Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MAYIS 1990 PAZAR YAZILARI CUMHURÎYET/U
Stockhokn'den
Isveç'te
gazete
3ağımlılığıtsveçliler neredeyse 'gazete bağımlısı'
denebilecek türden okumaya gerçekten tutkun
bir ulus. Toplumun yayınları izleyen kesiminin
yüzde 91'i günde 1 ya da en azından haftada 6
gün düzenli gazete okuyor.
Atina'dan
Oto faresi
faaliyetteYunanistan'da oto hırsızlığı salgın haline geldl.
Bunlar başhca iki gruba ayrılıyor:
Profesyoneller ve fareler. Otomobilin her
aksamını iyi bilen profiler ustaca çalışıyor.
Fareler ise sokak yankesicileri gibi camı kırıp,
radyo-teybi alıp kaçıyorlar. Çaldıkları otoları
Suriye'ye sevk edenler de var.
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Kenttekı
toplu ulaşım araçlarında hemen
farkedilen ve Türkiye'nin btfyük
kentlerinden gelenieri şaşkınlıga
düşurecek olan -sukunet ortamı-
nın ana nedenı, gözlerin harfler
üzerinde gezdınlmesidir. Stock-
holm'ün metrosunda, otobüslerin-
de insanlar pek konusmazlar.
Okuriar genellikle. Peronlarda
bekleyen kırmızı-yeşil saçb 18'lik
genç kızların elinde Kafka, Sart-
rc, Gide, Le Guin görmek, şaşır-
tıcı olduğu kadar, memnuniyet ve-
ricidir de. Sadece gençlerin değil,
üst yaştakilenn de kent yolculuk-
larındaki arkadaşıdır kitap.
Bu boyutta olmasına rağmen
bile, gazete duşkünlüğü ile başe-
decek durumda değildir kitap tut-
kusu. Isveçliler gazeteye iptila de-
recesinde bağımlı olan, okumanın
gerçekten zevkini çıkaran bır ulus.
Göteborg Üniversitesi Kitle lleti-
şimi Bölümu'nün yaptığı bir araş-
tırraaya göre Isveç toplumunun
yayınlan izleyen kesiminin yüzde
91'i, günde bir ya da en azından
haftada altı gün düzenli gazete
okuyor. Bu oran, son on yıllık dö-
nem içinde, yüzde iki-üç birim dı-
şında hep aynı kalmış.
Isveç, tnaJum, bir gazete ve der-
gi cenneti. 8.5 milyon nüfuslu ül-
kede gazete tarumına giren yayın-
lann toplam tırajı 5 milyon dola-
yında. Bu tirajın 4.5 milyonunu,
haftada 4 ila 7 kez çıkan, yerel ya
da ulke düzeyinde yayın yapan 100
kadar gazete sağlıyor. Geriye ka-
lan yarım milyoniuk tiraj ise haf-
tada 1 ila 3 defa çıkan, siyasi renk-
li ya da yerel 75 kadar gazeteye ait.
DeTgi tarumına giren yayınlann
sayısı ise 2 bin dolayında. Bunlar-
dan haftalık yayımlanan 10 tane-
si 2.1 milyoniuk bir toplam tiraja
sahip.
Yani, bin kişiye 600 kadar ga-
zete ve 250 dolayında dergi düşü-
yor.
Gazete tiraj sıralamasının en
Jbüyükleri ise şöyle: Liberal aksaın
gazetesi 'Espressen' 593 bin, libe-
ral sabah gazetesi 'Dagens
Nybeter' 418 bin, sosyaldemokrat
akşam gazetesi 'Aftonbladet' 409
bin, muhafazakâr sabah gazetesi
•Svenska Dagbladet' 239 bin satı-
yor. Bu dört buyukleri yerel nite-
likli "altılar" izlemekte. Liberal
eğilimli 'Göteborgs-Posten' 281
bin, liberal Sydsvenska DagMadet
114 bin, sosyaldemokrat 'Arbelct'
115 bin, akşam gazetesi 'Kvall-
spostea I- dag' 180 bin ve muha-
fazakâr Nya Wrnnlands-Tidnin-
gen' 78 bin gibı tirajlara sahip.
Gazete okurlannın yuzde 80'lik
kesimini aborunanlar olusturuyor.
Pekı, ortalama okuma suresi ne
kadar? Göteborg Universitesi'nin
araştırmasına göre bu süre
1980Mer boyunca 29.5 ile 32.6 da-
kika arasında değişmiş. Gazeteler
genellikle sabah saat 8'den önce
okunuyor. Günün revaçtaki ikin-
ci "okuma zamanı" ise öğleden
sonra saat 5 civarında başlıyor.
Gazeteyi ve okurlannı "canı gi-
bi seven" bazı iktidarlar için ne
kadar "umutsuz" bir durum, de-
ğil mi? öyle anlaşılroakta kı Is-
vec'teki iktidann eilerı yıllarca ar-
mut toplamış, hâlâ da topluyor!
İspanya KralıJuan Carlos'an oglu Prens Felip, Katalanlann ulusal kimJiğini koramahınnı isteyince birden buyuk popiilarite kazandı.
Madrid'den
Katalan fatihi prensMİNE G. SAULNIER
MADRİD — "Tnrkey" devin-
ce, Amerikalının aklına Türkiye^
den önce hindi gelir. Ama kültür
bizim. Amerikan kültürsüzluğü de
yine bızim olduğu ıçin "Bourtooa"
deyince birçok Turkun aklından,
Amerikan viskisi geçer.
Oysa Bourbon unlemı, Amen-
kan iş bitirimciliğinin adını çal-
maktan öteye su karıştıramadığı,
bir buyük ailenin tescilli marka-
sıdır.
İspanya Kralı Juan Carlos, bir
"Bourbon"dur. Ispanyolca söyle-
nişiyle "II. Borbon". Yirmi ıki ya-
şındaki oğlu Prens Felipe ise " m .
Borbon" olarak tahta geçeceği
günlere hazırlamyor. Ama ne ha-
zırlanmak!
İspanya veliahtının iki metreye
yakın boyu, maviş maviş gözleri,
kusursuz bir yuzü, hafîf kıvırcık
ve açık kumral saçlan var. Bir be-
yaz atı eksik altında. C-101 tipi jet
pilotluğuyla idare ediyor. Ulusla-
rarası yanşmalarda lspanya'yı
temsil eden ekibe katılacak kadar
da iyi bir yelkenci.
Prens Felipe de Borbon'un ge-
çen hafta Katalunya bölgesine
yaptığı gezi, lspanyol devletinin
varlığı açısmdan büyük önem ta-
şıyordu. Katalunya, Bask ülkesiyle
bırlikte Ispanya'nın en ileri ölçü-
de özerklik sahibi ve zengin iki
bölgesınden bin.
Ticaret hacmı açısından en bü-
yük. Aynca yazılı İrir edebiyat ge-
leneğı var ve evrensel değerde sa-
natçılanyla unlu. Sarvador Dali gi-
bi ressamları, Gaudi ve Ricardo
BofiD gibi mimarları, yüzlerce ya-
zın ustası var. Örneğin Baskçayı
ölesıye yaralayan Franco yasaklan
Katalancanın önunu kesememiş-
tir ve Katalunya'da önce Katalan-
ca konuşulur.
tspanyolca ise "birinci terdhli
yabaaa dü" muamelesi görur.
Her ytız kişiden on yedisinin ba-
ğımsızlık yandaşı olduğu bu böl-
ge, Madrid'le yüzyıllardır bitme-
yen bir bilek güreşine tutuşmu;
bulunuyor. Birkaç ay önce Kata-
lunya özerk parlamentosu, "kea-
di kaderini keadi çizme" hakkı ol-
duğu konusunda bir karar aldı.
Gerçi uygulamaya niyeti yok, ama
Madrıd'e şantaj için dört dörtlük
bir silah işte.
Ayrıca aynı günlerde Kral Juan
Londra'dan
Dakikada 10 bin defa yanlış numara
İSMET BERKAN
LONDRA — Bir zamanlar
Amerika'da yapılmış bir araştır-
maya göre insanı en buyuk stres
altına sokan şeylerin başında ar-
kadaşlarının telefon numaraları-
nın değiştiğini öğrenmesi geliyor-
muş.
Eğer Londra'da arkadaşlanmz
ya da iş ilişkileriniz varsa son bir
haftadır ağır stres altındasınız de-
mektır, çunkü herkesin telefonu
birden değişti. Eskiden Londra'yı
aramak için lngıltere'nin 44 olan
kodunu çevırdikten sonra Lond-
ra için de 1 çevirmek gerekiyordu.
Oysa artık Londra için 71 ya da
81 çevirmek durumundasınız.
Peki, kimler için 71, kimler için
81 çevireceğız? Londra'da aylardır
inanılmaz bir reklam kampanya-
sı devam ediyor. Kampanya, gaze-
te ve bill-boardlan medya olarak
kullanıyor ve çok sayıda değişik
slogandan oluşuyor.
Ingiiiz Telefon tdaresi British
Telecom, Londra'nın şehirlerara-
sı ve milletlerarası telefon kapasi-
tesini iki katın ustüne çıkarmak
içitı kod numaralannı değiştirme-
ye karar verdiğinde kenti de ikiye
böldu. "Citj•" diye adlandınlan ve
çoğunlukla işyerleriyle hukumet
binalanmn bulunduğu merkezi
bölgeye 71, bunun çevresine ise 81
kodu verildi. British Telecom'un
10 milyon sterh'n harcadığı reklam
kampanyasının amaa da nerelerin
71, nerererin ise 81 kodunu aldı-
ğını anlatmak.
Tabii butün çaışmalara ve har-
canan bütun paralara rağmen kri-
tik gun geldiğinde birçok yanlış
arama da yapıldi. British Tele-
com'un Londra Bölgesi Genel
Muduru Millie Bancrjee, hayatm-
da yaşadığı bu en kritik haftayı
The Independent gazetesine yaz-
dı ve çok az sayıda yanlış arama
yapıldığını, halkın çoğunluğunun
yeni kodları kolayca hatırlayıp çe-
virdiğini öne surdu. Oysa gazete-
lere göre geçen pazartesi günu
Londra'da dakikada 10 bin yanlış
arama yapıldığı belirlenmiş ve bu
"10 milyon poundu sokağa nu
atök" sorulannın sorulmasına yol
açmış.
Bu 10 bin yanlış aramanın bu-
yuk bölümünün genellikle daha
önce depolanmış numaralan oto-
matik olarak arayan fax gibı ci-
hazlardan kaynaklandığı söyleni-
yor, ama yine de geriye kalan ra-
kam da öyle azımsanacak gibi
değil.
Carlos, Olimpiyat Stadı'nı görme-
ye gittiği Barcelona'da yuhalan-
mıştı. İşte bu nedenlerle çok
onemliydi Prens Felipe"nin Kata-
lunya gezisi. Ve Katalanlara ne di-
yeceği merakla bekleniyordu.
Sarışın prens kursuye çıktı ve
kusursuz bır Katalancayla şunla-
n söyledi bu eski krallık ahalisine:
"Katalan kimliginize sahip çı-
kınız. O kimlik, hepimizin konı-
raası ve gozetmesi gereken buyuk
bir kultur >-aratmıştır. Ispanva'mn
yannki yuceligi, degisik dil ve oz-
gun kulturiere sahip halklannın
varlıgında yalıyor. Tarih boyunca
kimi kez, birieri bu farklann ol-
maması gerektiğine inandırmak
isleyenler çıktı. Oysa yanılıyoriar-
dı. Komşusuna ve kardeşine say-
gı duymavan kişüer. bir parca ken-
dilerini inkâr ediyorlar demeklir.
İspanya'nın butunlugu, tspan>ol-
lann biriigidir. Katalunya, Kata-
lan halkı ne isterse oau olacaktır.
Bulunduğum yerden ve daima ya-
nınızdan, size soylernek istedigim
işte bundan ibareltir."
Her gittiği yerde bu mesajı yi-
neledi Prens. Ayrüıkçı Katalanla-
nn elleri böğrUnde kaldı. Genç
Borbon'un kendi dillerıni konuş-
tuğunu ve ustelik o dile nasıl say-
gı duyduğunu anlayan sadık teba-
nın gozleri yaşardı.
Asturias Prensi Felipe de Bor-
bon'un babası, bir 23 şubat gunu
genç lspanyol demokrasisini mec-
lıste basan eli sılahhlara karşı, ço-
ğulcu parlamenter sistemi kendi
varlığını siper ederek korumuştu.'
Genç veliaht ise aynı sistemi ayrı-
lıkçılara karşı işte böyle sa-
vunuyor...
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan'da oto
hırsızları son zamanlarda "drit"
atmaya başladı. Daha çok BMW
tıpi ve tercihen "3." ya da "5." se-
rilere "zaafı" olan bu hırsızlar, ga-
yet profesyonel bır yöntemle faa-
liyet gösteriyor.
Hedef aldıklan otonun alarm
sistemi olsun olmasın, bir kere
goze koydular mı o "işi" hemen
iki gün içinde bitiriveriyorlar.
Günde ortalama 10-15 otonun ka-
yıplara kanştığı Yunanistan'da po-
lis de ellerini kaldırmış durumda,
Gecenin geç saatlerinde "mesai"
yapan oto hırsızları iki gruba ay-
nlıyor. "ProfesyoDeHer" ve "fare-
ler.." Profesyoneller, çalacaklan
otonun her bir mekanizmasını,
kapısının nasıl açıldığını, "düz
kontak" için gerekli kablolannın
nerede olduğunu çok iyi biliyor.
Eğer o otonun aiarmı varsa, alarm
sistemini de kaportanın uzenne
açtıkları deliklerden su damlata-
rak "düz kontak" yöntemiyle
"etkisiz" hale getirebiliyorlar.
Çalınan otoların başma üç şey
gelebılır. Birıncisi, bir tamirhane-
de soyulup soğana çevrildikten
sonra yedek parçalar halinde sa-
tılabilir. tkincisi yine tamirhane-
de "maymun" haline getirilip ye-
ni gibı satılabilir.. "Mayraun" ha-
line getirmek demek, çalınan luks
otonun her bir tarafını değiştir-
mek ve boyamak suretiyle yenilen-
mesi anlamına geliyor. Motorun
uzerine vurulan yeni numaralar
ise otonun yeni sahibini ve doğal
olarak resmi makamları aldat-
maktan başka bir anlama gelmi-
yor. Üçunctı yöntemde ise çalınan
otoların feribotlarla Suriye'ye gö-
türulmesi. Oto burada "tazelen-
dikten" sonra kendisine kolayca
alıcı bulabilıyor. Bır de dördüncü
kategori var kı, bu durumda çalı-
nan otonun bulunma olasılığı ol-
_ dukça fazla. Bu kategorideki hır-
sızlar, çaldıklan eski ya da yeni tıp
otolarla bir-iki gün gezip tozuyor,
sonra da terk edip gidıyor. Gider-
ken de içindeki radyo, teyp gibi ci-
hazları kendisine "gaaimet" edi-
niyor.
"Fareler" gnıbundakı hırsızlar
ise sokaktaki "yankesici"lerden
farksız. Bunlar, gozlerine kestir-
dıkleri otonun carrunı kınp içine
giriyor ve doğnıdan doğruya rad-
yo-teybini alıp kaçıyor. 'Fareler"
genel olarak uyuşturucu madde
kullananlardan oluşuyor. Diyelim
ki 50 bin drahmi değerindeki (750
bin lira) radyo-teybi yan fiyatına
satıp alacağı dozun karşılığı kadar
para kazanıyor.
Son zamanlarda artan oto hır-
sızları, oto sahiplerini neredeyse
çileden çıkarıyor. Geçen hafta bir
gazetede yayımlanan röportajda,
oto sahipleri ne yapacaklannı bi-
lemediklerini, polisten ise son de-
rece şikâyetçi olduklannı söyledi-
ler. Bunlardan bazısı ise evlerin-
de uyurken yanıbaşlannda çifte
ya da tabanca gibı sılahlar bulun-
durduklarını söylediler.
BMW ya da Mercedes tipi bir
otonun gumruk vergisiyle birlik-
te 15-16 milyon drahmi (75-100
milyon lira) olduğu göz önunde
bulundurulursa, bu tür otolara sa-
hip olanlarm "kaygısı" kolayca
anlaşılabiliyor.
Zürih'ten
SAYIN DOKTOR VE ECZACILARIMIZIN
DİKKATİNE...
MSD
MERCK
SHARPa
DOHME
LİPİD DÜZENLEYİCİ
Mevacor(Lovastatin) 20 mg TABLET
15 tabletlik blister ambalajlarda
Piyasaya sunulmuştur.
MERCK & CO. INC. lisansı ile
FAKO İLAÇLARI A.Ş.
Buyukdere Cad 205 Levent 80650 İSTANBUL
İLETİŞİMDE DÜNYA MARKASI
BİLGİTAŞ GÜVENCESİ
İSİ D İ L & 7 İ I A Ş A * Ş « TurkiyeTekDistribûtörû
BİLGİTAŞ YETKİLİ SATIŞ MERKEZLERİ
İSTANBUL: • BİLGİTAŞ A Ş (1) 175 00 20(10 HAT) • BUKOMAK Ltd (1)17227 86 • TRANSTEL LB (1)167 4134
• REBA BÜflO SISTEMLERI (1) 131 33 47 • ELEKTROSER Ltd (1| 174 13 34 • NETCOPY TC (1)5271213
MAKPAŞ A.Ş (1) 151 91 69 70 • MEYDAN KIRTASJYE (MECIOİVEKÖV) (1) 172 53 79 (KARAKÛY) (1) 144 91 70
İZMİR . • BtLGfTAŞ A.Ş (51) 13 23 24
ANKARA • • BlLGtTAŞ A.Ş («) 117 02 97
AOANA •• BlLGtTAŞ A Ş (71)1458 43
ANTALYA • BİLGİTAŞ Ud (31) 11 63 41
SAMSUN • BtLGlTAŞAŞ (36) 15 11 68
BURSA • BlLGfTAŞAŞ (24)20 40 45
UŞAK .• BİLDAŞA.Ş (641)16936
GRUPMAK Ltd (51) 21 18 22 • BÛLKOM Ud (51) 13 79 99
Inönü'nün Kürt Seferİ Bozgunu
SHP, DYP, ANAP, GÜNEYDOOU'DA ÇÖKÜYORBasında yazılmayanlarla Inönü'nün gezisi.Diyarbakır. Cizre, Idil, Mardin, Ömerli, Nusaybin, Midyat,
Uludere, Şırnak, Bitlis ve Van'da İnönü'nün başına gelenler. Polis ve gazeteci alınmayan toplantıda
muhtarlar neler anlattı. Hızla değişen siyasal tablo; kurulamayan parti örgütleri, açılamayan binalar.
Urfa'da Demirel ye İnci Baba. 2000'e Doğru ekibi liderlerin Güneydoğu gezisini izledi. Başyazı: İnönü
halkla banşmak istiyorsa...
• HANDE MIT AJANI Ml? Mehmet Agar ve Arif Yüksel
Güzelcilerin kara listesinde. Semra Özal parmağı.
M
, l • GÖLGE SÜPER VALİ HULUSİ SAYIN.
H • YENİ SOL PARTİ DOĞAMADAN TBKP KENDİ PARTİSİNİ
ı I KURUYOR. Oluşumcular: "Hadi eyvallah"
1
• BALKANLARIN EN ÖZGÜR AZINLIĞI:
YUGOSLAVYA TÜRKLERİ. Milli sorun nasıl çözülmüş?
• DGM Perinçek'e yoneltilen suçlamayı açıklamıyor. • Sol Dergiler Yenı
Demokrası" çıksaydı neler yazacaktı? • Orhan Alkaya yazdı: Adalı bir aziz,
Sait Faik • Cemal Sureya'dan "Özel Şıırler" • Futbol'da kayfoolan Yugo
pazan • Dın Bılgısı: Turan Dursun mektupları yanıtlıyor
ÇIÇEIC
CQh
ÇIÇEKİI CAMDA GELECEK!
KİMYA DERSLERİ
TECRÜBELİ ÖĞRETMENDEN
Lise Kimya Dersleri
Tel: 326 00 52
Ehliyetimi kaybettim.
Hükumsuzdur.
N/ZAMETTİN ÖZBEN
'Dikkat
kırılır'
sanat
yarattı
DOCAN ABALIOĞLU
ZÜRtH — Görsel sanat doçen-
ti Hans Rudolf Lutz, 15 yüdan bu
yana paketleme endüstrisinde di-
le gelen belirtileri toplamış, ilgili
öğretim kurumunda konuyu ser-
gilemiş.
Günumüzün hiyeroglifı diye ad-
landırabileceğımız bu sekil ve işa-
retler, norraal paketlemede belır-
tihneyen kartonun içeriğini bildir-
dıği gibi hangi iılkenin dışsatım
malı olduğunu da gösteriyormuş.
Basasağı konmaması, yan yatma-
ması, dışarıdaki hava koşulların-
dan korunması gerektiğı verileri
bu graffiti turuyle alanın dikka-
tinı pek çekmiyor, ama depolama
tekniginde büyük kolaylık sağlı-
yonnuş.
Hans Rudolf Lutz, önceleri pek
aldırmadığı, ancak öğretim uydiği
nedeniyle uğraşı dalına gırebilece-
ği görüşuyle bu bilgi ıçeren biçim-
leri incelediğinde bir sanat olayıy-
la karşılaşıyor. Ve gravürler, dam-
ga, tahta işleyenleri yülar gectik-
çe değerlendirmeye başlıyor,
emeklenne saygı duyuyor. Böyle-
ce konuyu bir kitap haline getiri-
yor.
"Günümuzüıı hiveroglifleri"nin
yapraklanm çevirdikçe en temel,
en yalın biçimlerle anlatılmak is-
tenenin vurgulanması çabasına
şapka çıkarmamak olanaksız. En
azla en çoğu verebilme tekniği di-
yebileceğimiz ve uzmanınca gör-
sel sanata giren bu sekillendirme-
ler, işaretlendirmelerin ayırdında
olanımız acaba kaç kişi?
Doğayı koruma güncel olunca,
savurganlığımızın hangi aşamada
bulunduğunun da bilincine var-
mamız önem kazanıyor. Hangi
plastik türünün havayı kirletme-
den yanabileceği örneği, çöp atık-
lanmızı bile bilinçli kullanmamız
ıstenıyor. Rrycling denen "yine
kullanma" ışlernine yarayanlan
gosterilen yerlere götürmek, çev-
re kirliliğine neden olan madde-
leri tek tek ayınp özel toplağa (de-
po) bırakraak, basılı yayın ve her
Allah'ın gunü posta kutularmı
dolduran reklamlan belli tarihler-
de paketleyip kapının önüne koy-
mak, bıreyden beklenen bir ödev.
Hatta daha ileri gidip ikinci,
uçünctt kezin hamuruyla yeniden
yapılan zarflan, kâgıtlan satın al-
mamız öneriliyor.
Butun bunlar tuketıci ekonomi-
sırun gerektırdiği zorunluluk. An-
cak AT kapısında beklerken; ha-
len çöpunu açık arttırmaya çıka-
ran belediyelerimiz yanında saba-
hın kör karaniığında, bunların
toplanmasından önce ıçinden para
edecek bir şeylerı arayan ınsanla-
rımızı duşunürsek nerede olduğu-
muzu, hangi çağı atladığımızı da-
ha iyi anlayanlarımız da olur mu
dersinız?