01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 13 MAYIS 1990 Türk Parasının IJç Sıfın HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU Bayramdan önce Gunaydın Gazetesı'nın ekono- mı sayfalarında gözume ıhştı, Merkez Bankası Baş- kanı Rüşdu Saracoğlu Türk parasından uç sıfınn atılacağını, Turgut Özal'ın da bu duşunceden ya- na olduğunu bıldırerek böylece paramızın güçlene ceğmı açıklıyor, bu operasyonun sağlayacağı >a- rarlan sayıp döküyordu Pek şaşırmadım Ekono- mımız, Barbaros Bulvan bayınnda frenı patlayan bır kamyon gıbı hızla çökuşe doğru gıdıyor Bu- günkü ıktıdaı, ekonomık politıkadan "sıfır" almış- tı, hem de bır değıl, "uç sıfır." Anlaşılan şımdı bu sıfırları sırtından atmak ıçın Merkez Bankası'ru bır araç olarak kullanmak ıstıyor Sıfırlar atılırsa "şu olacak, bu olacak, paramız ıstıkrara kavuşacak, konvertıbıhte kola>laşacak v d , v d " Hepsını anladık, ama bugunku ekononuk duzen, daha doğrusu düzensızlık ortamında enflasyon ge- nleyecek mı' Tuccar ve esnaf, uç sıfır atıldıktan sonra elındekı 10 000 lıralık malı 10 lırava verme- ye yanaşacak mı'1 Malura ya, lıberal ekonomı sıs- temı ıçındeyız, vuran vurana, kıran kırana bır gı dış var Bu gıdışle üç sıfır atıldıktan sonra sapta nacak >eru fıyat ayarlarnalannı kım, hangı makarn denetleyecek'' Lıberal ekonomıde hıç denetleme olur mu9 Eğer durüst bır denetleme olsaydı, bır kaç vıl ıçınde mılyarderler, dahası, trılyonerler tu- remez, emekçı, dar ve sabıt gelırlıler çöküntuye uğ ramazdı Banker faaası olmazdı Ulusal gelınn da ğıhmında görece bır adalet sağlanabılırdı, am bun lan düşünen kım? Bır tek kışının sıyasal hırsına alet olan bır partı ıktıdarı, 26 Mart 1989 seçımlennde halk tabanını yıtırdığı halde TBMM'dekı dıkta du- rumunu surdüruyor Bütün sorunların çözumü po- lıtık çıkarlara göre ayarlanıyor, bütun >asalar, yasa gücundekı kararnamder de öyle çıkarılıyor Bunun adına "parlamentonun çoğunluk dıktası" denır Dıkkat ettmızse, "parlamentonun" dedım, çünku Meclıs'tekı çoğunluk 12 Eylul'ün kalınası olan ada letsız bır seçım yasası ıle sağlanmıştır 26 Mart ye- rel seçımlennde ıse halkın buyuk çoğunluğunun parlamentodakı ıktıdar panısmın arkasında olma- dığı ortaya çıkmıştır Şımdı 12 Eylul 1980 surecı, parlamenter demok- rası aldalmacası altında devam etmektedır Muha lefetın butun gensoru onergelen ıktıdar mılletve- kıllerınce arka arkaya reddedılmekte, böylece TBMM'de denetım felce uğratılmaktadır Nasıl bır demokrasıdır bu9 Şımdı de Turk parası>la oynayarak halkı bır sure daha bö>le oyalamak ıstıvorlar Para ıle ne kadar ovnarlarsa ovnasınlar az once belırttığım gıbı enf lasNon durmayacaktır "Benzer koşullar, benzer so- nuçlar dogurur" yasasını bızler daha ortaokulda oğrenmıştık Sa>m ıktıdar polıukacılan bunu da- ha öğrenmedıler mı acaba9 Bövle söyleyıp yazanlara "Yenı bır asken mu- dahaleye davetıye mi çıkannak isliyorsunnz?" dı- yorlar Ne münasebet' Bu satırların yazarının ılk Türkıye Buyuk Mıl let Meclısı'ne olan hayranlığı, mıllı mucadelenın, her şeye askerın egemen olduğu o ölum kalım gun- lerınde bıle Mechs ıçınde mıhtarıst bır havanın es- tınlmemesınden ve hukümet denetımının kıyasıya denebılecek boyutlarda yapılmasından doğmakta dır Ustelık, daha geçenlerde yazdım, 27 Mayıs 1960 Devrımı dışındakı askerı mudahalelerın ardından gelen her genel seçımde parlamentonun duzeyı bır öncekının altında oluvor Kaldı kı "12 Mart" ve "12 E>lul" başlıkh kıtaplarımda askersel muda- halelere karşı olduğum açık seçık belirtılmıştır Bu- gunku ıktıdarın tutumunu eleştırmemızın nedenı, onu oluşturan efendılerı uvarmak \e onlara ulke mızın dış tehhkelerle çevrılı olduğu şu dönemde yurtseverlık görevlerını anımsatmaktır Bu durum- dan çıkmanın en doğru >olu da "ılle 1992" deme vıp bır erken seçımle halka baş\urmaktır * • * Üç sıfınn atılacağı habennı okuyunca, yaklaşık uç buçuk yıl once, 21 12 1986'da bu sutunlarda çı- kan "40 Kuruş-45.000 Kuruş" başlıklı yazımı anım- sadım Ondakı duşuncelerı evırıp çevırıp yenıden yazmaktansa, o yazıyı, yalnızca paramızın gunu- muzdeki değenne gore duzenleyip yenıden sutun- larıma almayı daha dıirust bır davranış olarak gör- dum Geçen hafta çıkan yazımın sonundakı "INot" ta, eğer dıkkat ettmızse, "dontıp dolaşıp katmer- leşerek tekrer tekrar karşımza çıkan ayıu ulke &o* runlanyla ugraşmaktan bıkmadınızsa..." koşulu vardı Ben şımdüık bıkmamaya çalışıyorum Üçbu- (Arkası 14. Sayfada) EVET/HAYIR OKTAyAKBAL Sait Faik'le Birlikte... ûlumunden az önce bır soru sormuşlardı ' Kıbar zumreyı hıç kaleme almazsınız nıçın7 ' Saıt Faık şöyle yanıtlamıstı "Kıbar zümreyı hıç sevmem de ondan Bana oyle gelır kı on- lar yaşamaktan hıç zevk almazlar Yaşamaktan zevk alanları se- (Arkası 14. Sayfada) T.C. KAYSERİ 3. SULH CEZA MAHKEMESİ Esas no 1989/887 Karar no 1989/1068 C S E no 1989/3406-1291 Hâkım Alı Bayraktar 19326 Kâtıp Gursel özturk 1040 Davacı K H Sanık Mehmet Çekıç Mahmut oğ 1966 D lu Kayserı Gavremoğ- lu Mh Yıldız Sk No 10/A'da pasta ımalatçısı Suç Gıda maddelen tuzuğüne muhalefet Suç tanhı 22 8 1989 Sanık hakkmda açılan kamu davasımn mahkememızdekı yapılan açık yargılamassnda G Duşunuldu, Sanığın flıl tanhınde ımal ettığı pastalarda acılık bulunması ve staphylococus uremesıne gelınce bu bozulma ve bak terı urernesının ınsan sağlığına az veva çok zarar verecek durumda bulunması nedenı ıle ve pastanın ımalınde temızlık şartlanna rıayst edılmemesı nedenı ıle musnet suçu ışledığı ve bu suretle uzerıne atıh suçtan mahkememızce TCK'nın 396, 402/1 2 3506 sy yasanın değı şen 647 savılı vasanın 4' 1 mad uyannca netıceten 4^0 000 lıra ağır para ».ezası, uç ay sure ıle curme vasıta kıldığı meslek sanat ve tıcare tınm tatılıne, cürme vasıta kıldığı ışyerının yedı gun süre ıle kapatıl masına, karar venldığı ahetle ış bu ılam ılerde sanıktan alınmak uzere tstanbul, Izmır ve Ankara'da neşredılen tırajı >uz bının üzerınde bır veya ıkı gazetede ve suç mahalhnde vayımlanan yerel bır gazetede ılan edılmesıne karar verıldı 19 4 1990 P E N C E R E Sevginin Tümelliği Insan duşunen hayvandır Ilk çağlardan ben duşunmeye cabalamış ınsan, ama kolay mı duşünmek' Mağara ınsanı ıçın her şey korkuydu her olay urku yaratıyor- du, yağmur, şımşek, gökgurultûsü, fırtına, gündüz, gece bırer korkunç bulmacaydı evrende olup bıtenler tam bır kargaşaydı Insan bu kargaşadan tedırgındı bır anlam vermeye çalışıyordu çevresıne kendısıne, doğaya evrene Eskı Yunan rnıtolojısı, bu çabanın urunudur Mıtolojıde bır dü- zenı vardır dunyanın, tanrılar her şeyı yönetırler, aşkı, fırtınayı, şımşeğı, gökgürultüsunu ve her şeyı ınsan tanrılara ve tanrıça- lara bağlar Tek tanrılı dınlere geçınceye kadar az çıle çekmemış ınsan, kafasındakı kargaşanın durulması ıçın ılle de çevresınde olup bıtenlere bır anlam vermesı gerek değıl mı? Daha sonra da çıle bıtmıyor dınsellık hep ağır basıyor msanoğlunu özgurce duşun- mekten yoksun bırakıyor, deneysel bılıme daha yüzyıllar var, ka- ranlık suruyor Duşunen ınsanın seruvenınde "tasavvuf tek tanrılı dınlerden önce doğuyor, ılk ızlerıne eskı Hınt'te Yunan'da Mısır'da rasla- nıyor Ne demek tasavvuf"7 Evrenı açıklayıcı bır dunya görüşü1 Mutasavvıf, ınsanı-tannyı-evrenı butünleştırıp özdeşleştıren kışı- dır varlığın bırlığPne ınanıyor Tann'yı ınsanda arıyor, ınsanda Tanrı yı Doğada her şey bırbınnın yansımasıdır, sevgı, evrenı kucaklayarak sıcaklığında erıtır muhabbetın ozü yaratanla ya- ratılanın teklığındedır • Islamda tasavvuf düşuncesı başlangıçta tepkıyle karşılandı Şerıatçılar mutasavvıfların Kuran'a ters düştuğünu ılerı sürdü- ler Çok kurban verıldı bu yolda, ama sonuçta tasavvuf ıster ıs- temez geçerlı ve aĞtrtıklı bır akıma dönüştü, ayetlerde kaynak- (Arkası 14 Sayfada) ü n ü , K u t l u O l s u n Sevenlerden sevilenlere bugün ve hergün. İ5LPARIZ1EN, S O N 1 0 Y 1 L I N ( J K I İ S İ M T A I U . O İ Fılodakı uçak sayısı Koltuk sayısı Taşınan \olcu sayısı Uçulan kılometre Sefer sayısı Uçulan nokta sayısı Uçuş ekıbı personel sayısı 1980 21 3.241 1 590 416 19 468 337 21458 39 606 1989 1 35 5 602 1 4 179 000 1 45 275 000 41407 67 1 307 10 YıldaNereden Nereye... Son on yılın tablosuna baktığı- mızda, küçümsenemeyecek bir yol aldığımızı görüyoruz. Bu gelişme bize, gelecek on yıllar için de cesa- ret veriyor. Ancak, önümüzde her zamankin- den daha çetin bir dönem var. 9O'lı yıllarda, havayolu taşımacı- lığında önemli yapısal değişimler ola- cak... yoğun bir rekabet ortamı yaşana- caktır: Şimdiden dev havayolu şirket- leri Avrupa Tek Pazan'na hazırlanmak- ta, pazar paylannı artırmak için tiim imkânlannı seferber etmektedirler... Böyle bir ortamda rekabet edebil- mek için, uluslararası standartlann da üstünde hizmet vermek zorundayız. Amacımız, uçtuğumuz tüm hava- limanlannda, her açıdan olumlu, gurur verici bir Türkiye imajı yansıtmaktır. Konforlu, modern uçaklarımızla, zamanında kalkış-inişlerimizle, usta pilotlanmız ve güleryüzlü hosteslerimizle... Amacımız, 2000'li yıllarda, dünya havacılık pazannda bize yakışan yeri almaktır. TÜRK HAVAYOLLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle