bürünen akasya ağaçlarının altında yemek yerken, Lilâ'nın beni hakikî bir dost telâkki ettiğine kani oldum. Konuşmamız esnasında bana (Mösyö Jak Mond) demekten vaz geçerek sadece (Filip) diye hitap etmeğe başladı. İhtilâlin mahvettiği mahut Avusturya'lı Aristokrat'tan bahsetti. Bu şüpheli centilmeni nasıl sevdiğini, otel masrafını ve ipekli pijamalarının bedelini, yaşlı zengin kadınların gönüllerini yapmak suretile nasıl tediyeye mu vaffak olduğunu sonradan öğren diği, bu betbaht ihtilâlzedeye nasıl itimat ettiğini itiraf etti. Mahvolan emellerine önümde ağladı. Zavallı Lilâ! Size acaba bunun için mi, nekahat devresine yeni girmiş bir hastaya yapıldığı gibi, rikkat ve ihtimamla muamele ediyorum. Bu sabah Timgat'ın güvertesinde yalnız değilim. Yanımda gölgem de Divanı muhasebat Reisi geliyor Ruslar izmirden incir alıyorlar Ankara 1 (Telefonla) Divanı muhasebat reisi Fuat B. bugün ts tanbul'a hareket etti. tzmir 1 Rus'lar 50 ton incir alarak vapura yüklediler. Cumartesiye üzüm mubayaatı başlıyacaktır. kendime sormuştum. Altı silindirli bir araba ile güzel bir seyahat. Yanımda az söylüyen fakat her şeye çok dikkat eden cazip bir seyahat arkadaşı. Lilâ her şeyle alâkadar oluyor, geçtiğimiz yerlerin letafetini sindire sindire tatıyordu. Tıpkı aç bir da vetlinin ziyafet masasına getirilen nefis yemekleri gözlerile yemesi gibi. Liiâ'ya âşık mıyım? Bu suali bir kere daha Marsilya'da, Korniş'te bir sabah yemek yerken kendi kendîme sormuştum. Ona If şatosunu göste riyordum. Oradaki manastırın ça • tıkkaşlı papazının özlerinde u zak, Monte Kristo'yu gizlice nasıl okuduğumu ve bu romandan neler duyduğumu anlatıyordum. Lilâ, güneşin altında açılmağa başlamış bir gül goncası gibi idi. Keyif ve neş'e içinde bir sazın telleri gibi ihtizaz ediyordu. Onu istediğim gibi güldürüp ağlatmağa muktedir olduğumu anlıyordum. O gün, önündeki hey kele istediği şekli verebilen bir san'atkârın hissile yaşadım. Benim çe Merkez muhacim Hakkı hasta kicim sözümdü, onu fikir darbelerile istediğim gibi yontuyor, tatlı sözler ve faideli derslerle arzu ettiğim şekle sokuyordum. Lilâ'yı eğlendiriyordum ve yakında, bambaşka hislerle meşbu başka bir Lilâ meydana getireceğimden emin gibi görünüyor dum. Bazı insanlar, ruhlarına nüfuz edilemiyen kadmlara tutulurlar. Bu perde onlarm ihtiraslarına uyğun geHr. Bu sır onları keskin bir likör gibi sarhoş eder. Diğerleri de, bizzat kendüerinin istedikleri şekli alan, kalp ve hislerini yuğurdukları kadmları severler. Bu takdirde aşk, müellif hakkı gibi, buse emeği ile kazanılmıştır. O kalbin teker teker muayene ve tetkik ettikleri her höceresinde kendilerinin imzası varıdır. Mazisini bilmediğim için ve hali hazırı eserim olduğu için Lilâ'yı sevecek miyim? Mazisi .. Bunu kısmen biliyorum. Hemşiresi ne biliyorsa ben de ancak o kadarını biliyorum. Onu yaralıyan dramdan hiç haber im Londra 1 (A.A.) îngiltere'ye gitmekte olan ve dün saat 4 te Halep'ten hareketinden sonra hiç bir haber alınmamış bulunan Avusturalya'lı tayyareci Kings Ford Smith'in akibeti hakkında büyük bir endişe hissedilmektedir. CUMHURtYET Avusturalya» dan îngiltere'ye gitmekte olan bu tayyarenin Halep'ten hareketinden sonra Cenubî Anadolu'da bir kazaya uğradığından endişe edilmektedir. yor. Transatlantik kumpanyasının kırmızı bacalı seyyar şehri mavi denizle berrak semanın arasında çölde kaybolmuş bir Avrupa beldesini andırıyor. Erkenden kalktım. Birinci sınıf yolculara mahsus güverteye tırMAURICE DEKOBRA'dan manıyorum. Güvertede aşağı yukarı önlerine çıkan her hayatı çiğniyedolaşıyor ve her dakika, sapanın derek geçen, yaşlı gözlere ehemmiyet miri gibi ileri fırlamış suratlı bir İnvermiyen, uzatılan elleri görmiyen giliz kadmile karşılaşıyorum. Başınnazlı ricaları duymıyan betbahtlara da sarı kolonyal şapka, sırtında bekadm ve erkek betbahtlara lânet! yaz ve önü sımsıkı düğmeli bir parBu zavallılar, sımsıkı kapalı dalgıç desü var. elbisesinde imişler gibi, bizi sarhos Lilâ'nınkine bitişik olan kama • eden büyük titremelerin ve iğneliyen ramda pek az uyudum. Yolumuz, taküçük kederlerin zevkinden ebedi lih diyarının Turing Klübü tara yen mahrum kalacaklardır. Bunlar, fından sık sık talik edilmiş bulunan sararmış bir fotoğrafinin üzerine ka işaret levhalarile dolu: «Tehlikeli panıp ağlıyamaksızın, solmuş bir dÖnemeç», «sert iniş», «yanlara dikgülün hazin yapraklarını titriyerek kat»! okşıyamaksızm ölüp gitmeğe mah Lilâ'yı seviyor muyum? Ona tutkumdurlar. gun muyum? tşte belki on defadan fazla kendi kendime sorduğum bir 11 Nisan Sabah saat sekiz sual. Bu suali ilkönce Tirol, tsviçre Sırtları kıremah köpiiklerle süslü ve Kotdazür'e yollanmak üzere TaIri dalgaları yararak Timgat ilerlibor'da otomobile binerken kendi Kadife alev var. Söylesene canım, seviyor mu> sun, sevmiyor musun? Aşkın birdenbire tezahür edtvereceğini mi zannediyorsun Aşk bir fotoğraf filmi değildir ki, solüsiyon'un içine korkomaz net o• lup olmadığı hemen görüveresin. Hoşuna gidiyor mu? Evet! Şahsı? Zevkimi okşuyor! Ahlâkı? Nadiren tesadüf olunur mü kemmeliyette! O halde bu seyahat başlancığı ümit verecek mahiyette mi? Bilmiyorum! Seni tedricen seveceğini zannediyor musun? Ihtimali var! Sevmesini arzu ediyor musun T Korkuyorum! Kim için? Her ikimiz için! Maoaiı var