Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Gorbi'ye küfür
eden yandı
• MOSKOVA (AA) —
SSCB Başkam Mihail
Gorbaçov'un onurunu
korumak amacıyla SSCB
Yüksek Sovyeti'ne yasa
tasansı sunuldu. Tasarıya
göre Gorbaçov'a halkın
içinde küfür ya da hakaret
eden bir kişi 3 bin ruble
(yaklaşık S bin ABD
Doları) para cezasına ya da
ttç yü hapis veya çalışma
kampında iki yıla mahkûm
edilebilecek. Aynı suçun
basın yoluyla işlenmesi
haJinde, hapis cezasının
süresi 6 yıla kadar
yükselebilirken, bu suçu
işleyen gazete, TV ya da
radyo istasyonunun
ödeyeceği para cezası 25
bin rubleye (yaklaşık 43 bin
ABD Doları) yukselecek.
Ayrıca bu suçu işleyen
basın ya da yayın organının
faaliyeti durdurulabilecek.
İtalyada da
süper top
• Dış Haberler Servisi —
Irak tarafmdan üretildiği
ileri sürülen "süper top"a
ait bazı donanımların
Italya'da ele geçirildiği
bildirildi. ttalyan yetküiler,
topa ait olduğu belirtilen
90 ton ağırlığmdaki
donanımın Napoli
Limanı'nda, Ortadoğu'ya
sefer yapmaya hazırlanan
bir gemiye yüklerimek
istenirken yakalandığını
açıkladılar. Yetkililer,
geminin söz konusu
donanımı hangi limana
götüreceğini ise
1
•klamadılar.
Kol kıran
albay
• KUDÜS (AA) — Israil
işgali altındaki topraklarda
süren Filistin ayaklanması
sırasında, göstericilerin
kollannın kırılması ile ilgüi
bir davada yargılanan
Israilli Albay Yehuda
Meir'in avukan,
Fiüstinliler'in kollannın
kırılması cmrini zamanın
Savunma Bakanı tzak
Rabin'in verdiğini söyledi.
Yunanistan'da
müftü krizi
• ATINA (Cumhuriyet)
— Yunanistan'ın Batı
Trakya Bölgesi'nde yaşayan
Müslüman Türk azınlık
yine beklenmedik
sorunlarla karşı karşıya
kalıyor. Bağımsız
Milletvekili Dr. Sadık
Ahmet'in, Gümülcine
Müftülüğü'ne atanan
müftü naibi Hafız
Cemali'nin meşruiyetini
kabul etmemesi nedeniyle,
Gümülcine Savcısı
tarafından parlamentoya
şikâyet edileceği öğrenildi.
Cemali'nin müftulüğünü
tanımadığını yazılı biçimde
açıklayan vaiz Ahmet
Hacıosman ise, Cemali
tarafından azledildi.
Irak affı
uzattı
• BAĞDAT (AA) — Irak
Haber Ajansı, Irak'ın
sürgünden ülkeye dönen
Kürtlere yönelik affı bir ay
daha uzattığını bildirdi.
Buna göre, 11 hazirana
kadar ülkeye dönenler
affedilecek. Affın, ülkeye
dönmek isteyen Kürtlerin
sayısındaki artış nedeniyle
uzatıldığı ifade edildi. Irak
gazeteleri, geçen iki ay
boyunca çoğunluğu
Türkiye'den 2 binden fazla
Kürt'ün ülkeye döndüğünü
belirttiler.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi JVashington'da Türkiye'yi uyardı
Abramowitz'den sert çıkışUFUK GÜLDFMİR
WASHINGTON — ABD'nin
Ankara Büyükelçisi Morton Ab-
nuaowitz önceki gün Türk Ame-
rikan Deraekleri Asamblesi yüük
toplantısında yaptığı konuşmada,
Avrupa'da önemli gelişmeler ya-
şandığı bir dönemde, Ankara'nın
"içeride gosterecegi performan-
stn" gelecekte Türkiye'nin dünya-
daki yerini belirlemekte önemli
rol oynayacağını söyledi ve bunun
da anahtarının, sırasıyla; Kıbns,
ekonomide "oyunu kurallanyla
oynamak" ve insan haklarından
geçtiğini vurguladı. Abramowitz,
konuşmasında özeüikle Kıbns ko-
nusunda "sert" ifadeler kullana-
rak görüşmelerin başarıya
ulaşrnası için "ilgili tiim tarafla-
nn retoriği (gereksiz laf kalabalı-
ğı) lusmalarını" önerdi. Ancak
buna karşılık ABD Başkanı
Bush'un 24 nisanda yapüğı Erme-
ni açıklamasına Ostü kapalı bir şe-
kilde değindi.
Abramowitz, aralannda üst dü-
zey Türk yetkilileri, işadamlan,
akademisyenler ile Amerikan yö-
netimi mensuplannın da bulundu-
ğu kalabalık bir topluluğa hitap
ederken ABD Başkanı Bush'un
Biiyökelçi Abramowitz
Ermeni günü ile ilgili açıklaması
konusunda sadece şunlan şöyledi:
"ABD ve Türkiye arasındaki
ilişkiler kökludür. Bir süre önce
yaşadıgunız gibi çok sdandlı olay-
lar olmaktadır. Ama ortak amaç
ve benzeri idealler bannn iizerin-
de olduğundan güçJiklerin üste-
sinden gehneyi bOdik. Gcçmise, il-
ham alraak için bakabüiriz, ama
Avrupa'da büyük degişiknUer ya-
ş*ndıgı bir dönemde ben gdece-
ğe bakmak istiyornm."
Konuşmasında Kıbns konusu-
na özel bir yer veren Abramowitz,
bu konuda aynen şunlan söyledi:
Büyükelçi Morton
Abramowitz, gelecekte
Türkiye'nin dünyadaki
yerinin, Kıbns,
ekonomideki başarı ve
insan hakları
konularındaki
tutumuna göre
belirleneceğini söyledi.
Kandemir: Ermeni
iddialarına karşı
uzlaşma mümkün değil.
"Türkiye'nin dosta olarak söy-
lüyorum, ne kadar zor olursa ol-
sun banşçı ve kalıcı çöziirn müza-
kere edilebilir ve bu sadece her iki
Kıbns toplumunun degıl Turkiye
ve dunyanın da menfaatkrine hiz-
met eder. Yine inaımonım ki mü-
zakerelerin başanlı olması için il-
gili tum taraflann reloriği lusması
ve adadaki iklimin ve iki toplum
arasındaki ilişkilerin iyileşmesine
dikkat sarfetmelidrr."
Abramowitz, bu sözleri sarfe-
dince salonda bir dalgalanma ol-
du ve konuşmadan sonra da
"Mesaj kimeydi" sorusu kulisler-
de tartışılmaya başlandı. Abra-
mowitz'in bu çıkışı baa Türk ma-
kamlarını rahatsız ederken bazı-
ları da büyükelçinin söyledikleri-
ni "makal" buldu.
Abraraovvitz, konuşmasında
insan haklanna da ağırkku olarak
değindi. Türkiye'nin imajının bu-
günkü durumda bulunmasının,
Batı'dan kaynaklanan çeşiüi siya-
si veya tarihi nedenleri olabilece-
ğini ama bunun kısmen de "Türld
ye'nin insan haklan performan-
sından kaynaklandıgını" belirten
Abramowitz, "Tüririye bu konu-
da savladıgı idealleri yaşama
gecirmelidir" dedi. "Eger Türki
ye Batı'taki imajından ve rolün-
den kaygıh)sa. insan haklan ko-
nusu giderek daha önemli hale
gelecektir" diye devam eden Ab-
ramowitz, böylece değişen dünya-
da Türkiye'nin yeni rolünün ger-
çek bir demokrasiden soyutlana-
rak düşünülemeyeceğini ima etti.
Son olarak, ekonomik konular
üzerinde duran Abramowitz,
"Biz Amerikan yatınmcüannı
Türkiye'ye getmeleri için teşvik
ederiz ama emir veremeyiz. On-
ları çekmek de Türkiye'nin
eliode" diye konuştu. Patent,
copyright ve diğer fikir ve sanat
eserleri konusunda Tûrkiye'deki
uygulamalardan yakınan Abra-
mowitz, "Eğer Türkiye bu oyu-
nu oynamak istiyorsa kurallany-
la oynamalıdır" dedi. Yatırımcı-
lann, "yabancılara düşmanlık
bcsleyen bıirokratik ve hukuki
prosedürierden" hoşlanmadığını
kaydeden Abramowitz, "Örne-
ğiü, yabana şirketler, şu anda bir
KİT'in satışına Türk mahkemde-
rinin çıkardığı engeli kontrabn
ciddi biçimde ihlali ve dış serma-
yeye olurasnz tavır olarak
•IgılayabHirler" diye konuştu.
Asamblenin dünkü bölümunde
söz alan Türkiye'nin Washington
Büyükelçisi Nüzhet Kandemir de
Türk-Amerikan ilişkilerindeki son
gelişmeleri değerlendirdi. Ermeni
iddialan karşısında Türk tarafının
uzlaşmasının mumkün olmadığı-
nı söyleyen Kandemir, "Uzlaşma
siyasette olur. Ancak tarihimizle
siyasal oyunlar oynattırmayız.
Çünkü tarifı gerçektir, gerçek de
mutlaktır. Üstelik tarih iç siyase-
te konu olacak bir oyuncak
degildir' dedi. Kandemir, Kıbns
konusunda üçuncü taraflann,
Kıbns Türk halkına eşit davran-
ması gerektiğini ifade etti.
Uluslararası Girne konferansında olaylı açılış
Muhalefet Denktaş'ı yuhaladıGİRNE (Cumhuriyet) — Işada-
mı Asil Nadir'in himayesinde ger-
çekleştirilen "Uluslararası Girne
Konferansı-90" olaylı başladı.
Konferansın yapılacağı otelin
önünde toplanan bir grup göste-
rici, KKTC Cumhurbaşkanı Ra-
uf Denktaş'ı yuhalayarak Asil
Nadir aleyhinde slogan attılar.
KKTC muhalefet liderlerinden
Özker Özgür, Mustafa Akıncı ve
Orhsn Üçok'un aralannda bulun-
duğu göstericiler, KKTC seçimleri
öncesinde yayınladığı Kıbns ko-
nulu açıkoturum nedeniyle
TRT'yi de kınadılar. Göstericile-
rin taşıdığı pankartlarda, "Nadir-
land olmayacağız", "Kaça satıl-
dınız?", "Ruşvet alan kim, veren
kim?" yazıları dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş,
olaydan sonra gazetecilere yaptı-
ğı açıklamada, seçimlerin gayri
meşru olduğunu iddia etmek su-
retiyle, meclisin, hükümetin
KKTC'nin meşruiyetine gölge dü-
şürecek bir hareketin başlatılmak
istendiğini söyledi.
Denktaş, halkı sokaklara dök-
menin hiç kimseye yarar sağlama-
yacağını belinerek, "Bugün se-
çimlerin gayri meşru oldugu iddi-
asına önculük eden liderler, zaten
cumhuriyetin kurulmasını isteme-
yen kişilerdir" dedi.
Ulkede bir halk harelietinin an-
cak KKTC'yi korumak için halk
tarafından başlatılabileceğine işa-
ret eden Denktaş, protestocu gru-
bun isteğinin ise "KKTC'yi
yıkmak" olduğunu söyledi.
KKTC Başbakanı Derviş Eroğ-
lu da olayla ilgili olarak yaptığı
açıklamada, bir uluslararası kon-
feransın girişinde cumhurbaşka-
nını yuhalamanın ve konferansa
katılanlan protesto etmenin, hiç-
bir amaca hizmet edemeyeceğini
beliıtti.
Olaylardan sonra, "Tirkiye ve
Balkanlar" konusunun ele alına-
cağı uluslararası Girne
Konferansı-90, Prof. Erol Mani-
salı'nın yönetiminde başladı.
tşadamı Asil Nadir'in katıla-
maması üzerine, Nadir Şirketler
Genel MüdürU llker Nevzat'ın
yaptığı "HoşgeMiniz" konuşma-
sından sonra Denktaş, açılış ko-
lasını yaptı.
Yahudi mezarhğına saldınyıprotesto için bugün gösteri düzenlenecek
Fransada ırkçılık ayıbıCumhurbaşkanı François Mitterrand bugün
düzenlenecek protesto gösterisine katılacak. Saldırının
vahşeti ve bir cesedin kazığa oturtulması Fransa ve
dünyada sert tepki yarattı.
sızlar arasında yabancı düşman-
lığını kışkırtrnası, bu tür eylemle-
rin "manevi" sorumluluğunun
kendisine yüklenmesine yol açtı.
Güverdik güçleri bu tür saldınla-
nn ilk kez meydana gelmediğini
hatırlatıyorlar. Son yıllarda, Fran-
sa'da Yahudi mezarlıklanna 10
ırkçı saldın.olduğu, ancak iç ve dış
koşullann özellikleri nedeniyle
son saldırının büyük yankı uyan-
dırdığı vurgulanıyor.
Şimdiye kadar mezarlık saldı-
nlannın, Fransa'da yaşayan Kuzey
Afrikalı göçmenlere karşı gerçek-
leştirilen cinayetlerle birlikte, kü-
çük bir neo-Nazi örgütçe yapıldı-
ğ> biliniyor. Bu örgütün üyeleri ço-
ğu kez "Skinhead" olarak nitele-
nen kişiler. "Miiliyetçi Parti" ad-
lı bu örgüt, aşm sağ içinde Ulu-
sal Cephe Partisi'nin rakibi sayı-
hyor. Gözlemciler mezarlık saldı-
rısı olayında, saldırganlann "Te-
meşvar örnegi"ni kullandıklan
ifade ediliyor. Hatırlanacağı gibi
Romanya'nın Temeşvar kentinde
Çavuşesku'nun devrilmesinin ar-
dından, mezarlıktan çıkanlan ce-
setler, teşhir edilerek, büyük çap-
b bir katliam olduğu iddia edil-
miş, olay dünya kamuoyunda bü-
yük heyecan yaratmıştı. Bu olay-
da da saldırganlann, basında uya-
nacak şiddetli tepkiden yararlan-
mak istedikleri sanılıyor.
SABETAY VAROL
PARİS — Fransa'nın güneyin-
deki Carpentras kasabasındaki
Yahudi mezarLğına yapılan vahşi
saldın, ulkede ve dünyada çok sert
tepkilere neden oldu. Güvenlik
güçleri olay yerinde 4 farklı kişi-
nin ayak izlerinin tespit edildiği-
ni ifade ediyor. Bu arada ırkçı ey-
lemleriyle tanınan bir "Sldnlıead"in
(Dazlak kafa)nın gözaltına alındı-
ğı haber verildi. Bu kişinin bar-
barca saldırıya kanlmadığı sade-
ce polisi saldırganlann tespitine
ulaştırıcağı tahmin edildi. Ancak
bu şahıs daha sonra serbest bı-
rakıldı.
Dün Paris'te mezarlık saldınsı-
nı ve ırkçılığı kınayan çeşitli gös-
teriler düzenlendi. Ülkenin diğer
kentlerinde de Yahudi cemaatleri
temsilcileri ile ırkçıhk aleyhtan ör-
gütler protesto eylemleri yaptılar.
Önceki gün Fransa Hahambaşısı
Josepb Sitnık'u evinde ziyaret
eden Cumhurbaşkanı François
Mitterrand bugün bir protesto
gösterisine katılacak.
Saldın Fransa'da siyasi planda
geniş tartışmalara konu oldu.
Kimse "insanlık dışı" olarak ni-
telenen saldından aşın sağ Ulusal
Cephe Partisi ve lideri Jean Ma-
rie Le Pen'i doğrudan suçlamadı.
Ancak ırkçı fildrleri yayarak Fran-
34 MEZAR TAHRİP EDtLDİ — Fransa'nın Marsflya kenri yakı-
nındaki Carpentras kasabasındaki Yahudi mezarlıgında 34 mezar
tahrip edilirken, bir ceset de kazığa oturtuldu. (Fotoğraf: Reuter)
Gorbi: Işsizlik kaçımlmazMOSKOVA (AA) — SSCB li-
deri Mihail Gorbaçov, gerçekleş-
tirmek istedikleri ekonomik re-
formlar çerçevesinde işsizlik soru-
nunun ortaya çıkmasının kaçıml-
maz olduğunu bildirdi.
Gorbaçov, önceki gün kendisi-
ni SSCB Komünist Partisi 28.
Kongresi için delege olarak aday
gösteren Moskova'nın Fnınze
bölgesini ziyaret etti.
Sovyet basınında yer alan ha-
berlere göre Gorbaçov, bölgede
gezdiği iki fabrikada işçilere yap-
tığı konuşmada, SSCB'de 2-3 ki-
şinin yaptığı işi Baü'da tek isçinin
yaptığını söyledi. Gorbaçov, bu
durumda "SSCB'de zaten var
olan gizü ve yapısal işsiziifin" sa-
dece yüzeye çıkacağını bildirdi.
Gorbaçov, "Eger dünya eko-
nomisinin deneyünlerinden yarar-
faunnayı öğrenemezsek, sürekB ge-
ride kalacağız. Dünu, hatta önce-
ki günü yaşamaya devam ede-
cejiz" şeklinde konuştu.
Gorbaçov, bu çerçevede Sovyet
ekonomisinde köklü bir fiyat re-
formunun da yapılacağıru doğru-
layarak, fiyatlann "Dünya fıyat-
lannın düzeyine" getirilmesi ge-
rektiğini söyledi.
Sovyet lideri, bununla birlikte
temel gıda maddeleri fiyatlannın
kontrol altında tutulacağı yolun-
da güvence verdi.
Bu arada Sovyetler Birliği'nin
tarihinde ülke liderinin ilk kez ka-
muoyu önünde açıkça protesto
edilmesinin ardından parlamento-
ya sunulan "başkanın onurunun
korunmasına" Uişkin yasa tasan-
sı, gerekli çoğunluğu sağlayama-
dı.
ALTIK
Moskova'ya
karşı
dayanışma
MOSKOVA (AA) — Sovyet-
ler Birliği'nden bağımsızlıkları-
nı kazanmaya çalışan 3 Baltık
cumhuriyetinin liderleri, bu
cumhuriyetlerden Estonya'nın
başkenti Tallinn'de dün yaptık-
lan donık toplantısında, Sovyet-
ler Birliği tarafından 1940 yılm-
da ilhak edilmeden önceki işbir-
liği örgötleri olan Baltık Konse-
yi'ni canlandırarak bağımsızlık
konusundaki çabalannı koordi-
ne etmeyi kararlaştırdılar.
Üç lider, ayrıca ABD Başka-
nı George Bush ve SSCB Başka-
nı Mihail Gorbaçov'a gönder-
dikleri ortak mektupta, kendi
geleceklerini belirleme haklan-
na saygı gösterilmesini istediler.
Estonya Devlet Başkanı Ar-
nold Ruitel, Litvanya Devlet
Başkanı Vitantas Landsbergis ve
Letonya Parlamentosu Başkanı
Anatoli Gorbunov'un dünkü
doruk toplantılan, planlanan
sureden yaklaşık iki katı daha
uzun sürdu.
Üç lider baş başa yaptıklan
gorüşmelerden sonra heyetlerin
de katılımıyla, bağımsızlık ko-
nusundaki çabalannı koordine
etme yollarını ele almaya devam
ettiler. Görüşmelerin tamamlan-
masmdan sonra üç lider, Eston-
ya Yüksek Sovyeti binasında,
1934 yılında oluşturulan "Baltık
Devletleri Konseyi"ni canlandı-
ran bildiriyi imzaladılar.
Her üç cumhuriyetin devlet
başkanlannın oluşturacağı "Bal-
tık Devletleri Konseyi"nin birin-
cil amacının, üç Baltık devleti-
nin "gerçek bagımsızlıgını" elde
etmek olduğunu ilan ettiler. Üç
lider, "yasadışı bir biçimde" or-
tadan kaldırıldığını vurguladık-
lan Baltık Konseyi üyesi devlet-
lerin bağımsızlığa kavuştuktan
sonra Birleşmiş Milletler'deki,
haklan olan yerlerini almak is-
tediklerini bıldırdiler.
Landsbergis, Raitel ve Gorbu-
nov'un yayımladıklan ortak bil-
diride, ekonomik ve politik işbir-
liği alanında somut olarak atı-
lacak adımlarla ilgili herhangi
bir bilgi verilmedi.
DUN^ADA BUGIJN
ALtSİRMEN
Herkes Mersiıfe...
FUNCHAL/MADEIRA — PEN 55. Dünya Kongresi'nin yapıl-
dığı Madeira Adası'nın başkenti Funchal'a varabilmek için Tür-
kiye'nin Avrupa'ya dokunan ayağının ucundaki İstanbul'dan ha-
valanıyor, Akdeniz göklerini bir süre harmanlayıp, önce Roma1
ya iniyorsunuz. İspanyol turistlerin şamatasıyla bir ilkokul sını-
fından daha gürültülü hale gelen THY uçağının içinde, transit
salonuna gitmeden. bir saat kadar terleyıp, havasızlıktan bunal-
dıktan sonra yeniden Akdeniz'in üstüne havalanıp, Madrid'e doğ-
ru yol alıyorsunuz İspanya'nın başkentinde, İber ya da dilerse-
niz, feministlerin küçümseyen deyimiyle, Maço Havayolları'nın
uçağına binip, Lizbon'a konmak üzere havalanıyorsunuz.
Kısacası, Atlas Okyanusu üzerinde süzülmeden önce, güney
Kara Avrupası'nı güneydoğusundaki ucu İstanbul'dan güneyba-
tısı'ndakı ucu Lizbon'a Akdeniz kıyılarını kâh karaların, kâh uy-
garlık denizinin mavı dalgalannın üzerinden uçarak baştan ba-
şa geçıyorsunuz ve sürekli Türkiye'nin Avrupa'nın kapıstndan na-
sıl döndüğünü düşûnüyorsunuz.
"İkinci paylaşım savaşı" dadenen, büyük savaşın üzerinden
kırk beş yıl geçtikten sonra için için kaynamakta olan Avrupa
birden öylesıne hızlı bir değışimin içine girdı ki neyin nereye ka-
dar varıp nerede duracağını artık kimse kestiremez oldu.
Türkiye'den doğru Avrupa'ya baktığınızda kesın olan bir tek
şeyin varlığından söz edebilırsiniz ki, o da Ankara'nın Exupery'nin
"insanların vatanı" dediği bu anakaranın ekonomik ve siyasal
örgütlenmesine, birliğine tam üyelığinin bir süre için düş oldu-
ğudur. .
Hızla değişen Avrupa ekonomik ve politik bütünlüğûnü arar-
ken artık politik sınırları ile coğrafyasını çakıştırabilecek bir olu-
şumun içine girmiştir. Bu oluşumda da Türkiye, kültürel, ekono-
mik, politik ve sosyal nedenlerle dışarda kalmıştır.
Sözü edilen olgu karşısında, Avrupa'nın kapılannda Medine
dilencileri gibi yakanp, sızlanıp. sonra da öfkeye kapılarak, bizi
dışlayanlan "çifte standart" uygulamaklâ suçlamanın anlamı yok-
tur. Avrupa'ya girmek ısteyip de gıremeyenler, kusuru, kendi kö-
tü yapılannda, gerıliklerınde, duşunce ve mal üretmekteki kısır-
lıklarında, dinsel bağnazlıklarında, laik toplumu içlerine sindi-
rememektekı hamlıklarında aramalıdırlar.
Türkiye'de, her naalsa ya da askeri darbenin yaratttğı boşluk-
tan yararlanarak. iktidara gelenlerin olayları soğukkanlılıkla ir-
deleyip, düşünce olusturmaktaki kısırlıklarının ayırdına varmış
olanlar da Ankara'nın içine düştüğü umarsızlık döngüsûnün yar-
dımıyla bizlerı daha da yalnızlığa itebilecek olan yepyeni plan-
lar peşindedirler.
Yıllar yılı çağdışılığını, Sovyet tehdidine karşı güvenilir mütte-
fik kalkanı ardına saklamıs, cağdaşlaşma tembelliğinin keyfini
sırtını demirperdeye dayayarak çıkarmayı sürdürmuş olan bir ülke
şimdi sırtını dayadığı duvar yıkılıp, ardına saklandığı kalkan da
ortadan kalkınca kaçımlmaz olarak umarsızlığın sarmalına dü-
şer.
İşte bu sarmalın içinde çırpınan Ankara'ya, kimilerinin velini-
meti Sam Amca, "Sen Avrupa'dan dışlandın, onu boşver! En iyi-
si Ortadoğu'ya dön. oradaki ışlevıni yüklen" demektedir.
Kuşkusuz bir Ortadoğu ülkesıdir Türkiye ve coğrafyasından
yakınmak ya da utanmak, nafile gozyaşı ya da budala kasıntısı
olduğuna göre hiçbirimiz ne Ortadoğululuğumuzu yadsıma şap-
şallığına kalkışacağız ne de_ orada yüklenebileceğimiz olumlu
rolleri görmezden geleceğiz.
Ne var ki hem Ortadoğu hem de bir Akdeniz ülkesi olan Tür-
kiye taaa Büyük İskender'den bu yana Doğu ile Batı'nın kesiş-
me noktası, her iki dunyanın bırbirlerine açılan kapısı durumun-
dadır.
İsrail de dahil, hiçbiri laik olmayan ülkelerin doldurduğu Or-
tadoğu'da Türkiye vardır ve bölgedeki varlığını doğallıkla en ya-
rarlı şekilde degerleiıdirmelidir.
Ama Türkiye'yi yalnızca Ortadoğu'ya bakan, kendi iki dunya-
nın kesişme noktası olma özelliğıni gözden kaçıran bir politika-
r\\p içine itmek onu atıl kapasiteli bir ülke haline dönüştürmek .
demek olacaktır Hele hele bunları da aşarak Türkiye'ye Orta-
doğu'da Amerikan çıkarlarının ait jandarmalığını kabul ettirerek
çağdışılık tembelliğinın bu kez de bu kalkan arkasına gizleme-
sini önermek, ülkemıze, soğuk savaş döneminden de daha bü-
yük kötülükleri reva görmek, bizleri daha büyük tehliketertn içi-
ne sürüklemek anlamını taşıyacaktır.
Herkesin gelişme ve gûvenceyi yumuşamada barışta aradığı
bir dönemde yeryüzünün çıban başı bölgelerınin bırinde, bela
saçıcıların ya da kendi barışını egemen kılıcıların jandarmalığı-
na soyunmak, herkesin Mersin'e gittıği bir dünyada tersine grt-
mek anlamını taşıyacaktır.
İşte bu yüzdendir ki atanmışlar diye küçümsenen, Dışişleri bü-
rokratları, seçilmişler diye kutsanan tabansız iktidarı uyarmaya
çalışmaktadırlar.
Kamuoyunun da candan katıldığı bu uyannın normal demok-
rasilerde olumlu sonuç vermesi doğaldır. Ne var ki halkının des-
teğini yitirmiş tabansız iktidarların kendilerine, kaçınılmaz dış des-
tek arama tutkularının sonucu olarak, Ankara'nın hiç umulma-
dık anlarda umulmadık rolleri ANAP'ın etkisiyle üstlenmesi ve
doğusuyla batısıyla yepyeni ufuklara yönelmiş olan bir dunya-
nın içinde doğuyla batı arasında açılmış anlamsız bir paranteze
dönüştürülmesi tehlıkesı her zaman vardır.
Herkesin Mersin'e gittigı bir dünyada tersine gitmemiz bizi ger-
çek coğrafyamızın bile dışına itebilecektir.
"Atlas Okyanusu'nun ortasındaki bir adaya uçarken bunlar da
düşünülür mü" demeyın.
Unutmayalım ki dünya cenneti diye adlandırılabilecek olan bu
adayı 15. yüzyıl sonunda bulan denizciler de bir altın kuralın ayır-
dındaydılar: "hyi bir denizci yeryüzünün neresinde olursa olsun,
Rendi bağlanma lımanını unutmamak ve her şeyden önce onun
düzenini düşünup savunmak zorundadır."
Irak zirve önerdiTAHRAN (AA) — Bağdat'm,
lran ile Irak devlet başkanlannın
barış görüşmelerindeki çıkmaza
son verebilmek amacıyla bir ara-
ya gelmelerini önerdiği bildirildi.
Tahran Times gazetesi, Irak
Devlet Başkanı Saddam Huse-
yin'in zirve önerisini 12 gün önce
lran hükümetine gönderdiği bir
mektupla bildirdiğini duyurdu.
Mektubun içeriği hakkmda he-
nüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Gazete, önerinin aynntıları ve
tran Devlet Başkanı Ali Ekber
Haşimi Rafsancani tarafından ka-
bul edilip edilmediği hakkında bil-
gi vermedi.
Zirvenin gerçekleşmesi dunı-
munda, 1988'in Ağustos ayında,
İran ile Irak arasındaki sekiz yıl-
lık savaşa son veren ateşkesten
sonra iki ülke devlet başkanlan ilk
kez bir araya gelecek.
Tahran Times, Rafsancani'nin,
Irak'ın amaçlanndan halen emin
olmadığını soylediğini, ancak çar-
şamba günü "iyi eğilimler
bulunduğunu" gösteren bazı be-
lirtiler görduğünü kaydetti.
Tahran Times haberinde,
"Bağdat, bu sefer de geçmişteki
verimsiz ziyaretler ve BM Genel
Sekreteri Perez de Cuellar ile yap-
tığı sonuç vermeyen göriişmeler-
deki tnlumunu tekrarlayacak
mı?" ifadesini kullandı.
SAS hergün 17.00'de İstanbul'dan kalkarak 19.25'de Kopenhag'a varır.
Avrupa'nın ve dunyanın önemli merkezlerine en uygun bağlantıları sağlar.
Bizleri, İstanbul'da 146 60 75den, Ankara'da 125 51 90'dan arayabilir veya seyahat acentenizle temas kurabilirsiniz.
CUMHURİYET CADDESİ 26A, HARBİYE, İSTANBUL TEL. 146 60 75 ATATÜRK BULVARI 127, KAT 4, NO. 417. BAKANLIKLAR, ANKARA TEL: 125 51 90
S4Sİşadamının Hava Yolu